Şimdi Ara

Kısa Öyküm: Rüşvet

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
0
Favori
491
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Rüşvet

    Meslektaşının söylediklerini kelime kelime aklından geçiriyordu pek
    zavallı polis. Zavallıydı çünkü diğer polislerin aksine bir türlü rüşvet almayı
    becerememişti. Birçok kez denemek istemişti ancak daha başlamadan
    korkusunun ve beceriksizliğinin kurbanı olmuştu. Ne yaptıysa yapsın bir
    türlü para almayı becerememişti. Belki ofiste çalışmanın verdiği
    gerginlikten ötürü yapamıyordu. Belki de trafik polisi olsa çoktan zengin
    olmuştu. Ancak diğer ofis polisleri rahatlıkla yaparken pek zavallı polis
    neden yapamıyordu? Vezneye ne zaman biri gelse ve zavallı polisin
    aklından rüşvet geçse, hemen o anda kekelemeye ve terlemeye
    başlıyordu. Öyle ki polislerden çekinen bazı kimseler, bu zavallı polis
    karşısında horozlanıyordu. Hatta kaba saba davrananlar bile olmuştu.
    Göbekli polislerin aksine bu kekeleyen ve terleyen polis sıskaydı. Öyle
    böyle sıksa değil hem de. 'Fasulye sırığı' da diğer bir lakabıydı. Gerçi
    'zavallı' yerine 'fasulye sırığı' diye adlandırılmayı tercih ederdi ama ne
    zaman tercihleri ciddiye alındı ki? Başarısızlığın ve ezikliğin yaşayan
    örneğiydi bu zavallı polis. Birer birer uygulaması gerektiği sözleri
    tekrarladı içinden: "Heyecanlanma! Kekeleme! Sert görün. Belgeleri al.
    'Bir şeyler eksik sanırım' diye geri uzat. Ve kurbanın gözlerine manalı
    manalı bak." Bu sözler rüşvet alma konusunda uzman sayılabilecek bir
    meslektaşı tarafından söylenmişti. Bu direktifler yapıldığında başarılı
    olacağına oldukça inanmıştı kekeleyen ve sürekli terleyen sıska polis.


    Sıska polis veznede beklerken içeriye kısa boylu, takım elbiseli ancak
    oldukça rüküş bir adam girdi. Bol kesimli takım elbisesi içinde boğulur gibi
    bir hali vardı. Bir an veznelerden birkaç metre uzakta uzunca ayakta
    dikildi. Sanırım hangi vezneye gideceğini karar vermeye çalışıyordu. Sıska
    polis, bu adamı süzerken göz göze geldiler. Hemen gözlerini aşağıya
    indirdi polis. Gözleri aşağıdayken adamın ayak seslerini duyuyordu. "öh
    öh" diye boğazını temizleyerek söze girdi rüküş adam, "Affedersiniz
    memur bey. Şu belgeleri onaylatmak için gelmiştim". Nihayet bir kurban
    gelmişti. Ancak Türkçesi, kıyafetine göre oldukça iyiydi. "Eğitimli olsa
    gerek" diye düşündü. Zavallı polis terlemeye başladı hemen. Yüzü de
    kızarmıştı. Bacakları rüzgarda sarsılan ağaçlar gibi titriyordu. Söze
    başlamadan hemen sihirli talimatları hatırladı: "Heyecanlanma! Kekeleme!
    Sert görün. Belgeleri al. 'Bir şeyler eksik sanırım' diye geri uzat. Ve
    kurbanın gözlerine manalı manalı bak." Heyecanlanmaması gerekiyordu
    ama heyecanlanmıştı. Hemen sakinleşmesi lazımdı. "Sakinleş! Sakin ol!
    Yapabilirsin! Yapacaksın!" diye heyecanını yok etmeye çalışıyordu polis.
    Gözlerini kaldırdı, gülümsedi ve "Bel- Belgelere bakalım" dedi. "Kahretsin!
    Kekeliyorum. Sakin sakin sakin" dedi kendine kendine. Adam belgeleri
    uzattı. Sıska polis talimatları düşünmeye başladı. Sert görünmesi lazımdı.
    Oysa o başta gülümsemişti. "Aptal! Aptal!" diye kızdı kendine. "Şimdi o
    beni sert değil, nazik polis olarak algılamıştır" diye geçirdi aklından. Bir
    şekilde 'kötü polisi' oynaması lazımdı. "Bu belgeler neden sırasına göre
    dizilmemiş? Ben mi dizeceğim senin yerine? " diyerek sert çıkış yaptı.
    Adam, "Şey ben-" diyecekti ki "Tamam tamam bekleyin şurada!" diyerek
    sözünü kesti polis. Sert görünmüştü. Oldukça sert. Bunu adamın şaşkın
    suratından anlamıştı. Gülümsedi. "Sanırım başaracağım" diye düşündü.


