Şimdi Ara

Yazmakta Bulunduğum Romandan Bir Kesit (Yorumlarınızı Bekliyorum)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
12
Cevap
0
Favori
663
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Öncelikle herkese iyi forumlar. 18 yaşındayım, en büyük hayalim iyi bir yazar olmak ve bu hayalimi sadece "yazar olmak istiyorum" diyerek gerçekleştiremeyeceğimden birkaç ay önce yazmaya başladım.

    Çevremden gelen yorumlara ek olarak gerçek hayatta tanışmadığım sizlerden de yorum almak istediğim için romanımdan bir kesit paylaşmaya karar verdim.


    Arkadaşlar "Okumadım" gibi yorumlar yazmanıza gerek yok, biliyorum pek ilgi çekmeyen bir konu ancak benim bu yorumlara GERÇEKTEN ihtiyacım var, çünkü ailem roman yazdığımı bilseler emin olun kızarlardı "Ders çalışmayıp böyle şeylerle mi uğraşıyorsun!?" gibi...


    Üslup,konu,yazım ve noktalama her konuda yorum ve önerinize açığım, üşenmeyip okuyan arkadaşlara şimdiden çok teşekkür ediyorum.

    Türü:Fantastik

    Mekân:Plumerion (Dünya'nın aksine insan dışında akıl sahibi canlı ırkların da bulunduğu. Dünya'da olmayan bitki,hayvan çeşitlerinin hatta canlı alemlerinin bulunduğu gezegen.)

    Zaman: Aslında şimdiki zaman ancak Dünya'yı ölçüt kabul edersek M.S 500-600 lü yıllar denebilir.

    Ayrıntılı zaman: Gece yarısı.




    "Ro'klar, siz aptallar gibi merhamet etselerdi..." dedi Maran. "Mit-Doren şu an Plumerion'un en gelişmiş krallığı olamazdı. Dardavlar Viveklere saldırarak Plumerion'un en verimli toprakları olan Anamaki'den ve kaynaklarından faydalanırken; Ro'klar koskoca Serina'nın madeninden odununa kadar her şeyini sömürüp gelişirken biz insanlar ne yaptık?Hoşgörü, canlı hakları, merhamet, sevgi gibi saçmalıklarla yerimizde saydık, aynı Bahadlar gibi biz de gelecekte Ro'kların kuklası olacağız. Kadınlarımız cariye olurken erkekler köle pazarlarında satılacak"

    Maran eğilerek derin bir nefes aldı. Liya'nın gri, dehşet dolu gözlerine baktı."Umarım canını yaktığım için bana kızmıyorsundur, çünkü vicdan bence sandığın gibi bir şey değil. Kim demiş Ro'kların vicdanı yok diye? Vicdan bana göre; kendine eziyet etmemektir.Neden daha geniş topraklara sahip olabilmek varken, ele geçirdiğimiz topraklarda huzur ve refah içinde yaşayabilecekken aptal Tüylülerin,Grebvinlerin ve ezik Viveklerin yaşamalarına izin veriyoruz ki?" Maran bir şeyler duymak istermişcesine elini kulağına götürerek Liya'ya yaklaştı. Ağzı bez parçasıyla tıkalı genç kızdan yalnızca anlamsız birkaç ses çıktı.

    Duman Dağıtan'ın lideri sırıttı."Hayır...Hayır...Eğer canlı haklarından, yaşama hakkından falan bahsediyorsan bunların hepsinin hikaye olduğunu söylemeliyim. İnsan, Vivek, Dardav, Ro'k, Tüylü, Grebvin ya da Bahad... Hiçbiri fark etmez. Bütün akıl sahibi ırklar kendi yaşamları için, birer can taşıyan hayvanları beslenme, giyinme gibi amaçlarla katletmediler mi? Bir canlının yaşama hakkına sahip olabilmesi için akıl sahibi olması mı gerekiyor?"

    Maran eliyle Liya'nın gözlerindeki yaşları silerken devam etti;"İşte bu akıl sahibi ırklar işlerine gelince hak hukuktan bahsedip, işlerine gelmeyince de "İhtiyaç" falan diyerek hayvanları, bitkileri katlediyorlar ve onlara sadece bir kez bahşedilen yaşama haklarını ellerinden alıyorlar. Doğanın kanunu budur; güçlü zayıfı ezer. Bu hem akıl sahibi, hem de akıl sahibi olmayan ırklar için geçerlidir."

