Şimdi Ara

TASİŞ Erenköy Perakende Mağaza 'Delonghi Kahve Makinesi' (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
48
Cevap
2
Favori
11.763
Tıklama
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bugün Sirkeci TASİŞ'ten Delonghi ESAM 3500'ü 550 TL'ye aldım. Alırken oldukça endişelendim makinenin bozuk çıkma riskine karşı ancak sorun yaşamadım. Kutudan çıkan cihazın da ikinci el olduğunu düşünmüyorum. Espresso, latte, cappuccino hepsini yaptım, oldukça beğendim. Elbette garantisi yok ancak böyle bir makineyi piyasa fiyatının neredeyse dörtte birine almak oldukça keyifli oldu. Sanırım ESAM 4500 tükenmiş, PrimaDonna serisi ise zaten daha önce tükenmiş.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Polemik -- 5 Aralık 2012; 2:23:05 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Polemik

    Bugün Sirkeci TASİŞ'ten Delonghi ESAM 3500'ü 550 TL'ye aldım. Alırken oldukça endişelendim makinenin bozuk çıkma riskine karşı ancak sorun yaşamadım. Kutudan çıkan cihazın da ikinci el olduğunu düşünmüyorum. Espresso, latte, cappuccino hepsini yaptım, oldukça beğendim. Elbette garantisi yok ancak böyle bir makineyi piyasa fiyatının neredeyse dörtte birine almak oldukça keyifli oldu. Sanırım ESAM 4500 tükenmiş, PrimaDonna serisi ise zaten daha önce tükenmiş.

    hayırlısı olsun afiyetle güzel günlerde kullanın, bedava almışsınız desek yeridir
    pazarlık yaparak'mı o fiyata aldınız, nasıl oluyor o tür yerlerde hiç gitmedim bilmiyorum _kapalı kutusundamı satıyorlar ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Glamour3113

    quote:

    Orijinalden alıntı: Polemik

    Bugün Sirkeci TASİŞ'ten Delonghi ESAM 3500'ü 550 TL'ye aldım. Alırken oldukça endişelendim makinenin bozuk çıkma riskine karşı ancak sorun yaşamadım. Kutudan çıkan cihazın da ikinci el olduğunu düşünmüyorum. Espresso, latte, cappuccino hepsini yaptım, oldukça beğendim. Elbette garantisi yok ancak böyle bir makineyi piyasa fiyatının neredeyse dörtte birine almak oldukça keyifli oldu. Sanırım ESAM 4500 tükenmiş, PrimaDonna serisi ise zaten daha önce tükenmiş.

    hayırlısı olsun afiyetle güzel günlerde kullanın, bedava almışsınız desek yeridir
    pazarlık yaparak'mı o fiyata aldınız, nasıl oluyor o tür yerlerde hiç gitmedim bilmiyorum _kapalı kutusundamı satıyorlar ?


    Pazarlık yok hocam, devlet satıyor onları..Ne zaman ne geleceği pek belli olmuyor, reyonlardan ürün beğenip oradaki kasadan fiş alıyorsunuz sonra
    kapıdaki ödeme noktasında fişin parasını ödeyip onaylatıyorsunuz ondan sonra fişi götürüp ürünü alıyorsunuz...

    Bu arada hayırlı olsun hocam, esasında böyle bir şeyi bir kere alıp sağlam almak lazım belki:)
    Tasiş bu 2 aydır çok durgun ama, belki de yeni sezona hazırlanıyorlardır.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: isviçreli bilim adamı

    quote:

    Orijinalden alıntı: Glamour3113

    quote:

    Orijinalden alıntı: Polemik

    Bugün Sirkeci TASİŞ'ten Delonghi ESAM 3500'ü 550 TL'ye aldım. Alırken oldukça endişelendim makinenin bozuk çıkma riskine karşı ancak sorun yaşamadım. Kutudan çıkan cihazın da ikinci el olduğunu düşünmüyorum. Espresso, latte, cappuccino hepsini yaptım, oldukça beğendim. Elbette garantisi yok ancak böyle bir makineyi piyasa fiyatının neredeyse dörtte birine almak oldukça keyifli oldu. Sanırım ESAM 4500 tükenmiş, PrimaDonna serisi ise zaten daha önce tükenmiş.

    hayırlısı olsun afiyetle güzel günlerde kullanın, bedava almışsınız desek yeridir
    pazarlık yaparak'mı o fiyata aldınız, nasıl oluyor o tür yerlerde hiç gitmedim bilmiyorum _kapalı kutusundamı satıyorlar ?


