Şimdi Ara

Sıfır araç ile bir aceminin günlüğü... (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
63
Cevap
1
Favori
3.025
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • kardeşim baştan sona okudum yazdıklarını çok da güzel yazmışsın hiç sıkılmadım okurken...

    genç yaşında birçok şey başamış ve kredi çekip araba alarak da yine önemli bir sorumluluk almışsın

    yalan değil yapıyoruz önümüzdeki aracın gidişi hoşumuz gitmezse korna da çalıyoruz sellektör de yapıyoruz ama sen bunlara hiç aldırma kendine bir yol tuttur (tercihen sağ veya sağa yakın olan şerit) ve oradan devam et taa ki aracı artık vücdunun bir parçası olarak hissedene kadar... korna çalana sellektör yapana hiç bulaşma. boşver yapsınlar sen yoluna devam et kafanı çevirip bakma gereksinimi bile hissetme önüne ve aynalarına bakmaya devam et

    Allah yolunu da bahtını da açık etsin...

    edit: yazarken ifade etmeyi unuttum senin sayende trafikte acemiler olduğunu düşünürek ve onları tedirgin etmekten kaçınacak şekilde hareket etmek gerektiğinin farkına vardım bunun için de sağolasın



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi feelhurricane -- 22 Aralık 2011; 2:51:48 >




  • kardesim hayirli ugurlu olsun kazasiz belasiz binersin insallah
  • 2-3 yıl önce aynı şeyleri bende yaşadım . 18 yaşımda ehliyetimi aldım ve babam kuralcı bir insan olduğundan o yaşıma kadar tek tük araç vermişti . Bu nedenle doğru düzgün sürmeyi bile bilmeden ehliyetimi aldım . Babam yine sürmeyi bilmediğimden dolayı aracı vermeye çekiniyordu fakat bir yandan da vermesi gerektiğinin farkındaydı . Neyse uzun uğraşlar sonucu aracı aldım ve ilk trafiğe çıkışımda aynı problemleri yaşadım . Tek şeritli yollar korkumdu ayrıca yaşadığım şehirde kural diye birşey yok , makas atan dolmuş şoförleri mi dersin , 2 sıra park eden şoförler mi dersin , hız yapan otobüs şoförlerimi dersin ne ararsan vardı . Fakat korkunun ecele faydası yok deyip sürmeye devam ettim ve beklediğim ufak kazayı da çok geçmeden atlattım . Geri geri giderken sadece dikiz aynasından bakmanın yeterli olmayacağını da o gün öğrenmiştim . Zamanla trafiğe çıkarak bu sorunları da aştım , bu yıl babama yeni araç aldırdım (eski aracımız çok yaktığı için) şuanda kafam ne zaman eserse alıyorum , usta diyemesem de iyi bir şoförüm en azından aracı 'insan' gibi kullanabiliyorum . Sizde kaza yapmaktan korkmayın o korku sizi strese sokar ve korna ile selektör yapanları da takmayın babalarının yolu değil 40-50km hız ile gitmenize onlar karışamaz . En önemlisi tekrar belirtiyorum kaza yapmaktan korkmayın hız yapmadığınız sürece yapacağınız kazanın size büyük bir masraf açacağını sanmıyorum bu nedenle kendinizi kaza yapmamam gerekiyor diye şartlamayın o stres ile araç sürülmüyor kafanız boş olsun kaza yapmayı aklınızdan çıkarın , her aceminin bir ufak kaza hakkı vardır




  • ilk gün heycanı hocam 2.el de araç alsan aynısını belkı yasardın o yüzden 1 ay sonrası senle şimdiki seni iyi karşılaştır
  • Yeni otomobilin hayırlı uğurlu olsun kardeşim. Öncelikle güzel bir araç satın aldığını söylemek istiyorum. Anlatıklarından yola çıkarak otomobil kullanmak için yeterli bilgiye sahip olduğunu görüyorum. İhtiyacın olan tek şey pratik oda zamanla kendiliğinden gelişecektir. Küçük hatalar için asla moralini bozma. Hiç bir insan yoktur ki hata yapmadan baştan sona mükemmel bir şekilde hatasız araç kullanmasını öğrensin.

