Şimdi Ara

Urey-Miller Deneyi geçersizdir

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
18
Cevap
1
Favori
846
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Urey-Miller Deneyi
    Share on facebook Share on twitter Share on google Share on live More Sharing Services

    Stanley Miller'in deney düzeneği.

    Hayatın kökeni konusunda evrimcilerin en çok itibar ettikleri çalışma, 1953 yılında Amerikalı araştırmacı Stanley Miller tarafından yapılan Miller deneyidir. (Deney, Miller'in Chicago Üniversitesi'ndeki hocası Harold Urey'in katkısından dolayı "Urey-Miller Deneyi" olarak da bilinir.)
    Stanley Miller'in amacı, milyarlarca yıl önceki cansız dünyada proteinlerin yapıtaşları olan amino asitlerin "tesadüfen" oluşabileceklerini gösteren bir deneysel bulgu ortaya koymaktı.

    Miller, deneyinde, ilkel dünya atmosferinde bulunduğunu varsaydığı -daha sonraları ise bulunmadığı anlaşılacak olan- amonyak, metan, hidrojen ve su buharından oluşan bir gaz karışımını kullandı. Bu gazlar, doğal şartlar altında birbirleriyle reaksiyona giremeyecekleri için dışarıdan enerji takviyesi yaptı. İlkel atmosfer ortamında yıldırımlardan kaynaklanmış olabileceğini düşündüğü enerjiyi, yapay bir elektrik deşarj kaynağından sağladı.

    Miller bu gaz karışımını bir hafta boyunca 100°C ısıda kaynattı, bir yandan da karışıma elektrik akımı verdi. Haftanın sonunda Miller, kavanozun dibinde bulunan karışımdaki kimyasalları ölçtü ve proteinlerin yapıtaşlarını oluşturan 20 çeşit amino asitten üçünün sentezlendiğini gözledi.

    Deneyin sonucu, evrimciler arasında büyük bir sevinç yarattı ve çok büyük bir başarı gibi lanse edildi. Hatta, çeşitli yayınlar olayın sarhoşluğu içinde, "Miller hayatı yarattı" şeklinde manşetler atacak kadar kendilerinden geçtiler. Oysa Miller'in sentezlediği sadece birtakım "cansız" moleküllerdi.

    Bu deneyden aldıkları cesaretle evrimciler, hemen yeni senaryolar ürettiler. Amino asitlerden sonraki aşamalar da hemen kurgulandı. Çizilen senaryoya göre, amino asitler, daha sonra rastlantılar sonucu uygun dizilimlerde birleşmiş ve proteinleri oluşturmuşlardı. Tesadüf eseri meydana gelen bu proteinlerin bazıları da, sözde "bir şekilde" oluşmuş hücre zarı benzeri yapıların içine kendilerini yerleştirerek hücreyi meydana getirmişlerdi. Hücreler de zamanla yan yana gelip birleşerek canlı organizmaları oluşturmuşlardı. Ne var ki hiçbir aşaması bilimsel bir delille desteklenmeyen bu senaryonun en büyük dayanağı olan Miller deneyi, her yönden geçersizliği kanıtlanmış bir aldatmacadan başka bir şey değildi.

    Miller'in, deneyinde oluşturduğu yapay ortam, gerçekte ilkel dünya şartlarına hiçbir benzerlik göstermiyordu. Bu nedenle deney, bilim dünyası tarafından geçersiz sayılmıştır.

    Miller'in, ilkel dünya koşullarında amino asitlerin kendi kendilerine oluşabileceklerini kanıtlamak amacıyla yaptığı deney birçok yönden tutarsızlık göstermektedir. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

    1- Miller, deneyinde "soğuk tuzak" (cold trap) isimli bir mekanizma kullanarak amino asitleri oluştukları anda ortamdan izole etmişti. Çünkü aksi takdirde, amino asitleri oluşturan ortamın koşulları, bu molekülleri oluşmalarından hemen sonra imha edecekti.