    Pazarlık yok hocam, devlet satıyor onları..Ne zaman ne geleceği pek belli olmuyor, reyonlardan ürün beğenip oradaki kasadan fiş alıyorsunuz sonra
    kapıdaki ödeme noktasında fişin parasını ödeyip onaylatıyorsunuz ondan sonra fişi götürüp ürünü alıyorsunuz...

    Bu arada hayırlı olsun hocam, esasında böyle bir şeyi bir kere alıp sağlam almak lazım belki:)
    Tasiş bu 2 aydır çok durgun ama, belki de yeni sezona hazırlanıyorlardır.

    orda deneme şansı, iadesi yok anladığım kadarı ile..
    o fiyata alan arkadaşa bravo süper fiyata almış, bende MM.dan esam 5500m almıştım 1049 lira gibi bir fiyata _2 yıldan biraz fazla oldu sanırım bunca zamandır tek ihtiyaç duyduğum temin etmekte zorluk çektiğim kireç çözücüleriydi, bakımı ile ilgili diğer ıvır zıvırları setleri tamamen gereksiz _sakın aldanıpta işinize yaramayacak bir sete 80 liralar vereyim demeyin




  • Ankara için konuşuyorum:


    İşe yarar ve cazip fiyatlı ürünlerin çoğunun "anlaşmalı" firmalara -daha görücüye çıkmadan- satıldığı söyleniyor. Özellikle işe yarar elektronik ürünler spotçular tarafından kapışılıyor diyorlar. Ondan sonra arta kalanları sabah erkenden soğukta kapılarda bekleyen garibanlar almaya çalışıyor. Tabi bunlar hep birilerinin iddiaları...

    Ne kadar doğru bilmem ancak bunları defalarca duydum. Hiç gitmişliğim de yok, sadece sabahları kapısında bekleyenleri gördüm.
    Sadece gümrük değil, HACİZLİ mallar da oralarda satılıyor sanırım.


    Şahsen "ahlı mal" almama adına TASİŞ'ten uzak duruyorum. Bu benim hassasiyetim.
    Gümrüklerin durumu hepimizin malumu. İsteyen koca otomobili-cipi bile kaçak geçiriyor, diğer yanda yurtdışından 150-200 dolarlık mal almış orta hallinin aldığı ürün gümrükte takılıveriyor.


    Genelde orta halli diyebileceğimiz garibanların göze batan ürünleri veya haciz yemiş vatandaşın eşyaları dönüp dolaşıp TASİŞ reyonlarına düşüyor. Takipsiz-kayıtsız posta ile gelip direk olarak "indiragandi" yapılan paketleri saymadık bile!





    Haaaa... Diyebilirsiniz ki:
    - Kardeşim o ürünleri ben almasam bir başkası alacak!

    Ben de derim ki:
    - Ben o "başkaları" gibi duyarsız, umarsız ve "Adam sende'ci" olmak zorunda değilim! Ben almam, almamanızı salık veririm. Sonuçta karar sizin...




  • başkasını o duruma düşürmediğim ya da malın gümrükte kalmasına ben sebep olmadığım için gönül rahatlığı ile alıyorum valla.

    quote:

    orda deneme şansı, iadesi yok anladığım kadarı ile..


    dükkanda denenebilecek bişeyse denetiyolar hocam.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi SPaCeLoRD -- 5 Aralık 2012; 3:45:03 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ulaş-ım



    Ankara için konuşuyorum:


    İşe yarar ve cazip fiyatlı ürünlerin çoğunun "anlaşmalı" firmalara -daha görücüye çıkmadan- satıldığı söyleniyor. Özellikle işe yarar elektronik ürünler spotçular tarafından kapışılıyor diyorlar. Ondan sonra arta kalanları sabah erkenden soğukta kapılarda bekleyen garibanlar almaya çalışıyor. Tabi bunlar hep birilerinin iddiaları...

    Ne kadar doğru bilmem ancak bunları defalarca duydum. Hiç gitmişliğim de yok, sadece sabahları kapısında bekleyenleri gördüm.
    Sadece gümrük değil, HACİZLİ mallar da oralarda satılıyor sanırım.


    Şahsen "ahlı mal" almama adına TASİŞ'ten uzak duruyorum. Bu benim hassasiyetim.
    Gümrüklerin durumu hepimizin malumu. İsteyen koca otomobili-cipi bile kaçak geçiriyor, diğer yanda yurtdışından 150-200 dolarlık mal almış orta hallinin aldığı ürün gümrükte takılıveriyor.


