Şimdi Ara

Siz de mi otomobil üretemeyeceğimizi düşünenlerdensiniz? (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
70
Cevap
3
Favori
7.783
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 'Sefa

    Neden taktık ben söyleyeyim.

    Cari açık var biliyorsunuz ve en büyük kalemlerinden biri otomotiv.En büyük ihracat kalemimiz otomotivin bile %60ı ithal.Ve şöyle düşünün her ithal arabanın yerine satılacak yerli araba cari açığı 2 kat hızlı azaltacak.İşi kotarırsak belkide diğer kalemlerden gelen açığı kapatmada fayda sağlayacak.Ve bu sektör piyasayı canlandıracak.Yepyeni bir teknolojiyle bu işi götürürsek dünyadada rekabet ederiz ve çok önemli bir sektör pazar açılmış olur.

    Çok güzel dediniz. Yurt içine satmak için bir otomobilimiz olsun istiyorsunuz o zaman... Sizin teoride İhracat ikinci planda... Peki teknolojisini üretmezken, otomobil üreteceksiniz. Siniz de şimdi hesapladığınız Yerli üretim araçların bile %60'ı ithal. Bunu, teknoloji üretmeden, sadece yerli sermaye, yerli marka kullanarak % kaça indirmeyi planlıyorsunuz? Kendi motorumuzu şanzımanımızı bile yapsak (ki neredeyse hiçbir firma kendi şanzımanını üretmiyor. Birilerine ürettiriyor), enjektör, benzin pompası, fren merkezi, ABS merkezi, ECU, Airbag, emniyet kemer gergi sistemi ve kilitleri, müzik seti, hoparlörler, Röleler, sigorta bloğu, her türlü elektronik devre, Kaliperler, immobliser, otomatik kilit merkezi, uzaktan kumanda şeklinde sonsuza kadar uzanan parça ithal olacak. "ÜZEYİR" marka ECU yok henüz. SAGEM, BOSCH falan var. Silecek bile üretmiyoruz. Yerli aracın yüzde kaçının yerli parçalarla üretileceğini sanıyorsunuz? O yüzden yerli araç bir pompa ürünü. Yapılsın tabii ki; ancak cari açıkta falan bir etkisi olması beklenmesin. Olmamasından iyidir. İstihdam yaratır. Bu da birşeydir. Kesinlikle karşı değilim. Ama hayallere kapılmayın. Bir otomobilin koltuğu bile oldukça teknik bir konudur. İlk yıllar koltuğu bile yerli üretebileceğinizi düşünmemelisiniz. Zamanla bazı ürünler yerli üretilir. Ama ECU, Enjektör, Pompa falan hikaye.

    Ancak mikro segmentte bile olsa, sektörün gidişatını değiştirecek veya çok sevilecek bir tarz yakalanarak bir farklılık yaratarak yapılacak bir çıkış yüksek katma değer olarak geri döner. Gene aracın maliyetinin en az %50'si ithalat olur; ama arabayı daha pahalıya satabilirsiniz. Cari açığı kapatmak için bu tarz hareketler bir işe yarar. Sağlam bir ekonomi için yüksek katma değerli üretim lazım bu ülkeye. Cari açığın kapanmasının anahtarı da bu.

    Sizin dediğiniz yöntemle 10 liraya malettiğiniz bir ürünü 11 liraya ihrac ediyorsunuz. Bunu üretmek için 5 liralık ithalat yaptınız. Karınız 1TL. İhrac edilen ürün başına Net ihracatınız 5TL. Ancak iç pazara ve dış pazara eşit oranda satış yaparsanız, net ihracat rakamınız sıfıra düşer. İç pazara daha çok satarsanız eksilerde olursunuz.

    Benim dediğim yöntemde ürünü gene 11 liraya mal ettiniz ve gene 5 lirası ithalat. Ancak 13 liraya sattınız. Karınız 2TL. İhrac ettiğiniz ürün başına Net ihracatınız 8TL. Üstelik iç pazardan çok dış pazara sattınız. Hangisi cari açığı daha hızlı kapatır?


    Kısaca bu işlerde yerli araç dediğiniz de %100 yerli parça ihtiva eder nitelikte olmayacak. Ne kadar ihracat yaptığınız, ne kadar katma değeri olduğu, net ihracat (veya net ithalat) rakamınızı doğrudan belirler. Yerel satışa oranla ne kadar çok ihracat yapıyorsanız cari açık kapama için o kadar iyi. Ne kadar yüksek katma değer elde ediyorsanız cari açık kapama için gene o kadar iyi. Bu konuda en önemli iş yüksek katma değer. Ekonomik refah tamamen buna bağlı. Bu ülkenin en büyük ekonomik sorunu da düşük katma değer zaten. Bu sorun çözüldüğünde beraberinde cari açık sorunu da çözülmüş olacak.