    Maran ellerini Liya'nın yüzünden çekerek gözlerini göğe dikti."Tanrı tavşanları yaratmıştır ve tavşanları parçalarken ne kadar acı hissettiklerini bile umursamadan onları yiyen kurtları yaratmıştır ve tabi ki aylarca açlık ve sefalet içinde yaşamaya çalışan bir kurtu, sırf ilerde kendisi parçalayarak yiyeceği koyunları avladığı için katlederek, yelesinden de kendine halılar ve kıyafetler yapan insanları yaratmıştır. Tanrı doğayı işte böyle dengelemiştir, bu yüzden kimse Vivekleri sömürdükleri için Dardavları suçlayamaz. Kimse insanlara saldırdıkları için bağımsız yaratıkları, ruhsökenleri veya hiranları suçlayamaz. Hatta kimse şu an sana istediğim her şeyi yapabileceğim gerçeğine de karışamaz, çünkü doğanın kanunu budur. Tanrının düzeni böyle işler. İster inan ister inanma beyazlar içindeki kız, sen şu an adına "İyilik" dediğin şey için savaştığın halde bundan binlerce yıl sonra da güçlüler zayıfları ezmeye devam edecekler."

    Maran, beyazlar içindeki kızın ağzını çözerken ekledi;"Bu dediklerimin ardından bize katılmayı mı seçiyorsun? Yoksa başkaları için kendi hayatını harcamaya devam mı edeceksin?"

    Liya derin bir nefes aldı. "Ne yazıkki düşüncelerine katılmıyorum."

    Maran, kızın tepkisi karşısında şaşırarak "Seni aptal!..." dedi, ancak cümlesini tamamlayamadan beyazlar içindeki kız sözünü kesti. "Yüz altın irin karşılığında masum bir çocuğu öldürmeni isteselerdi, bunu yapar mıydın?"

    "Yüz altın irin mi? Öyle bir fiyat için değil bir çocuğu, yüz çocuğu bile öldürürüm ben."

    Beyazlar içindeki kız gözlerini kapayarak başını iki yana salladı." Bana bütün Plumerion'u verseler de böyle bir şeyi yapmam...Yapamam, eğer bunu yaparsam bir daha asla huzurla uyuyamam, anlıyor musun? Ben, sen değilim. Bu yüzden vahşi düşüncelerinle beni yargılayamazsın, beni mutlu eden çocuğu öldürdükten sonra kazanacağım altın, irin, toprak veya mal değil. Beni mutlu eden o çocuğun gülümsemesidir, o çocuğu gülümsetebilmektir."

    Maran'ın tüm vücudu baştan aşağı titredi ve gözü dönmüş kahkahalarından birini atmaya başladı."Bütün Plumerion'u verseler de bu kadar basit bir şeyi yapamaz mısın?" Uzun bir süre daha kahkaha attıktan sonra "Bu kadar aptal biri olmana inanamıyorum!" dedi."Her neyse, senin gibi bir kızın yaşamasına lüzum yok, dua et sana karşılık paha biçilemez derecede fiyat ödeyecek bir Ro'k tanıyorum, yoksa şimdiye işini çoktan bitirmiştim."

    Maran bez parçasını yeniden eline alarak, kızın ağzını tıkamak isteyince Liya yeniden direndi ancak, iki parmağıyla kızın bacağını tutarak etini bükünce başta direnmeye devam etse de daha kuvvetli sıktığında çığlık atmak zorunda kaldı. Duman Dağıtan'ın lideri anında bez parçasını kızın ağzına tıkarak yeniden ağzını bağladı.

    "Seni ona teslim edeceğim." dedi.

    El ve ayak bileklerini saran sarmaşıklardan son bir umutla çırpınarak kurtulmayı denese de başaramadı. Yanan Gül'ün ganaelerin* üzerinde çaresice çırpınırken Maran, kızın kanını donduran cümleyi söyledi;"...tabi önce biraz eğlenelim, öyle değil mi? Plumerion'un en yetenekli kurtarıcısı*, bakalım iç çamaşırların da elbisen gibi beyazlar mı?

