Komünizm ve Liberalizme Neden Alternatif Yapılamadı (2. sayfa)

kuzey korede komünizm yok dengesiz birinin diktatörlüğü var.

Komunizmde bütün güç yetki devleti yönetenlerdedir.

Devleti yöneten kişi veya gruplar bu gücü aldıklarında zorunlu olarak bu gücü muhafaza etme eğilimi göstereceklerinden zamanla diktatörleşirler.

Kapitalizim ve liberalizm kendine hizmet yoludur diyip kestirip atamayız

Kapitalizm ve liberalizmin özünde insanı pra kazanmaya motive etsede bu iki sistemin düzgün işlediği hukuk devletlerinde para kazanmanın yolu başkalarına hizmetten geçer.

Özünde beliki insanlar başkalarına hizmeti amaçlamaz, para kazanmayı amaçlar ama bunu yapabilmek için başkalarına hizmet etmek zorunda kalır.

Cihangir solcuları her 10 senede bir kapitalizmim sonu geldi kapitalizm balonu patladı demesine rağmen kapitalizmin hala çökmemesinin sebebi budur.

@mechatengu

komunizm demokrasiye ters diyorsunuz yani? komunizm ne için kuruldu? adil olmak icin, demokrasi adil değil mi? cevap adil ise kendinizle celismis olursunuz. geçmişte diktatorluge dönüşmüş orneklere dayanarak nesnel argümanları curutemezsiniz.

ben size kapitalizmin hatalı oldugunu bir cok ornekle kanitlarim.

hacı, ben sana kafamdaki ideolojiyi yazayım sen adına ne dersen de.

1: dünyanın tek devlet ve tek dil olması.

2: mülk sahipliği yok.

3: insanın insanla rekabeti yok, para yok.

4: partiler yok, devlet başkanı ve milletvekilleri yine halkın seçimleriyle belirleniyor (ehliyetsiz adama araba kullanmanın yasak olduğu gibi yeterli olmayanların oy kullanma hakkı yok).

kapitalizmin saçma sapan entrikalarıyla hem gelişimin önü kesiliyor hem de adil olmayan bir düzende yaşıyoruz. hayvanlardan ayrılalı çok zaman geçti, artık kopun şu alışkanlıklarınızdan  

adil olmak maksadıyla kurulmuş olması başka bir şey (kaldı ki gelir paylaşımında adil olmak maksadı ile kuruldu) adil olması başka bir şey. ayrıca adalet= demokrasi demek değildir. demokrasi başka bir şeydir adalet başka bir şeydir.

O zman hz ömerin adaleti vss şeriat da çok adaletli sistem. adaletli olduğu için de demokrasi falan da içeriyor senin mantığına göre.

Yine kaldı ki komunizm gelir paylaşımında bile adil değildir. Çok çalışan ile az çalışanın aynı şeye sahip olduğu bir sistemde adaletten bahsedilemez.

Ayrıca ben örneğe falan da dayanmadım çavuşeskudan, kim hanedanından, stalinden bahsetmek işin kolayı.

Komunist rejimlerin neden diktatörlüğe dönüştüğünü sebepleriyle yazdım. Burada örneğe dayanan sensin. "geçmişte diktatorluge dönüşmüş orneklere dayanarak nesnel argümanları bıdı bıdı" diye ezbere konusuyosun.

bir üstte olması gerekeni yazdım, yönetimi beğenmezsen değiştirirsin, diktatörlük bıdı bıdı keklemişler sizi.

Aynen ben de öyle tahmin etmiştim zaten. Ben sana nedenini yazdım tek bir karşı argümanın bile yok.

Komunizm hakkında bir bok da bildiğin yok. Tipik kafası yarım çalışan cihangir solcusu.

beğenmezsen değiştirirsin dedim daha nasıl bir argüman bekliyorsun? önceki mesajında çok çalışanla az çalışan demişsin çok çalışma kardeşim köle değilsin biraz da git hayatını yaşa, tabii alışmışsınız köleliğe.

zaten o yüzden komunizmde çok çalışan bir yerden "sonra çok çalışmayı bırakıyor bir enayi ben miyim" diye. ülkede bir zaman zonra doğru düzgün çalışan kalmadığı için de eşit olarak paylaşılan tek şey sefalet oluyor.

bahsettiğim sistemde çalışma süresi 2 saat bile olmayacak(mevcut sistemde harcanan enerjinin %90'ı israf), eğitim sıkıntısı da olmayacağı için bir yerden "sonra çok çalışmayı bırakıyor bir enayi ben miyim". diyen de olmayacak.

10 saat uyusan geriye 12 saat kalıyor. Bir ülkeyi geçtim bir insanın 12 saatte tükettiğini 2 saatte üretebileceğini düşünen biriyle tartıştığımı bilseydim boşuna demokrasi adalet falan yazmazdım.

yuh 10 saat uyku mu olurmuş? ben de diyom niye anlamıyo  sana şöyle diyeyim ticari sebeplerden dolayı sadece bilgi paylaşımının yapılmaması bile 1 yılda varacağımız noktaya 10 yılda varıyoruz.

Zaten kendine hizmet aslında dolaylı yoldan başkalarına da hizmettir. Büyük pencereden bakıldığı zaman, aynı zamanda başkalarına hizmet de bir dolaylı kendine hizmet şeklidir.

