Şimdi Ara

SİGARAYI İLAÇ KULLANMADAN BIRAKMANIN YOLU... (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
72
Cevap
2
Favori
9.010
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • 13. BÖLÜM

    KOMBİNE SİGARA

    Hayır, kombine sigara iki yada daha fazla sigarayı bir anda içmek değildir. O
    başınıza bir kere geldiğinde ilk sigaranızı neden yaktığınızı sorarsınız kendinize. Bir
    keresinde ağzıma bir sigara koymak istediğimde ağzımda yanan bir sigarayla elimin tersini
    yakmıştım. Bu öyle sanıldığı kadar aptalca bir şey değildir. Daha önce de belirttiğim gibi
    sigara bir süre sonra kendi yarattığı özlemi giderememeye başlar ve sigara içerken bile bir
    eksiklik duyarsınız. Birbiri ardına sigara içmenin sinirleri en çok yıpratan tarafı budur.
    Tiryaki ne zaman bir desteğe gereksinim duysa sigarasını yakmıştır zaten. Koyu tiryakiler
    bu yüzden çoğunlukla başka uyuşturuculara başvururlar. Neyse ben konunun dışına
    çıkmak istemiyorum.

    Kombine sigara bizi her zaman uyaran nedenlerden iki yada daha fazlasının bir
    araya gelmesi sonucunda içtiğimiz sigaradır. Örneğin toplantılar, partiler, düğünler,
    dışarıda yenen yemekler. Bu durumlar hem stres doludur hem de rahatlatıcıdır. Bu şimdi
    bir çelişki gibi gelebilir ama aslında değildir. Diğer insanlarla hatta arkadaşlarla bile birlikte
    olmak bazen strese yol açabilir, bir yandan eğlenmek bir yandan rahatlamak istersiniz.

    Öyle durumlar vardır ki dört uyarıcı bir anda etkisini gösterir. Buna örnek olarak
    araba kullanmak gösterilebilir. Örneğin doktordan yeni çıktıysanız stresinizi atıp
    rahatlamak istersiniz. Diğer yandan trafik, stres faktörünü yeniden ortaya çıkarır.
    Yaşamınız tehlikededir. Konsantre olmanız gerekir. Belki son iki faktörün farkında
    değilsinizdir ama farkında olmadığınız için yok demek değildir. Trafik sıkışmışsa veya uzun
    bir otoyoldaysanız işin içine bir de can sıkıntısı faktörü girer.

    Başka bir klasik örnek ise kağıt oyunlarıdır. Briç, poker gibi oyunlar konsantrasyon
    gerektirir. Sahip olduğunuzdan daha fazla kaybedersiniz ve strese girersiniz. Elinize uzun
    süre işe yarayan bir kağıt gelmezse sıkılırsınız. Ve bütün bunlar rahatlamak istediğiniz boş
    zamanlarınızda olur. Kağıt oyunları sırasında ara sıra sigara içenler de dahil bütün
    oyuncular fazla sigara özlemi çekmedikleri halde ardı ardına sigara içmeye başlarlar.
    Küllükler anında dolar. Oyuncuların üzerine kalın bir sigara dumanı yerleşir. Sigara
    içenlerden birinin omzuna dokunup sigara içmekten zevk alıp almadığını sorduğunuzda
    "şaka yapıyor olmalısınız" yanıtını alırsınız. Böyle akşamların sabahında insanın ağzında
    küllüğü anımsatan bir tat olduğunda sigarayı bırakma kararı alınır.

    Bu kombine sigaralar çok değerlidir, sigarayı bıraktığınızda en çok onları
    özleyeceğimizi sanırız. Yaşamdan artık eskisi gibi tat alamayacağımızı düşünürüz. Aslında
    hep aynı ilke geçerlidir: Bu sigaralar da yalnızca sigaranın yarattığı özlemi giderirler ve
    bazı durumlarda bu özlemi giderme gereksiniminiz daha fazladır.

    Şunu artık bir açıklığa kavuşturayım. Özel olan sigara değil yaşanan olaydır. Sigara
    gereksiniminden kurtulur kurtulmaz bu tür olaylardan daha çok zevk alacağız ve daha az
    strese gireceğiz. Önümüzdeki bölümde bunu ayrıntılarıyla anlatacağım.
    -




  • gerçekten istemediğin sürece asla sigarayı bırakamazsınız bu bir gerçek
  • 1999dan beri sigara tiryakisiydimki 11 yaşında başlamıştım aslında (1996)

    Ben nasıl bıraktım (2010)

    1.gün sabah kalktığımda sigara ve çay içmedim kahvaltı/ yemek yemedim (aç karnına çay mideyi bulandırabilir) , 6-7 saat sonra yemek yedim çay içmedim (tiryakılerde çay nikotin isteğini tetikliyebilir) içme arzusu geldi hemen bakkalda misbon bonbon tarzı şekerler altım sakızda aldım en önemlisi, tabi sişnirliydim patrondan ücretsiz izin aldım 3 gün sağolsun verdi) 175boy 79kg

    2.gün sinirlilik hat safhada normal şekilde kahvaltımı yaptım , sakıza şekerlere devam

    3.gün istek azaldı şekere devam normal kahvaltı yaptım , sinirlilik ve ani parlama devam evde dinleniyorum.

    4.gün daha az istek daha fazla sinirlilik ani parlama cumartesi pazara denk geldiği için işe gitmedim tv izledim yürüdüm.

    5.gün daha az istek, sinirlilik ve daha az ani parlama.

    6.gün işe gittim istek oldukça azaldı daha az sinirlilik ve ani parlama ama iştah açık önüne geleni canın istiyor ve yiyorsun.

    3.ay sonra 10 kilo alınmış olup fazla obur olduğum için doktora gittim kolesterüm ve trigliseridim yükselmiş hdl düşmüş ilaç tedavisine başlandı

    ilaç tedavisi yanıt vermiyor omega3 e başlandı devam , ben bu şekilde sigarayı bıraktım iştahiniz açıksa bir diyetisyen desteği ile sigarayı bırakın çünkü şuan 98 kiloyum yaklaşık olarak 2 yılda 19 kilo almışım ve bazı yağ değerlerim yükseldi o yüzden dikkatli olun.




  • kilo almayacağımı bilsem ilaçsız bırakabileceğime eminim ama kilo alacağıma da eminim suan champix kullanıyorum pazar günü sigarayı bırakıp ilaca devam edicem

    classsara
    sigara içmeyeli nerdeyse 2 hafta olmus olmalı ,yoksa içtinizmi
  • Bugün tam 10. güne girdim. Başta da söylediğim gibi bu süre zarfında içersem söyleyeceğime söz vermiştim. Ama benim için bırakma yeni başlıyor. Çünkü önceki denemelerimde ilk 2 gün ve 10. 12. gün çok önemli hep 12 13 veya 14. Günler tekrar içmeye başlıyordum. İlk iki günü çok rahat geçirdim. Yani benim için sınır 12. günden başlıyor şimdi. Ama inşallah bu kez bırakmaya kesin kararlı olduğum için bırakacağım. Ve bu kitabında çok çok faydası oluyor. Beynimizdeki asılsız bağımlılık düşüncelerini yok ettiğimizde sigara içme isteğininde yok olduğunu Anlıyorum bu kitap sayesinde. Ve işe yarıyor... Bazen canım istesede hemen bu isteği altetmenin yolunu bulabiliyorum. Sigara içme Sebebimi soruyorum kendime, can sıkıntısımı konsantrasyonmu, stresmi veya rahatlama mı? ve bir sebep bulamıyorum. Yukardaki kitaptan bölümlere bakıp okuduğumda anlıyorum ki bu sorunların hiç birinin dermanı sigara değil. Bunu anladıktan sonra ve kavradıktan sonra zaten sigara içme isteği kendiliğinden ortadan kayboluyor. Bu süreç en fazla 1 dakika sürüyor. Eskiden olsaydı mutlaka kendime bir sebep bulup kandırabiliyordu zihnim beni. Artık kandıramıyor.... Demekki bilinçlenme, Ve olayı kavrama çok önemliymiş bunu anlıyorum ... Ve benim bu bağımlılık olayını kavramamın sebebi bu kitap . O yüzden herkese ısrarla okumalarını tavsiye ediyorum ama ağır ağır, anlayarak ve kavrayarak ve gerçekten sonuca olaşmayı isteyerek. Çünkü gerçekten işe yarıyor. Birazcık çaba sarfetmeden hiç bir sonuca ulaşılmıyor. Ve çaba ve emek olunca bu iş daha zevkli bir hal alıyor...




  • inşallah sonuna kadar gidersiniz kitabı okumadım ama videosunu izlemistim daha önce.sigarayı bırakmam 2hafta sürmüstü motivasyonunuzu yüksek tutmaya calısın
    sigarasız bırakmak icin bu anlattıgnız seyler olayın özünü kavrama önemli seyler ama tekrar sigara icmeye baslayınca bunlarda önemini yitiriyor bu yöntemle tek seferde
    başarı sağlamak önemli
  • Hu başlığı açandan Allah razı olsun.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi infernox -- 1 Aralık 2012; 17:41:11 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 14. BÖLÜM [Benim en sevdiğim bölümlerden biri oldu]

    BIRAKTIĞIM ŞEY NEDİR

    KESİNLİKLE HİÇBİR ŞEY! Sigarayı bırakmamızı güçleştiren tek şey korkudur.
    Eğlencemizi yada desteğimizi yitirmekten korkarız. Bazı şeylerin eskisi kadar güzel
    olmayacağından korkarız. Stresle başa çıkamayacağımızdan korkarız.

