Resmi açıklama: Ankara'da TUSAŞ’a (TAİ) bombalı terör saldırısı gerçekleştirildi! (4. sayfa)

Biz terörle tavizsiz, amasuz, kesintisiz mücadele istiyoruz. Bu yaptıklarınız bunlara can suyu veriyor. Devlete güvenenleri hayalkırıklığından uğratıyor.

Pkk'nın amacı demokrasi falan filan değil, toprak bunu artık bir gerizrkalı bile biliyor.

Yılana bizi ısırma demek gibi birşey sizin yaptığınız.

Trump seçilince bu Pkklıları satar işte o zaman bunları yoketmemiz gerekli. Esadla anlaşıp iki taraftan girip hiçbir esir almadan imha etmeliyiz. Yoksa iş işten geçecek.

dün bunların mecliste konuşması için çağrı yaptılar

işin korkunç yanı halktan destek buldular..

yaşım müsait biz bu filmi defalarca izledik. bu ülkenin burnu b.ktan kurtulmaz maalesef. siyasiler çok bozuk bu ülkede.

Saldırının girişteki ilk net anları

Yaklaşık 10 kişi rehin alınmış.

şuan rehine krizi süreci başladı.

Rehinelerin olduğu söylenen fotoğraf paylaşıldı.

kimi suçlasın millet? pkk liderini meclise taşımaya çalışan kim? 2 cümlen birbiriyle çelişiyor

- RTÜK, Tusaş'da yaşanan terör saldırıları ve rehine krizine ilişkin yayın yasağı getirdi.

ankara otogar patlaması

Utanma-Arlanma yok dedim zaten.

Adamlar başkentte , tam techizatlı , stratejik bir merkeze geliyor ama dil pabuç.

herkes biliyor hırsızları , sadece söylemiyor.

tehdite ne kadar açığız bu halde.

şimdimi

peki niye tusaş? mesela bi baykar değil?

bu halka seçme ve seçilme hakkı vermek büyük hataydı...

zira halk miyoptur, uzağı göremez. uzun vadede neyin iyi olduğunu neyin kötü olduğunu anlayamaz.

(emile durkheim sosyolojisi. Ziya Gökalp bu kuralı benimser. Atatürk de Ziya Gökalp'in öğretisini dikkate alırdı.)

fakat zamanın ruhu bunu gerektiriyordu, bu yüzden bu haklar verildi.

ama bunun denge denetleme mekanizması da kuruldu.

Atatürk bunun için "1. seçiler kurulunu" kurmuştu.

milletvekili olacaklar bu kurula başvuruyordu, bu kurul da "sen mv adayı olabilirsin, sen olamazsın" diyerek başvuranları eliyordu.

bu kuruldan geçenler milletvekili adayı olup seçimlere katılıyordu.

halk da bu kişiler arasından tercihini yapıyordu.

ikinci dünya savaşını abd-ingiltere ittifakı kazanınca ve SSCB-ABD anlaşmasına göre Türkiye ABD nüfuz alanında kalınca,

ABD, Türkiye siyasetini yönlendirebilmek için bu "1.seçilciler kurulunun" kaldırılmasını istedi. İnönü de bunu yaptı.

o günden sonra ülkede hiç bir şey dikiş tutmadı.

milletvekilleri parti başkanlarının emir eri haline geldi.

parti başkanları koltuk için, oy uğruna ümmetçilere-kürdçülere doğru dümeni kırdı. devletin-milletin aleyhine kanunlar çıkarmaya, emir erleri de el kaldırıp indirmeye başladılar.

milletvekillerinin görevi sadece çıkarılan kanunların "şekil şartlarını gerçekleştiren" kişiler olmaya başladı.

bu kanun xxxx kadar milletvekilinin kabul oyunu almış mı almamış mı???

sadece bu sayıyı tamamlayan emir erleri.

bu kanun gerekli mi, uygun mu, siyasi-sosyolojik-ekonomik-psikolojik sonuçları ne olur diye kimse düşünmedi.

ÇÖZÜM:

1. milletvekillerinin, milletvekili olabilecek liyakatta-yeterlilikte olup olmadığını kontrol edecek bir kurul oluşturulabilir.
2. milletvekillerine ve siyasi partilere bırakılacak alanın küçültülmesi. kendi aranızda burada oyun oynayın, devlet işlerine karışmayın denilecek bir yapı. çoğu bakanlığın devlet sistemi içinde yetişip bakan olması. partilere sadece dışişleri ile bir iki bakanlık bırakılması. böylece devlet ile yürütmenin kesin bir şekilde ayrılıp, yürütmenin devlet-yargı-yasama üzerindeki etkisinin kırılması.
3. milletvekilleri ile siyasi partiler arasındaki organik bağın kırılması. seçim sisteminde tbmm yi oluşturacak milletvekillerini partisiz olması ve 2 turlu yapılması. yürütmeyi oluşturacak partilerin ayrı seçilmesi. böylece tbmm yi oluşturan milletvekillerinin partiyi değil, devleti-milleti düşünür hale getirilmesi. parti liderlerinin emrinden çıkartılması.

vs...