    Kısaca Albea çakması yerli malı aracımız da %50 civarı ithalattan oluşuyor olacak. Bu aracın sebep olduğu ithalatın etkisini sıfırlamak için ürettiğimizin yarısını ihrac etmeliyiz. Ancak neden azla yetinelim? Teknik altyapımız, işçilik kalitemiz, sermaye yapımız, hammadde ve pazar yakınlığımız çok daha iyilerini yapmaya müsait. Kısaca pompalamalarla gaza gelmeyelim. Daha iyisini isteyelim. Daha iyisi için çalışalım. Albea'yı herkes üretir. Çin'in üretebileceği birşeyin peşinde koşmayalım. Fasonculuktan kurtulalım. Dünya'ca beğeni ile karşılanacak, bir özelliği bir farklılığı olan birşey üretelim. Hepimiz ortaya çıkan ürünle gurur duyalım. Alıp almayacak olmamız hiç önemli değil. Dünya'ca çok sevilecek ve çok satılacak bir ürün olması yeterli. Biz binmesek de olur.

    O yüzden diyorum Piaggio efsanesinin 2000'ler Türk versiyonu ile işe başlamak lazım. Mikro segmentte çok büyük açık var ve Dünya'da çok ciddi bir ihtiyaç var. Bu ihtiyacı karşılayacak devrimci bir mikro otomobil dünyayı kasıp kavurabilir. %5-%8 karlara bakmak istemiyorsanız, artık para farklılık yaratarak kazanılıyor. Aklınızda olsun. Apple'ın bir anda tekrar çeşitli sektörlerde lider olmasının, bir anda zenginliğine zenginlik katmasının da altında aynı şey yatıyor. Aynı mantık arabaya da gayet tabi uygulanabilir. Geçmişte Smart ile bu işi uyguladılar, çok da başarılı oldular. An itibariyle Mikro segmentte hali hazırda boşluk olduğu için ve müşterilerin düşük paralara alacakları, dolayısı ile düşük riske girecekleri, beklentilerinin de düşük olduğu bir segment olduğu için, başlangıç olarak çok iyi olur.

    Bu tarz bir girişim görmediğimiz sürece de yerli otomobil de cari açığımızı kapatmak konusunda önemli rol oynayamaz. Ancak hiç olmamasından tabii ki iyidir. İsatihdam sağlar, işsizlik yüksek ve artışta biliyorsunuz. Ekonomide mutlaka bir devinim sağlayacaktır. Ancak böbürlenecek, övünülecek birşey değil, kesinlikle söyleyebilirim. İstihdam sağlayan güzide bir iş alanı olacak. Baştakilerin de böylesi bir arabayı propoganda mevzusu yaparak, hesap kitap yapmaktan aciz avanakları kandırmak için kullanacaklarından da adım gibi eminim.




  • Ben insanlarımızı birazcık da olsa "vatan millet Sakarya" cılık oynamaya davet ediyorum.

    Şöyle ki,

    Milli duyguları bu kadar köreltilmiş, kimliğine sahip çıkmanın suç olduğu, kendi milliyetini, kanını, canını düşündüğünde "kafatasçı" diye damgalanmış, kısacası benliğinden, cesaretinden ve zekasından uzaklaştırılmış bir toplum, köle veya sömürge olmanın ilerisine gidemez.

    Hizmet sektörü yayılır, her yer call center olur, vida sıkarız. Başka bir şey olmaz bu korkaklık ve aşağılık kompleksi ile.

    Dünyada tanışmadığım millet çok azdır, en az milliyetçi insan Türkler, gerçekten arkadaşlar. Nasıl olduysa, bu kadar milliyetçi bir toplum, bu kadar kısa sürede bu kadar laçkalaşmış.

    Sen burası Türkiye, neden bu kadar yahudi iş adamı var, her markanın altından bunlar çıkıyor dersin, BMC batar kimse kurtarmıyor, Profilo batarken Jak Kamhi diye kurtarılıyor dersin, kafatasçı olursun, "anti semitist" olursun, diğer tarafta İngiltere'de adamlar masa altında anglo sakson politikalarını gözünün içine baka baka yedirir, Amerika'da Arap'ım diyemezsin.

    Çok oyun var ama yaz yaz olmuyor.

    O kadar zeki insanlar var ki Türkiye'de, yeter ki fırsat verilsin. ÖLDÜRÜLMESİN. Güme gitmesin.

    ÖLDÜRÜLEN ASELSAN MÜHENDİSLERİMİZİ UNUTMADIK.




