Şimdi Ara

Oyun Önerileri

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
11
Cevap
1
Favori
3.560
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Her oynadığım yeni oyunun değerlendirmesini güncel olarak yazmaya çalışacağım bir konudur.
    Mavi renkle yazdıklarım iyi, Kırmızı renkle yazdıklarım kötü oy almıştır.

    Kılıçlı oyun seviyorsanız Mount & Blade denen Türk yapımı bir oyun var. Oyunda 1 karakter yapıp onunla maceraya atılıyorsun, ordular kurup savaşlar yapıyorsun. Günün birinde bir Lord mu yoksa kocaman bir ordu tarafından yenilgiye uğratılmış esir mi olacağını, Lordken sefil sefilken Lord mu olacağını oyundaki hareketlerin belirleyecek.
    (Yani 233 kişilik bir orduya 75 kişi girmek yerine topuk yaparsan Lordken sefil olmazsın )
    Yalnız Mount&Blade'in şu anda 4 oyunu bulunmakta. Daha dün ilk Mount&Blade'i indirdim ve şok oldum. Resmen adamlar kalas gibi kılıç savuruyorlar ve grafik bakımından bayağı geride. O yüzden Mount&Blade : Warband candır. Uzun süre online da oynadım zaten. Hem kılıç kullanma teknikleri hem zırhlar bakımından çok çok ilerde. Mount&Blade : Fire and Sword'u tavsiye etmem. Güzel oyun ama silahlı dönemi anlatıp zırh ve oynanış bakımından Warband kadar eğlenceli değil. Bence sırf çeşitlilik için çıkarılmış bir oyun, çok beğenmedim. (Sen yine de bak belki ilgini çeker.) Son oyun ise Napoleonic Wars. Bu oyunu oynamamama rağmen olumlu yorumlar geldi. Ona da bakabilirsin ama silah yani süngülü tüfek ağırlıklı oyun.

    Strateji oyununda yeni bir bakış açısı arıyorsan The Settlers VI : Rise of an Empire önerebilirim. Şimdi alışık olduğumuz Stronghold ve Age of Empires gibi oyunlar savaşmayı önde tutarlar. Bu oyun ise savaş olarak biraz geri planda ama gerçekçilik bakımından epey iyi. Stronghold ne kadar tarlalarda buğdayı yetiştir sonra gel onu una çevir en sonunda ver fırına ekmek olsun onu halkına yedirirsin veya al şu tahtayı ok ustası onu oka çevirsin okun kadar adam basabilirsin gibi gerçekçi sistemler koysa da surlara okçu yerleştirebilsek de grafikleri pek iyi olmadığı için biraz rahatsız eder. İşte bu oyunda biraz daha güzel grafiklerle gerçekçi oyun oynayabilirsin. Mesela Balıkçı yaptın dere kenarına, o adam balık tuttu getirdi Storehouse'a sonra Balık Dükkanı onu kızartıp yemek olarak sundu. Oduncu o yemeği aldı ve yedikten sonra işine devam etti. Eğer Oduncu o yemeği yiyemezse çalışmayı reddeder ve odun getirmez. Bu sorun kısa zamanda diğerlerine de yayılabilir o yüzden ihtiyaçları karşıla. He ama 1 tür yemek olsun oyunun sonuna kadar gidiyim yok bu oyunda. Mevsimler değiştiği için kış ayında dere donar ve balık tutamazsın. Aynı zamanda Buğday tarlası da donar ekmek yapamazsın. Bu yüzden Avcıların olmalı ki gidip hayvan avlasın o da kızarmış ete çevrilip halka sunulsun. Dediğim gibi gerçekçi ama savaş bakımından zayıf bir oyun. İnternette biraz araştır belki seversin.

    Başka bir strateji oyunu önerim Europa Universalis III. IV'ü de önerirdim ama bu daha düşük sistemli ve ben onu oynadığımda çok karışık gelmişti bence daha kolayından başla. Şimdi bu oyunda ne savaşı kendin yönetebiliyorsun ne de şehrini düzenleyebiliyorsun. Ama dur! Hemen yorum yapma, bu oyunda ülkenin ekonomisi, dini ve dış politikası senin elinde. Dünyanın belli yerlerindeki ticaret merkezlerine Tüccar göndererek sana para göndermelerini sağlıyorsun. Tabi o merkezlerde senin koltuğunu almak isteyen yüzlerce, binlerce başka tüccar olduğu için o koltuk gerçekten önemli (Özellikle Venedik'te. Venedik en verimli ticaret merkezlerinden biri ve eğer orada 5 tüccarın -En fazla 5 oluyor- varsa zenginsin demektir.). Ayrıca oyun gerçekten çok ayrıntılı. Ülke politikan mesela, çok önemli. Teknolojini Osmanlı İmparatorluğu gibi kara kuvvelerine mi harcayacaksın yoksa Fransa, İngiltere gibi deniz ve keşiflere mi harcayacaksın. Ne demiş Yavuz Sultan Selim, "Denizlere hükmedemeyen imparatorluk Cihan İmparatorluğu olamaz.". Bu oyunda gerçekten öyle çünkü belli bir yıla kadar karada esip gürleyebiliyorsunuz. Bir süre sonra Avrupalılar Coğrafi Keşiflerle Amerika ve Güney Afrikayı bulunca ticarette deli gibi gelişip ordularına fazla fazla yenilik yapıyor, günümüz tarih kitaplarını kaplayan olaylara benzer olaylar ile karşı karşıya kalmamızı sağlayacak olaylar yaşatıyorlar. Öyle kafanıza göre herkese saldıramıyorsunuz. Infamy denen lanet şey kırmızı olunca devletler size karşı cephe alıyor ve bir anda 4 5 devlet Ally ve Vassalları ile size savaş açabiliyor. Aynı zamanda bir devletten uyarı aldıysanız birine savaş açtığınız an o da size savaş açabiliyor. Gerçekten kapsamlı bir oyun bu oyunu burada tamamen anlatamam ama araştırırsanız bu da çok çok güzel bir oyun. Zira sabahlara kadar 3 kişi küçücük bir ada devleti olan The Knights'ı (Rodos Şovalyeleri) büyütme çabasına girmiştik.

