|
Makine Mühendisliğini Bırakmak İstiyorum.Hayatımdan Bezdim (2. sayfa)
-
-
Kardesim bende muhendislik 1 sinifim etme eyleme ne diyeyim
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Bende hortlatayım madem herkes yazmış konuya;sonuna kadar katılıyorum doğru söylüyor adam.Özellikle şu saatten sonra mühendislik yazacaklar inanın 5 kere düşünsün.Çünkü bizde sizin gibi hevesle yazdık,özel sektöre atılırız,şöyle işler yaparız böyle öğreniriz diye.Hiç öyle olmuyor
Yaş geçtikçe ve yıl ilerledikçe (tabi bizim halkımızda durum budur yumurta kapıya dayanınca) bu sefer bakıyosun özel sektöre tutunacak durumda değilsin,çalış çalış bir türlü olmuyor piyasa doyuma ulaşmış,maaşın artmıyor,yaş geçiyor kendine stres bindirdikçe bindiriyosun.Bu sefer diyor insan devlet babaya yaslayım sırtımı,maaşı iyi,tatilleri güzel 8 5 memur kafası yaşarım diyorsun.Kpss çalışma hevesi başlıyor.Bir bakıyosun kpss alımları azalmış,mühendise değer verilmiyor,puanlar uçmuş 87-90 civarı almadan atanamazsın..Bir darbe de burdan yiyorsun.Sonra intiharı düşünüp her şeyi yapıyosun.
İyi düşünün yeni mühendislik yazacak genç kardeşlerim,ömür boyu iyi de yaşayabilirsiniz,zulümde çekebilirsiniz.%50 şansınız var.Ben şansıma güveniyorum diyenler buyursun gelsin.
-
Mesajımın geçtiği konulardan gördüm üstüne nerdeyse 6 yıl geçmiş.Belki başarı hikayesi belki şans bende kimine göre de kötü deneyim.Benim kini biraz anlatayım.
Vasat altı bir devlet üniversitesinde Makine mühendisliği bitirdim, 4,5 senede(yarım yıl sadece staj yüzünden oldu dersim yoktu)Zorlandım mı evet eşşek gibi çalıştım özellikle 3. sınıfta ve 2.20 gibi kötü bir ortalama ile bitirdim.
Bitince staj yüzünden dediğim gibi yarım yıl bir boşluğum oldu, ardından diplomayı aldıktan sonra işe başladım.İnşaat sektöründe saha mühendisi olarak.Niye aldılar derseniz?Yeni mezun düşük maaş, şantiye bitince de postalamak(Çoğu mekanik tesisat firmasının yaptığı)İlk gönderdikleri yer toplu konut projesi.Orada yaklaşık 1 ay kadar kaldıktan sonra Üniversite şantiyesine gönderildim.İlk şantiye bir nevi staj gibiydi.Şantiyeciler bilir, puantaj tuttum biraz ataşman biraz hakediş belki az biraz da saha bilgisi kaptım.Özetinde firma beni sadece makine mühendisi olduğum için aldı.
Üniversite şantiyesi benim için çok zordu, daha önce bir çalışma geçmişim çok basitti (part time) bir anda günde 12-14 saat çalışmaya başladım.Pazarları sürekli geliyorum, nerdeyse istanbulun içinde istanbulu görmeden bir yaşam gidiyordu.Sürekli stres, arıza bir proje müdürü ve psikopat bir inşaat firması.Bırakmayı düşündüğüm çok zaman olmadı desem yalan olur özellikle ofis toplantılarından sonra(O kadar çalışıp üstüne köpek gibi azar yiyordum müdür sadece egosunu tatmin etmiş oluyordu)Ama hali ile ilk işimdi ve çuvallamak çevreme kötü daha çok güçsüz görünmemek için bırakmadım.Teknikerler ve formenler mühendisten nefret ettikleri için hele de işi bilmeyen bir mühendis başladığında söz meclisten dışarı itin bir taraflarına sokup sokup çıkarttılar.Hali ile bana da aynısı oldu.Çok dalga geçtiler, iyi ki de geçmişler.Belki başkalarının hevesi kırılabilir ama ben çok kindar bir adam olduğum için daha çok işi öğrenmeye teşvik etti beni.2-3 ay geçtikten sonra artık işi öğrenmiştim, ama işi öğrenmeyle olmadığını anlamak içinde 1-2 ay geçmesi gerektiğini hesaba katmamıştım.Özel sektör geneli ile böylemi bilmem ama inşaat bildiğin kurtlar sofrası.