  • Otomobil üretme işi sadece halk için otomobil üretme işi değildir bizim için. Planlanan da böyle değil zaten. Her sanayi alanında büyük ihtiyaç olduğu için otomobil fabrikası işi toptan bir basamak işi. Basit mealleri ile kendinize yat üretirsiniz, orta ölçekli yat üretip satmaya başlarsınız ve bir bakmışsınız otomatikman hücumbot üretmeye başlamışsınız. Hücumbot üretmek sadece hücumbot ile sınırlı değil o ülkeye radar, telekominikasyon ile ilgili arge projeleri, kurum ihtiyaçlarından bunların kazandırılma işidir. Ordunun şuan yerli bir otomobil toplayacak ve model geliştirebilecek üreticiye ihtiyacı var. Yapılacakları, ihtiyaçları biliyorlar ancak tek kalemde yapılamıyor. Şuan ki yabancı kökenli kuruluşlar ile de tüm ihtiyaçlar sağlanamıyor zaten bunlar iç piyasa kullanımını çok düşürdüler zamanında halen bir derece olsa bile katlanarak artacak bir yerli tedarik gelişimine ihtiyaç var. Bunun için ise çok birşey yapmaya gerek yok binlerce sanayici bize şu parça lazım olduğunda tasarlayacak durumda, şuan sadece bu küçük ölçekler ile büyüyor.
    Devlet tek başına bu işi yapar çok da güzel yapar ama yapmamalı, tercih de etmiyor zaten baba-yiğit söylevi de bu planlama usulü üzerineydi zaten. Otomobil işi TAI işi gibi değil Havelsan cılık oynanması gerekiyor. Anlatılabilecek çok fazla şey var ancak insanlar devlet yönüylede 2 cümlecikten sözlere bakıyor, alıntılıyor sadece. Devlet böyle yönetilmiyor bu kadar basit değil bu işler, size anlatılmaması var olmadığı göstermiyor....




  • Otomobil bir şekilde uretilir, önemli olan satabilmek.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: oldsalt

    quote:

    Orijinalden alıntı: sepulnation
    öğretmenim. öğretimin ötesinde eğitimci olamaya çalışan idealist bir yapım var ve şunu size söylüyorum. okula yeni başlamış veya daha başlamamış çocuklarınız ve benim çocuğum birer gerizekalı olarak yetiştirilecek. bu ülkedeki eğitim sistemindeki rezaletler sayesinde 160soruda 10net yapılarak geçilebilen bir baraj puanına rağmen son 8yılda üniversite sınavında sıfır çeken (0) aday sayısı 5 kat arttmış durumda. 500binin üzerindeki gencimizin okuduğunu dahi anlamadığını görüyorum ben.

    Müsaadenizle önce bir soru ile başlayayım daha sonra gözlemlerinize kendi gözlemlerimi ekleyeyim.

    Çok parası olan sermayenin en büyük sorunu nedir? Çok paranızla ne yaparsınız?

    Faiz derseniz, net anlamında yılda %2-3 kaybı göze almalısınız. Spekülasyon derseniz, Soros ki bu işin üstadıdır o dahi "gotcha" anı yaşadı. Rant ekonomilerine yatırım yapar politikayı manipüle ederim derseniz, ortaklarınız açgözlü ve piyasa sığ.

    Derya gibi paranızla ne yapacaksınız?

    İhtiyacınız olan yeni bir fikir ve yeni bir iş planıdır.

    Yıllar önce lise seviyesinde eğitimle doktora seviyesinde araştırma ve buluş yapılabileceği gösterildi. Yetenekli içgörü sahibi kişilerin kendiliklerinden yeni fikirlerle çıkıp gelebileceği anlaşıldığında, büyük sermaye, eğitimli kişiye ve eğitime yatırım yapmaktan vazgeçti. Mevcut eğitim kurumlarında okuyan kişiler seviyeleri ne olursa olsun iş dünyasında "managerial class" - ki sermayenin el ulağıdır - hariç icracı konumuna düştü. Bir anlamda artık "işçi" olarak görülüyorlar.

    Eğitimin maliyeti eğitimi talep edenlere yüklendiği gibi fiyatlar orta sınıfın erişemeyeceği seviyelere çıktı. Bugün ABD de üniversite mezunlarının 100.000 usd öğrenci kredisi borcu ile mezun olmaları olağan sayılıyor. Öte yandan maliyet arttığı gibi eğitimin getirisi de düşürüldü.

    Ülkemizde de benzer bir süreç yaşanıyor.

    Gelelim benim eğitim üzerine kişisel tecrübe ve gözlemlerime.

    İlkokullarda "ezber eğitim yapmayacağız" sloganı ile carpım tablosu ezberletilmekten vaz geçildi. Çocuklar işlem yaparken parmakları ile sayıyorlar. Halbuki çarpım tablosu bir "alet"tir, daha doğrusu bir "force multiplier"dır. Hergün elindeki rendenin nasıl kullanılacağını öğrenen bir marangoz düşünebiliyor musunuz? Şimdi liselerde integral ve türev de öğretilmeyecekmiş. Bunların yerine kısa ve uzun süreli hafızayı işletecek başka bir yöntem de konulmadı. Çocuklar daha ilkokula gelmeden "attention shift" bombardımanı altındalar. Bunun neticesi ise "short attention span" çocuk daha sınıfta oturmasını dahi öğrenerek okula gelemiyor.

    bkz ; http://forum.donanimhaber.com/m_49961695/tm.htm

    Ortaokulda iken kullanacağımız her teoremi ispatlardık. Bu bize ne kattı derseniz a- neden-sonuç ilişkisini b- sorumluluğu, c- işkembeden sallamamayı ve en önemlisi temel anlamda "bilim" üretmenin ne olduğunu ve nasıl yapıldığını. Bugün yapılan eğitim ise bir nas gibi "böyle bir teorem vardır, böyle kullanılır" dan ibaret. Bunun neresi bilim?