    Bu söylediklerin bana yaramıyor, ben silahlı oyun istiyorum dersen pek o türe hakim olmasam da Far Cry diyebilirim. Crysis'i önermedim kaldırır mı bilmiyorum ama bunu kaldırır heralde. Crytek ile yapılmış ilk oyundu sanırım ve Far Cry 2 ve Far Cry 3'ten zevk aldıysan ilk oyunlarını da dene çünkü gerçekten bir sürü olumlu yorumu var. "Adeta bir filmin içinde ileryormuşsun gibi" yorumu fazlasıyla kullanılan yorumlardan. Aynı 2 ve 3'te olduğu gibi. Daha az kapsamlı ama oynanabilir. He bir de hep oynamak istediğim ama bir türlü kısmet olmayan Homefront var ama düşük sistemli değil galiba o. (Bu oyun Düşük Sisteme öneridir)

    Madem film gibi oyunlara girdik, o zaman size Indigo Prophecy (Fahrenheit) diyebilirim. Oyun grafik olarak GTA : Vice City gibi, fakat oyun tek kelimeyle mükemmel. Hatta birkaç gündür oynamıyorum, hemen oynayıp bitirmeyeyim diye. (Oyunu biraz öveyim) Şimdi eğer bu oyunu internetten araştırırsan yorumlar şöyle olacak :

    -Bugüne kadar oynadığım oyunların içerisinde en iyisi diyebilirim. 3 farklı karakterin yönetilmesi, hikayesi, günlük hayatta yaptığımız aktiviteler oyunun müthiş olmasını sağlayan etmenler.

    -Abartısız söylüyorum oynadığım en iyi ve karakterli oyundur. Defalarca bitirdim fakat türkçe yamasını en kısa zamanda indirip tekrar oynayacağım.

    -Oyunu Türkçe yama ile bitirdim gerçekten müthiş bir oyun. Daha doğrusu film :) Bunun nasıl 2. sini falan çıkartmamışlar veya buna benzer bunun çakması oyunlar çıkmamış şaşırdım doğrusu, gerçekten çok mükemmel bir oyun herkese tavsiye ederim.

    -Hayatımda oynadığım en iyi adventure oyunu. Grafikleri biraz daha iyi yapabilselerdi hayatımda oynadığım en iyi oyun olabilirdi.

    Bu yorumların yanı sıra "Bu oyunu oynamayan Gamer'ım demesin" de var. Yani dört dörtlük bir oyun. Oyunu burada sana anlatsam çok uzun olur o yüzden sen bu yorumlardan yola çıkarak oyunu bir araştır.

    Başka bir Adventure tarzı oyun önerisi sana, How to Survive. Oyuna esrarengiz bir şekilde adaya çarpmış geminin tek sağ kalan kişisi olarak başlıyorsun. Oyundaki amacın Kovac denen sempatik bir adamın adada sağ kalabilmen için yaptığı bir rehber yardımıyla çeşitli şeyler öğrenip hayatta kalarak buradan kurtulman. Oyunun iyi yanı eğer bilgisayara bağlanabilir bir oyun kolu varsa 2 kişi gerçekten eğlenceli bir şekilde oynayabiliyorsunuz. Adadaki her malzemeyi değerlendirebiliyorsunuz. Mesela bitkilerin arasında bir meyve aldınız, (Tropik Meyve) boş şişenin içine su doldurup bununla craft edince Limonata oluyor ve susuzluk giderip can veriyor (Candan emin değilim). Mesela yerde kemik buldunuz, kılıcınızla kesip parçalara ayırıp onu zırhınızla craft edince güçlendirilmiş bir zırh oluyor. Rehber yardımıyla çeşitli el yapımı silahlar da yapabiliyorsunuz ve onları güçlen diriyorsunuz. Oyunda bir hikaye de var. Ayrıca 3 tane ada var ve hikaye bu 3ünün arasında geçiyor. Gece olunca fenerlerinizi veya meşalenizi yakın çünkü diğer canavarlardan daha farklı bir canavar size saldırabilir (Bu rehberde anlatılıyor), ve onun tek korktuğu şey ışık. Bu oyunu internette araştır, güzel oyun.

