mRNA aşıları DNA'mızda bir değişime sebep olur mu? (10. sayfa)

Sizin de atladığınız bir detay var, covid-19 kanserli kansersiz tüm hücreleri parçalıyor. ("yiyor" demek çok doğru bir ifade değil)

Arkadaşın bilimsel çalışma yapmasın, o zaman başkaları da ele geçirecek bir şey bulamaz.

Hocam bu çalışmada yine DNA polimerazın hatalı olan bir alt türünden Pol0 bahsediyor, zaten normal dokularda çok bulunmadığını, kanser hücrelerinde sıklıkla karşılaşıldığından bahsediyor ve buradaki ters kodlama sonucundaki DNA'nın mutasyonundan bahsediyor.

Kanser hücrelerinde sıklıkla karşılması ile mRNA arasındaki aşıların Pol0 ile olan ilişkisi ayrıca incelenmeli, bu çalışma tek başına yeterli görünmüyor.

işte mekanizmamızın daha bilinmeyenleri çok fazla.Gen üzerine etkisi belki 2-3 jenerasyon sonra bile çıkabilir.(sanırım bozulmaları hayvan uzun süreli deneylerde görmüştüler)

A: mRna Gen terapisi üzerine çalışan insanlardan bir kısmı hep risklerin şeffaf konuşulmasını istiyor.

B : Diğer kısım aşıya güveni zedeler kötü durumdayız böyle şeylerin açık tartışılmasına gerek yok diyor.(Reuters'ın tepesinin ilaç şirketlerinin yönetiminde bile bağlantısı var, Fact Check adı altında itibar sansürünüde yoğunlaştırdılar)

İnsanların fayda ve risk analizine kendi karar vermesi gerekir.

ısrarla aşı olmayın diyoruz.

iki büyük tehlike öngörülüyor.

birincisi s proteini ile vücudun iltihaplanmasına sebep olması, organların bitmesine

ikincisi, vücuda verilen moleküllerin belirli bir frekans yayarak kişinin bildiğin zombileştirilmesi konuşuluyor.

Aşı olmayanlara AVM lere girilmesin, devlet dairelerinde işi görülmesin şeklinde yaptırımlar olursa bak senden önce nasıl aşı olmaya koşuyor.

Düz dünaycı komplo teorici büyük resimci tiplere oldum olası gıcığım zaten. Bu heriflerin histerik kuruntuları yüzünden toplum bir türlü bağışıklık sağlayamıyor.

Ben dedim. Cahil adamların suratına karşı söyledim. Kimse de cesaret edip gelip o dediğini yapamadı.

Aşılar çıkmadan önce aşı gelirse kesin olurum diye düşünüyordum. Geldikten sonra da olmayı düşünüyordum. Çip mip mevzularını zaten işin uçuk komplocu saçma kısmıydı. Gülüp geçiyorduk.

Ancak etrafımda aşı olanların yan etkilerini gördükçe ve duydukça git gide korku oluşmaya başladı. Şu an koronadan daha çok aşıdan korkmaya başladım. Hele etrafımdaki bir kişide görülen yan etki gerçekten çok korkutucuydu. Yan etki diyorum ama aşıdan mı oldu bilemiyorum. Ancak aşıdan 2 hafta gibi kısa bir sürede olması beni inanılmaz kötü etkiledi. Belki aşı tetikledi bilemiyorum ama direk oluşturamaz herhalde diye düşünüyorum. Hatta piyango gibi bazılarını etkileyebilir diye de düşünüyorum. Herhangi bir kanıt olmadan ona yormanın yanlış olduğunu da biliyorum elbette ancak yine de fazla sayıda kişide büyük sıkıntılar görünce ister istemez bir korku oluşuyor. Olursam da sinovac olurum diye düşünüyorum.

Alakası olmayan benzetme

Sen rahat ol yeğen. Bana gelip vuracak adamı kevgire çeviririm ben. Klavyeden analiz kasmakla olmaz o iş. Sen buradaki herkesi 130 kilo asosyal şişko zannediyor olabilirsin. Atar gider klavyeden yapılmaz, bana temas edecek adamın ben anasını ağlatırım o konuda her türlü ispatını da yaparım, denemesi bedava, yeter ki istesinler.

