Şimdi Ara

magnezyum alaşımlı subab ve lpg uyumu (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
35
Cevap
5
Favori
11.297
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • dediğim gibi mehmet abim. valve care ve vsr tam çözüm değil malesef. ve illaki oluyordur.

    saygılar sunar iyi düşüncelerin için teşekkür ederim:)
  • işini layıkıyla yapan ustalarımız bu sektörde var ve olacaktır .her sektörde işini layıkıyla yapmayan kullanıcıyı yanıltan zihniyete sahip sayısız insan bulmanız çok mümkün .
    subap sorunu veya diğer lpg dönüşümü yapılmış araçlardaki sorunların çözümü motor teknolojilerini ve araçların yakıt stratejisini sürekli takip etmek gerek montajda gerekse ayarlarda sürekli ilerleme gerektirmektedir .
    lpg servisleri bu konuda üzerlerine düşenleri yapmak zorunda ve olası aksi durumlarda tüketiciyi madur etmeden problemi çözme erdemini gösterebilmelidirler.bu sektörde bunu yapan ustalarımız İKİ ELİN PARMAK SAYISINDAN EPEY FAZLA .demeye çalıştığım kim ne kadar usta kim ne kadar donanımlı bunu teorıde ve sadece klavye üzerinde görmek ve yargılamak çok etik olmasa gerek .
    sayın MEHMET ÖZENÇ 'e katılıyorum doğru usta doğru ürün doğru montajı ve doğru ayar tüm bu sorunları minumuma indirecektir .

    ayıca MEHMET USTAN'ın dediği gibi valve care takılıp subap sorunu yaşayan araçla bende henüz karşılaşmadım .VSR olarak adlandırılan (benzin takviyesi ) şuan nerdeyse tüm kitlerin menüsünde bulunan bir strateji ve katkısı olmuyormu evet olacaktır fakat VALVE CARE gibi her silindire istenilen ölçüde enjeksiyon süresi ile aynı oranda dozajlama yapacak kadar katkı sağlıyormu bunun için net bir şey söylemek yanlış olur .burda en önemli husus kararlı çalışan ecu ve enjektörün yanında farklı yol ve farklı devirlerde OBD cihazı ile yapılan sıfıra yakın yakıt karışımıdır.
    diğer bir konu burda önemli bir görevde kullanıcıya düşmektedir ,doğru ürün ve doğru servis bileşenlerini titizlikle seçmeli olabilicek tüm sorunlarda karşılarında muhattap bulabilecek servisler seçmelidirler i

    hayırlı paylaşımlar




  • quote:

    Orijinalden alıntı: sönmez yıldız

    işini layıkıyla yapan ustalarımız bu sektörde var ve olacaktır .her sektörde işini layıkıyla yapmayan kullanıcıyı yanıltan zihniyete sahip sayısız insan bulmanız çok mümkün .
    subap sorunu veya diğer lpg dönüşümü yapılmış araçlardaki sorunların çözümü motor teknolojilerini ve araçların yakıt stratejisini sürekli takip etmek gerek montajda gerekse ayarlarda sürekli ilerleme gerektirmektedir .
    lpg servisleri bu konuda üzerlerine düşenleri yapmak zorunda ve olası aksi durumlarda tüketiciyi madur etmeden problemi çözme erdemini gösterebilmelidirler.bu sektörde bunu yapan ustalarımız İKİ ELİN PARMAK SAYISINDAN EPEY FAZLA .demeye çalıştığım kim ne kadar usta kim ne kadar donanımlı bunu teorıde ve sadece klavye üzerinde görmek ve yargılamak çok etik olmasa gerek .
    sayın MEHMET ÖZENÇ 'e katılıyorum doğru usta doğru ürün doğru montajı ve doğru ayar tüm bu sorunları minumuma indirecektir .

    ayıca MEHMET USTAN'ın dediği gibi valve care takılıp subap sorunu yaşayan araçla bende henüz karşılaşmadım .VSR olarak adlandırılan (benzin takviyesi ) şuan nerdeyse tüm kitlerin menüsünde bulunan bir strateji ve katkısı olmuyormu evet olacaktır fakat VALVE CARE gibi her silindire istenilen ölçüde enjeksiyon süresi ile aynı oranda dozajlama yapacak kadar katkı sağlıyormu bunun için net bir şey söylemek yanlış olur .burda en önemli husus kararlı çalışan ecu ve enjektörün yanında farklı yol ve farklı devirlerde OBD cihazı ile yapılan sıfıra yakın yakıt karışımıdır.
    diğer bir konu burda önemli bir görevde kullanıcıya düşmektedir ,doğru ürün ve doğru servis bileşenlerini titizlikle seçmeli olabilicek tüm sorunlarda karşılarında muhattap bulabilecek servisler seçmelidirler i

    hayırlı paylaşımlar



    +1




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ozenclerotogaz

    Merhaba ;

    Çözüm önerilerimizi,yapılması gerekenleri farklı başlıklarda detaylı olarak aktardık ,sanırım gözünüzden kaçmış.Farklı başlıklarda yazdığımız yazıyı burda da paylaşayım.


    Forum ortamında ve de lpg sektöründe subab sorununun sanki belirli bir kaç araçta gözüktüğü gibi bir durum söz konusu.Subab sorunu tüm araçlarda yaşanılabilecek bir sorundur burdaki nuans yeni nesil araçların hassasiyetinin daha önceki araçlara göre farklı olmasıyla ilgilidir.2011 model opel Astra'da subab sorunu olur 2005 model Astra'da subab sorunu olmaz diyemeyiz ,bu sorun yanlış ürün ,yanlış montaj ve yanlış kalibrasyonun sonucudur.


    Subab konusu teknik bir konu , burda uzun uzadıya anlatmaya kalkarsak sayfa sayfa yazı yazmam gerek.
    Özetle Yeni Euro 5 motor yapıları ile bir önceki Euro4 motor yapılarına göre oldukça farklıdır bu araçlarda Tekrar söylüyorum ; A markası B markası C markası farketmez tüm selenoıd valfli enjektör kullanan alt sınıf lpg sistemlerini yeni Euro 5 motorlara montaj yaptırısanız belirli bir km sonra üst kapağı açtırdığınızda subabların bastığı baga yüzeylerinde büyüme ve silindir kapağında çökme meydana geldiğini görebilirsiniz.Bu araçların yanma oranları çok hassas ; basit bir örnek verecek olursam 2011 model i-vtec civic'in lpg kalibrasyonunu EOBD cihazı kullanarak yolda 10 dakıka içerisinde tamamlarım.Bu kalibrasyon o kadar hassas olur ki LFT(long fuel trim) ve SFT (short fuel trim) değerleri nerdeyse 0.0 (sıfır nokta sıfır ) değerine gelir ki bu değerler 0 hata demektir ki araç bunu benzinde bile zor yakalar fakat yeni civic'in lpg kalibrasyonunu yapmam nerdeyse 20 dakıka mı alıyor çünkü subab zamanlaması çok değişken ; araç ani fakirleşmelere devamında zenginleşmeye başlıyor ,benzinde bile bu değerler çok değişken bunları lpgye adapte etmek benı oldukça uğraştırıyor ( ki ben bu konuda lpg bayilerine eğitim veren birisiyim) .Bu kadar uğraşı plug and drive gibi üst sınıf bir yazılımla ve de elektronik enjektör ile yapmakta ben zorlanıyorsam ; varın gidin bu yazılımı selenoıd valfli yani yazar kasa mürekkep sistemine sahip bir enjektör ile nasıl yapacaklar bilemiyorum.

    Lpg sistemlerinin mantığını anlayabilmemiz için öncelikle aracımız benzinde nasıl çalışıyor bunu anlamamız gerekiyor.Çok fazla teknik kelime ve detaya girmeden basit açıklamalarla konuyu anlatmaya çalışayım.Aracımız benzinde çalışırken bir çok sensörden veri alır.Bu sensörlerden (motor ısı sensörü ,hava emiş sensörü ,manifolt basınç sensörü, oksijen sensörü... vs vs vs ) aldığı verilere göre motora yakıt püskürtülür.Örneğin kışın motor -20 derecede iken motor ısı sensörü bu veriyi benzin ECÜ süne yolar ve Ecü anlar ki fazla bir yakıta ihtiyaç var ,bu durumda motora gönderilen yakıt miktarı değişir.Yani basitçe biz neden yazın T-SHORT giyiyoruz ya da neden sıcakta daha fazla su içiyoruz ... aynı mantıkla örnekleyebiliriz.
    Benzin ecüleri bu verileri toparlayarak yanma odasına yakıt püskürtür ,motorda yanma meyda gelir ve yanan gaz en son nerden çıkar ? Eksozdan.Eksozdan çıkmadan önce yanma durumunu ölçen bir sensör var ,bu sensörün ismi oksijen sensörüdür.Oksijen sensörü motordaki yanmanın durumunu ölçer ve aracın benzin ecüsüne bu değeri gönderir.Örneğin oksijen sensörü motordaki yanma oranını ölçtü , yanma oranı %3 fazla(zengin) olsun.Bu durumu aracın benzin ecüsüne bildirir ve benzin ecüsü bu veriyi aldıktan sonra bir sonraki döngüde yakıtı %3 az gönderir ,motorda yine yanma meyda gelir oksijen sensörü yanma oranını ölçer ve bu sefer -%2 kısık (fakir) olduğunu yine benzin ecüsüne gönderir ,benzin ecüsü bir sonraki döngüde yakıtı %2 açar ve bu döngü sürekli böyle devam eder.Yani OEM benzin ecüsü yanma oranını sürekli bir aralığın içinde tutmaya çalışır .Bu oran araçtan araca ,motordan motora göre değişir.

    2000 model bir civicte bu hata oranı +- 20 ise 2010 honda'da bu oran +- 10 dur. Yani yeni nesil motorlarda hatayı kaldırma aralığı ve buna bağlı olarak motor yapıları günden güne hassaslaşmaktadır.Bu olayı ben hep şu şekilde özetliyorum.Kimi insana LAAAN dersiniz çok kızar ,sinirlenir bu arkadaşın hatayı kaldırma oranı dardır ; kimi adama hakaret edersiniz gülüp geçer bu adamın hatayı kaldırma aralığı oldukça geniştir araçların EURO 3 EURO 4 EURO5 motor olmalarını da bu örneğe benzetebiliriz :) Euro5 motorların emisyon oranları günden güne hassaslaşmakta ,hatayı kaldırma aralıkları iyice daralmakta ,işte bu sebeblerden dolayı yeni nesil araçlarda lpg kaynaklı sorunlar artmakta.

    Konuya tekrar dönüş yaparsak ; yukarda gördüğümüz gibi OEM Benzin ecüsü sürekli bir aralıkta yanmayı kontrol ediyor ve yanma oranları bu aralığın içinde kaldığı için sistemde herhangi bir arıza meydana gelmiyor.Şimdi benzinli bir araca lpg montajı yapalım...

    Araca lpg dönüşümünü gerçekleştirdik Sistem otokalibrasyon ile benzin işletim sisteminden aldığı bazı verileri yorumlayarak LPG de bir yakıt haritası oluşturdu ve aracımız artık LPG ile çalışmakta.Araç lpg de çalışırken benzin enjektörlerinin elektiriği kesildi yani benzin enjektörleri uyutuldu ve fakat araçtaki tüm sensörler yine devrede .OEM Benzin ecüsü hala çalışmakta ve aracın benzin ile devam ettiğini düşünmekte fakat araca artık sadece LPG gönderilmekte.Oksijen sensörü yine devrede (yukarda ne işe yaradığını anlatmıştım) ve yanma oranlarını yine ölçmekte.Motora LPG gönderilmeye devam ediyor ve sensör motordaki yanmayı ölçüyor ve bir bakıyor yanma oranı %-20 fakir ,bu durumu hemen aracın benzin ecüsüne bildiriyor ,benzin ecüsü bu veriyi öğrenince araca %20 fazla yakıt gönerilmesi gerektiğini düşünüyor ve benzin enjektörlerine bu sinyali yolluyor fakat araç lpg de olduğu için yakıt artmıyor ,motor hala fakir karışım ile çalışmaya devam ediyor ,oksijen sensörü yine ölçüme devam ediyor ve bakıyor ki yanma oranı hala %-20 fakir bu durumu yine benzin ecüsüne bildiriyor ,benzin ecüsü yanma oranını artırmak için yakıtı %20 artırmalıyım diyor ama ne fayda Lpg ye müdehale edemiyor ve bu durumda motor %_20 fakir karışım ile çalışmaya devam ediyor.Böyle bir durumda motorda 2 temel sorun meydana geliyor ; bunlardan birincisi mekanik sorun ,diğeri ise elektronik sorun .

