|
Küresel ısınmada kritik 1.5 derece sınırı 2024’te ilk kez aşıldı!
-
-
kuresel isinma kuresel olcekde bir felaket yaratmadan insanlar olayin ciddiyetini kavriyamiyacak, bos tartismalar riyakar soylemler devam edecek. kuresel felaket olmasi icin oyle herseyin yanmasinada gerek yok. bir sene beklenmedik sert bir iklim hareketi olsun, tarlalardan yeterli hasat gelmesin, dunyadaki ulkelerin yarisindan fazlasi nufuslarini ucu ucuna doyuruyor, bir anda yuzmilyonlar milyarlar kitlikla yuzyuze kalir, milyonlar aclikdan olur. o zaman neyle oynadigimiz daha iyi anlasilir.
-
Celal Hoca çok güzel anlatmıştı bu konuyu." Doğanın dengesini bozamazsın. O kendini bir noktada dengeler. Önemli olan sen o noktada yaşayabilir misin?"
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
En büyük sorun fazla üretilen enerjiyi depolayamamak. Rüzgar ve güneş bazen çok oluyor, bazen az oluyor. Çok olduğunda bunu depolayamadıktan sonra verimsiz oluyor.
Şuan dünya geçiş döneminde, temiz enerji gittikçe artıyor ama öyle birkaç yılda olacak şeyler değil. Karbon salınımı bir gecede sıfırlansa atmosferden temizlenmesi yıllar sürecek. Bizim nesil görmez herhalde.
-
Hayatta olduğu gibi dünyanın da döngüleri var, 200 yıl soğuma olur 300 yıl ısınma olur, bu zamanlar insan hayatındaki grip gibi bir zamana bile denk gelmez, küresel ısınma mutlaka vardır ama dünyaya etkisinin yüksek olmadığını düşünüyorum, 10 yıl sonra mini buzul çağı başlıyor başlıklarını da görebiliriz, küresel ısınma zengin devletlerin diğer devletleri soymak için kurduğu bir düzen, herkes bu düzene ayak uyduruyormuş gibi yapıyor.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Maalesef. İnsanların sanal sosyal bağlamlarında kısa vadeli sorun veya kriz çözümüne öncelik verip uzun vadeli katastrofik fiziksel risklerin giderilmesini geri plana atması, bırak gidermeyi fiziksel felaketin yolunun taşlarını kısa vadeciliğiyle itinayla adım adım döşemesi insanoğluna çok pahalıya patlayacak. Ama sosyal kurgu ve alışkanlarının meftunu olup kainatı kendi merkezinden gören çok bencil bir tür işte, ne yaparsın? Fatalist / kaderci değilim ama yapısal gerçekleri işaret etmeyecek kadar enayi de olmadım. Tarihte çok kez tekrar ettiği üzere şu anki ve geçmiş milyonların bencillik ve konformizmi gene milyonların hemcinsleri tarafından harcanan hayatları üzerine kurulu. Çok self-destruktifiz ama bu kendi kendini yıkan karakteri de kaotik doğadan miras almışız. Konformizmimiz dahi evrimsel ve aslında fizik çerçevesinde enerjinin minimum taban seviyesine ulaşma evrensel eğilimiyle, entropiyle ilgili. Tabiatın mahkemesi insanların değişmez karakterine bakıp düğmeye bastı. Her zaman olduğu gibi uyum sağlayan kazanacak. Sağlayamayan düşecek.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
-
Amerika ile çin dünyayı kirletmeyi durdurmadıkça sonuç alinamaz
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Beni komplocu olarak anlaman senin problemin.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
self-destruktifiz
üstadım böyle bir türkçe kelime mi var?
-
Karbon ayak izini kim icat etti? Dünyayı en çok kirletenler kim? Kendileri Üsküdarı geçti, geçene kadar dünyanın içine etti, şimdi sanayisini geliştirmeye çalışan ülkelere "aloo sen bir dur sen çok kirletiyorsun" diyorlar, üreten ülkerin ürettiği malları da en çok kendileri tüketiyorlar.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
dinazorlar döneminde daha da sıcatı yeğenler! o dönemlerde hayvanlar ve ağaçlar yani canlılar çok daha iriydiler. birden soğuduğu gibi birden de ısınıyor.