    Halbuki ilkel dünya koşullarında elbette bu çeşit bilinçli düzenekler yoktu. Ve mekanizma olmadan herhangi bir çeşit amino asit elde edilse bile, bu moleküller aynı ortamda hemen parçalanacaklardı. Kimyager Richard Bliss'in belirttiği gibi, "bu soğuk tuzak olmasa, kimyasal ürünler elektrik kaynağı tarafından tahrip edilmiş olacaktı".103
    Nitekim Miller, soğuk tuzak yerleştirmeden yaptığı daha önceki deneylerde tek bir amino asit bile elde edememişti.

    2- Miller'in deneyinde canlandırmaya çalıştığı ilkel atmosfer ortamı gerçekçi değildi. 1980'li yıllarda bilim adamları ilkel atmosferde, metan ve amonyak yerine azot ve karbondioksit bulunması gerektiği görüşünde birleştiler. Nitekim uzun süren bir sessizlikten sonra Miller'ın kendisi de kullandığı atmosfer ortamının gerçekçi olmadığını itiraf etti.104

    Nitekim Amerikalı bilim adamları J. P. Ferris ve C. T. Chen, karbondioksit, hidrojen, azot ve su buharından oluşan bir karışımla Miller'ın deneyini tekrarladılar ve bir tek molekül amino asit bile elde edemediler.105

    3- Miller'in deneyini geçersiz kılan bir diğer önemli nokta da, amino asitlerin oluştuğu öne sürülen dönemde, atmosferde amino asitlerin tümünü parçalayacak yoğunlukta oksijen bulunmasıydı. Miller'in gözardı ettiği bu önemli gerçek, yaşları 3.5 milyar yıl olarak hesaplanan taşlardaki okside olmuş demir ve uranyum birikintileriyle anlaşıldı.106







  • Yahu bu deney delilikten başka bişey değil gerçekten buna inanan kelli felli adamlar çıkıyor. Bu deney şuna benziyor işletim sistemi olmayan bir bilgisayarı açık bırakıp ondan bir işletim sistemi yazmasını beklemeye benziyor. Hücre gibi bir fabrika gibi komplex çalışan bir sistemin kendi kendi oluşacağına hangi akıl sahibi inanır anlamak güç doğrusu.
  • Miller ilk canlıya ilgili bir veri elde edememiş olabilir. Ancak aminoasitlerin rastgele bir şekilde cansız maddelerden oluşacağını kanıtlamıştır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    Miller ilk canlıya ilgili bir veri elde edememiş olabilir. Ancak aminoasitlerin rastgele bir şekilde cansız maddelerden oluşacağını kanıtlamıştır.

    quote:

    Ancak aminoasitlerin rastgele bir şekilde cansız maddelerden oluşacağını kanıtlamıştır.


    Canlı maddelerden oluşacak değil ya

    Proplem Dünyanın o zaman ki atmosferinin aminoasit oluşturmaya müsait olup olmayaca idi. Sizinle yazışmıştık ve sanırım siz de kabul etmiştiniz müsait olmadığını.

    Kısaca bu deney Canlılığın Dünya da ortaya çıkışını açıklamıyor. Zaten siz de yazmışsınız ilk cümlenizde.

    quote:

    Miller ilk canlıya ilgili bir veri elde edememiş olabilir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk

    quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    Miller ilk canlıya ilgili bir veri elde edememiş olabilir. Ancak aminoasitlerin rastgele bir şekilde cansız maddelerden oluşacağını kanıtlamıştır.

    quote:

    Ancak aminoasitlerin rastgele bir şekilde cansız maddelerden oluşacağını kanıtlamıştır.


    Canlı maddelerden oluşacak değil ya

    Proplem Dünyanın o zaman ki atmosferinin aminoasit oluşturmaya müsait olup olmayaca idi. Sizinle yazışmıştık ve sanırım siz de kabul etmiştiniz müsait olmadığını.

    Kısaca bu deney Canlılığın Dünya da ortaya çıkışını açıklamıyor. Zaten siz de yazmışsınız ilk cümlenizde.

    quote:

    Miller ilk canlıya ilgili bir veri elde edememiş olabilir.


    Evet daha önce de konusu geçmişti konuşmuştuk diye hatırlıyorum ben de.

