Şimdi Ara

Osmanlı Hilafeti'ni Kimler Nasıl Yıkmıştı! (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
156
Cevap
0
Favori
3.984
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kommodor

    Siyasi fikirler sahiplerini ilgilendirir elbette..Karşılıklı saygı çerçevesinde de her konu tartışılabilir..

    AMMMAAA...

    Aranızdan müslüman olmayanlar burada müslüman üyelere İslamı nereden okuyup anlayacaklarını yada nasıl yaşayacaklarını öğretemezler..Buna cür'et edemezler..O arkadaşların dinlerini bizler merak etmiyoruz..Müslümanların neyi okuyacaklarına da bırakın müslümanlar karar versin..


    kusura bakma kardeş Kuran'ın çarpıtılmasına, birkaç sarıklı sakallının oyuncağı olmasına gönlümüz razı olmaz!


    zaman tarikatların zamanıdır ama sanmayın ki hep böyle olacaktır!
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mustafa_ogr

    Ağır ithamların için yine cevap vermek zorunda kaldım. Seni ithamlarını geri çekmeye davet ediyorum. Veya isbatlamanı. Risalelerin herhangi bir yerinde Risalelerin Kuranın yerine geldiğini, geçtiğini söyleyen hatta ima eden bir yer göster yoksa utanmazsan seni burada her mesaj yazışında iftiracı olarak isimlendireceğim...


    Kur’an’ın gizli gerçekleri Risale-i Nur ile birlikte bize iniyor!!

    Neden bunlar bana unutturulmuş, tekrar yazdırılmış?

    Risale-i Nur bu asırda, bu tarihte bir “urvet-ül vüska”dır. Yani çok sağlam, kopmaz bir zincir ve bir “hablullah” yani Allah’ın ipidir.




    Bunlar ne demektir Mustafa_ogr?
  • quote:


    Hilafeti ingilizler kaldırmadı, Mustafa Kemal ve devrimci arkadaşları kaldırdı. Sizin bu söyleminizde sanki İngiltere'den gelen siparişle kaldırılmış gibi bir durum var. Her ne kadar reddetseniz de böyle anlaşılıyor.


    İngiltere'den gelen siparişle kaldırılmadığı ne malum? Bizdeki laiklik ile İngilizlerdeki laiklik çok benzer.. Siz tarih kitaplarında böyle bir şeyden bahsedildiğini duydunuz mu? Niye kurcalama gereği duyulmuyor acaba?

    Peki Haliç önlerinde Bandırma Vapurunu Yüzbaşı Bennett emriyle durduran İngilizler o gemideki yolculara bakınca bunların Anadolu'da bir devlet kurmak için, bir birliktelik sağlamak için gittiklerini düşünmediler mi zannediyorsunuz? Ordu müfettişliği için neredeyse ordu kurmay kadrosunu gönderiyorsunuz? İngilizler de aptaldı zaten, yediler..

    İngilizlerin Lordlar Kamarasında Türkleri Anadolu'ya hapsedilmiş bir devlet olarak görmek istedikleri, 1. dünya savaşının öncesinde yapılmış konuşmalar belgeleriyle mevcut.. İngilizler için Sevr'in stratejik önemi '' 0 '' dır, Misak-ı Milli tabii Musul ve Kerkük hariç ne ise İngilizler için Sevr de odur, Sevr kimin için önemlidir, Yunanlar, İtalyanlar, Fransızlar.. Ayrıca Ruslara karşı tampon bölge ihtiyacını burada Türkler mi daha iyi karşılar yoksa Yunanlılar mı? Yunanlıların Ruslara, İngilizlerden daha yakın olduğu bir gerçekken İngilizlerin neden kayıtsız şartsız Yunan'a destek vereceğini düşünürsünüz?

    Benim kanaatime göre, Misak-ı Milli Sınırları, bizim kurucu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk tarafından İngilizlerle beraber kararlaştırılmıştır.. Tabii Misak-ı Milli hazırlanırken Musul ve Kerkük'te petrol olduğu bilinmiyordu, orada petrol çıkınca sınırlar geriye çekilmiştir..

    Bunların böyle olması benim Atatürk'ün önder ve başarılı lider vasıflarına bakışımı zerre değiştirmez.. Çünkü o da böyle olması gerektiğini biliyordu.. En doğrusunu yapmıştır.. Sonuçta yenilmiştik, iplerimiz İngilizlerin elindeydi, biz de alabildiğimiz kadar ipleri aldık..