    Duman Dağıtan'ın lideri elini Liya'nın elbisesinin eteğine uzatırken, hayatının en büyük acısını hisseden kız canını alması için Tanrıya yalvarmaya başladı.'Bir kızın başına gelebilecek en kötü şey' diye düşündü."Lütfen canımı al. Lütten canımı al. Lütfen canımı al..." Maran'ın bakışları kanasusamış halindekinden daha da farklıydı, bambaşka gözlerdi bunlar. Liya'nın beyaz elbisesinin eteğini ağır ağır kaldırırken, beyazlar içindeki kız elinden gelen son şeyi yapmaya karar verdi. Ruh enerjisini, kendi deyimiyle "Lütuf"unu kullandı. Ruh enerjisinin somut hali ışık olan genç kız bütün enerjisini kullanarak ışığını bedeni üzerinde kullandı, kendini o kadar aydınlattı ki, Maran ve yandaşları gözlerini kapamalarına rağmen ışığı hissetmeye devam ettiler. Kızdan uzaklaşarak, gözlerini başka bir yöne çevirdiler.

    Ruh enerjisine hayatı boyunca yüklenmediği kadar yüklenen Liya, kalbinin zorlandığını hissetti, ancak artık üşümüyordu, tatlı bir sıcaklık bu soğuk sonbahar havasını delerek ruhunu ve bedenini ısıtıyordu. Ruh enerjisinin kısa bir süre sonra tükeneceğini biliyordu, uzun süre dayanamazdı. Işığı yavaş yavaş solarken, sıcaklık da azalıyordu, sıcaklık azaldıkça son umudu da tükendi. Maran yeniden ona döndü, aydınlıktan hala gözlerini açamıyordu ancak çılgınlığına öfke de katılmıştı."İşte şimdi bittin sen!" diye bağırdı. "Birazdan yaşayacaklarından sonra zavallı bedenin bir daha asla ışık saçamayacak." Artık kısık da olsa gözlerini açabiliyordu, beyazlar içindeki kız ganaelerin* üzerinde uzanmış bir ışık huzmesini andırıyordu.

    Maran hayvani bir şekilde nefes alıp vererek kıza yaklaşırken arkasından çeliğin eti kesme sesini duydu ve bir de çığlık. Bu sesin adamlarından birinden geldiğini anlaması uzun sürmedi, arkasını döndüğünde baştan aşağı siyah kıyafetlerle kuşanmış bir delikanlının kılıcıyla yandaşlarından birini daha kesişini izledi.

    "Sen de kimsin ulan!" diye bağırarak, siyah çelik sopasını elinde aldı ve siyahlar içindeki kurtarıcıya döndü.

    "Ben,Yanan Gül'ün son üyesiyim." dedi siyahlar içindeki kurtarıcı* Maran'ın bir başka yandaşını kılıcıyla biçerken.



    *Ganae:Çimeni andıran ancak çimenden, daha uzun daha kalın daha yumuşak ve turkuaz renkli olan bir bitki türü, yaraların mikrop kapmasını önlemekte kullanıldığı gibi ve mineral bakımından zengin olduğu için sindirime yardım amacıyla öğütülerek suyla içilebilir.

    *Kurtarıcılar: Kimilerinin kurtarıcılar,kimilerinin seçilmişler olarak adlandırdıkları bu bireyler, tüm canlıların sahip olduğu ruh enerjisini şekillendirebilen kişilerdir. Akıl sahibi olan tüm ırklarda ruh enerjisini (Lütuf) şekillendirebilen bireyler doğabilir ancak bunların sayısı oldukça azdır.
    Lütuf'u somutlaştırarak şekillendirebilen bu bireyler, İnsanların ülkesi olan Vanar kralının Plumerion'da düzeni ve barışı sağlamak amacıyla kurduğu birliğe katılmak şartıyla "Resmi Kurtarıcı" ünvanını kazanıyorlardı.



