Şimdi Ara

Şiirler,güzel sözler (20. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
5.334
Cevap
42
Favori
631.674
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1819202122
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • beynimiz onu anlayabileceğimiz kadar basit olsaydı, o zaman da biz onu anlayamayacak kadar aptal olurduk..
  • Dokunur tenine, acı veren sızı vardır,
    Senin acınla güler oynar arsızı vardır,
    Her gün yolunu gözleyen bulursan şanslısın,
    Karanlığa sığınıp yatan yarsızı vardır.
  • SUÇ BENDE Mİ?
    Varlığın bana güven verdi,
    Suç bende mi dostum?
    Sırlarımı sana söyledim,
    Suç bende mi dostum?
    Seni sevdim,
    Hatalarını söyledim,
    Seni dost olarak bildim,
    Suç bende mi dostum?
    Seni bir hayat bildim,
    Dertlerimi sana verdim,
    Senin dertlerini dinledim,
    Seni çok ama çok sevdim,
    SUÇ BENDE Mİ DOSTUM???????????????????????
  • MONA ROZA



    Mona Roza, siyah güller, ak güller

    Geyvenin gülleri ve beyaz yatak

    Kanadı kırık kuş merhamet ister

    Ah, senin yüzünden kana batacak

    Mona Roza siyah güller, ak güller



    Ulur aya karşı kirli çakallar

    Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa

    Mona Roza, bugün bende bir hal var

    Yağmur iğri iğri düşer toprağa

    Ulur aya karşı kirli çakallar



    Açma pencereni perdeleri çek

    Mona Roza seni görmemeliyim

    Bir bakışın ölmem için yetecek

    Anla Mona Roza, ben bir deliyim

    Açma pencereni perdeleri çek...



    Zeytin ağaçları söğüt gölgesi

    Bende çıkar güneş aydınlığa

    Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi

    Seni hatırlatıyor her zaman bana

    Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi



    Zambaklar en ıssız yerlerde açar

    Ve vardır her vahşi çiçekte gurur

    Bir mumun ardında bekleyen rüzgar

    Işıksız ruhumu sallar da durur

    Zambaklar en ıssız yerlerde açar



    Ellerin ellerin ve parmakların

    Bir nar çiçeğini eziyor gibi

    Ellerinden belli oluyor bir kadın

    Denizin dibinde geziyor gibi

    Ellerin ellerin ve parmakların



    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

    Saat onikidir söndü lambalar

    Uyu da turnalar girsin rüyana

    Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar

    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona



    Akşamları gelir incir kuşları

    Konar bahçenin incirlerine

    Kiminin rengi ak, kimisi sarı

    Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine

    Akşamları gelir incir kuşları



    Ki ben Mona Roza bulurum seni

    İncir kuşlarının bakışlarında

    Hayatla doldurur bu boş yelkeni

    O masum bakışlar su kenarında

    Ki ben Mona Roza bulurum seni



    Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

    Henüz dinlemedin benden türküler

    Benim aşkım sığmaz öyle her saza

    En güzel şarkıyı bir kurşun söyler

    Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza



    Artık inan bana muhacir kızı

    Dinle ve kabul et itirafımı

    Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı

    Alev alev sardı her tarafımı

    Artık inan bana muhacir kızı



    Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

    Meyvalar sabırla olgunlaşırmış

    Bir gün gözlerimin ta içine bak

    Anlarsın ölüler niçin yaşarmış

    Yağmurlardan sonra büyürmüş başak



    Altın bilezikler o kokulu ten

    Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne

    Bir tüy ki can verir bir gülümsesen

    Bir tüy ki kapalı gece ve güne

    Altın bilezikler o kokulu ten



    Mona Roza siyah güller, ak güller

    Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak

    Kanadı kırık kuş merhamet ister

    Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!

    Mona Roza siyah güller, ak güller



    sezai karakoç
  • Ayrılık diye bir şey yok.
    Bu bizim yalanımız.
    Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
    Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?



    Özleme bir diyeceğim yok.
    O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası.
    O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.
    O tek güzel yönü bekleyişlerimizin.



    Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
    Seni özlediğim içindir.
    Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;
    Seni özlediğim içindir.
    Yaşıyorsam; içimde umut varsa,
    Yine seni özlediğim içindir.



    Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
    Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
    Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
    Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.



    Kucağımda bir yığın
    Meyvası ayrılığın,
    Ben yine geleceğim
    Benim küçük meleğim.



    Bırakma beni sevdiğim
    Gidişine dayanamam
    Hasret gözyaşlarımla
    Kendimi avutamam



    Ben senin en çok gözlerini sevdim
    Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil
    Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
    Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil



    Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne
    Tuttum, ta içime oturttum seni
    Aldım, okşadım saçlarını, öptüm
    İçtim yudum yudum güzelliğini



    Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
    Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
    Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
    Benimle meydan oku her çaresizliğe



    Ne güzel ellerin var incecik
    Ne güzel saçların var sapsarı
    Anlasana o yalansız gözleri
    Düşündükçe baştanbaşa özlem kesiliyorum



    Bu engeller bana göre değil oysa
    Ben bu dağları aşarım
    Geçerim bu denizleri, korkma
    İşte düştüm yollara
    Dur, bekle beni, geliyorum



    Bütün sevgililer, dostlar gitti
    Bir sen kaldın kadınım beni terketmeyen
    Batan gemilerin kaptanları gibi
    Denizlerin ortasında ölümü bekleyen.



    Özledim sesini ne olur konuş
    Bir gül açtır zamanların ötesinden
    Karanlıklar içindeyim, kapkarayım bugün gel
    Gök mavisinden, deniz mavisinden
    Bana bir şarkı söyle



    İste ayrılık bu; hiç beklemediğimiz...
    O ikiz kardeşi ölümün.
    Anlıyorum bir daha görüşemeyeceğiz
    Sakın ağlama ve bir şey söyleme bana
    İnsan ayrılırken bile büyük olmalı.



    Seni alıp uzaklara giden otobüs
    Benim üzerimden geçer hışımla
    Devrilir, bakakalırım ardından
    Bir sel gibi akan gözyaşımda...