    Atatürk ''Geldikleri gibi giderler'' lafını da içi boş söylememiştir heralde, bir anlaşmayla gelip bir anlaşmayla gitmişlerdir..

    Bakın bu konuyla ilgili son günlerden bir yazı..

    http://yenisafak.com.tr/yazarlar/?i=18856&y=YusufKaplan

    quote:

    Evet, dünyanın şifrelerini çözmeye başladık. İyi de aynı başarıyı Türkiye'nin -iç- şifrelerini çözmekte gösterebildiğimizi söyleyebilir miyiz? Bence, hayır. İşte size yakın tarihimizden bir örnek olay:

    Lord Kinross, Lozan görüşmeleri nedeniyle İngiliz parlamentosunda yapılan yoğun tartışmalar sırasında "ecel terleri" döker. İngiliz parlamenterler, Lord Kinross'a "büyük bir fırsat ele geçmişken Türklere neden ölümcül son darbenin vurulmadığını" sorarak kurt İngiliz politikacıyı sigaya çekmeye çalışırlar güya...

    İngiliz hâriciyesi, dünyanın en soğukkanlı, en kıvrak, en "derin" hâriciyesi olduğunu Tanzimat'ın ilanından günümüze gelinceye kadar bizim dâhilî işlerimize, tarihimizin akışını, yönünü tayin edebilecek kadar müdahale ederek ispatlamıştır. İngilizlerin "kanına girdiği" bir milletin türlü "karın ağrıları"yla boğuşmaktan, kimyasının bozulması tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktan kurtulabilmesi öyle kolay değildir.

    İşte bunun en ürpertici örneklerinden biri, İngiliz Parlamentosu'nda bizim kaderimizin tartışıldığı oturumlarda yaşanmıştır. İngiliz parlamenterlerin "derin" soruları ve sorgulamaları karşısında "ecel terleri" döken Lord Kinross, Lozan'da, Türklere yalnızca teritoryal bağımsızlık vermekle asıl büyük ve ölümcül darbeyi vurduklarını insanın kanını donduran şu cümleyle ifade eder: "Lozan'da Türklere teritoryal bağımsızlık verdiğimiz doğru. Ama Lozan'da öyle bir şey yaptık ki, Türkler bu bağımsızlıklarıyla gerçek anlamda bağımsızlıklarını yitirdiler. Bugüne kadar Avrupa'nın başına bela olan Türklerin ruhunu yok ettik. Türkler, bundan böyle kolay kolay toparlanamazlar."

    12 yıl gibi görece uzunca bir süre Londra'da yaşamış biri olarak, İngilizlerin "ruh şifreleri"ni iyi çözdüğümü sanıyorum.

    Modern tarihin yapılmasında, ilk iki sanayi devriminin gerçekleştirilmesinde oynadıkları belirleyici rol, İngilizlerin psişeleri, ruh yapıları ve karakterleri konusunda yeteri kadar fikir verir insana. Sanayi devrimlerinin, yani maddî, ruhsuz gücün mimarlarının İngilizler olması, en azından son iki yüzyılın siyasî ve ekonomi-politik tarihinin şekillendirilmesinde İngilizlerin belirleyici roller oynamasına imkân tanımıştır.

    Son iki yüzyıl boyunca dünya tarihinin yapılmasında İngilizlerin "böl, parçala, yut / yönet" politikaları belirleyici strateji olmuştur. İngilizlerin her kritik dönemeçten kârlı çıkmalarının ama Almanların bütün hâkimiyet girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının nedeni işte bu stratejdir.

    Bunun en ürpertici örneklerinden biri, İngilizlerin Afganisatan'daki dokuma sanayisini çökertmek için başvurdukları yöntemdir: İngilizler, Afganistan'daki dokuma endüstrisini kırk bin Afgan dokumacının parmaklarını keserek çökertmişlerdir. İspanyol, Portekiz, Belçika, Hollanda ve Alman sömürgeciliği gibi, ânında işgal ve topyekûn katletme yöntemi, İngiliz nezaketinin kaldıramayacağı bir yok ediş biçimidir!

    İşte İngilizlerin kahrederek, çıldırtarak, zamana yayarak, elma şekeri vererek, yüzünüze sırıtarak, kimyanızı bozarak, ruhunuzu öldürerek "estetize" yöntemlerle uyguladıkları hâkimiyet kurma stratejisi, Lozan'da da uyguladıkları "derin" stratejiydi. Bizim bu derin stratejiyi anlayabilmemiz için bir hayli "ekmek yememiz" gerekiyor.

