İşte Volkswagen’in küçük ralli otomobili. Markayı 2013 yılından itibaren temsil edecek olan bu Polo modeli şimdilik bir konsept olsa da beraberinde önemli bir soru getiriyor: Polo R isimli bir yol otomobili olacak mı? Volkswagen model gamının en güçlü versiyonlarına verilen bir takı olan “R” şimdilik Polo’nun seri üretim versiyonlarında kullanılmıyor olsa da bu araç yeni bir sportif modeli müjdeliyor olabilir. Görünümündeki değişiklikler sınıfındaki diğer otomobillerde olduğu gibi genişletilmiş çamurluklar, büyük bir arka spoiler ve ek hava çıkışlarından oluşan otomobilin aynaları da seri üretim versiyonda olduğundan daha küçük. Turbo beslemeye sahip 1.6 litre hacimli motoru yaklaşık 300 beygir güç üretebilen konsept dört tekerlekten çekiş sistemine de sahip.
Herşey iyi güzelde o zamanda şu soru akla gelir neden tek tip değilde iki tip üretmiyorlar bu motorları chipli chipsiz örnek verirsek thp motorlar 1.6 156 bg ama bide düz motor var yanında euro motor mesela 1.6 112 bg yani ortada chip yok
bu araçları tasarlayan mühendisler bunu düşünemiyormu en başta??
quote:
Orijinalden alıntı: Kanatsizkartal
Herşey iyi güzelde o zamanda şu soru akla gelir neden tek tip değilde iki tip üretmiyorlar bu motorları chipli chipsiz örnek verirsek thp motorlar 1.6 156 bg ama bide düz motor var yanında euro motor mesela 1.6 112 bg yani ortada chip yok
Volkswagen 1.9 TDI
90hp 100hp 105hp 130hp 150hp 160hp
1.6TDI
90hp 105hp
2.0TDI
102hp 140hp 170hp
Peugeot 1.6 HDI
75hp 90hp 110hp
Ford 1.8 TDCI
75hp 90hp 110hp
bunların arasında bazı değişiklikler var bazılarında hiç yok..
soylediğiniz var olan bişey zaten
quote:
Orijinalden alıntı: anduril_isa
bu araçları tasarlayan mühendisler bunu düşünemiyormu en başta??
bakın bi paylaşım yaptım yukarda
VW mühendisleri ralli arabası yapmışlar
emisyon dertleri yok, motor ömrü dertleri yok
1600cc den 300hp çıkarmışlar..
Yani yaptılarmı bizden 10 gömlek üstünü yapıyorlar, neden mi yapmıyorlar ?
onları engelliyen yasalar, satış politikaları emisyon standartları var..
quote:
Orijinalden alıntı: anduril_isa
bu araçları tasarlayan mühendisler bunu düşünemiyormu en başta??
Düşünüyorlar ama uymak zorunda oldukları sınırlar var. Uzun ömürlü,her türlü şartlara dayanan motor, zor çalışma koşulları, bakım periyod aralığının mümkün olduğunca uzun olması, eksoz emisyon değerleri, motor gürültüsü vs...
Kafama göre yaptım,oldu diyemiyorsunuz. Şartlar var,uymak zorundasınız...
quote:
Orijinalden alıntı: crazyarif
quote:
Orijinalden alıntı: set
Bazı servisler chip işini yapıyorlar ve garanti veriyorlar. Bu mevzu yeni değil,eskiden beri yapılan bir olay,ortada tecrübeler var. Yaptıranlar az değil,gider onlarla konuşur araştırırsınız.Otomobil şirketleri emisyon değerlerine uymak zorundalar,mecburen güç kısacaklar,yoksa o araba üretilmesine izin verilmez.Ayrıca otomobil şirketleri gerektiğinde kutuplardada,ekvatordada çalışabilecek,yağ değişimi,bakımları vs uzun süre ihmal edildiğindede problem çıkarmayacak,her türlü zor koşullarda problem çıkarmayacak,bakım periyodu olabildiğince uzun araçlar yapmaya çalışırlar.
Arkadaşımın işyerinde yeni aldıkları şirket aracına bakımlar ertelenir,akla geldikce yapılır,kimin kullandığı belli olmaz,30 bin km aralarla anca bakım yapılır,bazen oda unutulur. Yağına suyuna bakılmaz,şirket şöförleri aracı deli gibi kullanır. Üreticiler buna göre araç yapmak zorundalar. Emisyon değerlerine uymak zorundalar. Motor gücünün yüzde 60 ını kullanmak zorundalar, yoksa o motor toleransları karşılamaz. Her türlü şarta uygun toleransta motor üretmek zorundalar. Şu 20 bin km bakım aralığı olan motor üreticileri var,çünkü rekabet var.