    1.Mekanik Sorun : ( Basit ifadeler ile anlatacağım ,lütfen biri çıkıp vay ısı ayrı vay sıcaklı ayrı , bu terimler yanlış demesin)
    Yanma odasında bulunan emme ve eksoz subablarının bu odada meydana gelen ısıya belli bir dereceye kadar mukavemet etme durumu var.Araçlardaki bu subablar günden güne hassaslaşmakta ,çünkü emisyon oranları hassaslaştıkça araç üreticilerinin de kullandığı malzemeler farklılık göstermeye başlıyor.2000 model bir aracın kullandığı subab ile 2012 model bir aracın kullandığı subabların yapıları birbirinden farklıdır. Konuya dönecek olursak örneğin araç benzinde iken yanma odasının ısısı en fazla 80 derece olsun subabların ise ısıya dayanma derecesi 100 derece olsun , araç benzinde iken yanma oranı 80 dereceyi geçmediği için subablarda ,subab yataklarında vs vs herhangi bir sorun meydana gelmiyor ; araç LPG de iken lpg nin doğası gereği bu ısı 90 dereceye çıkacaktır ve fakat subabın dayanma derecesi 100 olduğu için herhangi bir sorun meydana gelmeyecektir ; fakat yukardaki örnekte olduğu gibi şayet gaz ayarı yanlış ise yanma odasının ısısı fakir karışımdan dolayı artacaktır ve 90 drece olması gereken ısı 110 dereceye çıkacak (esasında yüksek ısıya daha uzun süre maruz kalacaktır) ve subablar zamanla aşınacaktır.Böyle bir durumda motor ömrümüz zamanla kısalacaktır.

    2.Elekronik Sorun : Benzin Ecülerinin 2 temel hafızası ya da yakıt döngüsü vardır .Bunlar LFT /Long Fuel Trim) ve SFT dediğimiz Short Fuel Trimlerdir.Yani kısa yakıt döngüsü ve uzun yakıt döngüsü .Basitçe kısa yakıt döngüsü SFT biraz önceki örnekte anlattığım anlık olarak değişen oksijen sensörünün benzin ecüsüne gönderdiği verilerdir ; yani yakıt +3 fazla - 2 kısık vs vs
    Uzun yakıt döngüsü ise LFT benzin ecüsünün bu anlık değerlere göre yani SFT ye göre belirlediği temel değerdir.Sorunsuz çalışan bir araçta LFT ve SFT +- 5 aralığındadır. Fakat yukardaki örnekte ne olmuştu araç %-20 fakir ile çalışmaktaydı ,bu durumda benzin ecüsü yakıtı %20 açmalıyım ,açmalıyım ,açmalıyım ,açmalıyım diyordu fakat açamıyordu bu durumda %+20 açmalıyım değerini LFT değeri olarak algılıyor ve kaydetmiş oluyordu.
    Şimdi bir adım daha ileri gideceğiz.Motorları open loop ve closed loop denilen iki döngüsü var yani açık döngü ve kapalı döngü .Kapalı döngüde motor sürekli oksijen sensörünün verilerini dikkate alarak yakıt düzenlemesi yapar fakat open loopta araç oksijen sensörünün değerlerine göre değil LFT ye göre yakıt düzenlemesi yaparçPeki araç ne zaman opeen loop'a geçer? Genelde siz araca ani dip gazlar yaptığınızda ya da sabah soğuk motorda araç open loopta çalışır yani bu iki durumda da yakıt ayarı yapamaz çünkü ayar yapayım derken motora zarar verebilir.Özetle daha önceki sağlıklı değer olan LFT yi kullanır ,burdan da anlıyoruz ki araçların bir tane LFT değeri olmaz ,birden çok LFT değeri olacaktır yani aracın çalışma durumuna göre LFT değerleri farklılık gösterir ,rolantide LFT farklı ,hareket halinde LFT farklı dip gaz yaptığınızda LFT farklıdır.
    Yukardaki örneğe döncek olursak %20 LFT değerine sahip bir araç ( ki bu değere yanlış lpg kalibrasyonu neden olmuştu) sabah soğuk motorda çalıştırıldığında birde araca gereksiz yere %20 fazladan benzin gönderecek ve arac bu fazla benzinden dolayı boğulacak gaz yemeyecek ve hatta hareketv edemeycektir ,araç lpg ye geçtiğinde bir anda roketleyecek bütün sorunlar ortadan kalmış gibi gözükecek ama sorun büyük!!!Araç sahibi lpg montajı yaptırdığı yere gidecek ; Usta bu araba sabahları gaz yemiyor diyecek ... Usta ise abi bu sıralı gazzz ; sabah benzinle çalışır beni alakadar etmez gaza geçince sorun var mı diyecek ; müşteri gaza geçince sorun yok sabah var dediğinde abi sen ozaman arabanı servise göster diyecek.Müşteri servise gidecek ; servisteki usta LFT yi Sft yi nerden bilsin ,o parça değiştirmekle ustalığı kazanmış!!! Abi bu araba gazlı gazı söktür öyle bakayım diyecek ; müşteri ortada top olacak ,bir o taraf bir bu tarafa gidecek ama çözüme ulaşamayacak!!!!

    Peki ne yapılması gerekiyor ?Peki lpg kalibrasyonu nasıl yapılmalıdır? Neler yanlıştır ,neler doğrudur?
    Öncelikle lpg sistemleri benzin işletim sistemleri gibi değişken değildir yani duruma göre düzenlemeler yapmaz.Yukarıdaki bilgileri hatırlayacak olursak benzin ecüsü bir çok sensörden veri alarak bu verileri harmanlayıp bu verilere göre yakıt düzenlemeleri yapar fakat lpg sistemleri stabildir yani yapılan ilk ayar sürekli devam eden ayardır; duruma göre ,motor yapısına göre ,hava koşullarına göre ,atmosfer basıncına göre ,emilen hava ısısına göre ,oksijen sensörünün verilerine göre ,vs vs vs ... sürekli güncellemeler yapmaz ,yapamaz ; zaten bu düzenlemeleri yapsaydı ne arıza lambası ,ne subab sorunu ,ne de yakıt şikayeti ne de vs vs vs sorunlar olurdu ; bu sorunların hiç biri olmazdı.Peki ozaman ne yapacağız? Nasıl bir lpg ayarı yapacağız ve bundan sonra nelere dikkat edeceğiz.Bunu anlamak için öncelikle klasik lpg kalibrasyonlarını anlamamız gerek.
    LPG Firmaları lpg kalibrasyonları için yazılımlar hazırlarlar ; adı üstünde otomatik kalibrasyonlar ile benzin yakıt süreleri ile gaz sürelerini oranlayarak optimum bir lpg yakıt haritası çıkarmaya çalışırlar.Burda otomatik yazılımı programın kalitesi yani lpg markasının yazılımının kalitesi ön plana çıkar.Bugüne kadar abuk subuk bir sürü lpg yazılımı piyasaya çıktı.Kimisi sadece rolantide bir kaç değeri okuyarak ,kimisi arcı 3.000 rpm de tutarak ikimisi ise daha gelişmiş yazılımlar kullanarak lpg yakıt haritasını oluşturmaya çalışmışlardır.
    Örneğin AEB yazılıma sahip ürünler (**** ,Romano vb) de araç 3.000 RPM de benzinde ve gazda çalıştırılarak enjeksiyon ms leri eşitlenmeye çalışır ; üç aşağı beş yukarı kalibrasyon tamamlanır fakat hiç bir zaman 0 sıfır hata ile bu kalibrasyon sonuçlanmaz.AEB yazılımı çok gelişmiş bir yazılımdır ,mapping işlemini yapacak lpg ustasına bir çok noktaya müdehale edebilmesini sağlayacak imkanlar tanır.Bu yazılım ile aracın tüm enjeksiyon mslerinde yakıt haritasının düzenlenmesi mümkündür.Fakat bu yazılımı tam anlamıyla düzenleyecek usta sayısı kaç tane diye sorarsanız iki elinize bakmanız yeterli olacaktır.Ustalarımıza bırakın yakıt haritasını şekilllendirmeyi öğretmeyi ,yeni yeni laptop kullanmasını öğretiyoruz!!!
    Bu tip bir yazılıma sahip ürün taktırdığınızda usta sadece rolantide bir iki değişiklik yapıp iki gaza basıp abi tamamdır ,10 numara oldu der oysa neyin ne olduğu belli değildir .Rolantide yapılan gaz ayarı kahve falına bakmaya benzer belki doğrudur belki yanlış ,belki araç fakirde kalmıştır belki zenginde belki de doğrudur bunu anlamak için muhakkak yola çıkıp kontrollerin yapılması lazım fakat dediğim gibi bu tip ayar yapan usta sayısı malesef çok az!!!
    BRC Plug and drive yazılımı burdaki usta faktörünü oldukça aşağılara çekmiştir.Oto kalibrasyonunda araç benzinde çalıştırılır rolantideki enjeksiyon ms leri hesaplanır ,rolantideki manifolt basınç değeri hesaplanır ,daha sonra gaz pedalına ani olarak 5.000 rpm yi geçmedyecek şekilde basılır ,burdaki amaç benzin enjektörünün maksımum açık kalma süresini ve de manifolt basınç değerinin maksımum suresını gormektir.BRC plug and drive bu değerleri alır ve bunları lpg değerleriyle örtüştürür , şayet hata %5 in üzerindeyse programlamayı yarıda keser tekrar %5 ın altına gelene kadar devam eder ve kalibrasyonu bitirir.Peki BRC 0 sıfır hata ile mi ayar yapar ; hayır o da bir hata aralığı içinde kalibrasyonu tamamlar fakat bu hata aralığı minimum düzeylerdedir ,burda yazılımın önemi ortada fakat daha önemlisi ne olursa olsun oto kalibrasyon ile yetinmeyip yol ayarı yapmaktır.
    Rolantide yapılan ayar hikaye dedik neden ? Çünkü araç rolantide yaklaşık 2.00 ms ile 4.00 ms arasında çalışır ; manifolt basıncı ise 250 mbar ile 400 mbar arasındadır ; siz yola çıkıp gazladığınızda bu enjesiyon süresi ( aracın aşırı beslemeli ya da atmosferik olmasına göre değişir) 16 .00 ms ye kadar ,manifolt basıncı 1.000 mbara kadar çıkar.şimdi gözünüzün önünde şöyle bir eğri düşünün ; enjeksiyon süresi 2.00 ms den başlayıp ; 3.00 ms 4.00 ms 5.00 ms..............11.00ms 12.00ms 13.00ms.... ye kadar çıkan bir yakıt eğrisi buna paralel olarak 200 mbar manifolt basıncından başlayıp 300 mbar ,400.mbar ..... 1000 mbar a kadar çıkan bir manıfolt basınc eğrisi.Araç bu her ms ye de ve manifolt basıncında fark farklı yakıtlara ihtiyaç duyacaktır ; oto kalibrasyon yapılmış lpg programları bu harita ile bazı noktalarda eşleşip bazı noktalarda farklılık gösterecektir ; işte bu farklılık gösteren noktalarda araç ya fakirde ya zenginde kalmış olacaktır yani rolantide yapılan ayar baştan söylediğim gibi ortalama bir ayar olacaktır .En başta belirttiğim laan deyince alınan hassas arabalarda arıza lambası yanacak ; hakaret edip bize gülen adam gibi hata aralığı geniş olan araçlarda lamba yanmayacaktır fakat lamba yanmadı diye sevinmeyin sonuçta motordaki karışım zengin ise hem fazla yakıt tüketceksiniz tasarrufunuz düşecek hem de çevreyi gereksiz yere kirleteceksiniz ; tam aksine karışım fakirse hem motorunuz aşırı ısınacak hem de motor ömrünüz zarar görecektir.Peki ne yapacağız???
    Muhakkak yol ayarı yapacağız ; işi şansa bırakmayacağız ; yol ayarı yaparak tüm enjeksiyon mslerinde karışımı doğru ayarlayacağız araç hiç bir noktada fakirde kalmayacak ,her noktada ideal AFR yi sağlayacağız.AFR yi sağlamak için illaki wind band kullanmakta gerekmiyor ; lpg programındaki yazılım bize yardımcı olacaktır ya da EOBD cihazı ile yapılacak ayar ile 0 sıfır hata ile bir ayar yapabilir ama başta dediğim gibi bu ayarı kim yapacak??? İşte orda da iş size düşüyor ; balıklama her önünüze gelene lpg montajı yaptırsanız işi şansa bırakmış olursunuz? Peki bu yol ayarı ya da ideal karışım ayarını nasıl yapacağız ? Bu da bana kalsın ,işimizin her detayını da paylaşmayalım )

    Peki ayarıda hatasız yaptık; yetiyor mu ? Hayır yine yetmiyor ,peki ne yapılmalı ?