    "Heyecanlanma! Kekeleme! Sert görün. Belgeleri al. 'Bir şeyler eksik
    sanırım' diye geri uzat. Ve kurbanın gözlerine manalı manalı
    bak." Talimatları oldukça iyi gerçekleştiriyordu artık pek kekelemeyen ve
    terlemeyen polis. Kurbanının gözünü korkutmuştu. Artık tek bir darbe
    kalmıştı. Bu da gerçekleşirse başarısızlık lanetinden kurtulacaktı. Artık
    'zavallı' olmayacaktı. Artık farklı olmayacaktı. Sıradan olacaktı.
    Sıradanlığın müthiş zevkini tadacaktı. Son bir adım kalmıştı. Heyecanlandı
    ama bu kez başarının yakınlığının verdiği bir duyguyla. Belgeleri inceler
    gibi yaparak geri uzattı adama. "Bu belgeler tamam ama sanırım bir
    şeyler eksik" dedi ve hemen kafasını eğerek bir şeyle ilgileniyormuş gibi
    yaptı polis. Gülümsememek için kendini zor tutuyordu. Başarmıştı. Adam
    şimdi çaktırmadan para uzatacaktı. "Anlamadım ne eksik?" dedi adam.
    Karnına yumruk yemişti sanki polis. Göz bebeği aniden büyüdü. Kalbinin
    atışları hızlandı. Kulağıysa sanki sadece bu kalbin atışlarını duyuyordu.
    Dum dum dum diye ritmik bir ses. "Nasıl anlamaz?" dedi polis kendine
    kendine. "Her şeyi doğru yaptım" dedi. Sonra direktifleri hatırlamaya
    çalıştı. "Heyecanlanmadım. Kekelemedim. Sert göründüm. Belgeleri
    aldım. 'Bir şeyler eksik sanırım' diye geri uzattım. Ve kurbanın gözlerine
    man-" derken durakaldı. "Hayır olamaz! Gözlerine anlamlı anlamlı
    bakmadım! Gözlerimi eğdim!" dedi hızla kendine. Gözlerine bakmak
    yerine kaçırmayı tercih etmişti o an zavallı polis. Direktiflerden birini
    gerçekleştirememişti. "Başaramadım! Başaramadım!" diye ağlayacak oldu
    polis.


    Babasının dediği gibi her zaman başarısız olarak mı kalacaktı? En son neyi
    başarmıştı bu pek zavallı polis? Evlenememişti. Ev alamamıştı. Polis
    olması bile babasının arkadaşı sayesinde olmuştu. Rüşvet geleneğine
    uyum sağlayamamıştı. Bundan rahatsız olan birkaç polis yardım etmesine
    rağmen ve birkaç basit talimat söylemesine rağmen bunu da
    başaramamıştı. Her daim kaybedecekti. "Hayır!" dedi. "Bu kez ne olursa
    olsun başaracağım" dedi. Kafasını kaldırdı. Adama öyle bir bakış attı ki
    adam korkmaya başlamıştı. "Belgeleri tekrar uzatın!" dedi. Bunu derken
    sesinde ne bir endişe ne de bir heyecan seziliyordu, aksine öfke hakimdi.
    Adam korkudan denilenleri hemen yaptı. Sıska ve öfkeli polis, bu kez
    belgeleri alır almaz geri verdi ve "Gördüğün gibi bir şey ek-sik!" dedi. Bu
    kez takım elbiseli adam kekelemeye başlamıştı. Bunun nedeni ağzı açık
    kaldığından da olabilir. "Na- na- nasıl? Be- Ben an- anlamadım memur
    bey" diyebildi nihayet. Sıska polis oldukça öfkeliydi. Adamın tekrar
    anlamaması, onu öfkeden deliye döndürmek üzeriydi. Sert bir şekilde
    belgeleri adamın elinden aldı ve aynı hızla geri uzattı, "Eksik! Bir şey
    eksik! Aptal herif! Anlamadın mı hala? E-K-S-i-K diyorum sana eksik!"
    dedi bağırırcasına. Adam korku, endişe ve şaşkınlık duygularını aynı anda
    yaşıyordu. Yan veznedeki polis de endişelenmeye başlamıştı. Dikkatle
    sıska polisi izliyordu. Sonra ayağa kalktı yandaki polis. "Sen bir nefes al
    istersen. Ben bakayım" dedi. Sıska polis şahin gibi kurbanına kitlenmiş
    iken yavaşça yandaki polise döndü. Omuzdan tuttu ve iterek oturmasını
    sağladı. "Sen işine bak! Ben yapacağım bu işi " dedi. Komşu polis ne
    yapacağını şaşırmıştı. Bu ezik polisi hiç böyle görmemişti. Bir an "Bu da
    kim?" diyesi geldi.


