Profil: xperia007 | DonanımHaber Forum

xperia007 (mehmet şahin) · Dünyadan Futbol altına konu açtı. 7 yıl

TFF kurslarıyla Mourinho olmanın yolları

link:http://futbolfilozoflari.com/tff-kurslariyla-mourinho-olmanin-yollari/

Konuk yazar teknik direktör Özgür Bağsever’in yazısı

Anneme antrenör olduğumu söylemeyin,o beni hukukçu sanıyor.

Mahalle baskısıyla geri tepilen futbol aşkı,futbolcu olamadıysam daha büyüğü olurum’a getirdi işi ve olan oldu.Bir eylül sabahı evimde giydiğim ceketi,Türkiye Futbol Federasyonu gelişim direktörlüğünün hemen girişinde bulunan oda’nın askısına asarken gördüğüm manzara dışında doğru yerde olduğumu hatırlatacak daha iyi birşey olamazdı.İşte o büyülü zemin,alabildiğince yeşil.. Yaklaşık 2 sene önce başvurmuş olduğum Pro Lisans sertifikasına giden yolun en başı olan Grassroots gönüllü liderlik kursuna katılım mailini aldığımda ilk işim,bana sıra gelmez deyip de zamanında hışımla kapattığım Tff teknik direktörlük esasları sayfasını didik didik edip bilgi toplamak oldu.Bu bilgileri sizler için biraz toparlayıp belkide okul sahalarında yarım kalan futbol aşkınızı,kulübe önünde de olsa yaşamayı hayal ettirmeye çalışacağız.Bunun için en kestirme soru yanıtlarıyla hedef’e gideceğiz.Nasıl TD olurum? Amatör veya profesyonel futbolcu olmadan da TD olabilir miyim? Hangi yolla başvurup, nasıl takip edeceğim? Detaylar içerde,hadi buyrun..

Öncelikle şunu belirtelim ki uzun ve meşakatli bir süreçte olsa herhangi bir kulüpte amatör veya profesyonel olarak futbol geçmişiniz bulunmuyorsa bile TD olabilirsiniz. Bunun için yapmanız gereken belirli aralıklarla TFF resmi sitesi duyurularını takip etmek. Genellikle eylül veya ekim ayı başlarında açıklanan kurs alımları için herhangi bir kulüp geçmişi olmayan kişiler kişisel bilgileri ile gönüllü liderlik kursuna başvurabilirler.

Kurs başvuru ili için sadece İstanbul değil yurdun birçok yeri için başvurunuzu yapabilirsiniz.Başvurunuz sırasında belirttiğiniz bazı bilgilere göre bir sıralama yapılıyor.Lisans mezunu olmanız,yabancı dil sınavında 50+ puan almanız vs gibi durumlar puan durumunuzu yukarı çekiyor ve ilk etap olan Grassroots gönüllü liderlik kursuna çağrılma sürenizi kısaltıyor.Bu kurs’u alıp başarıyla tamamlamanızın ardından asgari 1 yıl kulüplerin profosyonel olmayan organizasyonlarında görev alıp,tabiri caizse büyük maçlar için ısınıyorsunuz.Görev aldığınız her bir organizasyon +2 puan olarak hanenize ekleniyor ve maksimum bu organizasyonlardan da 10 puan alabiliyorsunuz.Bu süreç devam ederken sonraki katılım aşaması olan ve 60 saat süren Grassroots C sertifikası sahibi olabilmek için kurs başvuru tarihlerini takip edip,alım olduğu esnada başvurunuzu yapıp beklemeye koyuluyorsunuz. Bu sertifikaya sahip olduktan sonra amatör ligde bulunan kulüplerde antrenörlük yapabilir duruma geliyorsunuz.

Diğer sertifika programına (UEFA B) başvuru yapabilmek için ise C sertifikası ile 3 yıl bir kulüpte görev yapmış olmak gerekiyor.Kursun sonraki aşamaları ise sırasıyla UEFA Elit A kursu,UEFA A kursu ve son aşama olan profosyonel liglerin her kademisinde görev alabilmenizi sağlayacak olan UEFA PRO Lisans sertifika programı.Kurs programı için son aşamaya gelene kadar en düşüğü gönüllü liderlik kursu olmak üzere(200TL) toplamda 16.600 TL ödeyeceksiniz.Kurs’un son aşaması olan UEFA PRO için ise Tff hesabına 30.000,TÜFAD hesabına da 5.000 olmak üzere toplamda 35.0000 TL ödemeniz gerekiyor.Kimisi için pahalı bir hayal,kimisi için ise zaman kaybı belki de,ancak işin gerçeği kendinizi o büyülü zemine 1 metre kala kulübe önünde görmeye başladığınız an,taşlar yerinden oynayabiliyor ve hemen yan kulübe de bulunan José Mourinho’ya küçümseyici bir bakış atabiliyorsunuz!

