Morbius: The Living Vampire (2020) | Jared Leto (5. sayfa)

Bu aslında sony filmi Marvel ile tek bağlantısı Marvel karakterini kullanmaları . Sony Marvel sinematik evreni gibi evren kurmak istiyor ama filmleri kötü bence.

Blade filmi de geliyor bu arada . Sony filmi olmayacağı için benim beklentim yüksek .

Fragmanlara bazen filmlerde olmayan sahneler konulabilir anlıyorum. Ama bu filmin yaptığı tamamen clickbait. Filmde spiderman ile ilgili after creditse'e kadar hiç bir ayrıntı yok ama fragmanlara koydular, zaten after credits sahneleri de saçmalık üzerinde hiç düşünülmemiş. Film zaten iyi değil bir de böyle yaparak tepki çektiler.

Bariz bir şekilde Sony kendi evreninde hangi Spider-Man le çalışacağına karar verememiş yada anlaşamamış henüz :) O evrende bir Spider-Man olduğunu yönetmende söylüyor, Tobey ve Andrew e yoğun istek var ama bu oyuncularda az para istemiyordur böyle giderse Miles Morales yaparlar gibi :)

Bencede hiç bir Spiderman ile anlaşamadıkları için fragman da olan pek çok sahne filmde kesilmişti . Gerçi anlaşsalar bile Sony'nin iyi bir Spiderman filmi yapabileceğine inanmıyorum .

Malum ortamlara düşmüş.

Hayvan gibi efekt var ama oturaklı bir konu yok.

Jared Leto'nun en son beğendiğim rolü Lord of War filmindeydi.

venom'dan da kötü film çekmeyi başarmışlar.

Ama Venom 2'den daha iyi olmuş hocam.  

Blade 2'yi yeniden seyretsem daha fazla zevk alırdım.

Olabilecek en klişe senaryo, neredeyse olmayan kötü adam. Beğenmedim.

Görsel efektlerin karakteri çizgiromandan vs bilmeyenler ilk defa film sayesinde taşınacaklar için çok yanıltıcı olduğunu da belirtmeliyim. çünkü efektler aktüel (actual) değil temsili (representative). nasıl yani derseniz, şöyle; karakter hızlı hareket ederken ya da ekolokasyon vs özelliklerini kullanırken aslında duman falan çıkmıyor, bu efekt izleyiciye o gücün karaktere hissettirdiğini daha iyi yansıtmak için görsel olarak yapılmış aksi halde film çok daha sıkıcı olurdu çünkü. one piece üzerinden örnek vereyim mesela izleyenler ne dediğimi hemen anlayacaktır. one piece'de de luffy ve diğer karakterler busoushoku no haki (armanent haki) özelliğini kullandığında (bu özellik vucutlarını haki gücü ile kaplayıp fiziksel hasara karşı kırılmaz bir kalkan oluşturmalarını sağlıyor) bu durum manga ve animede o kişinin vucudunu haki ile sertleştirdiği (ya da kapladığı coating) bölgesinin siyah renge bürünmesi ile temsil ediliyor mesela ama bu da aynı yukarda bahsettiğim durum gibi temsili bir efekt, izleyicinin görsel açısından durumu daha iyi çakozlaması için yapılmış bir şey. aslında kimsenin bir tarafı gerçekten siyah olmuyor yani. hatta bu özellik ilk gösterildiğinde mangada siyahlaşma vs gibi bir durum da yoktu, daha sonradan seyirci (özellikle de funimation versiyonunu izleyen çocuklar) savaş esnasında nerde ne oluyor daha iyi ve kolay anlayıp tespit edebilsin diye bu özellik eklendi. morbius filmindeki dumanlaşma efekti de aynen bunun gibi temsili bir efekt, aynı şekilde ekolokasyon kullandığında duvarların sarsılması camların çatlaması falan da öyle. yoksa izleyici olarak bi düşünün aynı sahneyi o efektleri vermeden çektiklerini. ekolokasyon özelliğini test ederken odanın ortasında sabit şekilde 30-40 saniye hareketsiz amaçsızda duran bir adam görecektiniz sadece. bu tarz filmlerde actual ve representative efektleri birbirinden ayırt etmenin önemli olduğunu düşünüyorum, zira konuya hakim olmayanlar olayı yanlış algılayabiliyorlar bu yüzden.

Film pek iyi olmamış bencede boş vakit varsa izlenecek bir film lakin yinede sıkıcı olacak çoğu zaman, Görsel olarak bence iyiydi genel olarak konunun işleniş ve ilerle kısmı sorunluydu bana göre.