    Diğer bir deyişle zayıf olduğumuz, sigaranın gereksinim duyduğumuz bir şeye sahip
    olduğu ve bıraktığımız zaman bir boşluk doğacağı beynimize işlenmiştir.

    Şunu anlayın artık:
    SİGARA BOŞLUK DOLDURMAZ, YARATIR!

    İnsan vücudu yeryüzündeki en mükemmel varlıktır. Bir yaratana mı, doğal bir
    gelişme sürecine mi, yada ikisinin birleşimine mi inanırsınız bilmem ama bedenlerimizi
    yaratan varlık yada sistem insandan bir kat daha üstündür! İnsan en küçük bir canlı
    hücresi bile yaratamaz, nerede kalmış görme duyusu, üreme, kan dolaşımı yada beyin
    mucizeleri. Yaratan güç yada sistem sigara içmemizi planlamış olsaydı bedenimizi
    zehirden koruyan bir filtremiz ve bir tür bacamız olurdu.

    Aslında bedenlerimiz bizim hiçbir zaman aldırış göstermediğimiz öksürük, baş
    dönmesi, mide bulantısı vs. gibi uyarı ve güvenlik sistemleri ile donatılmıştır.

    Gerçek şu ki, sigarayı bıraktığınızda aslında hiçbir şeyden vazgeçmek zorunda
    kalmazsınız. Bedeninizi küçük canavardan aklınızı beyninize işlenmiş asılsız inançlardan
    kurtarır kurtarmaz sigaraya ne arzu ne de gereksinim duyacaksınız.

    Sigara yemeğin tadını artırmak yerine bozar. Sizin tat ve koku duyularınızı
    mahveder. Bir restoranda servisler arasında sigara içen tiryakileri gözleyin. Yemeklerinden
    zevk almazlar bile, sigara içmelerini engellediği için dört gözle yemeğin bitmesini beklerler.
    Bir çoğu sigara içmeyenlerin rahatsız olduğunu bildiği halde içer. Aslında tiryakiler
    düşüncesiz değillerdir, sigarasız kaldıklarında kendilerini çaresiz hissederler o kadar.
    Şeytan ve derin mavilikler gibi iki tehlike arasında kalırlar: Ya sigara içmedikleri için suçlu
    ve aşağılanmışlık hissederler yada içtiklerinden dolayı başkalarını rahatsız ettiklerini
    düşünürler.

    Tiryakileri resmi olaylarda o sonu gelmeyen konuşmaların bitmesini ve alkış
    zamanının gelmesini beklerken gözleyin. Çoğu, tuvalet bahanesiyle gizlice sigara içmek
    için dışarı kaçar. Böyle durumlarda sigara içmenin bir bağımlılık olduğu belli olur. Tiryakiler
    sigarayı keyif aldıkları için değil sigarasız kendilerini çaresiz hissettikleri için içerler.

    Bir çoğumuz sigaraya genç ve utangaçken partilerde, davetlerde başladığı için ne
    zaman bir partiye, toplantıya yada bir davete katılsak sigarasız keyif alamayacağımıza
    inanırız. Bu çok saçmadır. Tütün aslında öz güvenimizi çalar. Sigaranın yarattığı korkunun
    en güzel kanıtı kadınlarda yarattığı etkiden anlaşılabilir. Bütün kadınlar dış görünüşlerine
    önem verirler. Resmi toplantılara kusursuz bir kıyafet ve çok güzel bir kokuyla gitmek
    isterler. Fakat nefeslerinin küllük gibi kokmasına aldırmazlar. O pis kokunun onları aslında
    çok rahatsız ettiğini biliyorum -çoğu sağlarının ve giysilerinin kokusundan nefret eder- yine
    de sigaradan vazgeçmezler. Sigaranın insanda yarattığı korku işte bu denli büyüktür.

    Sigara bize toplum içindeyken yardımcı olmaz tam tersine bir engel oluşturur. Bir
    elinizle içkinizi, öbür elinizle de sigaranızı tutarken sigaranın külünü dökecek ve
    izmaritlerini koyacak bir yer arar, konuştuğunuz kişinin yüzüne sigara dumanını üfler bir
    taraftan da kendi kendinize sorarsınız "acaba ağzımdaki pis kokuyu duyuyor yada
    dişlerimdeki sarı lekeleri görüyor mu?" diye.

    Sigarayı bıraktığınızda hiçbir şeyde vazgeçmek zorunda kalmayacağınız gibi
    kazanacağınız birçok şey vardır. Tiryakiler çoğunlukla sağlık, para ve sosyal saygınlık
    yüzünden sigarayı bırakmayı düşünürler. Bunlar doğal olarak önemli ve etkili nedenlerdir.
    Fakat ben kişisel olarak en büyük kazancın ruhsal olduğuna inanıyorum. Ayrıca şunların
    da unutulmaması gerekir:

    1. Öz güven ve cesaretin geri gelmesi.
    2. Sigara esirliğinden kurtulmak
    3. Aklınızın bir köşesindeki o kara lekelerin yok olması ve böylece insanların
    artık sizi küçümsememesi ve öz saygınızı tekrar kazanmanız.

    Sigara içmeyen bir insan olarak hem daha iyi bir yaşama kavuşursunuz hem de
    yaşamdan daha çok zevk alırsınız. Yalnızca daha sağlıklı ve daha varlıklı değil, daha
    mutlu ve daha neşeli demek istiyorum. Sigara içmemenin verdiği büyük kazançları
    önümüzdeki bölümlerde anlatacağım.

    Bazıları "boşluk" konusunu anlamakta güçlük çekiyor Belki aşağıdaki benzetme
    yardımcı olabilir. Dudağınızım uçukladığını düşünün. Bende çok etkili bir krem var. Size
    "bir de bunu dene" diyorum. Siz kremi kullanıyorsunuz ve yara hemen yok oluyor. Bir iki
    hafta sonra tekrar çıkınca siz "bu kremden başka var mı?" diye soruyorsunuz. Ben de size
    "al tüp sende kalsın, belki yine ihtiyacın olur." diyorum. Siz kremi sürüyorsunuz ve hokus
    pokus! Yara kapanmış. Yaralar giderek büyüyerek daha sık aralıklarla çıkmaya başlıyor ve
    daha çok acı veriyor. Sonunda bütün yüzünüz yara oluyor ve ağrı içinde kıvranıyorsunuz.
    Artık her yarım saatte bir yeni bir yara çıkıyor. Siz kremin geçici bir çözüm olduğunu biliyor
    ve endişelenmeye başlıyorsunuz. Yaralar yakında bütün bedeninizi mi kaplayacak?
    Yarasız anlar tamamen yok mu olacak? Bir doktora gidiyorsunuz. Doktor yarayı tedavi
    edemiyor. Başka şeyler deniyorsunuz ama o sihirli kremden başka hiçbir şey etkili
    olmuyor.

    Sonunda bu kreme bağımlı oluyorsunuz. Yanınızda kreminiz olmadan hiçbir yere
    gitmiyorsunuz. Yolculuğa çıkarken yanınıza birkaç tüp birden alıyorsunuz. Yalnızca
    sağlığınız açısından değil aynı zamanda para açısından da telaşlanmaya başlıyorsunuz,
    çünkü sizden her tüp için 100 pound istiyorum. Bu parayı ödemekten başka seçim
    şansınız kalmıyor.

    Derken gazetenin birinde yalnızca sizin değil birçok başka insanın da bu yaralara
    sahip olduğunu okuyorsunuz. Eczacılar kremin yaraları iyileştirmek yerine yalnızca derinin
    altına geçirdiğini ve aslında yaraların artmasına yol açtığını keşfetmişler. Yaralardan
    kurtulmak için kremi kullanmaktan vazgeçmeniz yeterli olacak ve bir süre sonra yaralar
    kendiliğinden kaybolacakmış.

    Kremi kullanmaya devam eder misiniz?

    Kremi kullanmamak için iradenizi zorlamanız mı gerekir? O yazıya tam olarak
    inanmadıysanız kremi kullanmakta birkaç gün kararsız kalırsınız. Yaraların kremsiz
    iyileşmeye başladığını fark eder etmez kremi kullanma gereksiniminiz yok olur.

    Çaresizliğe mi düşersiniz? Tabii ki hayır. Çözümü olmadığını sandığımız felaket bir
    sorununuz vardı. Şimdi çözümü biliyorsunuz. Yaraların geçmesi bir yıl bile sürse her gün
    düzelmeyi görüp "ne güzel değil mi? Ölmeyeceğim." dersiniz.

    İşte o son sigaramı söndürdüğüm an gerçekleşen mucize buydu. Yaralar ve krem
    örneği konusunda bir şey belirtmek istiyorum. Yaralar dediğim akciğer kanseri, damar
    tıkanıklığı, amfizem, anjin, kronik astım, bronşit yada kalp hastalığı değil. Onlar ayrı.
    Harcadığımız milyonlarca lira, yaşam boyu kurtulamadığımız kötü kokan nefes, lekeli
    dişler, uyuşukluk, öksürük, nefes darlığı, kendimizi zehirleyerek geçirdiğimiz ve keşke
    yapmasak dediğimiz o yıllar, sigara içemediğimiz için gerçekten acı çektiğimiz anlar da
    değil. Yaşam boyu insanlar tarafından küçümsenmek ve daha da kötüsü öz saygımızı
    yitirmek de değil. Bunlar da başka. Bu örnekteki yara bütün bunları görmemizi engelleyen
    panik duygusudur: "Bir sigara istiyorum." Sigara içmeyenler bu duyguyu bilmezler. Bir
    tiryakinin en çok acı çektiği şey bu korku, en büyük kazanç ise bu korkudan kurtulmaktır.