    Çok tavsiye etmediğim ama hem ücretsiz olup hem de arkadaşlarınla mikrofonlu konuşarak zaman geçirebileceğin bir zombi oyunu var. No More Room in Hell. Oyun zombi oyunu evet fakat sadece koşarak size saldırıp fazlaca darlayan zombi çocuklar ve normal zombiler var. Bir de eğer arkadaşınız (Başka bir oyuncu) ölürse diğer zombilerden hızlı bir zombi olarak diriliyor. Oyunda silah çok büyük sıkıntı. Eğer serverda sınırsız mermi kuralı yoksa aldığınız silahla bir kaç kez ateş edebiliyor, ve geri kalan zamanı mermi arayarak geçiriyorsunuz. Oyunun farklı farklı şekilleri var. Mesela Left 4 Dead gibi kaçarak kurtulmaya çalışma ve Waveli zombilerle savaşmalar mevcut. Eğer bir zombi tarafından ısırılırsanız pill kullanarak hastalığınızı iyileştiriyorsunuz, eğer zombi bir yerinizi keser ve kanamaya başlarsa bandajla sarıyorsunuz, bir de canınızı doldurmak için First Aid var işte. Oyun şu ana kadar gördüğüm en iyi zombi oyunu değil ama hem Steam'de bedava hem de arkadaşlarla konuşarak oynandığında berbat değil.

    Yine Steam'de bedava olan bir oyun APB Reloaded. Oyun sadece multiplayer oynanabilen bir oyun ama gerçekten çok güzel. Birkaç gün boyunca bilgisayarda oynadığım ana oyun olmuştur (Birkaç ay daha doğrusu). Şimdi oyun çoğu silahlı oyun gibi iki taraftan oluşuyor. Polisler ve Suçlular. Oyunda fazlaca çeşitli görev var. VIP koruma, Çantayı 15 dakika boyunca kendi tarafında tutma, kapıları kırıp paket alma... Bir çok seçenek var. Ayrıca oyunun en güzel tarafı iste tarafsız alan olan market alanı. Kendi tişörtlerini, pantolonlarını, kapşonlularını, arabalarının modifiyesini yapabiliyorsun. Arabanda çalan müziği bile ayarlayabiliyorsun. Oyunda yapılmış çok iyi arabalar var. (Bir zamanlar üstünde Che Geuvara resmi yapılmış siyah beyaz bir arabada gidiyordum). Oyunun tek kötü yanı fazla Rus oynadığı için biraz hilecilik var ama oyunu oynadıkça çok küçük bir etki yapıcak size. Gerçekten çekişmeli yapılan görevler de var. Grup kurup görevlere grupça grupça gidebiliyorsunuz. Ayrıca Bounty sistemi var ki belli bir "Polis" veya "Hırsız Seviyesi"ne gelince haritada herkes sizi görebiliyor ve karşı taraf sizi öldürüp para alabiliyor. Yani bir nevi "Bu adam çok deli oynuyor, başına ödül koyduk, öldürün" gibi. Görev sırasında Bounty olup öldürülmek kötü ama görev sırasındaki bir hırsızı Bountyden öldürünce keyifli oluyor. Oyun bence Steam'deki Dota 2 ile birlikte en iyi ücretsiz oyun. Tavsiye ederim.

    Strateji oyunu isteyenler ve grafik isteyenler için Stronghold 3 demek istiyorum ama bence Stronghold Crusader kadar güzel değil. Şu bilinen bir gerçektir ki Firefly Studios 3 boyutlu oyunlarda pek başarılı değil. Stronghold 3'te fazlaca bug olduğu çoğu oyunu oynayandan duyduğum bir yorumdu. Ama görüntüleri bu tip kılıçlı oyunlara göre güzel. Eğer görüntüye önem vermiyorsanız Stronghold Crusader'ı indirmelisiniz. 2014 senesindeyiz ve benim bilgisayarımda hala yüklüdür. (Gerçi bunun benim bilgisayarımın sorunlu olmasıyla da alakası var ama... Yardımcı olabilecek varsa
    http://forum.donanimhaber.com/m_89693859/f_//tm.htm#89693859
    adresine bakabilir.) Oyunda sadece altın, odun, yemek değil; Kılıç yapmak için demir, o demiri işlemek için kılıç ve kalkancı, kundaklı yay yapmak için yay ustası, okçunun giymesi için deri zırh yapan derici, deriyi almak için kullanıcağı inek için ziyaret ettiği peynirci gibi çok güzel sistemi olan bir oyun. Yani öyle odunum var param var direk okçu yapayım yok. He eğer bunlar uğraşmak istemiyorsan Müslüman kiralık askerleri çıkartabiliyorsun fakat daha pahalıya çıkıyorlar. Oyunun Campainglerinin yanında Crusade denen bir olay da var ki, kendi rakiplerini seçip oynamak yerine Crusade yolunda ilerlemeye çalışıyorsun. Gerkçeten zorlayan ve rahat rahat kazandığın yerler de oluyor o yüzden rakip ayarlayacağına bu yoldan gitmeni tavsiye ederim.