-
Pek çok kitle bunun bir komplo teorisi, bir ekonomik oyun, bir ideolojinin ortaya attığı haber olarak bakıyor ama insanlar bu iklim krizinin etkilerini, şakasının olmayacağının farkına varamıyor. Küresel felaketler yaşanıp iş işten geçtikten sonra bunu fark etmenin anlamı kalmıyor, çünkü kitlesel yok oluşlar sonucu ölenleri geri getirmiyor ve hayatta kalanların hayatını kolaylaştırmıyor.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Yalnız dinozorların türü yok oldu. Ayrıca biz dinozor değiliz. Daha dirençli daha dayanıklı bir tür olduğumuz da söylenemez.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Dünya'nın kendi döngüleri olabilir ama buradaki konu insanoğlunun kendi elleriyle yıllar boyunca yarattığı kirlilik ve kriz. Zaten yine önce kendisini vuruyor ve vuracak da. Komplo teorileri yerine bilim insanlarına kulak asmakta fayda var. Komplo teorilerine bakarak kitlelerin hayatıyla kumar oynamamak lazım.
Zengin dediğin devletler de iklim krizi için adımlar atıyor. Elektrikli araç dönüşümleri yapıyorlar, temiz enerji için uğraşıyorlar. Zengin devletlerin diğer devleti sömürmek için böyle bir yalana ihtiyacı mı var? Zaten sömürüyorlar ki? Bırakın şu komplo teorilerini biraz acı, sıkıcı gerçeklerle yüzleşin.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kartal Göz -- 11 Ocak 2025; 4:16:22 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Hayatımda hiçbir zaman komplocu olmadım, iklim krizi dediğin konunun bilimsel yanı göreceli, bilim insanları bu konuda mutabık değil, başka bir arkadaşa da bunun hakkında yazdım.
Mevsimlerin ısı ortalamalarının bile değişken olduğu dünyada kesin konuşmak bana saçma geliyor, haziranda çok soğuk bir hafta geçirilebiliyor, kışın ortasında bahar havası da oluyor, 5,5 milyar yaşında dünyanın da kendi içinde kısa orta uzun (o da göreceli) döngüleri olacaktır, büyük resime bakınca bu döngülerde 1 derecelik artışları ciddiye alamıyorum.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Bilim insanları sadece iklim konusunda değil herhangi bir konuda da görüş farklılıkları ortaya koyabilir. Bu tarih de olabilir, sağlık konusunda da olabilir, depremler konusunda da olabilir. Ya da iklim krizi için konuşayım satılık bilim adamlarıdır, fosil yakıtçı lobicilerin parayla konuşturduğu, arge yapıp bir dünya para yakmak istemeyen fosil yakıtla çalışan otomobil üreticilerin düzenleri bozulmasın diye parayla tuttuğu veya bunlara yakın siyasilerin medya patronlarının öne sürdüğü bilim insanları(?) da olabilir tabii neden olmasın. Ne yapacağız peki işimize hangisi gelirse onu mu seçeceğiz? Ben kumar oynanmaması tarafındayım. Bazı şeylerin kumarı olmaz. Önceki söylediklerime ekleme yaparak tekrar ediyorum. Komplo teorileri genellikle gizemlidir, okuması, konuşması, yazması eğlencelidir, heyecanvericidir çözüm ve sorumluluk gerektirmez salla ortaya bir şey gitsin. Ama gerçekler genellikle sıkıcıdır, can sıkıcıdır, acıdır, sorundur: komplo teorilerinin aksine üstüne gidilmesi gerekir, çözüm için özveri ve çaba gerektirir, rahat bozmayı konfor alanından çıkmayı gerektirir.
