Şimdi Ara

s

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
15
Cevap
3
Favori
651
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • s



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi grup_34 -- 12 Aralık 2021; 17:51:2 >



  • Siz öncülük etseydiniz hocam
  • s



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi grup_34 -- 12 Aralık 2021; 17:50:18 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Makedonya'ya kendi araciyla gitmek isteyen Turk'ler genellikle ipsala sinir kapisini kullanarak Selanik uzerinden giderler, hem mesafe kisadir hem yol duzdur.

    Selanik'e varmadan hemen once buyuk harflerle MAKEDONIA yazan ve saga donus veren bir tabela vardir. Iste bu tabelayi goren Turkler hemen saga donerler ve kendilerini birden hava limaninda bulurlar.

    Zira Selanik uluslararasi hava limaninin adi Makedonya'dir ve bu isim Yunanlilar icin komsu ulke olan Makedonya'yi animsatmaz. Makedonya onlar icin bolgenin adidir.

    Halbuki MAKEDONIA tabasinin hemen altinda kucuk hsrflerle Skopje yazan ve duz bir ok ile gidilen yolu takip etmemizi bildiren bir tabela vardir, skopje üsküp demektir. Ama yurt disinda olmanin verdigi endisemidir, Yunanistan'in Makedonya'yi tanimadigini unutmuslukmudur skopje'nin makedonya'nin baskenti uskup'un avrupa'daki ismi oldugunu bilmemekmidir orasini da ben bilemem ama Makedonya'ya giden her Turk o tabelayi gordukten sonra donup, ve Selanik hava limanini soyle bir ziyaret ettigini cok gordum. Her seferinde de cok guldum. Cunku orayi hava limani oldugunu idrak edemeyip, bir sinir kapisi oldugunu ve gecis islemlerini nerde nasil yapacagini bile soran oluyor du.😃

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Hangisini anlatsam ki...
    ilk Tayland maceram...
    Tayland konumda vardı.4sene olmuş hala okuyucular bana der.Senn yazdın biz okuduk da cesaretlendik... ve kendimizi Tayland'da bulduk diyorlar...Aslında bu konuda anlatılcak o kadar çok şey var ki...
  • Fransa'da dil bilmeden halı saha maçları yapmıştım bir kaç kez ve her seferınde bana çok şaşırırlardı :)
  • Normalde sağa sola laf atan birisi değilimdir. Venedikte yürürken duvara sıva yapan adamlar gördüm yanlarından geçerken nedenini bilmediğim birşekilde hiç kafayı çevirmeden kolay gelsin dedim adam sağol kardeşim dedi. Tabi o şokla dönüp muhabbet ettim. Adam Makedonmuş. Hiç Türkiye'ye gelmemiş ama senden benden güzel Türkçe konuşuyordu. Bu da böyle saçmasapan bir anımdır.

    Prag'da 4kişi bir mağazaya girdik. İçeriye girince herkes kendi ilgi alanına göre sağa sola dağıldı. Sparta Prag atkısı sordum çalışan eleman Galatasaray var Fenerbahçe var Beşiktaş var dedi. Türk olduğumu nereden anladın dedim beraber geldiğin kız arkadaşın yarım saattir pazarlık yapıyor siz Türklerden başka pazarlık yapan yok dedi.

    Madrid'de havaalanı danışmasına gittim ingilizce biliyor musunuz dedim. Ülkede hiçkimse ingilizce bilmese de havaalanı çalışanlarının bilmesi gerekir ama biz kibarlıktan sorduk işte... İspanyolca si dedi. Sorumu sordum kadın ispanyolca olarak uzun uzun cevapladı. Taksiye bindim ingilizce biliyor musunuz dedim adam "evet ama artık siz turistler ispanyolca öğrenseniz iyi olur burası Londra değil" dedi. Sonra o da İspanyolca konuşmaya başladı. Israrla İngilizce konuşmamaları garibime gitmişti.