Tabi baktım işi öğrenmek yetmiyor, üzerime upradge edeceğim ne kaldı diye düşünürken.İnşaatın proje müdür ile tanıştım.Şirketinden aldığı para 15 bin lira taşeronlardan topladığı aylık 100 bin lira.Öğreneceğim son şey de çakallıktı.Tabi yanlış anlamayın rüşvet almaktan bahsetmiyorum, almadım da henüz.İşin başladım pisliğini öğrenmeye, firma sahiplerine işi bilerek yaranılmıyormuş onlar için kontrolorü kafalamak hakedişi şişirebildiğin kadar şişirebilmek yarıyormuş.Bende görevi mi icra etmeye başladım.İlk iş kontrol mühendisini kafalamak oldu.Adamın bilgisi az sorumluluğu fazla olduğu için, sorumluluklarını rahatlatarak güven aşıladım.Hali ile bir anda hakedişlerde fırlamalar oldu iş bittiğinde (Havalandırma ve sıhhi tesisata bakıyordum) sadece havalandırmada normalde taktığımızın 2.5 katı hakedişlere işlenmiş ve onaylanıp parası alınmış şekilde bitti.Zamanında bir formen ile tartıştım diye beni istemeyen patron yemeklere çağırıp onure ediyordu.Tabi maaşım kimseye yapılmadığı şekilde yıllık zammın haricinde yine hiç görülmedik oranda artışlar meydana geldi ve şehir dışında yine aynı proje müdürü ile şantiye şefi olarak başka şantiye ye gönderildim.
Artık 2. adamdım ve altımda saha mühendisleri hakediş mühendisi 6-7 formen ve 200 civarı mavi yaka personel verildi.Sağlık kampüsü yapıyorduk.İlk şantiyemde ego tatmin eden şişko proje müdürü azarladığında kafamı eğen ben bu defa tartışmayı karşılıklı duelloya çevirmiştim.Ama adamın elinde personel gücü vardı, 40 yaşlarında olduğu için uzun süredir piyasadaydı ve benim altıma verilen adamların hepsi eski çalışanıydı.Aslında olay basitti o kadar adam benim altıma verilmişti ama ben onun altındaydım.Altımdaki mühendisler yeni mezun üstümdeki adam ise şişirilmiş bir balon olduğu için önceki şantiyeden daha çok çalışan ve yıpranan bir mühendise dönüştüm.Müdürümüz eğlence hayatına düşkün her geceyi başka bir hatun ile geçiren bir adam olduğu için işe geç geliyor geç çıkıyordu.Yıllardır da kendini iyi pazarladığı ve ekibi iki dudağına baktığı için tam bir krallık hayatı yaşıyordu.Yani özetle yine eşşek gibi çalışan ben yine pastayı yiyen başkası.Gerçi maaşım türkiye piyasasına göre oldukça iyiydi ama çalışma tempoma göre ortalamanın altındaydı.
Ardından plan değiştirdim, müdürü şişirdikçe şişirdim ve adam gücünü elinden aldım.Yıllarca bir işe yaramayıp sırf onu yukarı kaldırsın diye yanında tuttuğu adamları bir bir şutladım.Ardından ne olduğunu anlamadan tüm ekip artık benim 2 dudağıma bakıyordu.Sonra olaylar patladı tabi, ekibi kendi kontrolünden çıktığını görünce kontrolünü daha çok kaybedip saçma hatalar ve despotça bir yönetim başlattı.Finalinde ekip toplanıp bu adamı istemiyoruz, o durursa bırakırız dediği zaman ona yol göründü.Şantiye şefi olduğum yerde artık proje müdürüydüm.Maaş tekrar arttı hali ile.Eski müdürün az da olsa iyi özelliklerini daha çokta kötü özelliklerini de üstüme almayarak devam ettim yoluma.İş gücüm değişmemişti, sadece eski müdürün muhattap olduğu adamlarla şimdi ben oluyordum.Rüşvet isteyen kontrolör mü dersiniz mimar mı dersiniz.İğrenç iğrenç tipler, tabi daha iğrenci olan o diyoloğu onlarla yapmak ve hatta aracı olmak.Tabi bu arada yaptığım bir büyük hata var ki şirketteki geleceğimi o belirledi.O kadar hızlı yükselince merkezdeki adamlarla da o kadar kanlı bıçaklı oldum.Çünkü patronun göz bebeğiydim, ne dersem yapıyordu.Özellikle hakedişi ona gönderdiğimde(2 hakediş gönderiyordum, bir aslında olması gereken 2. ise benim onaylattığım) dünyalar onun oluyordu.Ne dersem yapıyordu derken maddiyat anlamında değil, biri benden rapor istiyordu vermiyordum, malzeme lazım oluyordu şirket kurallarını bozarak ve birçok personeli aşarak patrona iletiyordum.Hali ile aslında tahmin etmediğim büyük bir düşman yaratıyordum kendime.Kendi şirketim bir anda en büyük düşmanım olmuştu, ben ise büyük hatalara devam ederek bunu görmemiş ve düşünememiştim.