    Stronghold 3 Görüntüleri - Stronghold Crusader Görüntüleri

     Oyun Önerileri
    -
     Oyun Önerileri


    Steam'in ücretsiz oyunlarına kafayı takmışken size o ücretsiz bazı kötü oyunların arasından parlayan bir oyun öneriyorum Blacklight Retribution. Oyunun tarzı silahlı ve Wolfteam, Pointblack gibi. Görüntüleri güzel ve çok fazla oyun seçeneği var. Zombilere karşı 10 round savaşma, bomba kurma/imha etme, Capture the Flag - Capture the Zone vb. çok fazla oyun seçeneği var. Fakat oyun 2 sene önce çıktığı için bazı eski topraklar silahlarını deli gibi geliştirip taş üstünde taş bırakmayabiliyorlar. Ama bu sizi rahatsız etmesin, birkaç gündür çok zevk alarak oynuyorum bu oyunu. Her online silahlı oyun gibi bunda da para yatırıp kolayca iyi silahlar alabiliyorsunuz ama kendi kendinize para biriktirip silah almak da çok zor değil. Oyunda bir özellik var ki size her oyunda etrafa pusu kurup oyunun zevkini kaçıran adamları keşfetmenize yarıyor. V tuşuna basarak kısa bir süre haritadaki herkesi görebiliyorsunuz. Ama bu moddayken silah kullanamadığınızdan etrafınızda bir düşman varsa açmamanızı tavsiye ederim. Oyunda genel anlamda olduğu gibi oyun içi de paranız var. Biri GP (Zırh, silah, geliştirme vb. oyuna yansıyan malzemeler almaya yarayan para) biri ise CP (Serverdayken can doldurma, cephane yenileme, Robot* indirme gibi şeylere yarayan para, sadece o serverad işe yarar.)
    *Robot : Oyun içinde 1300 CP yapınca Matrix'teki gibi içine girebildiğiniz bir robot çağırabiliyorsunuz. Önünüzdeki duran adamların hiç şansı olmamasına rağmen fare gibi ayak altında oraya buraya hareket eden düşmanlar rahatça canınızı azaltabiliyor. Füze yemekten de kaçının tabii.
    Oyun genel anlamda çok iyi. Fazla Türk yok. Fazla Rus da görmedim. Bence bu iyi bir şey çünkü hile kullanılması şansını da azaltıyor. Grafikler çok güzel, tavsiye ederim.

    Bu oyunun ismini görünce "Oha bunu da mı yazdın be!" diyebilir bazılarınız ama eskilerden bir oyundur ve oynaması çok hoşuma gider. Bu oyun bir Lunapark yönetme oyunu olan Roller Coaster Tycoon 2dir. Bu oyunu daha güzel grafiklere sahip olan Roller Coaster Tycoon 3 var. Eğer grafik ön plandaysa sizin için o zaman bunu araştırın. Ama benim için oynanış grafikten daha önemli olduğu için 2 favorimdir. Şimdi öncelikle Lunaparka yukardan bakarak oynanıyor bu oyun. Yani makinelerin arasında gezemiyorsunuz. Ama hem gerçek hayatta bulunan Lunaparkları yönetebiliyor hem de kendi Lunparkınızı yapabiliyorsunuz. Süslemesi, aletleri, giriş veya aletlere biniş fiyatını, park çalışanlarını, yemeklerin fiyatını, içeride satılan eşyaları siz ayarlayabiliyorsunuz (Stallar kurarak). Roller Coasterları ise kendiniz yapabilir ya da uğraşmayıp hazırlardan seçerek parkınızın beğenisini arttırabilirsiniz. Her bir müşterinizin düşüncelerini, neler satın aldıklarını, parkta ne kadar para harcadıklarını görebiliyorsunuz. Yolları geniş tutarak kalabalık sıkıntısını, temizlikçi ve hastane yaparak kusmuk sorununu, Restroom yaparak insanların yorgunluk sorununu, ATM yaparak para sorununu, her türden alet yaparak her yaş grubuna hitap eden bir park yaparak eğlence sorununu, yemek ve içecek yerleri yaparak yemek ihtiyacı sorununu ve gazete/ radyolara ilan vererek parkınıza gelen müşteri azlığı sorununu çözebilirsiniz. Parkı yaparken kredi alabilirsiniz, ama ödemeyi de unutmayın. Park büyüdükçe işçi alma gereksinimiz artar ve onların maaşıyla beraber verdiğiniz kredi faizi bütçenizi zorlayabilir. İşçi demişken onları da açıklayayım. 4 tane işçimiz var. Hademe çöp kutularını temizler, yerdeki kusmukları temizler, uzayan otları keser ve çiçekleri sular. Mühendis bozulan aletleri tamir eder ki ilerleyen zamanlarda çok fazla kullanıldığından dolayı aletlerin bozulması sıkça karşılaştığınız bir durumdur. Güvenlik yaptığınız sandalye, lamba ve çöpler fazla kullanılmak ve hergele müşteriler yüzünden bazen kırılabiliyor. Güvenlik bey bu müşterileri uyararak önleyip malınızı koruyor. Maskot seçtiğiniz bir kostümü giyerek etrafta dolaşır ve parkınıza renk katar. Sadece süs amaçlıdır. Oyunu internetten araştırın, tavsiye ederim.

