Şimdi Ara

Türkiye'nin Ekonomisi Nereye Gidiyor??? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
39
Cevap
0
Favori
2.772
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Küresel ekonomi için artık sınırlar kalkmış durumda. Bu durum ekonomisi gelişmiş bir ülke için sorun olmadığı gibi üretimini pazarlayabilme açısındanda elverişli bir ortamdır.
    Fakat ekonomisi gelişmemiş ülkeler için ise mal ve hizmetlere ulaşma açısından olumlu yönü olmasında karşın istihdam açısından aldığı verdiğinden fazla olması dolayısıyla ciddi bütçe açıklarına yol açar.

    Ekonomisi batı kadar gelişmemiş ülkelerin bu ortamda yapabileceği tek şey kendine uygun rolu oynamaktır. Örneğin çin uluslararası rekabeti yapacak finansal gücü ve teknolojiyi kendisinde göremediğinden;

    Üretim yeri ve işgücü olma rolüne bürünerek dünya ekonomisinde yerini aldı.

    İsviçre her zamanki gibi banka rolünde. Kendisini güvenli bölge olarak ilan etmiştir.

    Ara ülkeleri yerli kaynaklarını satarak şimdilik rahat bir yaşam sürmekte.

    Çok yönlü amerikan ekonomisinin en büyük lokomotifi savaş ekonomisidir. O sebeple de pazar yaratmak için fedakarlıktan kaçınmaz. Buna rusya ve çinde dahildir.

    Türkiye karma ekonomik sistem uygulamakta,küresel sermayeye direnmek istesede buna karşı koyamamaktadır. Kaldıki müşteri avrupai bir otomobile binmek istiyorsa devletin bu çağda yapacağı fazla birşey yok o açıdan.

    Öncelikle yapmamız gereken elimizdekilerin ne olduğunu bilmek;

    İşgücü, konumu,turizm olanakları ve dinamik yapısıyla aslında elindekiler hiçte azınsanmayacak durumda.

    Ancak koordinasyon eksikliği, zihniyet (yolsuzluk,tembellik) vs... gibi olumsuz yönlerimiz gelişmemiz önündeki engellerden. Bunun yanında içeride yaşadığımız etnik, ideolojik, kültürel zenginliklerimizi çatışma bahanesi yapabilmeyi başarmış olmamız gibi etkenlerde önümüzdeki engellerden.

    Marjinallikten rant elde etmiş ve erk ini devam ettirmeyi amaçlayan bürokratik ve siyasi yapımızla pek te organize olamamaktayız.

    Yeni nesil eskiden daha beter. Birinin kışkırtıcı sözüyle topluluk içinde gaza gelerek düşünmeye bile ihtiyaç duymadan bir insanı boğacak sürü psikoloji içinde maalesef. Eskiler kadar vicdan da yok artık.

    Dolayısıyla dünya üzerinde ekonomik alandaki rolümüzü yine hep beraber belirleyeceğiz. Bu sadece devletin sorumluluğu değil. Toprktan aldığının hepsini yiyen çiftçi toprağa yatırım yapmalı, baba mirası şirketlerin başına işi bilen insanlar konulmalı ve egodan uzak durulmalı, toplumsal savurganlıktan kaçınılmalı, her türlü yolsuzluk affedilmemeli.

    Tüm bunları başaramamışsak zaten bunları başaranların layık olduğu yaşam tarzına ulaşacak kapasite bizde yok demektir. Eğer elimizde olmadan bu olmuşsa önümüzde başarmayı engelleyecek birşeyde yok.

    Biz hiç toplum olarak bir hedef peşinde yürüyemiyoruz. Herkes bi kenardan çekiştiriyor. Bunu deneyemedik henüz. Deneyebilseydik eminim başarabilirdik.

    Eğer deneyemiyorsak, denediğimiz halde yinede olmuyorsa sorun yine hepimizde; fazla kasmanın anlamı yok.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: mehmetpara


    quote:

    Orjinalden alıntı: irish

    Ben çok fazla anlamam ekonomi olayından. ancak kıt aklımla şu yorumu yapabilirim:

    Ben yerli üretimin desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
    Bizlerde toplum olarak yabancı ürün hastalığı var.
    aynı kalitedeki ürünün bile yerlisini tercih etmiyoruz.
    ben elimden geldiğince yerli ürünler kullanmaktayım.
    Ancak bu kişisel olarak fayda etmez, toplum olarak bu konuda duyarlı olmalıyız.


