TÜRKİYENİN DÜNYAYA ENTEGRE OLAMAMA SORUNU(ANKETLİ) (3. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: brk-bjk

Tamam belki turk marksasi adamakilli yok ama Dunya ekonomisinde ozellikle otomotiv sanayii,insaat,hazir giyim ve gida konusunda markalasma olmasa da dunya agzimizin icine bakiyor

quote:

Orijinalden alıntı: reactor1111

quote: Orijinalden alıntı: Rising_Sun Size bir hikaye anlatayım..Üni'de hocamız anlatmıştı..Türkiye ithal ikameci sanayi stratejisi uygulamaya kalkmış 60'larda..Örneğin Avrupada imal edilen tv'nin aynısını, tüm parçalarıyla ülke içinde üretmek istemişiz..Teknolojik bir stratejiymiş..Neyse seneler geçiyor biz tv'yi yapıyoruz tüm parçalarıyla..Tv'yi tam tanıtımını yapıcaz, teknolojisi geri kalıyor ve hiç duyurulmadan rafa kalkıyor proje..Devrim arabası yapıyor, benzinini koymayı düşünmüyoruz.. Diyeceğim o ki prestiji sağlayacak ne bir planımız, ne de vizyon sahibi insanlarımız gerekli yerlerde değil..Vizyon sahibi çok insan var ama malesef ülkedeki patronlar ya mason, ya da hasbel kader zengin olmuş, montaj ve ticaretçi tipler..Hiçbirinde ulusal çıkar yok, bencil aile çıkarlarını korumak var..Özellikle otomotiv sektöründe kendi arabalarımızı üretemememiz şaka gibi..Uçak vs demiyorum, araba..Teknolojisi çok yavaş ilerleyen bir sektör..Bir kere motor yap, para kazanıp içten içe büyürsün mesela..Senelerce tofaş araçların muazzam karlarla satılması gibi..Ama işte malesef ülkemizdeki patronlar, yurtdışıyla işbirliği yapıp lisans yoluyla uluslararası firmaların ameleliğini yapıyorlar..Liberal oldukları için, yurtsever olmadıkları için..Prestij diye birşey nasıl olacak bişey üretmezsen..Vestel, Beko, Arçelik diyoruz, devlet teşvik vermese, Çin'den getirdikleri parçaların sadece montajını yaparak kazandıkları paraları kazanamaz, gider Çin'de üretirler..Teşvikler neticesinde ülkeye pek bir faydaları olmuyor, istihdam dışında..Devletin montajı özendirecek teşviği bile vatana ihanettir, devlet teknoloji geliştirmeye teşvik vermeli, ara parça üretimine teşvik vermeli, biz Çin'e parça satmalıyız..Ulusal zenginlik böyle olur, prestij de..Diğer türlü cari açık içinde can çekişirsin, ülkeni bölerler..Şimdilerde olduğu gibi..

o kadar kolay değil işte. tamam ürün imal ettim diyelim bunu nereye pazarlayacaksın? sadece ülke içerisine mi? malesef tüm pazarlar bir kaç ülkenin tekelinde. seni pazara sokmak istemediklerindede pazara sokmuyorlar... bunun örnekleri çok. gazetelerin ekonomi sayfalarını okursanız göreceksiniz.
çok kaliteli ve ucuz mal üretmedikten sonra (hoş bunu yapsanız bile şansınız düşük) herhangibir sektörde rekabet edemez bu ülke.

quote:

Orijinalden alıntı: Rising_Sun

quote: Orijinalden alıntı: reactor1111 quote: Orijinalden alıntı: Rising_Sun Size bir hikaye anlatayım..Üni'de hocamız anlatmıştı..Türkiye ithal ikameci sanayi stratejisi uygulamaya kalkmış 60'larda..Örneğin Avrupada imal edilen tv'nin aynısını, tüm parçalarıyla ülke içinde üretmek istemişiz..Teknolojik bir stratejiymiş..Neyse seneler geçiyor biz tv'yi yapıyoruz tüm parçalarıyla..Tv'yi tam tanıtımını yapıcaz, teknolojisi geri kalıyor ve hiç duyurulmadan rafa kalkıyor proje..Devrim arabası yapıyor, benzinini koymayı düşünmüyoruz.. Diyeceğim o ki prestiji sağlayacak ne bir planımız, ne de vizyon sahibi insanlarımız gerekli yerlerde değil..Vizyon sahibi çok insan var ama malesef ülkedeki patronlar ya mason, ya da hasbel kader zengin olmuş, montaj ve ticaretçi tipler..Hiçbirinde ulusal çıkar yok, bencil aile çıkarlarını korumak var..Özellikle otomotiv sektöründe kendi arabalarımızı üretemememiz şaka gibi..Uçak vs demiyorum, araba..Teknolojisi çok yavaş ilerleyen bir sektör..Bir kere motor yap, para kazanıp içten içe büyürsün mesela..Senelerce tofaş araçların muazzam karlarla satılması gibi..Ama işte malesef ülkemizdeki patronlar, yurtdışıyla işbirliği yapıp lisans yoluyla uluslararası firmaların ameleliğini yapıyorlar..Liberal oldukları için, yurtsever olmadıkları için..Prestij diye birşey nasıl olacak bişey üretmezsen..Vestel, Beko, Arçelik diyoruz, devlet teşvik vermese, Çin'den getirdikleri parçaların sadece montajını yaparak kazandıkları paraları kazanamaz, gider Çin'de üretirler..Teşvikler neticesinde ülkeye pek bir faydaları olmuyor, istihdam dışında..Devletin montajı özendirecek teşviği bile vatana ihanettir, devlet teknoloji geliştirmeye teşvik vermeli, ara parça üretimine teşvik vermeli, biz Çin'e parça satmalıyız..Ulusal zenginlik böyle olur, prestij de..Diğer türlü cari açık içinde can çekişirsin, ülkeni bölerler..Şimdilerde olduğu gibi.. o kadar kolay değil işte. tamam ürün imal ettim diyelim bunu nereye pazarlayacaksın? sadece ülke içerisine mi? malesef tüm pazarlar bir kaç ülkenin tekelinde. seni pazara sokmak istemediklerindede pazara sokmuyorlar... bunun örnekleri çok. gazetelerin ekonomi sayfalarını okursanız göreceksiniz. çok kaliteli ve ucuz mal üretmedikten sonra (hoş bunu yapsanız bile şansınız düşük) herhangibir sektörde rekabet edemez bu ülke.