    Lord Kinross'un söylediği gibi Lozan'da Türklerin ruhu yok mu edildi gerçekten? "Paçayı zor kurtardığımızı", bizzat Lozan görüşmelerine başkanlık eden İsmet Paşa'nın şu ürpertici sözü çok iyi özetler: "Artık 100 yıl daha rahat nefes alabiliriz."

    Bu söz, çok derin ve şifreli bir söz. Ne yani, 100 yıl sonra, "işler yolunda gitmezse, işimiz yaş" mı demek istiyor Paşa? Hangi işler? Ve işlerin yolunda gitmesi veya gitmemesi ne demek? En önemlisi de, Türkiye, ne'yin karşılığında, ne'den vazgeçti acaba?

    Dünyanın şifrelerini çözmeye başladık ama görüldüğü gibi Türkiye'nin şifrelerini çözebilmek o kadar kolay değil.




  • İngiltere'nin hilafet siyasetini bilmeyenlere ne anlatıp duruyorsunuz, zahmete değemez. Sadece bir cümle yazayım. İngiltere her zaman kendi kontrolünde bir hilafet istemiştir, ta 1880'li yıllardan itibaren.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mustafa_ogr


    quote:

    Orijinalden alıntı: münzevii

    "Hucurat 13: Muhakkak ki Allah katında en üstününüz, en takvalınızdır."


    Üfff be manzaraya bakın, inananı da inanmayanı da herbiri İslam alimi. Ama garabete bakın ki daha ne ayet ne hadis bunun farkında değiller. Sabahtan beri az çok Kur'an ile irtibatı olan herkesin çok iyi bildiği bir ayeti hadis diye tartışıp duruyorsunuz. Herkes de çok iyi bir Kur'an okuyucusu burada değil mi. Ne inanan neye inandığını biliyor, ne de inkar eden neyi inkar ettiğini. Kör döğüşü dedikleri tam da bu olsa gerek.


    Birader Veda Hutbesini açıp okursan, "arabın aceme, acemin araba üstünlüğü yoktur, üstünlük ancak takvadadır" tercümesini göreceksin.

    İmam Münâvî'nin Feyzu'l-Kadîr isimli hadis kitabında İbni Abbas'tan şu mealde bir hadis-i şerif rivayet edilir: "Üç hasletten dolayı Arabı seviniz: Çünkü ben Arabım, Kur'ân-ı Kerim Arapça olarak nazil olmuştur, Cennet ehlinin konuştukları dil Arapça’dır."

    @kommodor
    Bilmiyorsan öğreneceksin bu kadar basit.Unutma ki biz de bir zamanlar muslümandık.Ve sizin gibi bu bize bir nevi takım sevgisi olarak kalmadı araştırıp okuduğumuzdan inançsızsız.Fanatizm yapmıyoruz burada




  • Birileri zekasını yorumlar ve bilgisiyle fazla zorlamasın bence!

    " Benim kanaatime göre, Misak-ı Milli Sınırları, bizim kurucu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk tarafından İngilizlerle beraber kararlaştırılmıştır.. Tabii Misak-ı Milli hazırlanırken Musul ve Kerkük'te petrol olduğu bilinmiyordu, orada petrol çıkınca sınırlar geriye çekilmiştir.. "

    Alttaki bunu yalanlıyor, İngilizler ve Royal Dutch Shell o bölgeyi iyi bilir, bilmeyen sizsiniz! Taa 1860 'lardan bu yana bölge neft (petrol) bölgesidir!
    İngilizler ve sizin iddia ettiğiniz kadarıyla ingiliz Ajanı Mustafa Kemal bunları iyi biliyor olmalıdır!
    Sizin bunu kasıtlı yaptığınızı zannetmiyorum, siz yalnızca böylesiniz!

    http://www.jstor.org/pss/1774893

    Yalnızca İngilizler değil bilmemesiyle meşhur olan, barış anlaşmalarında ada filan unutan Osmanlı'da bilmektedir burada Petrol bulunduğunu! TBMM Kütüphanesinden rahatlıkla bölge petrol yatakları hakkında padişaha sunulmuş raporlardan bahsedilen belgelere ulaşılabilir Googıllayıp!

    http://kutuphane.tbmm.gov.tr:8088/2007/200703001.pdf



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neommy -- 2 Mart 2010; 19:44:03 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35

    İngilizler, Amerikalılar dini liderler vasıtası ile İslam coğrafyalarını çok kolay güderler.
    Halife "yüce koruyucu" diye İngilize selam durmuştur.
    Mekke emiri Şerif Hüseyin "yüce koruyucum" diyerek kabesini İngilize çevirmiştir.
    Faisal İngiliz kucağında siyaset yapmıştır.
    Dolayısı ile hilafeti kaldırmak İngilizin asla istemeyeceği bir şeydir.