    Bence kendine haksızlık etme gayet güzel bir düşünce bunu uygulayabilsek cari açığımız artmaz, ama bu dediğini de uygulamak için üretim yapmamız gerekiyor bizde üretim yapmadığımız için ithal malları almak zorunda kalıyoruz. Mesela Arçelik, Vestel gibi Türk firmaları ürettikleri ürünlerin çoğu parçasını yurtdışından getirtirler, bizde Türk malı sanıp alırız ama burada sadece getirilen parçaların montajı yapılır, yani Türk malı değildir.



    Sana bir örnek vereyim:
    Ben bir üniversitede memurum.
    Zımba teline bakıyorum arkasında "made in germany" ,
    pilot kalemler " made in japan" ,
    tükenmez kalemler "made in china" ,
    kağıtlar "made in bilmemne" ,
    tonerler desen zaten yabancı...

    Bu saydıklarımın içerisinde üretilemeyecek birşey var mı? Zımba teli dediğin nedir ki! Bunu bile dışardan getiren bir ülkenin kendi kurumu bunu yaparsa vatandaş ne yapsın ki?
    Ben bunları yaşadıkça içim kan ağlıyor.
    Bunları kendi üretse bir çok insana iş imkanı sağlamış olacaksın.
    İşimiz çok zor...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Cem

    ekonomi maliye vs. bakanı açıklama yaptı, ekonomimiz 2001 krizinden 5 kat daha şiddetli krizlere dayanıklıdır dedi. Dyanıklı olan ekonomi değil bizleriz.


  • Sadece Türkiye'nin değil dünya ekonomisi nereye gidiyor?
  • @Drazy

    Güzel bir yazı yazmışsın umarım bir gün bu dediklerini uygulayabiliriz, ama bu dediklerine bence birazda devletin teşvik etmesi gerekiyor ama onlar cebimizi nasıl doldururuz diye düşündüğü için iş bizlere kalıyor.

    @irish

    Haklısın o dediklerini bile üretemiyoruz.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: metalok

    İsimlerini hatırlamıyorum.
    Birkaç ülke vardı; İMF'yi kovup kendi bildikleri yoldan giden ve düzlüğe çıkan...
    Sanırım biri Brezilya olacaktı.

    Bizim ekonomi borç ekonomisidir.
    Sıcak para denilen şeyde yatırım ağırlıklı değil ülkenin mevcutlarının zapdedilmesi olayıdır.

    En basiti örneği; siz bir aile babasısınız. Maaşınız 1000 lira, borcunuz 5000liradır. Maaşınız sadece günlük ihtiyaçlarınıza yetmektedir. Tasarruf edememektesinizdir. Yani borcunuz için bir kenara para da ayıramıyorsunuz. Ama günü gelen ödemeleriniz var. Bunlarıda sürekli komşudan yada akrabalardan aldığınız borçlarla finanse ediyorsunuz. İşin en önemli kısmı siz birde lüks yaşam sürmeye çalışıyorsunuz.
    Bu kadar yeter...

    Şimdi bir düşünelim bizim bu ufak ailenin sonu ne olur??
    Batar dayanamazi, belli bir süre sonra alacaklılar kapıya dayanır, hacizler gelir.

    Ellerindeki malları (tv, bilgisayar, klima...) ucuz ucuz satarlar ki borçları ödemeyi bırakın çevirebilsinler(ertelesinler)
    Bizde telekomu, limanları ve birçok kurumu satmadık mı? Sattık!
    Peki bunlar ile yatırım (fabrika) mı yaptık? Hayır borç ödüyoruz (borcun faizi daha doğrusu)

    Arkadaşlar durum budur...
    Vallahi yazarken sıkıldım, utandım...


    bundan daha iyi anlatılamazdı sanırım




  • @metalok

    Size katılıyorum. Arkadaşımız dediği gibi bundan daha iyi bir anlatım olamazdı heralde
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ß.m.Ø