    Sonuçta zamanla Miller ve Urey'in bildiklerinin yanlış olduğu anlaşıldı ve ilkin dünya atmosferinin çok farklı yapıda olduğu keşfedildi. Burada diretecek bir şey yok zaten. Bu deney sadece cansız maddelerin belirli koşullarda aminoasitleri oluşturabildiğini gösterdi bizlere ve o kadarla da kaldı.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk

    quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    Miller ilk canlıya ilgili bir veri elde edememiş olabilir. Ancak aminoasitlerin rastgele bir şekilde cansız maddelerden oluşacağını kanıtlamıştır.

    quote:

    Ancak aminoasitlerin rastgele bir şekilde cansız maddelerden oluşacağını kanıtlamıştır.


    Canlı maddelerden oluşacak değil ya

    Proplem Dünyanın o zaman ki atmosferinin aminoasit oluşturmaya müsait olup olmayaca idi. Sizinle yazışmıştık ve sanırım siz de kabul etmiştiniz müsait olmadığını.

    Kısaca bu deney Canlılığın Dünya da ortaya çıkışını açıklamıyor. Zaten siz de yazmışsınız ilk cümlenizde.

    quote:

    Miller ilk canlıya ilgili bir veri elde edememiş olabilir.


    Evet daha önce de konusu geçmişti konuşmuştuk diye hatırlıyorum ben de.

    Sonuçta zamanla Miller ve Urey'in bildiklerinin yanlış olduğu anlaşıldı ve ilkin dünya atmosferinin çok farklı yapıda olduğu keşfedildi. Burada diretecek bir şey yok zaten. Bu deney sadece cansız maddelerin belirli koşullarda aminoasitleri oluşturabildiğini gösterdi bizlere ve o kadarla da kaldı.

    Aklınızdakini dürüstçe yazmanız çok güzel.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk

    quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    quote:

    Orijinalden alıntı: ar_tryk

    quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    Miller ilk canlıya ilgili bir veri elde edememiş olabilir. Ancak aminoasitlerin rastgele bir şekilde cansız maddelerden oluşacağını kanıtlamıştır.

    quote:

    Ancak aminoasitlerin rastgele bir şekilde cansız maddelerden oluşacağını kanıtlamıştır.


    Canlı maddelerden oluşacak değil ya

    Proplem Dünyanın o zaman ki atmosferinin aminoasit oluşturmaya müsait olup olmayaca idi. Sizinle yazışmıştık ve sanırım siz de kabul etmiştiniz müsait olmadığını.

    Kısaca bu deney Canlılığın Dünya da ortaya çıkışını açıklamıyor. Zaten siz de yazmışsınız ilk cümlenizde.

    quote:

    Miller ilk canlıya ilgili bir veri elde edememiş olabilir.


    Evet daha önce de konusu geçmişti konuşmuştuk diye hatırlıyorum ben de.

    Sonuçta zamanla Miller ve Urey'in bildiklerinin yanlış olduğu anlaşıldı ve ilkin dünya atmosferinin çok farklı yapıda olduğu keşfedildi. Burada diretecek bir şey yok zaten. Bu deney sadece cansız maddelerin belirli koşullarda aminoasitleri oluşturabildiğini gösterdi bizlere ve o kadarla da kaldı.

    Aklınızdakini dürüstçe yazmanız çok güzel.



    Rica ederim, sonuçta gizlenecek ya da diretilecek bir durum yok ortada. Deneyin ne olduğu ne yaptığı belli.




  • Anlata anlata dilimde tüy bitti, Urey-Miller deneyinin evrimle alakası yoktur yaşamın başlangıcına ışık tutmaya çalışır diye. Bu deney "primeval soup" (ilkel çorba gibi bir şey) teorisini desteklemek için yapılmış bir deney. Ayrıca Miller deneyi 70 yıl geride kalmış bir deney daha yenilerine bakın en son bildiğim 2009 yılında dünya atmosferine benzer ortamda RNA sentezlendi.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 31.taner

    Anlata anlata dilimde tüy bitti, Urey-Miller deneyinin evrimle alakası yoktur yaşamın başlangıcına ışık tutmaya çalışır diye. Bu deney "primeval soup" (ilkel çorba gibi bir şey) teorisini desteklemek için yapılmış bir deney. Ayrıca Miller deneyi 70 yıl geride kalmış bir deney daha yenilerine bakın en son bildiğim 2009 yılında dünya atmosferine benzer ortamda RNA sentezlendi.