Zaten bu yüzden sıcaklık "ortalamasından" bahsedilmiş. Elbette sıcaklıklar dönem dönem, coğrafya coğrafya değişiklik gösterebilir ama burada "ortalama"dan bahsedilmiş. Yoksa benim yaşadığım yerde hissettiğim en yüksek ve dayanılmaz sıcaklık 2023 yılındaydı 2024 değildi. Ama bu kendi tecrübem geneli, istatistiğin, veri setinin sunduğu gerçeği değiştirmez. Yazıda da geçtiği üzere 2024 yılı şu ana kadar geçen en sıcak yıl olmuş. Atmosfer şu ana kadar en yüksek nemi taşır olmuş. Bu aşırılıkların elbet bir sonucu da olur ve muhtemelen insanoğlu olarak bunlardan bir şekilde zararlı çıkarız.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Dostum inan hiç komplo sevmem sadece kendi fikrim bunlar, onlarla örtüşürsem sadece tesadüftür.
İnsanların tuttuğu ısı istatistiğin çok uzun bir zaman olduğunu düşünmüyorum ama dediğin gibi 2024 yılı en sıcak yıl olmuştur, ısıyı bende hissediyorum ama İstanbul'un ısı adası oluşturmasından dolayı hissediyorum, araçlar , 24 saat doğalgaz yakılması v.s. bunlar geçmişe göre binlerce kat artmış durumda, ortalamanın 1,5 derece artması çok hissedilir bir şey değil, ben 50 yaşındayım benim en çok dikkatimi çeken şey havaların dengesiz olması, çocukluğumda ısıda hızlı ve ani değişimler olmazdı, meteorolojiye de meraklı olduğum için havayı diyagramlardan takip ediyorum, 24 saatte 10 - 12 derecelik hareketler oluyor, eskidende oluyordu mutlaka ama son 20 yılda haziranda martı, kasımda yazı yaşadığımız dönemler geçirdik, benim kafama takılan o :) belki de çocuk-gençken hayata, dünyaya bakışım farklıydı, ondan da emin olamıyorum. Neyse iyi geceler. :)
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi omanner -- 11 Ocak 2025; 5:11:31 >
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
-
quote:
Orijinalden alıntı: omanner
Dostum inan hiç komplo sevmem sadece kendi fikrim bunlar, onlarla örtüşürsem sadece tesadüftür.
İnsanların tuttuğu ısı istatistiğin çok uzun bir zaman olduğunu düşünmüyorum ama dediğin gibi 2024 yılı en sıcak yıl olmuştur, ısıyı bende hissediyorum ama İstanbul'un ısı adası oluşturmasından dolayı hissediyorum, araçlar , 24 saat doğalgaz yakılması v.s. bunlar geçmişe göre binlerce kat artmış durumda, ortalamanın 1,5 derece artması çok hissedilir bir şey değil, ben 50 yaşındayım benim en çok dikkatimi çeken şey havaların dengesiz olması, çocukluğumda ısıda hızlı ve ani değişimler olmazdı, meteorolojiye de meraklı olduğum için havayı diyagramlardan takip ediyorum, 24 saatte 10 - 12 derecelik hareketler oluyor, eskidende oluyordu mutlaka ama son 20 yılda haziranda martı, kasımda yazı yaşadığımız dönemler geçirdik, benim kafama takılan o :) belki de çocuk-gençken hayata, dünyaya bakışım farklıydı, ondan da emin olamıyorum. Neyse iyi geceler. :)Bak kendi ağzınla söylüyorsun. İstanbul diyorsun ısıyı ben de hissediyorum "ısı adası" olmasından dolayı diyorsun. Peki bu ısı adası nasıl oluştu, Dünya'nın kendi döngüleriyle mi? Koskoca İstanbul'un havasını nasıl olur da ısıtabildik? Suni bir şekilde, insanoğlunun eliyle, insanoğlunun bencilliğiyle oluştu. Zaten saymışsın mazotu, doğalgazı, yani fosil yakıtları. Kömür sobası yakanları da var, gerçi doğalgazdan beri azaldı ama yine de var, havayı leş gibi yapıp atmosferin içine ediyorlar ve halen daha varlar. Asfalt, beton da zaten ısıyı tutuyor. Şimdi bir de bunu 8 milyar insanın yaşadığı ve sürekl nüfusun arttığı Dünya'ya genelleyelim. Dünya'da çeşitli sebeplerle yok olan ya da yok edilen ormanlık alanları ds hesaba katalım (tarım için, inşaat için, yangın ve çeşitli sebeplerle yok edilen ormanlar) enerji için yaktığımız fosil yakıtları katalım (termik santraller, doğalgazla çalıaşn santraller vs), nüfusu etle besleyebilmek için her yıl besleyip kestiğimiz milyarlarca hayvanı katalım (saldıkları metan gazı) fosil yakıtlı araçlarla atmosfere salınan gazların alayını katalım. Ve bunun her yıl artarak tekrarlandığını düşünelim. Neden olmasın ki? Dünya'nın dengesi varsa biz o dengeyi inatla bozmaya çalışıyoruz işte.