    Lpg ecüsüne kaydettiğimiz değerler elektronik ortamda saklanıyor ; yani bu değerlerin kesinlikle değişmemesi gerekiyor , peki ne oluyorda araçların lpg ayarları belirli bir süre sonra değişiyor? Araçlarımızın lpg ayarlarının belirli bir süre sonra değişmesinin temel nedeni ÜRÜN KALİTESİ'dir.
    Lpg ayarında ve yakıtında temel iki parça var ; bunlardan ilki ve en önemlisi LPG ENJEKTÖRLERdir.
    Bir enjektörü kaliteli yapan faktörler onun sesli yada sessiz çalışması, boyutları, üstten, yandan ya da alttan beslemeli olması değildir.
    Kaliteli bir enjektörün özelliklerini şöyle sıralıyabiliriz:

    (Murat ŞEHİRLİOĞLU Hocam'dan aldığımız enjektör bilgileri aşağıdaki gibidir)
    1) Açma zamanı(milisaniye) vs akış oranı(debi) grafiğinin lineer karakterde olması.
    2) Enjektörün kararsız akış bölgesinin ya da ters karakterli akış bölgesinin mümkün olduğunca kısa sürede bitmesi,mümkünse böyle bir bölgenin olmaması.
    3) Açma ölü zamanının(tepki süresi) ve kapatma ölü zamanının birbirine eşit ve mümkün olduğunca kısa olması.
    4) Akış oranının, enjektör sıcaklığından en az etkilenmesi.
    5) Enjektörün akış oranının, çalışma hayatı boyunca en az değişmesi.
    6) O markanın ürettiği aynı tipteki tüm enjektörlerin eş akış oranına sahip olması, yani enjektörlerin aynı akış karakterine sahip olması, farklılık olmaması.
    7) Akış oranının, enjektör sürme voltajındaki değişimlerden en az etkilenmesi. Aynı açma süresinde, 11V akü voltajında da 14V akü voltajında da yakın akış oranları vermesi.
    Akış oranının, enjektörün girişi ve çıkışı arasındaki fark basıncından en az etkilenmesi.
    9) Enjektörün hareket eden parçalarının gazla en az teması.
    10) Uzun ömürlü olması.

    Piyasadaki enjektörleri inceleyecek olursak;

    RAIL, VALTEK, ECOTECH gurubu:

    Bu enjektörlerin en büyük dezavantajı, hareket eden parçalarının büyük ve ağır, bobinlerinin büyük dolayısıyla yüksek indüktanslı olmasıdır, elektriksel ve mekanik zaman sabitleri yüksektir ve dolayısıyla ölü zamanları 3 ms. civarındadır ki oldukça yüksektir. Kararsız bölgeleri de uzun sürer.
    Bu enjektörler 6. maddedeki eşit karakterlilik konusunda da iyi değillerdir. İki enjektör arasında %10 gibi farklılıklar gördüğüm olmuştur ki bu da aynı aracın iki silindirinin birbirine göre %10 farklı miktarlarda gazla beslenmesi demektir.
    Hareket eden tüm parçaları gazla temas eder ancak çalışma toleransları (boşluklar) fazla olduğu için kirli gazdan etkilenmezler.
    Basittirler, tamirleri mümkündür ama tamir için sökülüp takılınca eşitlikleri büsbütün bozulur.
    Bunlar dışındaki maddelerde iyidirler, ucuzdurlar.

    MATRIX :

    Bu enjektörün en büyük dezavantajı, geçiş pasajlarının çok dar olması, gazla birlikte gelen parafin olefin ve yağın içinde birikmesi ve dolayısıyla da kirli gazdan etkilenmesidir. Hareketli parçaların tümü gazla temas eder. Tamiri kısmen mümkündür. Bunun dışındaki maddelerin tümünde çok iyidir.
    Özellikle bu enjektör 0.5 ms. gibi bir ölü zamanla hız rekorunu elinde bulundurur. Karasız bölgesi yoktur, 0.5 ms. den sonra direk lineer karakter gösterir.

    KEIHIN :

    Pistonlu yapıdadır, çalışma toleransları düşüktür(piston ve gömlek arasındaki boşluk az), tüm hareketli parçalar gazla temas eder. Piston üzerinde gaz geçişini sağlayan küçük delikler bulunur. Kirli gaz hem pistonla gölek arasını doldurarak kirletmek suretiyle sıkışmalara hem de daha ağır durumlarda bu delikleri tıkayarak tıkanmalara sebep olabilir. Tamir kısmen mümkündür. Bunun dışındaki maddelerin tümünde çok iyidir. Pahalıdır.

    BRC :

    Tamiri mümkün değildir. Hareketli parçalar gazla temas etmez dolayısıyla kirli gazdan etkilenmez. Belirtilen maddelerin tümünde çok iyidir.

    Yukarda özelliklerini gördüğümüz enjektörler araçların lpgde doğru çalışması için en önemli parçadır, Lpg enjektörlerindeki en ufak aksaklık araçların çalışmasına olumsuz etkide bulunacaktır.Örneğin motorun doğru çalışabilmesi için her silindirde eşit ateşleme ,eşit sıkıştırma ve eşit yakıta ihtiyaç vardır ; bunlardan biri eksik olduğunda motor doğru çalışmayacaktır.Lpg sistemi takılı araçlarda meydana gelen yakıt şikayeti,rolantide sarsıntı ,ani gaza yüklenmelerdeki teklemelerin temel nedeni de lpg enjektörlerinin doğru çalışmamasıdır.Piyasadki hemen hemen tüm markaların (PRİNS ve BRC Hariç) enjektörleri selenoıd valflidir ; enjektörün içinde bulunan yaylar belirli bir süre sonra sertliğini kaybediyor ve ilk günkü yakıt püskirtme oranları değişiyor ,ayrıca bu enjektörler yüksek devirlerde istenilen hıza yetişemediği için sürekli açık kalıyor ve gereksiz bir yakıtı yanma odasına püskürtüyor; bu ise hem bize yakıt şikayeti olarak hem de yüksek devirlerde istenilen oranda gazın yanma odasına püskürtülemediği için motor ömrümüze olumsuz etki ediyor.
    Yukardaki ayar konusuna dönecek olursak ; yaptığımız ayar her nekadar lpg ecüsünün elektronik ortamında aynı şekilde kalsa da lpg enjektörlerindeki ve yine önemli bir parça olan lpg regulatorundeki değişikliklerden dolayı aracımızın gaz ayarı değişebiliyor ve bu yanlış gaz ayarı yukarda anlattığım mekanik ve elektronik lpg sorunlarına neden olabiliyor.Oysa elektronik enjektör kullanan ürünlerde (BRC) lpg enjektörlerinin debileri zamanla değişmez uzun süreler aynı açma kapama süreleri ile ideal gaz dozajlamasını sağlar ayrıca bu enjektörler üst devirlerde de ki bu üst devirler yanma odasındaki subabların zarar görme ihtimalinin en yüksek olduğu alandır , bu alanlarda da optimum dozajlamayı sağlar ve aracın zarar görmesini engeller.
    Burdan şunu anlıyoruz ; LPG li aracımız ile uzun süre motorumuz sağlıklı bir birçimde çalışmasını istiyorsak öncelikle KALİTELİ BİR ÜRÜN tercih edeceğiz ,Bu kaliteli ürünü DOĞRU MONTAJ ile aracımıza taktıracağız ve daha sonra HATASIZ BİR KALİBRASYON ile aracı lpg ile yürüteceğiz.Uzun süreli lpg performansı istiyorsak bu üç kritere uymamız gerekiyor ,bu sac ayağından biri eksik olursa %100 performans malesef sağlayamayız ama bu üç kriter yerine gelirse isteğiniz marka ve model araçta kesinlikle sorun yaşamadan lpg nin tasarrufunu yaşarsınız.
    Bu konunun en başında yeni nesil EURO 5 motorlara alt ya da orta sınıf bir ürün taktırdığınızda belirli bir km sonra sorun yaşayabileceğinizi yazmıştım ,bu yazıdan anlaşılıyor ki iyi bir üründe taktırsak ama montaj ve ayarı hatalı olursa yine sorun yaşama ihtimalimiz oluyor ama işi baştan kaybetmemek gerek.
    SONUÇ itibariyle yeni nesil motorlar daha önceki motorlara göre daha hassas araçlardır ,bu araçlarda muhakkak ÜST SINIF ürünleri tercih etmeli ve bu üst sınıf ürünü doğru yerde doğru şekilde montajını yaptırmalıyız ve periodik olarak lpg kalibrasyonunu kontrol ettirmeliyiz,bu şekilde yapılacak lpg dönüşüm işlemi sonunda KESİNLİKLE SORUN YAŞAMAZSINIZ.Bilgilerinize

    Mehmet ÖZENÇ
    BRC İÇ ANADOLU ve KARADENİZ BÖLGE BAYİ
    Çorum Yetkili Servisi





    hocam yazınızı soluksuz okudum,bu kadar bilgiyi görünce okumamak olmaz,bende 2 gün önce akl marka lpg taktırdım yazınızda ki gibi AEB yazılımı var kitde(ben bu işlerden hiç anlamam ama öğrenmek için her yazıyı okuyorum)neyse ustaya gittim lpg almışlar ayar ypacağız dedi aracı bilgisayara bağladı değerler gözükmüyor dedi öbür taraftan usta geldi elinde havya 2 noktaya lehim yaptı değerler geldi,neyse araçla ayar yapalım sende gel istersen dedi bindik araca hareket halindeyken ayar yapacak zaten ortalama bir hızda giderken(50km-2000 devir diyelim)ayarda sorun var dedi halletti sonrada yüksek devirde ayar yapalım dedi 2. viteste 4000-5000 deviri gördürdü araca bu arada sürekli ayarları değiştiriyor bilgisayardan 5km falan gittikten sonra aracı yüksek devirde kullanıyormusun dedi bazen dedim ancak 170-180 uzun yolda görüyorum dedim oda araç 5000 devirden sonra gaz kesiyor anlık benzine geçiyor dedi peki yüksek hızdayken sorun olmayacakmı dedim olmaz sadece ani yüklenince yapar dedi(bu arada teknik terimler kullandı alt eşik üst eşik falan gibi birşeyler dedi galiba,bu kit kme gibi değildir dedi-bu arada aracım clio ıı 1.6 rte 8valf)konunu okuyunca sormak istedim burada bir terslik varmıdır hocam,aklıma takıldı bu yüksek devirde gaz kesip anlık benzine geçmesi ha bu arada usta hakkında çok iyi şeyler duydum işini çok iyi yapar diye ki benimde tercih sebebim profesyonel çalışıyor gibi gelmeleri,aracı dene sorun olursa gel bakalım dedi




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ozenclerotogaz

    Merhaba ;

    Çözüm önerilerimizi,yapılması gerekenleri farklı başlıklarda detaylı olarak aktardık ,sanırım gözünüzden kaçmış.Farklı başlıklarda yazdığımız yazıyı burda da paylaşayım.


    Forum ortamında ve de lpg sektöründe subab sorununun sanki belirli bir kaç araçta gözüktüğü gibi bir durum söz konusu.Subab sorunu tüm araçlarda yaşanılabilecek bir sorundur burdaki nuans yeni nesil araçların hassasiyetinin daha önceki araçlara göre farklı olmasıyla ilgilidir.2011 model opel Astra'da subab sorunu olur 2005 model Astra'da subab sorunu olmaz diyemeyiz ,bu sorun yanlış ürün ,yanlış montaj ve yanlış kalibrasyonun sonucudur.


    Subab konusu teknik bir konu , burda uzun uzadıya anlatmaya kalkarsak sayfa sayfa yazı yazmam gerek.
    Özetle Yeni Euro 5 motor yapıları ile bir önceki Euro4 motor yapılarına göre oldukça farklıdır bu araçlarda Tekrar söylüyorum ; A markası B markası C markası farketmez tüm selenoıd valfli enjektör kullanan alt sınıf lpg sistemlerini yeni Euro 5 motorlara montaj yaptırısanız belirli bir km sonra üst kapağı açtırdığınızda subabların bastığı baga yüzeylerinde büyüme ve silindir kapağında çökme meydana geldiğini görebilirsiniz.Bu araçların yanma oranları çok hassas ; basit bir örnek verecek olursam 2011 model i-vtec civic'in lpg kalibrasyonunu EOBD cihazı kullanarak yolda 10 dakıka içerisinde tamamlarım.Bu kalibrasyon o kadar hassas olur ki LFT(long fuel trim) ve SFT (short fuel trim) değerleri nerdeyse 0.0 (sıfır nokta sıfır ) değerine gelir ki bu değerler 0 hata demektir ki araç bunu benzinde bile zor yakalar fakat yeni civic'in lpg kalibrasyonunu yapmam nerdeyse 20 dakıka mı alıyor çünkü subab zamanlaması çok değişken ; araç ani fakirleşmelere devamında zenginleşmeye başlıyor ,benzinde bile bu değerler çok değişken bunları lpgye adapte etmek benı oldukça uğraştırıyor ( ki ben bu konuda lpg bayilerine eğitim veren birisiyim) .Bu kadar uğraşı plug and drive gibi üst sınıf bir yazılımla ve de elektronik enjektör ile yapmakta ben zorlanıyorsam ; varın gidin bu yazılımı selenoıd valfli yani yazar kasa mürekkep sistemine sahip bir enjektör ile nasıl yapacaklar bilemiyorum.

