Şimdi Ara

Ölüm ve Sonrası (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
30
Cevap
1
Favori
2.480
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Guest-5966A6FE1 G kullanıcısına yanıt
    Tanrıya inanmayıp öteki dünyadan bahsetmen ironik olmuş

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • Bilim hicbir enerji yok olmaz sadece donusur diyor…

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • _turbo_ kullanıcısına yanıt

    yeniden bedene dönüşeceğinin kanıtı nerede ?  

  • Su kaynayinca buhar olur. Yeniden bedene donusecegini kim soyledi. Baska birsey olur, seni hayatta tutan saf enerji aciga cikar. Ama yok olmazsin.

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • Ölünce bir ışığa doğru çekiliriz ve o yöne gitmemiz gerekir. Daha sonrasında bizi karşılayan bir öte taraf yakınımız ya da rehberimiz olur. Fakat bu döngüden çokça geçmiş deneyimli bir ruhsak ve yolumuzu kendi başımıza bulabileceksek, varacağımız yere kendi başımıza da gideriz. (Bu duruma nadir rastlanır.)


    Ve olaylar gelişir.  

  • Öbür taraf yani ahiret en okkalı evliyası için bile tamamen vuzuha kavuşturulmuş değildir diye nacizane düşünürüm. Ama şuna eminim ki o güç yani kendini birleyen ve isim olarak 99 isim seçen Allah dediğimiz sıfatları ve isimleri ile kendini çok çok yücelten o Tanrı kesinlikle mücizatının ve hariküladeliğinin farkında ve bundan dolayı da dünya da çok ince hesaplar yapmış ve kendini bu güzelliğinin farkında olarak çok yüceltmiştir ve Tanrı:


    Eşleniğini bile alabilecek güçtedir ama hiçbir zaman eşleniği yerine geçmez ve her zaman eşleniğini de kendisinin aynısı olsa da kendisinden bir parça eşleniğinde kalacağı için bu eşleniği tamamen bağımsız bir Tanrı güç olmaz.

  • Titus Lucretius Carus'un bununla ilgili çok güzel bir sözü var. Kelimelerin enerjisi olduğuna inandığım için buraya yazamıyorum ama sözü vardı, araştırmanızı tavsiye ederim.

  • Ben bu konuyu mantık çerçevesinde düşünüyorum. Zerre kadar bir meniye kodlanıyoruz Öyle ki O kodlarda 40 yaşında saçımızın, boyumuzun hangi ölçüde kalacağı bile yazılı ve anne rahmine atılıyoruz. Orada büyüyüp dünya denilen ortama çıkıyoruz. Burada yaşama tutunmamız için öncelik beslenme elma yiyemeyiz, Bunun için tasarlanmış olan Anne vucudu yine Annenin kendi iradesi dışında kendi gögüsleri bizim için süt üretiyor. DAha sonra hayatımızın devamı için gerekli olan oksijen, nem, sıcaklık gibi değerler ise miktarı tam dengeli olarak bulunuyor. Bu dengelerde sapma olsa kesinlikle insan hayatı diye birşey söz konusu bile olamaz. Gözlerimim görebilmesi için Yeryüzünde bulunan elmanın vitaminine ihtiyacım var. Bunu gözlerime götürmem için önce parçalamam gerekli bunun için bana Diş dizayn edilmiş. öğütmem için Mide, Miyede götürmem için boru, sindirebilmem için bağırsak ve gözlerime kadar gelebilmeleri için kan damaları ve bu damarlarda bulunan yuvarlar moleküller tasarlanmış. Yine kendi etrafımda yetişen bu elmanın tuzu, suyu, şekeri, sertliği sanki tam benim biyolojime uygun tasarlanmış. Oysa amazon ormanlarında öyle bitki çeşitleri varki insan biyoloji bunu kesinlekle sindiremez ve hatta zehirleyip ölümüne yol açar. Dünyada yetişen bütün bitkilerde bu şekilde olabilirdi. Yada güneş azıcık yörüngesinde sapsa dünya donar yada yanar. yahut bulutlar milyarlarca küt su taşıyor ama musluğu var gibi toprağın ihtiyacı kadar bırakıyor ve kapanıyor. Bu bulutların sağanak şekilde aylarca aynı şiddette yağmasını alıkoyan şey nedir ? Evet yine milyonlarca doğa olayından biri olan bu sistemin dahi sapması insan hayatının yok olmasına sebep olacak. Ayrıca inek gibi sadece ot yiyerek doyabilirdik. Ama biri bizim herşeyden lezzet almamızı istemiş gibi. Acı diye bir hissimiz var. uyurken ayaklarımın sobada yanmasını önlüyor. yada kolum kırıldı tamir olanan kadar kıpırtatmamam gerektiğini söylüyor ve acıyor. doktora gittiğimde aynı acı sayesinde sorunun nerde olduğunu söylebiliyorum. vs. Benim aklım ve mantığım bu muazzam sistemin arkasında Çok üstün bir düşüncenin var olduğunu söylemekte. Bu sistemi bu şekilde yapan düşünce sizce boşu boşuna mı yapmıştır ? Ben mantığım çerçevesinde buna kendimi inandıramıyorum. Ve sadece aynada kendi anatomime bakarak bile Allah'ın varlığına inanmaktan kendimi alıkoyamıyorum.





  • valla ben bir gün bile yemek yemesem hafıza, bellek, bilinç gidiyor neredeyse. ölünce bu fonksiyonlar kalıcı olarak bozuluyor gibi düşünün işte. enerji yok olmasa da şahsiyetiniz, kişiliğiniz yani sizi siz yapan şeyler var olmayacak.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi teamwork -- 7 Mart 2024; 21:55:7 >
  • Şahsi deneyimime göre ölüm anına en yakın ortam genel anestezi sanırım. Uykudan farklı olarak gözün kapanıyor ve açılıyor zaman kavramı idrakı hiç yok. Tamamen boşluk. Uyku sonrası uyanmada belirli bir zaman geçtiğini idrak edebiliyorsunuz. Bu iki durumda beyin ölümü olmadan yaşam devam ediyor. Beyin ölümde ise gizemli bir noktada aktivite gerçekleşerek bedenin yaşam hafızası ruha transfer olarak bedenden çıkıyor. Sonrası ruhun görüş açısı olsa gerek. Şahsi yorumum bu yönde. Beyin ölümü gerçekleştikten sonra geri dönüş olmadığı için bu sorunun yanıtını canlı bir varlığın vermesi imkansız gibi. Bu uğurda intihar edenler bile biliniyor. Gerisi inancınız ne söylüyorsa onu inanmak sanırım

  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.