    Sana bir kaç küçük tavsiyem olacak;
    Park konusunda yeterli tecrübeye kısa zamanda kavuşmak istiyorsan izinli gününle bir kaç su damacanası alıp boş bir yere gidip park çalışması yap. Sonrada aracı bir yere park edeceğin zaman sağ aynanı yere çevir ve koltuğunu yükselt. Bu şekilde daha kolay park edersin.

    Asla ama asla riskli davranışlara girme, Trafikteki diğer kişilerin seni farlı, kornalı tacizlere stres altına sokmasına izin verme. Her zaman sakin ol.

    Motorcuların bir sözüdür, aynada yüzün gülümsemiyorsa o gün motorsikleti kullanma. Bu söz otomobiller içinde geçerlidir. Stesli, sinirliği olduğun zamanlarda o direksiyona oturma. Önce sakinleşmeyi bekle.

    Sinyal vermeyi asla unutma, Emniyet kemeri zaten bir parçan olsun.


    Kazasız belasız sürüşler dilerim Tekrardan.




  • Hocam telaş etmen böyle düşünmen çok normal ben sana bi anımı anlatayım ehliyetim yokken babamın arabasını kaçırmıştım (trafiğe çkmadım) öylesine dolasıyodum. Akşam olunca arabayı part etmek için geri geri gelcektim bu yüzden de yanımdaki arkadaşı indirdim beni mesafeye göre uyarmasını söyledim tabi tamam dedi. Düsük bi hızla geri geri gelirken arabayı başka bi arabanın arka tamponundan vurdum ve sonra arkadaşım hop dedi demek istediğim umursadığına deymez daha böyle birsürü başımdan geçen olay var (kalanları ehliyet aldıktan sonra) sonuç artık telaşlanmıyorum ve dikkatli sürüyorum
  • hayirli olsun alisirsin.
  • Aracınız hayırlı olsun.

    Zamanla herşey yoluna girecektir.Çevreyi dikkate al ama çokta önemseme.Kim ne düşünür çok önemli değil.

    Güle güle kullanın.
  • ben sana sunu tavsiye edebilirim ki sen de yasamissin zaten,

    sokaklar dan kavsaklardan yola cikarken veya adalardan sonerken sen ilk once onundeki araci izle bak ne yapiyor, ondan gozunu ayirip gelen trafigi izleme, istemsizce frene veya gaza dokunarak bir tiklamaya sebebiyet verirsin ki, birsey olmaz ama bikac cizik senin canini sikar,

    ara sokaklarda dolanirken kesinlikle surat yapma ve heran onune biri atlayabilirmiscesine dikkatli ve temkinli bir bicimde donuslerini yap veya karsi yola gec, yani gececegin yolu gor ve bos oldugundan emin ol,

    sinyal kullanmaktan hicbir zaman imtina etme, emniyet kemerini de oyle, bi yere tiklayi verdiginde hava yastigi suratina patlayabilir, ic dikiz aynandan surekli arkayi kontrol et seyirdeyken,

    muzigin sesini cok acma bu senin disaridan gelen reaksiyonlara tepki verememene yol acar, veya aractaki olasi bir sorunu hissetmeyebilirsin, tipki el frenini serbest birakmayi unuttugun gibi,

    arac suruste her zaman onemli olan gorustur, ilk once gormek sonra gorunmek, her zaman farlarin, camlarin, sinyallerin icten distan piril piril olsun, gece bide hava yagmurluysa gorus inanilmaz derecelerde duser,

    bunlar zamanla olabilecek tecrubenin getirdigi seyler, birak zamana onlar sana gelecektir zaten, fakat benim yazmamin sebebi bunlara biraz daha erken kavusabilmen..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: codeGenius



    öncelikle yeni araban hayırlı olsun.
    oturduğun yer de bana yakınmış.
    dolayısıyla seninle aynı yolları kullanıyoruz.