    Sanki birdenbire başımın üzerinden büyük bir sis kalkmış gibi olmuştu. Sonunda
    sigaraya duyulan o çılgın isteğin ne benim bir zayıflığımdan nede sigaranın içindeki bir
    sihirden kaynaklandığını anlamıştım. Meğer o çılgın istek, ilk içtiğim sigarayla bana
    aşılanmış ve içtiğim her sigarayla yok olacağına giderek artmıştı. Aynı zamanda diğer
    bütün mutlu tiryakilerin aynı kabusu yaşadıklarını anladım. Hepsi benim kadar olmasa da
    aptallıklarını haklı çıkarmak için saçma nedenler bulmaya çalışıyordu.

    OYSA ÖZGÜR OLMAK O KADAR GÜZELDİ Kİ!
    -




  • 15. BÖLÜM

    KENDİNİ ESİR ETMEK

    Tiryakiler sigarayı genellikle sağlık, para ve sosyal saygınlık gibi nedenler yüzünden
    bırakmaya karar verirler. Bu korkunç uyuşturucuyla ilgili beynimize işlenmiş asılsız inançların bir
    bölümü kendini sigaraya esir etmektir.

    İnsanlık geçen yüzyıl esirlikten kurtulma için o kadar savaş verdikten sonra tiryakiler kendi
    kendilerini yaşam boyu esirliğe mahkum ederler. Sigara içtikleri zaman bile aslında içmemek ister
    ve bu isteklerini içine atarlar. İçtiğimiz sigaraların çoğundan zevk almak bir yana içtiğimizi bile
    fark etmeyiz. Ancak bir süre sigarasız kaldıktan sonra sigaradan zevk aldığımız aldatmacası ortaya
    çıkar (örneğin sabah içtiğimiz ilk sigara yada yemek sonrası içilen sigara vs.)

    Sigara, sigarayı azaltmak yada bırakmak istediğimiz yada toplumun sizi içmemeye zorladığı
    zaman (hastanelerde, süpermarketlerde, tiyatrolarda, kiliselerde vs.) değer kazanır.

    Sigaraya çok düşkün tiryakiler sigara yasağının giderek daha da çok yayılacağını akıllarının
    bir köşesine yerleştirsinler. Bugün metrolarda geçerli yarın bütün resmi yerlerde uygulanacak.

    Sigara içen bir insanın bir başkasının evine gittiğinde "sigara içersem rahatsız olur
    musunuz?" diye sorduğu zamanlar geçti artık. Bugün yabancı birinin evine giden zavallı bir tiryaki
    çerisiz bir şekilde küllük aranır ve içinde izmarit görmeyi umar. Küllük bulamazsa sigarasızlığa
    dayanmaya çalışır. Dayanamazsa sigara içmek için izin istemek zorunda kalır ve "İçmeden
    duramıyorsanız için", yada "İçmezseniz daha iyi olur, çünkü koku sonra uzun süre çıkmıyor." gibi
    yanıtlar alır.

    Kendini zaten kötü hisseden zavallı tiryaki o anda yerin dibine girmek ister.

    Sigara içtiğim zamanlarda kiliseye gitmek benim için bir azaptı. Kızımın düğününde bile
    gururlu bir baba olarak orada durmam gerekirken ben ne yaptım? "Umarım yakında bu iş biter de
    dışarıya çıkıp bir sigara yakabilirim" diye düşündüm.

    Böyle durumlarda tiryakileri izlemek size yardımcı olabilir. Hemen bir araya gelirler ve bir
    değil yirmi paket birden çıkar ortaya. Konuşulanlar hiç değişmez.

    "Sigara içiyor musunuz?"
    "Evet, buyurun benden yakın."
    "Sonra da bir tane sizden alırım."
    Sigaralarını yakarlar, derin bir nefes alırlar ve "ne şanslıyız, bizim bir ödülümüz var, sigara
    içmeyen zavallıların ödülü yok." diye düşünürler.

    Sigara içmeyen zavallıların ödülü yoktur. İnsanlar bedenlerini sistemli bir şekilde
    zehirlemek üzere yaratılmamıştır. Ne acıdır ki, tiryakiler sigara içerken bile sigara içmeyenlerin
    yaşamları boyunca sahip olduğu iç huzur ve öz güvene sahip değillerdir. Sigara içmeyen bir insan
    kilisede oturup zaman geçmesini beklemez. Yaşamının tadını çıkarır.

    Kışın kapalı salonda bowling oynarken sürekli tuvalete gidiyormuş gibi yapıp sigara içtiğimi
    anımsıyorum. Hayır o zamanlar okula giden on dört yaşında bir genç değil, kırk yaşında seçkin bir
    muhasebeciydim. Ne acı. Oynadığım zaman bile oyundan zevk alamazdım. En sevdiğim hobi
    olduğu halde zevk almak yerine tekrar sigara içebilmek için oyunun sonunu beklerdim.

    Benim için sigara içmemenin en büyük mutluluğu yaşamının yarısını sigara açlığıyla
    geçirmek ve sigara yaktığım zaman keşke içmesem diye düşünmek yerine yaşamdan zevk
    alabilmek ve bu esirlikten kurtulmaktır.

    Tiryakiler sigara içmeyenlerle birlikteyken yada onların evindeyken kendilerini haklı bulan
    bu insanlar yüzünden değil "küçük canavar" yüzünden eğlencelerinden olduklarını
    unutmamalıdırlar.
    -




  • 16. BÖLÜM

    HAFTADA ...... TL TASARRUF EDECEĞİM

    Sigarayı bırakmakta çektiğimiz güçlüğe beynimize özenle işlenmiş aldatmacaların
    neden olduğunu ve sigarayı bırakmaktan önce bu aldatmacaların ne kadar çoğundan
    kurtulursanız amacınıza o kadar kolay ulaşacağınızı tekrarlamaktan bıkmayacağım.

    Bazen koyu tiryaki diye nitelendirdiğim insanlarla tartışıyorum. Koyu tiryaki derken
    sigara alabilecek parası olan, sigaranın sağlığına zarar verdiğine inanmayan ve toplum
    tarafından küçümsenmeye aldırış göstermeyen kişilerden söz ediyorum. (Bu tür fazla
    insan kalmadı artık.)

    Gençlere “Harcadığınız bu kadar paraya aldırmamanıza aklım ermiyor” dediğimde
    gözleri parlamaya başlar. Sağlığından yada toplumdaki saygınlığından söz etseydim
    kendini zayıf hissedecekti ama para olunca “Benim o kadar param var. Ne olacak ki
    haftada yalnızca ....... pound, tek eğlencem yada tek günahım olan sigaraya değer bu
    para.” Günde bir paket sigara içen birine “Yine de harcadığınız paraya aldırmamanızı
    anlamıyorum. Yaşamınız boyunca yaklaşık 30.000 pound harcayacaksınız. Bu para
    nereye gidecek? Sokağa atsanız daha iyi. Sağlığınıza sistemli bir şekilde zarar vermek,
    enerjinizi ve öz güveninizi yok etmek, kendinizi yaşam boyu sigaraya ve dolayısıyla kötü
    kokan nefese ve lekeli dişlere mahkum etmek üzere kullanılacak. Bu sizi hiç mi
    endişelendirmiyor?” derim.

    Bu noktada özellikle gençlerin yaşam boyu harcayacakları parayı hiç
    hesaplamadıkları ortaya çıkar. Tiryakilerin çoğu bir paketi bile yeterince pahalı bulur.
    Bazen haftada kaç para harcadığımızı hesaplarız –endişe verici bir rakam çıkar. Çok nadir
    olarak (yalnızca bırakmayı düşündüğümüzde) yılda ne kadar harcadığımızı çıkarmaya
    çalışırız bu gerçekten korkutucudur, bir de bütün bir yaşamı düşünün –inanılacak gibi
    değil.

    Tartışma sırasında koyu bir tiryaki “benim yeterli param var, zaten haftada
    yalnızca ....... pound eder.” Dediğinde ona bir öneride bulunurum: “Size geri
    çeviremeyeceğiniz bir önerim var. Bana şimdi 1000 Pound verin ben size yaşamınız
    boyunca sigara sağlayım.”

    Eğer 1000 Pound karşılığında 30.000 Pound’luk bir kredi vermeyi önerseydim
    herhalde daha sözümü bitirir bitirmez imzalar atılmış olurdu. Fakat koyu tiryakilerden bile
    kimse (unutmayın ki, sizin gibi sigarayı bırakmak isteyenlerden değil sigarayı bırakmaya
    hiç niyeti olmayan tiryakilerden söz ediyorum.) bu önerimi kabul etmedi. Acaba neden?

    Seanslarımda bu noktaya geldiğimde tiryaki “Bakın, işin mali yönü beni pek fazla
    ilgilendirmiyor.” der. Siz de aynı düşünceyi paylaşıyorsanız kendinize bunun nedenini bir
    sorun. Başka şeylere para harcamamaya o denli özen gösterirken nasıl oluyor da kendinizi
    zehirlemek için bu kadar harcarsınız?

    Bu soruların yanıtları şunlardır. Yaşamınızdaki diğer bütün kararlar iyi ve kötü
    yanlarını tarttığınız ve mantıklı bir sonuca vardığınız analitik bir süreçten geçer. Yanlış bile
    olsa mantıklı bir düşüncenin ürünüdür. Bir tiryaki sigaranın iyi ve kötü yanlarını bin kere
    tartsa bin keresinde de vardığı sonuç aynıdır: “SEN BİR APTALSIN! BIRAK ARTIK ŞU
    SİGARAYI!” Bu yüzden tiryakiler istedikleri için yada içmeye karar verdikleri için değil bırakamayacaklarını sandıkları için sigara içerler. Kendi beyinlerini yıkarlar. Gerçekleri
    görmezlikten gelmekten başka bir seçenekleri kalmaz.