Son şantiyemi de teşekkür ile bitirdim, memnundum.Ama içimizdeki düşman yavaş yavaş altımı oymaya başlamış, hala farkedemiyordum.Başka bir şantiyeye başladık, proje müdürü olarak.Lakin en basit isteklerim bile gözardı ediliyor, herkesi aşıp patrona gittiğim de de ret yanıtı alıyordum.Şantiyemde malzemeler en son geliyor, personel maaşları en son yatıyordu.Muhesebeden x,y,z şantiyesi yatalı 10 gün oldu hala bizim şantiye bekliyor dediğimde para kalmadı yanıtı alıyordum.Ama paranın olduğunu da biliyordum.Tabi getirdiğim personel beni hep çok sevdi, bunu onlar bilmiyordu.Nasıl sevdi diyenler olacak, ben onları başkalarının aksine özellikle bir önceki müdürün aksine köle olarak görmedim.Çoğu doğulu olunca pek insan muhamelesi görmemiş tipler, formenlerinden olsun şeflerden olsun.Ben ise içlerine kadar girdim.Konteynerinde menemen yapmış adam çağırdı gittim, molalarda çayımı aldım yanlarında oturdum dertlerini hikayelerini dinledim.Gün geldi borç verdim peşine düşmedim, hatta bakirim diyenin cebine 200 lira sokmuşluğum bunu malum yere götürün demişliğim var(İğrenç bir davranış olarak görülebilir, ama şantiyeler böyle ne yazıkki)Düğününe gittiğim var, sünnetine altın göndermişliğim var.Mesela ben hurda paralarını ne cebime attım ne şirkete gönderdim.Usül gereği dağıttım oldu, mangal yapmışlığım oldu.Neyse konumuza dönelim, adamlar beni sevdiği için hali ile şantiyede huzur bozulmadı.Geç gelen malzemeler içinde cinlik yapıp ana firmaya kendi firmamı şikayet ettirdim, o sorunu da kaldırdım rafa.
Baktılar bu yöntemle sonuç elde edemediler ve bende artık olayı farkettim.Aramızda çok tatsız 2-3 ay güç savaşı başladı.Daha önce patronla işimi gören ben buradan sonuç alamayınca inşaatı yapan ana firmanın üzerinden istediklerimi yaptırıyordum.Sonra iş daha da tatsızlaştı, eski taşeronlarımdan birini sıkıştırmışlar sizi yakaladık bir oldunuz firmayı dolandırdınız diye adamı çekmişler kenara.Hatta kafalardan rakam olay yeri bile uydurulmuş.Kulağıma geldiğinde adeta çıldırdım, yıllarca üzerimden atamadığım tek huyum ani öfke parlamaları ve bunun sonucunda doğan istenmeyen hareketler.Şantiyelerden sorumlu dedikleri ve üstüme getirdikleri en eski personeli bir güzel şantiyede herkesin içinde dövdüm.Ani öfke gelince yapabileceği birşey kalmıyor insanın.40 lı yaşların ortalarında bir adamı herkesin içinde madara eder gibi dövünce sonuçlarına da katlanmak zorundasın.Patron tabi olayı duyunca aradı, seyehatını bozdu geldi.Saydırdı saydırdı, işte kontrol edilmeyi çekememişim, kendimi herkesten üstün görüyor muşum ben kimmişim, şirketi rezil etmişim filan.Son cümlem ben bana yapılan bu iftiraları kaldıramam istifa ediyorum, kendinize iyi bakın.15 günlük ihbar süremi filan da bekleyemem şirkette daha fazla bulunmak istemiyorum oldu.Tabi altımı kazıyanlar olayları anlatırken neden olayın koptuğunu es geçmiş hali ile.Rezillik büyümeden kapatalım olayın üstünü diye hızlı reaksiyon peşindeler.Tabi patronu da doldurmuşlar ama o da akıllı adam bazı cevaplar almak istiyor.Olay geçtikten 1 hafta sonra aradı, kişisel telefonu mu sadece o biliyordu.Anlat dedi, anlattım.Taşeron ile beni çağırdı dışarıda buluştuk baya konuştuk.Sinir kübü şeklinde kalktı, kafa iznine çıkarttım seni dedi kimse ile münakaşaya girme dedi.İftirayı atanlardan birini şutladı, şirkete göz dağı verdi.Ama benim bir kere hevesim kaçtı, 3 ay izin kullandım ücretli.Fikrim değişir diye çıkışım vermedi de vermedi.Artık kararımıda ikna olduğumu görünce de 3 aylık ücret yetmemiş istifamı bile kendim vermemiş gibi tüm haklarımı verip helalleştik ayrıldık.