    Strateji denince akla hep kılıçlı oyunlar gelir ama silahlı stratejiler de bir o kadar zevkli. Bu oyunun adını duymuşsunuzdur ama Company of Heroes : Tales of Valor diyerek hatırlatmakta yarar var. Oyunun temasını hemen söyleyelim 2. Dünya Savaşı. Campaing'i oldukça zevkli olan, her defasında single battle açıp oynayabileceğiniz bir oyun bu. Küçük Engineer grubunuzla başlayıp kamplar kurarak, haritada topraklara tesis kurarak yönetim alanınızı genişleterek, petrol ve mermi ihtiyacınızı karşılayıp asker çıkararak, asker çadırları kurup çeşitli askerler çıkararak 2. Dünya Savaşının sanki bir bölgesinde olanlara tanık oluyormuş gibi oynuyorsunuz. Ben bu oyunu oynarken son seste oynadığım için atılan bomba sesleri, silah sesleri, tankların çıkardığı sesler adeta bana olayları yaşattı diyebilirim. Bir süre sonra o kadar bütünleşiyorsunuz ki oyunda gerçek hayattan soyutlayıp oyunun içinde gezinirken buluyorsunuz kendinizi. Oyunu önceden oynamıştım ve hatırladığım kadarıyla Middle-Earth'teki skill menu gibi bir menüden özellik seçiyorsunuz (ki ben mortar yardımı seçiyordum, ve belli bir alana mortar bombaları yağdırırken adeta sanki bombalar önüme düşüyor gibi oluyordum). Ama dediğim gibi son seste oynuyordum ve her strateji oyunu gibi bu da 1 saate yakın sürede bittiği için bir süre sonra karamsarlık, silahların durmadan ateş etmesi ve bombalardan içime fenalık gelmişti. O yüzden 1 oyunun ardından uzun süre ara veriyordum. Oyunda eğlenmemi sağlayan küçük oyunlar da oynuyordum tabi. Mesela kendime birkaç kişili bir Machine Gun grubu çıkartıp bir bölgeyi savunmaya gönderiyordum. Veya Er Ryan'ı Kurtarmak filmindeki gibi özel bir birlik yapıp, yanına Engineer verip bölgedeki petrolü almak, oraya üs kurmak ve o petrolden tank çıkartıp oraya gönderene kadar oraya savunmak gibi oyunlar oynuyordum. Mesela paraşütle bir sniper indirip arkadan gizli bir şekilde adam öldürüyordum. Tank birliği kurup düşman üslerine baskın yapıyordum. Flamethrowerlar ile ev içine saklanmış askerleri yakmak ise ayrı zevkli tabii. Eğer silahlı bir strateji oyunu arıyorsanız bence kesin oynayın.

    PlayStation Hep bilgisayar oyunlarından bahsettik, belki PlayStation için oyun önerisi merak edenler de vardır diye şimdi bu oyunu yazıyorum. Uncharted 3: Drake's Deception. Bu oyun Sony yapımı olduğu için aynı Fransızların sırf Fransızca öğrenin diye Fransa'da başka dil konuşmamaları gibi Sony de PlayStation oynamanız için oyunlarını PlayStation'a özel çıkartır. Zaten böyle bir oyun bilgisayara çıksa oyunu kaldırabilecek bir bilgisayar yok. Oyunu övmek için şunları diyebilirim. Dan Brown'un kitapları (Cehennem, Melekler ve Şeytanlar, Da Vinci'nin Şifresi vb.) ve Nicholas Cage'in Hazine Avcısı filmi karışımı sürükleyici, film gibi bir oyun. Sony bu aralar Türkleri pek sevdiğinden oyunları Türkçe çıkartıyor ve oyunun Türkçe altyazı ile dublaj seçenekleri var ki oldukça kaliteliler. Bu oyunun 1 ve 2sini oynamamama rağmen 3ten başlayıp pek bir şey kaybetmediğimi düşünüyorum. Çünkü zaten oyun ana karakterin küçüklüğünden başlıyor. Normalde PS oyunlarında Crosshair'ı adama yakınlaştırıp nişan alınca otomatik olarak adama kilitlenir, fakat bu oyunda kendiniz adama nişan alıp öldürmeniz gerek. Bu yüzden biraz zor ama bu kesinlikle oyunu gölgelemiyor. Oyunla ilgili spoiler vermek istemediğimden bunun bir silahlı oyun olduğunu, oyun içinde puzzlelar çözmeniz gerektiğini, fazlaca aksiyon yaşadığınızı ve bu aksiyonları film gibi seyrettiğinizi söylemekle yetiniyorum. Sonlara doğru zaten akıcılıktan bırakamıyorsunuz. Bu oyunu şiddetle tavsiye ederim.

