Şimdi Ara

kim demiş fakir ülkeyiz diye!!!!!!! (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
34
Cevap
0
Favori
814
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • sayılar dogrumu değilmi emin değilim ama bu verilerle kesinlikle zenginiz onlardan..

    bir başbakan ucak rahatsız konforlu değil yeni alın dermi..

    yada üstteki arkadaş gibi zmanaında ceylan derisi koltuk istermi..ne olacak parayı basan aşireti olan milletvekili oluyor..neyi temsil ettigini de bilmiyor..ankaraya uyumak için gidiyor..
  • bi işe yarasa içim yanmayacak valla.eğer hakkını vereceklerse helal olsun ama adamlar fahişe atıyolar arabaya
  • Yazı sanırım Yılmaz Özdil'in,çok doğru bir yazı bence...
  • lanet olsun bu ülkeyi sömürenlere
  • Tipik ortadoğu ülkesiyiz işte hayatta bir işe yaramayan adamlar alavere dalavere çevirip aslında hakkı olmadığı halde biryerlere geldiklerinde bunu hazmedemeyip egolarını tatmin için gösteriş budalası kesiliyorlar.

    Güce tapan yalakalar da etraflarını sarıp k.çlarına giyecek donları olmadığı halde onları alkışlayarak "bu millet sizinle gurur duyuyor" naraları eşliğinde yağcılık görevlerini yerine getiriyorlar "belki bana da yalayacak bir kemik atarlar" diye umut ederek.

    İnsanlar açlık ve sefaletin farkına varmasın diye de birtakım düşmanlar uydururlar, olmadı "din-iman-peygamber-türban" nutukları atarak veya kimin eli kimin bilmem neresinde magazin programlar ile, futbol ile uyuturlar milleti.

    Herkese iyi uykular. Umarım daha kötü kabuslara uyanmazsınız...




  • Daha ne bilinmeyenler bir bilseniz onları söylersem bunlar yanın %0,000000000000000001 kalır.....Ama bilirsiniz söylenmez....
  • quote:

    Orjinalden alıntı: schumi_FB_vinsanity

    Bizim "kalantor" devletin kaç "makam aracı" var?
    >84 bin
    >Fakir Almanya'nın?
    >15 bin
    >Gariban İngiltere'nin?
    >12 bin
    >Dilenci Japonya'nın?
    >10 bin
    >Berduş Fransa'nın?
    >9 bin
    >84 bin makam aracı günde 5 litre benzin yaksa?
    >Rafineri...
    >
    >Bizim "zengin" devletin kaç "makam uçağı" var?
    >19
    >Fakir Almanya'nın?
    >14
    >Yoksul Norveç'in?
    >3
    >Zavallı Yunanistan'ın?
    >1
    >
    >Bunları durup dururken neden yazıyorum? Şunun için...
    >İngiltere'nin Başbakanı
    >"benim uçak eskidi, Türkiye Başbakanınaldığı uçaktan istiyorum" demiş...
    >Kendi hükümetinin Maliye Bakanı,
    >"Eski meski, idare et kardeşim" cevabını vermiş,
    >"Biz vergiyi sokaktan toplamıyoruz, çok paran varsa kendi cebinden al..."
    >Niye?
    >Gariban ülke çünkü...



    neden 84 bin makam aracı var biliyormusun, bizim milletimiz kendini temsil edenlerin en iyi şekilde görünmesini diğer ülkelere karşı görünüş ve saltanat bakımından aşağıda kalmaması için herşeyini verir. eskiden böyleydi , şimdi istemesede veriyor.
    bizi temsil edenlerde biizm bu iyi niyetimizi en iyi şekilde kullanıyor.

    o 84bin araç benzin parasımı ödüyor sanki, herşey beleş . bu yüzden fakiriz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi bluelion -- 7 Eylül 2006; 18:08:58 >




  • ya bu başımızdakiler cidden malın teki ya
  • ginede fikirlerde bir ilerleme var?oda internet ve televizyon sayesinde.Zira 30 sene evvel bu laflari soyleyenleri hapse atiyorlardi yada kominist damgasi vuruyorlardi!!!
    Bizim milletimiz tuhaftir,anlamasida kittir!!!30 sene evvel,okumak için gittigim avrupadan ilk tatile geldigimde,oradaki isçilerin evlerinin ve arabalarinin oldugunu vede tatile gittiklerini soyledigim zaman bana kominist olmussun diyorlardi,hele hiç unutmayacagim,rôntgen teknisyeni olan dayim a senin gibi çalisanlarin senden 20 kere maas aldiklarini ama hastanede orasi ile onun çalistigi hastanenin fiyatlarinin ayni oldugunu fakat aradaki farkin kimin cebine gittigini sordugumda,nerdeyse beni dövecekti!!!gavur olmusum diye
    nerden nereye
    bir sey daha ekleyeyim
    buradaki bakanlar ise,bisiklet,metro veya otobusle gittiklerini soylesem inanirmisiniz?Hemde tek baslarina,ne koruma var nede arkalarinda yalakalar



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 2000watts -- 7 Eylül 2006; 20:32:40 >
  • Adamlara bak, yemiyor içmiyor bize borç vermek için didip duruyorlar...

