    Bugün, nakşilerin en büyük şeyhi Nazım Kıbrısi İngilizin İslam dünyasındaki neferidir.
    Bush'u da, Prens Charles'ı da Müslüman diye yutturmaya kalkışır saf müridlere.
    Niye acaba?
    Ne Bush ne de Charles Müslüman olmadığı halde böyle bir yalan bunlara tam itaati sağlamak için değilse başka ne amacı güdebilir?
    F. Gülen niye Amerikada ikamet etmektedir?
    Niye bir kez olsun İsrail'i ve Amerika'nın İslam coğrafyalarını işgalini kınamamıştır?
    Kurduğu güya Türk okullarından mezun olan yerel ülke prensleri niye hep Amerikan sömürgeciliğine çalışır?

    Dincide akıl yoktur sevgili gençler. Bir kez olsun kafasını bu sorularla meşgul etmez. Bu yazıyı okuduğunda eyvah günah mı işledim diye ürperir. Sınırsız öfke nöbetlerine girer. Çünkü dindar değil dincidir. Dünya gerçekleri ile bir ilgisi yoktur.





    Gördüğünüz gibi Fethullah Gülen'den farklı düşünüyorlar...


     Osmanlı Hilafeti'ni Kimler Nasıl Yıkmıştı!




  • quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35


    quote:

    Orijinalden alıntı: mustafa_ogr

    Ağır ithamların için yine cevap vermek zorunda kaldım. Seni ithamlarını geri çekmeye davet ediyorum. Veya isbatlamanı. Risalelerin herhangi bir yerinde Risalelerin Kuranın yerine geldiğini, geçtiğini söyleyen hatta ima eden bir yer göster yoksa utanmazsan seni burada her mesaj yazışında iftiracı olarak isimlendireceğim...


    Kur’an’ın gizli gerçekleri Risale-i Nur ile birlikte bize iniyor!!

    Neden bunlar bana unutturulmuş, tekrar yazdırılmış?

    Risale-i Nur bu asırda, bu tarihte bir “urvet-ül vüska”dır. Yani çok sağlam, kopmaz bir zincir ve bir “hablullah” yani Allah’ın ipidir.




    Bunlar ne demektir Mustafa_ogr?





    yav diyoruz ya işte adamlar sapkın! bildiğin yoldan çıkmış, sapkın! onlara göre cennet kendi tekellerinde!
    anahtarı nursuz nursinin risalesi!

    Kuran sırlarla dolu, her milletin-ırkın-insanın anlayamayacağı gizemli öğretiler kitabı bunlara göre ve sadece nursi'nin risalesini okuyanlar dine muvafık olabilirler.

    nurculara nursuz dediğimizde o yüzden dinsizlikle suçlarlar, nede olsa Kubilay'ların başınıda öyle kesmişlerdi.

    Burada propaganda yapıyor bir zamanlar rock dinleyen, kültürlü bir üniversiteli öğrenciyim, felan ayaklarına yatıyor, sizin bizim dini bilgimizi sorguluyor ama acaba feto gülen'in fetva verecek derece dini bilgisi olmadığını biliyor mu? sorgulayabilmiş mi hiç?

    sorgulamak ne demek, Allahın kelamını değiştirip Modern Yorumu diyebilirler ama hoca efendilerinin ayakkabısındaki toza kurban olurlar, eleştirmek ne hacet!




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    Birileri zekasını yorumlar ve bilgisiyle fazla zorlamasın bence!