    SuperWest553 isimli kullanıcının önerisi ile oynadığım bu oyun, pek alışık olduğum strateji oyunları gibi kılıçlı veya basit silahlı birliklerden oluşmayan bir oyun. Command & Conquer : Red Alert 3. Şimdi dediğim gibi bu tarz oyunları pek fazla oynamam -belki de oynayamadığımdandır- o yüzden bu oyuna tamamen bir turist gözüyle bakıp inceledim. Şimdi öncelikle oyunun adamakıllı hoşuma gitti. Çünkü şuanda oyun piyasasında sürekli Amerika'nın kahraman ve yiğit askerlerini ısıtıp ısıtıp önümüze seriyorlar. Fakat bu oyunun konusu şu : Amerika karışmasaydı neler olurdu ?
    Oyunun başında izlediğimiz videoda Sovyet Rusya bir saldırı altında ve yıkılmak üzeredir. 2 Rus komutanı zamanda geriye giderek Albert Einstein'ı zamandan silerler ve böylece Amerika hiç nükleer -ve atom- silah sahibi olmamış, güçlenmemiş olur. Böylece Rusya kurtulur ama hesaba katmadıkları bir olay olur. Amerika aynı zamanda Japonya'ya da hiç atom bombası atmamış olur ve böylece Japonya da gelişimini sürdürmüş ve büyük bir tehlike olmuştur. Bu arada Avrupa'da ise sadece Britanya kalmıştır. İşte burada devreye biz giriyoruz. Oyunda 3 tane ırk var bahsettiğim gibi (Soviet Union, Allied Nation ve Sun Empire) . Bunların da kendine özel güçleri olan komutanları var ki Middle-Earth'teki kahramanlar gibi fazlaca yardımları oluyor. Oyunda hoşuma gitmeyen şey ise bana biraz karışık gelmesi ama bu sadece bu oyunla değil tüm Red Alert serisi ile alakalı bir durum. Her birliğin kendine göre özel güçleri var. Mesela bir makina aynı zamanda karada savaşabilirken özelliğini kullanıp uçağa dönüşerek havada da savaşabilir gibi. Campaingde ara videolar çok başarılı. Gerçek kişilerle yapılan bu videolarda gördüğümüz bazı yüzler de bize tanıdık gelecektir. Dediğim gibi bu tarz oyunlara pek fazla hakim değilimdir ama oyunu genel olarak anlatmaya çalıştım, eğer ilginizi çektiyse internette biraz daha araştırabilirsiniz.

    Bu oyun ne savaşlı bir oyun ne de hayat simülasyonu. Bu oyunda film yapıyoruz ve oyunun adı The Movies. Evet adı tam da içeriğine uygun bir oyun. The Movies'de adeta bir Hollywood seti içinde yaşıyorsunuz. İlk başladığınız yıllarda arabalar eski, kıyafetler eski ve film standartları da onlar kadar eski. İlk yaptığınız filmler siyah beyaz ve sessiz sinema iken, 2000li yıllarda uzay mekiğinin şehri bombaladığı bilim kurgu filmleri çekebiliyorsunuz. Bu oyunu indirirken yanında Stunt & Effect Expansion Pack de indirmenizi şiddetle tavsiye ederim, çünkü bunlar olmadan oyun fazlaca sade. Şimdi nasıl oluyor bu oyun. Oyuna ilk başladığınızda tek bir setiniz ve kısıtlı imkanlarınız var. Aktörleriniz, yönetmenleriniz, çekim ekibiniz ve senaryo yazarlarınız acemi olduğundan çektiğiniz filmler oldukça kötü. Fakat ilerleyen zamanda e tabi teknolojinin de gelişmesiyle filmleriniz kalitelileşiyor. Kendi senaryonuzu yazabilir, film çekildikten sonra müzik ve alt yazı ekleyebilirsiniz. Filmi çıkardıktan sonra ünlü eleştirmenler filminizi değerlendiriyor ve değerlendirmeler sonucu film şirketinizin nitelikleri artıyor. Bunlar arttıkça şirketin yıldızı artıyor ve şirketler arasında yükseklere çıkıyorsunuz. Aynı zamanda oyuncular/yönetmenler ve filmleriniz de sıralamalarda yer alıyor. 2000li yıllara yaklaştıkça size verilen arsanın çoğu setlerle doluyor ve böylece sahneleri farklı farklı alanlarda çekip ilgiliyi arttırabiliyorsunuz. Eğer hep aynı setlerde film çekerseniz eleştirmenler filminizin gözler için bir işkence olduğu gibi küçük düşürücü yorumlar yapıyor ve sıkılıyorlar filmlerinizden. Oyunda gerçekteki gibi 5 film tarzı var. Aksiyon, Korku, Komedi, Romantik ve Uzay filmi. Yıllara göre film tarzlarına olan ilgi sürekli değişiyor. Mesela bir süre Aksiyon filmi sevilirken, bir zaman sonra ona olan ilgi düşüyor ve Romantik filmler seviliyor. E tabi geçince ekibiniz kendini geliştiriyor demiştik. Oyuncu ve aktörler gelişi sıralamada üste çıktıkça kaprisleşiyor biraz. Kendilerine iyi bir karavan ve asistan verilemeleri, maaşlarının arttırılması gibi sorunlar çıkartıyorlar. Bunlar yapmazsanız moralli düşüyor ve moral kötü olunca çektikleri filmin kalitesi düşüyor. Ayrıca şirketiniz gelişince başka firmalardan size oyuncu/yönetmen gelmek isteyebiliyor. Bunları seçerken özelliklerine dikkat edin. Mesela alkol çok kullanan birini yönetmen yaparsanız film sürekli yönetmenin barda bir şeyler içmesi ile bölünür. Aynı zamanda fazla içip sarhoş olursa filmin kalitesi düşeceğinden Rehabilitasyona götürürsünüz ama bu da çok uzun sürer. Oyunda yıllar geçtikçe aktörler/yönetmenler yaşlanır ve ciltleri de yaşlanır tabi. Plastik cerrahi ile onları genç gösterebilirsiniz. Bu yıldızın üstüne geldiğinizde gerçek yaşı ve gösterdiği yaş yazar o zaman. Yıldızlar yaşlanınca emekli de olurlar. Bu emeklilik zamanını belirtirler ama o sırada bir film çekiyorsanız onun olduğu belki sizin için emeklilik süresini uzatabilir. Oyunda ayrıca her sene Oscar ödülleri gibi ödüller dağıtılıyor. İlk başta en iyi film şirketi, en iyi aktör, en iyi yönetmen gibi ödüller dağıtılırken ileride en iyi dublör ödülü bile veriliyor. Bu ödüller size baze özellikler de kazandırıyor oyun içinde. Oyunda daha bir çok ayrıntı ve gerçekçilik var bu yüzden oyunu indirin ve kendiniz keşfederek büyük şaşkınlıklara uğrayın. Oyun şiddetle tavsiyemdir (tabi yukarıda belirttiğim pack ile birlikte).