    sana ben cevap vermiyecem kardeş sn HY cevap versin
    Miller'in, deneyinde oluşturduğu yapay ortam, gerçekte ilkel dünya şartlarına hiçbir benzerlik göstermiyordu. Bu nedenle deney, bilim dünyası tarafından geçersiz sayılmıştır.
    Miller, deneyinde "soğuk tuzak" (cold trap) isimli bir mekanizma kullanarak amino asitleri oluştukları anda ortamdan izole etmişti. Çünkü aksi takdirde, amino asitleri oluşturan ortamın koşulları, bu molekülleri oluşmalarından hemen sonra imha edecekti.
    Halbuki ilkel dünya koşullarında elbette bu çeşit bilinçli düzenekler yoktu. Ve mekanizma olmadan herhangi bir çeşit amino asit elde edilse bile, bu moleküller aynı ortamda hemen parçalanacaklardı. Kimyager Richard Bliss'in belirttiği gibi, "bu soğuk tuzak olmasa, kimyasal ürünler elektrik kaynağı tarafından tahrip edilmiş olacaktı".103
    Nitekim Miller, soğuk tuzak yerleştirmeden yaptığı daha önceki deneylerde tek bir amino asit bile elde edememişti.




  • quote:

    sana ben cevap vermiyecem kardeş sn HY cevap versin
    Miller'in, deneyinde oluşturduğu yapay ortam, gerçekte ilkel dünya şartlarına hiçbir benzerlik göstermiyordu. Bu nedenle deney, bilim dünyası tarafından geçersiz sayılmıştır.
    Miller, deneyinde "soğuk tuzak" (cold trap) isimli bir mekanizma kullanarak amino asitleri oluştukları anda ortamdan izole etmişti. Çünkü aksi takdirde, amino asitleri oluşturan ortamın koşulları, bu molekülleri oluşmalarından hemen sonra imha edecekti.
    Halbuki ilkel dünya koşullarında elbette bu çeşit bilinçli düzenekler yoktu. Ve mekanizma olmadan herhangi bir çeşit amino asit elde edilse bile, bu moleküller aynı ortamda hemen parçalanacaklardı. Kimyager Richard Bliss'in belirttiği gibi, "bu soğuk tuzak olmasa, kimyasal ürünler elektrik kaynağı tarafından tahrip edilmiş olacaktı".103
    Nitekim Miller, soğuk tuzak yerleştirmeden yaptığı daha önceki deneylerde tek bir amino asit bile elde edememişti.


    Mesajımı tekrar okursanız Miller deneyini savunmadığımı, o deneyin evrimle alakası olmadığını ve Miller'ın deneyinin farklı versiyonlarının mevcut olduğunu anlattığımı görürsünüz.

    Ayrıca ilkel dünya'da organik maddelerin kendi kendine oluşması imkansız diyip duruyorsunuzda dünya'ya uzaydan düşen meteorlarda çeşit çeşit aminoasit bulunuyor, buna ne diyorsunuz?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 31.taner -- 8 Haziran 2012; 15:39:23 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 31.taner

    quote:

    sana ben cevap vermiyecem kardeş sn HY cevap versin
    Miller'in, deneyinde oluşturduğu yapay ortam, gerçekte ilkel dünya şartlarına hiçbir benzerlik göstermiyordu. Bu nedenle deney, bilim dünyası tarafından geçersiz sayılmıştır.
    Miller, deneyinde "soğuk tuzak" (cold trap) isimli bir mekanizma kullanarak amino asitleri oluştukları anda ortamdan izole etmişti. Çünkü aksi takdirde, amino asitleri oluşturan ortamın koşulları, bu molekülleri oluşmalarından hemen sonra imha edecekti.
    Halbuki ilkel dünya koşullarında elbette bu çeşit bilinçli düzenekler yoktu. Ve mekanizma olmadan herhangi bir çeşit amino asit elde edilse bile, bu moleküller aynı ortamda hemen parçalanacaklardı. Kimyager Richard Bliss'in belirttiği gibi, "bu soğuk tuzak olmasa, kimyasal ürünler elektrik kaynağı tarafından tahrip edilmiş olacaktı".103
    Nitekim Miller, soğuk tuzak yerleştirmeden yaptığı daha önceki deneylerde tek bir amino asit bile elde edememişti.


