Şimdi Ara

Modern Filmler Neden Berbat, Ruhsuz ve Sıkıcı ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
12
Cevap
1
Favori
571
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Filmografyoutube
    Bir süredir sinema sektörünü içten içe zehirleyen Sjw ler hakkındaki genel düşüncelerim videoda yer almakta umarım Sinemanın Katilleri SJW'ler videosu hoşunuza gider. Metin Yazarı: Ali YAŞAR Seslendirmen: Burçin DİRENCİ Kurgu: Mert Esen Beni buradan takip edebilirsiniz. https://www.instagram.com/filmograf https://www.twitch.tv/filmografmedia https://twitter.com/Filmografmedia https://discord.gg/Tv7zetKEg7
    https://www.youtube.com/watch?v=Nfzx1HDcAXw&feature=youtu.be

    Holywood'un neden baş aşağı gittiğini açıklayan güzel bir video. İçerdiği argümanlar sadece sinemayı değil diziler, oyunlar gibi pekçok farklı medyum içinde geçerli.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 12 Temmuz 2024; 1:47:44 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • Berbat değil aslında 2023 yılında bir sürü güzel film çıktı mesela.


    Sadece şöyle bir sorun var berbat olanların ya da videoda bahsedilen öğeleri içerden filmlerin pazarlaması daha fazla yapılıyor ve insanların önüne daha fazla düşüyor o kadar.

  • Yıllardır kanalın takipçisi olduğumdan o videoyu izlemiştim. Adam haklı. Sinema, dizi, film, animasyon, müzik dünyasında inanılmaz bir ölü toprak var. Oyun dünyasını da sayabilirim ama orada durum biraz daha iyi, idare ediyor. Indie'ler sağolsun, geliştirici sayısı sağolsun idare ediliyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • mechatengu kullanıcısına yanıt

    Berbat hocam 2023 yılında adını tarihe yazdıran kaç film çıktı ki neler çıktı mesela? Ben 2023'te ağzımın suyunu akıtan bir film çıktığını hatırlamıyorum. Bir de sadece 2023 yılından bahsetmiyoruz. Son 5-10 yıl diyoruz.

    90'lar ve 2000'lerdeki dönemle kıyaslayın arada muazzam farklar var. Ben 2000'lerde hangi filmi izleyeceğimi şaşırırdım. Şimdi izleyecek film bulamıyorum. Eski filmlere, kenarda köşede kalmış filmlere bakıyorum şahsen.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kartal Göz kullanıcısına yanıt

    Oppenheimer, Holvdovers, Past Lives, Killers of the Flower Moon, Poor Things, Anatomy of a Fall aklıma ilk gelenler.


    Bilmiyorum hocam belki haklısındır. Son 5-10 yıla da bakmadım ben.

  • Bunun en büyük sebebi sjw denebilir ama tek sebebi bu değil. Özellikle sinema ve televizyon sektörü hızlı tüketim evresine girdi. Streaming platformlar klasik sinema anlayışını büyük zehirledi. Elbette günümüz internet çağıyla bu yadsınamaz bir durum fakat sektörleri geri götüren de budur. İnsanlar artık evlerinden çıkmadan kendi konfor alanlarında takılmayı tercih ediyorlar film izleme konusunda. Hizmet sağlayıcılar da bu tüketim karşısında daha çok içerik ve çıkarmaya, dolayısıyla basitleşmeye gidiyor. Bu basitleşmenin sonucunda orijinallik değil; aynı şeylerin farklı görüntüleriyle elde ediliyor. Bir ürünü hacimsel olarak elde etmenin verdiği haz ve değer kavramıyla, online tüketim arasında çok ciddi farklar vardır. Eskiden sinema için kuyruk olmak, bileti almak, yer gösterici tarafından yerin gösterilmesi sektörü niş ve değerli kılmıştır. Bir ürüne kolay ulaşım bilginin yayılımı konusunda çok etkilidir fakat niteliğini de zamanla köreltir.


    Eğer siz sektör olarak sinemalarda yayınlanan filmi 45 gün içerisinde dijital platforma getireceğinizi söylerseniz ve planları buna göre yaparsanız o sektörden pek de bir şey beklememek lazım. Tutmayan filmler ise sadece 30 gün içerisinde geliyor, inanılmaz bir süre bu. Eskiden internet çağı diye bir kavram yoktu ve insanların saçma sapan fikirlerini bir yerlerde aktarması gibi imkanları da yoktu. Günümüzde popülaritenin en önemli esin kaynağı soytarılık. Tiktok, instagram gibi uygulamalarda en fazla bir buçuk dakikalık sürekli geçilerek izlenen hızlı videolar, seyircinin de sinema niteliğini körelttiği için senaristler ya da yapımcılar bu tüketim toplumlarının önüne eskiden çıkardıkları işleri sunuyorlar. Araya bir de pandemi girince sinemaya gitme hafızası bir tık geriye gitti diyebiliriz. Yani çoğu süreç ardı ardına, zincirleme şekilde geldiği için bunun hissedilme biçimi de çok arttı. Oppenheimer ve Barbie konusunda o kadar ürktüler ki, pr kısmı filmlere harcanan bütçeler kadar etkileyiciydi.


    Gladiator filminin 24 yıl sonra devamı geliyor. 1988'de vizyona girmiş Beetlejuice filminin devamı gelecek. Çok büyük klasik olan 95 yapımı Heat filminin devamı gelecek. Sektör artık seyircinin geçmişteki anılarını tekrar dirilterek, belirli illüzyonlarla seyirciyi sinemaya çekmeye çalışıyor. Televizyon sektörü için de bu böyledir. Eskiden evlerin içinde tek bir ekran üzerinden yapılan planlar günümüzde tablet, tv, pc olmak üzere birçok ekrandan, internet üzerinden yapılıyor. Birçok insana ulaşmak için üretilen birçok malzeme görüyoruz ama kaçının değerli olduğu konusunda büyük soru işaretleri var. Değişen dönemler, değişen anlayışlar ve zevkler. Elbette bu da yeterli doyuma ulaştıktan sonra değişecektir.





