|
Komünizmden kaçan Arnavutlar (Gerçek komünizm bu değil!)



-
-
Yav geçemez diyoruz zaten, komünizm OLAMAZ. Ad hominem yapma.quote:
Orijinalden alıntı: Guest-596C9B846
Bu mesaj silindi.
O dediklerin işin kılıfı, böyle yaparak güya Marksist oluyorlarmış. Ayrıca istisnalar kaideyi bozmaz, şu an sorsan Komünistlere bu saatte gel alalım diyecek Amerika, arkasına bakmadan giderler. Pkk terör örgütünü de bir araştır bakalım nasıl bir örgütmüş.
Eğer emperyalizm ile savaşılacaksa bu kanun ve kurallara uyularak yapılmalı, ülke ödüllendirseydi bunları yapanları neler olurdu düşünebiliyor musun?
Not: her Marksist terörist değildir. -
bir topluluğa biz sizin iyiliğinizi istiyoruz diyerek bir şeyler dikte etmek o toplumu bitirir
amazonda dünyadan habersiz bir kabileye internet getirip trendyoldan alışveriş yaptırmak gibi bir şey.
binlerce yılda oluşmuş ananeyi göreneği kaldırmak dışardaki ben için çok iyi ama o toplum için sonun başlangıcıdır.
bunlar cahil diyerek toplum mühendisliğine kalkışan gerizekalının ta kendisidir. -
Arnavutluk komünizm görmüş bir ülkedir. Comecon'un ilk üyelerindendir. -
Bilgilerinizi gözden geçirin. Düpedüz saçmalamaktasınız. -
Bir ülkenin komünist ülke olması ideolojik bir tartışma değil. Anlıyorum, gerçek komünizm bu değil... Enver Hoca dönemi tipik bir komünizm idaresidir. Daha doğrusu idersiymiş, öyle olduğu zamanlarda pek haberimiz yoktu ama dışardan her izolasyonist ülke gibi komunist bir ülke olduğu belliydi. Ülke iflas edince pek çokları Yugoslavya'ya geldi, Yugoslavya karışışınca da Arnavut mafyası taa Saraybosna'ya kadar geldi.
Kısaca Comecon üyelerine komünist ülkeler denilirdi. Siz diyebilirsiniz ki komünizm bu değil... ideoloji bakımından doğru olaiblir ama 90'lara kadar kastedilen buydu. Bulgaristan, Romanya, Doğu Almanya ne idiyse aynı onlar gibi. Ona bakarsak Bulgaristan da "halk cumhuriyeti" idi ama Sovyetler etkisindeki en koyu komünist ülkeydi, iç politikasında Sovyetlerden daha katı komunistlerdi. Belki Yugoslavya ile karıştırıyorsunuz.
Her ne kadar öyle tanımlamasalar da, Comecon karşılıklı bir entegrasyondu. Entegrasyon tanımından, monopolist ve dolayısıyla kapitalist bulunduğu için özellikle kaçınıldı, "kooperasyon" deniliyordu ama ekonomi kanalıyla iç ve dış politik davranışlar da karşılıklı anlaşmalar sonucunda sınırlanıyordu. Neticede OECD'ye karşı kuruldu.
Sovyetler Yugoslavya'yı da Comecon üyesi olması için zorlamış, Yugoslavya kabul etmeyince de on sene kadar ambargo uygulamıştı. Sovyetler daha sonra sosyalist ülkelerle yakınlaşmak için Yugoslavya ile serbest ticarete yeniden başladı.
-
Enver Hoca'nın rejimi Marksist Leninist Stalinist prensiplere en katı şekilde bağlı kalan rejimlerden birisiydi hem de. Sovyetler Nikita Hruşçov'dan itibaren Enver Hoca'ya nazaran "revizyonist" veya "ılımlı komünist" kategorisine düşüyor. Çin'de Mao öldükten sonra Çin de aynı kategoriye düşüyor ve Enver Hoca Hruşçov'un dönemindeki Sovyetlerle olduğu gibi Çinlilerle de papaz oluyor.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Comecon üyesi ülke = komünist ülke.
İfadelerim muğlak değil. Belki gereğinden fazla kibar veya ekümenik olabilirler ama epistemojik derinliğe girmek muğlak olduklarını ispatlamaya yeterli gelmeyecek.
Yadıklarınız komünizmin tartışılacağı bir konuda iyi bir hatırlatma, bir özet olabilir, fakat bunlar Arnavutluğun kategorik olarak komünist bir ülke olduğu gerçekliğine en ufak bir argüman teşkil etmiyor. Eğer burada bir sorun varsa bu benim teorik kavrayış eksikliğimden çok daha basit: sizin coğrafi bilgi eksikliğiniz. Tam olarak da siyasi coğrafya. Veya hata diyelim, önemli değil bence, ayıp da değil. Normal olarak Comecon üyesi denildikten sonra bunun nasıl bir sözleşme olduğunu ve etkilerini bilen, göstermeye çalıştığınız teorik derinliğe gerçekten sahip herhangi birisi tartışmayı sürdürmezdi.