    Mesajımı tekrar okursanız Miller deneyini savunmadığımı, o deneyin evrimle alakası olmadığını ve Miller'ın deneyinin farklı versiyonlarının mevcut olduğunu anlattığımı görürsünüz.

    Ayrıca ilkel dünya'da organik maddelerin kendi kendine oluşması imkansız diyip duruyorsunuzda dünya'ya uzaydan düşen meteorlarda çeşit çeşit aminoasit bulunuyor, buna ne diyorsunuz?

    ben gayet rahat seni anliyorum, ve elbette bircok insanda seni anlayacaktir, burxa onemli olan anlayabilme kabiliyetinden cok anlamak isteyip istememektir, yoksa yazdiklariniz atom fizigi degil.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    Miller ilk canlıya ilgili bir veri elde edememiş olabilir. Ancak aminoasitlerin rastgele bir şekilde cansız maddelerden oluşacağını kanıtlamıştır.

    Deneyde dedikleri gibi hareketler yaptılarsa pekte rastgele olmamış oluyor. Bilinçli bir varlığın müdahalesi lazım.

    Ama keşke bende diyorum, rastgele oluşabilseydi, gerçekten, rastgele bir şekilde hayatımızı yaşardık, bir şeyleri yapmak için bu kadar uğraşmazdık.

    Anlam veremiyorum, daha doğrusu, yaşamın rastgele oluştuğunu okuyunca çok sinirleniyorum.

    Neden biliyormusun?

    Yahu bu kadar şey rastgele oluşmuş, bizleri yaratmış ancak biz hayatta çok sıkıntı çekiyoruz.

    Bu çok büyük bir haksızlık değilmi sencede? Rastgele oluşsun, neden çalışıyoruz? Tek sıkıntı zamanmı?

    Evet insanlarda pek çok kusur var maalesef, %100 mükemmel diyemeyiz fakat şu bir gerçek ki, mükemmel olmaması onu genede tesadüfen yapıldığı sonucuna itmez.

    El arabasıda mükemmellikten çok uzaktır ancak genede tesadüfen ortaya çıkmamıştır.

    Eğer Hücre iç yapısı ve Dna karmaşık olmasaydı o zaman Evrimi %100 desteklerdim. Darwin'de zamanında bunları bilmiyordu, bu gün olsa belki kendisi bu teoriyi ortaya atmazdı bile.

    Yani atsa bile, evrim teorisinin tesadüfi süreçlerle var olacağını söylemezdi diye düşünüyorum.

    Ama diyorum ya, ben buna karşıyım ama genede böyle olması iyi olabilirdi diyorum. Ama yok, kafam almıyor.




  • Gerçi böyle diyorum ama düzelteyim,

    Her Evrimci ateist değil. Futuyima mesela dindarmış diye duydum, aslında birazda olay medyatik boyutlarda olduğu için böyle bir algı var.

    Richard Dawkins gibi adamlarda olduğu için olay direk böyle algılanıyor ama geçenlerde biri foruma %'siyle koymuştu verileri, evrimcilerin ne kadarı ateist, ne kadarı değil diye.

    Ancak ben şunu söylemek istiyorum, daha önceki yazılarımdada belirttim.

    Mikro Evrim olabilir, evet bu bilimselde olabilir.

    Mesela E-Coli'nin uzun süreli evrimini inceledim, 1988'den beri uğraşıyorlarmış, 2010'da 50.000 Jenerasyona kadar gelinmiş.

    Ancak yazıda genelde "Adaptasyon" olarak bahsediyor.

    Hatta bir mutasyonla farklı özellikler kazanmış fakat bunun bakteri için kötü olduğunu yazıyor. ( Osmotik basınca dayansıksız hale gelmiş ) .

    Yani sözün özü, Evrim varsa bile, tesadüfi süreçlerle belli başlı bir noktaya gelemez. Milyon yılda bekleseniz bu olamaz bence.

    Daha öncede yazdım, Mühendislikte belli bir aşamadan sonra tasarımı tamamen yenilemek lazım ki üzerine çıkabilesiniz.