    Bu oyunu çevremdeki herkese öneririm, oyun önerisi arayan. 2. Dünya Savaşı sırasında yaşayan bir İrlandalının öyküsü, The Sabotuer. Oyunun hikayesiyle ilgili spoiler vermeden anlatmaya çalışacağım. Dediğim gibi oyun 2. Dünya Savaşı sırasında geçiyor. Zaten 2. Dünya Savaşı denince akla 2 tane şey gelir. Normandiya Çıkartması ve Naziler. Her oyunda olduğu gibi burada da düşmanımız Naziler, zaten Nazi sempatisinin olmasını da pek istemez oyunlar. Burada bir araba tamircisi olarak başlıyor hikayemiz. Almanların düzenlediği bir yarışa katılmak için hazırlanıyoruz. O dönemler Naziler Paris'e kadar Fransa'nın çoğu yerini kontrol ettiği için zaten bu normal. Bu yarışta bir şaibeyle biz kaybediyoruz ve olan oluyor. Bizim hırçın karakterimiz Almanlara bir ders vermeye çalışırken başına bir kaç bela alıyor ve bulunduğu köyden kaçmak zorunda kalıyor. (Hikayenin bu kısımlarını açıklamıyorum spoiler vermemek için). Olaylar olaylar derken kendimizi Paris'te buluyoruz. Oyunu oynadığınız zaman da göreceğiniz gibi Almanlara karşı kin beslememizin geçerli bir nedeni var. Bu kin bize yerel bir ayaklanma çıkartmak için en büyük desteği veren şey oluyor. Bir zaman sonra tek başınıza başladığınız bu yolda bir küçük ordu kadar oluyorsunuz. Oyunun en sevdiğim yanı efsane oyun Assassin's Creed (Zaten bu oyun da Ubisoft yapımı) gibi evlerin çatılarına tırmanabiliyor olmanız. Paris'in çoğu bölgeleri Nazilerin elinde be Nazilerin elinde olan bölgelere girdiğinizde ekran siyah-beyaz oluyor. Bu durum içinizin biraz karamsarlaşmasına neden oluyor tabi ama o bölgeleri Nazilerden aldıkça bölge tekrar renkleniyor. Burada bir mesaj da almanız gerek bir bakıma. Oyunun en sevdiğim yanlarından bir diğeri müzikleri. Adeta yine bir efsane oyun Grand Theft Auto gibi arabaya bindiğinizde radyoda çalan müzik için yolculuğunuzu uzatabiliyorsunuz. Bu oyununu oynamamış olanlara kesinlikle tavsiyemdir.

    Günümüz dünyasındaki "Ye,İç,Çalış,İtaat Et,Uyu,Tekrarla" yaşam tarzını eleştiren, sizi her yönüyle düşünmeye yönelten, beyninizden vurulmuşçasına sizi etkileyen bir oyun Stanley Parable. Oyunda büyük bir işyerinde çalışan Stanley isimli bir insansınız. Stanley'nin yılın her günü ve her saati yaptığı tek bir iş var. 427 numaralı odasında masasına oturup klavyesindeki hangi tuşlara ne kadar süre ile basması gerektiğini söyleyen komutlara itaat etmek. İşte hikaye bir gün bu komutların gelmemesi ile başlar. Stanley uzun süre sonra sandalyesinden kalkar ve keşfedip düşünmeye başlar. Oyunda 10 küsür son var ve her başladığınızda farklı yollardan giderek farklı sonuçlar alıyorsunuz. Oyun sizinle dalga geçiyor. Bazen siz onu yeniyorsunuz. Ama inanın bana oynadığınıza kesinlikle ve kesinlikle pişman olmayacaksınız. Türkçe dil seçeneği olan bu oyunu kaçırmayın. Oyun hakkında anlatacağım her şey size vereceğim bir spoiler olur. Şunu bilmeniz bile oyunu indirmek için bir sebeptir ama : "Oynayan herkesi mutlu eder ve düşündürür."