Öncelikle baştan yazayım ne demek istediğini ya da ne dediğini gayet iyi anladım. Evet animelerde vs ne oluyor ne bitiyor, özel gücünü mü kullanıyor, kullanıyorsa hangi gücünü kullanıyor gibi durumları göstermek için böyle işaretler gerekebiliyor. Doğrudur ama filmi izlerken yine bakış açılarımız devreye giriyor. Filmlerde ister fantastik olsun ister bilim-kurgu; filmle, filmdeki karakterlerle, filmdeki gerçekliklerle bağlantı kurmak isteriz. Bu bağlantının kurulması için de film evreninin kurallarını bize bir şekilde göstermeleri, kabul ettirmeleri ve sonrasında kuralları değiştirmemeleri, eğip bükmemeleri gerekir. Sonradan değişen veya eğilip bükülen kurallar izleyicinin o film evrenine ya da herhangi bir evrene bağlanmasını engelliyor, yapımla olan bağı koparıyor. Her filmde olduğu gibi işte bu filmde de seyirci, Morbius'un evrenine bağlantı kurmak istiyor. Doktorumuz var, sağlık sorunları var, çevresinde insanlar var filan falan fizik kuralları aynı bizim evren işte. Filmi buradan yakalıyoruz zaten. Bu adam bir şekilde özel güç elde ediyor. Özel güçler bizim dünyamıza yabancı ama aradaki ortak noktalardan dolayı yine kabul edebiliyoruz ancak bazı kabullerimiz de yine olayları kendi evrenimizdeki fizik kurallarına göre yontmamızla oluyor. Tıpkı benim yukarıda soru sorarken toz bulutu görsel efektine getirdiğim "algı" yorumu gibi. Orada resmen yontma yapmışım. Toz bulutuna sonra geleceğim.

Ekolokasyon demişsin ya. Mesela o efektle ilgili sorunum yok. Çünkü biliyorum ki ekolokasyon yeteneği bu karakterin kendi yeteneği. Şüphesiz ki orada gösterilen şey de bu karakterin algılarıydı. Ekolokasyon yeteneğini kullanırken filmin amacı; karakterin çevreyi nasıl algıladığını, nasıl gördüğünü, nasıl fark ettiğini biz seyircilere göstermekti. O yetenek zaten o karakterin beyninin içinde gerçekleşiyor. Yani burada bir sorun yok. Biz dışardan baksak da sorun yok çünkü film o sahnede açıkça bize karakterin yaşadığı kafayı gösteriyordu.  Bunu, karakteri 3. şahıstan gösterdiği hâlde yaşanan kafayı bize gösteren yığınla yapım var, hatta %99'u böyle. Ama aksiyon sahnesindeki efektler işleri biraz değiştiriyor.

Aksiyon sahnelerinde de yine 3. şahıstan görüyoruz. Karakterin insanların hamlelerinden kaçınarak etkisiz hâle getirmesini, hepsini paket yapmasını izliyoruz. Öncelikle bu toz bulutu efektinin buradaki gerekliliğini tartışalım. Ekolokasyonda olduğu gibi gerek var mıydı ki? Durağan bir sahne değil zaten. Epey de kanlı. Oradaki güç belli. Yani sıkıcı sahneler olmasına imkân yok. Fiziksel güçlerini kullanıyor, kesiyor, biçiyor, fırlatıyor, kanını emiyor vs. Bence gereksizdi. İşin ilginç yanı da bu şekildeki tüm aksiyon sahnelerinde o toz efekti yoktu. Çoğunlukla vardı ama bir iki yerde görmedim bu da beni rahatsız etti. Yani amaç çizgi-romandaki havayı vermek filansa bunu hep yap ya da hiç yapma. Tutarsız oluyorsun. Yok eğer bu efektin amacı karakterin ekolokasyonda olduğu gibi olayı onun algılarıyla ama 3. şahıstan bize göstermekse yine tutarsız çünkü bir iki sahnede bunu yapmadın. Hadi yapmadın onu da -o zaman o karakterin algısı değildi bizim algımızdı diye- kıvırsak bu sefer karakterin algısı olduğu aksiyon sahnelerinde tutarsızlık yaşanıyor. Mesela karakteri toz bulutu efektiyle görüyorsun ama diğer her şeyi normal görüyorsun. Ama ekolokasyondayken her şeyi daha farklı görüyordun gibi. Gerçi zorlarsak o ekolokasyon ayrı bu ayrı diye işin içinden de çıkılabilir. Ama o zaman da sanki evrenin kurallarını çok büküyormuşuz gibi hissediyorum, yontmak da bir yere kadar.  Umarım neden böyle düşündüğümü anlatabilmişimdir.

Ben en başta şöyle bir bakış açısındaydım. Şimdi karakterin güçleri olsa da bir kütle sahibi. Üstündeki kıyafetler de kütle sahibi ama karakterin kendi kütlesinden bağımsız sonuçta. Özel güç dediğin şey sana o toz bulutu görüntüsüyle bir hız ve güç veriyor ama senin kıyafetlerine ne oluyor aga.   Onlar niye tozlu mozlu oluyor gibisinden. Orayı yontamadım yani. Ya algı, sanatsal çizgiler diyip geçmek gerekiyor sanırım. Zira filmi yapanların bu kadar ayrıntılı düşündüğünü sanmıyorum bile. Olsa bize malzeme vermezlerdi.  

hızlı ve öfkeli 18. film seviyesinde kötü oradan hesap edin işte

Millet bayağı sağlam dalgasını geçiyor şu an bu filmle. Öyle ki ben bile merak etmedim değil kötü olduğunu bilmeme rağmen. Resmen ters etki yarattı film.

Hell yeahh  

İnternet aleminde sanırım çok billur geçildi bu sloganla. Nerede baksam bu sloganı görüyorum.