    Milano'da trenle tanıdığım birinin işyerine gidiyordum. Şehrin 9-10 km dışında. Trene binince mesaj at şu durakta in ben seni alacam dedi. Neyse o durakta indim. Bekle bekle gelen giden yok. Dedim bari kendim bulayım. Firma ismini bilen yok, adres zaten bende yok. 10-15 dkka sağda solda dolandım baktım benzin istasyonu var. Rica ettim telefon açtım cevap yok. Çalışanlar ingilizce bilmiyor. Tam dışarı çıktım arkamdan bir polis turco turco diye geldi. O da ingilizce bilmiyor. İşaret diliyle ve italyanca ben seni arabayla götürecem dedi. Arabaya bindim bi yandan düşünüyorum bu adam benim türk olduğumu nereden anladı, nereye gideceğimi nasıl biliyor diye. Bir yandan da polis araba sürerken resmen futbol oynuyor. Hakan Şükür'le ilgili birşeyler anlatıyor aynada sallanan araç kokusuna kafa atıp gol diye bağırıyor seviniyor falan. Kenan Komutan'ın Fatih Sultan Mehmet olduğu gibi Polis resmen Hakan Şükür oldu. Neyse gideceğim yere götürdü beni. Meğer tanıdığım kişiyle bu polis öğle aralarında aynı lokantada yemek yiyorlarmış muhabbet arasında polise bugün arkadaşım gelecek demiş. Tesadüf işte

    Şimdilik aklıma gelenler bunlar.




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    S.T.A.L.K.E.R Serisi Hakkında
    14 yıl önce açıldı
    S.a
    3 ay önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • Tanımadığın bir ülkede Türkle karşılaşmak güzel
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sebastianbjk

    Normalde sağa sola laf atan birisi değilimdir. Venedikte yürürken duvara sıva yapan adamlar gördüm yanlarından geçerken nedenini bilmediğim birşekilde hiç kafayı çevirmeden kolay gelsin dedim adam sağol kardeşim dedi. Tabi o şokla dönüp muhabbet ettim. Adam Makedonmuş. Hiç Türkiye'ye gelmemiş ama senden benden güzel Türkçe konuşuyordu. Bu da böyle saçmasapan bir anımdır.

    Prag'da 4kişi bir mağazaya girdik. İçeriye girince herkes kendi ilgi alanına göre sağa sola dağıldı. Sparta Prag atkısı sordum çalışan eleman Galatasaray var Fenerbahçe var Beşiktaş var dedi. Türk olduğumu nereden anladın dedim beraber geldiğin kız arkadaşın yarım saattir pazarlık yapıyor siz Türklerden başka pazarlık yapan yok dedi.

    Madrid'de havaalanı danışmasına gittim ingilizce biliyor musunuz dedim. Ülkede hiçkimse ingilizce bilmese de havaalanı çalışanlarının bilmesi gerekir ama biz kibarlıktan sorduk işte... İspanyolca si dedi. Sorumu sordum kadın ispanyolca olarak uzun uzun cevapladı. Taksiye bindim ingilizce biliyor musunuz dedim adam "evet ama artık siz turistler ispanyolca öğrenseniz iyi olur burası Londra değil" dedi. Sonra o da İspanyolca konuşmaya başladı. Israrla İngilizce konuşmamaları garibime gitmişti.

    Milano'da trenle tanıdığım birinin işyerine gidiyordum. Şehrin 9-10 km dışında. Trene binince mesaj at şu durakta in ben seni alacam dedi. Neyse o durakta indim. Bekle bekle gelen giden yok. Dedim bari kendim bulayım. Firma ismini bilen yok, adres zaten bende yok. 10-15 dkka sağda solda dolandım baktım benzin istasyonu var. Rica ettim telefon açtım cevap yok. Çalışanlar ingilizce bilmiyor. Tam dışarı çıktım arkamdan bir polis turco turco diye geldi. O da ingilizce bilmiyor. İşaret diliyle ve italyanca ben seni arabayla götürecem dedi. Arabaya bindim bi yandan düşünüyorum bu adam benim türk olduğumu nereden anladı, nereye gideceğimi nasıl biliyor diye. Bir yandan da polis araba sürerken resmen futbol oynuyor. Hakan Şükür'le ilgili birşeyler anlatıyor aynada sallanan araç kokusuna kafa atıp gol diye bağırıyor seviniyor falan. Kenan Komutan'ın Fatih Sultan Mehmet olduğu gibi Polis resmen Hakan Şükür oldu. Neyse gideceğim yere götürdü beni. Meğer tanıdığım kişiyle bu polis öğle aralarında aynı lokantada yemek yiyorlarmış muhabbet arasında polise bugün arkadaşım gelecek demiş. Tesadüf işte