    sana tavsiyem önce arabanın boyutlarına alışmaya çalış.
    mesela sileceklerin veya ön camın altındaki herhangi bir noktanın sağa yanaştığındaki durumuna bak.
    böylece hızlı hareketlerde bile o nokta sayesinde sağa çarpmamak için kendini ayarlayabilirsin.

    temel felsefen mümkün olduğunca başkasının arabasına zarar vermemek olsun.
    böylece kaza yapma ihtimalin %50 azalır.
    nasıl olsa geçer, nasıl olsa sığar vs. gibi düşüncelerle hem kendi hem de başkalarının arabalarına sürtme veya çarpma durumların artar.

    özellikle üsküdar'ın dar sokaklarında her zaman yol veren sen ol.
    henüz yollara ve arabana tam alışamadığın için iki inatçı keçi gibi dar yollarda diğer araçlarla karşı karşıya kalabilirsin.
    yol veren sen olursan herkes sana teşekkür eder, dar yola girip araçları sıkıştırırsan herkes sana kızar...
    yolları ve arabanın boyutuna alışınca zaten aradaki boşluklara da daha rahat girersin ve kimin ne zaman kime yol vermesi gerektiğini daha iyi idrak edersin.
    tabi sen ne kadar doğru yaptığını düşüsen de bir ticari veya yolların hakimi taksici her zaman bildiğin doğruları alt üst edecek hareketlerde bulunabilir.
    onlara da sabredeceksin.
    özellikle taksiciler yolun başında 5-10 saniye beklemek yerine daracık yola girip ucu ucuna geçerek trafiği 5 dakika kilitlemeyi çok severler.
    üstelik öyle daha çabuk geçtiklerini zannederler, halbuki trafik aksa sadece 10 saniye bekleyecekler...

    bir de sakın ha minibüsçüye, kamyoncuya, bilmem neye sinirlenip camını indirme veya yollarını kesme.
    onlar bağırsın çağırsın, sen yoluna bak ve devam et.
    emin ol etraf kaybedecek hiçbir şeyi olmayan insanla dolu.

    ayrıca gittiğin hızın şehir içinde çok da önemi yok.
    zaten her yer trafik.
    ancak e5 vb. yollarda yavaş gidiyorsan sol şeriti işgal etmemelisin.

    Önemli bir konuda kesinlikle bir tane kurban kestir...
    Üsküdar'da oluduğuna göre Aziz Mahmud Hüdayi Hz.lerinin orada kestirebilirsin.
    Etini de onlar dağıtıyor zaten...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Prof.Matematik -- 22 Aralık 2011; 15:53:44 >




  • Herkes birçok şey söylemiş zaten, gayet de faydalı şeyler.

    Ancak yine de 1-2 şey eklemek isterim, temel bilgi mahiyetinde;

    - Trafikte hemen önündeki araca göre gitme, hep onların ilerisinde olsun gözün.

    Bazısı ayarlayamaz mesela, önde trafik duruyordur, hemen öndeki araç ise geç fren yapar, ona uyup arkadaki de geç ve ani fren yapar. Halbuki trafiğin ilerde durduğunu görüp yavaşlamak veya fren yapmaya hazırlıklı olmak gerekir.

    - Yolda "acaba çok mu yavaş gidiyorum" durumunu ölçmenin tek yolu, öndeki, yandaki, etraftaki araçlara bakmaktır.

    Örneğin çok akıcı bir yolda hız ortalaması 80-90km/h ise, sen de o hızlara yakın seyredeceksin. 50km/h ile gitmeye çalışırsan hem kendini hem trafiği tehlikeye atarsın. Kısaca "akıntıya uydur" kendini

    - Gözlerin durmadan aynalarda olsun.

    Bir yerde okumuştum, "iyi şoför 5sn'de bir aynalarını kontrol eder" diye.
    Trafikte olay sırf önünde olup bitmez.
    Arkayı da gözlemek gerekir.