    Bugün Türkiyede bankacılık sektöründen tutunda, IMKB'e kadar hemen hemen tüm finansal merkezler dış etkilerle yönlendirilmektedir. Batının Türkiye üzerindeki yeni savaşı top-tüfek yerine sosyolojik ve ekonomik etkenlerle başlatıldı ve bizim tarafımızdan çok acı bir şekilde sürdürülmekte. Olayın sosyolojik boyutunda Türkiye Cumhuriyeti'nin 23 sonrası sağladığı kazanımlar, ulusalcılık kavramı yerini ılımlı islam ve ümmetçiliğe bırakırken bir taraftandan kontrolü daha kolay bir Türkiye yaratılıyor. Keza toplumun kafasındaki ULUS kavramı siliniyor. Küreselleşme bir kardeş gibi bağlı olduğu yerelleşme kavramı ile birlikte topluma adeta enjekte ediliyor. Yavaş yavaş yerel yönetimler güçlendiriliyor. Devletin kolluk kuvvetlerinin sağlaması gereken hizmetleri, belediyeler sağlamaya başlıyor. (Bkz. Zabıta'nın polisin görevlerini yapmaya başlaması) Yakında bu ülkede özerk bölgeler olacak, bundan adım gibi eminim. Ve inanın bana bölünmüş bir ülkeyi sömürmek çok daha kolaydır. Heleki halkı kendi değerlerini kaybederek, ılımlı islam adı altında uyutulmuş ve kuklalaştırılmışsa..

    Bu noktada Batı'nın büyük tekelleri devreye giriyor. IMF-Dünya Bankası yada başka isimlerle ülkenin iç siyasetide yönetim altına alınmasıyla artık önlerinde hiçbir engel kalmıyor. İşte size yeni SEVR!!

    Batı bu din temelli sömürüyü pekçok ülkede yapıyor. Hatta aslında kapitalizmde din ile besleniyor. Bush Irak'a giriyor. Tanrı istediği için girdik diyor. Tanrı istediği için sömürüyor, saldırıyor, milyonları öldürüyor. Ve bunu DiN kısvesiyle meşru kılıyor. Çünkü ABD halkının 3te 2'sinin IRAK işgaline hayır demesi birşey ifade etmiyor. Egemenlik milletin değil, Tanrı'nın.. Hatırlarmısınız, çok değil 3-5 yıl önce R.T Erdoğan ne demişti? "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyorlar! Peeh! Egemenlik kayıtsız şartsız Allah'ındır.."
    Fakat biz ve ABD arasında bir fark var. Onlar din kapitalizmin en büyük destekçisi ve onlar olayın KAZANAN tarafında. Sömüren tarafında! Bizler ise olayın kaybedenleriyiz. Ilımlı islam altında sömürülen tarafıyız!
    ABD bu politikayı Güney Amerika ülkelerinde de denedi. Orada da radikal hristiyan bir akım başlatarak yönetimi kontrol etmek istedi. Ama bu politika orada ters tepti. Halk Arjantinin yaşadığı krizden çok büyük dersler çıkardı. Ve sosyalist yönetimlerle bugün ABD ve saz arkadaşlarını ülkelerinden dışladılar. Bağımsız bir şekilde, dimdik ayaktalar! Hatta birçoğu dünyanın ekonomisi en hızlı büyüyen ülkelerinden. Bunu biz neden başaramayalım?..

    Bugün Türkiye çok karanlık bir yola girmiş durumda. Dün "AB hristiyan toplumudur, bizim orada yerimiz yoktur" diyen adamlar bugün devletin en üst noktasında oturuyor ve AB için çabalar gibi görünüyor. AB ise daha üyesi bile olmayan bu ülkeyi çeşitli dayatmalarla kendi istediği yönde şekillendiriyor. Emperyalizm her geçen gün bu toplumu daha fazla esir alıyor.

    Halkımız ise -üzülerek söylüyorum- resmen koyun gibi "Padişahım ne dese haklıdır" diyerek inanıyor, inanıyor, inanıyor...
    2001 krizi sonrası bu ülkede ekonomiyi toparlatan BATI şimdi bu sürecin son safhasına yani sömürü kısmına geçiyor.

    Çevrenize bir bakın... Insanlar kan ağlıyor. Esnaf ardarda kepenk kapatıyor! İşsiz sayısı hergün artıyor. Sahte enflasyon senaryoları her ay yineleniyor! Maliye bakanına sorarsanız milli gelir artıyor. Ama kimse çıkıpta "Peki dış borçlar ne alemde?" demiyor. Çünkü biiyorki derse afaroz ediliyor! Hayat her geçen gün zorlaşıyor. Medya çoktan ele geçirilmiş, memleketin tüm kaleleri satılmış... En kötüsüde bu halk an ve an kendi değerlerine düşman ediliyor! Mustafa Kemal ATATüRK'e, Cumhuriyet'e, Cumhuriyetin kazanımlarına, ulus olma bilincine, ordusuna... Ve herşeyin EKONOMi olduğu bir dönemde bu adeta bitişin başlangıcı oluyor..!!