3 Yanıt

Yanıtla

Favorilere Ekle

0

X

xperia007 (mehmet şahin) · Beşiktaş altına konu açtı. 8 yıl

BEŞİKTAŞ-LYON MAÇI TAHLİLLERİ

Beşiktaş, Lyon ile 210 dakikalık kapışmanın ardından penaltılarla elendi. Çeyrek finale kadar gelmek güzel olsa da aynı başarı 14 sene önce tekrarlanmış olup aynı titredeki rakibi bu kupayı müzesine götürmüştür. Kısacası ortada sezon bazında bir başarı olsa da tarihsel önemi olmayan bir netice. Eğer kulüp bu kadarını yeterli görüp sadece alkışlanırsa belki de hiçbir zaman bundan ileriye gidemeyecektir. Bu nedenle bu aşamada elenmiş olmanın nedenleri çok iyi anlaşılmalıdır.

Lyon gerçekten iyi bir takım. Bu sezon Napoli'den sonra Beşiktaş'ın karşısına çıkan en iyi takım diyebiliriz. Belki de tam da bu nedenden Beşiktaşın bütün defektleri ortaya serildi. Sözü fazla uzatmadan Lyon sınavından mevki mevki aldığı puanları inceleyelim:

Kale: Matematikte bir kural vardır;bir rakam ne kadar büyük olursa olsun sıfıra çarpılırsa sonuç değişmez. Fabri de bütün sezon çok iyi işler başarmış olsa da öyle bir hata yaptı ki belki de bu sezona dair akıllıra ilk gelen şey bu hatalar olacak. Ayrıca istanbuldaki Penaltı atışlarında 0/7 kurtarış taraftarın kıymetli desteğine karşılık gelmedi. 29 yaşında olduğu göz önüne alınırsa geleceğe dair de fazla umutlu olmak zor.

Defans: Kulübün sağ ve sol bek transferi havaya şapka attıracak cinsten. Beck, Gökhan, Adriano ve Caner şampiyonlar ligi kalitesinde ve tecrübesinde bir rotasyon imkanı sunuyor. Tandem ise beklerle kontrast halinde. Tam 6 tane stoper bulunan kadroda Marcelonun yerini dolduracak bir isim olmaması ancak kötü bir planlama ile açıklanabilir. Transfer penceresi açılınca ilk spekülasyonlar stoper konusunda olacaktır.

Oratasaha: Güneş takımlarını incelerseniz en güçlü tarafının orta saha olduğunu görürsünüz. Ekstra hucüm oyuncusunu takım savunmasına eklemlemek ve çift 10 numara bunun temel direkleridir. Beşiktaş halen avrupanın en iyi orta sahalarından birine sahip. Lyon maçında herkesten bağımsız bir Özyakup gerçeği vardı. Oğuzhan karşısında gerçek bir direnç görünce süt dökmüş kedi gibi oldu ve Beşiktaş orta saha kontrolünün tamamen Lyona geçmesine göz yumdu.

Forvet: Birçoklarına göre Aboubakar Olimpiakoslu oyuncuya kafa atmasa Lyon'un üstüne kabus gibi çökecekti.
http://futbolfilozoflari.com/besiktas-yonetimi-bu-kadar-istedi-bjk-lyon.html

