Sığınmacı mültecilerin burada yaşamalarına izin vermeliyiz.

Duygu ve düşüncelerimi savunmam gereklidir

Son zamanda mültecileri nefret etme gibi bir durum oldu

Onlar da insandır

Zararı olmayan suç işlemeyen insanların sığınmacı ve mültecilerin yaşamasına izin vermemiz gerekmektedir

Suç işleyenlerin yaşamamasına izin verilmesi gerekmektedir

Suçu sabitse de mahkeme kararıyla sınır dışı edilmesi gerekmektedir.

Fakat suçsuz mülteci ve sığınmacıların yaşamasına izin verilmesi gerekmektedir

Bana bir suriyeli kardeşim eline sağlık demişti çok duygulanmıştım

Mülteci ve sığınmacılarla ilgili ayet ve hadisleri paylaşıyorum

Bunları okuyup ders alınırsınız diye

Cünkü bu dünyanın diğer dünyası da var.

insanı iman ile buluşturmak her derdin çaresidir..

Müslüman, Kardeşini Düşmana Teslim Etmez

Peygamberimiz şu uyarısına ne kadar muhtacız:

“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.” (Buhârî, Mezâlim 3; Müslim, Birr 58)

Müslüman, din kardeşini düşmana teslim etmez, onu terk etmez, tehlikeye atmaz. Hadis şârihi İbni Battal, mazluma yardım etmenin her Müslümanın üzerine farz-ı kifâye olduğunu, devlet başkanına ise bunun farz-ı ayn olduğunu söyler.

Müslüman, güven veren ve kendisine güven duyulan kimsedir. Şahsî menfaati veya nefsânî istek ve arzuları için din kardeşini feda etmesi, onun aleyhine olacak davranışlar içine girmesi câiz olmaz. Çünkü “Müslüman, elinden ve dilinden diğer Müslümanların zarar görmediği kimsedir.”(Buhârî, Îmân 4, 5) “Kendi nefsi için arzu ettiği bir şeyi, din kardeşi için de arzu etmeyen kimse gerçek mü’min olamaz” (Buhârî, Îmân 7)

Müslümanlar, birbirlerinin ihtiyaçlarını gidermede de kardeşliklerinin gereğini yerine getirirler. Çünkü insanlar birbirine muhtaçtırlar. Bu ihtiyaçlar, mutlaka maddî alanda olmayabilir. Manevî yardımlaşma da en az maddî olan kadar kıymetlidir.

Bir Müslümanın ihtiyacını gideren kimsenin ihtiyaçlarını da Allah’ın gidereceğinin vadedilmesi, bu davranışın ne kadar faziletli bir iş olduğunu anlamamıza yeterli delil teşkil eder.

Peygamber Efendimiz (asm), “Kul, kardeşinin yardımında bulunduğu sürece, Allah da kuluna yardım eder.” (Müslim, Zikr 37-38) buyururlar.

İnsan, hayatında küçük veya büyük çeşitli sıkıntılarla karşılaşabilir. İnsanı üzen, hüzünlendiren her şey bir sıkıntıdır. Sıkıntıları gidermede de Müslümanlar birbirlerinin yardımcılarıdırlar. Tıpkı ihtiyaçları gidermede olduğu gibi, bu konuda da Allah’ın mükâfatına nâil olurlar.

Bu mükâfat, Allah’tan başka hiçbir dost ve yardımcının olmayacağı kıyamet gününde O’nun yardımını hak etmiş olmaktır. İnanan insan için bundan büyük bir saadet düşünülemez. Çünkü o günde herkesin Allah’ın sonsuz merhametine ihtiyacı olacaktır. Dünyada hayırlı ameller işleyenler, karşılığını kıyamet gününde mutlaka göreceklerdir.

İslâm, insanların can ve mal güvenliğini, ırz ve namusunun korunmasını garanti altına alır. Bu garantiler öncelikle Müslümanların kendi aralarında sağlanır. Fakat netice itibariyle bütün insanlar için bu hakların kudsiyeti kabul edilir.

Mülteciler, İnsanlık ve Müslümanlık Sınavımız

Mülteci kardeşlerimiz bizim Ensar olma, hatta insan olma sınavımızdır.

Nasıl o kardeşlerimiz savaş ve zulümle karşı karşıya kalıp, sahip olduğu her şeyi geride bırakarak hicret etmekle sınanıyorsa; bizim sınavımız da onlara kol kanat germek ve Ensar olabilmekle gerçekleşmektedir.