    Lise 2 Biyoloji dersinde yaş haddinden emekliliği yaklaşmış saygı ile andığım Hocam, mayıs ayında tahtaya sözlüye kaldırdı ve o sene sınıf geçip geçmeyeceğime etkin olacak soruyu sordu ; "Evladım, bu karpuz çekirdeğini al, dik, büyüt, ye, kürek çek" Bu soru bize bütünü daha doğrusu "sistem"i tanımayı öğretti. Geçenlerde bir yerde tanıştığımız bir üniversite mezununun ne iş yapıyorsunuz soruma verdiği "gıda mühendisiyim , peynir üretiyorum" cevabına "Aa, ne güzel, demek foton paketliyorsunuz" cevabım üzerine düştüğü şaşkınlığı eminim çoğunuz şu anda siz de yaşıyorsunuz. Bu şaşkınlığın kaynağı, sistemin bütününü görememenizden kaynaklanıyor.

    Bir başka saygı ile andığım Lise Hocam meşhur Kel Yahya. Yahya Kızılsümer, aratan vidyosunu bulur.

    Tertiary seviyede eğitime geçtim, göya termodinamik öğreniyoruz, 40 lı yaşlarının başında bir "hoca". Boyuna hesap yapıyoruz, entalpi, entropi, cetvellere girip çıkıyoruz, cetvellerin arasında başımız dönüyor. Kendi kendime sordum, sorabildim, ortaokuldaki teorem ispatları sağolsun; Yahu, biz ne yapıyoruz? Bu yaptığımız bilim mi? Bu sorunun cevabını bulduğumda önüme kelimenin tam anlamı ile koskoca bir evren açıldı. Amerikada eğitim görmüş olmasına rağmen bu hocamızın her 101 aldığınızda aldığınız dalın hem bilim hem sanat olduğu üzerine rutin diskuru geçmediğini, termodinamiğin felsefesi üzerinde hiç durmadığını farketmem beni bu araştırmaya yöneltmiş idi. Mevcut farkedilir, fakat en zor farkedilen şey bir dizinde olmayandır. Bunu farketmenizi sağlayan ise eleştirel, yani bilimsel düşüncedir.

    Eğitimin korkunç derecede içinin boşaltıldığına tanık oluyorum. Bilim ve bilimsel düşünce toplumun gündeminden düşürülmüş durumda. Toplum, prensipler üzerinden değil , satın alınan pozisyonları savunmak üzere yetiştiriliyor. Bugün hukuk'ta yaşananları başka türlü açıklamanın imkanı yok. Bilimsel olmayan düşünce bazında yetiştirilirseniz , olup olmadığını bilmediğiniz bir şeye işaret parmağınızı kaldırarak şahitlik edersiniz.

    Alt sınıfların elinde birşey kalmadı, cidden hand-to-mouth yaşıyorlar. Sermaye, aslında kendi varlığının sürmesi için şart olan orta sınıfların elindekini almanın peşinde. Şu anda dünyada tam bir talan yaşanıyor. Bu talanı kolaylaştırmak için kitleleri eğitimden yoksun bırakmak da planın bir parçası gibi görünüyor.

    İşte burası tam bir paradoks ; Henry Ford işçilerine yüksek ücret vermekte temelde haklı idi . Sermaye kendi müşteri tabanını yok ediyor. Müşterisiz varolmak için bulacakları çözümü - ben belki göremem ama - şiddetle merak ediyorum.



    p.s. ZST ; Eline sağlık.

    sizin yazınız daha teknik terimler içeriyor ve evet sonunda aynı yere çıkıyoruz.

    türk insanı çalışkandır! türk insanı zekidir! bu sebeple fırsat verilse değil araba uzay mekiğide yapar. ANCAK Suni gündem yaratanlar ençok buna inanmayanlar. suanda samanını üretemeyen bir ülke araba üretecekmiş ve bunu devlet destekleyecekmişte babayiğit yokmuş... afedersiniz ama gtümle gülüyorum ben buna.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST

    quote:

    Orijinalden alıntı: 'Sefa

    Neden taktık ben söyleyeyim.

    Cari açık var biliyorsunuz ve en büyük kalemlerinden biri otomotiv.En büyük ihracat kalemimiz otomotivin bile %60ı ithal.Ve şöyle düşünün her ithal arabanın yerine satılacak yerli araba cari açığı 2 kat hızlı azaltacak.İşi kotarırsak belkide diğer kalemlerden gelen açığı kapatmada fayda sağlayacak.Ve bu sektör piyasayı canlandıracak.Yepyeni bir teknolojiyle bu işi götürürsek dünyadada rekabet ederiz ve çok önemli bir sektör pazar açılmış olur.