    Evrimciler genelde bunu "Hayır bu canlı madde böyle bir şeye ihtiyaç yok bu dediğini zaten yeni jenerasyonlar otomatikman yapıyor" desede bu doğru değil.

    Primat gibi 10-15 Iq'lu bir yaratık ile, insanın 100 IQ'su bence ortak bir canlıyı paylaşamaz, paylaşıyorsada daha mantıklı kanıtlar gerekir.

    Sadece DNA analizi yetmez. Fosillerde yetersiz, beyin hacmiyle direk işlem yapılamaz bence. O canlıların gerçekten beyinlerini nasıl çalıştığı incelenmeli ama buda fosil üstünden bence imkansız.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: love_62127


    3- Miller'in deneyini geçersiz kılan bir diğer önemli nokta da, amino asitlerin oluştuğu öne sürülen dönemde, atmosferde amino asitlerin tümünü parçalayacak yoğunlukta oksijen bulunmasıydı. Miller'in gözardı ettiği bu önemli gerçek, yaşları 3.5 milyar yıl olarak hesaplanan taşlardaki okside olmuş demir ve uranyum birikintileriyle anlaşıldı.106

    HY gene alıntıları çarpıtıp, şekillendirmiş, atmosferdeki oksijenin artması Siyanobakterilerinin sonucudur, ilk prokaryotik organizmalar 3.8 milyar yıl önce ortaya çıktı, oluşan oksijenin büyük kısmı demir ile oksitlendi atmosfere salınamadı, Dünya'da 2.8 milyar yıl atmosferde oksijen bulunmadı, yani 3.5 milyar yıl önce amino asitleri parçalayacak atmosferde oksijen yoktu, ayrıca yaşam zaten başlamıştı.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: newmonarch

    quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    Miller ilk canlıya ilgili bir veri elde edememiş olabilir. Ancak aminoasitlerin rastgele bir şekilde cansız maddelerden oluşacağını kanıtlamıştır.

    Deneyde dedikleri gibi hareketler yaptılarsa pekte rastgele olmamış oluyor. Bilinçli bir varlığın müdahalesi lazım.

    Ama keşke bende diyorum, rastgele oluşabilseydi, gerçekten, rastgele bir şekilde hayatımızı yaşardık, bir şeyleri yapmak için bu kadar uğraşmazdık.

    Anlam veremiyorum, daha doğrusu, yaşamın rastgele oluştuğunu okuyunca çok sinirleniyorum.

    Neden biliyormusun?

    Yahu bu kadar şey rastgele oluşmuş, bizleri yaratmış ancak biz hayatta çok sıkıntı çekiyoruz.

    Bu çok büyük bir haksızlık değilmi sencede? Rastgele oluşsun, neden çalışıyoruz? Tek sıkıntı zamanmı?

    Evet insanlarda pek çok kusur var maalesef, %100 mükemmel diyemeyiz fakat şu bir gerçek ki, mükemmel olmaması onu genede tesadüfen yapıldığı sonucuna itmez.

    El arabasıda mükemmellikten çok uzaktır ancak genede tesadüfen ortaya çıkmamıştır.

    Eğer Hücre iç yapısı ve Dna karmaşık olmasaydı o zaman Evrimi %100 desteklerdim. Darwin'de zamanında bunları bilmiyordu, bu gün olsa belki kendisi bu teoriyi ortaya atmazdı bile.

    Yani atsa bile, evrim teorisinin tesadüfi süreçlerle var olacağını söylemezdi diye düşünüyorum.

    Ama diyorum ya, ben buna karşıyım ama genede böyle olması iyi olabilirdi diyorum. Ama yok, kafam almıyor.

    Oluşum için bir tetikleme ya da müdahele yok. Oluşanları koruma amaçlı mevcut.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Tamam kendi kendine korunabilmeleri ne derece mantıklı?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: newmonarch

    Tamam kendi kendine korunabilmeleri ne derece mantıklı?

    Korunmak ve meydana gelmek bildiğiniz üzere farklı şeyler. Ortaya çıkmaları mümkün, bunu biliyoruz.
  • kainatta hiçbirşey tesadüflere bağlı değildir.eşyanın tabiatına aykırı...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ilkerinanç -- 9 Haziran 2012; 11:03:53 >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.