Yüzbaşı
Tarihinde Katıldı
Toplam: 221 (Bu ay: 1)
356462 gün 2 s. 6 dk. kaldı
SJW BİR KURBAN DAHA ALDI !
The Mandalorian dizisi oyuncusu Gına Carano Amerika'da Cumhuriyetçi olmak Nazi Almanyasinda yahudi olmak gibi dediği için. Önce Twitter'da linç edildi.
Ardından #FireGinaCarano etiketiyle kampanya başlatan sjw sempatizanlari başarılı oldu ve sanatçı işinden atıldı.
İnsanların fikirlwrini ifade etmesinin sonucu önce linç edilmek , hakarete uğramak ardından ise işinizden ekmeginizden edilmektir. Eğer sjw ile aynı görüşte değilseniz toplumda yaşama hakkınız dahi yoktur. Onların ezberlerini savunmuyorsanız örneğin burada Suriyelilere bayildiginizi soylemezseniz işinizden atılıp sokakta aç bırakılacağıniz anlamina gelir bu durum.
Liberal - milliyetçi anlayışlar yerine sol karanlığı dünyanın üzerine perde olarak iniyor yakında bir konusma hakkınız dahi kalmayacak ! Yaşama hakkiniz dahi kalmayacak bu karanlık baskıcı ve totaliter kumanda zihniyeti yüzünden !
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-56027058
Sjw zihniyetini anlamak için :
Video sakıncalı bir içeriğe sahip olmamasına karşın YouTube tarafından , benzer videolarla beraber sürekli güçlükler çıkartılarak ulaşılması ya engellendi yada zorlastirildi.
Efe Aydal'in bu videosunu yasaklanmadan izlemenizi öneririm.
Davamı Beklenen Animeler Ana Konusu
İlk sezonu yıllar önce çıkmış ve bir daha kendisinden ses seda duyamadığımız animeleri yad edebileceğimiz veya yeni sezon ile ilgili dedikodu, haber ve izlenimlerimizi paylaşacağımız bir konuya bölümün ihtiyacı olduğunu düşündüğümden bu konuyu açtım. Animelerin devam sezonlarının gelmemesinin çeşitli nedenleri var. Bildiğim kadarıyla bunları sıralamam gerekirse;
-Yeterli kaynak materyallerinin olmaması.
Yani animenin uyarlandığı manga, görsel roman veya light novel gibi yazılı kaynakların yeterince ilerlememiş olması. Böyle bir durum olduğunda ya animasyon stüdyoları animeye ara verirler veya filler adını verdiğimiz orjinal kaynakla hiçbir ilişkisi olmayan bölümler yaparak zaman kazanmaya çalışırlar. Filler dediğimiz bölümler aslında sahte olduğundan gerçek anime ile aralarında ciddi kalite farkı bulunur. Bu nedenle filler bölümler yerine animenin ertelenmesi daha doğru bir karar.
Ayrıca filler bölümler genelde uzun animelerde karşımıza çıkar. Kısa animelerde ise 7.5, 12.5 gibi buçuklu bölümler olarak sadece birkaç bölüm filler görüyoruz. Ayrıca Blu Ray ve DVD satışlarını artırmak için Tv'de yayınlanmamış bazı filler bölümler bu ürünlere eklenebilir.
-Firmaların animeyi sadece markanın popülaritesini arttırmak için yapması.
Bazen firmalar için 12 bölümlük pahalı bir anime yapmanın tek bir nedeni oluyor.( Bir kur animenin yapım maliyeti yaklaşık 3 milyon dolardır.) Oda animenin kitap, manga, oyuncak ve figür gibi 3. parti ürünlerinin satışlarını arttırmak. Bir marka 500'ün üzerinde farklı üründe kullanılabilir. Buda devasa bir ticari pazar oluşturuyor. Tabiki insanların bu ürünleri alabilmesi adına markanın anime gibi çeşitli medyalarla kitlelere tanıtılması gerekli. Kısacası bu tarz animelere reklam dahi diyebiliriz. Dolayısıyla serinin popülaritesinde tekrar bir düşüş olana kadar animenin sezonlarının arası çok fazla açılabiliyor.