1 Yanıt

Yanıtla

Favorilere Ekle

0

X

xperia007 (mehmet şahin) · Dünyadan Futbol altına konu açtı. 8 yıl

Arjantinde cinayet

4 Yanıt

Yanıtla

Favorilere Ekle

1

X

xperia007 (mehmet şahin) · Süper Lig altına konu açtı. 8 yıl

Traxtor Sazi FC

1970 senesinde Tebriz’in traktör fabrikasının yönetim kurulu üyeleri bir futbol takımı kurmaya karar verdiklerinde, belki de bundan 40 sene sonrasında bu derece büyük bir tutkuyla bağlı olan hatta bazıları için bir futbol takımından öte bir kimliğe sahip olacak bir takımın temelini attıklarını hayal bile edemiyorlardı.Tebriz kentinin Kırmızı Kurtlar lakaplı Tractor Sazi (veya kendi taraftarının tercih ettiği şekilde “Traxtor”) kırmızı beyazlı takımı, İran Süper Ligi‘nde mücadele ediyor. Maçlarını resmi adı Yadigare Emam Stadı‘nda veya yine kendi taraftarlarının Azerbaycan Eyaleti’nin en uzun dağı olan Sahand adını verdiği ve ya işi abartan tifusilerinin Kurtlar Deresi ismini verdiği statta ortalama 60.000 tutkulu taraftarı önünde oynuyor. Kapasitesi 75.000 olan stadyum, başkent takımlarına karşı veya geçen sene Asya Ligi’ndeki maçlarda 90.000 kişiyi de gördü. Önemli maçlarda merdiven aralıklarından tribünlerin üst kısmına kadar her yer tıklım tıklım doluyor. İşin dikkat çeken tarafı, stadın şehir dışında ve bir dağın ortasında olması. Buraya ulaşmak için en az 300 metre yürümek zorundasınız. Sürekli gözaltına alınan iki ana taraftar grubu da, statta karşı karşıya oturan TTTler ve Milletçiler.Stadyumda, Latince yazılı veya hatta Azerice Tracotor’un yazılımı TRAXTOR olan pankartlar, kaşkollar ve yasak olmasına rağmen her maç sıklıkla rastlanan siyasi içerikli pankartları görebiliriz.Yüzünü Türk Bayrağı rengine veya Azerbaycan Bayrağı renklerine boyayan bir sürü taraftar da görebilirsiniz.Taraftarlarla ilgili enteresan başka bir nokta da, maçın başlamasına birkaç saniye kala herkesin milliyetçi hareketin simgesi olan Bozkurt işareti yapıp, kurt sesi çıkarması.Traxtor bir futbol takımından ziyade, İran’daki yaklaşık 25 milyon Türk için artık siyasi simge ve etnik kimliğini koruma adına kullanılan bir araç haline geldi. Yaklaşık 9 sene bir alt ligde mücadele veren Traxtor, 2008-2009 sezonunda play-offlarda başarılı olarak alt ligde kalmasını isteyen siyasi baskıyı yenip Süper Lige çıktığında, başta Tebriz olmak üzere o coğrafyadaki herkesin sevinçten sokaklara dökülüp sabahlara kadar kutlamasına yol açtı. İlk senesinde klasman atlamış bir takım için tarihi bir başarı sergileyip, 18 takımlık ligi yedinci tamamlayarak ligde kalıcı olacağını ilan etti.Tabi bu süre zarfında en önemli rolü, takımına eşi benzeri olmayan bir duyguyla bağlı olan taraftar oynadı. İran’ın siyasi kapalılığına karşın stadı haklarını savunma ve protesto yeri olarak gören taraftar, hem takımına sahada müthiş bir destek hem de sosyal mesajlar verip yeni bir taraftar profili oluşturuyordu.Tebriz Stadı, belki de ülkede küfürsüz maçların oynandığı tek stattır. Bunun nedeni ise, tribüne giden halkın Türk kültürü almış olması ve ‘Türk küfretmez’ algısı yaratmaya çalışması. Duyabileceğiniz en ağır hakaret, takımı dilim dilim doğransa da en fazla ‘şerefsiz’ hakemdir.Sosyal istekler ve haklarını savunmak adına atılan sloganların birkaçı: ‘Türk dilinde medrese/olmalıdır herkese’, ‘Gelin gidip ağlayalım, Urum Gölü’nü dolduralım’, ‘Azerbaycan bir olsun, istemeyen kör olsun’, ‘Tebriz, Bakü, Ankara, biz hara (nerede), Farslar hara (nerede)’. Tribünlerdeki en eski slogan ise ‘Yel yatar, tufan yatar, yatmaz Traxtor bayrağı, gül solar, sümbül solar, sönmez bizim gayretli tim, biz Traxtor aşığı Türkler kimin (gibi) gayretli kim?’Traxtor takımının en büyük özelliği ise, bir kent takımı olmaktan ziyade İran’daki 25 milyon Türk’ün takımı olmasıdır. Deplasmanlarda o şehirde yaşayan Türkler hiçbir zaman takımını yalnız bırakmaz. Kaldı ki, sayı olarak ülkede çoğunluk olduğu halde, Tahran büyüklerine karşı bile statta en azından eşit derecede taraftara sahip olurlar. Maalesef diğer etnik gruplar tarafından hakarete uğradıkları da oluyor. Mesela, geçen sene bir oyuncu, Türkleri küçümsemek adına sıkça kullanılan ‘e*ek Türk’ lafına gönderme yaparak, attığı golden sonra malum hayvanın taklidini yaptı. Ayrıca, 3 sene önce olaylı bir Tahran deplasmanında Persepolis taraftarı, 90 dakika boyunca stattaki Türklere hakaret dolu laflar sarf ettiler ve televizyon da normalinin aksine sesi kısmadı.Tebriz’de maç saatlerinde sokaklar bomboş olur. Sokakta olan arabalarda da radyoda maç sesini duyabilirsiniz.Malum aşağılayıcı tepkilerden dolayı, Türk olup çocukluktan beri tuttuğu başkent takımının taraftarlığını bırakarak Traxtor fanatiği olan da bir sürü insan var.Taraftar, devlet veya resmi medyaya güvenmediğinden kendi internet sitelerini oluşturup, Facebook’ta farklı taraftar grupları oluşturuyor. Bugüne kadar 2 taraftar sitesi engellendi ama genelde maçla ilgili organizasyonlar Facebook üzerinden yapılır. Mesela bu gruplardan ikisinin admini hapis cezası bile aldı.Ekonomik olarak şehir esnafı ve iş adamlarının desteğiyle ayakta duran Traxtor, 2 sene önce eşsiz bir başarı sergileyip 1 puan farkla ligi ikinci bitirip AFC League’e katılmaya hak kazandı. İçerideki ilk maçta açılan “South Azerbayjan is not Iran” pankartı da dünyada büyük yankı uyandırdı. Asya’da elenen ve gruptan çıkamayan Traxtor, bu sene ligde halen şampiyonluk potasında ve kupada da finale yükselmiş durumda.Not: Ana görseldeki ‘South Azerbayjan isn’t Iran’ pankartının stadyuma sokulması çok ilginç bir hikayeye sahip. Bu tür bir pankartın cezası ölüm olduğundan, 8 parçaya ayrılan bu pankartı 8 taraftar içine giyiyor ve stadyumda düğmelerle birbirine ekleyerek tekrar birleştiriyor.