    Çok güzel dediniz. Yurt içine satmak için bir otomobilimiz olsun istiyorsunuz o zaman... Sizin teoride İhracat ikinci planda... Peki teknolojisini üretmezken, otomobil üreteceksiniz. Siniz de şimdi hesapladığınız Yerli üretim araçların bile %60'ı ithal. Bunu, teknoloji üretmeden, sadece yerli sermaye, yerli marka kullanarak % kaça indirmeyi planlıyorsunuz? Kendi motorumuzu şanzımanımızı bile yapsak (ki neredeyse hiçbir firma kendi şanzımanını üretmiyor. Birilerine ürettiriyor), enjektör, benzin pompası, fren merkezi, ABS merkezi, ECU, Airbag, emniyet kemer gergi sistemi ve kilitleri, müzik seti, hoparlörler, Röleler, sigorta bloğu, her türlü elektronik devre, Kaliperler, immobliser, otomatik kilit merkezi, uzaktan kumanda şeklinde sonsuza kadar uzanan parça ithal olacak. "ÜZEYİR" marka ECU yok henüz. SAGEM, BOSCH falan var. Silecek bile üretmiyoruz. Yerli aracın yüzde kaçının yerli parçalarla üretileceğini sanıyorsunuz? O yüzden yerli araç bir pompa ürünü. Yapılsın tabii ki; ancak cari açıkta falan bir etkisi olması beklenmesin. Olmamasından iyidir. İstihdam yaratır. Bu da birşeydir. Kesinlikle karşı değilim. Ama hayallere kapılmayın. Bir otomobilin koltuğu bile oldukça teknik bir konudur. İlk yıllar koltuğu bile yerli üretebileceğinizi düşünmemelisiniz. Zamanla bazı ürünler yerli üretilir. Ama ECU, Enjektör, Pompa falan hikaye.

    Ancak mikro segmentte bile olsa, sektörün gidişatını değiştirecek veya çok sevilecek bir tarz yakalanarak bir farklılık yaratarak yapılacak bir çıkış yüksek katma değer olarak geri döner. Gene aracın maliyetinin en az %50'si ithalat olur; ama arabayı daha pahalıya satabilirsiniz. Cari açığı kapatmak için bu tarz hareketler bir işe yarar. Sağlam bir ekonomi için yüksek katma değerli üretim lazım bu ülkeye. Cari açığın kapanmasının anahtarı da bu.

    Sizin dediğiniz yöntemle 10 liraya malettiğiniz bir ürünü 11 liraya ihrac ediyorsunuz. Bunu üretmek için 5 liralık ithalat yaptınız. Karınız 1TL. İhrac edilen ürün başına Net ihracatınız 5TL. Ancak iç pazara ve dış pazara eşit oranda satış yaparsanız, net ihracat rakamınız sıfıra düşer. İç pazara daha çok satarsanız eksilerde olursunuz.

    Benim dediğim yöntemde ürünü gene 11 liraya mal ettiniz ve gene 5 lirası ithalat. Ancak 13 liraya sattınız. Karınız 2TL. İhrac ettiğiniz ürün başına Net ihracatınız 8TL. Üstelik iç pazardan çok dış pazara sattınız. Hangisi cari açığı daha hızlı kapatır?


    Kısaca bu işlerde yerli araç dediğiniz de %100 yerli parça ihtiva eder nitelikte olmayacak. Ne kadar ihracat yaptığınız, ne kadar katma değeri olduğu, net ihracat (veya net ithalat) rakamınızı doğrudan belirler. Yerel satışa oranla ne kadar çok ihracat yapıyorsanız cari açık kapama için o kadar iyi. Ne kadar yüksek katma değer elde ediyorsanız cari açık kapama için gene o kadar iyi. Bu konuda en önemli iş yüksek katma değer. Ekonomik refah tamamen buna bağlı. Bu ülkenin en büyük ekonomik sorunu da düşük katma değer zaten. Bu sorun çözüldüğünde beraberinde cari açık sorunu da çözülmüş olacak.

    Kısaca Albea çakması yerli malı aracımız da %50 civarı ithalattan oluşuyor olacak. Bu aracın sebep olduğu ithalatın etkisini sıfırlamak için ürettiğimizin yarısını ihrac etmeliyiz. Ancak neden azla yetinelim? Teknik altyapımız, işçilik kalitemiz, sermaye yapımız, hammadde ve pazar yakınlığımız çok daha iyilerini yapmaya müsait. Kısaca pompalamalarla gaza gelmeyelim. Daha iyisini isteyelim. Daha iyisi için çalışalım. Albea'yı herkes üretir. Çin'in üretebileceği birşeyin peşinde koşmayalım. Fasonculuktan kurtulalım. Dünya'ca beğeni ile karşılanacak, bir özelliği bir farklılığı olan birşey üretelim. Hepimiz ortaya çıkan ürünle gurur duyalım. Alıp almayacak olmamız hiç önemli değil. Dünya'ca çok sevilecek ve çok satılacak bir ürün olması yeterli. Biz binmesek de olur.