    Artık ne yapsam boş, teselliler faydasız
    Karanlık gitgide en derinlere çeker beni
    Çaresiz, bütün sokaklarında bu şehrin
    Böyle perişan beklerim dönmeni
  • Yitirdim umut kırıntılarımı
    Sevgimi, neşemi, bütün varımı
    Çaresiz bir yokluğun içindeyim
    Gömdüm içime yıkıntılarımı
    Arıyor bir yarım öbür yarımı



    Ne bir anlayışlı el,ne bir dost bakış
    Biraz ümit,biraz hayal sonra aldanış
    En güvendiğimiz tepelere kar yağmış
    Deniz o deniz değil,dağlar o dağlar değil...



    En ağır işçi benim;
    Gün yirmi dört saat, seni düşünüyorum.



    Bugün bütün iyi kalpliliğim üzerimde
    Cümle düşmanlarımı affettim
    Yediğim meyvalardan
    Kokladığım çiçeklerden af diliyorum



    Sana bir rüzgar getireceğim
    Dağlardan, tepelerden
    Gitme, sana zamanı getireceğim
    Zamanın bittiği yerden



    Nice nice acıları aklına getir
    Bunca yoksulluğu aklına getir
    Gözyaşlarını aklına getir
    "GİTME KAL" var yok dinlemez bir çocuk isteğidir
    Gitme aklına getir



    İstemem söyleme bir tek kelime
    Sen de eller gibi adımı unut
    Değmesin artık hiç elin elime
    Sar yeni aşkını benim yerime
    Sen de eller gibi adımı unut...




    Beni ta kalbimden vurdu gidişin,
    Bütün umutlarım ağır yaralı.
    Aklımdan çıkmıyor veda edişin,
    Büyün duygularım ağır yaralı.




    Dün gece uzun uzun
    Seni andım ağladım.
    Sonu yok yolumuzun
    Ona yandım ağladım.




    Yıldırımlar düştü güvendiğimiz dağlara
    Hep boş çıktı sarıldığımız eller
    Hep taş çıktı inandığımız kalpler
    Kaç kez sırtından vuruldu hayallerimiz
    Kaç kez yıkılıp kaldık köşe başlarında
    Kaç kez delik deşik oldu yüreğimiz




    Bu böyle sürüp gitmeyecek biliyorum
    Bir sabah bir dilencinin avuçlarına bırakacağım kendimi
    Kim ne derse desin!
    Tahammülüm kalmadı artık
    Bıktım seni sensiz yaşamaktan
    Nasılsa döneceğin yok senin
    Çıldıracağım bu gidişle
    Allah kahretsin! ..



    Hangi masaya otursam
    Senin sevdiğin içkiyi koyuyorlar önüme
    Vazomda hep senin sevdiğin çiçekler
    Ve dudaklarımda hep senin sevdiğin şarkılar
    Senin doğumgünlerini kutluyorum senden habersiz
    Ve her sabah dualar ediyorum mutluluğun için
    Ne yapsam, ne etsem, nereye gitsem
    Ecel gibi peşimdesin..



    İşte böyle bir sevda benimkisi
    Bu zamanda, bu devirde
    Haklısın adam olacağım yok benim
    En güzeli artık son vermek bu hayata
    En korkunç uçurumlardan bırakmak kendimi
    Ya da en yüksek tepelerden
    En uçsuz bucaksız denizlere bırakmak bedenimi
    Ama içimde sen varsın
    Ya sana bir şey olursa?



    Şimdi bir kır kahvesinde olsaydık seninle
    Yine aynı masada yine aynı köşede
    Yeniden düşler kursaydık seninle
    Dağlar gibi sıra sıra
    Ve yeniden yaratsaydık kendi dünyamızı
    Ve de birlikte söyleseydik ikimizde kendi şarkılarımızı
    Meydan okuyup ayrılıklara
    Hem de teslim olmadan
    Yıllara, yollara, yalanlara..



    Şimdi bir düşün
    Kim itti bizi bu kör olası ayrılığa?
    Kim itti bizi bu pişmanlıklar denizine?
    Kim yaktı bizi kim?
    Hem de sırtımızdan vura vura
    Görüyorsun değil mi görüyorsun
    Bir ikimiz sığamadık bu koca dünyaya..



    Yorgun bir hasretle dönersen bir gün
    Beni burda değil kalbinde ara! ..
    Ne kadar yıkılmış olsan da o gün
    Beni bende değil kendinde ara! ..
  • Akşam erken çöker yalnızlığıma
    Sokak sokak gezer ararım seni
    Hasretin gönlümün yangınlarında
    Alev alev yanar ararım seni




    Her seven sonunda düşüyor derde
    Bu aşk kitabının yazanı nerde
    Bir aşık inandı.. çok sevdi diye
    Terketmek kanun mu aşk kitabında?




    Nereden bilecektin seni sevdiğimi
    Hiç fısıldamadım ki kulaklarına aşkımı
    Senin için
    Günlerce gecelerce ağladım
    Nereden bilecektin
    Hiç silmedim ki yanında gözyaşlarımı..




    Kalbimde arama eski yerini
    Sen gözümden akan sele karıştın
    İstesem de artık sevemem seni
    Hasret rüzgarına yele karıştın..




    Kırılan kalbim var dinmez bir kini
    Ömrümce sürecek aşka yemini..
    Kavuşmak imkansız artık sevgilim
    Dönüşü olmayan yola karıştın..




    Ayrılık kapıyı çalıyor açma
    Biraz daha düşün zamanımız var..
    Ne günler yaşadık bak sayfa sayfa
    Seninle yazılmış romanımız var..



    Gönül kapısından hemen uçma dur!
    Selamsız vedasız böyle kaçma dur!
    Bilinmez yerlere yelken açma dur!
    Seninle mutluluk limanımız var! ...




    Bir anda yokuşa çevirme düzü
    Dargınlık bir aşkın tadı ve tuzu
    Hatırla Tanrıya verdiğin sözü
    Ayrılmak yok diye yeminimiz var...



    Gezdiğim her yerde hatıran dolu
    Bilmem ki ben nasıl unutacağım
    Ne yazık bu aşkın yok başka yolu
    Yarın bu şehirden ayrılacağım




    Aldırma görürsen yaşlar gözümde
    Şarkımız olacak yine dilimde
    Mektubun cebimde, resmin elimde
    Yarın bu şehirden ayrılacağım..



    Ayrılık çanları çalsa ansızın
    Elveda sevgilim diyecek misin?
    Önünde diz çöksem, gitme kal desem
    Bakmadan ardına gidecek misin?