    Piyasadaki çoğu savaşlı strateji oyunu aksine şehir kurmaya dayalı oyun arıyorsanız size boyutları oldukça az ama gerçekten çok zevkli bir yaşam simulasyonu öneriyorum, Banished. Oyunda şehirlerinden sürülmüş bir grup insana yeni bir yerleşim yeri kuruyorsunuz. Temel amaç bu insanların yaşam standartlarını arttırmak ve onlara bir düzen kurmak. Başlarda yiyecek, içecek, ısınma ve barınma gibi temel ihtiyaçları karşılıyorsunuz. Daha sonra işleri daha hızlı yapabilmeleri için alet, soğuk havalarda daha uzun süre dışarıda kalabilmeleri için manto ve sağlıklarını koruyabilmeleri için şifalı ot ihtiyaçlarını karşılıyorsunuz. Daha çok ilerde ise işlerdeki verimliliği arttırmak amacıyla eğitimli bireyler için okul, şehre göç talebinde bulunan göçebeleri ve şehrin istatistiklerini kontrol etmek için şehir merkezi, insanları mutlu etmek için kilise, ölülerin gömülmesi için mezarlık, birahane, pazar, taş ocağı, maden vs. vs. Oyunda ilerledikçe işler tekdüze oluyor sanmayın, aniden bir hortum veya yangın gibi afetler sizi en başa götürebilir. Ayrıca liman yaparak tohum ve hayvan alıp çiftçilikte alternatiflerinizi de arttırabiliyorsunuz. Bu oyunun da Türkçe dil seçeneği vardır ve mod bakımından zengindir. Oyun için tavsiyem Zor seviyesinde başlamanızdır, diğer zorluklar oyunun gerçekçiliğini baltalayabiliyor.

    Bu oyuna olumlu veya olumsuz yorum yapmak arasında ikilemde kaldım ama en sonunda silahlı çatışma konusunda verdiği keyif sayesinde olumlu yönden öneriyorum, Kane & Lynch : Dead Men. Oyunu tanıtmadan önce grafikleri hakkında konuşmak istiyorum, bazı sitelerde bu oyunun grafiklerini kötülemişler ama aynı yapımcının yaptığı "Hitman Blood Money"den biraz daha iyi grafiklere sahip bir oyun. Call of Duty veya Battlefield ile karşılaştırmak çok doğru olmaz çünkü onlar zaten bu konuda en iyileridir. Oyunun hikayesi başlarda ilgi çekici, kızınızın ve karınızın hayatını kurtarmaya çalışıyorsunuz, The7 isimli tarikatın sizden istediği belgeleri geri getirmeye çalışarak. Fakat bu sırada yardımcınız olan Lynch (Kendisi sıra sıra cinnet geçirir, ayrıca bu cinnetlerden birisinde karısını öldürmüştür.) bütün işi berbat eder ve işler bir anda karışır. O kadar karışır ki kendinizi Havana İç Savaşı'nda bile bulursunuz. Oyunda genel olarak kızınızı kurtarmaya çalışıyorsunuz. Sona geldiğinizde iki farklı son var ama ben bu sonları pek fazla beğenmedim. Oyuna Hitman'in daha çatışmalı versiyonu olarak baktığımızda gerçekten eğleniyoruz. Hatta ateş ettiğimiz duvarların yıkılması gibi şeyler de oyun sırasında ortama renk katıyor ama hikayesi benden tam puan alamadı. Yine de farklı tarz bir silahlı oyun arıyorsanız bu oyunu öneririm.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ngnrltkn -- 26 Ocak 2015; 22:38:39 >







  • Benim değinmediğim oyunları açıklaması ile siz de yazarsanız bu listeye eklerim faydalı olur.
  • Yeni Oyun Tavsiyesi geldi. (Blacklight Retribution) (Roller Coaster Tycoon)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ngnrltkn -- 12 Nisan 2014; 20:40:35 >
  • Aslında Red Alert 3 te bir efsane istersen onuda bir incele.
  • Yeni Oyun Tavsiyesi geldi. (Uncharted) (Company of Heroes)

    quote:

    Orijinalden alıntı: superwest553

    Aslında Red Alert 3 te bir efsane istersen onuda bir incele.


    Tavsiyen için teşekkürler, şu an Steam'den demo indirip deniyeceğim.
  • Denedin mi C&C Red Alert 3 ü?
  • Yeni Oyun Tavsiyesi geldi. (C&C Red Alert 3) (The Movies) (The Saboteur)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ngnrltkn -- 15 Nisan 2014; 10:54:56 >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Oyun önerisi
    6 ay önce açıldı
    oyun önerisi
    14 yıl önce açıldı
    oyun tavsiyeleri
    10 ay önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • tribes ascend i incele
  • Uzun sürenin ardından Banished ve Stanley Parable önerisi eklenmiştir. Sıradaki öneri için incelemem : Kane & Lynch : Dead Men
  • güzel olmuş baya uğraşmışsın eline sağlık
  • Kane and Lynch : Dead Men incelemesi eklenmiştir.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.