    O yüzden diyorum Piaggio efsanesinin 2000'ler Türk versiyonu ile işe başlamak lazım. Mikro segmentte çok büyük açık var ve Dünya'da çok ciddi bir ihtiyaç var. Bu ihtiyacı karşılayacak devrimci bir mikro otomobil dünyayı kasıp kavurabilir. %5-%8 karlara bakmak istemiyorsanız, artık para farklılık yaratarak kazanılıyor. Aklınızda olsun. Apple'ın bir anda tekrar çeşitli sektörlerde lider olmasının, bir anda zenginliğine zenginlik katmasının da altında aynı şey yatıyor. Aynı mantık arabaya da gayet tabi uygulanabilir. Geçmişte Smart ile bu işi uyguladılar, çok da başarılı oldular. An itibariyle Mikro segmentte hali hazırda boşluk olduğu için ve müşterilerin düşük paralara alacakları, dolayısı ile düşük riske girecekleri, beklentilerinin de düşük olduğu bir segment olduğu için, başlangıç olarak çok iyi olur.

    Bu tarz bir girişim görmediğimiz sürece de yerli otomobil de cari açığımızı kapatmak konusunda önemli rol oynayamaz. Ancak hiç olmamasından tabii ki iyidir. İsatihdam sağlar, işsizlik yüksek ve artışta biliyorsunuz. Ekonomide mutlaka bir devinim sağlayacaktır. Ancak böbürlenecek, övünülecek birşey değil, kesinlikle söyleyebilirim. İstihdam sağlayan güzide bir iş alanı olacak. Baştakilerin de böylesi bir arabayı propoganda mevzusu yaparak, hesap kitap yapmaktan aciz avanakları kandırmak için kullanacaklarından da adım gibi eminim.

    Hocam daha önceki mesajlarımda farklı bir teknolojiyle piyasaya girmemiz gerektiğini hatta apple gibi bütün konularda satın alanların bize bağlı kalacağı şekilde bir üretim yapmamız gerektiğini belirtmiştim.Tabiki yerli diye albeanın adını hasan yapıp motoru şanzımanı dışarıdan almak cari açığı çok büyük azaltmaz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: shadowgeist

    Yerli oto üretemeyiz diyenler liradan 6 tane 0 atılacağı zaman taksimde anırırım diyenlerden farksızdır.
    Yerli oto da üretiriz,uçak da üretiriz,helikopter de üretiriz.
    Bu milletin her şeye potansiyeli var.
    Henüz bu işe soyunan çıkmadı,ama çıkmayacağı anlamına gelmez.
    Devlet eliyle olmayacak bu iş orası kesin sadece.Devlet yeni milli kuruluş kazıkları hazırlamaz kendine artık.

    aynen katılıyorum..

    nasıl ki amerika ambargoyu dayayınca milli savunma sanayinde ilerledik, aselsan, tümosan, roketsan vs. ile dünyada ilk sıralara geldik, yerli otomobil yapılsın ve ötv alınmasın bakalım milletimiz nasıl hemn kuyruk olacak bayi önlerinde? yıllarca teneke şahin kartal alınmadı ? şimdi neden yerli araba alınmayacakmış?
  • mesele motor üretmek.. fordun fiatın Türkiye de farbrikaları ve Türk işçileri mevcut.. o şasileri kasaları yurdumun insanı yapıyor... bence yerli araç denmesinin sebebi %100 Türk yapımı bir motor olursa yerli araç denilebilir...

    fakat şöyle bir durum var ki honda,mercedes vs markaların motor üretim mühendisliğinde birçok ülkeden yabancı uyruklu mühendisler görev almakta. yani üretim global bir hal aldıgı için yerli otomobil tanımı diye birşey yok artık. eskiden globalleşme fazla olmadıgı için otomobil üreticilerin etnik ve ırk acısından bir ülkeye mensub olmak zorunda kalmıstır, 1900 lü yıllarda o ülkede ki mühendis kendi imkanlarıyla yola çıktığı için bir ülkeye mal edilmiştir o marka .. uzun lafın kısası yerli araç üretimi yapılsa bile işin içinde dış etkenler bir hayli fazla olacak.. eğer dış etkenlerin bile üretimde yer almasının yerli araç üretimi imajına etki etmiyorsa gayet rahat bir şekilde yerli araç üretilebilir (tabi onların görüşüne göre..bana göre yerli değil)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi confusion. -- 20 Nisan 2013; 13:31:35 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Alaskalı Suikastçi

    quote:

    Orijinalden alıntı: shadowgeist

    Yerli oto üretemeyiz diyenler liradan 6 tane 0 atılacağı zaman taksimde anırırım diyenlerden farksızdır.
    Yerli oto da üretiriz,uçak da üretiriz,helikopter de üretiriz.
    Bu milletin her şeye potansiyeli var.
    Henüz bu işe soyunan çıkmadı,ama çıkmayacağı anlamına gelmez.
    Devlet eliyle olmayacak bu iş orası kesin sadece.Devlet yeni milli kuruluş kazıkları hazırlamaz kendine artık.

    aynen katılıyorum..

    nasıl ki amerika ambargoyu dayayınca milli savunma sanayinde ilerledik, aselsan, tümosan, roketsan vs. ile dünyada ilk sıralara geldik, yerli otomobil yapılsın ve ötv alınmasın bakalım milletimiz nasıl hemn kuyruk olacak bayi önlerinde? yıllarca teneke şahin kartal alınmadı ? şimdi neden yerli araba alınmayacakmış?