    Ayrı yönde akan ırmaklar gibi
    Dalından uçuşan yapraklar gibi
    Ümitsiz, çaresiz aşıklar gibi
    Kalbinden aşkımı silecek misin?
    Son ümidi yere serecek misin?



    Kendini boş yere teselli edip
    Sevdadır nasılsa geçici deyip
    Yaşlı gözlerini gizlice silip
    Bakıp da yüzüme gülecek misin?



    Haklısın, aramızda dağlar, denizler var,
    Haklısın, aramızda uçurumlar.
    Senin sevdaların, üç günlük masal,
    Benim sevdalarım, Allah'ına kadar.




    Elma şekeri mi sandın aşkı,
    Ne şiirin şiir, ne şarkın şarkı.
    Hele bir kırılsın, hele bir kırılsın feleğin çarkı,
    İşte ben o zaman görürüm seni.




    Halâ tahta masalara yazıyorsam adını,
    Aşk kitaplarında arıyorsam tarifini aşkın,
    Kahır mektuplarında yeniden buluyorsam seni,
    Islak mendillere siliyorsam gözyaşlarımı,
    Eyvahlar çekiyorsam her biten aşkın ardından,
    Bana sor yalnızlığı..
  • Bu benim ilk aldanışım değil,
    Bu benim son yıkılışım değil,
    Bırak bu sahte gözyaşlarını,
    Bırak bu masum bakışlarını.
    Üzülme, benim için üzülme,
    Üzülme bu son için üzülme,
    Ben, ben, ben yeterim kendime..



    Varsın da bir dağ gibi büyüsün hasretin içimde,
    Varsın da her gece
    Bir kemanın tellerinde ezilsin kalbim,
    Varsın da bir daha değmesin ellerim ellerine,
    Asla pişman değilim.



    Hatırla, bir adam diyordun hatırla,
    Ömür boyu sevsin beni ömür boyu,
    İşte o deli, işte o çılgın, işte o adam benim.
    Çünkü ben,
    Çünkü ben aşkı ölümsüz bilenlerdenim.



    Severken ne kadar büyükse insan
    Ayrılırken yine büyük olmalı
    Ne kadar insafsız olsa da zaman
    Sevenler her zaman bir dost kalmalı..



    Bir ecel olsa da ayrılığımız
    Bir ömür sürse de pişmanlığımız
    Koca bir mazi var yaşadığımız
    Geçmişe her zaman saygı duymalı..




    Yırtılmış olsa da resimlerimiz
    Yabancı olsa da isimlerimiz
    Nefrete dönse de sevgilerimiz
    Yine de o aşka saygı duymalı
    Sevenler her zaman bir dost kalmalı..




    Duydum da inanmadım
    Aşka gülüp geçmişsin
    Benimkisi aşk değil
    Bir oyundu demişsin
    Zafer senin zaferin
    Eser senin eserin
    Sevin ey zalim sevin
    Bak bir erkek ağlıyor..



    Bana bunu yapmayacaktın
    Öyle sırtımdan vurmayacaktın beni
    Gelişin gibi onurlu olmalıydı gidişin
    Ve öylesine gururlu bitişin.
    Gel gör ki kötü oynadın bu oyunu
    Erken düştü masken yüzünden
    Demek sen içimde büyüttüğüm bir dev değil
    Bir hiçtin
    Görüyorsun işte
    Gittin
    Ve de bittin…



    Bana bunu yapmayacaktın
    Böyle bir hançerle yıkmayacaktın beni
    Bir ihanetin adresi olmamalıydı ayak izlerin
    Yoksa ben mi yanlış tanıdım seni?
    Yoksa hep böyle kirli miydi senin denizlerin?..



    Artık
    Adın ihaneti çağrıştırıyor bana
    Ve tadın bir yılanın en öldürücü zehrini
    Söyle
    Şimdi hangi yüreğe saplıyorsun
    O acımasız hançerini? ..
    Bil ki
    Bundan böyle
    Yasaklanmış kitaplarım gibisin bana
    Yaklaşmam yasak
    Dokunmam yasak
    Ve ömrümce
    Sarılmam yasak sana!..



    Ayağım ayağıma dolaşır sonra
    Gözlerim büyür büyür, kocaman olur
    Bakarsın dilim tutulur, hiç konuşamam
    Bana gel deme!



    İşte resimlerine bakıp avunuyorum
    Hayallerim yetiyor bana ne güzel
    Zaten ölesiye hasretim aydınlıklara
    Ve bitimsiz bir özleyiş bendeki
    Kanatlanabilirim, uçabilirim belki
    Bana gel deme!



    Aklımdan çıkmıyorsun
    Sensiz bomboş bu hayat
    Susma öyle ne olur
    Bana kendini anlat..



    Aşkımızdan kime ne
    Sevdamızdan kime ne
    Başkasından bana ne
    Ah benim nar çiçeğim
    Canım ipek böceğim
    Meraktan öleceğim
    Bana kendini anlat..



    Ey benim gönlümün nazlı çiçeği
    Barışın ellere, küsün bana mı?
    Sana kim öğretti böyle sevmeyi
    Bayramın ellere, yasın bana mı?




    Duymadın gönlümün haykırışını
    Kırdın şu gönlümün sabır taşını
    Görmekten usandım çatık kaşını
    Gülüşün ellere, nazın bana mı?
  • Gönüle vurulmaz asla bir kilit
    Seveni öldürür kırılan ümit
    Sevgilim yanıma yaklaşmadan git
    Eğer ki sonunda ayrılacaksan




    Ne köleyim ne de bir kul
    Vicdan bir borç, hayat okul
    Alın sizin olsun akıl
    Ben bu köyün delisiyim



    Ateşleri kül ederdim
    Kurşunları gül ederdim
    Şu dağları yol yapardım,
    Acıları bal yapardım
    ben olsam..




    Ben olsam ah ben olsam
    O dağlarda ben olsam
    O yollarda ben olsam
    Oralarda ben olsam
    Sokaklara aşk yazardım
    Acılara son yazardım
    ben olsam.



    Yoksullara çul olurdum
    Her sevene kul olurdum
    Elimde aşk bayrakları
    Yasaklardım yasakları
    Ben olsam ah ben olsam...




    Sen hayatımın en vazgeçilmez aşkı
    Sen uğrunda en çıldırdığım esmer
    Sen yolunda savaşlar verdiğim sevdam
    Sen uğrunda ölümlere gidip geldiğim
    Sen beklediğim
    Sen özlediğim
    Sen gizlediğim...