Özetle çok hızlı yükselişin hızlı düşüşü olurmuş.Tabi düşüş denemez, istifa ettiğim duyulduğunda 3 teklif aldım farklı yerlerden.Piyasa da ismimiz yürümüş.Ama ne yapacağımı daha karar veremedim, şantiyelere dönsem mi dönmesem mi bilemedim.İşte benim hikayemde bu.Makine mühendisinin ibretlik hikayesi, lakin bu meslekte her zaman iş vardır.Biraz düşükle başlasanızda vazgeçmeyin.Lakin keşke yazılım mühendisi olsaydım da demeden edemiyorum.
Sağlıcakla kalın.
-
yanlış kişiyi etiketlemişsin dostum -
Hocam iyi dayanmışsınız. Ki öyle de olması gerekiyor. Çevremde de sizin durumunuzda olan kişiler var ve onlar da böyle ortamların "kurtlar sofrası" olduğunu söylüyor. Bundan sonraki planınız nedir? Ve neden keşke yazılım okusaydım dediniz.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
quote:
Orijinalden alıntı: BeyazZenci01
Hocam iyi dayanmışsınız. Ki öyle de olması gerekiyor. Çevremde de sizin durumunuzda olan kişiler var ve onlar da böyle ortamların "kurtlar sofrası" olduğunu söylüyor. Bundan sonraki planınız nedir? Ve neden keşke yazılım okusaydım dediniz.
Yeni gelecek yazılımda, benle beraber mezun olupta ilk yıllarında iş bulamayıp zorluk çekenler şuan iyi durumdular.Apple'de çalışanda var normal yerlerde çalışanda var memnunlar hayatlarından.Biz makinecılar ise baya zorluktan geçiyoruz, inşaat sektörünün hali ortada, endüstride çok gelişmiş değil.Keşke zamanında okusaydım diyorum.
Şimdi biraz daha dinlenicem, birikimim de var.Ardından yurtdışı için kovalayacam.İnşaat sektörünü yurt içinde kesinlikle düşünmüyorum artık.
-
İnşaat sektörü yurt dışında da yürüyor. Türkiye merkezli bir çok firma var yurt dışında şantiyesi olan. Bir bakın. Alırlar bence seni.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Hocam bu ne resmen iç içe entrikalar dizisi. Ama heyecanlı, sarıyo Siz yazın ben okurum.quote:
Orijinalden alıntı: fluox
Mesajımın geçtiği konulardan gördüm üstüne nerdeyse 6 yıl geçmiş.Belki başarı hikayesi belki şans bende kimine göre de kötü deneyim.Benim kini biraz anlatayım.
Vasat altı bir devlet üniversitesinde Makine mühendisliği bitirdim, 4,5 senede(yarım yıl sadece staj yüzünden oldu dersim yoktu)Zorlandım mı evet eşşek gibi çalıştım özellikle 3. sınıfta ve 2.20 gibi kötü bir ortalama ile bitirdim.
Bitince staj yüzünden dediğim gibi yarım yıl bir boşluğum oldu, ardından diplomayı aldıktan sonra işe başladım.İnşaat sektöründe saha mühendisi olarak.Niye aldılar derseniz?Yeni mezun düşük maaş, şantiye bitince de postalamak(Çoğu mekanik tesisat firmasının yaptığı)İlk gönderdikleri yer toplu konut projesi.Orada yaklaşık 1 ay kadar kaldıktan sonra Üniversite şantiyesine gönderildim.İlk şantiye bir nevi staj gibiydi.Şantiyeciler bilir, puantaj tuttum biraz ataşman biraz hakediş belki az biraz da saha bilgisi kaptım.Özetinde firma beni sadece makine mühendisi olduğum için aldı.