Ne kadar anlatsakda aynı soru gelecektir,motor üreticisi bunu bilmiyormu,neden yapmıyorlar? Ben bu soruya cevap vermekten usandım. En güzeli ben cevap vermeyeyim defalarca, sizler gidin yaptıranları dinleyin,sayıları az değil... Tecrübelere bakınız...
LPG ilk çıktığında ön yargılar vardı, motoru bitiriyor vs diye... Uzun süre inat edenler vardı. Ama onlarda vazgeçtiler inatlarından. Servisler garanti vermiyordu,şu an kendileri yapıyorlar. Ancak şu an yine inat edenler,benzinle kullananlar var. Onların bu düşüncelerini kırmak çok zor,imkansız. Onlarada saygılıyız,peki diyoruz.
Bakım periyodu, kullanılan yağ, donanım seçenekleri, yerden yükseklik, kullanılan lastiğin markası modeli zaten ülkeden ülkeye değişmektedir. Yani kutuplara gönderilen arabayla, ekvatora gönderilen arabanın ne donanımı, ne yağı, ne yazılımı, ne de yerden yüksekliği aynı değildir.
Otomobil üreticilerinin de öyle bir zorunluluğu yoktur, bakımlar ihmal edildiğinde problem çıkarmayacak aracı neden üretsinler? Problem çıkarsın ki esas yer olan servisten para kazansınlar
Servisler chip işini bedavaya değil, aksine çok basit bir işlemi (ellerinde olan başka bir yazılımı arabaya atıyorlar) çok yüksek bir fiyata yapıyorlar... Garanti devam etse de servisler o aldıkları ücret karşılığında risk alıyorlar, ayrıca parça maliyeti olarak bakarsak çıkacak olası bir sorunda zaten parasını peşin almış oluyorlar.
Emisyon değerlerine uymak zorundalar ancak yetkili servisler garanti dahilinde bu işlemi yapıyorlar diyorsunuz da çelişkili değil mi bu ifade set hocam? Sanayide sokak arasında yapılsa emisyon değerini kimse sallamaz da yetkili servisin ve dolayısıyla üretici markanın bu konuda sorumluluğu yok mu?
Üreticilerin hiç de öyle yok bu şirket aracı olacak bunu böyle yapmalıyız diye bir zorunlulukları yoktur, hiç bir sorumluluğu da yoktur, sen bakım periyodunu geçirirsen zaten o araç garanti kapsamı dışında kalmıştır.
Kullandığım aracın Türkiye bakım periyodu 15.000 km iken Avrupa'da 20.000km, neden?
Çok emin ve kesin ifadelerle yanlış bilgi verdiğinizi düşünüyorum, motor gücünün %60'ını kullanmak zorundalar falan... VW dese ki; "Aslında 1.4 TSI'dan 290 hp güç ürettik de, 170'e indirdik öyle satıyoruz" size ne kadar inandırıcı gelir?
Servislerin emisyona uyma zorunluluğu yok. Ülkemizde böyle bir yasa yok servislerle ilgili. Ama araç üreticilerinin vardır,araç üreticileri emisyon değerlerine dikkat etmek zorundalar.
Zorlayan yok,aklınıza yatmaz ise yanına bile yaklaşmazsınız. Ben 2008 den beri kullanıyorum, tecrübem olmasa bu kadar rahat yazmaz kuşku ile yaklaşırdım...
Araç üreticileri tolerans bırakıyorlar, ucu ucuna gücü kullanmıyorlar. Eh bu sayede uzun bakım periyodu,uzun yıllar dayanıklılık,en zor koşullarda bile problemsizlik... Rekabet bunu gerektiriyor.
Anlatmaktan usandım, önyargıyı yıkmak banamı kalmış,amaaaan,ister doğru bulun ister yanlış bulun,ben mutluyum aracımdan. 2008 den bu yana sorun yaşamadım, gerisi önemli değil.
Şunu ekleyeyim, chipli aracımla emisyondan geçtim,yani Türkiyede sorun yokmuş bu konuda... Tabi chip olayını ben abartmadım,dikkat ettim. Abartanlar var, onlar için bu yazdıklarım geçerli değil, hata yapıyorlar...
< Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
Bu Son Mesaja Dikkat Ettimde, Kullanan Dh Yöneticisi Çok Memnun Hiç Bir Zararı Yok Şöyle Böyle Die Bayağı Güzelce Anlatmış... Amma Velakin Halen Daha Mantıksız Buluyorum Bu Chip Olayını Çünkü Komşumuz ve bizde aynı tip iki model araba var C4-C4 Teste Açıktır Otomobiller Komşumunki Chipli Bizimki Chipsiz Farkı Ortadadır Bizimki Daha Sağlam :)
quote:
Orijinalden alıntı: Kanatsizkartal
Bu Son Mesaja Dikkat Ettimde, Kullanan Dh Yöneticisi Çok Memnun Hiç Bir Zararı Yok Şöyle Böyle Die Bayağı Güzelce Anlatmış... Amma Velakin Halen Daha Mantıksız Buluyorum Bu Chip Olayını Çünkü Komşumuz ve bizde aynı tip iki model araba var C4-C4 Teste Açıktır Otomobiller Komşumunki Chipli Bizimki Chipsiz Farkı Ortadadır Bizimki Daha Sağlam :)
Özür dilerim,anlayamadım,sağlamlık derken?
Bakımlarına dikkat edilen,özenle kullanılan,bakılan araç daha sağlam kalır.
Sayın Hocam, Bizim Komuşumuz Tam Dediğiniz gibi bir insan özenle kullanır aracını ama motorda üfleme var turbo ötüyor. her iki araçta 2006 model aralarında sadece 10 bin kilometre var sağlam derken bunu kastettim.
quote:
Orijinalden alıntı: Kanatsizkartal
Sayın Hocam, Bizim Komuşumuz Tam Dediğiniz gibi bir insan özenle kullanır aracını ama motorda üfleme var turbo ötüyor. her iki araçta 2006 model aralarında sadece 10 bin kilometre var sağlam derken bunu kastettim.
Anlıyorum,araçlar kaçar km de merak ettim?...
quote:
Orijinalden alıntı: Kanatsizkartal
Sayın Hocam, Bizim Komuşumuz Tam Dediğiniz gibi bir insan özenle kullanır aracını ama motorda üfleme var turbo ötüyor. her iki araçta 2006 model aralarında sadece 10 bin kilometre var sağlam derken bunu kastettim.
Nasıl bi tabirdir motor üflemesi hiç anlamıyorum.. Neresinden üflüyor nasıl bir ses çıkıyor hep merak etmişimdir..
sokun iki arbayıda kompresyon testine çıksın akı karası
chipli arabanın turbosu yüksek devirlere daha hızlı ve daha fazla devre kalktığı için std dan daha sesli çalışır..
Öncelikle Set hocamın Sorusuna cevap Vereyim Bizim C4 76.000 Km Komşumuzun C4 88.000 Km
Chip Uzmanı Arkadaşın Sorusunada Ben Sesinden Bahsetmiyorum Motor Rölantide Çalışırken Motor Kapağını Açtıgında Elini Tutarsan Oraya Bastıgı Havayı Görürsün...
KM ler epey düşükmüş. Bu km lerde problem olmaması lazım ama...
Ben Citroenci Birisi Olarak Aracçlarımdan Memnunum Ama Komşum Birdaha Citroen Almayacak Orası Aşikar...
Chip işleminin araca zarar vermemesi düşünülemez. Bunu zaten kabul ediyorum. Hayır asla zarar vermez diyenlere makina mühendisi olarak inanmıyorum. Ancak ileri km lerde zarar verir. Bakımlara dikkat edilip, dikkatli kullanıldığı sürece, zorlanılmadığı sürece 100 bin km yi aşmadan problem çıkarmaz. Ama çok yüklenilirse, chip var diye sürekli performanslı kullanılırsa bu km geriye çekilmiş olur. Ben araçlarımı 100 bin km ye varmadan satarım ve alıcıya araçta chip olduğunu mutlaka söylerim. Söylememek sahtekarlık olur. Chipli aracın bakım aralığı bence 8000 km de bir olmalıdır. Yoksa 100 000 km olayı zor olur. Kullanılan yağın kalitesi çok önemlidir. Hava filitresi daha kısa sürede kirlenir. Alınan mazota çok dikkat edilmelidir. Chipli araç normala oranla daha fazla etkilenir mazot kalitesinden... Ayrıca aracı soğukta biraz beklendikten sonra hareket edilmeli, ısınıncaya kadar zorlanılmamalıdır. Araç hemen stop edilmemeli, beklenmelidir. Bunlara dikkat etmesseniz chip olayı elinizde patlar, 70 binlerde 80 binlerde normal olarak problem yaşanır.
Chipli araç özen ister,bakım ister,dikkat ister...
< Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
Ben Zaten Diğer Yazımda Belirttim Benim Komşum Pinpirikli Bir İnsan Elinden Gelse Yollarda Bulunan Mazgallardan Bile Geçmez Kullanıcı Tabikide Büyük Bir Etken ama Benim Komşum İçin Kimse Hor Kullandı Sert Kullandı Bu Hale Geldi Felan Diyemez Çünkü Bir Kız Çocuguna Nasıl Bakılması Gerekiyorsa Komşumda Aracına Öyle Bakıyor... Tabikide Problem Yaşamayan Kullanıcılar Var ama Yaşayanlarda Var...
quote:
Orijinalden alıntı: set
Chip işleminin araca zarar vermemesi düşünülemez. Bunu zaten kabul ediyorum. Hayır asla zarar vermez diyenlere makina mühendisi olarak inanmıyorum. Ancak ileri km lerde zarar verir. Bakımlara dikkat edilip, dikkatli kullanıldığı sürece, zorlanılmadığı sürece 100 bin km yi aşmadan problem çıkarmaz. Ama çok yüklenilirse, chip var diye sürekli performanslı kullanılırsa bu km geriye çekilmiş olur. Ben araçlarımı 100 bin km ye varmadan satarım ve alıcıya araçta chip olduğunu mutlaka söylerim. Söylememek sahtekarlık olur. Chipli aracın bakım aralığı bence 8000 km de bir olmalıdır. Yoksa 100 000 km olayı zor olur. Kullanılan yağın kalitesi çok önemlidir. Hava filitresi daha kısa sürede kirlenir. Alınan mazota çok dikkat edilmelidir. Chipli araç normala oranla daha fazla etkilenir mazot kalitesinden... Ayrıca aracı soğukta biraz beklendikten sonra hareket edilmeli, ısınıncaya kadar zorlanılmamalıdır. Araç hemen stop edilmemeli, beklenmelidir. Bunlara dikkat etmesseniz chip olayı elinizde patlar, 70 binlerde 80 binlerde normal olarak problem yaşanır.
Chipli araç özen ister,bakım ister,dikkat ister...
İşte bu yazdığının altına imzamı atarım...En doğru yaklaşım bnce bu olmalı
quote:
Orijinalden alıntı: Arif
arkadaşlar, otomobil üreticileri yakıtı 0,1 düşürmek için bir taraflarını yırtıyorlar, chip yapmayı onlar bilmiyor mu? bu chip, iyi bişey olsa otomobil üreticileri zaten baştan yapmaz mıydı? aynı şey güç için de geçerli,kim istemez ki ürettiği 1.6 motordan daha fazla güç alsın? ama demek ki motora bir zararı var ki adamlar yapmıyorlar.
bu düşüncem sizce de mantıklı değil mi?
Benim bu konu ile (chip tunning) ilgim yok,aracımda da yok. Sadece bu iddiayı gördüğüm için Avrupa üreticileri açısından cevap vermek istedim. Özellikle Avrupa'da üretilen tüm mekanik sistemler, piyasada satıldıkları halinden daha yüksek performansta üretilir. Bunu mantık olarak şuna benzetebilirsiniz. Eskiden pantalon paçaları kesilmezdi içeri katlanırdı, çocuk büyürse biraz bırakılırdı. Şöyle ki
Örneğin 1600 CC bir motor aslında 1680cc olarak üretilir ancak motor performansı düşürülerek 1599 cc olarak piyasaya sürülür. Neden ? Şundan. Stabilite denen bir kavram var, yani sürekli olarak aynı değeri üretmek. Güç üreten mekanik cihazlar net bir güç elde etmediklerinden, stabil ve genel standardı belirleyecek şekilde kısıtlanıyorlar. Tıpkı dünyadaki hız limitlerine göre araca elektronik hız limiti konabilmesi gibi. İyi de kardeşim bu araç 260 yapabiliyor neden 120 ile sınırlanmış diye düşünürseniz, yazılım olarak bu engeli ortadan kaldırırsınız. 120 bg güç üretebilecek şekilde tasarlanan bir araç 90bg olarak piyasaya sürülür. Burada arz-talep, kanuni yükümlülük ve yönetmelikler, araç sınıf tanımlamaları gibi hususlar devreye girer.
Umarım anlatabilmişimdir. Saygılar.
Firmalar tüm dünya geneline araç üretiyorlar. Dünyada bizim ülkemizden çok daha ağır şartlarda kullanılan araçlar var. Bu durumda araç üreticisi elbette kendisine göre tolerans bırakmak zorundadır. Ayrıca her kullanıcı aracın bakımını zamanında yapmaz, yağ filtre vs zamanında değişmez. Acemi sürücüler olabilir, aracı kullanırken üzer, gerektiği şekilde kullanmaz. Sürücü gençtir aracı sonuna kadar sıkıştırır. Tüm bunlar için tolerans bırakılmalıdır.
Chipte yapılan bu toleransları geri çekmektir.
Konunun açıklaması budur. Yani sanıldığı kadar karmaşık bir durum değil.
Üretici tüketim değerlerini açıklarken belli şartlarda ( 90kmh hız ile 100km de gibi) test yapıyor.. Benzer şartlarda Programlama sonrası test yapıldığında öncesi ilse arasındaki tüketim farkı burda bahsedilen..