    Güneş doğmayı unutabilir
    Sabah olmayı
    Yağmur yağmayı
    Çiçekler açmayı unutabilir
    Kuşlar uçmayı
    Baharlar gelmeyi
    Ama ben seni asla...



    Ne zaman bir şiir okunsa aklımdasın
    Ne zaman bir telefon çalsa karşımdasın
    Sen tanrımın en güzel armağanı
    Sen hayatımın en gerçek yalanı
    Sen bütün huylarımı ezbere bilen
    Sen gözyaşlarımı en iyi silen
    Sen dünyanın en güzel kadını..



    Sen yemeğimin tuzu
    Yüreğimin buzu
    Anasının en güzel kızı
    Sen kalbimde en tatlı sızı
    Sen bütün varlığımın en sevimli hırsızı
    Sen sevdikçe sevilesi
    Övdükçe övülesi
    Öptükçe öpülesi aşkım...



    Sen beni yokluğuyla delirten
    varlığıyla yolumu yolundan çeviren
    Sevdasıyla beni bir dağ gibi deviren kadın
    Bundan böyle senden sorulsun günahlarım
    Sende bütün sorularım
    Sende bütün cevaplarım
    Adam olmuşsam senden
    Katil olursam senden
    Ben çoktan vazgeçtim kendimden
    Ama senden
    Asla kadınım
    ASLA! ...



    ne varsa aradığım bil ki sende bulmuşum
    senden öncesi yoktu seninle var olmuşum
    sende bütün ümitler,sende bütün özlemler
    beni bende arama artık ben sen olmuşum



    Aramızda dağlar var
    Aramızda uçurumlar
    Yaklaşma yanılırsın
    Ben öldüğümü bilirim
    Sen yaşadığını sanırsın
    Kendini bilmeden daha
    Beni tanıyamazsın...



    Günlerim ateşe gebe
    Gecelerim sancılı
    Varamadık sabaha
    Ben bir yumak düğüm düğüm
    Sen karmakarışık bir kördüğüm
    Kendini çözmeden daha
    Beni anlayamazsın...



    Dudaklarımda yaşayamadığım
    Çocukluğumun, gençliğimin şiiri
    Dört yanım hüsran
    Dört yanım yalan
    Dört yanım hüzün
    Dört yanım isyan!




    Vazgeçtim bütün saltanatından,
    Sevdalarından köhne dünyanın
    Ne dostta vefa
    Ne aşkta huzur
    Her gün bir yıkım
    Kalbimden vurur!




    Yıkılır kalırım bu sağır akşamlarda
    Önümde dağ gibi bir yalnızlık
    İçimde yıllanmış yorgunluklar
    Unutulmuş eski bir adrese çıkar yollarım
    Çayımın ilk yudumunda o
    Sigaramın son nefesinde o
    Anlarsa beni.. bir tek o anlar.
  • Bağırdım
    Dağlar, taşlar uyandı çığlıklarıma
    Denizler yandı yangınlarıma
    Gökte yıldızlar ağladı
    Benim bu zavallı yalnızlığıma
    Bir tek sizi uyandıramadım
    Bir tek sizi! ...



    Alın sizin olsun bütün saltanatıyla dünya
    Bütün sahteliğiyle hayat
    Alın kucaklayın gönlünüzce
    O bitmeyen ihtiraslarınızı
    O dinmeyen bencil aşklarınızı!




    Beni unutamazsın bilirim, beni unutamazsın
    Denizin durgunluğu, gözlerimi
    Coşkunluğu, saçlarımı hatırlatır
    Kulaklarını tırmalar sesim, hayatından silemezsin
    Beni unutamazsın bilirim.



    Ve bir gün gelip, beni anlayacaksın.
    Oysa; vakit çoktan geçmiş olacak
    Ama sen yine de sözlerime aldırma.
    Gözlerin zamansız ıslanmasın.
    Çünkü, artık çocuk değilsin
    Güneşin nereden doğduğunu bilirsin
    Ve seni nasıl sevdiğimi bilirsin
    Ama gitmek istiyorsan, yine de sen bilirsin.



    Ne zaman karşıdan bir gemi geçse
    Kalbim durur, ölür gibi olurum.
    Ayrılıp gidişin gelir aklıma
    Mendiller sallanır ben kahrolurum



    Üstüme yıkılır bu koca şehir
    Kalbim paramparça bir taş olurum
    Ne zaman karşıdan bir gemi geçse
    Gözümde kurumuş yaşlar bulurum



    Benden son arzumu sorsaydın eğer
    Seni son bir defa görmek isterdim
    Ayrılıp gittiğin o günden beri
    Nerdesin nasılsın bilmek isterdim
    Bir beyaz karanfil vermek isterdim




    Bir cennettir bu dünya sevmesini bilene
    Gerçek olur her rüya görmesini bilene





    Gel seninle sevgilim mutluluğa gidelim
    Şu üç günlük dünyada sevelim sevilelim
    Dikenler bir gül olur ateşler bir kül olur
    Dağlar bile yol olur gelmesini bilene



    En güzel yerinde bitti aşkımız
    Bir gönül sayfası daha kapandı
    Ansızın terketti umutlar bizi
    Bir gönül sayfası daha kapandı.



    İkimiz sevmiştik delicesine
    Ayırdılar bizi ölürcesine
    Ölmeden toprağa gömercesine
    Bir gönül sayfası daha kapandı




    Ayrılıkmış meğer aşkın bedeli
    Kalbim paramparça gönlüm bir deli
    Nasıl diner sensiz gözümün seli
    Bir gönül sayfası daha kapandı.





    Bu son buluşmamız
    Bu son görüşmemiz
    Kimbilir bir daha karşılaşmayız
    Belkide bir daha görüşemeyiz
    Ayrılmalıyız ayrılmalıyız..



    Senin gözlerin yaşlı
    Benim yüreğim yaslı
    Bu aşkta bir umut kalmadı yazık
    Seni bir başkası bekliyor artık
    Yazık..Ayrılmalıyız..