    Nedendir bilmem tiryakiler genellikle aralarında bir anlaşma yaparlar: “Sigarayı ilk
    bırakan diğerine 50 pound verecek.” Bıraktıktan sonra o kadar parayı harcamaktan
    kurtulacaklarını anlaşılan hiç düşünmezler. Bunların hepsi tiryakilerin beyinlerine işlenmiş
    asılsız inançların ürünüdür.

    Bir an için gözlerinizi açın. Sigara içmek insanı kendine ömür boyu esir eden
    zincirleme bir reaksiyondur. O zinciri kırmazsanız yaşamınız boyunca bir tiryaki olarak
    kalırsınız. Şimdi yaşamınızın sonuna kadar sigara için harcayacağınız parayı bir tahmin
    edin. Miktar herkes için değişecektir ama bu örnek için 10.000 pound diyelim.

    Yakında son sigaranızı içmeye karar vereceksiniz (daha değil lütfen –kitabın
    başında verdiğim talimatı unutmayın). Sigara içmeyen bir insan olarak kalmak için
    yapmanız gereken tek şey tekrar tuzağa düşmemektir. Yani o ilk sigarayı bir daha
    içmemektir. İçerseniz o sigara size 10.000 pound’a mal olacaktır.

    Olaya bu şekilde bakmayı ters buluyorsanız demek ki hâlâ kendinizi aldatıyorsunuz.
    O ilk sigaranızı içmediyseniz bugüne kadar ne kadar para harcamaktan kurtulurdunuz bir
    hesaplayın.

    Yukarıdaki hesapların gerçekçi olduğuna inanıyorsanız yarın kapınızın önünde
    10.000 pound’luk bir çek bulsanız ne yaparsınız bir düşünün. Sevinçten dans etmeye
    başlarsınız! Hiç çekinmeden dans etmeye başlayabilirsiniz! Böyle bir miktar paraya
    kavuşmak üzeresiniz ve bu sizi bekleyen muhteşem hediyelerden yalnızca biridir.

    Sigarasızlığa alışma zamanında son bir sigara içmeye kalkışabilirsiniz. Bunun size
    30.000 pound’a (yada bulduğunuz miktara) mal olacağını anımsarsanız karşı koymanız
    kolaylaşır.

    Yukarıda belirttiğim öneriyi yıllarca radyo ve televizyon programlarında yaptım. Bir
    tek tiryaki tarafından bile kabul edilmemesine hâlâ inanamıyorum. Golf kulübündeki
    arkadaşlarım artan sigara fiyatlarından yakındıklarında onları hâlâ önerimle kızdırıyorum.
    Aslında çok üstelersem bir gün biri yaşamının sonuna kadar içeceği sigaraları bana
    ödetecek diye ödüm patlıyor. Bir servet yitirmiş olurum.

    Sigara içmenin çok büyük bir zevk olduğunu söyleyen neşeli, mutlu tiryakiler
    tanıyorsanız bir yıllık sigara paralarını peşin ödemeleri halinde bir aptalın kendilerine ömür
    boyu sigara sağlayacağını bildirin. Belki önerimi kabul edecek birini benim için siz
    bulursunuz?
    -




  • Merhaba,

    Sigarayı bırakmaya çalışan arkadaşlara yardımcı olabilir diye ben de kendi tecrübelerimi aktarmak isterim.

    Arkadaşlar, ben burada aktarılan kitabı okudum ve ondan sonra sigarayı bıraktım.

    Bundan yaklaşık 7 ay önce işyerinde bir arkadaşım sohbet arasında ilaçla (Champix) sigarayı bırakmaya çalıştığından bahsetti. Ben de bir süredir sigarayı bırakmak istediğimden ama nereden başlayacağımı da bir türlü bilemediğimden, sen bir dene bakalım olursa ben de başlarım dedim. Bu arada da ilaçla ilgili araştırma yaparken bu kitaba rastladım. Bu kitap ilaç kullananlara psikolojik destek olarak tavsiye ediliyordu.
    Kitabı ara ara yaklaşık 1 hafta gibi bir sürede okudum.

    24 yıldır günde yaklaşık 1 pakete yakın sigara içiyordum. Bu süre içinde grip vs gibi hastalıklar haricinde sigara içmediğim bir dönem olmadı. Sigarayı bırakmaya da hiç kalkışmamıştım. Şimdi 6 aydır sigara içmiyorum.

    Sigarayı bırakmaya çalışırken aklınızda şöyle sorular oluşuyor ve bunların cevabını bulamadıkça içmeye devam ediyorsunuz:

    - Çayla birlikte sigara keyfi yapıyordum, sigarayı bırakırsam çayı nasıl içeceğim?
    - Bira vs içerken sigara içmezsem hayatta olmaz, ne olacak ??
    - Yemeklerden sonra şöyle bir keyif sigarası yakıyorum, bırakırsam da canım çok isterse ne yapacağım ?
    - Sigara elimi oyalıyor, bırakırsam tesbih falanla mı oyalanmam lazım, ofiste garip olmaz mı ??
    - Stresli olunca bir sigara yapıyordum, bırakırsam stresimi nasıl atacağım?
    - Sigarayı bırakınca kilo alınıyormuş, çok kilo alırsam ne olacak ?
    - Ağzımı oyalamam için sigara yerine abur cubur yemem lazım, onlar da kilo aldıracak ...
    - Kahvaltıdan sonra/yatmadan önce bir sigara tellendiriyordum, şlimdi o zamanlarda aklıma gelecek, içmek istersem ne olacak ?
    - Sigara içen birinin yanında benim canım da sigara içmek isteyecek, zor olmayacak mı ?

    Şimdi sigara içiyorsanız bunların çok zor üstesinden gelineceğini düşünebilirsiniz ama inanın bana bıraktıktan sonra bu soruların hepsinin anlamsız olduğunu göreceksiniz.

    Sigarayı içmek istediğimiz için içiyoruz. Bu kitabı okuduktan sonra o içme isteğiniz (inşallah) yok olacak ve artık istemediğiniz için içmeyeceksiniz. Saçma bir cümle gibi görünüyor ama gerçekten öyle.

    Bir de bu kitabın şöyle bir videosu var, onu da seyredebilirsiniz:http://www.youtube.com/watch?v=OMKSEW1EjGw

    Sonuç olarak söyleyeceklerim;

    Sigarayı bırakmak mümkün,
    Sigara içmek zorunda değilsiniz,
    Zorunda olmadığınız ve size çok zarar veren bir alışkanlığı bırakabilirsiniz.

    Saygılar.




  • Sayın Viyesi bey katkınızdan ve tecrübenizi paylaşmanızdan dolayı teşekkürler. Kitabı okumuş ve bilinçlenerek sigarayı başka birşey kullanmadan bırakabilen kişileri görmek bizim motivasyonumuzu da artırıyor. Bu arada tebrik etmek istiyorum sizi. İnşallah bende bırakma yolunda hatırı sayılır bir yol katettim. Ve böyle devam edecek inşallah. Kaybedecek hiç birşey yok kazanacak çok fazla şey var...
  • 17. BÖLÜM

    SAĞLIK

    Beyin yıkama olayının en etkili olduğu alan sağlıktır. Tiryakiler sigaranın sağlık
    açısından yarattığı risklerin bilincinde olduklarını söylerler ama bu doğru değildir.

    Bu benim için de geçerliydi. Kafamda her an bir patlama olabileceğini sandığımda
    ve bu işin sonuçlarına katlanmaya hazır olduğuma inandığımda yalnızca kendimi
    aldatıyordum.

    O günlerde paketten bir sigara aldığımda kırmızı bir lamba yansa ve bir uyarı sesi:
    “Evet, bu sigara bardağı taşıran son damla olacak. Şansın varmış, olacaklar
    hakkında önceden uyarılıyorsun. Şimdiye kadar ucuz atlattın fakat bir tane daha sigara
    içersen beynin uçacak!” deseydi ne olurdu sizce? Hemen bir sigaraya uzanırdım!

    Yanıt konusunda kuşku duyarsanız trafiği yoğun bir ana yola çıkın, gözleriniz kapalı
    olarak kenarda durun ve sigarayı bırakmakla gözleriniz kapalı bir şekilde bu yolu karşıdan
    karşıya geçmek arasında bir seçim yapmak zorunda olduğunuzu düşünün.

    Nasıl bir seçim yapacağınız konusunda hiçbir kuşku yok. Ben her tiryakinin yaşamı
    boyunca yaptığını yaptım: Bir sabah uyanıp sigaradan nefret etme umuduyla gerçekleri
    görmezlikten gelmeye başladım. Tiryakiler sigaranın sağlık açısından yarattığı riskleri
    düşünmezler, düşünseler keyfin aldatmacası bile kalmaz.

    Böylece şok etkisi yaratan filmlerin neden bu kadar başarısız olduğu açıklanmış
    oluyor. Çünkü bu filmleri sigara içmeyen insanlar seyredebiliyor ancak. Bu aynı zamanda
    tiryakilerin günde kırk tane sigara içen ve seksen yaşına gelen amcalarını neden
    anımsayıp nikotin yüzünden genç yaşlarında ölen binlerce insanı umursamadıklarını
    açıklar.