    Lpg sistemlerinin mantığını anlayabilmemiz için öncelikle aracımız benzinde nasıl çalışıyor bunu anlamamız gerekiyor.Çok fazla teknik kelime ve detaya girmeden basit açıklamalarla konuyu anlatmaya çalışayım.Aracımız benzinde çalışırken bir çok sensörden veri alır.Bu sensörlerden (motor ısı sensörü ,hava emiş sensörü ,manifolt basınç sensörü, oksijen sensörü... vs vs vs ) aldığı verilere göre motora yakıt püskürtülür.Örneğin kışın motor -20 derecede iken motor ısı sensörü bu veriyi benzin ECÜ süne yolar ve Ecü anlar ki fazla bir yakıta ihtiyaç var ,bu durumda motora gönderilen yakıt miktarı değişir.Yani basitçe biz neden yazın T-SHORT giyiyoruz ya da neden sıcakta daha fazla su içiyoruz ... aynı mantıkla örnekleyebiliriz.
    Benzin ecüleri bu verileri toparlayarak yanma odasına yakıt püskürtür ,motorda yanma meyda gelir ve yanan gaz en son nerden çıkar ? Eksozdan.Eksozdan çıkmadan önce yanma durumunu ölçen bir sensör var ,bu sensörün ismi oksijen sensörüdür.Oksijen sensörü motordaki yanmanın durumunu ölçer ve aracın benzin ecüsüne bu değeri gönderir.Örneğin oksijen sensörü motordaki yanma oranını ölçtü , yanma oranı %3 fazla(zengin) olsun.Bu durumu aracın benzin ecüsüne bildirir ve benzin ecüsü bu veriyi aldıktan sonra bir sonraki döngüde yakıtı %3 az gönderir ,motorda yine yanma meyda gelir oksijen sensörü yanma oranını ölçer ve bu sefer -%2 kısık (fakir) olduğunu yine benzin ecüsüne gönderir ,benzin ecüsü bir sonraki döngüde yakıtı %2 açar ve bu döngü sürekli böyle devam eder.Yani OEM benzin ecüsü yanma oranını sürekli bir aralığın içinde tutmaya çalışır .Bu oran araçtan araca ,motordan motora göre değişir.

    2000 model bir civicte bu hata oranı +- 20 ise 2010 honda'da bu oran +- 10 dur. Yani yeni nesil motorlarda hatayı kaldırma aralığı ve buna bağlı olarak motor yapıları günden güne hassaslaşmaktadır.Bu olayı ben hep şu şekilde özetliyorum.Kimi insana LAAAN dersiniz çok kızar ,sinirlenir bu arkadaşın hatayı kaldırma oranı dardır ; kimi adama hakaret edersiniz gülüp geçer bu adamın hatayı kaldırma aralığı oldukça geniştir araçların EURO 3 EURO 4 EURO5 motor olmalarını da bu örneğe benzetebiliriz :) Euro5 motorların emisyon oranları günden güne hassaslaşmakta ,hatayı kaldırma aralıkları iyice daralmakta ,işte bu sebeblerden dolayı yeni nesil araçlarda lpg kaynaklı sorunlar artmakta.

    Konuya tekrar dönüş yaparsak ; yukarda gördüğümüz gibi OEM Benzin ecüsü sürekli bir aralıkta yanmayı kontrol ediyor ve yanma oranları bu aralığın içinde kaldığı için sistemde herhangi bir arıza meydana gelmiyor.Şimdi benzinli bir araca lpg montajı yapalım...

    Araca lpg dönüşümünü gerçekleştirdik Sistem otokalibrasyon ile benzin işletim sisteminden aldığı bazı verileri yorumlayarak LPG de bir yakıt haritası oluşturdu ve aracımız artık LPG ile çalışmakta.Araç lpg de çalışırken benzin enjektörlerinin elektiriği kesildi yani benzin enjektörleri uyutuldu ve fakat araçtaki tüm sensörler yine devrede .OEM Benzin ecüsü hala çalışmakta ve aracın benzin ile devam ettiğini düşünmekte fakat araca artık sadece LPG gönderilmekte.Oksijen sensörü yine devrede (yukarda ne işe yaradığını anlatmıştım) ve yanma oranlarını yine ölçmekte.Motora LPG gönderilmeye devam ediyor ve sensör motordaki yanmayı ölçüyor ve bir bakıyor yanma oranı %-20 fakir ,bu durumu hemen aracın benzin ecüsüne bildiriyor ,benzin ecüsü bu veriyi öğrenince araca %20 fazla yakıt gönerilmesi gerektiğini düşünüyor ve benzin enjektörlerine bu sinyali yolluyor fakat araç lpg de olduğu için yakıt artmıyor ,motor hala fakir karışım ile çalışmaya devam ediyor ,oksijen sensörü yine ölçüme devam ediyor ve bakıyor ki yanma oranı hala %-20 fakir bu durumu yine benzin ecüsüne bildiriyor ,benzin ecüsü yanma oranını artırmak için yakıtı %20 artırmalıyım diyor ama ne fayda Lpg ye müdehale edemiyor ve bu durumda motor %_20 fakir karışım ile çalışmaya devam ediyor.Böyle bir durumda motorda 2 temel sorun meydana geliyor ; bunlardan birincisi mekanik sorun ,diğeri ise elektronik sorun .

    1.Mekanik Sorun : ( Basit ifadeler ile anlatacağım ,lütfen biri çıkıp vay ısı ayrı vay sıcaklı ayrı , bu terimler yanlış demesin)
    Yanma odasında bulunan emme ve eksoz subablarının bu odada meydana gelen ısıya belli bir dereceye kadar mukavemet etme durumu var.Araçlardaki bu subablar günden güne hassaslaşmakta ,çünkü emisyon oranları hassaslaştıkça araç üreticilerinin de kullandığı malzemeler farklılık göstermeye başlıyor.2000 model bir aracın kullandığı subab ile 2012 model bir aracın kullandığı subabların yapıları birbirinden farklıdır. Konuya dönecek olursak örneğin araç benzinde iken yanma odasının ısısı en fazla 80 derece olsun subabların ise ısıya dayanma derecesi 100 derece olsun , araç benzinde iken yanma oranı 80 dereceyi geçmediği için subablarda ,subab yataklarında vs vs herhangi bir sorun meydana gelmiyor ; araç LPG de iken lpg nin doğası gereği bu ısı 90 dereceye çıkacaktır ve fakat subabın dayanma derecesi 100 olduğu için herhangi bir sorun meydana gelmeyecektir ; fakat yukardaki örnekte olduğu gibi şayet gaz ayarı yanlış ise yanma odasının ısısı fakir karışımdan dolayı artacaktır ve 90 drece olması gereken ısı 110 dereceye çıkacak (esasında yüksek ısıya daha uzun süre maruz kalacaktır) ve subablar zamanla aşınacaktır.Böyle bir durumda motor ömrümüz zamanla kısalacaktır.

    2.Elekronik Sorun : Benzin Ecülerinin 2 temel hafızası ya da yakıt döngüsü vardır .Bunlar LFT /Long Fuel Trim) ve SFT dediğimiz Short Fuel Trimlerdir.Yani kısa yakıt döngüsü ve uzun yakıt döngüsü .Basitçe kısa yakıt döngüsü SFT biraz önceki örnekte anlattığım anlık olarak değişen oksijen sensörünün benzin ecüsüne gönderdiği verilerdir ; yani yakıt +3 fazla - 2 kısık vs vs
    Uzun yakıt döngüsü ise LFT benzin ecüsünün bu anlık değerlere göre yani SFT ye göre belirlediği temel değerdir.Sorunsuz çalışan bir araçta LFT ve SFT +- 5 aralığındadır. Fakat yukardaki örnekte ne olmuştu araç %-20 fakir ile çalışmaktaydı ,bu durumda benzin ecüsü yakıtı %20 açmalıyım ,açmalıyım ,açmalıyım ,açmalıyım diyordu fakat açamıyordu bu durumda %+20 açmalıyım değerini LFT değeri olarak algılıyor ve kaydetmiş oluyordu.
    Şimdi bir adım daha ileri gideceğiz.Motorları open loop ve closed loop denilen iki döngüsü var yani açık döngü ve kapalı döngü .Kapalı döngüde motor sürekli oksijen sensörünün verilerini dikkate alarak yakıt düzenlemesi yapar fakat open loopta araç oksijen sensörünün değerlerine göre değil LFT ye göre yakıt düzenlemesi yaparçPeki araç ne zaman opeen loop'a geçer? Genelde siz araca ani dip gazlar yaptığınızda ya da sabah soğuk motorda araç open loopta çalışır yani bu iki durumda da yakıt ayarı yapamaz çünkü ayar yapayım derken motora zarar verebilir.Özetle daha önceki sağlıklı değer olan LFT yi kullanır ,burdan da anlıyoruz ki araçların bir tane LFT değeri olmaz ,birden çok LFT değeri olacaktır yani aracın çalışma durumuna göre LFT değerleri farklılık gösterir ,rolantide LFT farklı ,hareket halinde LFT farklı dip gaz yaptığınızda LFT farklıdır.
    Yukardaki örneğe döncek olursak %20 LFT değerine sahip bir araç ( ki bu değere yanlış lpg kalibrasyonu neden olmuştu) sabah soğuk motorda çalıştırıldığında birde araca gereksiz yere %20 fazladan benzin gönderecek ve arac bu fazla benzinden dolayı boğulacak gaz yemeyecek ve hatta hareketv edemeycektir ,araç lpg ye geçtiğinde bir anda roketleyecek bütün sorunlar ortadan kalmış gibi gözükecek ama sorun büyük!!!Araç sahibi lpg montajı yaptırdığı yere gidecek ; Usta bu araba sabahları gaz yemiyor diyecek ... Usta ise abi bu sıralı gazzz ; sabah benzinle çalışır beni alakadar etmez gaza geçince sorun var mı diyecek ; müşteri gaza geçince sorun yok sabah var dediğinde abi sen ozaman arabanı servise göster diyecek.Müşteri servise gidecek ; servisteki usta LFT yi Sft yi nerden bilsin ,o parça değiştirmekle ustalığı kazanmış!!! Abi bu araba gazlı gazı söktür öyle bakayım diyecek ; müşteri ortada top olacak ,bir o taraf bir bu tarafa gidecek ama çözüme ulaşamayacak!!!!