Güney Kore'nin kendini dünyaya nasıl kabul ettirdiğini ve 1970 senesine kadar, Türkiye-Güney Kore arasındaki gelişmişlik farkını gördükten sonra, Güney Kore'nin bu kadar ilkellikten bu farkı kapatıp kendi lehine uçurum yarattığını gördükten sonra bana herşey vız gelir..Dünyada seni ezecekler diye birşey yok, Avrupa Birliği diye 40 sene bir taraflarını yalayıp kendini rezil edeceğine, kursaydın Türk Birliğini..Türki cumhuriyetlerin dünya üzerindeki nüfusu çok büyük ve Çin gibi bir yüzölçüme sahip toplamda..Özal'dan nefret ederim, Türkiye'yi dediğin güçlerin kucağına bıraktı ama öldürülme sebebi budur, Türki Cumhuriyetlerle birlik kurma hayali ve yaptığı sıklaşan ziyaretler..Bu yüzölçümde çıkmayan yeraltı zenginliği yok, Azerbaycan dünyaya petrol veriyor, Türkiye bor..Detaylara gerek yok, ben ayrıca Atatürk'ün şu lafını bilirim, biz kimseye kendimizi kabul ettirmek için uğraşmayız diyor, bizi isteyen gelir teklif yapar diyor. Dünyada milletler cemiyetine ''davet'' gönderilerek kabul edilen tek ülke de Türkiye'dir..Hani o 1930'larda uçak imal edip Avrupaya ihraç eden ülke..Şimdi kalmış birkaç mason köpeğin eline, halk geleceğine ihanet ediyor, içeriden susturulmuş halk, bu yüzden haklısın diyorum..

quote:

Orijinalden alıntı: JestemLordem

kendi içimizde yorum yapılıyor ama bir de yurtdışından bakış açıları sorulsaydı. birincisi, örneğin bir finlandiyalı ile bir bosnalının türkiyeye bakış açısı farklıdır. adamın senin coğrafyanla alákası yoksa, seninle pek içli dışlı olmuyorsa filan ancak duyduğu kadarını bilir. ki duyduğu şeyler de muhtemelen olumsuz şeylerdir. finlandiyalının türkiye hakkında bildiği şeyler kısıtlıdır, işte ab mevzuları, hadi varsa ihraç edilen türk malları, futbol ve terör.böyle bir ülkede türkiye kötü bir imaj çizecektir. ama mesela bir bosnalının türkiyeye bakış açısı çok farklıdır. mesela birkaç boşnak arkadaşım var, istisnasız hepsi türkçe biliyor. öğrenmek zorunda değiller ama öğreniyolar. oraya ihraç edilen yığınla türk malı var, yugoslavya iç savaşında türk ordusunun sırp hedefleri bombalamasından tutun da köylü halka insani yardımlarına, askeri olarak ordu yardımlarına kadar türkiye onlar için koruyucu, abi devlet. türkiye o ülkede bayağı bir prestijlidir mesela.
ama entegre konusunda ise türkiyenin dünyanın bilinen öncü devletlerinden biri olma yolunda ilerlediğini görüyorum. en azından yurtdışındaki türkiyeyle alakası olmayan arkadaşlarımdan bunu gözlemliyorum. türkiyenin medeniyetin gerisinde kaldığı da iddaa edilemez ama tam o seviyeye de ulaştığı da söylenemez. bunu hergün haber bültenlerinde görüyoruz. ama kimse de kalkıp türkiyenin dünyanın gözünde bir pakistandan, bir libyadan farksız olduğunu söylemesin. 10 yıl öncesi için bu belki söylenebilirdi. ama günahım kadar sevmediğim şimdiki yönetim, türkiyeyi gerçekten de gündem oluşturan ülke konumuna taşıyor. iyi yönüyle.