    Yıllardır çektiğim yetmezmiş gibi
    Karşıma sen çıktın bir sen eksiktin
    Kaderime borcum bitmezmiş gibi
    Bahtıma sen çıktın bir sen eksiktin




    Zalimsin diyemem az gelir sana
    Bana karlar yağar yaz gelir sana
    Derdinden ölsem de naz gelir sana
    Yoluma sen çıktın bir sen eksiktin
  • Aşkımdan armağan her satır sana
    Maziyi yeniden yaşatsın sana
    Nasıl sevdiğimi anlatsın sana
    Sana bir sitem var her bir sözümde..



    Bu gece dokunsalar ağlayacağım
    Bu gece bağrıma taş basacağım
    Bu gece sen konuş ben susacağım
    Bu gece gidiyorsun çıldıracağım



    Bu nasıl ayrılık, bu nasıl veda
    Gözleri kal diyor dudakları git
    Bakışın anahtar gözlerin kilit
    Ellerin aç diyor dudakların git



    Ayrılık dönüşü olmayan nehir
    Yalnızlık yıkılmış bomboş bir şehir
    Kaç sevda kül oldu böyle kimbilir
    Gözyaşın kal diyor dudakların git



    Gidersem bir daha dönmeyeceğim
    Kalırsam kalbime yenilmeyeceğim
    Çözemedim seni çıldıracağım
    Gözlerin kal diyor dudakların git




    Duvardan insin mi resimlerimiz
    Yabancı olsun mu isimlerimiz
    Ya o deli dolu gecelerimiz
    Anılar kal diyor dudakların git





    Ömrümün en güzel senelerini
    Alıpta gittiniz bu şehir ve sen
    Gönlümün en masum ümitlerini
    Çalıpta gittiniz bu şehir ve sen




    Döktüğüm yaşlara aldırmadınız
    Giden gençliğime acımadınız
    Düştüğüm yerlerden kaldırmadınız
    Beni iyi tanır bu kaldırımlar
    Bu kuytu köşeler bu taş sokaklar
    Sizlerden bir ömür alacağım var




    Unuttun mu diye sorma
    Unutamam ceren gözlüm
    Sitem edip gönül kırma
    Dayanamam ceren gözlüm




    Sen ufkuma doğan güneş
    Sen gönlüme düşen ateş
    Burcum bile burcuna eş
    Bahtımdaki uğurumsun
    Gönlümdeki gururumsun
    Sen yarınım..umudumsun.




    Seni yazdım hayatıma
    Gönlümün her sayfasına
    İnan senden başkasına
    Sarılamam dayanamam



    Islanırsa eğer gözün
    Yüreğime çöker hüzün
    Ne olursun gülsün yüzün
    Sen gözümde tüten duman
    Sen vardığım en son liman
    Sen Tanrı'mdan bir armağan
    Sini unutmam ceren gözlüm



    Aldattılar
    Ümitlerimi, hayallerimi
    Özlemleri, düşlerimi
    Parça parça
    Kopardılar! ..
    Sonra unutulduğuma inandım
    Sevdiğimden ayırdılar.



    Kendilerini hep "çok" bizi hep "yok" saydılar.
    Ve sonra kuyruklu bir yıldız gibi kaydılar, kayboldular..



    Kimbilir ne kadar güzelsin bugün
    Benden uzaklarda doğum gününde
    Hatırla ne kadar mutluyduk canım
    Seninle geçen yıl doğum gününde



    Kim derdi sonu bu öyle bir aşkın
    Belki kurumuştur çoktan gözyaşın
    Kutlu olsun sana bu yeni yaşın
    Bana da sensizlik doğum gününde
  • Hasretin yerini müjdeler alsın
    Bırakta mutluluk kapımı çalsın
    Bütün acılarım dünlerde kalsın
    Unuttur maziyi unuttur gülüm



    Yorgunum yıllardır hep beklemekten
    Yorgunum gönlüme sabır ekmekten
    Kurtar artık beni hasret çekmekten
    Bir ömür boyunca seveceğim ol.



    Madem ki içinde o ateş söndü
    Bir daha yakmadan gidebilirsin
    Aklımda kalmasın bu son bakışlar
    Yıllardır verdiğin kederi görme
    Üstüme yıktığın kaderi görme
    Ömrümden çaldığın günleri görme
    Beni de görmeden gidebilirsin



    Demek ben suçluyum bir tek sen haklı
    Ben zalim bir düşman sense zavallı
    En güzeli alıp beni asmalı
    Beni affetmedin affetmiyceksin



    Zorlama kendini veda etmeye
    Zorlama gözünden yaşlar dökmeye
    Mecbur değilsin birşey demeye
    Hiç bir şey demeden gidebilirsin..



    Seninde gözlerin ıslanır bir gün
    Hele bir ümidin kırılsın da gör
    Ne yaşama arzun ne aşkın kalır
    Kurduğun hayaller yıkılsın da gör



    Dumansız bir yangın başlar
    Amansız bir deprem kopar
    Yıkılır kalırsın bir dağ olsan da
    Hele bir sevdiğin terketsin de gör
    Bu koca dünyayı yakasın gelir
    Eski resimleri yırtasın gelir
    Bütün aynaları kırasın gelir
    Sırtına bir hançer vurulsun da gör



    Adımın önünde adın yazılı
    Resmimin yanında resmin basılı
    Sabrım sabıkalı, sevdam azılı
    Hasretin kanıma girdi girecek



    Hangi mahkum çekmiş böyle işkence
    Asmalı mı dersin bu kalbi sence
    Ne gündüzüm gündüz ne gecem gece
    Sensizlik kanıma girdi girecek



    Aldığım her nefes sana yazılı
    Korkarım ki sensiz ömrüm sayılı
    Yüreğim tutuklu gönlüm cezalı
    Hasretin kanıma girdi girecek.



    Sevmeyi bilemedin
    Sevilmeye hakkın yok
    Gün sayıp beklemedin
    Özlenmeye hakkın yok!
    Sevdamla coşmadın ki
    Dağ deniz aşmadın ki
    Umutla koşmadın ki
    Kavuşmaya hakkın yok!



    Aşk nedir bilmedin ki
    Sevildin sevmedin ki
    Mutluluk vermedin ki
    Mutluluğa hakkın yok!