Kronik bir rahatsızlığın varsa zaten doktor tavsiyesi doğrultusunda hareket etmen lazım. Onun dışında çevremde bir iki tane düz dünyacı zırto dışında herkes Biontech oldu, hiçbirine bir şey olmadı, korkmayın. Etkilerin bilinen kısımları haricinde bir kısmı da psikolojik oluyor. Çünkü söylentilerden ister istemez bazı insanlar etkileniyor ve kendini aşırı derecede dinliyor, en ufak bir değişimi aşıya yoruyor.

Valla bunu söyleyen doktor yurtdışında ödül almış baya önemli ismi olan bir doktor.

Yüksek Tansiyon hastasıyım. Tabi ki herkeste sorun olacağını düşünmüyorum. Ancak aynı apartmanda aşı olan 3 kişide de çok büyük sorun olunca insan ister istemez ona yoruyor. Mevzu ufak bir yan etki değil zaten kol ağrısı şu bu bunlar önemsiz mevzular. Psikolojik olarak da bu derece bir sorun olacağını zannetmiyorum.

Bunun dışında başka bir arkadaşım çok daha büyük bir rahatsızlık geçiriyor şu an. Aylarca hastaneye yatacak.

Bir de bu aşıların acil çıkması yan etkilerinin tam bilinmemesi hatta Sağlık Bakanı bundan 6 7 ay önce orta ve uzun vadede yan etkilerinin bilinmediğini de söylemişti.

Bunlarla birlikte bir de imza atılması yani kusura bakma yan etkileri tam bilinmiyor, acil çıkartmak zorundaydık ama sana bir şey olursa sorumlusu aşıyı üreten değildir diye.

İnsan ister istemez bunları görünce acaba diye kuşkuya düşüyor.

El yumruğunu yemeyen, kendininkini demir zanneder derler yeğenim. El elden üstündür de derler.. Forumda kevgire çevirmek hepimiz için kolay. Esas mesele gerçekte kevgire çevirebilmekte..  

Bana hastalık gecer diye korkup millete forumlarda laf sallayan arkadaşların, birini kevgire çevirebilecek potansiyeli taşıdıgını düşünmüyorum. Ha belki kendisi icin degil yakınları icin korkuyordur olabilir ama yine de birini kevgire cevirecek adamın biraz psikopat olması lazım ve psikopatlar korku, pismanlık, menfaatleri yoksa baskalarını düsünme gibi davranıslarda bulunmazlar.. Kısacası sayko adam corona falan iplemez, ası ması dert etmez.. O olsa olsa forum da kevgire çevirmedir diye ekliyorum..

Sigaranın sağlığa zararları bir anda ortaya çıkmıyor. Aşınında öyle olabilir. Zamanında bu ülkede bakan nükleer sızıntıdan sonra çay içiyorum bak birşey olmadı demişti.

Ya da 1950 de sigara faydalıdır diye açıklama yapan amerikan reklamlarınıda unutmayalım.

Ben alakası olan kısmını söylüyorum alakası olmayan kısımları söyleyebilirsiniz.

Vikipedia da şöyle yazıyor.

MRNA'nın yeni bir tedavi edici ilaç sınıfı olarak kullanılabileceği ilk kez 1989 yılında, ABD merkezli biyoteknoloji şirketi Vical Incorporated tarafından gösterildi. Burada yapılan çalışma, bir lipozomal nanopartikülü ilaç taşıma aracı olarak kullanmak suretiyle çeşitli ökaryotik hücrelerde mRNA transfeksiyonu sağlanabildiğini ortaya koyuyordu.[1] 1990'da Wisconsin Üniversitesi'nden (ABD) J.A. Wolff ve arkadaşları, farelerin kaslarına "çıplak" (veya korunmasız) mRNA enjekte etmeyi başardıklarını açıkladı.[1] Bunlar, mRNA'nın canlı hücre dokusunda protein üretimini sağlayacak genetik bilgiyi aktarabildiğini gösteren ilk çalışmalar oldu.

RNA'nın in vivo antikor yanıtlarının oluşturulması için bir aşılama aracı olarak kullanımı ilk olarak 1994'te, İsveçli biliminsanları Berglund ve Liljeström tarafından Karolinska Institutet'te gösterildi. 1999'da ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü'nden Nicholas Restifo ve Wolfgang Leitner bu çalışma hakkında "Kendi kendini kopyalayan RNA'nın tek bir kas içi enjeksiyonunun antijene özgü antikor ve CD8 + T hücre yanıtlarını ortaya çıkardığını" bildirdi.[16] İlaç şirketleri bu teknolojiyi kullanarak, kendi kendini çoğaltan mRNA'ya dayalı RNA ilaçlarına yatırım yapmaya başladı.