"ortalamanın 1,5 derece artması çok hissedilir bir şey değil" ortalamayı çok yanlış anladığını görüyorum, olayı sadece koca gezegende yaşadığınız coğrafyada ve sadece hislerinize indirgiyorsun. AVM'ler dolu, herkes gezmeye gidiyor, kaldırımlarda otomobil kaynıyor öyleyse ekonomi çok iyi yeğen demek gibi bir şey bu. Ortalamanın artmasını bir de şöyle yorumla en düşük sıcaklık 1.5 derece artmış ama en yüksek sıcaklık da 1.5 derece artmış. Hani şu dayanılmaz sıcaklıkların, ölüm getiren sıcaklıkların 1.5 derece daha yükselmesini düşün. Ya da artan sıcaklık sebebiyle buzul olarak kalması gereken yerin eriyip gittiğini düşün. Ekosistemin kendince oturmuş bir düzeni var, iklim krizi bu düzeni bozup başka bir düzen getiriyoruz. Ama evrim bu kadar hızlı işlemiyor. Canlılar birden değişen sıcaklığa karşı hızla evilremiyor, bitkiler hemen evrilemiyor. Kitlesel yok oluşların olabileceğini görmek zor olmasa gerek. Bak yukarıda darkaura çok güzel bir örnek vermiş, sadece tarımdan yani beslenmeden doğacak bir krizin açlık kaynaklı kitlesel yok oluşundan bahsetmiş. İklim krizi de çözümü de bir süreçtir. Bu sürece birden gelmedik haliyle önlemler alınmazsa birden düzeltebileceğimiz bir şey değil. Birden değişip gelişip de uyum sağlayabileceğimiz bir şey değil. Şakası yok.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Artık geri dönülmez eşik geçildi.
ABD , Grönland'a çökmek istemesinin sebebi sadece yeraltı kaynakları değil.
Türkiye'nin de bulunduğu orta kusak tamamen çölleşecek , Kuzey'de ise donmus verimli topraklar çözülecek ve yaşama çok elverişli,zengin yer altı kaynaklı yerler haline gelecek.
Türkiye'nin şansı yükseltisinin fazla olması. Kar yağışı alamaz belki ama sıcaklıktan yaşanamayacak hale gelecek bölgeleri hariç en azından yaşanacak yerleri olacak.
Tabi ki güney hariç.
Çukurova birkaç yıla kalmaz iklim göçü veren ilk şehir olur.
Aklı olan bu dakikadan sonra güneyden ev almaz. Hele Adana 'dan , Antalya'dan.
Buralar 2030'lu yıllardan itibaren yılın birkaç ayı yaşanamayacak hale gelecek
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
En Beğenilen Yanıtlar
Tüm Yanıtları Genişlet
kuresel isinma kuresel olcekde bir felaket yaratmadan insanlar olayin ciddiyetini kavriyamiyacak, bos tartismalar riyakar soylemler devam edecek. kuresel felaket olmasi icin oyle herseyin yanmasinada gerek yok. bir sene beklenmedik sert bir iklim hareketi olsun, tarlalardan yeterli hasat gelmesin, dunyadaki ulkelerin yarisindan fazlasi nufuslarini ucu ucuna doyuruyor, bir anda yuzmilyonlar milyarlar kitlikla yuzyuze kalir, milyonlar aclikdan olur. o zaman neyle oynadigimiz daha iyi anlasilir.
|
Benzer içerikler
- whatsapp gizli sohbet
- whatsapp durum beğenme
- hileli whatsapp
- internet tarayıcıları
- instagram algoritma sıfırlama
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X