    Hani bazı günler küsmüyor musun
    İçimden dünyayı yıkmak geliyor
    Duvarlar misali susmuyor musun
    İçimden dünyayı yakmak geliyor



    Dünyalar bir yanda aşkım bir yanda
    Zaman kısalıyor senin yanında
    Geç kaldım gidelim dediğin anda
    İçimden saati kırmak geliyor



    Unutulmaz anları vardır hayatın
    Islak kirpiklere takılıp kalan
    Zamana meydan okuyan
    Biz de öylesine yaşadık seninle
    Öylesine sevdik



    Kahır dolu rüzgarlar esiyor içimde
    Yıkılıp kalıyorum bu sağır akşamlarda
    Beni sensizliğe nikahladılar
    Yenildim duygularıma
    Yenildim gururuma ağlayamadım
    Şimdi sanadır bu ağlayışım
  • Sana kandım bunca zaman
    Senden eyvah senden aman
    Alev alev duman duman
    Tutuşmayı ne bilirsin



    Aldanmaktan yoruldun mu
    Acılarla yoğruldun mu
    Hiç sırtından vuruldun mu
    Ne bilirsin yağmur olup
    Çağlamayı ne bilirsin
    Kahkahalar savururken
    Ağlamayı bilir misin?



    Giderken ne büyük sözler etmiştin
    Ben hiç unutmadım senden ne haber?
    Ölsem de bu sevda bitmez demiştin
    Ben aynı aşığım senden ne haber?



    Dönüşü olmayan yolda mı kaldın?
    Dağların ardında çölde mi kaldın?
    Yoksa yabancı bir kolda mı kaldın?
    Ben aynı yerdeyim senden ne haber?
    Ağladığın günde mendilin oldum
    Karanlık gecende kandilin oldum
    Aşığın esirin, sevgilin oldum
    Ben aynı sevdalı senden ne haber?



    Ne zaman baksam gazetelere
    Aşk dolu bir şiir okumak isterim
    Varsın Ümit'ten olsun
    Varsın Nazım'dan
    Fark etmez
    Okurum okurum
    Ellerimdesin! ...



    Ne zaman baksam resimlere
    Bir genç kız, bir delikanlı görmek isterim
    Varsın bir sahilde
    Varsın bir ormanda
    varsın bir odada çekilmiş olsun
    Fark etmez
    Bakarım bakarım
    Dudaklarımdasın!



    Kaç kere yaşadım ben bu romanı
    Ne zaman sevdimse ayrılık vardı
    Hep kendim kuruttum gözyaşlarımı
    Ne zaman sevdimse yalnızlık vardı



    Sen de git bırak git beni düşünme
    Kader de, hayat de boşver üzülme
    Alıştım hasretin her türlüsüne
    Ne zaman sevdimse ayrılık vardı
    Alıştım kaderin her cilvesine
    Ne zaman sevdimse yalnızlık vardı



    Hasretin bir yangın avuçlarımda
    Ayrılıp gittiğin o günden beri
    Ararım gölgeni boş duvarlarda
    Ayrılıp gittiğin o günden beri



    Sensiz diken oldu başımda yastık
    Mutluluğu hangi dolaba astık
    Odamda ne varsa yüzleri asık
    Bu nasıl bir duygu bilemiyorum
    Kimseye ayrıldık diyemiyorum
    Adını kim sorsa eziliyorum
    Ayrılıp gittiğin o günden beri



    Ecelim zamansız gelirse bir gün
    Ona bu şarkımı dinletiverin
    Bu en son dileğim, en son sözümdür
    Benden başkasına gitmiş olsa da
    O güzel aşkımız bitmiş olsa da
    Üstünden mevsimler geçmiş olsa da
    Ona sevdiğimi söyleyiverin



    Bu şehirde son gecem
    Beni son kez sarsaydın
    Gitmezdim bir meçhule
    Yanımda sen olsaydın!



    Gözümde duman duman
    Hayalindir son kalan
    Yenmezdi beni zaman
    Akmazdı gözyaşlarım
    Çatılmazdı kaşlarım
    Olmazdı yanlışlarım
    Yanımda sne olsaydın!



    Ey benim doğmayan sabah yıldızım
    Geceler mi uzak sen mi uzaksın?
    Ne zaman bitecek bu yalnızlığım
    Umutlar mı uzak sen mi uzaksın?



    Sen misin 'ben miyim' kimmiş yalancı
    Nasıl yaşarız biz bize yabancı
    Böyle bir ayrılık ne kadar acı
    Yolların mı uzak sen mi uzaksın?



    Terkeden sen oldun niye yanayım
    Kanayan kalbini niye sarayım
    Sevgilim deyipte nasıl anayım
    Sen bana dost bile olamadın ki
  • Böyle sürüp gitmemeli bu sevda
    Seni sensiz yaşamamalıyım günler boyu
    Avunmamalıyım hayalinle saatlerce
    Sana böyle yakınken!



    Her gece ıslanmamalı yanaklarım
    Şarkılarda bulmamalıyım kaderimi
    Göz göz olmamalı yüreğim
    Seni beklerken!



    Gel! En tenha saatlerde çık sokaklara
    Yalnız ol! Beni bekle! Dertleşelim seninle
    Bitmeli bu hüzün, bitmeli bu keder
    Mutluluk varken! ...
    Bak! Gökyüzü mavi, yapraklar yeşil
    Bu mevsim bir daha gelecek değil
    Ayrılık mı?
    Yakışmaz bize..



    Eski bir gemiye yükler gibi ayrıldım duygularımdan
    Vedalaşmak çok zor inan ümit vaad eden yarınlarımdan
    Herşeye sünger çektim bir seni çıkartamadım aklımdan
    Bir kere daha bak gözlerime son bir kere daha.



    Ekmeğin tadı yok mavi gökyüzü kayıp
    Belki hiç umursamadın beni yanlış tanıyıp
    Mesafeleri çiğneyip de gururunu arkana alıp
    Bir kere daha konuş benimle



    Hayallerim pusu kurup aklımı tuzağa düşürse de
    Bu hatıra seni yaşatıp beni hergün bitirse de
    Çok sıkılabilirsin canın gitmek istese de
    Bir kere daha kal yanımda son bir kere daha.