Kapitalizmin çökmemesinin nedeni, sürecin çok uzun olmasıdır. Diğer taraftan da kendine hizmet sistemi de galip gelebilme şansına sahiptir. Ancak günümüzde tabanını güçlendirecek şekilde bir kendine hizmet sistemi her ülkede yok. Sistemin düzgün işlediği dediğiniz ülkelerde kendine hizmet daha çok kendine kazanma zemini hazırlıyor. Kendine hizmetin başarılı olması için, piramitin tepesinden aşağıya doğru kademe kademe yayılan bir gelir dağılımı ve geçim standardı da olmalı. Çünkü piramit ancak bu şekilde büyüye büyüye tüm sistemi tamamen eline geçirebilir. Eğer gelir dağılımı arasındaki uçurum büyüyorsa, burada kendine hizmet sistemi kendi varlığını tüketmeye yüz tutar. Ancak bunu en tepedekiler her zaman iyice hesaplayarak durumu idare edemez. Çünkü yukarı kademeler de birbirleriyle rekabet halindedirler.

Olaya öyküsel yönden bakarsak da, en tepeye deccal geçip, tüm sistemi ele geçirmek isteyecektir diye anlatılır.

Piramitin orta sınıflarını yok edersen, o 1 doların arka yüzündeki piramit çöker. Üst seviyelerdeki rekabet, alt kesimdekileri oloabildiğince sömürme anlayışında olduğu için, piramitin çökmeden ayakta kalabilmesi için, sistemin en tepedeki bir deccale gereksinimi vardır.

Başkalarına hizmet sisteminin yürüyememesi de en tepeye geçecek egosal sorunu hiç olmayan çok güçlü iradeye sahip birinin olmaması ve lider durumuna geçenlerin egosuna hakim olamayıp, sistemi hep kendine yontar şekilde dizayn edecek olmasındandır. Yine öyküye bakarsak da, bu görevi başarıyla yürütebilecek olan Mehdi'dir. Hatta İstanbul'u fethedecek kumandan da esasen Fatih değil Mehdi'dir denmektedir. Elbette bunlar işin mitolojik yönü ama şaşırtıcı derecede de hayatın gerçeklerine uyan bir öyküden söz ediyoruz.

Kapitalizm ve liberalizmde sistemin ilk başları çok masalsıdır. Ancak sürecin sonlarında kapitalizmin devleri karşı karşıya gelecek ve içlerinden biri en güçlü olarak tüm kontrolü eline almak durumunda kalacaktır. Burada ideal yürüyen bir sistemden ve kendine hizmetin dünyaya hakim olmasından, yani dünyanın giderek kısım kısım ve finalde tamamen şeytanın yoluna girmesinden söz ediyoruz. Bu da cennetten düşmüşlüğün kalıcılığı ve insanlığın tekrar cennete dönememesine karşılık geliyor. Başkalarına hizmet tamamen hakim olursa da, cennet bir nevi dünyada yaşanmaya başlanıyor.

Bir diğer çok çok güçlü olasılık da dünyanın iki ayrı kutuplu olarak iki büyük coğrafi bölüme bölünmesi ve kendine hizmetle başkalarına hizmetin bölgelerinin ayrılması. Herkesin kendi istediği bölümde hayatını sürdürmesi.

Bu olasılıkları insanlığın bir büyük felaketle kendini yok etmeden yol alabilmesi olasılığına göre kurdum. İnsanlık ne zaman ki dünyadan bağımsız olabileceği kadar yüksek bir teknolojiyle uzaya açılabilir ve uzayda ve devasa uzay gemilerinde komünler kurarsa, ancak o zaman kendi neslini kurtarmış sayılır. Nitekim "istikbal göklerdedir".

kendine hizmet ve başkalarına hizmet anlaşılmayan konu bu sanırım, karma felsefesinde olduğu gibi eğer kötülük yaparsam bir gün o kötülük beni ya da sevdiklerimi bulacak. zaten bu anlaşıldığında bencillik sona erecek ve arkadaşın dediği ben niye çalışıyorum keriz miyim anlayışı olmayacak. herkes paçayı kurtarma derdinde ama herkes çırpındıkça batıyor.

karma felsefesi ayrıntılara takılmazsak gayet ayağı yere basan ve komünizmi anlamak için iyi bir düşünce biçimidir. yaptığımız her eylem ektiğimiz tohumlar gibidir, yapılan kötülükler zehirli tohumdur, bu bölgelerde yetişen meyvelerden mahrum kalırsınız ya da zehirli meyveleri yemek zorunda kalırsınız.

Evet. Kendine hizmette ego yükseliyor. Karma anlayışına göre ise, karşı tarafın maruz kaldığı olumsuzluğu bir sonraki yaşamda deneyimlemeyi kabul ediyorsun öte tarafta. Reenkarnasyon inancına göre konuşuyorum elbette. Bu inanç bana yakın geliyor çünkü araştırıp ayrıntılarına baktıkça, ne kadar tutarlı ve kapsamlı bir inanış olduğunu gördüm.

Başkalarına hizmet yaygınlaşırsa, gönüllülük esası yaygınlaşmaya başlar. Yani zorla çalışmak gibi bir durum olmaz. Çünkü kaynaklar doğru yönde ve iyi değerlendirilip, sömürü kalktığında, insanların zaten yediği, içtiği, giydiği vs. kolayca karşılanır.