İyi okumalar size, bol bol okuyun. Mükemmel bence şu anlattıklarınız. < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
Türkiye şartlarında çok kitap okumanın verdiği yalnızlaşma (2. sayfa)
![](/static/forum/img/downicon.png)
![](/static/forum/img/upicon.png)
![](/static/forum/img/close.png)
-
-
Toplumun ahlaki çöküşü demişsiniz hocam merak ettim toplum daha önce iyiydi de belli bir zamandan sonra mı çöktü? Yoksa buradaki bahsedilen toplum ideal ütopik olmayan toplum mu? Bence toplum hep böyleydi sadece kafamızdaki ideal topluma uymuyor..
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Peki içlerinde içinizi en çok ısıtan felsefi yaklaşım hangisi? Stoacılık mı? Schopenhauer'ın karamsarlığı mı? Nietzsche'in üst insancı yarı çilekeş yaşam sevinci mi? Hegel idealizmi veya Freudyen, Jungyan vs bir psikanalizm mi? Burada bahsedilmemiş bir felsefe de olabilir. Yoksa ben her yaklaşıma karşı eşitim, beni en çok ısıtan en genel şekliyle her şeye dair düşünsel faaliyet olarak felsefenin ta kendisidir mi dersiniz?
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
feynman dediğiniz insan boş insanlarsan hoşlanmamazlık yapmazdı ki davul çalmayı bile çok severdi üst kat komşusuna davul çalardı. Vegasa gidip poker oynardı. Kızlarla takılmayı da severdi.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Hocam kapitalizm dünyayı bireyselleştirdi maalesef.
Şöyle örneklendireyim aile binasında büyüdüm ben
2010 larda haftada iki gün tüm bina bir evde toplanır çay içer yemek yerdi
Şu an yapılmıyor.
Etik kurallar vardı birinin ailesi memlekete gitti misal olarak o hemen binadan biri tarafından yemeğe davet edilirdi.
Şu anda olduğu gibi teşhircilik yoktu
Şöyle örneklendireyim bunu da
Eski cerrah olan bir müşterim var
Plastik cerrahi diye geçiyor sanırım alanı göğüs estetiği yaparken minimal kesikleri 1 cm 2 cm gibi internete yüklüyor yani bundan istesen tahrik olamazsın makina ile yakınlaştırarak oluyor olay zaten organın diğer bütünü yok görüntüde
Instagram bunu müstehcen diye kaldırıyor
Ama göğüs açık bir şekilde ten rengi kıyafet giyen +18 starlarını yayınlıyor :)
Ve yine eskiden halk benim yaşadığım mahalle diye söyleyeyim yoksulları kolluyordu şimdi vurun abalıya oldu :)
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Elimde olsa hepsine eşitim derdim ama bence doğamız gereği illa ki bir yere daha fazla eğiliriz
Ben insanları artık geçmişinden tutup bütün olarak ele alıyorum yaptığı iş veya işler vb hepsi olgunlaşma veya gerilemede öncü oluyor bence
Schopenhauer çok realist gelmiştir her zaman bana oyüzden çok seviyorum fakat feminist bir aileden dünyaya gelmesi ve annesinin ne iyi bir anne ne iyi bir eş olmaması schopenhauer ı etkilemiş kadınlara öfke dolu bir adam :) bunu da yanlış buluyorum ama bütünüyle ele alınca yaşamı gereği o tarafa itilmesi normal geliyor
Stoacılık en benimsediğim ve bu devirde işime yarayacak olan felsefe çünkü gün içinde benim öfkemi kabartacak aşırı şey yaşıyorum. Uygulanabilirliği tartışılır ama en azından okuyup içselleştirince daha dingin oluyorsun işim gereği çok ihtiyacım oluyor
Seçim yapamam hepsini benimsiyorum ama schopenhauer ve stoizm bana daha yatkın gibi
Nietzsche de haklı bence üst insan olayında daha doğrusu şöyle diyeyim
Tamamen olmasada kısmen haklı bu sonuca şöyle ulaştım.
Çocukluğumdan beri komşu esnafta çalışan çok iyi çalışan bir abi vardı hâlâ da var
Asgari ücret alıyor ki ben asgari ücrete karşıyım personellerime asgari ücret vermem.
Yanıma alma girişiminde bulunmadım hiçbir zaman bu abiyi etik değil diye
Ama başka esnaflar haline üzülüp çağırdı ve aldığı maaşın 2 katı kadar teklif etti
İşverenimi satmam diyerek asgari ücrete devam ediyor akşama kadar yük taşıyor
Bu olay önceden hep tuhaf geliyordu şahıs olarak davranış patentleri evlisin kiranı ödeyip zor geçiniyorsun ve böyle gurur yapıyorsun.