    Altına imzamı basarım. Resmen düşündüklerimi ve gözlermlerimi yazmışsın.




  • Ekonomimiz ülke istikrarsızlığı yüzünden iyiye gidemiyor. Ayrıca ekonomide farkedilebilir bir düzlme için 10 sene beklememiz gerekmektedir. Ancak şu anki gündeme bakılırsa buhranlı ve çalkantılı günler geliyor gibi görünüyor. Dışa dayalı muazzam bir büyüme yaşadık. İşlerin yavaş yavaş yoluna girmesi için, üretimin daha da canlanması için dışa dayalı büyümenin üretimle dengeye gelmesi için zaman ve istikrar ortamı lazım. Bu da bizde yok.
    Kimse elinde bir sihirli değnek varmışçasına işleri 3 5 yılda düzene koyamaz. Ayrıca IMF'i bir kenara itmek, WTO kurallarını hiçe saymak gibi hayali kahramanlıklar da özellikle Türkiye için şu an yapılabilir şeyler değildir.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ß.m.Ø

    Ekonomi nerede biliyormusunuz?..

    Ekonomi sokaklarda..
    Ekonomi işsiz olduğu için ailesinin yüzüne bakamayan insanlarda..
    Ekonomi kepenk indiren yüzbinlerce esnafta..
    Ekonomi oğluna gemi alan adamda değil, ekonomi gemilerde iş arayan onbinlerde..
    Ekonomi tezgahtarlık yapan üniversite mezunlarında..
    Ekonomi mahalle bakkalında 2 yumurta alırken 10 kuruşu çıkışmayan teyzede..
    Ekonomi açlık sınırındaki milyonlarda..

    Ve ekonomi televizyonlarda gösterildiği gibi pespembe değil!! EKONOMi ZiFT SİYAH!!



    ++++1
    Ekonomi işsiz üniversite mezunlarını üç on paraya köle gibi çalıştıranlarda.
    Ekonomi Dört ekmek için sabahın beşinde halk ekmeği kuyruğuna girenlerde

    Daha doğrusu halkı soyanlarda. ama halkı düşünüyormuşcasına görünenlerde

    kaç gündür forumda buna benzer konuları irdeliyorum ama maalesef bu forumda bu tür konulara eğilen birkaç kişi kalmışız.. yani büyük çoğunluk ya hayatı toz pembe görüyor yada ekonomiyi ben mi düzelteceğim diyor... evet evet sen düzelteceksin oy zamanı oy vererek gerçekleri görerek düzelteceksin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi engin_er_26 -- 24 Mart 2008; 18:11:17 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: homo_sapiens

    Ekonomimiz ülke istikrarsızlığı yüzünden iyiye gidemiyor. Ayrıca ekonomide farkedilebilir bir düzlme için 10 sene beklememiz gerekmektedir. Ancak şu anki gündeme bakılırsa buhranlı ve çalkantılı günler geliyor gibi görünüyor. Dışa dayalı muazzam bir büyüme yaşadık. İşlerin yavaş yavaş yoluna girmesi için, üretimin daha da canlanması için dışa dayalı büyümenin üretimle dengeye gelmesi için zaman ve istikrar ortamı lazım. Bu da bizde yok.
    Kimse elinde bir sihirli değnek varmışçasına işleri 3 5 yılda düzene koyamaz. Ayrıca IMF'i bir kenara itmek, WTO kurallarını hiçe saymak gibi hayali kahramanlıklar da özellikle Türkiye için şu an yapılabilir şeyler değildir.



    Çok merak ediyorum kim soktu aklınıza bu 10 yılı?Her yerde bunu yazıyorsunuzda.Ayrıca hangi büyümeyi yaşadık? Ne büyümesi?İhracatımız mı var ?Ben limanda calısıyorum ve o giden gelen malları hep görüyorum.Evet dışarı gemiler gidiyor,maşallah konteyner dolu gemiler ama nedense hep boş konteyner gidiyor.Ne tuhaf.Sonra o boş konteynerler dolup dolup ithalat olarak geri geliyorlar

    Türkiyede son 3 yılda 33 önemli yer Türk olmaktan çıktı.Ya Lübnanlılara ya Araplara ya da ona buna.Satılanların içinde bir tane Türk yok.Ekonomi yabancıların elinde,Türk bankasımı kaldı?Hangi büyümeden bahsediyoruz?