    Genelde orta halli diyebileceğimiz garibanların göze batan ürünleri veya haciz yemiş vatandaşın eşyaları dönüp dolaşıp TASİŞ reyonlarına düşüyor. Takipsiz-kayıtsız posta ile gelip direk olarak "indiragandi" yapılan paketleri saymadık bile!





    Haaaa... Diyebilirsiniz ki:
    - Kardeşim o ürünleri ben almasam bir başkası alacak!

    Ben de derim ki:
    - Ben o "başkaları" gibi duyarsız, umarsız ve "Adam sende'ci" olmak zorunda değilim! Ben almam, almamanızı salık veririm. Sonuçta karar sizin...





    Hocam gümrükten gelen ürünler rahat bir şekilde anlaşılıyor orada, 20 tane 30 tane varsa gümrük malı oluyor...
    Hacizli mallar da az çok belli olur hatta onlar kullanılmış bir tane olur genelde...Mesela halı yıkama makinesi, büyük bir yazıcı vs vs..


    Kendi adamlarını kayırıyorlar dediğiniz gibi, zaten geçen yıllarda sağlam bir operasyon yaptılar içeri girenler oldu..
    Ben geçen sen fx50 fotoğraf makinesi almaya gittim adam bana yok bitti dedi biraz dükkanda takıldım sonra bir adam girdi mallar hazır mı dedi
    adam ikinci kata çıktı 2 koli fx50 fotoğraf makinesi getirdi..Sonra mp3 ün sesini kıstım, adam şu çocuk da istedi dedi diğer alıcı eleman da
    bir tane verelim diyince satıcı mikter et dedi...100 liralık aletti, sonra onları alıp pasajda 300 liradan satmaya başladılar...Garantili hali galiba 400
    lira civarıydı, yani satılacak gibiydi..150 adet alım yapmıştı gelen eleman..Büyük ihtimal de satıştan gelecek parayla ödemeyi sonra yapacaktı,
    orada satıcı elemanla parayı kırışacaklardı..




  • Farklı kulvarlardan benzer örnekler:

    - Katır sırtında ülkeme kaçak sokulan sigaraları-çayları satın alanlar da aslında Mehmetçiğimizi ve polisimizi şehit etmiyor. Ama şunu da iyi biliyor: O silahlar o kaçak mallardan elde edilen rantla alınıyor.
    - Yasa dışı yoldan "organ" satın alan kişi de aslında bir çocuğun vücudunu parçalayıp organlarını sökmüyor. Ama şunu da iyi biliyor: O organlar mutlaka masum insanlardan zorla sökülüyor.

    Bilmese bile öğrendiğinde bu davranışları terk ediyorsa iyi. Terk etmiyorsa işte bunun adı umarsızlık, duyarsızlık ve "hadi be adam adam sen de"cilik oluyor.

    Bu örneklerde kaçak sigara, kaçak çay ve kaçak organ alanlar "ben paramı verir alırım, gerisini bilmem, kimsenin ölümüne neden olmadım" diyor.
    Ama şunu da çok iyi biliyor: "Bunları satın aldıkça mutlaka birileri ölüyor!"


    TASİŞ'te satılan ürünlerin önemli bölümünün bir şeyi 3-5 kuruş daha ucuza getirme derdinde olan orta hallinin yurtdışından gelme siparişi olduğunu veya hacizden elde edilme olduğunu adı gibi iyi bilen kişi de benzer şekilde "Ben kimsenin o duruma düşmesine neden olmadım" diyor ve kendini rahatlatıyor. Üstelik burada bir de devlet eliyle belirli bir amaca yönelik kurulmuş ve maalesef amacından çok farklı yerlere saptığı (iddia edilen) bir rantçı yapı var.


    Aslında kendimizi kandırıp vicdanımızı bastırıyoruz. Vicdan bastırılabilir bir şey, ama asla susturulamaz!