    Peki ne yapılması gerekiyor ?Peki lpg kalibrasyonu nasıl yapılmalıdır? Neler yanlıştır ,neler doğrudur?
    Öncelikle lpg sistemleri benzin işletim sistemleri gibi değişken değildir yani duruma göre düzenlemeler yapmaz.Yukarıdaki bilgileri hatırlayacak olursak benzin ecüsü bir çok sensörden veri alarak bu verileri harmanlayıp bu verilere göre yakıt düzenlemeleri yapar fakat lpg sistemleri stabildir yani yapılan ilk ayar sürekli devam eden ayardır; duruma göre ,motor yapısına göre ,hava koşullarına göre ,atmosfer basıncına göre ,emilen hava ısısına göre ,oksijen sensörünün verilerine göre ,vs vs vs ... sürekli güncellemeler yapmaz ,yapamaz ; zaten bu düzenlemeleri yapsaydı ne arıza lambası ,ne subab sorunu ,ne de yakıt şikayeti ne de vs vs vs sorunlar olurdu ; bu sorunların hiç biri olmazdı.Peki ozaman ne yapacağız? Nasıl bir lpg ayarı yapacağız ve bundan sonra nelere dikkat edeceğiz.Bunu anlamak için öncelikle klasik lpg kalibrasyonlarını anlamamız gerek.
    LPG Firmaları lpg kalibrasyonları için yazılımlar hazırlarlar ; adı üstünde otomatik kalibrasyonlar ile benzin yakıt süreleri ile gaz sürelerini oranlayarak optimum bir lpg yakıt haritası çıkarmaya çalışırlar.Burda otomatik yazılımı programın kalitesi yani lpg markasının yazılımının kalitesi ön plana çıkar.Bugüne kadar abuk subuk bir sürü lpg yazılımı piyasaya çıktı.Kimisi sadece rolantide bir kaç değeri okuyarak ,kimisi arcı 3.000 rpm de tutarak ikimisi ise daha gelişmiş yazılımlar kullanarak lpg yakıt haritasını oluşturmaya çalışmışlardır.
    Örneğin AEB yazılıma sahip ürünler (**** ,Romano vb) de araç 3.000 RPM de benzinde ve gazda çalıştırılarak enjeksiyon ms leri eşitlenmeye çalışır ; üç aşağı beş yukarı kalibrasyon tamamlanır fakat hiç bir zaman 0 sıfır hata ile bu kalibrasyon sonuçlanmaz.AEB yazılımı çok gelişmiş bir yazılımdır ,mapping işlemini yapacak lpg ustasına bir çok noktaya müdehale edebilmesini sağlayacak imkanlar tanır.Bu yazılım ile aracın tüm enjeksiyon mslerinde yakıt haritasının düzenlenmesi mümkündür.Fakat bu yazılımı tam anlamıyla düzenleyecek usta sayısı kaç tane diye sorarsanız iki elinize bakmanız yeterli olacaktır.Ustalarımıza bırakın yakıt haritasını şekilllendirmeyi öğretmeyi ,yeni yeni laptop kullanmasını öğretiyoruz!!!
    Bu tip bir yazılıma sahip ürün taktırdığınızda usta sadece rolantide bir iki değişiklik yapıp iki gaza basıp abi tamamdır ,10 numara oldu der oysa neyin ne olduğu belli değildir .Rolantide yapılan gaz ayarı kahve falına bakmaya benzer belki doğrudur belki yanlış ,belki araç fakirde kalmıştır belki zenginde belki de doğrudur bunu anlamak için muhakkak yola çıkıp kontrollerin yapılması lazım fakat dediğim gibi bu tip ayar yapan usta sayısı malesef çok az!!!
    BRC Plug and drive yazılımı burdaki usta faktörünü oldukça aşağılara çekmiştir.Oto kalibrasyonunda araç benzinde çalıştırılır rolantideki enjeksiyon ms leri hesaplanır ,rolantideki manifolt basınç değeri hesaplanır ,daha sonra gaz pedalına ani olarak 5.000 rpm yi geçmedyecek şekilde basılır ,burdaki amaç benzin enjektörünün maksımum açık kalma süresini ve de manifolt basınç değerinin maksımum suresını gormektir.BRC plug and drive bu değerleri alır ve bunları lpg değerleriyle örtüştürür , şayet hata %5 in üzerindeyse programlamayı yarıda keser tekrar %5 ın altına gelene kadar devam eder ve kalibrasyonu bitirir.Peki BRC 0 sıfır hata ile mi ayar yapar ; hayır o da bir hata aralığı içinde kalibrasyonu tamamlar fakat bu hata aralığı minimum düzeylerdedir ,burda yazılımın önemi ortada fakat daha önemlisi ne olursa olsun oto kalibrasyon ile yetinmeyip yol ayarı yapmaktır.
    Rolantide yapılan ayar hikaye dedik neden ? Çünkü araç rolantide yaklaşık 2.00 ms ile 4.00 ms arasında çalışır ; manifolt basıncı ise 250 mbar ile 400 mbar arasındadır ; siz yola çıkıp gazladığınızda bu enjesiyon süresi ( aracın aşırı beslemeli ya da atmosferik olmasına göre değişir) 16 .00 ms ye kadar ,manifolt basıncı 1.000 mbara kadar çıkar.şimdi gözünüzün önünde şöyle bir eğri düşünün ; enjeksiyon süresi 2.00 ms den başlayıp ; 3.00 ms 4.00 ms 5.00 ms..............11.00ms 12.00ms 13.00ms.... ye kadar çıkan bir yakıt eğrisi buna paralel olarak 200 mbar manifolt basıncından başlayıp 300 mbar ,400.mbar ..... 1000 mbar a kadar çıkan bir manıfolt basınc eğrisi.Araç bu her ms ye de ve manifolt basıncında fark farklı yakıtlara ihtiyaç duyacaktır ; oto kalibrasyon yapılmış lpg programları bu harita ile bazı noktalarda eşleşip bazı noktalarda farklılık gösterecektir ; işte bu farklılık gösteren noktalarda araç ya fakirde ya zenginde kalmış olacaktır yani rolantide yapılan ayar baştan söylediğim gibi ortalama bir ayar olacaktır .En başta belirttiğim laan deyince alınan hassas arabalarda arıza lambası yanacak ; hakaret edip bize gülen adam gibi hata aralığı geniş olan araçlarda lamba yanmayacaktır fakat lamba yanmadı diye sevinmeyin sonuçta motordaki karışım zengin ise hem fazla yakıt tüketceksiniz tasarrufunuz düşecek hem de çevreyi gereksiz yere kirleteceksiniz ; tam aksine karışım fakirse hem motorunuz aşırı ısınacak hem de motor ömrünüz zarar görecektir.Peki ne yapacağız???
    Muhakkak yol ayarı yapacağız ; işi şansa bırakmayacağız ; yol ayarı yaparak tüm enjeksiyon mslerinde karışımı doğru ayarlayacağız araç hiç bir noktada fakirde kalmayacak ,her noktada ideal AFR yi sağlayacağız.AFR yi sağlamak için illaki wind band kullanmakta gerekmiyor ; lpg programındaki yazılım bize yardımcı olacaktır ya da EOBD cihazı ile yapılacak ayar ile 0 sıfır hata ile bir ayar yapabilir ama başta dediğim gibi bu ayarı kim yapacak??? İşte orda da iş size düşüyor ; balıklama her önünüze gelene lpg montajı yaptırsanız işi şansa bırakmış olursunuz? Peki bu yol ayarı ya da ideal karışım ayarını nasıl yapacağız ? Bu da bana kalsın ,işimizin her detayını da paylaşmayalım )

    Peki ayarıda hatasız yaptık; yetiyor mu ? Hayır yine yetmiyor ,peki ne yapılmalı ?

    Lpg ecüsüne kaydettiğimiz değerler elektronik ortamda saklanıyor ; yani bu değerlerin kesinlikle değişmemesi gerekiyor , peki ne oluyorda araçların lpg ayarları belirli bir süre sonra değişiyor? Araçlarımızın lpg ayarlarının belirli bir süre sonra değişmesinin temel nedeni ÜRÜN KALİTESİ'dir.
    Lpg ayarında ve yakıtında temel iki parça var ; bunlardan ilki ve en önemlisi LPG ENJEKTÖRLERdir.
    Bir enjektörü kaliteli yapan faktörler onun sesli yada sessiz çalışması, boyutları, üstten, yandan ya da alttan beslemeli olması değildir.
    Kaliteli bir enjektörün özelliklerini şöyle sıralıyabiliriz:

    (Murat ŞEHİRLİOĞLU Hocam'dan aldığımız enjektör bilgileri aşağıdaki gibidir)
    1) Açma zamanı(milisaniye) vs akış oranı(debi) grafiğinin lineer karakterde olması.
    2) Enjektörün kararsız akış bölgesinin ya da ters karakterli akış bölgesinin mümkün olduğunca kısa sürede bitmesi,mümkünse böyle bir bölgenin olmaması.
    3) Açma ölü zamanının(tepki süresi) ve kapatma ölü zamanının birbirine eşit ve mümkün olduğunca kısa olması.
    4) Akış oranının, enjektör sıcaklığından en az etkilenmesi.
    5) Enjektörün akış oranının, çalışma hayatı boyunca en az değişmesi.
    6) O markanın ürettiği aynı tipteki tüm enjektörlerin eş akış oranına sahip olması, yani enjektörlerin aynı akış karakterine sahip olması, farklılık olmaması.
    7) Akış oranının, enjektör sürme voltajındaki değişimlerden en az etkilenmesi. Aynı açma süresinde, 11V akü voltajında da 14V akü voltajında da yakın akış oranları vermesi.
    Akış oranının, enjektörün girişi ve çıkışı arasındaki fark basıncından en az etkilenmesi.
    9) Enjektörün hareket eden parçalarının gazla en az teması.
    10) Uzun ömürlü olması.

    Piyasadaki enjektörleri inceleyecek olursak;

    RAIL, VALTEK, ECOTECH gurubu:

    Bu enjektörlerin en büyük dezavantajı, hareket eden parçalarının büyük ve ağır, bobinlerinin büyük dolayısıyla yüksek indüktanslı olmasıdır, elektriksel ve mekanik zaman sabitleri yüksektir ve dolayısıyla ölü zamanları 3 ms. civarındadır ki oldukça yüksektir. Kararsız bölgeleri de uzun sürer.
    Bu enjektörler 6. maddedeki eşit karakterlilik konusunda da iyi değillerdir. İki enjektör arasında %10 gibi farklılıklar gördüğüm olmuştur ki bu da aynı aracın iki silindirinin birbirine göre %10 farklı miktarlarda gazla beslenmesi demektir.
    Hareket eden tüm parçaları gazla temas eder ancak çalışma toleransları (boşluklar) fazla olduğu için kirli gazdan etkilenmezler.
    Basittirler, tamirleri mümkündür ama tamir için sökülüp takılınca eşitlikleri büsbütün bozulur.
    Bunlar dışındaki maddelerde iyidirler, ucuzdurlar.

    MATRIX :

    Bu enjektörün en büyük dezavantajı, geçiş pasajlarının çok dar olması, gazla birlikte gelen parafin olefin ve yağın içinde birikmesi ve dolayısıyla da kirli gazdan etkilenmesidir. Hareketli parçaların tümü gazla temas eder. Tamiri kısmen mümkündür. Bunun dışındaki maddelerin tümünde çok iyidir.
    Özellikle bu enjektör 0.5 ms. gibi bir ölü zamanla hız rekorunu elinde bulundurur. Karasız bölgesi yoktur, 0.5 ms. den sonra direk lineer karakter gösterir.

    KEIHIN :

    Pistonlu yapıdadır, çalışma toleransları düşüktür(piston ve gömlek arasındaki boşluk az), tüm hareketli parçalar gazla temas eder. Piston üzerinde gaz geçişini sağlayan küçük delikler bulunur. Kirli gaz hem pistonla gölek arasını doldurarak kirletmek suretiyle sıkışmalara hem de daha ağır durumlarda bu delikleri tıkayarak tıkanmalara sebep olabilir. Tamir kısmen mümkündür. Bunun dışındaki maddelerin tümünde çok iyidir. Pahalıdır.

    BRC :

    Tamiri mümkün değildir. Hareketli parçalar gazla temas etmez dolayısıyla kirli gazdan etkilenmez. Belirtilen maddelerin tümünde çok iyidir.

    Yukarda özelliklerini gördüğümüz enjektörler araçların lpgde doğru çalışması için en önemli parçadır, Lpg enjektörlerindeki en ufak aksaklık araçların çalışmasına olumsuz etkide bulunacaktır.Örneğin motorun doğru çalışabilmesi için her silindirde eşit ateşleme ,eşit sıkıştırma ve eşit yakıta ihtiyaç vardır ; bunlardan biri eksik olduğunda motor doğru çalışmayacaktır.Lpg sistemi takılı araçlarda meydana gelen yakıt şikayeti,rolantide sarsıntı ,ani gaza yüklenmelerdeki teklemelerin temel nedeni de lpg enjektörlerinin doğru çalışmamasıdır.Piyasadki hemen hemen tüm markaların (PRİNS ve BRC Hariç) enjektörleri selenoıd valflidir ; enjektörün içinde bulunan yaylar belirli bir süre sonra sertliğini kaybediyor ve ilk günkü yakıt püskirtme oranları değişiyor ,ayrıca bu enjektörler yüksek devirlerde istenilen hıza yetişemediği için sürekli açık kalıyor ve gereksiz bir yakıtı yanma odasına püskürtüyor; bu ise hem bize yakıt şikayeti olarak hem de yüksek devirlerde istenilen oranda gazın yanma odasına püskürtülemediği için motor ömrümüze olumsuz etki ediyor.
    Yukardaki ayar konusuna dönecek olursak ; yaptığımız ayar her nekadar lpg ecüsünün elektronik ortamında aynı şekilde kalsa da lpg enjektörlerindeki ve yine önemli bir parça olan lpg regulatorundeki değişikliklerden dolayı aracımızın gaz ayarı değişebiliyor ve bu yanlış gaz ayarı yukarda anlattığım mekanik ve elektronik lpg sorunlarına neden olabiliyor.Oysa elektronik enjektör kullanan ürünlerde (BRC) lpg enjektörlerinin debileri zamanla değişmez uzun süreler aynı açma kapama süreleri ile ideal gaz dozajlamasını sağlar ayrıca bu enjektörler üst devirlerde de ki bu üst devirler yanma odasındaki subabların zarar görme ihtimalinin en yüksek olduğu alandır , bu alanlarda da optimum dozajlamayı sağlar ve aracın zarar görmesini engeller.
    Burdan şunu anlıyoruz ; LPG li aracımız ile uzun süre motorumuz sağlıklı bir birçimde çalışmasını istiyorsak öncelikle KALİTELİ BİR ÜRÜN tercih edeceğiz ,Bu kaliteli ürünü DOĞRU MONTAJ ile aracımıza taktıracağız ve daha sonra HATASIZ BİR KALİBRASYON ile aracı lpg ile yürüteceğiz.Uzun süreli lpg performansı istiyorsak bu üç kritere uymamız gerekiyor ,bu sac ayağından biri eksik olursa %100 performans malesef sağlayamayız ama bu üç kriter yerine gelirse isteğiniz marka ve model araçta kesinlikle sorun yaşamadan lpg nin tasarrufunu yaşarsınız.
    Bu konunun en başında yeni nesil EURO 5 motorlara alt ya da orta sınıf bir ürün taktırdığınızda belirli bir km sonra sorun yaşayabileceğinizi yazmıştım ,bu yazıdan anlaşılıyor ki iyi bir üründe taktırsak ama montaj ve ayarı hatalı olursa yine sorun yaşama ihtimalimiz oluyor ama işi baştan kaybetmemek gerek.
    SONUÇ itibariyle yeni nesil motorlar daha önceki motorlara göre daha hassas araçlardır ,bu araçlarda muhakkak ÜST SINIF ürünleri tercih etmeli ve bu üst sınıf ürünü doğru yerde doğru şekilde montajını yaptırmalıyız ve periodik olarak lpg kalibrasyonunu kontrol ettirmeliyiz,bu şekilde yapılacak lpg dönüşüm işlemi sonunda KESİNLİKLE SORUN YAŞAMAZSINIZ.Bilgilerinize