Macar biyokimyager Katalin Kariko, 1990'lardan itibaren mRNA'nın insan hücrelerine aktarımı önündeki en önemli teknik engelleri çözmek üstüne çalıştı. Kariko ile Drew Weissman'ın 2005'te yayınladığı çalışma, modifiye nükleosit kullanma yöntemi ile, vücudun savunma sistemi devreden çıkarılmaksızın mRNA'nın insan hücrelerinin içine sokulabildiğini gösterdi.

2005 yılında Karikó ve Weissman'ın bu "çığır açıcı" çalışmasını okuyan Harvard Üniversitesi'nden kök hücre biyoloğu Derrick Rossi, 2010 yılında, mRNA'nın aşı geliştirmedeki potansiyelini gören Robert Langer ile birlikte mRNA odaklı biyoteknoloji şirketi Moderna'yı kurdu. MRNA ile çalışmaya odaklanan diğer biyoteknoloji şirketlerinden biri de BioNTech'ti. Almanya'da kurulan bu şirket Kariko ve Weissman'ın çalışmaları için lisans aldı, her iki araştırmacı 2013 yılında Biontech yönetim kuruluna girdiler.

2020 yılına kadar, mRNA'ya dayalı biyoteknoloji çalışmalarında, kalp-damar hastalıkları, metabolik hastalıklar ve böbrek hastalıkları, kanserde hedef seçimi ve ender görülen hastalıklar gibi alanlarda mRNA ilaçlarının kullanımı konusunda başarılı sonuçlar elde edilemedi; hücreye mRNA enjeksiyonunun yan etkileri çok fazlaydı.Büyük ilaç şirketlerinin birçoğu bu teknolojiyi kullanmaktan vazgeçerken kimi biyoteknoloji firmaları da daha az etken kullanan, dolayısıyla daha az yan etkiyle karşılacak daha düşük marjlı (yani daha az kârlı) aşı alanına kaydı; Rossi bu stratejik yeni odaklanmanın ardından Moderna'dan ayrıldı.

Aralık 2020'ye kadar hiçbir mRNA ilacı insanlarda kullanılmak üzere henüz ruhsatlandırılmamıştı, ancak hem Moderna hem de Pfizer / BioNTech, mRNA temelli kovid-19 aşıları için acil kullanım izni almaya çok yakındı.

2 Aralık 2020'de İngiltere İlaç ve Sağlık Ürünleri Düzenleme Kurumu, BioNTech / Pfizer'ın BNT162b2 COVID-19 aşısının "yaygın kullanımı" için "acil durum izni" verdi. Kurum Başkanı June Raine, "ruhsatlandırma sürecinde hiçbir ayrıntının es geçilmediğini," aşının "faydalarının her türlü riskten ağır bastığını" açıkladı.

Yani aşı yeni değil ki derken bu zamana kadar hiçbir MRNA aşısı üretilmemiş. Hiçbir konuda tedavi konusunda bir yenilik getirememiş. Ta ki koronaya kadar. Burada da faz 3 çalışmasının sadece 2 aylık ara raporlarla çıkartıldığı söyleniyor. İngiltere aralık ayında acil çıkış izni ile halkına bu aşıyı yapmaya başlamışlardı. Bu acil çıkış izni de aslında olması gerekenden daha erken çıktığını göstermiyor mu? Ölüm sayılarındaki düşmeler aşının başarılı olduğunu gösteriyor. Buna bir şey diyemeyiz. Ancak yan etkileri konusunda halen bir belirsizlik var. Bunu da kabul etmemiz gerekiyor. Bu konuda kesinlikle bir kayıt oluşturulması gerekiyor.

Dostum senin durumundaki insanlara zaten birşey söylemeye hakkımız yok. Kronik rahatsızlık her ne kadar her bünyede olumsuz tepki vermese bile yine de bir risk içeriyor, haklısın.

En büyük yan etki alerjik tepkiler. Onun dışında kol kası ağrısı, yok halsizlik falan bunlar birkaç günde geçecek şeyler. Zaten hastanede boşuna 20-30 dakika bekletmiyorlar, aşı olan kişinin bünyesi alerjik bir reaksiyon verirse hemen müdahale edebilmek için.

O imza olayı da bizim hastanelerin işgüzarlığı, ondan emin olabilirsin. Yurtdışı aşılamalarda böyle bir form imzalanmıyor, o imzalanan formun resmi bir geçerliliği olduğunu da hiç sanmıyorum.