    Ben bu garip yeryüzünde
    Garibansam suç benim mi
    Gece gündüz dertli dertli
    Geziyorsam suç benim mi
    Bir dostum yok sorulayım
    Sevdiğim yok sarılayım
    Kime kızıp darılayım
    Kimsesizsem suç benim mi



    Her gün yeni bir yangında hayatım
    Acılardan acılara sürgünüm
    Sende başlar sende biter isyanım
    Yalnızlıktan yalnızlığa sürgünüm



    Ateş olsan duman olsan kar etmez
    Giden gider yollar geri getirmez
    Bu talih de seni bana yar etmez
    Ayrılıktan ayrılığa sürgünüm
    Işık seçtim gözlerini gönlüme
    Yorgan gibi çekip gittim üstüme
    Kimliğimden adresimden kime ne
    Sokaklardan sokaklara sürgünüm



    Değişen ben miyim öyle
    Ben miyim eski sevdalara mendil sallayan
    Şu eller
    Şu gözler
    Şu kalp benim mi yoksa
    Ya şu gülen adam ben miyim? ..
    Demek ki unutmuşum



    Ağaç ağaca benziyor artık
    Deniz denize
    Çiçek çiçeğe
    Şiirler yazmıyorum artık bak
    Gözlerinin güzelliğine...
    İyi seni unutmuşum !



    O senli yıllara bir çizgi çekip
    Gönül defterini kapattım işte
    Hasretle yanmaya değmezsin deyip
    Gözümde yaşları kuruttum işte



    Şimdi bu pişmanlık bimem ki niçin
    Kaybeden sen oldun yan için için
    Unutmaz demişsin sen benim için
    Aldandın sevgilim unuttum işte
    Sevgisiz yanar mı sevda ocağı
    Belliydi bu aşkın yok olacağı
    Söndürdüm içimde o yanardağı
    Yaralı gönlümü avuttum işte..



    Saatler sabahı çalıyor yine
    Bir gece lambası bir ben uykusuz
    Kulağım hep senin ayak sesinde
    Bir şu kaldırımlar bir ben uykusuz



    Yaralı yüreğim her an pusuda
    Şafakla dönersin hani olur ya
    Şimdi bütün şehir derin uykuda
    Bir şu yaralı gözler bir ben uykusuz



    Bir tek o şahitti son akşamında
    Yeniden yanarım her yanışında
    Ben gibi kimsesiz köşe başında
    Bir sokak lambası bir ben uykusuz
    Nöbetteyim sokaklarda
    Gözlerim hep şafaklarda
    Sense benden uzaklarda
    Bir gece bekçisi bir ben uykusuz.
  • Ne olur bu gece uykumu bölme
    Var git düşlerimden, var git bu akşam
    Tam unuttum derken aklıma düşme
    Var git hayalimden, var git bu akşam



    Yağmur istiyorsan gözyaşıma bak
    Yangın istiyorsan yüreğime bak
    Ne olursun beni benimle bırak
    Var git gözlerimden, var git bu akşam



    Nasıl unutulur böyle sevgiler
    Neler yaşamıştık bir düşün neler
    Her köşede durur senden gölgeler
    Var git gözlerimden, var git bu akşam
    Aldığım her nefes seni fısıldar
    Gelir ta kalbimden vurur şarkılar
    Sana mı sözlenmiş bütün akşamlar
    Var git anılardan, var git bu akşam



    Gözlerin bir kilit vurdu gönlüme
    Senden başkasını hiç sevemem
    Ne engeller koydu kader önüme
    Yine de ben senden vazgeçemem



    Aşkın ateş oldu kahrolmam için
    Hasret kurşun oldu vurulmam için
    Günler asır oldu yıkılmam için
    Yine de ben senden vazgeçemedim



    Ne büyük bir aşktın anlatamadım
    Kimler gelip geçti unutamadım
    Uğrunda mevsimler yıllar harcadım
    Yine de ben senden vazgeçemedim.



    O seni düşünmek yok mu
    Geceler dolusu seni düşünmek
    Sarılmak karanlıklara sen diye
    Sen diye kucaklamak yorganı okşamak, öpmek
    O seni beklemek yok mu
    Her gün sabahlara dek uykusuz beklemek
    Ahh, ayak sesleri, kapı gıcırtıları bilemezsin
    Bir defa yaşamaktır o, bin defa ölmek



    O seni özlemek yok mu
    Saçlarını, ellerini, dudaklarını özlemek
    Uzun uzun gözgöze gelmek seninle
    Seninle bir olmak, beraber olmak, sevişmek
    O seni gizlemek yok mu
    Kuşlardan, çiçeklerden bile kıskanıp gizlemek
    Seni saklamak içimde delice, divanece
    Öylece yaşamak seni, öylece sevmek



    Ve seni kaybetmek yok mu
    Bulduktan sonra seni kaybetmek
    İşte o beni yakan, yıkan, solduran
    Ses versem de duyamazsın artık
    Yüreğimde kan, gözlerimde kan, dudaklarımda kan



    Ellerim titredi veda ederken
    Yalvarıp "dur gitme" diyesim geldi
    Sen gittin karardı gözümde dünya
    O anda orada ölesim geldi!



    Ansızın kayboldun köşe başında
    Zamansız bir deprem koptu bağrımda
    Kendimi kaybettim işte o anda
    İnan ki dünyayı yıkasım geldi!
    Ardına bakmadan gittin o gidiş
    Kalbimi koparıp atasım geldi
    Bu veda gerçek mi inanamadım
    Başımı taşlara vurasım geldi!



    Ya hep ya hiç sevgilim
    Ya seninle ya sensiz
    Olamaz başka biri
    Ya seninle ya sensiz!
    İstersen al at beni
    İstersen yarat beni
    Dağ gibi deniz gibi
    Ya seninle ya sensiz!



    Olmasa da sevenim
    Ağlayanım gülenim
    İlk sözüm son yeminim
    Ya seninle ya sensiz!
    İstersen sevme beni
    İstersen bekle beni
    Taş gibi toprak gibi
    Ya seninle ya sensiz!



    Yalnız bir mevsim değil
    Yalnız bir bahar değil
    Her zaman her yerde bil
    Ya seninle ya sensiz!
    İstersen öldür beni
    İstersen güldür beni
    Gün gibi güneş gibi
    Ya seninle ya sensiz!



    Sana söylediğim tüm şarkılarda,
    Aşkımı haykırdım duyan olmadı,
    Kendimi kaybettim hatıralarda,
    Karşıma gerçekten seven çıkmadı.



    Kimisi kul etti, kimisi köle,
    Mutluluk yerine verdiler çile,
    Hasreti sapladım şimdi kalbime,
    Karşıma gerçekten seven çıkmadı.
  • "Aman gelme" dedim, bak geldin işte
    Dünyaya meylin var, beşer’sin bebek
    Bir bilsen dünyamız neyin nesidir
    Ayırır ağzını işersin bebek.