-Animenin yeterli ilgi görmemesi.
Bu konuda yapılacak bir açıklama yok diye düşünüyorum : ).
İkinci olarak animeye gösterilen ilginin yanında , Blu-Ray, Light Novel satışlarının gidişatı da devam sezonu üzerinde etkili. Japonya'da bir serinin başarılı olarak görülmesi için Blu Ray satışlarının 10 000 rakamına ne kadar yaklaştığına bakılıyor. 6 Blu Ray disk içeren bir set 10 bin rakamına yakın satışlar elde etmişse genelde devam sezonu geliyor.
Ayrıca özellikle Japonya örneğinde anime için yapılmış filmlerin gişe hasılatı da bir başka etken.
Not: Öneriler gelirse ana sayfayı güncellemeye devam edeceğim.
Burada yazdığım bilgiler konusunda https://animenextseason.com/ sitesinden yararlandım. İsteyen arkadaşlar oradan daha detaylı bilgilere ulaşabilirler.
Portekiz'de özel okullarda uzaktan eğitim yasaklandı.
Kamu okullarının uzaktan eğitim için yeterli olmaması nedeniyle özel okullarda okuyanların da eğitim almaması sosyalist hükümet için anlamliymis.
Yani kısaca tüm öğrencilerin olabilecek en alt seviyede esitlenmesi amaçlanmış. Bu uygulamayı doğru buluyor musunuz ? Yani imkanı olanlarında eğitim haklarının hükümet tarafından engellenmesi için ne diyorsunuz ? Bu bir fırsat eşitliği uygulaması mıdır ? Yoksa insanların egitimsizlikte esitlenmesi uygulaması mıdır ?
Tüm Üniversite ve Liseleri Kapatsak Ne Kaybederiz ?
Günümüzde üniversitelerin ve liselerin varolmasının tek nedeni devletin insanları buna zorlamasıdır. Yani devlet bu kurumların diplomalarını yasal olarak zorunlu tuttuğu için bu durum doğal olarak bir üniversite ve lise rantına yol açmaktadır. Dolayısıyla Üniversiteler ve liseler bilim üretmek veya insan yetiştirmekten ziyade bu ranttan nemalanmak için kurulmuş kurumlardır. İnsanlar çocuklarını yetişmesi veya bilgi edinmesinden çok bu kurumların sağladığı belge ile iş sahibi olmaları için okutmaktadırlar.
Bu zorunlu rant nedeniyle, kurumlar sağlıklı bir biçimde eğitimci ve öğrenci bulmuyor zorlama nedenlerle bu işlem gerçekleştiği için verimsizlik ortaya çıkmaktadır. Eğitimcinin öğrenci bulmak gibi bir derdi olmaması yani devletin yasa zoruyla gayriresmi olarak öğrencileri bu şahısların kucağına atması nedeniyle, eğitimciler bir anlamda tok satıcıya dönüşüyor ve eğitimin zorla genele yayılması sistemi bayağılaştırıyor. Yani eğitimci yaptığı işle ilgisi olmayan bir insana dönüşürken, aynı şekilde öğrencide yaptığı iş ile alakasız bir insandır. Bu iki grubun bir araya gelmesinin tek nedeni devletin yapay olarak sağladığı rant sistemidir.
Dolayıyla üniversitelerin lağvedilip, tamamen kişisel arzularla ve kurucular ile okuyucuların kendi risklerini alarak buluştukları kurumlar haline gelmesi hem eğitmek için eğitimci olanların, hemde okumak öğrenmek ve gerçekten istediği alanda bilgi sahibi olmayı göze alan bireylerin yani öğrenmek için öğrenci olanların buluşmasını sağlayacaktır. Devletin yaptığı gibi diplomalarda yasal zorunluluğun yani yasal geçerliliğin ortadan kaldırılması ile bu geçerliliği her kurulan her doğal üniversitenin kendi başarısı oranında topluma kendiliğinden kabul ettirmesi ile gerçek bilim yuvaları inşa edilmeyecek midir ?
