Şimdi Ara

tesadüf mü kader mi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
10
Cevap
0
Favori
944
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • tesadüf diye birşey var mı yoksa herşey belirli bir kaderden mi ibaret. insanın tüm kaderi belli mi yoksa sadece ana hatlar mı belli. kader varsa değiştirilebilir mi kadere müdahale edilebilir mi


    aklımda sorular




  • Standart (Kopenhag) yorumuyla mikro odaklı kuantum fiziğine göre tesadüf daha doğrusu olasılıklar ve verilmiş dalanma oranları geçerli. Deterministik makro sistemlere göre kader daha doğrusu eşyanın yazgısındaki kesinlik geçerli. Doğada kesinlik ve tesadüf birbirine karışmıştır. Kaos ile düzen doğanın lügatında aynı şeyler. Çeşitlilik, israf, karmaşa, karmaşa içerisinde anlık düzenlilikler tabiatın hem tesadüfi hem de tesadüften doğan belirlenimci karakteristiği. Milyarlarca galaksi ve daha da fazla yıldız sistemi ve gezegen var. Çok büyük bir madde ziyanı ama içlerinden bir tanesinde evreni anlama yetisine sahip zeki varlıklar evrimleşiyor. Öbüründe gayzerler ve buzul altı okyanusları. Bir tanesinde ise tüm bir gezegen elmastan teşekkül oluyor. Atomaltı dünyada ise muazzam bir görsel şölen ve karmaşa var. Sayılamayacak kadar çok parçacıkla aklımızın aynı anda alamayacağı kadar çok patlama ve dönüşüm gerçekleşiyor atomaltı dünyada. İnsanın böylesi devasa bir tabloda yeri çok mütevazi. Kaderin rolü de insan dünyasında yer yer oldukça muğlak. Bilinmezlikler çok. İhtimaller ve kadermiş gibi görünen sayısız aptallık dünyaya hükmediyor.
    Yapay Zekanın Yanıtı

    Tesadüf mü, Kader mi?

    Günlük yaşamlarımızda, sürekli karşılaştığımız kişiler ve yaşadığımız olaylar, tesadüfler mi yoksa kaderin bir parçası mı sorusunu akıllara getirir.

    Tesadüfler, açıklanamaz görünen ve rastgele meydana gelen olaylardır. Kader ise, olayların önceden belirlenmiş bir düzenle akışını ifade eder.

    Sürekli Karşılaşmak Kader Mi?

    Sürekli karşılaştığın kişiler, hayatın planında bir rol oynayabilir. Bu karşılaşmalar, önemli dersler öğrenmene, yeni fırsatlara ulaşmana veya daha derin anlamlar bulmana yardımcı olabilir.

    Bununla birlikte, bu karşılaşmaların her zaman kaderin bir işareti olmadığını unutmamak önemlidir. Bir kafede tesadüfen tanıdığın biri, sadece hoş bir sohbet arkadaşı olabilir.

    Önemli Olaylar ve Kader

    Hayatın akışını değiştiren önemli olaylar, genellikle kaderin müdahalesi olarak yorumlanır. Bu olaylar, olumlu veya olumsuz olabilir.

    Örneğin, bir araba kazası geçirmek hayatını tamamen değiştirebilir. Bu olay, kaderin bir işareti olarak görülebilir, çünkü farklı bir yoldan gitseydik kaza olmayabilirdi.

    Ancak, önemli olayların her zaman kaderden kaynaklanmadığını da unutmamak gerekir. Bazı olaylar, kendi seçimlerimiz veya kontrolümüz dışındaki koşulların sonucu olabilir.

    Sonuç

    Tesadüfler ve kader arasındaki ilişki karmaşıktır. Hayatımızda bir düzen olup olmadığını veya olayların rastgele mi meydana geldiğini kesin olarak bilmek mümkün değildir.

    Ancak, karşılaşmalarımıza ve olaylara dikkat ederek, hayatımızda bir desen olup olmadığını görebiliriz. Kaderin bir rol oynadığına inanıyorsan, bu inancın amacını ve anlamını hayatına nasıl yansıtacağını düşün.

    Tesadüflerin veya kaderin hayatını nasıl etkilediğine dair kişisel deneyimlerini paylaşmaktan çekinme.

    Yapay Zekanın Yanıtını Genişlet
  • Tesadüf diye bir şey yok bence , Kader kesinlikle insan dua ederek çabalayarak emek vererek kaderini değiştirebilir mi bilmiyorum,

  • Standart (Kopenhag) yorumuyla mikro odaklı kuantum fiziğine göre tesadüf daha doğrusu olasılıklar ve verilmiş dalanma oranları geçerli. Deterministik makro sistemlere göre kader daha doğrusu eşyanın yazgısındaki kesinlik geçerli. Doğada kesinlik ve tesadüf birbirine karışmıştır. Kaos ile düzen doğanın lügatında aynı şeyler. Çeşitlilik, israf, karmaşa, karmaşa içerisinde anlık düzenlilikler tabiatın hem tesadüfi hem de tesadüften doğan belirlenimci karakteristiği. Milyarlarca galaksi ve daha da fazla yıldız sistemi ve gezegen var. Çok büyük bir madde ziyanı ama içlerinden bir tanesinde evreni anlama yetisine sahip zeki varlıklar evrimleşiyor. Öbüründe gayzerler ve buzul altı okyanusları. Bir tanesinde ise tüm bir gezegen elmastan teşekkül oluyor. Atomaltı dünyada ise muazzam bir görsel şölen ve karmaşa var. Sayılamayacak kadar çok parçacıkla aklımızın aynı anda alamayacağı kadar çok patlama ve dönüşüm gerçekleşiyor atomaltı dünyada. İnsanın böylesi devasa bir tabloda yeri çok mütevazi. Kaderin rolü de insan dünyasında yer yer oldukça muğlak. Bilinmezlikler çok. İhtimaller ve kadermiş gibi görünen sayısız aptallık dünyaya hükmediyor.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  •  