    Saygılar...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ulaş-ım -- 5 Aralık 2012; 4:29:55 >




  • zamanında her gün sirkeci tasişteydim. gelen tipler hep aynıydı, hatta hesapta çalışanlar gelen bazı kişilere çay bile ısmarlıyodu, üst kata çıkarıyodu :) rafta 5-6 tane işlemci soğutucusu vardı, hepsi farklı model, birini almak istedim, şunuversene dedim, onları merkezden geri çağırdılar, satamıyoruz dedi eleman. iyi dedim neyse, 10 dk sonra biri geldi, nerde abi bizim emanetler dedi paketlediler soğutucuları çayını içirdiler, abi yeni parçalar geldi muhabbeti eşliğinde adam parasını da ödedi geyiğini de yaptı gitti :)

    ilk zamanlarında çalışanlar da tasişte fiyat belirleyenlerde saftı ama sonra hepsi çakal oldu.


    organ ticareti ile hacizli malların satışını bir kefeye koymaya akıl sır ermez...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi SPaCeLoRD -- 5 Aralık 2012; 4:14:47 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: isviçreli bilim adamı
    .......
    Hocam gümrükten gelen ürünler rahat bir şekilde anlaşılıyor orada, 20 tane 30 tane varsa gümrük malı oluyor...
    Hacizli mallar da az çok belli olur hatta onlar kullanılmış bir tane olur genelde...Mesela halı yıkama makinesi, büyük bir yazıcı vs vs..
    .............


    Hiç unutmam, 2001 ekonomik krizi zamanı Ankara'da ayakkabı satışıyla uğraşan bir semt esnafının dükkanına haciz geldi ve birbirinin aynısı onlarca, yüzlerce yeni ayakkabı dükkandan haczedildi.
    Hem de yok pahasına!
    Yani orada satılan her çoklu adede sahip yeni ürünler gümrükte kaldı diye bir şey yok.

    Haciz olayının arkasında da şu var: Kredi kartı ödemesi gecikince kar topunun yuvarlanıp çığ olması! O zamanlar kredi kartı ödemeniz geciktiğinde alçak bankalar %300'lere varan temerrüt faizi alma hakkına(!) sahiplerdi! (Faiz oranını tam hatırlamıyorum) Örneğin; 3000 TL kredi kartı borcunuz var, işleriniz krizle birlikte bir anda durdu ve ödemeyemediniz. Banka o borca yıllık %300 gecikme faizi koyup haczedebiliyordu (ya da borç+faiz en fazla %300'e kadar artabiliyordu, %225 te olabilir her neyse...)
    3000 TL borcunuz aradan 1 yıl geçtiyse 9000 ya da 12.000 TL olarak sizden haciz yoluyla tahsil ediliyordu.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ulaş-ım -- 5 Aralık 2012; 9:01:37 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ulaş-ım

    quote:

    Orijinalden alıntı: isviçreli bilim adamı
    .......
    Hocam gümrükten gelen ürünler rahat bir şekilde anlaşılıyor orada, 20 tane 30 tane varsa gümrük malı oluyor...
    Hacizli mallar da az çok belli olur hatta onlar kullanılmış bir tane olur genelde...Mesela halı yıkama makinesi, büyük bir yazıcı vs vs..
    .............


    Hiç unutmam, 2001 ekonomik krizi zamanı Ankara'da ayakkabı satışıyla uğraşan bir semt esnafının dükkanına haciz geldi ve birbirinin aynısı onlarca, yüzlerce yeni ayakkabı dükkandan haczedildi.
    Hem de yok pahasına!
    Yani orada satılan her çoklu adede sahip yeni ürünler gümrükte kaldı diye bir şey yok.

    Haciz olayının arkasında da şu var: Kredi kartı ödemesi gecikince kar topunun yuvarlanıp çığ olması! O zamanlar kredi kartı ödemeniz geciktiğinde alçak bankalar %300'lere varan temerrüt faizi alma hakkına(!) sahiplerdi! Örneğin; 3000 TL kredi kartı borcunuz var, işleriniz krizle birlikte bir anda durdu ve ödemeyemediniz. Banka o borca yıllık %300 gecikme faizi koyup haczedebiliyordu (ya da borç en fazla %300 artabiliyordu, her neyse...)
    3000 TL borcunuz aradan 1 yıl geçtiyse 9000 ya da 12.000 TL olarak sizden haciz yoluyla tahsil ediliyordu.


    orda yazması yapıldığı anlamına gelmiyor. ayrıca ürünlerin yok paraya haczedilmesinden bize ne ?

    ayırca 2001 senesinde 3000 tl kredi kartı borcu olan adam %90 haketmiştir haczedilmeyi. ben 400 tl senelik üni harcı ödeyip 70 tl ye parttime çalışıyodum. acıtasyon yapmaya gerek yok.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: SPaCeLoRD

    orda yazması yapıldığı anlamına gelmiyor. ayrıca ürünlerin yok paraya haczedilmesinden bize ne ?

    ayırca 2001 senesinde 3000 tl kredi kartı borcu olan adam %90 haketmiştir haczedilmeyi. ben 400 tl senelik üni harcı ödeyip 70 tl ye parttime çalışıyodum. acıtasyon yapmaya gerek yok.