    Öfke insanı değiştirebilir mi? Herkesi değiştirir mi bilinmez ama
    kekeleyen, terleyen, alay edilen sıska polisi değiştirdiği bir gerçek. Artık
    eskisi gibi davranmıyordu. Öfkeliydi. Hatta öfkeden sonraki faza geçmek
    üzereydi. Bu öfke herkesi şaşkın hale sokmuştu. Polisi asabi görmeye
    alışkın halk bile bu öfkeli polisten korkmuştu. Artık zavallı olan polis değil,
    takım elbiseli adam gibi görünüyordu. Korkmuş ve şaşırmış bir şekilde
    avcının önünde bekliyordu. "Hala anlamadın değil mi gerizekalı ?" dedi
    öfkeli sıska polis. Zavallı adamsa bu soru karşısında yutkunmakla
    yetindi. "Heyecanlanmadım.Kekelemedim. Sert göründüm. Belgeleri
    aldım. 'Bir şeyler eksik sanırım' diye geri uzattım sana. Ve kurbanın yani
    senin gözlerine manalı manalı baktım ve sen hala anlamadın öyle mi" dedi
    ağlarcasına. "Ku- Kurban mı?" dedi şaşkınlıkla. "Evet kurbansın. Senden
    rüşvet alacağım. Bana nakit vereceksin, para vereceksin bana. Ben de
    senin belgelerini onaylayacağım. Para Para Para" dedi dişlerini sıkarak.
    Adam artık gitmenin zamanı geldiğini anlamış olacak ki "Be- ben gideyim.
    So- Sonra gelirim" dedi ve belgelerini almadan geri geri adım atmaya
    başladı. "Gidemez! Giderse para alamam, rüşvet alamam, başaramam"
    dedi aklından çok öfkeli polis. Elini beline götürdü ve bir hamle ile silahına
    çekti. "Duuur!" diye bağırdı adama. "Yoksa vururum seni!" dedi. Bir anda
    polis ofisinde çığlıklar duyulmuştu. Diğer polisler yakınarak ayağa
    kalkmıştı. Bunların hiçbirini algılayamıyordu öfkeli polis. Bütün dikkatini
    kurbanının üzerindeydi. "Hemen bana para vereceksin!" dedi. Zavallı
    adam dona kalmıştı. "Hemeen!" diye bağırdı. Adam hemen ceplerini
    karıştırmaya başladı. "Be- be- benim param yok. Yani üzerimde. Yani ay
    sonu." dedi.

    Titriyordu rüşvet isteyen polis. Artık sadece bacakları değil, her yeri
    titriyordu. "Parası mı yok?" dedi sesli bir şekilde. "Parası yoksa para
    veremez, ben de rüşvet alamam" dedi kendi kendine. "O zaman da
    başaramam" dedi ardından. "Başarısız olamam ben. Başarmam lazım,
    başarısız olamam ben" diye sayıklamaya başladı. Öfkesi gitmiş gibiydi.
    Şimdi daha çok boşlukta süzülen polen gibiydi. Aniden ağlamaya başladı.
    Sonra da dişlerini sıkabildiği kadar sıktı. Kurbanına bakarak bağırmaya
    başladı. "Ben başarısız olamam" dedi bağırarak. Ardından gülmeye başladı.
    "Başarısız olamam bu kez" dedi gülerek. Ve iki el ateş etti. Kurşunlar
    zavallı adama isabet etmişti. Salon çığlıklarla dolmuştu. Üniformalı herkes
    hareket halindeydi. Onlardan biri katil polisin üzerine atladı. Ama katil
    polis kahkaha atarak gülüyordu. Zavallı adamcağız ölmek üzereydi.
    Katilse hala gülüyordu. Bir şeyler söylemeye çalışıyordu ama gülmekten
    bir türlü diyememişti. En sonunda heceleyerek "Başarısız olmayacağım"
    diyebildi.

    Bu kısa öykü Sare Edebiyat Dergisinde yayımlanmıştır.
    Kaynak:http://www.saredergisi.com/sayi1/







  • Ellerine sağlık
  • mesajım bulunsun uzun gece okucam
  • Öyküyü de beğenmedim, çıkardığım sonuçları da.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Umut

    Öyküyü de beğenmedim, çıkardığım sonuçları da.


    Öncelikle okuduğun için teşekkür ederim ama bana yardımcı olmak açısından tam olarak neleri beğenmediğini açıklamamışsın. Bunları da belirtirsen çok sevinirim.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    BİR GARİP BOŞANMA SÜRECİ
    5 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1

Benzer içerikler

- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.