    " Benim kanaatime göre, Misak-ı Milli Sınırları, bizim kurucu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk tarafından İngilizlerle beraber kararlaştırılmıştır.. Tabii Misak-ı Milli hazırlanırken Musul ve Kerkük'te petrol olduğu bilinmiyordu, orada petrol çıkınca sınırlar geriye çekilmiştir.. "

    Alttaki bunu yalanlıyor, İngilizler ve Royal Dutch Shell o bölgeyi iyi bilir, bilmeyen sizsiniz! Taa 1860 'lardan bu yana bölge neft (petrol) bölgesidir!
    İngilizler ve sizin iddia ettiğiniz kadarıyla ingiliz Ajanı Mustafa Kemal bunları iyi biliyor olmalıdır!
    Sizin bunu kasıtlı yaptığınızı zannetmiyorum, siz yalnızca böylesiniz!

    http://www.jstor.org/pss/1774893

    Yalnızca İngilizler değil bilmemesiyle meşhur olan, barış anlaşmalarında ada filan unutan Osmanlı'da bilmektedir burada Petrol bulunduğunu! TBMM Kütüphanesinden rahatlıkla bölge petrol yatakları hakkın padişaha sunulmuş raporlardan bahsedilen belgelere ulaşılabilir Googıllayıp!

    http://kutuphane.tbmm.gov.tr:8088/2007/200703001.pdf



    Sallıyorlar deyince seviyeyi düşürmekle itham ediyorlar ama yaptıkları eylem başka hangi kelime ile ifade edilebilir. Buraların II. Abdülhamit tarafından özel mülkiyetine geçirdiği bilinir.

    @Taşralı; müridlerin hür iradeleri olmayıp, ellerine ne tutuşturulursa onları taşır, hangi sloganları bağırmaları istenirse onları bağırırlar. Düşünce müridlerde ne arar? Eğer iradeleri ile yapıyor olsalardı Cuma eylemleri akepe iktidarı ile son bulur muydu?!...




  • paganra, senin seviyende anlatmak için aynı mesajları defalarca yazmak zorunda kalıyorum. Daha celcelutiyeden neden bahsettiğimi bile anlayamamışsın. Sen yüksek aklınla Kuran ve Allah'ı bilirim diyorsun. Halbuki Kuran, Muhammedurresulullah der ve Resulullah'a tabi olun diye emreder. Öte yandan Peygamber'e Celcelutiye'yi vahiy ile gönderir. Ve sen diyorsun ki haşa "kıytırık Celcelutiye". Vahyin daha ne olduğunu bilmiyor musun? Allah'ın gönderdiğine sen güya Allah'a ve Kuran'a inanan birisi olarak nasıl bu şekilde tahkir edebiliyorsun? Hem tabi olun diye emredilen Peygamberin sözlerini hayatını kabul etmiyor musun ki Peygamberin Hz. Ali'ye yazdırdığı bu kitaba bu şekilde tahkir ediyorsun?

    Öte yandan güya bilirim dediğin Kuran, Ahiretten bahseder. Bana Ahiretin varlığını isbatlayabilir misin? Kaderin ne olduğunu izah edebilir misin? Vahdaniyyet ile Ehadiyyet arasındaki farkı izah edebilir misin? Rahman ne demek izah edebilir misin?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35


    quote:

    Orijinalden alıntı: mustafa_ogr

    Ağır ithamların için yine cevap vermek zorunda kaldım. Seni ithamlarını geri çekmeye davet ediyorum. Veya isbatlamanı. Risalelerin herhangi bir yerinde Risalelerin Kuranın yerine geldiğini, geçtiğini söyleyen hatta ima eden bir yer göster yoksa utanmazsan seni burada her mesaj yazışında iftiracı olarak isimlendireceğim...


    Kur’an’ın gizli gerçekleri Risale-i Nur ile birlikte bize iniyor!!

    Neden bunlar bana unutturulmuş, tekrar yazdırılmış?

    Risale-i Nur bu asırda, bu tarihte bir “urvet-ül vüska”dır. Yani çok sağlam, kopmaz bir zincir ve bir “hablullah” yani Allah’ın ipidir.




    Bunlar ne demektir Mustafa_ogr?



    Bunların hangisi Risaleleri Kuran'ın üstünde tutuyor? Kuran'ın sırlarını ortaya koyması, Kuranın mucizeliğini artırır... ikincisini neden yazdığını hiç anlamadım... her insan kullanır böyle tabirleri.... Üçüncüsünde de yine Risalelerin çok sağlam delilleri olduğunu anlatmaya çalışan benzetim olarak kopmaz zincir denmiş veya Allah'ın ipi denmiş. Yahu bu kadar da komik olmayın... Eğer bunlar Risaleler'in Kuran'dan üstün olduğunu iddia eden cümleler ise, aramızdan bazıları haşa Atatürk'e ilahlık veriyor size göre...