    Arkadaşlar yazmakta bulunduğum fantastik romanın küçük bir kısmını paylaştım, üşenmeyip okuyanlara çok teşekkür ediyorum, yorumlarınız benim için ÇOK DEĞERLİDİR, herkese iyi forumlar.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >







  • Bunun kralını 70 yıl önce Tolkien yaptı. Bu da dahil hepsi ondan feyiz almış metinler. Gerçekten hevesin varsa özgün bir şey dene. Ama 18 yaşında yazabileceğini sanmam.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: E-Nazmi

    Bunun kralını 70 yıl önce Tolkien yaptı. Bu da dahil hepsi ondan feyiz almış metinler. Gerçekten hevesin varsa özgün bir şey dene. Ama 18 yaşında yazabileceğini sanmam.

    Tolkien'i tanımasam da aklımdan geçenler yine bunlar olacaktı. Ayrıca çok sayıda fantastik eser okudum, bir çoğu kendi evrenini bile oluşturmadan Tolkien'in ürettiği elfleri,orkları,trolleri kullandığı halde okuyucuları tarafından beğeniliyor.

    Beni Tolkien'le kıyasladığın için sevinmeli miyim? Yoksa üzülmeli miyim? Bilemedim :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tavşanist -- 1 Haziran 2017; 12:57:18 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Tolkien'i tanımıyorum ve okumadım. Nihayetinde herkes birilerinden esinleniyor ve öylece yazabiliyoruz. Ama özgün olabilmek "bu benim eserim " demek için önemli. kullandığınız isimler eğer size aitse (özgünse) gerçekten etkileyici ve yaratıcı isimler. Ancak metninizi dikkatli okumama rağmen metnin akışı çok hızlı biraz daha detaylandırırsanız daha akılda kalıcı olabilir. Ayrıca romanınızda ki karakterler arasındaki konuşmalar (iyi-kötü vs .) güzel olmuş. Kullandığınız kelimeler bazı yerlerde biraz sıradan olmuş. Üzerinde çalışılırşa pürüzler giderilebilir. Konu da merak uyandırıcı. Genel anlamda beğendim. Yazmak güzel birşeyler üretmek gerçekten güzel bir his. Çalışmalarınızın devamını diliyorum. Kolaylıklar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Türkiye'de fantastik kurgunun gelişimini takip ettin mi, son dönemlerde neler yayınlanıyor, nereye yönelim var filan? Önce bir bunlara bak derim, çünkü fantazya evrenimiz korku motifleriyle süslü tarihi roman bendine yaklaştı. Bu biraz endişe verici, evet ama tarihi açıdan güç kattığı için epey de revaçta. Her neyse bak diye söylüyorum bunları, çünkü ben de tam senin yaşında bu yollardan geçtim. Diyeceğim şudur ki kitap yazmadaki esas etken bugüne kadar okuduklarını unutmak, kendi yaratacağın evrende kurgu icabı yalnız kalmaktır. Yoksa başkalarını taklit eder durursun :( Her yazarın istese de istemese de başına gelir. Açıkçası bu kısa metin senin bir şeyler yazabileceğini gösteriyor, ancak daha çok uğraş. Bir kitap için en az bir ya da iki sene uğraş. Mesela Türkçe bir metin yazmaya gayret et. Yoksa yazındaki gibi her şey yabancıyken bir anda Yanan Gül çıkar ortaya bu da komik olur :D Son olarak diyeceğim şu ki, bastırmak yazdırmaktan daha zor ve sakın para verip kitap bastırma hayatını bir köşeye atmış olursun iyi yayınevleri bulmaya çalış kendine.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nanİHlal -- 3 Haziran 2017; 5:23:8 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Talibe-iHukuk

    Tolkien'i tanımıyorum ve okumadım. Nihayetinde herkes birilerinden esinleniyor ve öylece yazabiliyoruz. Ama özgün olabilmek "bu benim eserim " demek için önemli. kullandığınız isimler eğer size aitse (özgünse) gerçekten etkileyici ve yaratıcı isimler. Ancak metninizi dikkatli okumama rağmen metnin akışı çok hızlı biraz daha detaylandırırsanız daha akılda kalıcı olabilir. Ayrıca romanınızda ki karakterler arasındaki konuşmalar (iyi-kötü vs .) güzel olmuş. Kullandığınız kelimeler bazı yerlerde biraz sıradan olmuş. Üzerinde çalışılırşa pürüzler giderilebilir. Konu da merak uyandırıcı. Genel anlamda beğendim. Yazmak güzel birşeyler üretmek gerçekten güzel bir his. Çalışmalarınızın devamını diliyorum. Kolaylıklar.