LİNK:http://futbolfilozoflari.com/traxtor-sazi-fc.html

Yanıt Yok

Yanıtla

Favorilere Ekle

0

X

xperia007 (mehmet şahin) · Milli Takımlar altına konu açtı. 8 yıl

Milli takım; milli farkındalık

Birkaç gündür Dünya Kupası Elemeleri Avrupa Grupları ile ilgili analizleri gerçekleştirdik.Türkiye’de futbol sevgisi kulüp takımlarına endekslendiği için Milli Takım ile ilgili çok fazla ilgi alaka gösterilmiyor. Açıkçası bu durumda öğrenilmiş bir çaresizliğe yol açıyor.Bir takım düşünün takımın orta sahasında Çalhanoğlu, Arda ,Oğuzhan ,Emre Mor,Topal,Cengiz Ünder gibi çok geniş bir yelpazede yetenekli ve çeşitli varyasyonlar oluşturabileceğiniz oyunculara sahip olsun.Ayrıca V.Şen, Gökhan Töre, G.Gönül, Caner Erkin, Yunus Mallı gibi çok farklı stratejilerle oyun yapmanıza imkan sağlayan yetenekli oyunculardan oluşsun.Daha Burak Selçuk gibi kıdemlilerden Deniz Türüç Cenk Tosun gibi yeteneklerden bahsetmemize gerek kalmadan bu takımın bir potansiyeli olabileceği ortaya çıkıyor.Oysa ilk maçlardaki kısır tartışmaların ve çekişmelerin gölgesinde çok başarılı olabilecek bir jenerasyonun Dünya Kupası’nı kaybettiği algısı futbol kamuoyuna hakim oldu. Hırvatistan’ı bir tarafa bırakırsak bu yarışta -çoğu futbolbilirin ortak kanısıyla – bizi geçecek olan ülke de İzlanda ilan edilmiş. Yakın zamana kadar esamesi okunmayan İzlanda.