  • Ed Wood kullanıcısına yanıt

    Çok güzel bir yorum. İlaveten pratik efektlerin ve maketlerin düşüşüyle beraber yeşil perde ve CGI denilen bilgisayar yaratımı görsellerin yükselişini de kalitesizleşme ve ruhsuzlaşma sürecine dahil ederim. Ancak tabii bu dediklerinden biraz daha önce başladı ve çok kaliteli yeşil perde ve bilgisayar efekti işleri de mevcut. Ama genel hakim trend bu efektlerin yanlış ve aşırı derecede kullanılması, yeterli artistik kusursuzluğa erişmeden çok ham ve sırıtır kalmış şekilde kısacık bir zaman diliminde çıkış tarihine yönelik olarak çabucak hazırlanması.

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Seven filminde kütüphane sahnesi vardı. Elle yazılmış bir sürü kitabın içinde bir şeyler arıyorlardı. Yönetmen gerçeğe uygun olsun diye gerçekten bir sürü kitabı elle yazdırmış. Bunun gibi bir çok örnek verilebilir. Bu tarz filmlerin kamera arkasını seyretmenin bile bir zevki vardı. O dönemler iyi oynayan oyuncular lazımdı. Oyuncular iyi oynamak için çaba gösterirlerdi. Şimdiyse isim yapmış oyuncular artık hiç bir çaba sarfetmeden izleyici garantilemek için oynattırıyorlar. Son 10-15 yılda teknolojiye erişim inanılmaz arttı. Eskiden sinema salonları doldurulmak istenirdi. Sonrasında cd-dvd satışlarının yeride çok büyüktü. En az 6 ay sonra film dvd ye çıkartı. Şimdi her film şirketinin kendi platformu var. En fazla 2 ay içinde internete düşeceği garanti.


    Artık yönetmenler şaheser yapmak istemiyor. İzleyiciye keyifli bir 2 saat yaşatmak istiyorlar. Sonrasında filmi çöp kutusuna atıp sıradaki projeye geçiliyor.





  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt

    Bu bahsettiğin şey de var tabii ki haklısın, atlamışım.

  • Ed Wood kullanıcısına yanıt

    Hocam sıkıntının nedeni tam olarak bu yazdığınız şey değil.


    Çünkü, bildiğim kadarıyla sinema sektörünün ilk dönemlerinde sinemalar , film yapımcıları, studyolar hepsi aynı çatı altındaymış. Ayni Netflix gibi bir sistem varmış.


    Salon sahibi 5 film sipariş ediyor kopyala yapıştır şeklinde yapılıyormuş. Sanatçılar kadrolu memur olarak çalışıyormuş. Yani o sinemaya robot gibi filmler uretiliyormus. Tam olarak ayrıntıları hatırlamıyorum ancak eski ABD sinema sektörünün bugünkü Netflix ve Amazon gibi tekellerden farkı yokmuş.


    Daha sonra Amerikan hükumeti bunun rekabeti engellediğini, emeğin serbestliği engellediğini , tekellesmeye neden olduğunu düşünüp yasal zorlamalarla bu tarz tekelleri dağıtıyor ve sizin o çok beğendiğiniz sinemacılar ortaya çıkıyor.


    Aynı şekilde Abd eskiden Standard Oil denilen ve bugün neredeyse çoğu İnternet devrimi öncesi Abd şirket devinin kaynağı olan muazzam ölçekteki şirketi tekel yasalari kapsamında pacalaiyor , buda Abd ekonomidi açısından çok faydalı oluyor .


    Ancak günümüzde Abd'nin hem eski ozguveni yok , hemde şirketlere bakış scusi çok daha neoliberal devletin adil rekabeti sağlamak ve tekellesmeyi önlemek konusundaki refleksleri çok daha zayıf.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Biçim olarak benzer görünse de içerik olarak alakası yok hocam. Amerika'da sinemalar 30'lu yılların sonundan 60'lı yılların sonuna kadar kilise onayına bakardı. Bu da hays yasaları ile desteklenmiştir. Son derece muhafazakar ve tek tip filmlerin çıkmasının nedeni budur. Birkaç saniyeden fazla öpüşme olmaması, şiddet vb. gibi durumlara izin verilmemesi hep bunların sonucudur. Ama bu baskı, yaratıcılığı ortaya çıkarmıştır. Yönetmenler alt metinler koyarak sinemayı şahlandırmışlardır. Psycho veya Sunset Blvd. gibi filmleri izlediğimizde bu net olarak kendini gösterir. 1945-65 yılları arası sadece Amerika'da değil dünyada altın çağdır aslında. Fransız yeni dalgası, İtalyan yeni gerçekçilik gibi akımlar başka boyut kazandırdı sinemaya. O günlerin ortaya çıkardığı fikirler ve üretkenlik günümüz tarafından tüketilmekte. Kaldı ki geçmişteki enflasyon oranıyla günümüzdeki enflasyon oranı bir değil. O günlerde bütçe diye bir kavram yok. Şu an Netflix tekeli diyoruz ama tek başlarına herhangi bir yönetmenin maddi destek bulamadığı filme devasa paralar aktarabiliyorlar. Bu kadar maddi gücün karşılığında üretilen şeyler çok sakil ve komik geliyor.





  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.