    Birkaç defa bu şekilde arkadan gelen hayvanlardan kaçarak kaza atlattığımı bilirim.

    - Manevralar, çeşitli hareketler vs.'ler zaten bir süre sonra otomatikleşecek, rahat ve hızlı hareket edeceksin.
    Çok dert etme.

    Zaten birçok şeyi "onu böyle yaptım, bunu şöyle yapmamalıyım" diyerek resmen yaşayarak tecrübe ederek öğrenmişsin.
    Demek ki yaptıklarının - yapmadıklarının farkındasın.
    Bu da demek oluyor ki, kısa sürede pişecek ve ustalaşacaksın.

    Yukarıda arkadaş güzel bir tanımlama kullanmıştı;
    Usta acemi gibi birşeydi galiba

    Ha bir de arabayı ustalaşana, kendine iyice güvenene kadar, sana karışmayacak, kendini çok rahat hissettiğin birileri ile kullan.
    Bu baban olabilir, kız arkadaşın olabilir, herkes olabilir.
    Bazen babalar çok karışır-kızar, insanı paniğe sürükler.
    Baba öyle birisiyse hiç tercih etme mesela.

    Ama sana hatalarını görüp, sakin sakin söyleyebilecek, seni bu anlamda eğitebilecek bir şoför olsun.
    En azından kendi kendine göremediklerini de söyler.

    Pek fazla problemin görünmüyor zaten.
    Sadece pratik eksiğin var, o da normaldir, yakında geçer




  • Hayırlı uğurlu olsun aracın, Allah kaza bela göstermesin. Yakıt tüketimin fazla ama bu senin acemiliğinden kaynaklanıyor. Dur/Kalklarda gaza fazla yüklenme, acemi olduğun için freni fazla kullanırsın, sonra tekrar gaza basman gerekir. Bu da tüketimini artırır. Hızını trafiğe göre ayarla, durman gerektiğini sezdiğin an ayağını gazdan al. Yani frene çok fazla basıp arabayı çok fazla yavaşlatıp tekrar hızlanmak zorunda kalma. Heyecanını atana kadar sağ şeriti kullan, sen sadece kurallara uy, başka kimseye aldırma.

    Çok da fazla düşünme, nasıl durcam nasıl parketcem diye dert edersen çok zorlaşır işin. Rahat ol direksiyonda, kasma kendini. Araba sürmek kolaydır, kısa zamanda atarsın acemiliği.

    Ben araba sürmeyi öğrenirken yanımda panik atak rahatsızlığı olan babam vardı, çok zorlanmıştım. İlk defa yalnız trafiğe çıktığımda da heycandan sol ayağım titrer, debriyaja zor basardım. Bir kaç sefer böyle olduktan sonra çok rahatladım.

    Direksiyonda ne kadar rahat hissedebilirsen, o kadar kısa zamanda geçer acemiliğin.




  • Arkadaşlar güzel örnekler vermişler. Bende ilk acemilik günlerimden birkaç şey aktarayımda yalnız olmadığınızı anlayın

    Ben babamın arabasıda olsa kimsenin arabasını kullanmamaya yaşadığım birkaç olay yüzünden yemin ettim. Ne zaman arabamı alırım o zaman öğrenirim diyordum. Öylede yaptım.

    Sadece sürücü kursunda öğrendiğim kadar şoförlük vardı. Birkaç kere de tövbe etmeden önce araç kullanmışlığım vardı. Kayınpeder Kayseri'den aradığımız temizlikte araç bulduğunu söyledi. Almaya gittik o kullanmaya başladı benim içim gidiyor tabi. Bir yerde bana verdi hata yaptım geri aldı. Ankara'ya kadar düşündüm ve arabayı almazsam bir daha süremeyeceğimi düşündüm.

    Ankara'da ben aldım arabayı. Gelene kadar çok zorlandım. Bolu'da özellikle inanılmaz sis vardı. Ama getirdim aracı. 2. gün park ederken direğe dokundurdum ve biraz ezik oluştu onun haricinde bir kazam olmadı. Umarım sende hiç olmaz ancak olursa da ufak tefek şeyleri kafana takma.