İzlanda’nın organizasyonuna ve takım hüviyetine itirazımız yok. Fakat potansiyelimizin onların çok üstünde olduğu gerçeğini de unutmamalıyız. Aynı değerlendirme Ukrayna içinde yapılabilir. Sonuçta Hırvatistan’ın bizden daha iyi olduğunu kabul etsek bile bu grupta play off hedefini ortaya koymamız gerek. Diğer iki takımı da geride bırakabileceğimize inanmalıyız. Bunun için ipler hala elimizde. Düşünün futbol çoğumuz için ne kadar önemli bu ülkede. Buna karşın 1954 ve 2002 dışında Dünya Kupalarında boy gösteremedik. Avrupa Şampiyonalarında durumumuz biraz daha iyi olsa da (1996-2004-2008-2016) Dünya Kupası’na damga vurduğumuz 2002 yılından beri yokuz.

Milli Takım’a destek vermenin en başta başarıya inanmak olduğunu düşünen biri olarak 11 Haziran ve 6 Ekim arasında oynanacak dört karşılaşmanın Futbol tarihimiz ve akıbetimiz açısından son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu turnuvaya katılıp katılmamız bir çok açıdan futbolumuza direk etki yapacaktır, ve maalesef futbol kamuoyunun bu işin ciddiyetinde olmadığı kanaatindeyiz. O yüzden bu yazılar ve aşağıdaki tahminleri bu konuyla ilgili bir farkındalığı arttırma olarak ele alalım,en azından futbol okurları için bunu bir etkileşime farkındalığa çevirelim.

Siz değerli okuyucularımızdan da aşağıdaki gibi tahminler bekliyoruz. Bu tahminler sonucunda en doğru tahminleri yapan üç kişiye sürpriz kitap hediyelerimiz olacaktır.( Tabi ki bu kitaplar futbolla ilgili çok seveceğiniz kitaplar olacaktır.)

Sizin de tahminlerinizi bekliyoruz. Tahminlerinizi (ve dilerseniz konu ile ilgili analizlerinizi de) yayınlayacağız.

Not: Tahminlerinizi filozoflar@yahoo.com adresine gönderebilirsiniz. En kötü ikinci olan takım play off oynayamayacak bunu biliyoruz. Fakat bunu şimdiden kestirmek güç. Bu sebeple tercihlerinizi aşağıdaki gibi birinci ve ikincilerin tahmini olarak yapalım.

TAHMİNLER

1.Olacak Takımlar :Hırvatistan, Fransa,Portekiz,Almanya,Sırbistan,Polonya,İngiltere,İspanya,Belçika

Play off oynayacak takımlar: Türkiye, İsveç, İsviçre, Azerbaycan, İrlanda, Karadağ, Slovakya, İtalya, Bosna
http://futbolfilozoflari.com/milli-takim-milli-farkindalik-tahminlerinizi-bekliyoruz.html

1 Yanıt

Yanıtla

Favorilere Ekle

0

X

xperia007 (mehmet şahin) · Beşiktaş altına konu açtı. 8 yıl

Rüzgar sağnak hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sosyal medyanın etkisini arttırmasıyla normal şartlar altında adını hiç duymayacağınız ünlüler ortaya çıktı. Rüzgar Sağnak da Beşiktaş camiasının "anamuhalefet" partisi olarak futbol dünyasına giriş yaptı. 47 yaşında şirket yöneticisi olan Sağnak, eski Beşiktaşlı futbolcu Faruk Sağnak'ın yeğenidir. Galatasaray lisesi mezunu olması akıllarda ilk soru işaretini getirse de Süleyman Seba'nın da aynı okuldan mezun olması bir anda avantajı oluyor. 20 bine yakın takipçisi ile sosyal medyadan taraftarlarla etkileşimde bulunan Sağnak, periskop yayınları ile de takipçilerini doyurmaya devam ediyor.

Rüzgar Sağnak'ın belki de futbol literatüründe ilk ve tek sayılabilecek bir "ceviz projesi"mevcut. Özetle devletten hibeyle alınan 30 bin dönüm araziye 9,5 milyon TL kuruluş maliyetiyle ceviz ekilecek ve 49 yılda 1,3 milyar dolarlık bir hasılat elde edilecektir. Bu projeyle gireceği 2016 seçimine "ıslak imza" kriterini yerine getiremediği için alınmadı. Açıkçası Sağnak'ın adaylığı resmileşse Beşiktaş'ın ihtiyaç duyduğu muhalefet eksikliği tamamlanabilecekti. Zira dünyanın her yönetimi belli bir seviyede muhalefetle daha iyi işler başarabilir. Ama bunca kongre üyesinden söz alıp ıslak imzaya dökememiş olması da acaba ceviz projesi gibi bir pembe panter şakası mı diye sordurtmuyor değil.