  • @Lehrer35:
    Evet, seviyeyi düşürüyor denilmesi bir hoş! Ben oturup garip bulduğum birşeyi yarım saat araştırmak zorunda kalıyorsam karşımdaki bunu ödemeli bence! Ama galiba Hazardousmen bu konuda acemi. Yoksa bazıları daha soyut ifadeler kullanıyorlar ve ne söylediklerinin anlaşılması ve yanlışlarının saptanması çok zor oluyor! Kaçacak bir delikleri hep oluyor yuvarlak konuşmalarından dolayı!
  • quote:

    Orijinalden alıntı: nietzsche

    quote:


    Birader Veda Hutbesini açıp okursan, "arabın aceme, acemin araba üstünlüğü yoktur, üstünlük ancak takvadadır" tercümesini göreceksin.

    İmam Münâvî'nin Feyzu'l-Kadîr isimli hadis kitabında İbni Abbas'tan şu mealde bir hadis-i şerif rivayet edilir: "Üç hasletten dolayı Arabı seviniz: Çünkü ben Arabım, Kur'ân-ı Kerim Arapça olarak nazil olmuştur, Cennet ehlinin konuştukları dil Arapça’dır."

    @kommodor
    Bilmiyorsan öğreneceksin bu kadar basit.Unutma ki biz de bir zamanlar muslümandık.Ve sizin gibi bu bize bir nevi takım sevgisi olarak kalmadı araştırıp okuduğumuzdan inançsızsız.Fanatizm yapmıyoruz burada


    Arabı sevmenin, arap olmayanı sevmeyin anlamına geldiğini iddia edemezsiniz.. Bir hadiste de "erkek çocuklarını sevin" buyrulur... Kız çozuklarını sevmeyelim mi diye sorulduğunda da, "onlar zaten kendisini sevdirir" buyurdular...

    ------------------

    Öte yandan ne haddinize ki bizim nasıl iman ettiğimizi iddia edebiliyorsunuz? Sen kimsin ki? İşiniz gücünüz aklınıza sığıştıramayınca siz şöylesiniz, siz böylesiniz... Sanane ki.. istersem ben giderim keçiye taparım.. sana mı soracağım? Ben 20 yılımı senin eskiden müslüman olduğunu sandığın gibi kendimi müslüman sanarak yaşadım. 20 yaşımdan sonra anladım benim ne kadar zayıf bir müslüman olduğumu.. çünkü okuyup araştırmaya başladım....




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mustafa_ogr


    quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35


    quote:

    Orijinalden alıntı: mustafa_ogr

    Ağır ithamların için yine cevap vermek zorunda kaldım. Seni ithamlarını geri çekmeye davet ediyorum. Veya isbatlamanı. Risalelerin herhangi bir yerinde Risalelerin Kuranın yerine geldiğini, geçtiğini söyleyen hatta ima eden bir yer göster yoksa utanmazsan seni burada her mesaj yazışında iftiracı olarak isimlendireceğim...


    Kur�an�ın gizli gerçekleri Risale-i Nur ile birlikte bize iniyor!!

    Neden bunlar bana unutturulmuş, tekrar yazdırılmış?

    Risale-i Nur bu asırda, bu tarihte bir �urvet-ül vüska�dır. Yani çok sağlam, kopmaz bir zincir ve bir �hablullah� yani Allah�ın ipidir.




    Bunlar ne demektir Mustafa_ogr?



    Bunların hangisi Risaleleri Kuran'ın üstünde tutuyor? Kuran'ın sırlarını ortaya koyması, Kuranın mucizeliğini artırır... ikincisini neden yazdığını hiç anlamadım... her insan kullanır böyle tabirleri.... Üçüncüsünde de yine Risalelerin çok sağlam delilleri olduğunu anlatmaya çalışan benzetim olarak kopmaz zincir denmiş veya Allah'ın ipi denmiş. Yahu bu kadar da komik olmayın... Eğer bunlar Risaleler'in Kuran'dan üstün olduğunu iddia eden cümleler ise, aramızdan bazıları haşa Atatürk'e ilahlık veriyor size göre...


    Anlamazlıktan geliyorsanız o zaman kimseyi müfterilikle suçlarım diye tehdit etmeyeceksiniz.

    İndirilmiş diyor siz mucizeliği gösterir diyorsunuz. Ne indirilir? İndirilmiş midir Risaleler, yoksa yazılmış mıdır?
    Düpedüz indirilmiş diyorsa daha burada ne kıvırtması yapılabilir?