    Mehmet ÖZENÇ
    BRC İÇ ANADOLU ve KARADENİZ BÖLGE BAYİ
    Çorum Yetkili Servisi





    hocam yazınızı soluksuz okudum,bu kadar bilgiyi görünce okumamak olmaz,bende 2 gün önce akl marka lpg taktırdım yazınızda ki gibi AEB yazılımı var kitde(ben bu işlerden hiç anlamam ama öğrenmek için her yazıyı okuyorum)neyse ustaya gittim lpg almışlar ayar ypacağız dedi aracı bilgisayara bağladı değerler gözükmüyor dedi öbür taraftan usta geldi elinde havya 2 noktaya lehim yaptı değerler geldi,neyse araçla ayar yapalım sende gel istersen dedi bindik araca hareket halindeyken ayar yapacak zaten ortalama bir hızda giderken(50km-2000 devir diyelim)ayarda sorun var dedi halletti sonrada yüksek devirde ayar yapalım dedi 2. viteste 4000-5000 deviri gördürdü araca bu arada sürekli ayarları değiştiriyor bilgisayardan 5km falan gittikten sonra aracı yüksek devirde kullanıyormusun dedi bazen dedim ancak 170-180 uzun yolda görüyorum dedim oda araç 5000 devirden sonra gaz kesiyor anlık benzine geçiyor dedi peki yüksek hızdayken sorun olmayacakmı dedim olmaz sadece ani yüklenince yapar dedi(bu arada teknik terimler kullandı alt eşik üst eşik falan gibi birşeyler dedi galiba,bu kit kme gibi değildir dedi-bu arada aracım clio ıı 1.6 rte 8valf)konunu okuyunca sormak istedim burada bir terslik varmıdır hocam,aklıma takıldı bu yüksek devirde gaz kesip anlık benzine geçmesi ha bu arada usta hakkında çok iyi şeyler duydum işini çok iyi yapar diye ki benimde tercih sebebim profesyonel çalışıyor gibi gelmeleri,aracı dene sorun olursa gel bakalım dedi,2 gündür kullanıyorum çekişte bir farklılık yok gibi tüketimde normal duruyor,gözlenlediğim tek fark benzinde araç 1000rpm'de çalışırken lpg'de 750 rpm'de tabi bu rolantide ki çalışma durumu

    NOT:SORUMU CEVAPLARSAN ÇOK SEVİNİRİM HOCAM




  • Hızla topa gireyim.

    1-) Yakıt azaldıkça sıcaklık artmaz. Likit yakıtların (benzin, likit lpg) motor içinde buharlaşmasından mütevvelit oluşan bir soğutma durumu vardır bu ortadan kalkar. Bir çok top fuel drag aracı aşırı yakıt kullanarak (10 afr gibi) bu efekti maksimize etmeye çalışırlar. Kısaca bu teorem gaz halindeki LPG ile örtüşmez.

    2-) Benzinli motorların LPG ile kullanımda yaklaşık 200 santigrat a varan ısı artışı gözlemlenebilir. Bunu kompanse etmek için. Bujiler daha soğuk olanlarla değiştirilmelidir.

    3-) Süpablar. AVANSTAN dolayısı ile yanıyor. LPG Benzinden daha zor ve daha geç yanar. Siz LPG yi benzin avansında sürerseniz, eksoz sübapları açıldığında lpg nin yanması halen devam ediyor olacağından sübaplarınız bir güzel kavrulacaktır.

    Netice. LPG den maksimum verim almak için

    1-) Ya tamamen LPG kullanımına geçeceksiniz (ve ecu nuz buna göre maplanacak, yakıt ve avans olarak) veya cift yakıta gerçekten destek veren ecu bulacaksınız. (Megasquirt bunu yapabiliyor. iki değişik yakıt maplamasını (yakıt ve avans) bir tuş vasıtası ile değiştiebiliyorsunuz). Avustrualyada üretilen FORD ve HOLDEN araçlar fabrikasyon olarak çift yakıta destek vermektedir. HOLDEN SVT araçlar 4000 ddan sonra otomatik olarak benzine geçmektedir.

    2-) Motorunuzun durumuna göre bir veya iki birim daha soğuk bujiye geçeceksiniz.

    3-) Ateşleme sisteminizi güçlendireceksiniz (özellikle eski karbüratörülü araçlarda).




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ozenclerotogaz

    Merhaba ;

    Çözüm önerilerimizi,yapılması gerekenleri farklı başlıklarda detaylı olarak aktardık ,sanırım gözünüzden kaçmış.Farklı başlıklarda yazdığımız yazıyı burda da paylaşayım.


    Forum ortamında ve de lpg sektöründe subab sorununun sanki belirli bir kaç araçta gözüktüğü gibi bir durum söz konusu.Subab sorunu tüm araçlarda yaşanılabilecek bir sorundur burdaki nuans yeni nesil araçların hassasiyetinin daha önceki araçlara göre farklı olmasıyla ilgilidir.2011 model opel Astra'da subab sorunu olur 2005 model Astra'da subab sorunu olmaz diyemeyiz ,bu sorun yanlış ürün ,yanlış montaj ve yanlış kalibrasyonun sonucudur.


    Subab konusu teknik bir konu , burda uzun uzadıya anlatmaya kalkarsak sayfa sayfa yazı yazmam gerek.
    Özetle Yeni Euro 5 motor yapıları ile bir önceki Euro4 motor yapılarına göre oldukça farklıdır bu araçlarda Tekrar söylüyorum ; A markası B markası C markası farketmez tüm selenoıd valfli enjektör kullanan alt sınıf lpg sistemlerini yeni Euro 5 motorlara montaj yaptırısanız belirli bir km sonra üst kapağı açtırdığınızda subabların bastığı baga yüzeylerinde büyüme ve silindir kapağında çökme meydana geldiğini görebilirsiniz.Bu araçların yanma oranları çok hassas ; basit bir örnek verecek olursam 2011 model i-vtec civic'in lpg kalibrasyonunu EOBD cihazı kullanarak yolda 10 dakıka içerisinde tamamlarım.Bu kalibrasyon o kadar hassas olur ki LFT(long fuel trim) ve SFT (short fuel trim) değerleri nerdeyse 0.0 (sıfır nokta sıfır ) değerine gelir ki bu değerler 0 hata demektir ki araç bunu benzinde bile zor yakalar fakat yeni civic'in lpg kalibrasyonunu yapmam nerdeyse 20 dakıka mı alıyor çünkü subab zamanlaması çok değişken ; araç ani fakirleşmelere devamında zenginleşmeye başlıyor ,benzinde bile bu değerler çok değişken bunları lpgye adapte etmek benı oldukça uğraştırıyor ( ki ben bu konuda lpg bayilerine eğitim veren birisiyim) .Bu kadar uğraşı plug and drive gibi üst sınıf bir yazılımla ve de elektronik enjektör ile yapmakta ben zorlanıyorsam ; varın gidin bu yazılımı selenoıd valfli yani yazar kasa mürekkep sistemine sahip bir enjektör ile nasıl yapacaklar bilemiyorum.

    Lpg sistemlerinin mantığını anlayabilmemiz için öncelikle aracımız benzinde nasıl çalışıyor bunu anlamamız gerekiyor.Çok fazla teknik kelime ve detaya girmeden basit açıklamalarla konuyu anlatmaya çalışayım.Aracımız benzinde çalışırken bir çok sensörden veri alır.Bu sensörlerden (motor ısı sensörü ,hava emiş sensörü ,manifolt basınç sensörü, oksijen sensörü... vs vs vs ) aldığı verilere göre motora yakıt püskürtülür.Örneğin kışın motor -20 derecede iken motor ısı sensörü bu veriyi benzin ECÜ süne yolar ve Ecü anlar ki fazla bir yakıta ihtiyaç var ,bu durumda motora gönderilen yakıt miktarı değişir.Yani basitçe biz neden yazın T-SHORT giyiyoruz ya da neden sıcakta daha fazla su içiyoruz ... aynı mantıkla örnekleyebiliriz.
    Benzin ecüleri bu verileri toparlayarak yanma odasına yakıt püskürtür ,motorda yanma meyda gelir ve yanan gaz en son nerden çıkar ? Eksozdan.Eksozdan çıkmadan önce yanma durumunu ölçen bir sensör var ,bu sensörün ismi oksijen sensörüdür.Oksijen sensörü motordaki yanmanın durumunu ölçer ve aracın benzin ecüsüne bu değeri gönderir.Örneğin oksijen sensörü motordaki yanma oranını ölçtü , yanma oranı %3 fazla(zengin) olsun.Bu durumu aracın benzin ecüsüne bildirir ve benzin ecüsü bu veriyi aldıktan sonra bir sonraki döngüde yakıtı %3 az gönderir ,motorda yine yanma meyda gelir oksijen sensörü yanma oranını ölçer ve bu sefer -%2 kısık (fakir) olduğunu yine benzin ecüsüne gönderir ,benzin ecüsü bir sonraki döngüde yakıtı %2 açar ve bu döngü sürekli böyle devam eder.Yani OEM benzin ecüsü yanma oranını sürekli bir aralığın içinde tutmaya çalışır .Bu oran araçtan araca ,motordan motora göre değişir.

    2000 model bir civicte bu hata oranı +- 20 ise 2010 honda'da bu oran +- 10 dur. Yani yeni nesil motorlarda hatayı kaldırma aralığı ve buna bağlı olarak motor yapıları günden güne hassaslaşmaktadır.Bu olayı ben hep şu şekilde özetliyorum.Kimi insana LAAAN dersiniz çok kızar ,sinirlenir bu arkadaşın hatayı kaldırma oranı dardır ; kimi adama hakaret edersiniz gülüp geçer bu adamın hatayı kaldırma aralığı oldukça geniştir araçların EURO 3 EURO 4 EURO5 motor olmalarını da bu örneğe benzetebiliriz :) Euro5 motorların emisyon oranları günden güne hassaslaşmakta ,hatayı kaldırma aralıkları iyice daralmakta ,işte bu sebeblerden dolayı yeni nesil araçlarda lpg kaynaklı sorunlar artmakta.

    Konuya tekrar dönüş yaparsak ; yukarda gördüğümüz gibi OEM Benzin ecüsü sürekli bir aralıkta yanmayı kontrol ediyor ve yanma oranları bu aralığın içinde kaldığı için sistemde herhangi bir arıza meydana gelmiyor.Şimdi benzinli bir araca lpg montajı yapalım...

    Araca lpg dönüşümünü gerçekleştirdik Sistem otokalibrasyon ile benzin işletim sisteminden aldığı bazı verileri yorumlayarak LPG de bir yakıt haritası oluşturdu ve aracımız artık LPG ile çalışmakta.Araç lpg de çalışırken benzin enjektörlerinin elektiriği kesildi yani benzin enjektörleri uyutuldu ve fakat araçtaki tüm sensörler yine devrede .OEM Benzin ecüsü hala çalışmakta ve aracın benzin ile devam ettiğini düşünmekte fakat araca artık sadece LPG gönderilmekte.Oksijen sensörü yine devrede (yukarda ne işe yaradığını anlatmıştım) ve yanma oranlarını yine ölçmekte.Motora LPG gönderilmeye devam ediyor ve sensör motordaki yanmayı ölçüyor ve bir bakıyor yanma oranı %-20 fakir ,bu durumu hemen aracın benzin ecüsüne bildiriyor ,benzin ecüsü bu veriyi öğrenince araca %20 fazla yakıt gönerilmesi gerektiğini düşünüyor ve benzin enjektörlerine bu sinyali yolluyor fakat araç lpg de olduğu için yakıt artmıyor ,motor hala fakir karışım ile çalışmaya devam ediyor ,oksijen sensörü yine ölçüme devam ediyor ve bakıyor ki yanma oranı hala %-20 fakir bu durumu yine benzin ecüsüne bildiriyor ,benzin ecüsü yanma oranını artırmak için yakıtı %20 artırmalıyım diyor ama ne fayda Lpg ye müdehale edemiyor ve bu durumda motor %_20 fakir karışım ile çalışmaya devam ediyor.Böyle bir durumda motorda 2 temel sorun meydana geliyor ; bunlardan birincisi mekanik sorun ,diğeri ise elektronik sorun .

    1.Mekanik Sorun : ( Basit ifadeler ile anlatacağım ,lütfen biri çıkıp vay ısı ayrı vay sıcaklı ayrı , bu terimler yanlış demesin)
    Yanma odasında bulunan emme ve eksoz subablarının bu odada meydana gelen ısıya belli bir dereceye kadar mukavemet etme durumu var.Araçlardaki bu subablar günden güne hassaslaşmakta ,çünkü emisyon oranları hassaslaştıkça araç üreticilerinin de kullandığı malzemeler farklılık göstermeye başlıyor.2000 model bir aracın kullandığı subab ile 2012 model bir aracın kullandığı subabların yapıları birbirinden farklıdır. Konuya dönecek olursak örneğin araç benzinde iken yanma odasının ısısı en fazla 80 derece olsun subabların ise ısıya dayanma derecesi 100 derece olsun , araç benzinde iken yanma oranı 80 dereceyi geçmediği için subablarda ,subab yataklarında vs vs herhangi bir sorun meydana gelmiyor ; araç LPG de iken lpg nin doğası gereği bu ısı 90 dereceye çıkacaktır ve fakat subabın dayanma derecesi 100 olduğu için herhangi bir sorun meydana gelmeyecektir ; fakat yukardaki örnekte olduğu gibi şayet gaz ayarı yanlış ise yanma odasının ısısı fakir karışımdan dolayı artacaktır ve 90 drece olması gereken ısı 110 dereceye çıkacak (esasında yüksek ısıya daha uzun süre maruz kalacaktır) ve subablar zamanla aşınacaktır.Böyle bir durumda motor ömrümüz zamanla kısalacaktır.