    Bana ne derseniz hiç bir şey demem. Kişisel tercihinizdir.

    Ancak "BİZE NE" derseniz, yani genel bir yargı oluşturup "ben malımı alırım gerisini bilmem" derseniz, Tasiş'in çalışma stilinin, mal temin yönteminin ve orada döndüğü iddia edilen rant çarkı beni ilgilendirmiyor derseniz yukarıdaki örneklerden çok farkınız kalmaz. Sadece kendinizi kandırırsınız ve kendini kandırmaya hazır kitlelerin vicdanına bir miktar da olsa su serpersiniz. Yani vicdanınızı kısa bir süreliğine bastırırsınız.

    İnsanoğlu işte... Oradaki bazı ürünler hacizden, bazıları da 3-5 kuruş daha ucuza almaya çalışan orta direk garibanlardan elde ediliyor. Ama insan vicdanını rahatlatmak için "haciz yiyen hak etmiştir" deyip haciz maddesini bir kanara sıkıştırıo orada dövüp diğer maddeleri görmezlikten geliveriyor.

    "Zihinsel öz doyum" dediğimiz şey bu işte...




  • Gümrük satış mağazalarını ilk açıldığı dönemden beri takip ediyorum gedikpaşa - azak yokuşundan beri..şimdiler de büyük ve değerli bir malı alabilmek imkansız gibi..o malların sözleri verilmiş birilerine siz ne kadar uğraşırsanız uğraşın alamazsınız..ama gözü kapatıp hurda ya yakın malzeme almak istiyorsanız buyrun..özellikle bazı malları artık normal fiyattan satmaya başladılar ki bu gülüsesi bir durum...geçen yıl son gittiğimde kozyatağı gümrük mağazasında satılan mouse pahalı olduğundan almayıp sirkeci hasırcılar daki bilgisayarcı dan neredeyse yarı fiyatına aldım...

    onun için çok dikkat etmek lazım çok..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ulaş-ım

    quote:

    Orijinalden alıntı: SPaCeLoRD

    orda yazması yapıldığı anlamına gelmiyor. ayrıca ürünlerin yok paraya haczedilmesinden bize ne ?

    ayırca 2001 senesinde 3000 tl kredi kartı borcu olan adam %90 haketmiştir haczedilmeyi. ben 400 tl senelik üni harcı ödeyip 70 tl ye parttime çalışıyodum. acıtasyon yapmaya gerek yok.

    Bana ne derseniz hiç bir şey demem. Kişisel tercihinizdir.

    Ancak "BİZE NE" derseniz, yani genel bir yargı oluşturup "ben malımı alırım gerisini bilmem" derseniz, Tasiş'in çalışma stilinin, mal temin yönteminin ve orada döndüğü iddia edilen rant çarkı beni ilgilendirmiyor derseniz yukarıdaki örneklerden çok farkınız kalmaz. Sadece kendinizi kandırırsınız ve kendini kandırmaya hazır kitlelerin vicdanına bir miktar da olsa su serpersiniz. Yani vicdanınızı kısa bir süreliğine bastırırsınız.

    İnsanoğlu işte... Oradaki bazı ürünler hacizden, bazıları da 3-5 kuruş daha ucuza almaya çalışan orta direk garibanlardan elde ediliyor. Ama insan vicdanını rahatlatmak için "haciz yiyen hak etmiştir" deyip haciz maddesini bir kanara sıkıştırıo orada dövüp diğer maddeleri görmezlikten geliveriyor.

    "Zihinsel öz doyum" dediğimiz şey bu işte...

    +1907




  • çok merak ediyorum acaba toptancı falan olsaydınız ve yüklüce mal verdiğiniz adam size ödeme yapmayıp sizi batırsaydı ve o adama haciz gelseydi yine gariban adam yazık mı derdiniz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: tori

    çok merak ediyorum acaba toptancı falan olsaydınız ve yüklüce mal verdiğiniz adam size ödeme yapmayıp sizi batırsaydı ve o adama haciz gelseydi yine gariban adam yazık mı derdiniz.