    Yerli otomobile ÖTV alınmasın diyorsunuz; ama tabi olduğumuz Gümrük birliği mevzuatını okumanızı tavsiye ederim. Yerli otomobili teşvik için ÖTV muafiyeti uygulama rekabet mantığına ve gümrük birliği anlaşmasına aykırı. Böyle hayaller kurulacağına, dünya ile rekabet edecek ve dış pazarı hedefleyecek yatırımlara girilecekse girilmeli. Dünya Tropico oyunu gibi sınırların belirgin, kendi sınırında istediğini yapabileceğin bir yer değil. Öyle olsaydı, şimdiye biri çoktan otomobil üretiyor olurdu. Dünya ile rekabet edemeyecek, ötv indirim teşvikiyle ayakta duracak birşey üreteceksek üretmeyelim daha iyi. İç pazar aslen hiç önemli değil. İç pazarın ihtiyacının iki katını ihrac edin de, iç pazar isterse ithal alsın. Olaya global bakmak lazım.




  • araba üretmek önemli değil. iş o arabaya binebilmekte, bu ötv ,kdv ve benzin fiyatlarıyla 20-30senelik arabalara tüp taktırıp binmeye devam eder bu millet. millet alacak araba bulamıyor da mı böylesine bir ihtiyaç çıktı ortaya ? yoksa üretilecek araba teknolojinin tüm imkanlarını sağlayacak ve de 10-15 bin aralığında mı satılacak ? millete faydalı kim bu zamana kadar iş yapmışta şimdi yaralı parmağa işeyecekler.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST

    quote:

    Orijinalden alıntı: Alaskalı Suikastçi

    quote:

    Orijinalden alıntı: shadowgeist

    Yerli oto üretemeyiz diyenler liradan 6 tane 0 atılacağı zaman taksimde anırırım diyenlerden farksızdır.
    Yerli oto da üretiriz,uçak da üretiriz,helikopter de üretiriz.
    Bu milletin her şeye potansiyeli var.
    Henüz bu işe soyunan çıkmadı,ama çıkmayacağı anlamına gelmez.
    Devlet eliyle olmayacak bu iş orası kesin sadece.Devlet yeni milli kuruluş kazıkları hazırlamaz kendine artık.

    aynen katılıyorum..

    nasıl ki amerika ambargoyu dayayınca milli savunma sanayinde ilerledik, aselsan, tümosan, roketsan vs. ile dünyada ilk sıralara geldik, yerli otomobil yapılsın ve ötv alınmasın bakalım milletimiz nasıl hemn kuyruk olacak bayi önlerinde? yıllarca teneke şahin kartal alınmadı ? şimdi neden yerli araba alınmayacakmış?

    Yerli otomobile ÖTV alınmasın diyorsunuz; ama tabi olduğumuz Gümrük birliği mevzuatını okumanızı tavsiye ederim. Yerli otomobili teşvik için ÖTV muafiyeti uygulama rekabet mantığına ve gümrük birliği anlaşmasına aykırı. Böyle hayaller kurulacağına, dünya ile rekabet edecek ve dış pazarı hedefleyecek yatırımlara girilecekse girilmeli. Dünya Tropico oyunu gibi sınırların belirgin, kendi sınırında istediğini yapabileceğin bir yer değil. Öyle olsaydı, şimdiye biri çoktan otomobil üretiyor olurdu. Dünya ile rekabet edemeyecek, ötv indirim teşvikiyle ayakta duracak birşey üreteceksek üretmeyelim daha iyi. İç pazar aslen hiç önemli değil. İç pazarın ihtiyacının iki katını ihrac edin de, iç pazar isterse ithal alsın. Olaya global bakmak lazım.



    hocam haklısın ancak bizim bir şekilde bu olaya girmemiz gerek, KOÇ kendi ve mason locasının çıkarına göre iş yapıyor. Hükümet bununda nir çözümünü bulacaktır elbet ancak şu anda en büyük sorun olan kürt meselesi ön planda.. kürt kardeşlerimiz ile bir sorunumuzun olmadığı PKK ile derdimizin olduğu bölge halkına iyice anlatılsın, bir şekilde artık bu iş çözülsün, T.C. inş. çok daha iyi yerlere gelecektir.

    KEndi savaş helikopterimiz ce uçağımızı yaptıktan sonra, yerli uçak ve otomobil hayallerimiz de gerçeğe dönüşebilir...