    Kimisi su katar içtiğin süte
    Kimisi at sokar yediğin ete
    Günahtan, hileden, haramdan öte
    Zulmet kuyusuna düşersin bebek.

    Yukarıya gitsen'köle'sayarlar
    Aşağıya insen tefe koyarlar
    Her saat bir başka renge boyarlar
    Baktıkça sen sana şaşarsın bebek.

    Önün bal-petekli, elin mühürlü
    Omuzun kötekli, dilin mühürlü
    Haftan ipotekli, yılın mühürlü
    Aydan, günden mahrum yaşarsın bebek.

    Sevgimiz rüşvettir seversek seni
    Aldatmak içindir ne versek seni
    Kalleş çağımızla eversek seni
    Gerdeğe girmeden boşarsın bebek.


    ABDURRAHİM KARAKOÇ
  • HER SABAH, YANILMAK !..

    sabah olmak her gece kolay mı sanırsınız
    bulutları dağıtıp güneş olarak doğmak
    denizle gök arasında çiy yorgunu şehre
    kurşun kubbeleri buğulu minareleri ıslak
    soğuk bir trenden inmiştiniz / yalnızdınız

    bilmem kaçıncı defadır / yine yanılmıştınız

    hiç uyumamıştınız / gözleriniz yanıyordu
    yolculuk sanki bitmemişti / birdenbire
    kendinizi vagonda unuttuğunuzu sandınız
    sanki katar soluk soluğa tırmanıyordu
    dumanlı rampaları / bir kılıç gibi çıplak
    tiz çığlıklarıyla aydınlığı doğrayarak

    bilmem kaçıncı defadır / yine yanıldınız

    jilet mavisi bir kadın elinde purosu
    değdiği yer açılıyor çok fena keskin
    kim olduğunu bilen yok / işin doğrusu
    yüzünü kaybetmiş aynalarda arıyordu
    amerikan bara tünemiş sek vodka içiyor
    geçmişinden rusça bir şarkı arayarak
    sarhoş olmamak en büyük korkusu

    bilmem kaçıncı defadır / yine yanıldınız

    elbet en kötüsü sokaklarda tutuklanmak
    hani bir kere iki yanınızda iki sivil polis
    beyoğlu'ndan çekilip nasıl koparılmıştınız
    nabız gibi vuran o kötü ve karanlık his
    yakanızı hala bırakmadı asla bırakmayacak

    bilmem kaçıncı defadır / yine yanıldınız

    ATTİLA İLHAN
  • KADINLAR SONBAHAR

    Kadınlar sonbahar yapraklarını dökmeye başlar
    Titrek dudaklarında sarışın bir keder
    Nabız kaybolur kan susar dolaşım yavaşlar
    Sisli bir nebuloz gökte yazılmamış şiirler

    Dargın sevgililer yalnızlıklarına uzaklaşıyor

    Anlaşılmaz çocukluğun ortaokullarından ders zilleri
    Kilitli defterlerde kurutulmuş menekşeler
    Tehlikeli yolculukların kanat çırpan mendilleri
    Sazdan saza azalan hicranlı köçekçeler

    Dünkü delikanlıları yaşlılığa taşıyor

    Eylül şehirleri yağmurlu gürültülerle alır yerlerini
    Deniz kahvelerinde son kadehlerde bulutlar birikir
    Ilık bir aydınlıkla yıkayıp yorgun ellerini
    Görgülü ihtiyarlar bir bir ortalıktan çekilir

    Yaşlandıkça insan dünya başkalaşıyor.

    ATTİLA İLHAN
  • MUSTAFA KEMAL..

    dağ başını efkâr almış
    gümüş dere durmaz ağlar
    gözyaşından kana kesmiş gözlerim
    ben ağlarım çayır ağlar çimen ağlar
    ağlar ağlar cihan ağlar
    mızıkalar iniler ırlam ırlam dövülür
    altmış üç ilimiz altmış üç yetim
    yıllar gelir geçer kuşlar gelir geçer
    her geçen seni bizden parça parça götürür
    mustafa'm mustafa kemal'im

    diz dövdüm şavkı aktı sakarya'nın suyuna
    sakarya'nın suları nâmın söyleşir
    hemşehrim sakarya öksüz sakarya
    ankara'dan uçan kuşlar
    kemal'im der günler günü çağrışır
    kahrolur bulutlara karışır
    gök bulut yaşmak bulut
    uca dağlar dev boyunlu morca dağlar
    divan durmuş bekleşir
    mustafa'm mustafa kemal'im

    nasıl böyle varıp geldin hoşgeldin
    çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin
    sol yüzünde güneş südü sıcaklık
    ellerinden öperim mustafa kemal
    senin dalın yaprağın biz senin fidanların
    biz bunları yapmadık
    sen elbette bilirsin bilirsin mustafa kemal
    elsiz ayaksız bir yeşil yılan
    yaptıklarını yıkıyorlar mustafa kemal
    hani bir vakitler kubilay'i kestiler
    çün buyurdun kesenleri astılar
    sen uyudun asılanlar dirildi
    mustafa'm mustafa kemal'im

    ATTİLA İLHAN
  • SAÇLARIN ÖRÜLMÜŞ OLMALI

    Seni birden hatırlarım akşamlar içinde
    fevkalade tatlı bir sesin söylediği
    şöyle kolay dokunaklı aydınlık ve temiz
    gittikçe yakınlaşan bir melodi gibi
    kalbim artık ürperen bir mandoline benzer
    ne güzel şeydir seni hatırlamak

    saçların örülmüş örülmüş olsun
    ve beyaz ellerin geceye karşı çıplak
    porselen tabakta yıkanmış kayısılar
    yere düşmüş bir kitap bir şiir kitabı
    içinde hürriyetten bahseden mısralar

    insan bir düşünse ne çok şey bulabilir
    hatırlamak gülmek ve ağlamak için
    arzularımız nereye sürüklüyor bizi
    neredeydik hangi rüzgara karıştık
    ve şimdi ne tür manzaralar çekiyor
    karanlık içinde açılmış gözlerimizi

    saçların mutlaka örülmüş olmalı
    mektepli bir kıza benzemelisin
    aklında kimbilir kimden bir mısra
    gözlerin nur gibi parlasın saadetten

    ATTİLA İLHAN
  • 
Sayfa: önceki 1819202122
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.