Şimdi bu basit siyasi coğrafya hatasını saklamak için komünizmin aslında hiç olmadığını ispatlamaya çalışmak ancak deli saçması bir dizi yazı çıkarabilir. Bence her başlığın altında herşey tartışılabilir ama bu samimiyetsilikler için zamanım yok. Kusura bakmayın.
-
Doğru, eksik. "Gerçek komünizm bu değil" sözüyle bu gerçeğe başkaları da bir selam vermişler zaten. Peki. Ama buradan üretim araçlarının ortak kullanılmasını komünizm zannettiğim anlamı çıkmaz. Endüstride bunu pratik olarak en ileriye taşıyabilen şey, 'standardizasyon', uzun süre ABD öncülüğünde gerçekleşti. Liberalizmin en ileri hali olarak görülen ülkelerin bazılarında kamu harcamaları yüzdesi yine dünyanın en ileri seviyesinde. Onlara komünist demiyoruz.
Çocukluğumun bir kısmı Belgrad radyosunu dinlemekle geçtiğinden mütevellit coğrafyayı ve kadıncağızın anlattıklarını iyi anlayabiliyorum. Sosyalist Yugoslavya'yı da hatırlıyorum, günlük yaşamı, nasıl dağıldığını, Arnavutluk'la arasındaki dağlar kadar farkı... Bizim 'mağaramızda' Arnavutluk'a komünist denir, bu başlığında altına öyle yazılmalı. Tıpkı çarşıda beyaza beyaz yerine "tam spektrum" denilmediği gibi.
Lenin, Sibelius, Wagner... hepsi de hastalıklı bir dönemin zaafiyet geçirmiş adamları bence. Kropotkin'in yazdıklarından sonra Lenin olmaya utanırdım. Yazdıklarınız tartışılabilir (ekümenik bir kibarlıkla) ama bu başlığın altında yazık olur ve doğru anlaşılmaz.
-
Alıntı
metni:Beyaz ve tam spektrum birbirine özdeş ancak farklı isimler. O kadar basit değil. Mavi tarafın enerjisi yüksek, kızıl tarafta ise retina daha duyarlı. Bir spektruma tam diyebilmek, yani referans beyazı bulabilmek için her freknasın enerjisini mi baz almayız, yoksa algıdaki retinal tepkileri mi... Veya spekturumun her ölçülebilen dalgaboylarını bir ölçüde veren bir rengi beyaz kabul ettiğimizde, bunların enerjilerini de aynı oranlarda soğuran bir renge ne demek gerekecek? Referans beyazı bulduğumuzda, dalgaboylarını daha detaylı ölçebildiğimizde çıkabilecek farklarla yeni beyaza nasıl karar verilmeli? Yani burada mutlaka ikinci kısıtlayan tanımlara da ihtiyaç var. Herhalde bu özdeşliği ancak temel optik kavramlarına yabancı birisi ddia edebilir.
Görldüğü gibi bilim o kadar da kolay değil. Daha ilk adımda köşeli akıl pozitif bilimlerde bile sendelemeye başlar. Öyle olmasa herhalde günde iki doktora yapardık. Ama bilim, bilinmeyenle yapılır.
Sosyal bilimlerde bir tartışmanın önemi olabilir ama bilindik tanımları tekrarlamanın değil. Harika özetleri sayfalarca yazabiliriz ama o bilgiler bizim bilgilerimiz mi? Anlayışın her seviyesi bilmek için yeterli midir? Semiyotik, semantik gibi anlamın temel öğelerine yabancı bir şekilde bilimsellik, hatta salt akılcılık bile dağılmadan kalabiliyor mu? Hangi başlığın altında? Hangi bağlamda.. in-what-sense? temel sorulardan biridir.
Kaynağa rastlamamanız sizinle ilgili. Larousse karıştırsanız, veya herhangi bir atlas denk geleceksiniz. Bence bana cevap vermek yerine meraklıysanız biraz araştırın, Comecon ne demek, nasıl üye olunuyor. Üyelerin sözleşmeleri neleri içeriyor... Gerçekten deli saçması bir yazışma yapıyoruz şu anda.
Komunist ülke aynı zamanda politik bir tanımdır, videoyu izleyen, konuyu anlayan hiç bir doğal zeka bunu sosyolji biliminin bir tanımı veya ideoloji olarak almayacaktır. Bilim her kullanıma açık bir aygıt değil, ve burada otantik veya samimi bir başvuru şekli olarak bilimi de, aklı da göremiyorum. Öyle olsa Kropotkin'in hangi bağlamda verildiği sorulmazdı. Fazla bir şey söylemiyor, politika alnında önemli tek bir kitabı var... Neyse, iyi ki Sibelius'u sormadınız.
§ Başka okuyanlar varsa, bu kadar temel şeyler yazdığım için kusura bakmasınlar.
Benzer içerikler
- ırkımı nasıl öğrenebilirim
- sümbülzade vehbi
- çin kaynaklarında ayın ikiye bölünmesi
- peygamberler sırası
- aybars kimdir
- türk bilim insanları
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X