    Haftada yaklaşık altı kez genellikle gençlerle aşağıdaki konuşmayı yapıyorum:
    Ben: Sigarayı neden bırakmak istiyorsunuz?
    Tiryaki: Param yetmiyor.
    Ben: Sağlık açısından hiç endişelenmiyor musunuz?
    Tiryaki: Hayır. Yarın bir otobüsün altında da kalabilirim.
    Ben: Kendinizi bilerek bir otobüsün altına atar mısınız?
    Tiryaki: Tabii ki hayır.
    Ben: Karşıdan karşıya geçerken sağa sola bakmaya gayret gösteriyor musunuz?
    Tiryaki: Tabii ki.

    Aynen. Tiryakilerin bir otobüs altında kalmaları olasılığı yüz binlerde bir olduğu
    halde bu konuda çok dikkatlidirler. Oysa sağlığa zarar verme olasılığı neredeyse kesin
    olan nikotinin riskine hiç aldırmadan katlanır ve bu zararları görmezlikten gelirler. İşte beyin
    yıkama olayı bu denli etkilidir. Ünlü bir İngiliz golf oyuncusunu anımsıyorum, uçaktan
    korktuğu için Amerika’daki turnuvalara katılmazdı ama golf sahasına birbiri ardına sigara
    içerek çıkardı. Ne garip değil mi? Uçağın düşme olasılığı yüz binlerde birken ufak bir teknik
    arızadan kuşkulanıp uçağa binmekten korkarız fakat sigaranın dörtte bir oranındaki yüksek
    riskini umursamadan göze alırız. Peki tiryakilerin bu işten kazançları nedir?

    KESİNLİKLE HİÇBİR ŞEY!

    Sigara hakkında yaygın başka bir efsane de sigara öksürüğüdür. Bana gelen
    geçlerin çoğu öksürmedikleri için sağlıkları açısından endişe etmezler. Aslında durum tam
    tersidir. Öksürük yabancı maddeleri akciğerlerden dışarı atan doğal bir güvenlik sistemidir.
    Öksürüğün kendisi bir hastalık değil yalnızca bir belirtidir. Sigara içenler ciğerlerindeki
    kansere yol açan katranlı zehir maddelerini dışarıya atmak için öksürürler. Öksürmezlerse
    bu maddeler ciğerlerinde kalır ve kansere yol açabilir.

    Şöyle bir düşünün. Güzel bir arabanız olsa ve bu arabayı hiç acımadan paslanmaya
    bıraksanız yakında bir pas yığını olup işinize yaramayacak hale geleceğinden aptallık
    etmiş olursunuz. Yine de bu yüzden dünyanın sonu gelmez; paranız varsa yeni bir tane
    alırsınız. Bedeniniz sizi yaşamınız boyunca taşıyan araçtır. Hepimiz sağlığın en önemli
    nimet olduğunu düşünürüz. Bunun ne kadar doğru olduğunu bütün hasta milyarderler
    onaylayabilirler. Çoğumuz geçmişte yaşadığımız bir hastalık yada kaza süresince
    iyileşmek için çok dua etmişizdir. (NE ÇABUK UNUTURUZ.)

    Sigara içiyorsanız elinizde bir tek olan ve yaşam için gereksinim duyduğunuz
    aracınızı paslanmaya bırakmakla yetinmez aynı zamanda sistemli bir şekilde yok
    edersiniz.

    Aklınızı başınıza toplayın! Kimse sizi sigara içmeye zorlamaz ve unutmayın:
    SİGARANIN SİZE HİÇBİR YARARI YOKTUR.

    Başınızı bir dakikalığına gömdüğünüz kumdan çıkarın ve düşünün: Bundan sonra
    içeceğiniz ilk sigaranın vücudunuzda kansere yol açacağını kesin olarak bilseniz o sigarayı
    içer misiniz? Hastalığın kendisini unutun (biraz zor ama) gözünüzün önüne bir kanser
    kliniğine gittiğinizi ve o korkunç testlere girdiğinizi getirmeye çalışın /ışın tedavisi vs. Artık
    yaşamaya başlıyorsunuz. Ailenize ve sevdiklerinize ne olacak, hayalleri ve planları
    gerçekleşecek mi vs.

    Sık sık kansere yakalanmış insanlar görürüm. Kendilerinin başına geleceğini hiç
    düşünmemişlerdir. İşin en acı veren yanı kanserin kendisinden çok insanın kansere
    kendisi yüzünden yakalandığını bilmesidir. Sigara içtiğimiz sürece hep: “Yarın
    bırakacağım” deriz. Kendimizi sonunda gerçekten bırakan insanların yerine koymaya
    çalışın. Beyin yıkama olayları onlar için artık bitmiştir. Alışkanlığı gerçek haliyle
    görür ve yaşamlarının gerisini “neden kendimi bu kadar zaman sigara içmek zorunda
    hissetmiştim? Keşke zamanı geriye alabilsem!” diyerek geçirirler.

    Kitabın başında şok tedavisi yapmamaya söz vermiştim. Sigarayı bırakmaya
    şimdiden karar verdiyseniz aşağıda anlatacağım şey sizin için artık bir şok olmayacaktır.
    Hâlâ emin değilseniz bu bölümün gerisini atlayın ve kitabı bitirdikten sonra okuyun.

    Sigaranın sağlığa verdiği zarar hakkında birçok istatistikler yapıldı. Fakat tiryakiler
    sigarayı bırakmaya karar vermedikleri sürece bunlarla ilgilenmezler. Yasal olarak zorunlu
    olan uyarı yazısı da bir zaman kaybıdır, çünkü insanlar büyük bir umursamazlıkla o yazıyı
    okumazlar, yanlışlıkla okuduklarında bile ilk yaptıkları şey bir sigara yakmak olur.

    Tiryakiler tıpkı bir mayına basmak gibi sigaranın da bazı insanların sağlığına zarar
    verip bazılarınınkine vermediğini sanırlar. Şunu aklınızdan çıkarmayın: Her sigara
    nefesinde –şu anda sigara içiyorsanız- içinize kansere yol açan katranlı maddeler çekiyor
    ve ciğerlerinizi bunlarla dolduruyorsunuz. Nikotinin yol açtığı en kötü hastalık kanser
    değildir –daha kalp hastalıkları, atardamar sertleşmesi, amfizem, anjin, tromboz, kronik
    bronşit ve astım vardır.

    Tiryakiler bir de sigaranın korkunç etkilerinin abartıldığı yanılgısına düşerler. Tam
    tersine. Sigaranın Batı toplumunda bir numaralı ölüm nedeni olduğuna hiç kuşku yoktur.
    Sigaranın yol açtığı yada kısmen etki ettiği birçok ölüm vakalarında sigara neden olarak
    gösterilmez yada istatistiklerde öyle geçmez.

    Bazı tahminlere göre evlerde çıkan yangınların yüzde kırk dördü sigaradan
    kaynaklanıyormuş. Acaba insanın bir sigara yakmak için gözünü bir anlığına yoldan
    ayırdığı anda meydana gelen trafik kazaları ne kadardır?

    Aslında dikkatli araba kullanırım fakat ölüme bir kez araba kullanırken sigara
    sarmaya çalıştığımda yaklaştığım kadar hiç yaklaşmadım (sigara içmek hariç tabii). Araba
    kullanırken öksürerek ağzımdan sigara düşürdüğüm –hep de koltukların arasına düşeranları
    anımsamak bile istemiyorum. Eminim birçok tiryaki araba kullanırken aynı şeyi
    yapıyordur; bir eliyle yanan sigarayı ararken öbürü ile direksiyonu tutmaya çalışıyordur.
    Beynimize işlenmiş o asılsız inançlar yüz katlı bir binadan düşen bir adamın mantığını
    benimsememize neden olur. Düşerken ellinci katta “şimdilik daha bir şey yok” dediği
    duyulur. Şimdiye kadar bir şey olmadı diye bir sonraki sigarada da olmayacak diye
    düşünürüz.

    Olaya bir de tersten bakmaya çalışın. “alışkanlığınız” yaşam boyu süren bir zincirdir
    ve her sigara bir diğerini istetir. Sigaraya başladığınızda ucunda bomba olan bir ipi
    ateşlemiş olursunuz yalnız İPİN NE KADAR UZUN OLDUĞUNU BİLMEZSİNİZ ve her
    içtiğiniz sigara ile bombaya bir adım daha yaklaşmış olursunuz. BOMBANIN İÇTİĞİNİZ
    BİR SONRAKİ SİGARA İLE PATLAMAYACAĞINI NEREDEN BİLİYORSUNUZ?
    -




  • 18. BÖLÜM

    ENERJİ

    Tiryakilerin çoğu ciğerlerini katranla doldurduklarının farkındadırlar ama sigaranın
    genel bir uyuşukluğa neden olduğunu bilmezler.

    Yalnızca ciğerlerini değil aynı zamanda yavaş yavaş damarlarını da nikotin,
    karbonmonoksit gibi zehirlerle doldururlar.

    Oksijen ciğerler ve kan dolaşımı tarafından vücudun çeşitli organ ve kaslarına
    taşınır. Sigara içen insanlar kaslarını ve organlarını giderek daha fazla oksijenden yoksun
    bırakırlar ve böylece bedenlerini her geçen gün daha kötü işlem yapmaya ve daha uyuşuk
    olmaya başlar, ayrıca vücudun diğer hastalıklara olan direnci de azalır.

    Bütün bunlar çok yavaş ve azar azar gerçekleştiğinden tiryakiler hiçbir şeyin farkına
    varmazlar. Kendilerini her gün bir önceki günle aynı hissederler. Herhangi bir hastalıkları
    olmadığı için uyuşukluklarına neden olarak yaşlarının ilerlemesini gösterirler.