    Şimdilik aklıma gelenler bunlar.

    venedik anısı güzelmiş hocam




  • Prag'da hostel odasında içiyoruz,kafalar hafif çözülmüştü

    Amerikali ve Meksikali iki eleman bide ben variz odada,

    Meksikalı olan babannesini anlatmaya basladi alkolün etkisiyle kadin grand canyon'da fotoğraf cekilirken aşağı düşmüş (wtf),bu biraz sakinleşince amerikali trump seçilince atlamak için arizonaya kadar gitmenize gerek kalmaz duvardan atlarsiniz dedi sbdbdhdh,meksikali eleman baya sinirlendi bağırmaya basladi bu sırada,sonra sadece ispanyolca konusucam artik diyip ispanyolca bağırmaya başladı,yan odadan ispanyol elemanlari getirip cevirebilir misiniz dedik,anamiza sövüyormuş eleman shsbdbd,sabah kalktigimizda sakindi herkes ben viyanaya gidecektim ama hosteller pahali diye cekiniyordum meksikaliya sen nereye dedim,viyana dedi,cok pahali degil mi yav dedim,benim orda evim var demesin mi :( sende kalayim falan diye yalvardim ama dün gece beni cok kirdiniz diyip reddetmisti allahsiz...




  • Arkadaşla beraber barselona nou camp store dayız .. Güzel bir kız kupa bardaklarına bakıyordu ve birden yerine koyarken çarpma sesleri geldi .. Arkadaşta meşhur cümleyi söyledi "al kırdın kırdın". Sonra kız dönüp gülümseyerek "ben türküm " dedi .

    Paris'te çantalarımız sırtımızda otelimizi arıyoruz. Elimizde booking çıktısı var .. Çıktıda harita aşırı derece küçük biz tabi telefonda ki haritayla doğru yöne doğru gidiyoruz .. Tahmini 3 km yol vardı .. Yolda giderken baktım 2 adam tipten türk e benzettim .. O da tabi tanımış bizi .. Kardeşine ben arabayı park edip geliyorum dedi ve ne ara parkettiyse artık birden önümüze çıktı . Gençler nereye gidiyosunuz dedi .. Bizde booking çıktısını gösterdik .Küçücük haritalı :D Sonra aldı eline baktı .. O arada yüz ifadesinden anladım şimdi sallayacak dedim .. Sonra tarif etmeye başladı .. Şurdan gidin 2 caddeyi geçin hemen orda .. :D Arkadaşa dedim kesin sallıyor .. Gittik baktık sallamış :D daha 2 km yol vardı ..

    Tabi biz pariste yer ararken tuhaf kişilerle karşılaştık .. Oteli bulmaya devam ederken bir motorlu adam gördük soralım dedik .. Adam anlattık adam mal mal bize bakıyor .. Ağzından tek laf çıkmıyor .. :D bıraktık gittik .. Genç bir kıza sorduk daha ilerdedir dedi devam ettik .. Gerçektende öylemiş oteli bulduk ..

    Daha sonra arkadaşa bilgisayar parçası almaya gidiyoruz yine pariste .. Metro vs bindik konuma yaklaştık .. Birine sorduk şu yer nerde diye .. Biz adamla ingilizce konuşuyoruz adam bizle fransızca konuşuyor .. Fransızca tarif ediyor . :D ingilizce bilmediğinden değil dilleri çok değerliymiş o yüzden fransızca konuşuyor . Allahtan yaşlı bir amcaya denk geldikte o ingilizce konuşup anlattı ve yeri bulduk ..