    Yazdırılma tiyatrosu nedir? Bu kitaplar yazdırılmış mıdır? Yazdırılma vahiy değil midir? Bu zat-ı muhterem kendini peygamber olarak göstermeye çalışmıyor mu?

    Risale-i Nur'a kutsal kitap muamelesi çekmekte neyin nesi? Kutsal kitaplar belli değil mi? Kişinin yazdığı kitap nasıl Allah'ın kopmaz ipi oluyor?

    Buna benzer daha neler var da ben arkadaşı tehdit etmenize dayanamadım, bundan müdahil oldum aranızdaki polemiğe. Bilmemek değil öğrenmemek suç...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35


    quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    Birileri zekasını yorumlar ve bilgisiyle fazla zorlamasın bence!

    " Benim kanaatime göre, Misak-ı Milli Sınırları, bizim kurucu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk tarafından İngilizlerle beraber kararlaştırılmıştır.. Tabii Misak-ı Milli hazırlanırken Musul ve Kerkük'te petrol olduğu bilinmiyordu, orada petrol çıkınca sınırlar geriye çekilmiştir.. "

    Alttaki bunu yalanlıyor, İngilizler ve Royal Dutch Shell o bölgeyi iyi bilir, bilmeyen sizsiniz! Taa 1860 'lardan bu yana bölge neft (petrol) bölgesidir!
    İngilizler ve sizin iddia ettiğiniz kadarıyla ingiliz Ajanı Mustafa Kemal bunları iyi biliyor olmalıdır!
    Sizin bunu kasıtlı yaptığınızı zannetmiyorum, siz yalnızca böylesiniz!

    http://www.jstor.org/pss/1774893

    Yalnızca İngilizler değil bilmemesiyle meşhur olan, barış anlaşmalarında ada filan unutan Osmanlı'da bilmektedir burada Petrol bulunduğunu! TBMM Kütüphanesinden rahatlıkla bölge petrol yatakları hakkın padişaha sunulmuş raporlardan bahsedilen belgelere ulaşılabilir Googıllayıp!

    http://kutuphane.tbmm.gov.tr:8088/2007/200703001.pdf



    Sallıyorlar deyince seviyeyi düşürmekle itham ediyorlar ama yaptıkları eylem başka hangi kelime ile ifade edilebilir. Buraların II. Abdülhamit tarafından özel mülkiyetine geçirdiği bilinir.

    @Taşralı; müridlerin hür iradeleri olmayıp, ellerine ne tutuşturulursa onları taşır, hangi sloganları bağırmaları istenirse onları bağırırlar. Düşünce müridlerde ne arar? Eğer iradeleri ile yapıyor olsalardı Cuma eylemleri akepe iktidarı ile son bulur muydu?!...








    Bu insanlara inançlarına zıt olan bir fikri söyletmek mümkün değil... Bu insanları aptallıkla, sürü olmakla itham edip duruyorsunuz. Niye illaki hakaret etmeye çabalıyorsunuz... Zalimleri lanetleme eylemi güzeldir, kim yaparsa yapsın. Hem mürid olduklarını, bir tarikate bağlı olduklarını nasıl anladınız?

    "Kocaeli Gönüllü Kültür Teşekkülleri Platformu tarafından düzenlenen başörtüsüne özgürlük eylemi 249. Haftasına girdi. "


     Osmanlı Hilafeti'ni Kimler Nasıl Yıkmıştı!




  • quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35


    quote:

    Orijinalden alıntı: mustafa_ogr


    quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35


    quote:

    Orijinalden alıntı: mustafa_ogr

    Ağır ithamların için yine cevap vermek zorunda kaldım. Seni ithamlarını geri çekmeye davet ediyorum. Veya isbatlamanı. Risalelerin herhangi bir yerinde Risalelerin Kuranın yerine geldiğini, geçtiğini söyleyen hatta ima eden bir yer göster yoksa utanmazsan seni burada her mesaj yazışında iftiracı olarak isimlendireceğim...


    Kur�an�ın gizli gerçekleri Risale-i Nur ile birlikte bize iniyor!!

    Neden bunlar bana unutturulmuş, tekrar yazdırılmış?

    Risale-i Nur bu asırda, bu tarihte bir �urvet-ül vüska�dır. Yani çok sağlam, kopmaz bir zincir ve bir �hablullah� yani Allah�ın ipidir.




    Bunlar ne demektir Mustafa_ogr?



