Orijinal dilinde okuyup anlayabilenler bile anlam ve manada birbirleriyle çelişir/çatışır iken sen el yükseltip herkesin mi kuran arapçasını anadili gibi öğrenmesini farz buyuruyorsun paşam?
demişsin de dinlerin temelinde “mutlak itaat” vardır. Şüpheye yer yoktur, şüphecilik kabul edilemez. Akledip sorgulamaya başlarsan bi şeylerin yanlış olduğunu farketmeye başlarsın. Sen dini aidiyetini kendi araştırmaların sonucuyla mı yoksa ana-babanın ve seni şekillendiren, içinde bulunduğu toplumun “dini” ni kabul ederek mi buldun? Anandan, babandan, aidiyeti olduğun topluluğun inancını miras alıp, içine işleyen korkuyla, şüphe duymadan, akıl yürütemeden, sen de sonraki nesillere aktaracaksın. Dünyadaki her dine inananlar kendi dininin “hak/doğru”, diğer dinlerin “batıl/yanlış” olduğunu düşünüyor ve birbirlerini kafir/inançsız/sapkın/dinsiz/mürted…” olmakla suçluyorlar da kendisinden başka diğer dinlerin yanlış olduğunu söyleyen bu “din” lerden hangisi doğru sence? |
Bildirim