    Yorumunuz için çok teşekkür ediyorum. İsimleri kendim ürettim, özellikle Dünya'daki hiçbir dile mensup olmamaları için uğraştım ancak bilmediğim yüzlerce dil olduğundan her yazar gibi ben de bunu tamamen doğrulayamam. Olay akışının hızlı gittiğini de ikinci okumamda anladım, ayrıntı katmam gerekiyor gerçekten. Desteğiniz için tekrar teşekkür ediyorum.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Yazmak guzel şeydir. Su an zaman bulamadim ve hepsini okuyamadim ama yakinda okuyacağim.

    Bir eleştiri olarakta ayrintili zaman gece yarisi demek yerine gece yarisini yildizlari(varsa yada gokyuzu farkli mi farkliysa onu) ve nerde konuştuklarini anlatsan daha guzel olur.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • konusu hakkında bir şey söyleyemeyeceğim fantastik dünyasına uzağım fakat üslup falan iyi hocam.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Gurney5

    konusu hakkında bir şey söyleyemeyeceğim fantastik dünyasına uzağım fakat üslup falan iyi hocam.

    Aynı kesiti bu bölüme göz atan fazla kullanıcı olmadığından konu dışında da açmıştım.
    Oradaki yorumlarda üslup ve dilin sıkıntılı olduğu hakkındaydı daha çok.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tavşanist -- 3 Haziran 2017; 17:39:03 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Akanzi Kopanzi

    quote:

    Orijinalden alıntı: Gurney5

    konusu hakkında bir şey söyleyemeyeceğim fantastik dünyasına uzağım fakat üslup falan iyi hocam.

    Aynı kesiti bu bölüme göz atan fazla kullanıcı olmadığından konu dışında da açmıştım.
    Oradaki yorumlarda üslup ve dilin sıkıntılı olduğu hakkındaydı daha çok.

    18 yaşındasınız hocam sizden büyük yazarlar gibi yazılar bekliyorlar herhalde. Bence bir sorun yok. Daha önünüzde uzun seneler var daha çok kitap okuyup daha kaliteli yazmak için çok zamanınız var.




  • Cümleler anlaşılır ve sıkmadan okutuyor. Sadece karakter,ırk ve yer isimleri hoşuma gitmedi.
  • Fantastik roman yazmak en eğlencelisi ama kaliteli olmasını istiyorsan da en zorudur. Sana tavsiyem basit şeylerden başlaman ya da bunu arka plana atıp aynı zamanda başka hikayeler yazıp onlara daha çok odaklaman olucaktır.



    Bu tarzda yazmanın zorluğu yeni bir evren yaratmandan dolayıdır. Yaratıcağın her karakterin bir geçmişi, her olayın o olayı yaratan sebepleri olması gerek ve bu yüzden de gerçekten zor. Dil yaratma kısmına gelirsek bence diğer dillerden biraz kopya çekmen güzel olabilir. Örneğin, kendi yaratmaya başladığım dilde "hoşgeldiniz" kelimesini ingilizcedeki "welcome" kelimesinden türeterek "wolierka" olarak oluşturdum. Aynı şekilde "lover" dan türeterek "larîn," "power" dan türeterek "porta" kelimelerini oluşturdum. Hatta bazı kelimeleri direkt olarak aynı şekilde kullandığım da oldu. Kılıç kelimesi anlamını direkt olarak ispanyolcadaki anlamından alıyor, "espada."



    Benim de kafamda oluşturmaya başladığım bir evren var fakat tahminlerimce yaklaşık 10-15 senemi alıcak yazması. Aklımdaki hikayeleri yazmayı bitirdikten sonra başlamayı düşünüyorum bu sürece.



    Dediğim gibi başka türlerde hikayeler yazarak başlaman hem tecrübe kazanmanı sağlar hem de yaratıcılığını daha da arttırır ve bu da yarattığın evrende sana yardımcı olur.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.