Bu düzen içerisinde bir konuda gerçekten kendini yetiştirmiş ve o konuda ilerleyen insanların doğal yeteneklerini kendileri gibi ilgili insanlara öğrettiği doğal ve yetenekli eğitim kurumları ortaya çıkacaktır. Yani öğretmen aslında öğretmen değil o konuda ilerleyen o konuda öğrenen bir öğrenci olacak gerçek akademik bir gelenek kurulacaktır. Yani filozoflar kendi felsefelerini geliştirirken öğretecek, mühendisler kendi alanlarındaki fikirleri tartışmak kendi konularını ilerletmek isterken eğitimci haline geleceklerdir. Sadece sıfatı mühendis olan yani bu işe ilgi duymayıp sadece işin sağladığı zorunlu rant sayesinde karnını doyurmak isteyenler kısa sürede demode olduklarını farkedip gerçek eğitmenler ile rekabet edemeyecek ve rant yerine kendi illerini yapacaklardır.
Ayrıca günümüzün teknoloji çağında eğitimin artık dijital ortama kayması gerekiyor. Eski nesil betonarme binalarda zorla veya bedavacılığın ve rantın büyüsü ile tutulan gençler ve yine kendini bir kez zorlayıp bir konumu işgal ettikten sonra başarısına bakılmadan para almak hayaliyle tutuşan bilim adamı vasfı olmayan öğretmenlerin buluşturulması yeriner. Bu işler video paylaşım platformları üzerinden derslere aktarılarak devasa bir para ve insan tasarrufu sağlayabilir. Ayrıca her şehrin merkezi bölgelerine insanların gelip gitmekte tamamen özgür oldukları uygulama merkezleri kurulabilir. Yani mühendisler veya diğer iş kollarında okuyan kişiler buraya gelip dijital ortamda öğrendikleri bilgilerle deneyim kazanabilirler.
Devletler, kurumlar ve şirketler devletin zoruyla dayatılan diplomalar yerine doğrudan şahısların yeteneğini ölçmeye yönelik kendi sınav programlarını hazırlayabilirelr. Ayrıca belki devletin dayattığı tek sınav yerine farklı sektörlerin dernekleri kurumlarına ait veya bu sınavları yapmayı iş edinmiş kurumların farklı farklı sınavlarından hangisini prestijli, inanılır ve kendi sektörlerine uygun görüyorlarsa insanlar o sınavları kendi seçimleri ile geçerli kılıp, niteliğini sorguladığı sınavları kendi istekleriyle geçersiz kılabilirler. Bu sayede üniversitelerde zorla dayatılan belki 20 belki 50 yıl öncenin demode bilgilerini öğretmek yerine sınav yapan kurumların da sürekli rekabeti ile her zaman güncel kalamaz mıyız ?
Sosyal Devlet - Asalak Kültürü !!!
Varan 1
Maaşlarınızın yüzde 80ini keserek aldıkları vergilerle, hortumladıkları paralarınızla sözde açılan bedava devlet üniversitelerindeki hortumu görün izleyin ibret alın ! Sizin maaşlarınızı sadece siz değil rektörve yedi sülalaesi haketmeyen her türlü liyakatsiz yalaskalar ve akrabalar nasıl hortumluyor izleyin. Siz sosyal devlet zırvalarıyla herkes okumalı zırvalarıyla kimleri nasıl besliyorsunuz sadece kendinizi değil binbir türlü keneyi besliyorsunuz.
Ahmet Davutoğlu döneminde kendisininde akademisyen olması nedeniyle bu asalak sürüleri özel sektörde hakettiği paranın vergiler yüzünden 5te birini alabilen kişilerin maaşlarından hortumlanan vergiler üzerinden devasa bir zam aldılar. Yatarak yedi sülaleleri hiçbir halt yapmadan bizim paramızla, bizim vergilerimizi hortumlayarak geçiniyorlar.