    2.Elekronik Sorun : Benzin Ecülerinin 2 temel hafızası ya da yakıt döngüsü vardır .Bunlar LFT /Long Fuel Trim) ve SFT dediğimiz Short Fuel Trimlerdir.Yani kısa yakıt döngüsü ve uzun yakıt döngüsü .Basitçe kısa yakıt döngüsü SFT biraz önceki örnekte anlattığım anlık olarak değişen oksijen sensörünün benzin ecüsüne gönderdiği verilerdir ; yani yakıt +3 fazla - 2 kısık vs vs
    Uzun yakıt döngüsü ise LFT benzin ecüsünün bu anlık değerlere göre yani SFT ye göre belirlediği temel değerdir.Sorunsuz çalışan bir araçta LFT ve SFT +- 5 aralığındadır. Fakat yukardaki örnekte ne olmuştu araç %-20 fakir ile çalışmaktaydı ,bu durumda benzin ecüsü yakıtı %20 açmalıyım ,açmalıyım ,açmalıyım ,açmalıyım diyordu fakat açamıyordu bu durumda %+20 açmalıyım değerini LFT değeri olarak algılıyor ve kaydetmiş oluyordu.
    Şimdi bir adım daha ileri gideceğiz.Motorları open loop ve closed loop denilen iki döngüsü var yani açık döngü ve kapalı döngü .Kapalı döngüde motor sürekli oksijen sensörünün verilerini dikkate alarak yakıt düzenlemesi yapar fakat open loopta araç oksijen sensörünün değerlerine göre değil LFT ye göre yakıt düzenlemesi yaparçPeki araç ne zaman opeen loop'a geçer? Genelde siz araca ani dip gazlar yaptığınızda ya da sabah soğuk motorda araç open loopta çalışır yani bu iki durumda da yakıt ayarı yapamaz çünkü ayar yapayım derken motora zarar verebilir.Özetle daha önceki sağlıklı değer olan LFT yi kullanır ,burdan da anlıyoruz ki araçların bir tane LFT değeri olmaz ,birden çok LFT değeri olacaktır yani aracın çalışma durumuna göre LFT değerleri farklılık gösterir ,rolantide LFT farklı ,hareket halinde LFT farklı dip gaz yaptığınızda LFT farklıdır.
    Yukardaki örneğe döncek olursak %20 LFT değerine sahip bir araç ( ki bu değere yanlış lpg kalibrasyonu neden olmuştu) sabah soğuk motorda çalıştırıldığında birde araca gereksiz yere %20 fazladan benzin gönderecek ve arac bu fazla benzinden dolayı boğulacak gaz yemeyecek ve hatta hareketv edemeycektir ,araç lpg ye geçtiğinde bir anda roketleyecek bütün sorunlar ortadan kalmış gibi gözükecek ama sorun büyük!!!Araç sahibi lpg montajı yaptırdığı yere gidecek ; Usta bu araba sabahları gaz yemiyor diyecek ... Usta ise abi bu sıralı gazzz ; sabah benzinle çalışır beni alakadar etmez gaza geçince sorun var mı diyecek ; müşteri gaza geçince sorun yok sabah var dediğinde abi sen ozaman arabanı servise göster diyecek.Müşteri servise gidecek ; servisteki usta LFT yi Sft yi nerden bilsin ,o parça değiştirmekle ustalığı kazanmış!!! Abi bu araba gazlı gazı söktür öyle bakayım diyecek ; müşteri ortada top olacak ,bir o taraf bir bu tarafa gidecek ama çözüme ulaşamayacak!!!!

    Peki ne yapılması gerekiyor ?Peki lpg kalibrasyonu nasıl yapılmalıdır? Neler yanlıştır ,neler doğrudur?
    Öncelikle lpg sistemleri benzin işletim sistemleri gibi değişken değildir yani duruma göre düzenlemeler yapmaz.Yukarıdaki bilgileri hatırlayacak olursak benzin ecüsü bir çok sensörden veri alarak bu verileri harmanlayıp bu verilere göre yakıt düzenlemeleri yapar fakat lpg sistemleri stabildir yani yapılan ilk ayar sürekli devam eden ayardır; duruma göre ,motor yapısına göre ,hava koşullarına göre ,atmosfer basıncına göre ,emilen hava ısısına göre ,oksijen sensörünün verilerine göre ,vs vs vs ... sürekli güncellemeler yapmaz ,yapamaz ; zaten bu düzenlemeleri yapsaydı ne arıza lambası ,ne subab sorunu ,ne de yakıt şikayeti ne de vs vs vs sorunlar olurdu ; bu sorunların hiç biri olmazdı.Peki ozaman ne yapacağız? Nasıl bir lpg ayarı yapacağız ve bundan sonra nelere dikkat edeceğiz.Bunu anlamak için öncelikle klasik lpg kalibrasyonlarını anlamamız gerek.
    LPG Firmaları lpg kalibrasyonları için yazılımlar hazırlarlar ; adı üstünde otomatik kalibrasyonlar ile benzin yakıt süreleri ile gaz sürelerini oranlayarak optimum bir lpg yakıt haritası çıkarmaya çalışırlar.Burda otomatik yazılımı programın kalitesi yani lpg markasının yazılımının kalitesi ön plana çıkar.Bugüne kadar abuk subuk bir sürü lpg yazılımı piyasaya çıktı.Kimisi sadece rolantide bir kaç değeri okuyarak ,kimisi arcı 3.000 rpm de tutarak ikimisi ise daha gelişmiş yazılımlar kullanarak lpg yakıt haritasını oluşturmaya çalışmışlardır.
    Örneğin AEB yazılıma sahip ürünler (**** ,Romano vb) de araç 3.000 RPM de benzinde ve gazda çalıştırılarak enjeksiyon ms leri eşitlenmeye çalışır ; üç aşağı beş yukarı kalibrasyon tamamlanır fakat hiç bir zaman 0 sıfır hata ile bu kalibrasyon sonuçlanmaz.AEB yazılımı çok gelişmiş bir yazılımdır ,mapping işlemini yapacak lpg ustasına bir çok noktaya müdehale edebilmesini sağlayacak imkanlar tanır.Bu yazılım ile aracın tüm enjeksiyon mslerinde yakıt haritasının düzenlenmesi mümkündür.Fakat bu yazılımı tam anlamıyla düzenleyecek usta sayısı kaç tane diye sorarsanız iki elinize bakmanız yeterli olacaktır.Ustalarımıza bırakın yakıt haritasını şekilllendirmeyi öğretmeyi ,yeni yeni laptop kullanmasını öğretiyoruz!!!
    Bu tip bir yazılıma sahip ürün taktırdığınızda usta sadece rolantide bir iki değişiklik yapıp iki gaza basıp abi tamamdır ,10 numara oldu der oysa neyin ne olduğu belli değildir .Rolantide yapılan gaz ayarı kahve falına bakmaya benzer belki doğrudur belki yanlış ,belki araç fakirde kalmıştır belki zenginde belki de doğrudur bunu anlamak için muhakkak yola çıkıp kontrollerin yapılması lazım fakat dediğim gibi bu tip ayar yapan usta sayısı malesef çok az!!!
    BRC Plug and drive yazılımı burdaki usta faktörünü oldukça aşağılara çekmiştir.Oto kalibrasyonunda araç benzinde çalıştırılır rolantideki enjeksiyon ms leri hesaplanır ,rolantideki manifolt basınç değeri hesaplanır ,daha sonra gaz pedalına ani olarak 5.000 rpm yi geçmedyecek şekilde basılır ,burdaki amaç benzin enjektörünün maksımum açık kalma süresini ve de manifolt basınç değerinin maksımum suresını gormektir.BRC plug and drive bu değerleri alır ve bunları lpg değerleriyle örtüştürür , şayet hata %5 in üzerindeyse programlamayı yarıda keser tekrar %5 ın altına gelene kadar devam eder ve kalibrasyonu bitirir.Peki BRC 0 sıfır hata ile mi ayar yapar ; hayır o da bir hata aralığı içinde kalibrasyonu tamamlar fakat bu hata aralığı minimum düzeylerdedir ,burda yazılımın önemi ortada fakat daha önemlisi ne olursa olsun oto kalibrasyon ile yetinmeyip yol ayarı yapmaktır.
    Rolantide yapılan ayar hikaye dedik neden ? Çünkü araç rolantide yaklaşık 2.00 ms ile 4.00 ms arasında çalışır ; manifolt basıncı ise 250 mbar ile 400 mbar arasındadır ; siz yola çıkıp gazladığınızda bu enjesiyon süresi ( aracın aşırı beslemeli ya da atmosferik olmasına göre değişir) 16 .00 ms ye kadar ,manifolt basıncı 1.000 mbara kadar çıkar.şimdi gözünüzün önünde şöyle bir eğri düşünün ; enjeksiyon süresi 2.00 ms den başlayıp ; 3.00 ms 4.00 ms 5.00 ms..............11.00ms 12.00ms 13.00ms.... ye kadar çıkan bir yakıt eğrisi buna paralel olarak 200 mbar manifolt basıncından başlayıp 300 mbar ,400.mbar ..... 1000 mbar a kadar çıkan bir manıfolt basınc eğrisi.Araç bu her ms ye de ve manifolt basıncında fark farklı yakıtlara ihtiyaç duyacaktır ; oto kalibrasyon yapılmış lpg programları bu harita ile bazı noktalarda eşleşip bazı noktalarda farklılık gösterecektir ; işte bu farklılık gösteren noktalarda araç ya fakirde ya zenginde kalmış olacaktır yani rolantide yapılan ayar baştan söylediğim gibi ortalama bir ayar olacaktır .En başta belirttiğim laan deyince alınan hassas arabalarda arıza lambası yanacak ; hakaret edip bize gülen adam gibi hata aralığı geniş olan araçlarda lamba yanmayacaktır fakat lamba yanmadı diye sevinmeyin sonuçta motordaki karışım zengin ise hem fazla yakıt tüketceksiniz tasarrufunuz düşecek hem de çevreyi gereksiz yere kirleteceksiniz ; tam aksine karışım fakirse hem motorunuz aşırı ısınacak hem de motor ömrünüz zarar görecektir.Peki ne yapacağız???
    Muhakkak yol ayarı yapacağız ; işi şansa bırakmayacağız ; yol ayarı yaparak tüm enjeksiyon mslerinde karışımı doğru ayarlayacağız araç hiç bir noktada fakirde kalmayacak ,her noktada ideal AFR yi sağlayacağız.AFR yi sağlamak için illaki wind band kullanmakta gerekmiyor ; lpg programındaki yazılım bize yardımcı olacaktır ya da EOBD cihazı ile yapılacak ayar ile 0 sıfır hata ile bir ayar yapabilir ama başta dediğim gibi bu ayarı kim yapacak??? İşte orda da iş size düşüyor ; balıklama her önünüze gelene lpg montajı yaptırsanız işi şansa bırakmış olursunuz? Peki bu yol ayarı ya da ideal karışım ayarını nasıl yapacağız ? Bu da bana kalsın ,işimizin her detayını da paylaşmayalım )

    Peki ayarıda hatasız yaptık; yetiyor mu ? Hayır yine yetmiyor ,peki ne yapılmalı ?

    Lpg ecüsüne kaydettiğimiz değerler elektronik ortamda saklanıyor ; yani bu değerlerin kesinlikle değişmemesi gerekiyor , peki ne oluyorda araçların lpg ayarları belirli bir süre sonra değişiyor? Araçlarımızın lpg ayarlarının belirli bir süre sonra değişmesinin temel nedeni ÜRÜN KALİTESİ'dir.
    Lpg ayarında ve yakıtında temel iki parça var ; bunlardan ilki ve en önemlisi LPG ENJEKTÖRLERdir.
    Bir enjektörü kaliteli yapan faktörler onun sesli yada sessiz çalışması, boyutları, üstten, yandan ya da alttan beslemeli olması değildir.
    Kaliteli bir enjektörün özelliklerini şöyle sıralıyabiliriz:

    (Murat ŞEHİRLİOĞLU Hocam'dan aldığımız enjektör bilgileri aşağıdaki gibidir)
    1) Açma zamanı(milisaniye) vs akış oranı(debi) grafiğinin lineer karakterde olması.
    2) Enjektörün kararsız akış bölgesinin ya da ters karakterli akış bölgesinin mümkün olduğunca kısa sürede bitmesi,mümkünse böyle bir bölgenin olmaması.
    3) Açma ölü zamanının(tepki süresi) ve kapatma ölü zamanının birbirine eşit ve mümkün olduğunca kısa olması.
    4) Akış oranının, enjektör sıcaklığından en az etkilenmesi.
    5) Enjektörün akış oranının, çalışma hayatı boyunca en az değişmesi.
    6) O markanın ürettiği aynı tipteki tüm enjektörlerin eş akış oranına sahip olması, yani enjektörlerin aynı akış karakterine sahip olması, farklılık olmaması.
    7) Akış oranının, enjektör sürme voltajındaki değişimlerden en az etkilenmesi. Aynı açma süresinde, 11V akü voltajında da 14V akü voltajında da yakın akış oranları vermesi.
    Akış oranının, enjektörün girişi ve çıkışı arasındaki fark basıncından en az etkilenmesi.
    9) Enjektörün hareket eden parçalarının gazla en az teması.
    10) Uzun ömürlü olması.