Sonucunda bakmakla yükümlü olduğu yeni doğan bebeğin bile yaşam konforunu düşüyorüyor
Anlatmak istediğim Nietzsche nin bahsettiği gibi insan kendini aşarsa insan diyemeyiz bence fakat insanlar zaten üst insan zihni ve alt insan zihni olarak her durumda ayrılıyor
Üstteki örnekteki personel olayı gibi patronu güleç tavlıyor durmadan üst insan patronu oluyor
Daha da yazardım da yoldayım şu an :)
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Selamlar herkese,
Okuduğum kadarıyla seviye olarak sosyal bilimlerde hepinizi elit sayabilirim.
Felsefeye ait olan ilgim liseden başladı, o zamanlardan beri insanların ilkokuldan beri 5 tane zorunlu ders olacaksa bir tanesinin felsefe olması gerektiğine inanıyorum.
Sizin aksinize tam olarak sosyalleşme yaşımda orta ciddiyette bir kaza geçirdim, bu durum yaklaşık 5 senemi etkiledi ve bu sosyallik algımın yeteri kadar gelişememesine sebep oldu. O sebepten kendimi geliştirebilmek için iletişim ve yabancı dil üzerinden çokça ilerlemeye çalışıyorum; karşı cinsimle gündelik muhabbetlerde sıkıntı yaşamıyorum ancak onların iletişim kurarken dikkat ettikleri detaylar konusunda her seferinde eksik kaldığımı onlar da ifade ettiler zaten. (Kitap önerilerine açığım bu konu için)
Neyse konuya dönelim; günümüz insanlarının yaşama gayesinin ne olduğu konusunda düşündüğümde benim yaş grubum için cevabı hazcılıkta ve bunun ortaya çıkardığı bencillikte buluyorum.Yurt dışında bulunurken de aynı olayı gördü.
Kendimi dindar olarak ifade etsem yanlış olmaz, o sebeple gaye sıkıntısı yaşamıyorum.
Tüm bu yaşam gayelerim de arkadaş bulmamda zorluk çekmeme sebep olduğunu düşünüyorum, bu yüzden sizinle aynı hissettiğimi ifade etmek istedim.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
felsefe çok boş iş, antik dinler bile daha mantıklı en azından insanlara huzur vermiştir felsefe safi kayıp
-
showunuzu başka yerde yapın burası konu dışı.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Carl jung arketipler insan kişilikleri hakkında bilgi verir senin sorununa yardımcı olur mu bilemedim
Portal ( YouTube kanalı ) podcast yapmıştı bunu YouTube'a bakabilirsin istersen
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
İlginç hikaye bence önce ailesini düşünmesi gerekirdi ama neyse yorumda bulunmayayım. Başka bir takım dinamikler söz konusu olabilir.
Evet, stoisizm veya stoik terbiye bana da pratik hayatta çok işlevsel geliyor, "doğayı izle" natüralist hükmüyle tamamen rasyonalist paradigmasını içsel olarak çelişkili bulsam da. Çünkü doğa rasyonel değil. Bilakis irrasyonel. Zaten rasyonalist olmayan Nietzsche de Stoiklere buradan saldırır. Bu elemanlar akıl akıl deyip bir yandan deliliğin, taşkınlık, ölçüsüzlük ve akılsızlığın her türlüsünü barındırabilecek doğayı örnek alın diyor.
Schopenhauer, Nietzsche vb alayı cinsiyetçi. Ama bu da dediğiniz gibi ailevi sorunlarla ve biraz da 19.asır Alman toplumundan aldıkları koşullanmalarla ilgili. Farklı bir bağlamda nasıl insanlar olacaklarını bilemeyiz. Bizi bence daha çok fikirleri ilgilendirir. Cinsi tavırları değil. Gerçi fikirlerinin belirli bir kısmı cinsiyetçi ama olsun. :)
Dediğimi absürt bulabilirsiniz ama bence eşit yaklaşabilmek de, bir yana eğilim gösterebilmek de aslında karakterimizde birbirine paralel giden yatkınlıklar şeklinde var. Eşit yaklaşmak da aslında oldukça karakteristik bir yatkınlık, bir duruş takınma tarzı. Evrendeki o cüzi yerini bilip özsaygısı esasında görece düşük ve kırılgan birisi olarak muhtemelen kendimi biraz olsun özel görebilmemi veya hissetmemi sağlayan nadir yatkınlıklarımdan. Kısaca kendimi kandırmaya çalışmadan mümkün olduğunca eşit mesafede durmakla gurur duyabilirim. Bir tarafı tutuyorsam da bunu açıkça fikrimde söylüyorum veya fikrimin kendisiyle ortaya koyuyorum. Bunlara tezat müdanasız tarafımın da başlıca kaynağı tavrımın bu görece eşdeğer mesafeliliği.
