Yemekçi

İnsan yaşayabilmek adına suya ve bir takım besinlere ihtiyaç duyar. İnsanların ihtiyaç duyduğu besinlerin daha lezzetli bir hal alması ise yemek olarak tanımlanmıştır. Ayrıca yemek yapmak düşünüldüğü kadar basit ha denildiğinde halledilebilecek bir olay değildir. Bu yüzden tüm detaylar ele alınmalı ve yemek konusunda insan kendini eğitmelidir.
Bende her insan gibi yemek kariyerime ilk olarak yumurta haşlayarak başladım. Daha sonra haşladığım yumurtayı yağ üzerine kırabilmeyi öğrendim, kendi kendime salata yapmayı başarabildim derken bir an sonra istediğim her şeyi başarıyla yapabileceğimi fark ettim. Buradan sonra yemek programlarını daha ilgiyle izlemeye başladım ve orada önerilen her şeyi fırsat buldukça deniyordum. Çünkü kendinize müstakil bir eviniz olmadığınızda ailenizin gölgesi altında yaşadığınızda istediğiniz her an istediğiniz her şeyi deneme imkânınız olmuyor. Bu yüzden insanlar her zaman müsait bir fırsat bulduklarında yeni şeyler öğrenebilme girişiminde bulunmuşlardır. Yemek programlarını takip ettiğimde bir süre sonra orada aşçının anlattıklarını istemesem de unutuyordum. Çünkü onca saat anlatılanların her birini akla saklayabilmek mümkün değildi. Bir yerden sonra tarifleri not etmem gerektiğini düşündüm ve tarifleri saklayabileceğim kalın bir defter edindim. Yeni aldığım defter yalnızca yemek tariflerine göreydi, ilk olarak bu defteri düzenlemem gerektiğini düşündüm. Okurun zihninde boş defterin nesini düzenleyebileceksin şeklinde sorular oluşabileceğini düşünerek bu konuya da değiniyorum. Mesela defterin ilk 50 sayfasını çorba tariflerine ayırırken ardındaki elli sayfayı da sulu yemek tariflerine bıraktım. Yaklaşık olarak defterimde altı tane yemek kategorisi olduğunu hatırlıyorum. Ayrıca eskiden beri bu kadar yoğun değildi ve istediğimiz her an aradığımız şeyi bilgisayarımızda bulamıyorduk. İnsanların evlerinde internet bağlantısı olmayan bilgisayarlar bile zor bulunurken düşünün ki nereden bulalım internet bağlantısını? Daha internet kafeler bile birkaç yıl sonra serpilmeye başlayacaktı. Bir zaman sonra hazırladığım tarifleri kullanmam gerektiğini düşündüm ve tarif defterimi alarak mutfağa ilk girişi yaptım. Bu giriş oldukça ürkütücü ve tereddüt doluydu. Bir yandan başarmak istiyor diğer bir yandan da kendime ya olmazsa şeklinde sorular yöneltiyordum. Fakat korkuların bir şeyleri başarabilmek adına tamamen yersiz bir engel olduğunu düşünerek kolları sıvadım. İlk hamlemi yapmadan önce defteri tekrar tekrar okuyarak neredeyse tarifin tamamını ezberledim. Tüm tarif ezberimde olmasına rağmen yine de yemeği yaparken gözümü ondan ayırmıyordum.
Hayatta her ne işle uğraşırsanız uğraşın bir yanınızda mutlaka yemek konusu olacak. Çünkü günün başlangıcı zaten yemekle oluyor. Hiç kimse gününe kahvaltı yapmadan tamamen formda ve dinç bir şekilde başlayamaz ya da öğle arası bir iş molası verip yemek yemezse işinde var olan performansı da düşüş gösterir. Bu yüzden besinlerle iyi geçinmeli ve onların kıymetini bilmeliyiz. Yemek hakkında bilgi edinmek eski şartlara göre oldukça kolay. Artık istediğimiz her yemek tarifini bulabilmek için geniş yapraklı defterlere not etmeye ihtiyaç duymuyor, internet sitesinde ya da onlarca televizyon kanalında bir yemek tarifi bulabiliyor. On yıl önce yalnızca bir televizyon kanalında verilen yemek tarifleri günümüzde tabiri caizse onlarca kanalda veriliyor. Televizyon kanallarından öte yemek tarifi edinebileceğiniz birçok kaynak zaten internet üzerinde çoktan yer aldı. Benim bulduğum ve geleceğe dair umut beklediğim en önemli kaynaklar arasında sayfa sayfanın hazırladığı yemekçi bölümü bulunuyor. Burada yemek tarifinden ziyade yemek konusu edebi bir üslupla anlatılıyor. Yemek yemeyi sevmeyen insanların bile bu içeriklere göz attıktan sonra iştahının kabarabileceğini düşünmekteyim. Sayfa sayfada yer alan yemekçi ile birbirinden güzel edebi yemek konuları…

< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi crysis23 -- 24 Ağustos 2014; 19:07:37 >

Benzer içerikler