Üniversite şantiyesi benim için çok zordu, daha önce bir çalışma geçmişim çok basitti (part time) bir anda günde 12-14 saat çalışmaya başladım.Pazarları sürekli geliyorum, nerdeyse istanbulun içinde istanbulu görmeden bir yaşam gidiyordu.Sürekli stres, arıza bir proje müdürü ve psikopat bir inşaat firması.Bırakmayı düşündüğüm çok zaman olmadı desem yalan olur özellikle ofis toplantılarından sonra(O kadar çalışıp üstüne köpek gibi azar yiyordum müdür sadece egosunu tatmin etmiş oluyordu)Ama hali ile ilk işimdi ve çuvallamak çevreme kötü daha çok güçsüz görünmemek için bırakmadım.Teknikerler ve formenler mühendisten nefret ettikleri için hele de işi bilmeyen bir mühendis başladığında söz meclisten dışarı itin bir taraflarına sokup sokup çıkarttılar.Hali ile bana da aynısı oldu.Çok dalga geçtiler, iyi ki de geçmişler.Belki başkalarının hevesi kırılabilir ama ben çok kindar bir adam olduğum için daha çok işi öğrenmeye teşvik etti beni.2-3 ay geçtikten sonra artık işi öğrenmiştim, ama işi öğrenmeyle olmadığını anlamak içinde 1-2 ay geçmesi gerektiğini hesaba katmamıştım.Özel sektör geneli ile böylemi bilmem ama inşaat bildiğin kurtlar sofrası.
Tabi baktım işi öğrenmek yetmiyor, üzerime upradge edeceğim ne kaldı diye düşünürken.İnşaatın proje müdür ile tanıştım.Şirketinden aldığı para 15 bin lira taşeronlardan topladığı aylık 100 bin lira.Öğreneceğim son şey de çakallıktı.Tabi yanlış anlamayın rüşvet almaktan bahsetmiyorum, almadım da henüz.İşin başladım pisliğini öğrenmeye, firma sahiplerine işi bilerek yaranılmıyormuş onlar için kontrolorü kafalamak hakedişi şişirebildiğin kadar şişirebilmek yarıyormuş.Bende görevi mi icra etmeye başladım.İlk iş kontrol mühendisini kafalamak oldu.Adamın bilgisi az sorumluluğu fazla olduğu için, sorumluluklarını rahatlatarak güven aşıladım.Hali ile bir anda hakedişlerde fırlamalar oldu iş bittiğinde (Havalandırma ve sıhhi tesisata bakıyordum) sadece havalandırmada normalde taktığımızın 2.5 katı hakedişlere işlenmiş ve onaylanıp parası alınmış şekilde bitti.Zamanında bir formen ile tartıştım diye beni istemeyen patron yemeklere çağırıp onure ediyordu.Tabi maaşım kimseye yapılmadığı şekilde yıllık zammın haricinde yine hiç görülmedik oranda artışlar meydana geldi ve şehir dışında yine aynı proje müdürü ile şantiye şefi olarak başka şantiye ye gönderildim.
Artık 2. adamdım ve altımda saha mühendisleri hakediş mühendisi 6-7 formen ve 200 civarı mavi yaka personel verildi.Sağlık kampüsü yapıyorduk.İlk şantiyemde ego tatmin eden şişko proje müdürü azarladığında kafamı eğen ben bu defa tartışmayı karşılıklı duelloya çevirmiştim.Ama adamın elinde personel gücü vardı, 40 yaşlarında olduğu için uzun süredir piyasadaydı ve benim altıma verilen adamların hepsi eski çalışanıydı.Aslında olay basitti o kadar adam benim altıma verilmişti ama ben onun altındaydım.Altımdaki mühendisler yeni mezun üstümdeki adam ise şişirilmiş bir balon olduğu için önceki şantiyeden daha çok çalışan ve yıpranan bir mühendise dönüştüm.Müdürümüz eğlence hayatına düşkün her geceyi başka bir hatun ile geçiren bir adam olduğu için işe geç geliyor geç çıkıyordu.Yıllardır da kendini iyi pazarladığı ve ekibi iki dudağına baktığı için tam bir krallık hayatı yaşıyordu.Yani özetle yine eşşek gibi çalışan ben yine pastayı yiyen başkası.Gerçi maaşım türkiye piyasasına göre oldukça iyiydi ama çalışma tempoma göre ortalamanın altındaydı.