  • Tesadüf dediğimiz şey sebep sonuç ilişkilerinden oluşuyor. Kaderin de değişken kısmı yine sebep sonuç ilişkileri içeriyor.

  • Evrenin doğasına tam olarak hakim olmadığımız, hatta ona çok uzak olduğumuz için cevap verilemeyecek soru.

  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt

    Bazen bu gibi eski yorumlarımı bildirimle veya denk gelerek görüp sandığımdan daha zekiyim belki diyorum. Zekam var varsayarsak hem bir nimet hem de lanet gibi işliyor ama bir nimeti lanet taşısa dahi her zaman yoksunluğuna tercih ederim. Yani iyi ki "zekiyim".


    Dünyanın en zor işlerinden birisi zeka kestirmek veya zekayı tanımlamak. Kadere hükmetme becerisi misal çok yerinde bir zeka göstergesi. Ama işleyebilen, potansiyelini pratiğe dökebilmiş bir zekanın göstergesi. Her zeka doğru veya noksan akılla bunu farklı ölçülerde gerçekleştirir. Yine de insanların gerçekten kayda değer sayıdaki kısmının fazla zeki olduğunu ve genel kapasitesinin zeki, zeka sahibi olarak tanımlanmaya yetecek kadar yeterli olduğunu düşünmüyorum. Onlar genelde zekalarıyla değil; değersiz gürültüleri ve manasızca ısrarlarıyla öne çıkıyorlar. Gerçeklikleri reddetmek, gerçekliğe devamlı işlevsiz ya da zarar verici dayatmalarda bulunmak, bir edimin ne getireceğini bildiği halde buna karşı kör olmak, kendi kendine yaptıkların da dahil manipülasyonlara karşı tamamen şuursuz olmak, bir nosyonun veya olgunun içini boşaltıp keyfine göre onu doldurmak bence ciddi zekasızlık belirtileri. Zeka buna mukabil kadere alenen nüfuz edebilen, raslantıların önümüze "kader" olarak getirdiği olumsuzlukların negatif etkilerini minimize edebilen, hayatı ve evreni anlamamızı sağlayan, problem çözebilen çok olağanüstü ve enteresan bir bilişsel aygıt.


    Doğadaki bir unsurun veya bazı unsurların doğayı yazı ve sözle ifade edebilmesi, sözcüsü rolüne bürünebilmesi hayret verici. Adı konmamış, meleksiz veya vahiysiz bir tür peygamberlik gibi. Ama düşünen insanların son tahlilde pusulası her zaman için akıl, zeka ve doğa. Kaderi veya raslantıları başka türlü anlamaya çalışmak gaflet içerisinde çok iyi kurgulanmış bir manipülasyona boyun eğmek gibi. İnsanların dünyası bunun gibi kör edici manipülasyonlarla dolu. Kurguladığımız bir filtre içinde yaşıyoruz.

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    haklı azil mi , değil mi ?
    4 yıl önce açıldı
    Sizce yalan mı gerçek mi ?
    15 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Hocam, zekiliğin sadece yazı dilinde mi yoksa karşılıklı sesli konuşmada hiç teklemeden konuşabilir misin bunları? Mesela İber Ortaylı ve Celal Şengör nasıl çat çat konuşuyor onlar gibi yani. Yazmak ile konuşmak çok farklı oluyor biliyorsun.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Bir kimse sözlü hitabet konusunda başarılı ya da başarısız olabilir. Başarı seviyesine göre zekasını daha iyi sergiler; insanları daha kolay etkileyeceği için kaderine daha kolay hakim olur. Sözlü hitabet zekadan beslenen ama ondan ayrı bir yetenek. Bilhassa antikler için hitabet ya da eski Yunancasıyla retorik geliştirilebilir önemli bir yetiydi; günümüzde de keza öyle. Bu konuda özel bir eğitim almadım ama meramımı veya özümsediğimi anlatabilirim. Yazılı hitabet kalitesinde olur olmaz onu kestiremedim. Vaziyete göre. Aslında pekala yazılı kadar düzenli ve bütünlüklü olmaz. Konuşurken diyalog ve düşünme halinde olduğun için muhatap öznenin girdileriyle veya belki kendi tereddütlerinle kesintiler, duraksamalar, farklı konulara sapmalar kaçınılmaz en basitinden. Yazılı bir mesajlaşma ortamında ciddiyetle irdelenmeye değer bir konuda daha kolay şekilde konu odaklı monolog yapabilirsin.


    Kekemelik de zeka sorunu değil; fiziki faktörler yüzünden vuku bulan bir diksiyon sorunu, belki de bir anksiyete semptomu. Ve kekeme değilim. Bazen dalga geçenler görüyorum ayıplanacak bir şey değil.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.