    Bu bahsettiğiniz durum da "istisnai" diyebileceğimiz durumlardan...
    Piyasadaki yıllanmış esnaflar asla bir başkasını batırmak için mal almazlar. Ancak ekonomik kriz dönemlerinde ödemeleri gecikir, bu durumda üreticiden/ithalatçıdan son satıcıya kadar baştan aşağı tüm zincir kilitlenir. İstisnai durumları -yani kötü örnekleri" göstererek "bunlar kaka" diyemeyiz. Piyasanın durumunu bilecek kadar, haciz yiyenlerin nedenlerini görebilecek kadar az çok çevremizde insanlar var... Örneğin; babam emekli esnaftır, arkadaşlarımın yarısı esnaf, sülalemdeki yetişkin erkeklerin en az üçte biri esnaf. Oradan biliyorum...

    Bu dediğiniz şeyi ancak gününü kurtarmayı düşünen "dünkü çocuk" diyebileceğimiz türden yeni yetme "satıcılar" ile amacı dolandırmak olan kolpacılar yapıyor. Bunların oranları önemsenecek kadar fazla olsa da diğer dürüst esnafların yanında azınlık kalıyorlar.

    Neyse, bunlar vicdani meseleler... Kimseye "TASİŞ'ten mal alma!" diye zorlayacak halimiz de yok hakkımız da yok. Sadece orada satılan malların elde edilme şekliyle ve oralarda döndüğü söylenen "RANT ZİNCİRİ" ile ilgili bilgiler verip oradan ürün alınmamasını tavsiye edebiliriz. Bu zincirin satış aşamasındaki son halkası olup olmamak size kalmış! Sonuçta kimse almasa bu düzen sıka sıka değişecek! Ancak kendini vicdani olarak rahatlatmak isteyen ve aslında kendini kandıran bazı kişiler "BEN ALMASAM BAŞKASI ALACAK" deyip zincirin son halkası olmayı kendi iradeleriyle bilerek/isteyerek tercih ediyor.

    TASİŞ'e bir mal gelene kadar hangi aşamalardan geçtiği, ne şekillerde elde edildiği, elde edildikten sonra satım aşamasında ne gibi (iddia edilen) tezgahlar döndüğü ayrı ayrı derin konular.
    Bilen bilir,
    bu aşamaların birinde veya hepsinde çok kirli olaylar döndüğü söyleniyor,
    çok kirli ilişkiler var,
    çoook ama çok kişinin "AHI" alınıyor,
    bu konuda mevcut kanunlar da yetersiz!
    (hatta adliye aşamasında bile insanların canları fena yakılıyor, adalet dağıtılması gereken kurumda sırf şu haciz konuları yüzünden nice haksız kazançlar dönebiliyor)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ulaş-ım -- 12 Aralık 2012; 13:02:26 >




  • Konuyu bugun gordum ne yazik ki.

    Ogutuculu kahve makinasi almak istiyordum, hemen Atasehir'e gittim. Sadece 4500 modeli var, 950 TL fiyati.
    Sifiri 2050 TL ye var internette, bu durumda nakit parayla riske girmeye degmez bu model icin.

    3500, 750 TL den gorunuyor Tasis listesinde. Siz 550 TL ya aldiginiza gore, bir sure sonra satilmayinca indirim yaptilar.
  • Ben de Tasiş' e gitmekten artık vazgeçtim.!!!

    bugün "devletin malı deniz, yemeyen domuz" diyen memurumuz iki gün sonra zam eylemine katılır.!! Allaha havale etmek lazım.

    konuyu dağıttık ama oraya sürekli giden arakdaşlar arasıra bu konuyu "up" yapsa iyi olurdu.
  • Kesinlikle söylüyorum...Çünkü komşumun bir tanıdığı personel...Gelen hesaplı ve kaliteli malları hiç tezgaha çıkartmayıp arka tarafta kırışıp eşe dosta veriyorlar...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: striker76

    Konuyu bugun gordum ne yazik ki.

    Ogutuculu kahve makinasi almak istiyordum, hemen Atasehir'e gittim. Sadece 4500 modeli var, 950 TL fiyati.
    Sifiri 2050 TL ye var internette, bu durumda nakit parayla riske girmeye degmez bu model icin.

    3500, 750 TL den gorunuyor Tasis listesinde. Siz 550 TL ya aldiginiza gore, bir sure sonra satilmayinca indirim yaptilar.

    Sanırım ben makineyi sayın aldıktan birkaç saat sonra bir elektronikçi gelip tüm makineleri satın almış. Ataşehir mağazasında 3500 750 TL görünüyordu ama Sirkeci'de 550 TL'den satıldı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.