    Böyle giderse 10 yıl sonra bir manda altında belki her şey düzelir ama bizim söz hakkımız olmaz onlar büyür büyür,bizi de altlarında ezerler.Biz de AmerikanTürk oluruz belki ne dersiniz ?




  • Beyaz Kartal kullanıcısına yanıt
    10 yıl önce yazılanın aynısını bugün için yazabilirsiniz.10 yılda bütün adımlar atılabilirdi.Ama bir arpa boyu yol gidememişiz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Beyaz Kartal

    Türkiye’nin ekonomisi nereye gidiyor bunu tartışalım arkadaşlar

    Sizce Ekonomimiz doğru yolda mı gidiyor, yoksa 2001 krizinden daha büyük bir krizmi bekliyor bizi???
    Eğer doğru yolda gitmiyorsak ekonomimizin gelişmesi ve yeni bir kriz çıkmaması için ne yapmalıyız???
    IMF’i bu ülkeden gönderip kendi başımıza bir ekonomik program mı uygulamalıyız yoksa IMF ile yola devam mı etmeliyiz???

    Ülkemiz için en doğru olan ekonomik programın ne olduğunu veya uygulanan program üzerinde ne gibi değişiklikler yapılması gerektiğini tartışalım.

    Lütfen arkadaşlar, herkesin görüşlerini bekliyorum teşekkürler.


    AKP'lilerin çok güzel gidiyor demelerine bakmayın ekonomi çok kötü gidiyor domatesin kilosu 6 TL olmuşken bu nasıl güzel giden bir ekonomi anlamak mümkün değil

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Milli ekonomi sistemi şart .

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ekonomi bugünün şartlarında sadece ülke olarak ele alınmaz. dünya bir köy olmuş. ülke ekonomnisi mi olur.
    hayat şartlarının düzelmesi için insanlara devamlı gelir gerekiyor. bu da iş imkanıyla olur. iş imkanı demek üretim demektir. ana maddesi dışarıdan gelse dahi ülke içerisinde kurulu bir fabrika bir çok kişiye iş imkanı sağlar. fabrikaların çalıştığı bir ülkede gelir artar. artan gelir satın alınan parçaların içeride üretme çabasına imkan sağlar. yerel üretim arttıkça ekonomi düzelir.

    ticaret

    her şey gibi ticaret anlayışı da değişti. artık hemen her şey netten alınabiliyor. türkiyenin artık network marketing sistemine adapte olması gerekiyor.

    yerli üretimi destekleyeceğiz
    network marketingle kullandığımız ürünlerden gelir elde edeceğiz.
    ikisini aynı anda sunan türk firması var mı dersen var

    https://www.ersag.com.tr/index.asp
    üye olun kullandığınız ürünleri satışına aracı olun kazanın
    sponsor no: 1378307




  • Ekonomik bağımsızlığın elden gidiyor şuan.
  • Dolar ve faiz birlikte artarsa düzlüğe çıkarız. Tabi ki acı çekeceğiz her türlü. İthal mal kullanamayacak duruma gelmeliyiz ki üretmek zorunda kalalım. Bu çok uzun bir süreç olacak ama.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: k2fg9

    Dolar ve faiz birlikte artarsa düzlüğe çıkarız. Tabi ki acı çekeceğiz her türlü. İthal mal kullanamayacak duruma gelmeliyiz ki üretmek zorunda kalalım. Bu çok uzun bir süreç olacak ama.
    Üretmek keşke tek başına bir mesele olsa. Üretebiliriz. İşimize yaramaz. Önemli olan katma değeri olan ürün üretmektir. Bu vizyonla bu seviyeye erişip de katma değeri olan ürün üretebileceğimizi sanmıyorum. Bakışı değiştirmek gerekiyor.
  • Ekonomi er veya geç düzelir. Sıkıntı şu; gıda,yiyecek,teknoloji fiyatları düşer mi? Bence düşmez, çünkü esnafı olsun, para babası olsun indirim yapmaya yanaşmıyor. Sonuç olarak geçen sene 75 kuruş olan gofreti 1.50'a alıyoruz.

    Edit; imla.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Negidales -- 20 Kasım 2018; 13:7:13 >
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.