Futbola "temaşa", Beşiktaş'ın kuruluşuna "inkişaf", boşa giden yıllara "berhava" diyerek bir yandan da taraftarın lügatına katkı sağlıyor. Geçmiş yorumlarında mesela N'doye için Gomez'den daha iyi aday demesi rakipleri tarafından elden ele dolaşsa da bu yazılarını silmeden arkasında durabilmesi avantajı olabilir. Çünkü Sağnak'ı eleştiren kesimler kimse tarafından bilinmese de onu eleştirmeleri adının hep akıllarda kalmasını sağlıyor.

Sağnak şimdilik kimse tarafından Beşiktaş başkanlığına yakın görünmüyor. Ancak bu onun için fırsata dönüşebilir çünkü tarih küçümsenen kimselerin elde ettiği zaferlerle doludur.
http://futbolfilozoflari.com/ruzgar-sagnak.html

Düzeltme: Süleyman Seba Galatasaray lisesinde de okumuş ancak kabataş lisesinden mezun olmuştur.

18 Yanıt

Yanıtla

Favorilere Ekle

0

X

xperia007 (mehmet şahin) · Süper Lig altına konu açtı. 8 yıl

Milli maç arasına girerken

2016-2017 sezonuna milli maçlar nedeniyle 1 hafta ara verildi. 25.maçlar oynandı ve ligin bitimine 9 hafta kaldı. Ligin zirvesi ve dibi birbirine puan olarak uzak olsa da ortak özellikleri de var. Her iki uçta da kopmalar var.

Ligin tepesinde Beşiktaş ve Başakşehir 2 puan farkla şampiyon yarışı içinde. kalan 9 maçtan 6 sı aynı takımlarla olsa da, taraftar baskısı ve oturmuş kadrosuyla Beşiktaş şampiyonluğun favorisi. Aslında UEFA maçları Beşiktaşın aleyhine olsa da çeyrek final maçlarının referandum nedeniyle ertelenmesi sayesinde bu tur için Beşiktaş Lyon maçlarını sıkışmadan oynayacak. Ancak yarı finale kalırsa Başakşehir için bir şans doğabilir.

Galatasaray, Fenerbahçe, Antalya ve Trabzonspor Uefa kupasına katılmak için ilginç bir mücadele içine girmiş durumda. Hernekadar 7 puanlık bir marj içinde yer alsalar da bu takımların moral ve motivasyonu puan tablosunun tersi şeklinde sıralanıyor. Büyük takımların zirveden kopunca 4.lük yarışı için motive olması oldukça zor. Yine 7 puan geriden gelen Trabzonspor yeni stadıyla büyük ivme yakalamış durumda. Antalyaspor'un puan tablosundaki pozisyonu ise futbol kalitesini yansıtmıyor. Futbolda şans faktörü böyle birşey.

Düşme potasında durum farklı. Aslında düşen takımlar bunu kafasına takmasa burda herkes rahatlar! Rize, Adana ve Antep ile üzerlerindeki Akhisar arasında tam 7 puan var. Güneydoğu temsilcisi Antep çok kötü kadro yönetimleri nedeniyle aslında 4-5 senedir gönüllerde düşmüştü. Bu sezon yeni statlarında düşmemeleri onlara değil üstteki takımların hayati hatalar yapmasına kalmış durumda. Bir hafta ön liberoda oynatılan oyuncunun gelecek hafta sağ açıkta gördüğümüz Rize ise tam bir hayal kırıklığı. Hikmet Karamandan bile bu kadar kötüsünü beklemiyorduk. Adanaspor ise sağlam ekonomik yapısı ve transferde adımlarını dikkatli atmanın cezasını ligden düşerek çekse de sağlam kulüp yapısı nedeniyle kesinlikle ger dönecektir. Bilhassa yeni statları tamamlanınca iç saha avantajlarını kullanacaklar. Ama bu sezon değil..

alıntıdır:http://futbolfilozoflari.com/milli-mac-arasina-girerken-2.html

Yanıt Yok

Yanıtla

Favorilere Ekle

0

X