    Gençken çok zinde bir bedene sahip olduktan sonra otuz yılı aşkın bir süre devamlı
    yorgunluk çektim. Yalnızca çocukların ve gençlerin enerji dolu olduklarına inanmaya
    başlamıştım. Sigarayı bıraktıktan kısa bir süre sonra birden bire kazandığım enerji benim
    için en güzel hediyelerden biriydi. Spordan tekrar zevk almaya başladım.

    Bedenin kötü kullanılması ve enerji eksikliği diğer olumsuz davranışlara da yol açar.
    Tiryakiler sportif aktivitelerden ve hobilerden uzak durup kendilerini yemeğe ve içkiye
    verirler.
    -




  • 19. BÖLÜM

    RAHATLATIYOR VE ÖZ GÜVEN VERİYOR

    Yanılgıların en kötüsü budur. Benim için bundan kurtulmak sigarayı bırakmanın en
    büyük kazancı olan sigaranın esirliğinden kurtulmakla aynı değerdedir –bundan sonra
    yaşamınızı sürekli bir güvensizlik içinde geçirmek zorunda kalmazsınız.

    Tiryakiler geceleri dışarıdayken sigaraları azaldığında kendilerini güvensiz
    hissederler ve o güvensizlik duygusuna aslında sigaranın neden olduğuna inanmakta çok
    güçlük çekerler. Sigara içmeyenler bu duyguyu bilmezler, çünkü bu duygu tütünün bir
    ürünüdür.

    Ben sigarayı bırakmanın verdiği avantajların çoğunu aylar sonra seanslarımda fark
    etmeye başladım.

    Yirmi beş yıl boyunca kontrol için doktora gitmemekte direndim. Yaşam sigortası
    yaptırmak istediğimde kontrole gitmeyi kabul ettiğim için daha fazla para ödedim.
    Hastanelere ve doktorlara gitmekten nefret ederdim. Yaşlanma ve emeklilik düşüncelerine
    katlanamazdım.

    Bunlardan hiçbirinin sigara yüzünden olduğunu düşünmüyordum, fakat sigarayı
    bırakınca bir kabustan uyanır gibi oldum. Artık her günü sabırsızlıkla bekliyorum.
    Yaşamımda doğal olarak kötü olaylar da oluyor ve ben de herkes gibi stres ve
    gerginliklerle karşı karşıya kalıyordum. Bunlarla baş edecek güvene sahip olmak çok güzel
    bir şey. İnsan fiziksel canlılık, enerji ve özgüvenle güzel anların tadını daha çok çıkarıyor.
    -




  • 20. BÖLÜM

    KARA LEKELER

    Sigarayı bırakmanın bir başka mutluluğu da aklımızın bir köşesinde gizlenen o kara
    lekelerden kurtulmaktır. Bütün tiryakiler aptal olduklarını ve sigaranın olumsuz etkilerini
    görmezlikten geldiklerini bilirler. Sigarayı çoğunlukla hiç düşünmeden, otomatik olarak
    içeriz fakat kara lekeler aklımızın bir köşesinde pusuda bekler.

    Sigara içtiğimiz sürece bu kara lekelerin ortaya çıktığı anlar şunlardır:
    · Sigara paketlerinin üzerindeki uyarı yazısını okuduğumuzda
    · Kanserle ilgili bir şey duyduğumuzda
    · Sigaraya karşı kampanyalar açıldığında
    · Öksürük krizi tuttuğunda
    · Kalbimizde bir ağrı olduğunda
    · Çocuklarımızdan, arkadaşlarımızdan yada yakınlarımızdan biri bize acıklı bir
    şekilde baktığında
    · Diş doktoruna gittiğimizde veya birini öperken yada sigara içmeyen birisiyle
    konuşurken nefesimizin ne kadar kötü koktuğunu ve dişlerimizin ne kadar
    lekeli olduğunu fark ettiğimizde
    · Sigara içmekten dolayı sosyal saygınlığımızı yitirdiğimizde

    Bütün bunların farkında değilsek bile o kara lekeler aklımızın bir köşesinde pusuda
    bekler ve bağımlılığımız arttıkça bizi kendilerine çekmeye çalışırlar. Bu çekişme ancak o
    iğrenç bağımlılıktan kurtulmaya karar verdiğimiz zaman sona erer.

    Bu kara lekeler olmadan ve bir daha sigara içmek gereksinimi duymayacağınız
    bilincinde olarak yaşamanın zevkini ne kadar vurgulasam azdır.

    Son iki bölümde sigara içmenin büyük dezavantajlarını ele almıştım. Önümüzdeki
    bölümde ise dengeyi sağlamaya özen göstererek sigara içmenin avantajlarını sıraladım.
    -




  • Champixe başlayalı 16. gun olmuş. Sigarasız 5. gunum.
    Arkadaşların da dediği gıbı bırakacağım son gune kadar nerdeyse içtığım zamanlardakı gıbı ( gunde 1 pkt) içmeye devam etsem de 12. gun bırakınca sıgaranın yoksunluğunu, özlemını hıç hıssetmedım. Şimdi de öyle. (ilaç işe yarıyor :) )
    Mıde bulantılarım 1 mg. a geçtığım ılk 3 gun surdu. Sonra geçtı. ( Şükür :) )
    Bir gun ruyamda bır sıgara kokusunu tadını bıre bır hıssttım. Sankı yanımda bırı yakmış ya da ben bır nefes almışım gıbı eskı zamanlardakı tadı, kokusu neyse onu hıssettım. ( Hd kalıtesınde ruya 1., bilinçaltı sıgarayı hatırlatıyor vayy şer...) :)
    Hayır ben bıraktım 1 tane bıle ıçmeyecektım dedığimi hatırlıyorum, bırden uyandım. Zira daha oncekı bırakma deneyımlerımde yaptığım tek hata sıgarayı bıraktıktan sonrakı özguvenle ıstedığım her zaman bırakacağımı sanmamdan kaynaklanan bır taneden bır şey olmaz yanılgısıydı. O tek sıgara benı haftalar sonra eski bağımlılığıma ulaştırmaya yetiyordu. Tabi bu aldatmaca aslında sıgara bağımlısı olduğum ıcın kendımın uygurduğu bır şeydı. Bu sigara bağımlılımdan kaynaklanan yoksunluğumu gıdermek ıstememın dışında bır şey olamazdı.
    CLASSARA arkadaşa burdan ne kadar teşekkur etsem az. Campix sigara bağımlılığımın yarattığı yoksunluk hıssını gıderırken, bu kitap da sigara hakkında kendıme uydurduğum yanılgıları giderıyor. Böylelıkle her şey çok kolay oluyor. Ha bu arada ilacın yan etkılerınden, çok masum olmamasından her şeyden haberım var. Dr. kontrolunde kullanmama rağmen tırsmıyor değilim. En kısa zamanda gerek kalmamasını umuyorum sadece. Sevgiler & Saygılar.




  • Teşekkürler sayın Denizmir. Sizede bu özgürlük yolunda başarılar. Yılmak yok , Zaten sigara ve nikotin gerçeğini öğrenip anladıktan sonra Düşünüyorumda istesemde artık sigara içemem. Çünkü , Beyin yıkama gerçekten de tersine dönüyor bilinçlendikçe. Ben ne kadar da iradeliymişim ama farkında değilmişim diye düşünüyorum artık. Ama açıkçası: heyecan duyarak bu bağımlılıktan kurtulmak ve bırakma aşamasında, bırakmak için kullanacağım ilaçların etkilerine de maruz kalmadan bırakabilmek, ve ben kendim başardım başaracağım duygusu heralde sigarayı bırakmaktan daha çok heyecan ve mutluluk verici bir duygu. Her geçen günüm daha bir anlam kazanıyor. Dışarı çıkıp saatlerce koşmak istiyorum Bu gün 15. günüm, Kısa bir süre olmasına rağmen, Yinede sigara içen birini gördüğümde,Sebebini bilsem de, bunu ben nasıl içiyormuşum bu insanlar neden haala içiyor diyerek şimdiden acıma duygusuyla bakmaya başladım.

    Sayın Viyesi nin paylaştığı videoyu da tekrar paylaşayım, izlemenizi tavsiye ederim, Kitabın kısa bir özeti gibi,
    http://www.youtube.com/watch?v=OMKSEW1EjGw




  • 21. BÖLÜM

    SİGARA İÇMENİN AVANTAJLARI

    Burası hep boş kalacak. [ Aynen böyle yazıyor]
  • 22. BÖLÜM

    İRADE YÖNTEMİ İLE BIRAKMAK

    Toplumumuzda sigarayı bırakmanın çok güç olduğu düşüncesi yaygındır. Sigarayı
    bırakmayı öğütleyen kitaplar bile bırakmanın ne kadar zor olduğuyla başlar. Aslında
    bırakmak o kadar kolaydır ki. Evet kuşkunuz olmasını anlıyorum fakat olayı iyice bir
    düşünün.

    Bir mili dört dakikanın altında koşmayı hedeflerseniz amacınıza ulaşmakta güçlük
    çekebilirsiniz. Bu hedef için yıllarca yoğun bir şekilde hazırlanmanız gerekir ve belki o
    zaman bile fiziksel açıdan başaramazsınız. (Gerçekleştirdiğimiz şeyleri hayal gücümüz
    belirler. Ne kadar ilginç değil mi? Bannister dört dakikanın altında koşmayı başarmadan
    önce böyle bir derece erişilmez gibi geliyordu. Bugün ise gayet normal bir şey oldu.)