Ardından plan değiştirdim, müdürü şişirdikçe şişirdim ve adam gücünü elinden aldım.Yıllarca bir işe yaramayıp sırf onu yukarı kaldırsın diye yanında tuttuğu adamları bir bir şutladım.Ardından ne olduğunu anlamadan tüm ekip artık benim 2 dudağıma bakıyordu.Sonra olaylar patladı tabi, ekibi kendi kontrolünden çıktığını görünce kontrolünü daha çok kaybedip saçma hatalar ve despotça bir yönetim başlattı.Finalinde ekip toplanıp bu adamı istemiyoruz, o durursa bırakırız dediği zaman ona yol göründü.Şantiye şefi olduğum yerde artık proje müdürüydüm.Maaş tekrar arttı hali ile.Eski müdürün az da olsa iyi özelliklerini daha çokta kötü özelliklerini de üstüme almayarak devam ettim yoluma.İş gücüm değişmemişti, sadece eski müdürün muhattap olduğu adamlarla şimdi ben oluyordum.Rüşvet isteyen kontrolör mü dersiniz mimar mı dersiniz.İğrenç iğrenç tipler, tabi daha iğrenci olan o diyoloğu onlarla yapmak ve hatta aracı olmak.Tabi bu arada yaptığım bir büyük hata var ki şirketteki geleceğimi o belirledi.O kadar hızlı yükselince merkezdeki adamlarla da o kadar kanlı bıçaklı oldum.Çünkü patronun göz bebeğiydim, ne dersem yapıyordu.Özellikle hakedişi ona gönderdiğimde(2 hakediş gönderiyordum, bir aslında olması gereken 2. ise benim onaylattığım) dünyalar onun oluyordu.Ne dersem yapıyordu derken maddiyat anlamında değil, biri benden rapor istiyordu vermiyordum, malzeme lazım oluyordu şirket kurallarını bozarak ve birçok personeli aşarak patrona iletiyordum.Hali ile aslında tahmin etmediğim büyük bir düşman yaratıyordum kendime.Kendi şirketim bir anda en büyük düşmanım olmuştu, ben ise büyük hatalara devam ederek bunu görmemiş ve düşünememiştim.
Son şantiyemi de teşekkür ile bitirdim, memnundum.Ama içimizdeki düşman yavaş yavaş altımı oymaya başlamış, hala farkedemiyordum.Başka bir şantiyeye başladık, proje müdürü olarak.Lakin en basit isteklerim bile gözardı ediliyor, herkesi aşıp patrona gittiğim de de ret yanıtı alıyordum.Şantiyemde malzemeler en son geliyor, personel maaşları en son yatıyordu.Muhesebeden x,y,z şantiyesi yatalı 10 gün oldu hala bizim şantiye bekliyor dediğimde para kalmadı yanıtı alıyordum.Ama paranın olduğunu da biliyordum.Tabi getirdiğim personel beni hep çok sevdi, bunu onlar bilmiyordu.Nasıl sevdi diyenler olacak, ben onları başkalarının aksine özellikle bir önceki müdürün aksine köle olarak görmedim.Çoğu doğulu olunca pek insan muhamelesi görmemiş tipler, formenlerinden olsun şeflerden olsun.Ben ise içlerine kadar girdim.Konteynerinde menemen yapmış adam çağırdı gittim, molalarda çayımı aldım yanlarında oturdum dertlerini hikayelerini dinledim.Gün geldi borç verdim peşine düşmedim, hatta bakirim diyenin cebine 200 lira sokmuşluğum bunu malum yere götürün demişliğim var(İğrenç bir davranış olarak görülebilir, ama şantiyeler böyle ne yazıkki)Düğününe gittiğim var, sünnetine altın göndermişliğim var.Mesela ben hurda paralarını ne cebime attım ne şirkete gönderdim.Usül gereği dağıttım oldu, mangal yapmışlığım oldu.Neyse konumuza dönelim, adamlar beni sevdiği için hali ile şantiyede huzur bozulmadı.Geç gelen malzemeler içinde cinlik yapıp ana firmaya kendi firmamı şikayet ettirdim, o sorunu da kaldırdım rafa.
Baktılar bu yöntemle sonuç elde edemediler ve bende artık olayı farkettim.Aramızda çok tatsız 2-3 ay güç savaşı başladı.Daha önce patronla işimi gören ben buradan sonuç alamayınca inşaatı yapan ana firmanın üzerinden istediklerimi yaptırıyordum.Sonra iş daha da tatsızlaştı, eski taşeronlarımdan birini sıkıştırmışlar sizi yakaladık bir oldunuz firmayı dolandırdınız diye adamı çekmişler kenara.Hatta kafalardan rakam olay yeri bile uydurulmuş.Kulağıma geldiğinde adeta çıldırdım, yıllarca üzerimden atamadığım tek huyum ani öfke parlamaları ve bunun sonucunda doğan istenmeyen hareketler.Şantiyelerden sorumlu dedikleri ve üstüme getirdikleri en eski personeli bir güzel şantiyede herkesin içinde dövdüm.Ani öfke gelince yapabileceği birşey kalmıyor insanın.40 lı yaşların ortalarında bir adamı herkesin içinde madara eder gibi dövünce sonuçlarına da katlanmak zorundasın.Patron tabi olayı duyunca aradı, seyehatını bozdu geldi.Saydırdı saydırdı, işte kontrol edilmeyi çekememişim, kendimi herkesten üstün görüyor muşum ben kimmişim, şirketi rezil etmişim filan.Son cümlem ben bana yapılan bu iftiraları kaldıramam istifa ediyorum, kendinize iyi bakın.15 günlük ihbar süremi filan da bekleyemem şirkette daha fazla bulunmak istemiyorum oldu.Tabi altımı kazıyanlar olayları anlatırken neden olayın koptuğunu es geçmiş hali ile.Rezillik büyümeden kapatalım olayın üstünü diye hızlı reaksiyon peşindeler.Tabi patronu da doldurmuşlar ama o da akıllı adam bazı cevaplar almak istiyor.Olay geçtikten 1 hafta sonra aradı, kişisel telefonu mu sadece o biliyordu.Anlat dedi, anlattım.Taşeron ile beni çağırdı dışarıda buluştuk baya konuştuk.Sinir kübü şeklinde kalktı, kafa iznine çıkarttım seni dedi kimse ile münakaşaya girme dedi.İftirayı atanlardan birini şutladı, şirkete göz dağı verdi.Ama benim bir kere hevesim kaçtı, 3 ay izin kullandım ücretli.Fikrim değişir diye çıkışım vermedi de vermedi.Artık kararımıda ikna olduğumu görünce de 3 aylık ücret yetmemiş istifamı bile kendim vermemiş gibi tüm haklarımı verip helalleştik ayrıldık.