    Piyasadaki enjektörleri inceleyecek olursak;

    RAIL, VALTEK, ECOTECH gurubu:

    Bu enjektörlerin en büyük dezavantajı, hareket eden parçalarının büyük ve ağır, bobinlerinin büyük dolayısıyla yüksek indüktanslı olmasıdır, elektriksel ve mekanik zaman sabitleri yüksektir ve dolayısıyla ölü zamanları 3 ms. civarındadır ki oldukça yüksektir. Kararsız bölgeleri de uzun sürer.
    Bu enjektörler 6. maddedeki eşit karakterlilik konusunda da iyi değillerdir. İki enjektör arasında %10 gibi farklılıklar gördüğüm olmuştur ki bu da aynı aracın iki silindirinin birbirine göre %10 farklı miktarlarda gazla beslenmesi demektir.
    Hareket eden tüm parçaları gazla temas eder ancak çalışma toleransları (boşluklar) fazla olduğu için kirli gazdan etkilenmezler.
    Basittirler, tamirleri mümkündür ama tamir için sökülüp takılınca eşitlikleri büsbütün bozulur.
    Bunlar dışındaki maddelerde iyidirler, ucuzdurlar.

    MATRIX :

    Bu enjektörün en büyük dezavantajı, geçiş pasajlarının çok dar olması, gazla birlikte gelen parafin olefin ve yağın içinde birikmesi ve dolayısıyla da kirli gazdan etkilenmesidir. Hareketli parçaların tümü gazla temas eder. Tamiri kısmen mümkündür. Bunun dışındaki maddelerin tümünde çok iyidir.
    Özellikle bu enjektör 0.5 ms. gibi bir ölü zamanla hız rekorunu elinde bulundurur. Karasız bölgesi yoktur, 0.5 ms. den sonra direk lineer karakter gösterir.

    KEIHIN :

    Pistonlu yapıdadır, çalışma toleransları düşüktür(piston ve gömlek arasındaki boşluk az), tüm hareketli parçalar gazla temas eder. Piston üzerinde gaz geçişini sağlayan küçük delikler bulunur. Kirli gaz hem pistonla gölek arasını doldurarak kirletmek suretiyle sıkışmalara hem de daha ağır durumlarda bu delikleri tıkayarak tıkanmalara sebep olabilir. Tamir kısmen mümkündür. Bunun dışındaki maddelerin tümünde çok iyidir. Pahalıdır.

    BRC :

    Tamiri mümkün değildir. Hareketli parçalar gazla temas etmez dolayısıyla kirli gazdan etkilenmez. Belirtilen maddelerin tümünde çok iyidir.

    Yukarda özelliklerini gördüğümüz enjektörler araçların lpgde doğru çalışması için en önemli parçadır, Lpg enjektörlerindeki en ufak aksaklık araçların çalışmasına olumsuz etkide bulunacaktır.Örneğin motorun doğru çalışabilmesi için her silindirde eşit ateşleme ,eşit sıkıştırma ve eşit yakıta ihtiyaç vardır ; bunlardan biri eksik olduğunda motor doğru çalışmayacaktır.Lpg sistemi takılı araçlarda meydana gelen yakıt şikayeti,rolantide sarsıntı ,ani gaza yüklenmelerdeki teklemelerin temel nedeni de lpg enjektörlerinin doğru çalışmamasıdır.Piyasadki hemen hemen tüm markaların (PRİNS ve BRC Hariç) enjektörleri selenoıd valflidir ; enjektörün içinde bulunan yaylar belirli bir süre sonra sertliğini kaybediyor ve ilk günkü yakıt püskirtme oranları değişiyor ,ayrıca bu enjektörler yüksek devirlerde istenilen hıza yetişemediği için sürekli açık kalıyor ve gereksiz bir yakıtı yanma odasına püskürtüyor; bu ise hem bize yakıt şikayeti olarak hem de yüksek devirlerde istenilen oranda gazın yanma odasına püskürtülemediği için motor ömrümüze olumsuz etki ediyor.
    Yukardaki ayar konusuna dönecek olursak ; yaptığımız ayar her nekadar lpg ecüsünün elektronik ortamında aynı şekilde kalsa da lpg enjektörlerindeki ve yine önemli bir parça olan lpg regulatorundeki değişikliklerden dolayı aracımızın gaz ayarı değişebiliyor ve bu yanlış gaz ayarı yukarda anlattığım mekanik ve elektronik lpg sorunlarına neden olabiliyor.Oysa elektronik enjektör kullanan ürünlerde (BRC) lpg enjektörlerinin debileri zamanla değişmez uzun süreler aynı açma kapama süreleri ile ideal gaz dozajlamasını sağlar ayrıca bu enjektörler üst devirlerde de ki bu üst devirler yanma odasındaki subabların zarar görme ihtimalinin en yüksek olduğu alandır , bu alanlarda da optimum dozajlamayı sağlar ve aracın zarar görmesini engeller.
    Burdan şunu anlıyoruz ; LPG li aracımız ile uzun süre motorumuz sağlıklı bir birçimde çalışmasını istiyorsak öncelikle KALİTELİ BİR ÜRÜN tercih edeceğiz ,Bu kaliteli ürünü DOĞRU MONTAJ ile aracımıza taktıracağız ve daha sonra HATASIZ BİR KALİBRASYON ile aracı lpg ile yürüteceğiz.Uzun süreli lpg performansı istiyorsak bu üç kritere uymamız gerekiyor ,bu sac ayağından biri eksik olursa %100 performans malesef sağlayamayız ama bu üç kriter yerine gelirse isteğiniz marka ve model araçta kesinlikle sorun yaşamadan lpg nin tasarrufunu yaşarsınız.
    Bu konunun en başında yeni nesil EURO 5 motorlara alt ya da orta sınıf bir ürün taktırdığınızda belirli bir km sonra sorun yaşayabileceğinizi yazmıştım ,bu yazıdan anlaşılıyor ki iyi bir üründe taktırsak ama montaj ve ayarı hatalı olursa yine sorun yaşama ihtimalimiz oluyor ama işi baştan kaybetmemek gerek.
    SONUÇ itibariyle yeni nesil motorlar daha önceki motorlara göre daha hassas araçlardır ,bu araçlarda muhakkak ÜST SINIF ürünleri tercih etmeli ve bu üst sınıf ürünü doğru yerde doğru şekilde montajını yaptırmalıyız ve periodik olarak lpg kalibrasyonunu kontrol ettirmeliyiz,bu şekilde yapılacak lpg dönüşüm işlemi sonunda KESİNLİKLE SORUN YAŞAMAZSINIZ.Bilgilerinize

    Mehmet ÖZENÇ
    BRC İÇ ANADOLU ve KARADENİZ BÖLGE BAYİ
    Çorum Yetkili Servisi





    Burada bana göre ilginç bir konudan bahsetmişsiniz kışın -20 derecede iken motor ısı sensörü bu veriyi benzin ECÜ süne yollar diye bende bu konuda bana cevap verecek birini arıyordum Ben kullandığım diesel veya benzinli araçlarda kışın soğukta çalıştırınca 400-500 m. gittikten sonra motoru stop edip tekrar çalıştırıyorum malumunuz normal 600 devirde rölantide çalışan motor otomatik jiklenin devreye girmesinden dolayı 1100-1200 devirde çalışıyor motor suyu belli bir sıcaklığa ulaşsa bile otomatik jikle devreden geç çıkıyor bazen 2-3 km gitmek gerekiyor buda hem aracın sarsıntılı çalışması hemde yakıt israfı demek. Ben motoru stop edince tekrar çalıştırdığımda 600 devirde çalışıyor ve rahat çalışıyor benzin ve mazotun lpg gibi ısınmaya ihtiyacı olmadığı için motorada bir zararının olmayacağını düşünüyorum doğrumu düşünüyorum.




  • bu subap meselesi her markada var sanırım

    olayı çok bilmiyorum ama

    benim arkadaşta 2007 forester var ve lpg taktıktan 40000 km sonra subaplarının çoğu değişti

    servisteki arkadaşı öyle dedi lpg 40000 kmde subaplara zarar verir

    bunu bile bile lpg takmıştı

    100000 bakımı ile beraber 3000 tl bi masrafı olmuşt

    lpg sistemide teleflex marka subarular için üretilen marka diye biliyorum
  • Çok yararlı şeyler paylaşılmış.
  • ozenclerotogaz kullanıcısına yanıt
    sübap sorunu olan gdi euro 5 araca likid lpg sistem takılsa yine sorun olurmu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • yeni gelişmeler var mı ?
  • sendomi S kullanıcısına yanıt
    çok eski mesaj ama genelde yazalim bilgi olsun:

    aeb ECU larda yuksek devirde benzine geçmenin sebebi, yuksek LPG enjeksiyon suresi nedeniyle, lpg enjektorlerinin belli devirden sonra sürekli acik kalmasidir.

    motoru korumak için güzel bir özellik.

    çözüm olarak motor birim silindir hacmine gore enjektör nozzle deliği kullanilmalidir.

    ornegin

    4 silindir - 1.6 motor da - 2.5 mm nozzle

    4 silindir - 2.0 motor da - 3.0 mm

    nozzle kullanilmali.

    bu değerler AEB eculu sistemlerde 1 bar gaz basincina göredir.

    diğer motor hacimlerinde oran oranti yöntemi ile nozzle capi hesaplanabilir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Onu bunu bilmem ama LPG sektörü köşeye sıkışmış gibi görünüyor.Sıfır 1.4 Corsaya müşteri oldum.LPG taktırıyoruz dedi temsilci.100.000 garantisi verin dedim,sırıttı sadece.Yaris 1.33 Style deki bir dünya özellikten vazgeçip Jant kapaklı 1.6 dizel 208 e yöneldim.Oh misss



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kenfat10 -- 15 Ekim 2016; 13:00:57 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Magnezyum subap araştırmaya girdim. Birisi kıytırık lpg yazılımının reklamı için tuğla gibi yazı döşemiş. Yazılımını övesiye kadar verdiği bilgiler araç çalışma prensibi.

    Bir diğeride subapları yağlıcak sistemin reklamının peşinde.

    Aracının motorunu düşünecek adam lpg taktırmaz. Araca kusursuz besleme yazılımda koysan her tarafınıda yağlama sistemide döşesen lpg canını alıyor motorun.

    Dizele yönlenenleride hiç anlamıyorum. Dizelle benzin arasında fiyat farkı da kalmadı.

    At benzini bin mis gibi. tır tır tır traktör gibi dizel binmekten iyidir.
  • Yazının üzerinden 2 yıl geçmiş neredeyse ama merak ettim şuan ki durum nedir yeni nesil euro6 norm motorlarında,en son magnezyum alaşımdan kaynaklı sıkıntıyı gidermek için farklı bir kaplama daha kullanıp dayanım direncini artırmışlardı çünkü sadece lpg li araçlarda değil benzinli halde ikende sanırım euro6 normlarında 100 binlerde erimeler oluyordu,bu yüzden aracımı değiştirmiyorum :) 2005 model turbo astram var ve faruk sevgili hocam yapmıştı kit montajını,8 yıldır biniyorum 100bin km yol yaptım çok şükür lpg kaynaklı problem yaşamadım,sadece regülatörün içindeki plastiğin artık soğuk sıcak nedeniyle işlevini yerine getirememesinden dolayı iç takım tamiri yapıldı başkada ne enjektör nede farklı sorunla karşılaşmadım,eski nesil motorlar bana göre hala daha canavar ve yenilere taş çıkartır,son olarak şu matrax arkadaşa bir cevap vereyim,benim 100bin km yaptığım aracımda yaktığım lpg ile senin 100 binde yaktığın benzinin bir hesabını yap bakalım,sen aracını 50 ye alırsın kmde ortalama 35 diyelim 35bin tl yakarsın ama 40 a satarsın yani satarken 10 artı yakarken 35 totalde 45 bin zararın olur,ben aracı 50 ye alırım 3bine lpg taktırırım fakat 20 yakarım ve 40 a satsam dahi senin yaktığına göre 15 bin karda olurum 3 binde maliyeti çık 12 bin cebimde kalacağı için ben aracımı 40 a satsamda 12 de kar var aslında senin benzinde yaktığına ve satışına göre 52 ye satmış gibi olurum yani zararım değil hem bindiğim hemde satışım kar olmuş olur, umarım hesabı anlamışsındır dostum,saygılar.




  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.