    Sigarayı bırakmaya çalışıyorsanız yapacağınız tek şey sigara içmemektir. Kimse
    sizi sigara içmeye zorlamaz (kendiniz hariç tabii), yaşamak için yemek ve içmek gibi sigara
    içmek zorunda değilsiniz. Bırakmak istiyorsanız neden güçlük çekeceksiniz ki? Hiç zor bir
    şey değil. Tiryakiler irade yöntemiyle bırakmaya çalıştıklarında olayı kendi kendilerine
    güçleştirirler. Ben irade yöntemini tiryakiye bir tür özveride bulunduğu duygusu veren
    yöntem olarak tanımlıyorum. Şimdi bu yöntemi bir ele alalım.

    Hiçbirimiz sigara içmeye karar vermeyiz. İlk içtiğimiz sigaralar yalnızca bir
    denemedir ve tatları iğrenç olduğundan ne zaman istersek o zaman bırakabileceğimizi
    sanırız. İlk sigaralarımızı genellikle canımız istediği zaman ve çoğunlukla sigara içen
    başka insanlarla birlikteyken içeriz.

    Ne olduğunu daha doğru dürüst anlamadan düzenli olarak sigara almaya ve sürekli
    sigara içmeye başlarız.

    Bağımlı olduğumuzu anlamamız çoğunlukla uzun sürer, çünkü tiryakilerin sigarayı
    gereksinim duydukları için değil zevk aldıkları için içtikleri yanılgısına düşeriz. Sigara
    içmekten zevk almayız (zaten hiçbir zaman zevk almayız) ve ne zaman istersek o zaman
    bırakabileceğimizi sanırız.

    Genellikle, ancak sigarayı bırakma girişiminde bulunduğumuz zaman bir sorunla
    karşı karşıya olduğumuzu fark ederiz. İlk bırakma girişimlerimiz daha sigaraya yeni
    başladığımız zamanlarda olur, çoğunlukla para sıkıntısı yüzünden (genç bir erkek bir kızla
    tanışır, birlikte bir yaşam sürmek için para biriktirmek ve sigara içmek için para
    harcamamak ister) yada sağlık yüzünden (genç hâlâ aktif bir sporcudur ve nefesinin
    daraldığını fark eder). Neden ne olursa olsun stresli bir durum beklenir. Bırakır bırakmaz
    küçük canavar besin istemeye başlar. Böylece tiryakinin canı sigara ister, içemediğinden
    dolayı da içinde bulunduğu stres artar. Stresli durumlarda kendisine destek olan yardımcısı
    artık olmadığından üç kat eziyet çeker. İşkence dolu bir süreden sonra ya bir özveride
    bulunup “daha az içmeye” niyetlenir yada “yanlış zaman seçmiş” olduğu sonucunu çıkarıp
    “daha az stresli olduğu bir anı beklemeye” karar verir. Oysa stres olmadığı zaman sigarayı
    bırakmaya da gerek kalmaz; bir dahaki stres durumunda tiryaki bir girişimde daha bulunur.
    Doğru zaman bir türlü gelmez çünkü yaşam giderek daha az değil daha çok stresli bir hale
    gelir. Anne babamızın evinden çıkar kendi evimizi kurarız, borçlanırız, çocuklarımız olur,
    işimizdeki sorumluluğumuz artar vs. Tiryakilerin yaşamında stres hiç azalmaz çünkü strese
    neden olan sigaradır. Alınan nikotin miktarı arttıkça hem stres hem de sigaranın gerekli
    olduğu aldatmacası artar.

    Yaş ilerledikçe stresin arttığı aslında bir yanılgıdır ve bu yanılgıyı sigara doğurur. Bu
    konuya 28. bölümde daha ayrıntılı bir şekilde değineceğim. Tiryaki başlangıçta yaşadığı
    başarısızlıklar sonucunda bir sabah kalkıp sigara içmek istememe olasılığına inanmaya
    başlar. Bu umut genellikle sigarayı bırakmış diğer kişilerden duyduğu hikayelerden
    kaynaklanır (örneğin “grip olmuştum iyileştikten sonra canım artık sigara içmek istemedi”).

    Kendinizi kandırmayın. Ben bu tür söylentileri çok araştırdım ve olayın öyle
    dışarıdan göründüğü gibi basit olmadığını anladım. Çoğu durumda tiryaki kendini sigarayı
    bırakmaya zaten hazırlamış oluyor ve gribi yalnızca bir bahane olarak kullanıyor. Ben ne
    zaman grip olsam sigara içmemi engellediği için dört gözle iyileşmeyi beklerdim.

    Sigarayı birdenbire bırakan insanların çoğu bir şok yaşamıştır. Ya yakın bir
    akrabaları sigara yüzünden ölmüştür yada sağlıkla ilgili bir sorun yüzünden korkmuşlardır.
    “Bir gün aniden sigarayı bırakmaya karar verdim. Ne mükemmel bir insanım.” Demek çok
    kolaydır. Kendinizi kandırmayı bırakın! Öyle bir şey kendiliğinden olmaz; sizin de biraz
    katkıda bulunmanız gerekir.

    Sigarayı irade yöntemi ile bırakmanın neden bu kadar zor olduğunu daha ayrıntılı
    bir şekilde inceleyelim. Yaşamımızın çoğunu gerçekleri görmezlikten gelip “yarın
    bırakacağım” diyerek geçiririz.

    Bazen bir şey sigarayı bırakma girişiminde bulunmamıza neden olur. Sağlıkla ilgili
    sorunlar, parasal nedenler, sosyal saygınlık yada son zamanlarda çok fazla nefes darlığı
    çekmişizdir ve aslında sigaradan zevk almadığımızı fark etmişizdir.

    Neden ne olursa olsun gözlerimizi açıp sigaranın olumlu ve olumsuz yanlarını
    tartmaya başlarız ve aslında yaşamımız boyunca bildiğimiz sonuca varırız. Zaten mantıklı
    düşündükten sonra ancak bir tek kanıya varılabilir: SİGARAYI BIRAKMAK!

    Tiryaki sigara içmezse daha iyi olacağını bildiği halde sigarayı bıraktığında bir
    özveride bulunduğu duygusuna kapılır. Bu gerçi bir yanılgıdır ama çok etkili bir yanılgıdır.
    Nedenini bilmemesine rağmen sigaranın yaşamın iyi ve kötü anlarında kendisine destek
    olduğuna inanır.

    Daha sigarayı bırakmadan önce hem toplumun beynine işlediği hem de kendi
    bağımlılığının yarattığı boş inançları aklına yerleştirmiştir. Buna bir de sigarayı bırakmanın
    ne kadar güç olduğu konusundaki daha da etkili yanılgı eklenir.

    Aylardır sigara içmeyen ve hâlâ sigara diye ölen tiryakileri duyarız. Bunlar mutlu
    olmasını bilmeyen insanlardır, önce sigarayı bırakırlar sonra da yaşamlarının geri kalan
    bölümünü sigara içmek isteyerek geçirirler. Yıllarca sigara içmeden mutlu bir şekilde
    yaşarken bir gün bir sigara içip tekrar bağımlı olan tiryakileri de biliriz. Büyük bir olasılıkla
    hastalıkları iyice ilerlemiş olan, kendilerine gözle görülür bir şekilde zarar veren ve
    sigaradan zevk almadıkları belli olan tiryakiler de tanıyoruzdur –fakat yine de sigara içmeye
    devam eder. Ayrıca bunların bir yada daha fazlasını belki kendimiz de yaşamışızdır.

    İşte “Yaşasın! Duydun mu? Ben artık sigara içmek zorunda değilim” diye
    başlayacağına sanki Everest Dağı’na tırmanacakmış gibi sıkıntılı bir duyguya kapılıp kötü
    kaderine kızar, çünkü küçük canavarın tuzağına bir kere daha düşenin bir daha
    kurtulamayacağı inancındadır. Bir çoğu arkadaşları ve yakınlarından özür dilemeye bile
    başlar: “Bak sigarayı bırakmaya çalışıyorum. Önümüzdeki haftalarda herhalde gergin
    olurum lütfen biraz anlayış göster!” Bu tür girişimler başarısız olmaya mahkumdur.

    Tiryakinin birkaç gün sigarasız kalabileceğini kabul edelim. Ciğerlerindeki tıkanıklık
    kısa bir süre sonra kaybolur. Birkaç gündür sigara almadığı için cebinde parası vardır.
    Sigarayı bırakmak istemesinin nedenleri bir anda aklından çıkar. Bu, araba kullanırken
    kötü bir kaza görmeye benzer. Bir süre yavaş kullanırız fakat acelemiz olduğu bir an yine
    her şeyi unutup gaza basarız.

    Diğer taraftan karnınızdaki küçük canavar nikotinsiz kalmıştır. Bedeninizde bir ağrı
    yoktur; bir soğuk algınlığı yüzünden aynı rahatsızlığı çekseniz ne işinize gitmezlik
    ederdiniz nede depresyonlara girerdiniz. Gülerek geçiştirirdiniz. Oysa tiryakinin düşündüğü
    tek şey bir sigara isteğidir. Bunun neden bu kadar önemli olduğunu kendi de anlamaz.
    Karnındaki küçük canavar beyninde büyük bir canavara dönüşür ve birkaç saat yada gün
    önce sigarayı bırakmanın nedenlerini sayan kişi tekrar başlamak için bahaneler bulmaya
    çalışır ve şunları söylemeye başlar:

    1. Yaşam çok kısa. Yarın bir bomba patlayabilir yada bir arabanın altında
    kalabilirim. Zaten çok uzun süredir içiyorum. Hem bugünlerde artık her şeyin
    kansere yol açtığını söylüyorlar.