  • Bu millet istediği zaman arabasını da üretir, uçağını da üretir. Kimse kafasına takmasın bunu. Yeter ki şu Kurtuluş Savaşı zamanında yapılan anlaşmalardan bir kurtulalım. Elimiz kolumuz her yönden bağlı.

    Uzun uzun yazmaya gerek yok. Bu millet her şeyi ama her şeyi yapabilecek güçtedir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: nk061

    Bu millet istediği zaman arabasını da üretir, uçağını da üretir. Kimse kafasına takmasın bunu. Yeter ki şu Kurtuluş Savaşı zamanında yapılan anlaşmalardan bir kurtulalım. Elimiz kolumuz her yönden bağlı.

    Uzun uzun yazmaya gerek yok. Bu millet her şeyi ama her şeyi yapabilecek güçtedir.


    hangi anlaşmalarmış onlar anlat hele heyecanlı oluyor.

    arkadaş wilson ilkeleri diye bir şey var duymadıysanız uluslararası anlaşmalarda önceden deklare edilir wilson ilkelerin uygundur diye. anlamı şudur hiçbir gizli madde yok, her şey yazıldığı gibi. yani yok öyle bir şey.

    yani elimiz kolumuz hiçbir şekilde bağlı falan değil, nerenizden uyduruyorsanız bunları. yok hilafet 100 yıl sonra geri gelecekmiş yok petrol var ama çıkaramıyoruz hey allahım ya. sanki hilafet geri gelse tüm islam ülkeleri sana biat edecek. adamlar senin padişahın halife iken ingilizlerle birlikte sana karşı savaşıyordu be.

    yerli otomobile gelince yaparsın yapmasına da çok büyük rekabet olan bir alanda ucuz işgücü ile nereye kadar. yapacaksan en azından vergi avantajı koymalısınki satılsın.
    yürüyen merdiven yapalım, civata, vida yapalım bana yeter. yerli otomobil olsa da olur olmasa da olur.




  • "Erbakan,1956 yılında daha 30 yaşında iken
    Gümüş Motor Fabrikasını kurarak Türkiye'nin ilk
    büyük sanayi hamlesini gerçekleştirmiş"

    Oldu canım biz sizi ararız.
  • Cem Yılmaz'ın esprilerini bulduğu yeri maalesef arkadaşlar sık sık kaynak olarak kullanmakta

    Devrim'in hikayesini bir okusanız, hani Eskişehir'de olanlarımız varsa bir zahmet gidip görseler ilk elden bilgi alsalar fena olmayacak.
    Şimdi Necmettin Erbakan'ın zekası ve bilgisine söz söylemek abesle iştigal olur ama düz mühendis ve stajyer olarak çalıştığı KMW'de Leopard 1',i tasarladı, pancar motoru yapan atölyeden bozma fabrikayla ağır sanayi hamlesi başlattı demek biraz kantarın topuzunu kaçırmak oluyor.

    Ticari ve Siyasi anlamda hem Devrim'in hem de Anadol'un hayatı neden noktalandı demek mümkün ancak işi Kurtuluş Savaşı'nın mimarlarına geitirp işkembeden sallamak kolay.
    O zaman adam derler ki geçen günlerde ilk test uçuşunu yapan milli eğitim uçağımıza ismini veren Vecihi Hürkuş'un , Şakir Zümre'nin ve hatta bizzat devlet eliyle kurulan TomTaş'ın 1950'lerdeki kaderine de bakalım derim...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nk061

    Bu millet istediği zaman arabasını da üretir, uçağını da üretir. Kimse kafasına takmasın bunu. Yeter ki şu Kurtuluş Savaşı zamanında yapılan anlaşmalardan bir kurtulalım. Elimiz kolumuz her yönden bağlı.

    Uzun uzun yazmaya gerek yok. Bu millet her şeyi ama her şeyi yapabilecek güçtedir.


    Andığın anlaşmalardan kurtulmanın manasını nereye neye sebep olacağını biliyormusun
  • Benim çocukluk hayalim yerli otomobil yapımına katkıda bulunmak ve bundandır ki makine mühendisliği seçtim. Ama yapılması için devletten ciddi vergiye dair yardımlar gelmeli destek gelmeli çünkü arge olarak ciddi eksiklerimiz var ve bilgi birikimimiz çok az.. Keşke volvoyu ve ellerindeki onca bilgiyi satın alsaydı ülkemiz. Bu devirde bilgi her şeyden kıymetli

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • oldsalt O kullanıcısına yanıt
    link için teşekkür ederim
  • quote:

    Orijinalden alıntı: oldsalt

    Milletlerin PISA değerlendirmeleri tahtında ortalama IQ seviyeleri ve altında yatan nedenler.

    http://mpra.ub.uni-muenchen.de/14600/1/MPRA_paper_14600.pdf


    Sayfa 73 Turkey IQ 85

    İnsan kaynağımız bu. İnsan kaynağımızı geliştirmeden işimiz zor.


    Bi sen akıllısın.
  • Uretsek sanki nolucak??

    Millet kitlenmis araba araba.

    Uretince super guc falan olucaz saniyorlar

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.