  • Bizim Türk milletinin diğer milletlerden ayıran tek büyük özellik

    bizler kolay yoldan, yattığımız yerden zengin olma hayallerini kurarız "bakınız; iddaa'dır sayısaldır definedir

    başka milletlerde insanlar gayret gösterip okuyarak çalışarak zengin olma hayalleri kurar

    bizim milletimiz koyun gibidir nereye sürersen oraya gider
  • quote:

    Orjinalden alıntı: bluelion

    neden 84 bin makam aracı var biliyormusun, bizim milletimiz kendini temsil edenlerin en iyi şekilde görünmesini diğer ülkelere karşı görünüş ve saltanat bakımından aşağıda kalmaması için herşeyini verir. eskiden böyleydi , şimdi istemesede veriyor.
    bizi temsil edenlerde biizm bu iyi niyetimizi en iyi şekilde kullanıyor.

    o 84bin araç benzin parasımı ödüyor sanki, herşey beleş . bu yüzden fakiriz.


    Osmanlı İmparatorluğunun yükselme devri padişahı Yavuz Sultan Selim kıyafetlerine hiç önem vermezdi. İyice eskimediği sürece giyilecek durumdaki elbiselerini giyer, devlet hazinesindeki israfa çok şiddetle tepki gösterirdi. Onun öfkesinden korkan vezirler de yeni elbiselere para ödemedikleri için zamanla eski kılıklarla ortalıkta dolaşmaya başladılar. Sadece veliaht Süleyman (Kanuni) yeni elbiseleri çok sevdiği, sürekli yeni şalvarlar yaptırıp giydiği için yeni elbiselerle dolaşır, babası Yavuz da ona "şalvarlı" diye takılırdı.

    Günün birinde büyük bir Avrupa ülkesinin elçisinin İstanbul'a geleceği duyuldu. Vezirlerin fena halde canı sıkıldı çünkü gelecek olan elçi muhakkak saray erkanının eski kıyafetlerini görecekti. Düşünüp taşındılar ve Yavuz Selim'den yeni elbiseler için izin istemeye Sadrazam'ı gönderdiler. Sadrazam korka titreye durumu padişaha anlattı. Osmanlının itibarının zedelenebileceğini, Avrupa'da "Korkunç ve büyük Türk" düşüncesinin de zarar görebileceğini söyleyerek yeni elbiseler için izin istedi. Yavuz "Uygundur. Gelecek elçiyi şanımıza yakışır şekilde karşılamak gerekir" diyerek umulmadık şekilde olumlu cevap verdi. İçi rahatlayan sadrazam ve vezirler hemen kendilerine muhteşem elbiseler yaptırmak için saray terzisine gittiler, bir yandan da elçiyi karşılama hazırlıklarına giriştiler.

    Elçinin huzura çıkış günü gelmişti. Tüm vezirler va saray erkanı padişahın huzuruna çıkınca bir de ne görsünler: Yavuz Selim her zamanki eski kıyafetleriyle tahtta oturmuyor mu? Kendi muhteşem kılıklarından utanan vezirler "acaba Sultan ne diyecek" diye korkuyla beklemeye başladılar. Tahtın hemen önünde pırıl pırıl parlayan çok keskin bir kılıç durmaktaydı. Öyle ki pırıltısı gözleri almakta, tahhta oturan padişah kapıdan giren birisi tarafından çok zor seçilmekteydi.

    Elçinin geldiği haber verildi. Padişahın buyruğuyla içeri alınan elçi, padişah ve vezirleri ile kısa bir görüşme yaptıktan sonra huzurdan ayrıldı. Elçi çıkar çıkmaz Yavuz Selim vezirlerine "Gidin sorun bakalım elçi beni nasıl bulmuş?" diye emretti. Saraydan çıkmakta olan elçiye yetişip padişahı sorduklarında elçi "O kılıcın parıltısı gözümü öyle aldı ki kendilerini göremedim bile" cevabını aldılar. Yavuz Selim'e bu cevapla geldiklerinde o yerinden kalktı ve kılıcı gösterek "İşte devletin büyüklüğünü bu kılıçtan anlayabilirsiniz. Bu kılıç ne kadar parlarsa bizden o kadar korkarlar. Ama bu kılıç bilenmez ve kullanılmamaktan paslanırsa pırıltısını kaybeder. O zaman bizi hem görür hem de tepeden bakarlar" diyerek unutulmaz bir ders verdi.

    Bu olaydan alınacak büyük dersler var. Anlayana...




  • Peki bu ülkede doktordan daha fazla makam şoförü olduğunu biliyormusunuz?
  • bu ülkede örnek olunacak birşey olmucak mı acaba çok merak ediyorum.
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.