Özetle çok hızlı yükselişin hızlı düşüşü olurmuş.Tabi düşüş denemez, istifa ettiğim duyulduğunda 3 teklif aldım farklı yerlerden.Piyasa da ismimiz yürümüş.Ama ne yapacağımı daha karar veremedim, şantiyelere dönsem mi dönmesem mi bilemedim.İşte benim hikayemde bu.Makine mühendisinin ibretlik hikayesi, lakin bu meslekte her zaman iş vardır.Biraz düşükle başlasanızda vazgeçmeyin.Lakin keşke yazılım mühendisi olsaydım da demeden edemiyorum.
Sağlıcakla kalın.
-
Vay be ne dökmüşüm içimi, son yazımdan 3-4 ay sonra 1 ortakla beraber şirket kurdum şimdi taahhüt işleri yapıyorum.Cas inşaat mekanik taahhüt Aş.
Elimde 2 katlı bir özel hastahane var, yanlış zamanda girdik ama yürüyüp gidicem galiba.zamanım olunca uzun uzun yazarım
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Arkadaşlar ben 2003 yılında makina mühendisliğini kazanarak eğitim hayatıma başladım ve 6.5 senede bitirdim. Resmen ömrümü çürüttü ünivesite. Hocalar kalitesiz ve kendini beğenmiş olunca bizim gibi dik başlı olanların durumu çok iç açıcı olmuyor.
Fakat üniversite bir şekilde bitti ve başladık iş hayatına. Sene 2011. Fabrika müdürü beni sevmiyor ve istemiyor. Üretim müdürü benimle muhattap olmuyor. Benden üç ay önce işe başlamış makina muhendisi ise çömezligi bana devretmenin gururunu yaşarken tüm pis ve zor işleri bana yaptırıyor. Teknik anlamda ise hiç bir şey öğretmiyor. Ben mühendislik değil amelelik yapıyorum. Hergün dolmuşla işe geliyorum fakat ayaklarım geri geri gidiyor. Derken tırnaklarım ile kazıya kazıya üretim müdürünün en iyi adamı oldum.
Baktım bu iş gelecek vadetmiyor daha kurumsal bir şirkette işe başladım. Bu arada sene 2015. Çok bilmiş bir edayla patronun gözüne girdim. Fakat şirket aile şirketi. Oğlu birşey söylüyor babası aksini söylüyor. 3 sene sonunda bakım müdürü olarak iyi bir konuma geldim. Maaş ise çok düşük. Büyük işler başardım ve hakkımı istedim. Tamam dediler oyaladılar.
2018 yılında daha iyi bir iş teklifi alınca üretim müdürü olarak iyi bir maaşla işe başladım. İş mükemmel fakat sistem sıfır. Fabrika müdürü ve altı usta başı 30 senedir şirketi sömürüyorlar. Ben de açıklarını buldukça benimle düşman oldular. Patronda bana destek verince ben verdim coşkuyu. Fakat patron ne yardan vazgeçiyor ne serden. Bana diyor arkandayım yap onlara diyor size karşı ahde vefam var. Ben yapayım da 6 ustabaşının altında çalışan 150 kişi de rahatları bozulduğu için hem benden korkuyorlar hem de arkamdan iş ceviriyorlar. Sene 2020 Kasım. Çok büyük bir çıkmaza girdim. Maaşım çok iyi fakat iş yerinde huzurum yok. Adamların tekerlerine çomak soktukca ses geliyor ve ortam hergün geriliyor. Ya onlar ya ben bakalım sonuç ne olacak?