Böylece yalnızlığı ortaya çıkaran unsurlar bir arada sizi ancak çok ufak bir azınlığın sahip olabileceği bir mantalite ve dünya görüşüyle "yalnız" kılan oyunlarını sergilemiş oluyorlar. Bir yandan dünyayı ancak çok ufak ve özel bir azınlığın buluşları ve fikirleri döndürüyor. Herkes prensipte onların temelini attığı şeyi izliyor. Ampul ve içten yanmalı motordan telefon, bilgisayar ve internete kadar akla gelen her şey genelde özel düşünen akılların ürünü.
-
Çoğu söyleminize katılıyorum.
Anlattığım komşunun yaşamına bizzat şahidim. Yorum yapmak bize düşmez tabii ama ders çıkarmak için bu haddi kendimde buluyorum.
Şöyle salt gözlemim bazı insanların sadece bedeni çalışır.
Schopenhauer veya kierkegaard şöyle diyordu hangisi emin olamadım.
Çok yakışıklı ve cüsseli zengin bir ailede doğan arzularını kolay elde eden bir birey zihnini çok çalıştırmaz çünkü hazsal arzulardan sıyrılıp çıkamaz.
Bu komşu olayında kısmen bu durum var. Çocukluğumdan beri gözlemliyorum ilk başlarda akıl verir kızardım.
Felsefe okuyunca şunu gördüm.
Yükselmek için bir çabası yok sorumluluk istemiyor. Sadece şu koliyi şuraya taşıyayım olay bitsin mantelitesi var.
Üzgünüm ki babasız büyüyen biri bunun çocukluktan zihnine kodladığı dolaylı yollardan söz dinleme olayı var
Yani akraba ve çevre tarafından doğru yola sürekli itildiği için bir süre sonra kendisine verilen komutlara itaat gözlemliyorum.
Bedensel olarak güçlü olduğu için yapması en basit ve en sorumsuz konuda kendine yer edinmiş konfor olarak görüyor ve bozmak istemiyor.
Bu şahsi fikrim.
Eşitlik konusunda şöyle yaklaşacağım
İnsan eşit olduğunu düşünebilir. Ama özünde kendi doğası yetişme şekli neye yatkınsa içsel olarak oraya eğimlenir.
Misal schopenhauer da kadınlara karşı fikirlerini doğru ve orantılı bulmasa yazmazdı...
Yani sizin şahsi olarak kendinizi eşit görmeniz içsel olarak mümkün değil bence.
Dışa aktarım eşit olabilir ama gün sonunda uyurken zihninizin bir tarafa sarılıp uyurken diğer tarafı ittiğini hissedebilirsiniz bence :)
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Sosyal çevre; hayatımızı belirleyen en önemli faktör.
Fanusun içinde yaşıyoruz. Evrim, her daim bizi geliştirip değiştirmeye devam ediyor.
100 sene sonraki ahlak algısı ne gibi değişimler yasayacak?
Dahi bir insan olmanın standardı var mı mesela?
Ben 18-20 li yaşlarda kendimi çevremden hep farklı görürdüm.
Herkesle oturup sohbet etmezdim, etmek istemezdim.
Ama yaş 30 lara gelince insan da değişiyor. Fikirlerim genel olarak aynı kalsa da insanlara karşı daha fazla tolerans göstermeye basladım. Normalde muhabbetinden nefret ettiğim konularda insanlar ile konuşmaya başladım.
Herkesin hayattan istediği şeyler farklı sonuçta.
Kendimi eskisi kadar entelektüel, bulmuyorum
Bence size verebileceğim en iyi tavsiye, insanlardan kendi seviyenize olmasını beklemenin büyük bir hata olduğu gerçeği.
Kendiniz, çevreniz hayatın kendisi tamamen farklı olmalı ki yaşanabilir olsun. Özgürlüğün tam olarak tanımı bu bence
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Hocam bunu bende yapıyorum ama mecburiyetten
Sen nasıl tahammül edebiliyorsun ?
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Bir dönem aşırı yalnızlaştım. Bu yalnızlık beni derin bir depresyona doğru sürüklemeye başladı. Bunun farkına vardığımda sosyalliğin, hayatın zincir bir parçası olduğunu fark ettim ve aydınlanma yaşadım diyebilirim.
Bırakın insanlar, istedikleri gibi yaşasınlar, istedikleri gibi düşünsünler. Hayattan zevk almaya çalışın, olağan akışı değiştirmeye çalışmak imkansız. Toplum, yeri geldiğinde sizin arzu ettiğiniz şeklini alacaktır. Ama bu son olmayacaktır. Değişmeyen tek şey değişimin kendisi
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Sigmund Freud kitaplarına başlamayı düşünüyorum
Tavsiyesi olan varmı ? Rüyalarla ilgili kitabı ağır diyorlar...
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Up
Rapor veriyorum
William Shakespeare okumaya başladım
Hamlet ve othello aldım hamleti bitirdim ve hayran kaldım.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Up
Goerge orwell 1984 başladım
Kendimi inşa etmeye devam
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
İyi okumalar.
-
George orwell hayvan çiftliği yeni kitabım
1 hafta içinde bitirmeyi düşünüyorum
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X