    Bu dil mevzusunda ispanyollar her ne kadar çoğu kişi ingilizce bilmesede çok sıcak kanlılar .. İspanyayı ayrı severim ..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi *Designer* -- 8 Ocak 2017; 19:59:15 >




  • yıl 2009. Prag florenc terminali'nden karlova vary'e gidiyorum. Otobüs bizi şehir içi toplu ulaşım yapan otobüslerin olduğu bir durakta bıraktı. Sağa sola bakına bakına geziniyorum karlova'da. Bir bankta tek başına oturan 19-20 yaşlarında bir çek kızı gördüm. Başladım fotoğraflarını çekmeye. Önce istemese de çok geçmeden poz vermeye başladı. İngilizcesi bizim türkiye'deki lise seviyesinde öğretilen seviyede. Beraber bir restorana gidip geyik eti yedik, şarap içtik. Şarabın etksiyle birbirimize iyice yakınlaşmıştık. 21:30'da prag'a dönüş biletim vardı. Zaman su gibi geçmiş, saat 23:00 olmuştu bile. Kızdan ayrılıp fellik fellik gecenin 1'inde otobüsün beni bıraktığı yere gittim. Civarda kimsecikler yok. Aylardan ekim ve hava inanılmaz soğuk, kar yağıyor. Yaşlı bir amca gördüm. Bana otobüs terminalinin 100 metre ileride tren istasyonunun arka tarafında olduğunu söyledi. Koşa koşa gittim. İçeride bir ofiste iki tane görevli vardı. Yine ingilizce bilmiyorlar tabi. Bir şekilde beni anladılar. İçlerinden biri bir kağıda 05:40 / 1 yazıp bana uzattı. Leş gibi çiş kokan bir bekleme odasında, 2 tane akıl hastası çek ile sabaha kadar bekledim. (Sanırım oralarda yatıp kalkıyorlardı). Saat 5 gibi dışarı çıktığımda 1 numaralı peronda bekleyen 8-10 tane genç erasmus öğrencilerini gördüm. İki tanesi israil'li (bunlar öğrenci değildi), diğerleri polonya, almanya ve letonyalıydı. Çok geçmeden otobüs geldi. Student agency. Muavin kıza biletim olmadığını ve prag'a dönenmem getektiğini söyledim. Aynı şekilde israil'li iki çocuğun da bileti yoktu. Kız, otobüs kaptanının inisiyatifinde olduğunu, o onay verirse ancak binebileceğimi söyledi. Diğer yolcular biletleri olduğu ve öğrenci oldukları için öncelikli olarak otobüse alındılar. Ben ve diğer israilli çocuklar kaldık. Muavin kız şoföre gidip birşeyler anlattı. Şoför inip yanımıza gelerek pasaportlarımıza baktı. Bana başıyla sen bin işareti yaptı. Ben bindim, israilliler kaldı. Benim için ilginç bir hatıraydı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 2014 Haziran ayı yer Paris. Hanım ve oğlumla hanımın kongresi için gitmiştik Paris'e. Hanım sunumunu yapmış ve kongrenin yapıldığı otelden ayrılmıştık. Saat epey ilerlemişti ama henüz hava kararmamıştı. Eiffel kulesine gidecektik ama birine sormamız gerekiyordu. Bir yaya geçidinde geçerken hanım başörtülü bir anne ve kızını görünce '' müslüman olmalılar, bunlara soralım'' dedi. Nasıl soralım ne diyelim derken kadın Türkçe konuşunca önce bi aaa dedik. Nerelisiniz diye sorduk, Balıkesirliyiz diyince iyice şaşırdık. Neresindensiniz diyince kadının bizim evin hemen yakınındaki 3 km mesafedeki köyden olduğunu öğrendik ve iyice şok olduk. Başladık ayak üstü muhabbete. Sağolsun kız bir kağıda hangi metroya hangi otobüse binmemiz gerektiğini bigüzel yazıverdi. Kuleyi çok rahat bulduk. Kadın 4 katlı bir apartmanları olduğunu söylemişti, köyün yanındaki çevre yolundan her geçişimde gözüm hep o apartmana kayıyor...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Benim şansıma hep Fetöcüler denk geldi. :)