Adamlar bu sene başında patrona bunu da dediler ya o ya biz diye. Tabi patron ortada olunca onlarda kaldı bende kaldım.
Bu arada şirkette verimlilik 3 sene de yüzde 47 arttı. Patron bu yüzden beni bırakmıyor ve tek başıma ben birşey yapamayacağım için eski ekibinden de vazgeçmiyor. Eski şirket ise bana çok ciddi bir teklif ile geldi ve başka bir şirket yine çok güzel bir teklif ile geldi.
Sonuç ise şuan belli değil.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Merhaba arkadaşlar, ben de bu bölümü bırakıp bırakmamak arasında gidip geliyorum. Sizlere uzun uzun hikayemi anlatıyım;
2014 yılında Meslek Lisesinde Metal Teknolojileri Bölümünü bitirdim. 2014 ve 15 de YGS ye girdim ve barajı aşamadım. Bu sebeple Gazi Üniversitesi'nde 2 yıllık Endüstriyel Kalıpçılık Bölümüne kayıt yaptırdım. 2 yıllık süreçte birçok mesleki bilgi ve program öğrendim. Ayrıca bu süreçte 3 defa staj yapma imkanım oldu. Staj yaptığım yerlerde pratiğimi geliştirdim ve en son staj yaptığım fabrikada işe girdim. 6 7 ay gibi bir süre sözleşmeli olarak çalıştım. Sonrasında işten ayrılınca DGS ye hazırlandım ve 2018 de Makine Mühendisliğini kazandım. Zorunlu hazırlıkta adam akıllı altyapım olmadığı için ilk sene başarısız oldum ancak 2. sene rahat bir şekilde hazırlığı geçtim. Malum Dgs ile yerleştiğimiz için 5 6 tane bölüm dersini ve 4 tane uzaktan eğitim dersini muaf ettiler. Geçen yıl bölüme başladığımda pandemi olduğu için dersleri uzaktan eğitim ile aldık. 1. sınıf dersleri komple temizledim ve 2. sınıftan bazı kolay dersleri verdim. Ancak adam akıllı fizik,kimya ve statik altyapısı oluşmadı. Ayrıca bu yıl mukavemet, dinamik gibi dersler yine uzaktan eğitim olduğu için çok fazla zorlanıyorum. 1. dönem kolay diyebileceğim mesleki derslerde bile çok fazla zorladılar ve 2 ve 3. sınıftan sadece bazı kolay dersleri verebildim. Yaşım şuan 26 oldu ve daha ne zamana burada sürüneceğimi düşünmekten dolayı kafayı yemek üzereyim. Bu yüzden Gazi İmalat Mühendisliğine geçiş yapmayı düşünüyorum. Ayrıca orta düzeyde mesleki bilgi ve saha tecrübesine sahibim. Sizce ne yapmalıyım ? Bir yola baş koymuşken bu yolu tamamlamalı mıyım ? Yoksa yolu mu değiştirip farklı bölüme geçiş mi yapmalıyım ? Ayrıca şunu belirtiyim bu mesleği seviyorum ve bu mesleğin çok fazla dışına çıkmak istemiyorum. Vereceğiniz tavsiyeler için şimdiden teşekkürler.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi engineer0638 -- 11 Nisan 2022; 21:49:39 >
-
Bu adamın aynı hatasını ben yaptım intihar etmeyi ben bile düşünüyorum ....
Allah belasını versin bu bölümün arkadaş
İlk önce pc mühendisliği istiyordum olmadı ybs girdim
Bir anlık salaklıkla okulu bıraktım başladim seneye iyi puan gelmeyince bu makine belasina hazırlık ardından
İlk dönem idare eder geçti 2 ders kaldı , diğer dönem dersler temizdi kendimi kaptırdim yaz okulunda yattım
2.sınıfta bazı kolay dersler hariç hepsinden kaldım
O dönem hastalanmıştım ve vizelere 10 gün kala köpek gibi vizelerden aldım 5-10
Final 35-40 ne oldu kaldım ...
Sonra bırak git kurtul dedim ama aileme anlatamadım
Kendimede yediremedim basladik yine buna yine kaldım termosundan falan filan
5 tane ders kaldı veremiyorumda güzden
İnsana en çok bu koyuyor açıkcası
Aman diyeyim benim yaptığımı yapmayın boşuna çile bu bölüm ... askeri koğuş sistemi gibi
Bırakın gidin eğer kanınız tutmadıysa zorlamayın
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X