Demek ki, vatanını, beldesini, işini, gücünü bırakarak bize sığınan bu insanlara el uzatmak, öncelikle insanlığın ve özellikle de Müslüman şahsiyetinin gereğidir.

Zulmün elinden kaçıp gelenler kadın ve çocuksa onlara bigâne kalmak, sahiplik etmemek hiç bir vicdana sığmayan bir insanlık ayıbıdır. Her biri emanet olan çocuk ve kadınlara daha ziyade hassasiyet göstermek, yaşadıkları zorlukları bir nebze olsun azaltmak Müslümanlık ve insanlık vazifesi telakki edilmelidir.

Her insan onurludur ve onu korumanın, darda kalana yardım etmenin, mazluma arka çıkmanın, muhtaca el uzatmanın, Ensar fedakârlığı göstermenin tam zamanı..

Muhacire, mülteciye düşen görev ise, sabır ve metanetini kaybetmemektir.

Yardım ve himayeye muhtaç olanlar, hassaten kadın ve çocuklar korunmalı kötü emelli insanların istismar ve suistimaline bırakılmamalıdır. Bu vadide ırk, renk, dil, din ayrımı da düşünülmez. Müslüman şahsiyet ve sorumluluğu bu hamiyeti gerektirir.

Bu sayede Kur’an’ın ve Hz. Peygamber (asm)’in övdüğü Ensar ruhuna ve Ensar-Muhacir kardeşliğine mazhar olabiliriz, inşallah.

Selam ve dua ile...iyi forumlar...

suç işleyenler gönderilmeli ama masum olanlar kalsın...cunku onlar da insandır hocam

ayet ve hadisleri yazdım okumadınız mı?

"Müslüman, din kardeşini düşmana teslim etmez, onu terk etmez, tehlikeye atmaz." -Lawrence of Arabia

suriyeli bir aile var evsiz kalmış kiralar yüksek maddi durumları çok kötü hem maddi hemde manvi olarak yardımcı olurmusun

not:Az önce suriyeli aile senin yazdıklarını okudu çok duygulandı senin yanına gelmek istiyor ne dersin?

suriyeli konusu kapatılmalı, zaten açık açık söyleniyor bu, eğer kendileri istemez ise kimse bu insanları ülke dışına atmaz, bu mesele sadece mülteci meselesi değil çünkü çok daha geniş bir yapı var insanların yaklaştığı nokta mülteci bazlı, zamanla bu yapının da kokusu çıkacak gibi, görüşme vs derken, tabii olan oldu artık herkes kalçasını kurtarmaya baksın mümkünse o da

Sığınmacı ne ya? Herkes kendi ülkesine sığınsın.

Gezmek için çalışmak için farklı ülkelere gidebilirler buraya gelebilirler bu normal.

Ama sığınmak farklı bir iş.

Sokakta evsiz, hasta dilenen o kadar cok kişi var. Hiç birini evine almayı düşündün mü eger düşünmediysen ayet ve hadislere karşı geliyorsun.

Onları eğer muhacir olarak görüyorsan karını boşadın mı eğer karını boşayıp onlarla evlendirmediysen sen nasıl ensarsın.

Kızını verdin mi, onlara hiç vermeyi düşündün mü eğer kızını oğlunu onlarla evlendirmeyi düşünmüyorsan samimi değilsin. Onları müslüman görmüyorsun demektir, mümin değilsindir., münafıksındır.

Hiç aklına onları dul kalmış kadınlarını almak geldimi hanımın ikinci kadına razı mı değilse zor durumdaki müslüman kadınları nasıl ortada bırakılsın.

İslam budur ne eksik ne fazla .... eğer sana tersse sen müslüman değilsin Allaha peygambere şirk koşansın.

Ben sadece Suriyelilere değil dışarıdan gelen her yabancıya karşıyım. Bu ülkeye Kafkaslar'dan milyonlarca insan geldi bu insanlara neden sesimiz çıkmadı? Örneğin son yıllarda yüz binlerce Ahıska'lı ülkeye alındı neden bunlara sesimiz çıkmadı? Bu ülke Anadolu Türklerinin ülkesi göçmen ülkesi değil. Ancak sağdan soldan herkese ala ala göçmen ülkesi haline getirilmeye çalışılıyor.