Üvey Baba (1998)

semiha'yı oynayan seda çetin 2005 yılında istanbul üniversitesi tiyatro eleştirmenliği ve dramaturji bölümü'ne başladı. aynı sınıftaydık. cana yakın bir kızdı, hiç öyle oyuncu kaprisi, kibir yoktu kızda. iyi kötü çok izlenen bir dizinin başrol oyuncusuydu. muhabbetimiz iyiydi. kankası birce (akalay) onun tersine bizle pek muhatap olmazdı. bize cınım gibi üstencil hitap şekilleriyle hitap ederdi. biz de allah allah derdik, oyuncu olan seda şeker gibi. bu birce niye böyle? meğer kızın kariyer planı hazırmış. ikisi de yanlış hatırlamıyorsam pera lisesi'nden sınıf arkadaşı olarak gelmişlerdi. birce okulu bitirmeden bi güzellik yarışmasına katıldı, üçüncü oldu. oradan spor spikerliği, program sunuculuğu falan derken bir de baktık hiçbir dizide yan rol oynamadan direkt özcan deniz'le başrol oynadı bir dizide. sonra da aldı yürüdü zaten. okulu da en son bitirememişti, son durumu bilmiyorum. ikisiyle de görüşmüyoruz zaten okul sonrası. 15 yıl olmuş, neyine görüşeceksin. bizi hatırlamazlar bile. sınıfın yarısından fazlası zaten imamhatip bitirip ek puan mağduriyetinden dolayı başka okul kazanamamış sözel öğrencilerdi.

böyleyken böyle.

liseyi pera lisesi'nde birce'yle beraber okumuşlar. belki ünlü arkadaşları oradan olabilir. bizim dönemde ünlü kimse yoktu, hatta birce (akalay) o zaman daha ünlenmemişti de. ömer ilyas odman dans ve sanat camiasında ünlüdür ama siz pek tanımazsınız, tv veya sosyal medya ünlüsü değil. o da bizim sınıftaydı. öğrenci profili genelde imam-hatip ya da meslek lisesi öğrencilerinden oluşuyordu. çok tercih edilen bir bölüm olmamasının avantajını yüksek yüzdeli sözel öğrencileri kullanarak bu bölümü kazanabiliyordu. o zamanki puan sistemi maalesef böyleydi. imamhatip liselerinin önünü kesmek için çıkardıkları ek puan garabetinin sonuçlarıydı bunlar. bölüm konservetuar mantığında değildi, edebiyat fakültesine bağlıydı. ismi tiyatro eleştirmenliği ve dramaturji. yani oyunculuk pratiği değil teorisi üzerine eğitim veriyordu. metin çözümlemesi, dramaturji, eleştiri gibi disiplinler üzerine eğitim aldık. sağlam tiyatrocular derslerimize girdi. yavuz pekman, kerem karaboğa gibi isimleri bilmezsiniz ama ikisi de hem oyunculuk hem metin hem akademi tarafında önemli isimlerdir. şahika tekand'dan ders aldık, belki onu bilirsiniz, sarı tebessüm.

neyse, konumuz seda çetin'di. cana yakın bir kızdı, hep gülen yüzüyle hatırlarım. birce'yi tam tersine asık suratıyla, aristokrat duruşuyla hatırlarım. şahika hoca'yı da müthiş dişil enerjisiyle ve aurasıyla hatırlarım. geçmiş 15-20 yıl.

böyleyken böyle.

ben fanı değilim, üniversiteden sınıf arkadaşıyım, öyle çok aşırı bir samimiyetimiz de yoktu. muhabbetimiz olmuştur ama bir yere gidip bir arkadaş grubu olarak çay kahve içmişliğimiz yoktur. ders aralarında küçük sohbetler işte. röportajlarını takip etmedim. doğrudur dedikleri. o dönem aslı enver ve melisa sözen de ünlü değildi. sonradan ünlü olunca "onlar da arkadaşımdı" demiştir. benim birce için dediğim gibi. aramızdaki fark; seda bir dönem ünlü olmuş, ben olmadım.

küçükken ailem izlerdi. korkardım babama bişey olurda aha böyle biri gelir eve diye.

şimdi instagramda denk geliyorum lan diyorum sen ne adammışsın halil güneşli. adam süper ya.

adamın ailesine çektirdikleri umrumda değil adam komik