    Bunların hangisi Risaleleri Kuran'ın üstünde tutuyor? Kuran'ın sırlarını ortaya koyması, Kuranın mucizeliğini artırır... ikincisini neden yazdığını hiç anlamadım... her insan kullanır böyle tabirleri.... Üçüncüsünde de yine Risalelerin çok sağlam delilleri olduğunu anlatmaya çalışan benzetim olarak kopmaz zincir denmiş veya Allah'ın ipi denmiş. Yahu bu kadar da komik olmayın... Eğer bunlar Risaleler'in Kuran'dan üstün olduğunu iddia eden cümleler ise, aramızdan bazıları haşa Atatürk'e ilahlık veriyor size göre...


    Anlamazlıktan geliyorsanız o zaman kimseyi müfterilikle suçlarım diye tehdit etmeyeceksiniz.

    İndirilmiş diyor siz mucizeliği gösterir diyorsunuz. Ne indirilir? İndirilmiş midir Risaleler, yoksa yazılmış mıdır?
    Düpedüz indirilmiş diyorsa daha burada ne kıvırtması yapılabilir?

    Yazdırılma tiyatrosu nedir? Bu kitaplar yazdırılmış mıdır? Yazdırılma vahiy değil midir? Bu zat-ı muhterem kendini peygamber olarak göstermeye çalışmıyor mu?

    Risale-i Nur'a kutsal kitap muamelesi çekmekte neyin nesi? Kutsal kitaplar belli değil mi? Kişinin yazdığı kitap nasıl Allah'ın kopmaz ipi oluyor?

    Buna benzer daha neler var da ben arkadaşı tehdit etmenize dayanamadım, bundan müdahil oldum aranızdaki polemiğe. Bilmemek değil öğrenmemek suç...




    Evet indirilmiştir diyor orayı gördük zaten. Bir kitap yazılmadan önce manadır. Manalar önce nereye gelir? Kalbe gelir. Nereden gelir? Gaybdan gelir. Gayb nedir? Allah'ın ilminde olan bizim ilmimizde olmayandır. Allah'ın ilminden bizim kalbimize geliyorsa buna ne denilebilir? Elbette indiriliyor tabiri kullanılabilir. en küçük bir arı da ilham ile yolunu gider bulur. Bu da Allah'ın ilhamının arıya inmesiyle olur. Eee bu durumda ben arıyı peygamber, o inen ilhamı da ayet olarak mı ilan etmiş oluyorum...

    Yahu ben bu kadar yıldır okuyorum da bu güne kadar böyle bir mana çıkaramadım, helal sizin aklınıza doğrusu....

    Öte yandan Risalelerin Kutsal kitap olduğuna yönelik herhangi bir mesajı da olmamakla birlikte, Allah'ı anlatan herşey kutsaldır, mübarektir. Kutsal ayrıdır Kelamullah, Ayetullah, Emrullah ayrı şeylerdir... Hatta üzerinde hadis veya ayet yazılı olan takvim yaprakları bile kkutsal sayılır ve yere atılmaz. Mesela Bayrak da kutsaldır... O da mı Ayet oluyor...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mustafa_ogr -- 2 Mart 2010; 20:45:45 >




  • Risaleler ilhamla mı yazıldı ve ilham ile vahiy ilişkisi sorusuna bir Risale-i Nur talebesinin cevabı.

    http://www.sorularlarisale.com/subpage.php?s=article&aid=9298
  • Allah akıl fikir versin.

    quote:

    Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.
    A’râf / 179

    Vay o kimselere ki, elleriyle Kitab’ı yazarlar, sonra da onu az bir karşılığa değişmek için, “Bu, Allah’ın katındandır” derler. Vay ellerinin yazdıklarından ötürü onların hâline! Vay kazandıklarından dolayı onların hâline!
    Bakara 2/ 79
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mustafa_ogr

    Eğer bu saydıklarımı cevaplayamazsanız, adi bir iftiracısınız çünkü yalan yanlış şeyler itham ediyorsunuz...



    Bu sözleri en son duyduğumda sonu kötü bitmişti, kendine güvenme fazla
  • Osmanlı'da hiç olmazsa bir Sultan vardı, Bugün Türkiye Bürokratik Vesayet Cumhuriyetin'de binlerce sultan var, maşallah her biri birer padişah kimse dokunamıyor, biliyorsunuz siz onları. 2007'den bu yana yavaş yavaş dokunulmaya başlandı, sizin anlayacağınız Saltanat şimdi kaldırılıyor ufak ufak..
  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.