Üniversite diye dağa taşa açılan betonarme binalara öğrenci diye eknoominin istemediği kadar herifi veya kadını toplayıp onlara niteliksiz ve piyasanın talebinin tamamen zıttı konular okutuyorsunuz. Bu insanlar hayatı tanımıyor, bu insanlar girişimciliği piyasayı öğrenimiyor. Milyonlarca bütün gençlik en verimli en risk alması gereken çağları 4 duvar arasında çürüyerek ve yozlaşarak geçiriyor. Borcunu ödemeyen bir döner için millete yalvaran eşşek kadar ailesine asalak gibi yapışmış insanlar yaratıyorsunuz. Üstelik kendi cebinizden hortumlanan devasa vergilerle bunu siz yaptınız.
Okumuş insan enflasyonu yüzünden piyasada bir mühendisi asgari ücretle iş bulamaz hale getirdiniz, öğretmenleri bedava okullarınızdan mezun olan milynolar nedeniyle çok kötü şartlarda çalışmaya mecbur bıraktınız. Sosyal devlet zırvasıyla çalışanın üretenin hayatını kararttınız.
Varan 2
Sizin vergilerinizle sizden hortumlanan paralarla 500 000 adet tanesi 2000 liradan çöpe atılacak tablet" BEDAVA" dağıtılacak. Sizin vergileriniz sizin maaşınız, sizin alım gücünüz bedava diye millete dağıtılacak !
Varan 3
Somali'nin İmf borcu Türkiye tarafından kapatıldı ! 3.5 milyon dolar sizin cebinizden alınıp elaleme verildi, ganaya bilimum afrika ülkelerine sizden soyarak, zorla topladıkları vergilerle görkemli camiler yaptırıp onlarla övündüler, siyasetleri için propaganda malzemesi haline getirdiler.
Peki siz ? Orta sınıf olarak sosyalizmin en başat kuralını yaşıyorsunuz. Hakettiğinizi aldınız ve fakirlerle fakirlikte eşitlendiniz. Herşeyin en ucuzunu en kötüsünü alıyorsunu. Peki gerçeknten öylemi ? Bu vergiler alınmasaydı hepiniz kimseye muhtaç olmadan İNSAN gibi yaşayacaktınız.
2500 lira alan birinin asıl maaşı 12500 liradır.
3500 lira maaş alan birinin asıl maaşı gerçek alım gücünü 14 000 tldir.
Ama doğudaki 14 tane veled çıkaranın çocukları sizin çocuğunuz rızkıyla doyuruluyor, suriyelilere sizin paranız dağıtılıyor, devlet kurymlarında torpillik milyonlarca asalak hiçbirşey üretmeden başarısızlık içinde yüzerek üreten insanın maaşını hortumluyor. Üretmeyen torpilli asalaklar iyi bir şekilde yaşarken üreten adam bunca keneyi beslediği için sefil düşüyor insanlar girişimcilik yapamıyor, özelde çalışamıyor çünkü asalaklar yüzünden, beslenen onca herif yüzünden, vergiler yüzünden özel diye birşey yok bu ülkede !
Eğer vergi hortumu, sosyal devlet zırvası olmasaydı. Gerçek maaşlarınızı alsaydınız. Piyasada çalışan adam bu kadar kazansaydı. Gençler üniversitelerde çürümek için yarışmazdı, kıdsa sürede paralarını biriktirip milletin ağız kokusunu çekmeden kendi işlerini kuracak sermayelerini biriktirilerdi. Herkesin vergi ile hortumlanmamış geliri elinde kalsaydı ekonomi bir anda çok genişler para devletin şatafat ve yozsuzluk çözlünde kurumak yerine, çalışan gelişen üreten ve argeye yatırım yapan şirketlere gider. Bir üsrü yeni marka yaratılır gerçek serbest piyasa rekabeti olurdu.