    Tayland-Chiang Mai'den Malezya-Kuala Lumpur'a uçtum, trene gidiyorum, sırtımda valiz merdivenlerden inmek zor geldi,asansörü kullandım. Asansörün kapısı kapanmak üzereyken çantalarıyla bir kız geldi, beraber indik aşağıya. Boş bir bank var, ikimizde oraya doğru gittik, oturduk. Güzelde kız, Malezya'lı sandım, selam felan, nerelisin dedim? "Tayland'lıyım dedi. Aynı uçakta gelmişiz. Ama kız kısa kısa cevaplıyor, "ne anlatıyor, niye yavşıyor bu salak" gibisinden hareketlerde. Kızın kıyafetleri garibime gitti, Tay birine göre fazla kapalı, uzun bir etek, uzun kollu üst falan, sıkılmışım zaten tak diye " Sen müslüman olmalısın dedim?" Tayland'ın yüzde 5'i müslüman, onu biliyorum. Şansımı deneyeyim dedim. :) O ilgi göstermeyen kız bütün vücuduyla bana doğru döndü. "Nereden anladın? dedi. Yüzündeki ifadeyi görmeniz lazımdı. Dedim müslümanım, İstanbul'dan geliyorum. Ondan sonra kız demesin mi, ben de Konya'da bir süre yaşadım diye. :) Dedim ne alaka Konya, sonra bir anda şimşekler çaktı tabi? Kız dedi Chiang Mai'de bir Türk okulu var, orada okudum, son sınıfta da Türkiye gezisine gittik falan. Dedim "Gulen Movement", Seni Fetöş. :)

    Neyse bu birkaç yıl önce oluyor, daha Fetöş falan yok, ama son zamandaki durumlardan bahsettim, o da biz de Türkiye'ye gidince gerçek hallerini gördük, bize kimse yardımcı olmadı gibisinden bir şeyler geveledi. Çat pat Türkçesiyle bir süre konuştuk, Kuala Lumpur'da Tıp okuyormuş, bana şehir hakkında bir süür şey anlattı, yardımcı oldu. Allah razı olsun. :)

    Bir diğeri geçen Mayıs'ta Tiran'dayım. Bir tane büyük meydanları var, ücretsiz tura katılmışım, foto çekerken de güzel bir kız gördüm. Çaktırmadan çekiyorum ama farketti, ben de "rahatsız etmedim umarım"gibisinden bir şeyler söyledim. Yok ne demek, görebilir miyim dedi. Gösterdim falan, sonra nerden geliyorsun falan diyor, dedim İstanbul, sonra kız demesin mi ben Türkçe biliyorum diye. :) Başladık konuşmaya, Turgut Özal lisesi varmış, oradan mezunmuş, dedim bizim "Gulen Movement" iş başında yine. Bu da eczacı yada doktor öyle bir şeymiş, 5-10 dakika ayak üstü sohbet ettik, din diyanet yine giriyorum ben sonradan gördüm kız aslında hristiyanmış. :) Fotoları alabilir miyim? dedi. Facebooka instagrama ekledik, sonradan yaptığı paylaşımlardan neler kaçırdığımı gördüm ama neyse, en azından İstanbul'a gelirsen haber et demiştim. :)

    Daha çok ilginç karşılaşmam var, ama yazması zaman alır, konu yukarıya çıktıkça paylaşırım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi alatrka -- 22 Ocak 2017; 19:40:4 >




  • Almanya'ya gittiğimde trenle Regensburg'dan Münih'e geçecektim. İstasyonda makinadan bilet almak için para koymuştum 5 € idi yanlış hatırlamıyorsam. Para üstünü altta hazneye boşalttı. Elimi attım almak için bir de baktım 10 € ya yakın bozukluk. Elimde topladım hepsini cebe atıcaktım kafamı bir çevirdim bir tane yaşlı bir Alman bana bakıyor. O kadar çok utanmıştım ki kendi para üstümü aldım. İstasyonun köşesine çekildim adamla göz göze gelmemek için adamın çok uzağına binmiştim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.