    Uygulaman gereken en önemli iki şey var,
    1. Aynaları çok sık kontrol etmek.
    2. Sinyalleri her hamlende arkanda araç olmasa daha kullanman.

    Gerisi zamanla olur..
    Hayırlı uğurlu olsun. Kazasız belasız sürüşler dilerim.




  • baya bağlanmışsın sen bu araca
  • günlük yazmaya ara vermişsin artık alıştın galiba
  • Dostum öncelikle aracın hayırlı uğurlu olsun..

    Benim her zaman dikkat önceliğim şunlardır...:

    1-Asla kemer takmadan hareket etmem..! Emniyet kemerleri üreten bir fabrikada çalışıyorum ve ne kadar işe yaradığını biliyorum,istesem iş yerinden orijinal tokasını takar sustururum ama özellikle aracımda bulundurmuyorum..
    2-Alkol genelde kullanmam ama kullanmam gerekirse asla araç sürmem..!
    3-Ara sokaklarda sürerken asla 20-30'dan hızlı sürmem,aradan çocuk çıkar,,yaşlı çıkar,,sağına soluna bakmadan yolunu kesen öküzler çıkar.
    4-Yoldan çıkmak üzere isem en az 30-40mt önceden sinyal veririm.. Tali yoldan ana yola çıkmak üzere iken sağdan yada soldan gelen aracın geçmesini beklerken aracın sinyal vermeden benim çıktığım yola girmesi beni deli eden bir olaydır..
    5-Önümü göremiyorsam asla sollama yapmaya kalkmam,önümdeki araç yavaş gidiyorsa bile sabredip uygun şartlar oluşuncaya kadar beklerim..
    6-Öndeki araç ile mesafemi korumaya çalışırım,ehliyet kursundaki hocamın dediği gibi "Yolda iken her zaman sağındaki,solundaki,arkamdaki ve önündeki aracı aynı anda kullanıyormuşsun gibi kullanmaya çalışın" kullanmaya çalışırım.Tamam bu kısım biraz zor ama onların ne yapacağını kestirmeye çalışırım..!

    Aklıma gelenler şimdilik bunlar.

    Kazasız belasız kullanman dile ile..




  • mesajım bulunsun
  • bence tek yapman gereken şey kendine guvenmen ve sakin ol gerisi kendinden gelir yavaş yavaş pratik yap hangimiz ne hatalar yaptık ufak tefek şeyler olur sıkıntı etme zamanla alışırsın.
  • araç kullanmanın altın kurallarından biridir dikkatli olmak. başlarda fazla dikkatli olursun, tedirgin hallerin olur. ama sonra alıştıkça kendine güvenin artar, tedirginliğini atar, sakin bir şoför olursun. bu yüzden sen dikkatliysen diğer unsurları boşver, zamanla alışırsın her şeye.

    hayırlı olsun,
    iyi günler.
  • quote:

    arkandan korna çalanları umursama


    Bu TIR olsa bile mi

    Şöyle anlatayım, ışıklardayım bugün, yeşil yeni yanmış bende ışıklara yaklaşıyorum, hızımı azaltıyorum, vites düşürüyorum yani trafiğin nabzına göre aracımı ayarlıyorum. derken uzun huzmeli farın dikiz aynasından yansımasıyla gözüm kamaştı. Baktım, koskoca TIR sol şeritte Allah ne verdiyse geliyor. Kaçacağım hiç yer yok, dahası sola döneceğim işaretimi vermişim. Daha ne yapayım, kolumu çıkarıp işaret mi çekeyim. tabi fren yaptı tamponuma kadar yanaştı, korna vs. bsatı gitti.

    TIR simulasyonlarından anladığım, bu şoförler araçlarının devrini düşürmeyi hiç istemiyorlar, herhalde bir daha o devri yakalaması çok zaman alıyor. Bu nedenle en son raddeye kadar frene basmıyorlar.




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.