Sizden hortumlanan sosyal devlet zırvasıyla asalakalrın beslendiği sistemde, kişiye özel devlet ihaleleri ile 3 5 firmaya verilen imtiyazlar. Yap işlet devlretler ile devletin sevdiği şirketler zenginleşirken geri kalan ne kadar başarılıü inavosyana açık, iyi yönetilen şirket varsa hepsi fakirleşip yokoluyor. Çünkü tüm maaşınızın yüzde 80ini vergi olarak devlete gidiyorsa, sizi kim umursar. Devlete yalakalık yaparsan kazanırsın, sizin 3 kuruş paranızla hangi gerçekten iyi yönetilen şirket namuslu bir biçimde yükselebilir ?
Asalak kültürü ile yavaş yavaş, alıştıra alıştıra, duygu kasa kasa hepinizin boynuna tasmaları geçirdiler. Hepiniz fakir olarak kalacaksınız, hepiniz baştakinin ağzından çıkan iki kelimeye bakıp, şahıslara tapacaksınız. Çünkü daha hakkınızı yani devletten bedava birşeyler dilenip asalak olmak yerine kendi çalıştığınız ve hortumlanıp sosyal devlet adı altında ona buna dağıtılan paranızın hesabını sormaktan bile acizsiniz !
Bir yardım kurumu olduğu iddia edilen Kızılay'da bir müdür 35000 tl maaş alıyor. Makam araçlarını sekreterlerini saymıyorum bile. Bu şekilde hortumlanan para ile zorla insanlara yardım yaptırılacağına. Paranız cebinizde kalsaydı özel yardım kuruluşları arasında beğendiğiniz kuruluşu seçip siz gerçekten namusla ve 35000 tl memur maaşlarıyla asalklık yapmayan gerçekten yardım peşinde olan kurumlara paranızı verirdiniz.İsteyen istediği konuda yardım ederdi.
Kimisi fakirlere yardım eder, kimisi kan kanserli çocuklara, kimisi bilim vakfına, kimisi ise eğitim burslarına kendi gönlünden geçen yardım alanına yönelirdi. Kimisi ise afrikalı çocuğa yardım ederdi. Siz kendi paranızla kendi vicdanınıza uygun yardımı yapardınız. Ama size bu hak bile tanınmıyor. Birileri paralarınızı hortumlayıp ne idüğü belirsiz kimselere dağıtıp ardından miting meydanlarında sizin paranızı lütuf gibi dağıtmakla övünüp oy toplayor. Bu çevresine topladıkları asalkalaşmış kitlede oyunu satıyor, karakterini namusunu satıyor. Çünkü köleliğe alıştırılmış oluyor. Aynı şekilde maaşının yüzde 80i hortumlanan sizlerde aslında varlık içinde yokluk yaşayarak aynı karaktersizliğe yaklaşıyor ve gün geçtikçe bedavacı oluyorsunuz.
Halbuki kazandığınız patrayı alsanız, aklı hür vicdanı hür insanlar olurdunuz kimseye kafanıza makarna atıyor diye veya 3 kuruş öğrenim kredisi verecek diye el açacak hale gelmeyip, ideallleriniz için oy verirdiniz.
O zaman gerçek DEMOKRASİ olurdu !
Zeytung haberi degil, utanmadan sıkılmadan bu rezil haberi yapmışlar.
.......
|
|
Cansız Maddelerden Canlı Varlıklar Oluşabilir mi ?
|
Kardeşim Esad !
Umut, hayal kırıklığına giden yolun ilk adımıdır. |
Son Giriş: 3 ay önce
Son Mesaj Zamanı: 3 ay
Mesaj Sayısı: 491
Gerçek Toplam Mesaj Sayısı: 1.487
İkinci El Bölümü Mesajları: 7
Konularının görüntülenme sayısı: 21.322 (Bu ay: 219)
Toplam aldığı artı oy sayısı: 3.074 (Bu hafta: 0)
En çok mesaj yazdığı forum bölümü: Konu Dışı / Off Topic