    2. Yanlış zaman seçmişim. Yılbaşından / tatilden / yaşamımdaki bu stres
    döneminden sonra bıraksam daha iyi olacakmış.

    3. Konsantre olamıyorum. Gerginim ve moralim bozuk. Doğru dürüst
    çalışamıyorum. Arkadaşlarım ve ailem beni artık sevmiyor. İşin gerçeği
    herkesin yararı için benim tekrar sigaraya başlamam gerekiyor. Ben sigaraya
    çok düşkünüm ve anlaşılan bir daha sigarasız mutlu olmama olanak yok.
    (Benim otuz üç yıl sigara içmeme neden olan buydu.)

    Tiryaki bu noktaya geldiğinde kaderine razı olup bir sigara yakar ve şizofreni artar.
    Açlığını giderdiği ve küçük canavarı doyurduğu için büyük bir rahatlama duyar fakat uzun
    süre sigara içmediyse sigaranın tadından iğrenir ve bu iğrenç şeyi neden içtiğini bir türlü
    anlayamaz. Sonunda iradesinin yetersiz olduğuna inanmaya başlar. Aslında hiçbir eksiği
    yoktur. Yalnızca kararını değiştirmiş ve yeni düşüncelerinin ışığında tamamen mantıklı
    başka bir karar vermiştir. İnsan kendisini perişan hissettikten sonra sağlığın ne anlamı kalır
    ki? Mutsuz olduktan sonra varlıklı olup da ne olacak? Hiçbir şey. Kısa fakat eğlenceli bir
    yaşam, uzun ve perişan bir yaşamdan çok daha iyidir.

    Ne mutlu bize ki, bunun tam tersi doğru. Sigarasız bir yaşam çok daha eğlenceli.
    Benim otuz üç yıl boyunca sigara içmeme bu hayal neden olmuştur. İtiraf etmeliyim ki bu
    hayal gerçek olsaydı hâlâ sigara içiyor olacaktım (düzeltme yapayım –ölmüş olacaktım).

    Tiryakilerin çektikleri eziyetin sigarasızlıkla bir ilgisi yoktur. Sigarasızlık gerçi bu
    eziyetin başlamasına neden olur ama asıl savaş insanın kafasında gerçekleşir ve buna
    kuşku ve kararsızlık yol açar. Tiryaki işe başından bir özveride bulunduğu inancıyla girdiği
    için bir süre sonra yoksunluk duygusuna kapılır –bu da bir tür strese yol açar. Ne zaman
    beyni “yak bir sigara” dese strese girer. Sigarayı bırakır bırakmaz sigara içmeye
    gereksinim duymaya başlar. Fakat sigarayı bırakmış olduğu için içemez, bu durum onu
    iyice depresyona sokar ve bu depresyon onu tekrar sigaraya iter.

    Bırakmayı güçleştiren bir başka etken de bir şey olsun diye beklemektir. Ehliyet
    almayı amaçladığınızda ehliyet sınavını geçer geçmez hedefinize ulaşmış olursunuz.
    “İrade yönteminde” ise: “Sigarasızlığa yeterince uzun bir süre dayanırsanız sigara içme
    isteğiniz yok olacaktır” kanısı geçerlidir.

    Hedefinize ulaştığınızı nasıl anlarsınız? Bir şey olsun diye beklersiniz, hiçbir zaman
    anlamazsınız, çünkü artık bir şey olmaz. Son sigaranızı söndürdükten sonra sigarayı bırakmış oldunuz; eğer hâlâ bir beklenti içindeyseniz bu yalnızca sigarasızlığa ne kadar
    zaman dayanacağınızın beklentisidir.

    Daha önce belirttiğim gibi tiryakilerin çektiği eziyet beyinle ilgili bir şeydir ve
    güvensizlikten kaynaklanır. Fiziksel bir ağrı yaratmaz ama etkisi çok güçlüdür. İnsanın
    kendisini perişan ve güvensiz hissetmesine yol açar. Tiryaki sigarayı unutmak bir yana
    sigaradan başka bir şey düşünemez olur. Günlerce hatta haftalarca ağır depresyonlara
    girer. Düşüncelerinde hep kuşku ve korku vardır.

    “Bu çılgın arzu daha ne kadar sürecek?”
    “Bir daha mutlu olabilecek miyim?”
    “Bir daha uyanmak isteyecek miyim?”
    “Bir daha yediğim yemeklerden zevk alabilecek miyim?”
    “İleride stresle nasıl başa çıkacağım?”
    “Bir daha sosyal olaylardan zevk alabilecek miyim?”

    Tiryaki her şeyin hemen ilerlemesini bekler fakat içinde bulunduğu derin keder
    sürdükçe sigaranın değeri daha da artar.

    Aslında gerçekten bir şey olur fakat bunu tiryaki fark etmez. Üç hafta boyunca
    tamamen nikotinsiz kalmaya dayandıktan sonra vücudun nikotin gereksinimi kalmaz. Daha
    önce belirttiğim gibi nikotin eksikliğinin yarattığı özlem o kadar azdır ki fark edilmez bile.
    Tiryakilerin çoğu yaklaşık üç hafta sonra sigarayı bırakmayı başardığını düşünür. Bunu
    kanıtlamak için bir sigara yakar ve her şey yeniden başlar. Sigaranın tadı iğrenç gelir ama
    bedenine tekrar nikotin vermiş olduğu için sigarasını söndürür söndürmez nikotin seviyesi
    düşer ve içinden bir ses: “Bir tane daha yak” demeye başlar. Tam kurtulmuşken tekrar
    bağımlılık kazanır.

    Ondan sonraki ilk sigarasını genellikle hemen yakmaz. “Tekrar bağımlılık kazanmak
    istemiyorum” diye düşünür. Şöyle biraz zaman geçsin diye bekler. Belki birkaç saat, belki
    birkaç gün belki de birkaç hafta. Sonunda “Tekrar bağımlılık kazanmadığıma göre ikinci bir
    sigara içmemde bir sakınca olmasa gerek” diyerek daha önceki tuzağa yeniden düşer,
    fakat artık çok ince bir ip üzerinde yürüyordur.

    Sigarayı irade yöntemiyle bırakmayı başarmış olanlar beyinlerine işlenmiş o asılsız
    inançlar yüzünden bir süre için sıkılır ve zorlanırlar. Bedensel bağımlılık sona erdikten
    çok sonra tiryaki hâlâ sigara özleminden yakınır. Yeterince dayanırsa artık bir daha
    başlamayacağına inanmaya başlar. Yakınmaya son verir ve yaşamın sigarasız da
    sürdüğünü ve hatta zevk verdiğini kabul eder.

    Birçok tiryaki irade yöntemiyle başarılı olmuştur, fakat güç ve zahmetli olan bu yol,
    başarıdan çok başarısızlıkla sona erer. Başarmış olanlar bile yaşamları boyunca sigara
    konusunda hassas kalırlar. O asılsız inançlar belli bir ölçüde hâlâ etki eder ve sigaranın
    insana iyi ve kötü zamanlarda destek olduğuna inanırlar. (Sigara içmeyenlerin çoğu da bu
    aldatmacaya inanır. Onların da beynine işlenmiştir ama sigaradan “zevk almayı”
    öğrenememişlerdir yada işin olumsuz yanlarından kaçınmışlardır, hayır teşekkürler!) Uzun
    zaman sigara içmeyenlerin tekrar başlamalarının nedeni budur işte.

    Sigarayı bırakmış birçok kişi zaman zaman “özel bir ödül” olarak yada kendisini
    sigaranın tadının iğrenç olduğuna inandırmak için bir puro yada sigara içer. Tadı iğrençtir
    fakat sigarasını söndürdüğü an vücudundaki nikotin seviyesi düşer ve bir ses: “Bir tane
    daha yak!” demeye başlar. Bir sigara daha yaktığında tadı yine iğrenç gelir ve kendisini
    kutlamaya başlar. “Yaşasın! Zevk almadığım sürece bağımlılık kazanmam nasıl olsa,
    yılbaşından / tatilden / bu stresten sonra tekrar bırakırım.”

    Çok geç. Yeniden bağımlılık kazanmış, ilk düştüğü tuzağa yeniden düşmüştür.

    Hep söylüyorum, zevkin bununla bir ilgisi yoktur, hiç de olmadı! Sigarayı zevk için
    içseydik kimse ilk sigarasından başka sigara içmezdi. Zevk almadığımız halde sigara
    içecek kadar aptal olabileceğimize inanamadığımızdan dolayı sigaranın bize keyif verdiğini
    sanırız. Sigara içmek işte bu yüzden çoğunlukla bilinç altında gerçekleşir. İçtiğimiz her
    sigarada ciğerimize doldurduğumuz pisliği düşünsek ve kendimize “bu iş bana 30.000
    pound’a mal oluyor ve şu anda içtiğim sigara ciğerlerimde kansere yol açacak sigara
    olabilir” dersek zevkin hayali bile kalmaz. Sigaranın kötü sonuçlarını bilerek aklımızdan
    çıkarmaya çalıştığımızda aptallık yaptığımızı düşünürüz. Bu kötü sonuçları oturup
    düşündüğümüzde ise dayanılmaz olur! Tiryakileri özellikle toplum içinde izlerseniz yalnızca
    sigara içtiklerini fark etmedikleri zaman mutlu olduklarını görürsünüz. Fark eder etmez
    rahatsız olur ve özür dilemek isterler. İnsan sigarayı küçük canavarı beslemek için içer...
    küçük canavarı vücudunuzdan büyük canavarı da aklınızdan çıkardığınız an sigara içmeye
    ne gereksinim nede arzu duyacaksınız.
    -




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.