Yeni Citroen C5 Aircross SUV Özellikleri ve Fiyatı Belli Oldu (3. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: zotacing

Bu mesaj silindi.

Alıntıları Göster

quote:

Orijinalden alıntı: Mesutist

Compact crossover un ne kadar gereksiz ve yalan bir sınıf olduğunu ben de düşündüm cook zamanlar. Büyük lokma ye laf etme misali gittik sıfır c5 aldık sonunda. Bizim evin park sorunu var, cok ciddi manevralar yapman gerekiyor. Yoksa mesela f-pace ne güzel olurdu. Bide hanım kullaninca şehir içinde o da ayri sorun.

quote:

Orijinalden alıntı: Mesutist

Henüz teslim almadım hocam ay başı diolla

quote:

Orijinalden alıntı: hopeful

benzinli ile dizel aynı fiyat olunca dizel biraz ağır bastı inşallah yalıtımı iyidir

quote:

Orijinalden alıntı: NEXUS_07

Hocam iyi günler,

Ben hafta sonu test etme fırsatı buldum. Yalıtımı gayet iyi bence korkacağınız birşey yok. Benzinlisini kullanmadım ama Dizel konusunda beni yeteri kadar tatmin etti. Gaza yüklenmedikten sonra içeriye motor sesi almıyor. Bastığınızda da bence hoş bir derinden homurtu duyuyorsunuz. Dizel bir C5 kullanıcısı olarak aircross dan çok etkilendim doğrusu. Buarada şanzıman ile motorun uyumu ve tepkileri oldukça yumuşak ve etkili. gayet tatmin edici.

*** Öncelikle marka fanatiği arkadaşların savunma yada saldırılarına gerek olmadığını kendi tecrübe ve deneyimlerimle kişisel düşünce ve kanaatlerimi belirteceğimi bildirir; saçma sapan cevaplar veren yada yorum yapan olursa muhatap almayacağımı söylemek isterim. ***

2008 yılına kadar Citroen Markası benim için özellikle reklamlarda robot olan C4 kasa ve eski C2 ve C3 ler yüzünden sürekli sorun çıkartan güvenilmez sıkıntılı marka imajı taşıyordu.
bulunduğum şehirde Mevcut japon otomobilim ile Citroen in servisi aynı firmada olduğu için 1999 dan 2008 e kadar arabayı her bakıma götürdüğümde serviste işlem gören diğer araçları yada tamir bekleyen araçları sorar, kazalı araçları incelerdim. Aracımı bakıma kendim götürmeyi ve işlem yapılırken izlemeyi ve kafama takılan soruları sormayı yada bilgilenmeyi severim.

2008 yılında yeni kasa C5 çıktığında test ettim ve resmen ilk görüşte aşık oldum. Arabamı değiştirme planım vardı fakat düşünce ve araştırma aşamasındaydım. ama sonuçta bu bir Citroen di ve o sebeple içime sinmemişti. Ara ara 2-3 ayda bir araba almak isteyen bir tanıdığımın teklifi ile birlikte showroom gezmeye gittiğimde her defasında C5 i tekrar test ediyordum ve acayip hoşuma gidiyordu. 2009 un başında araç alma kararım kesinleşti ve son kararımı vermek üzere bütün modelleri test edip her şeyi göze alarak Citroen C5 i aldım. İnşallah pişman olmam diyerek almıştım ve ben aldığımda piyasada çok fazla yoktu. Yani kendimce risk alarak aldım. Bugün hala kullandığım 1.6 dizel 110 Hp manuel C5 im 182.000 Km de ve bu güne kadar beni hiç üzmeden hizmet etti. Ve hala severek ve zevk alarak kullanıyorum. Hatta 5-6 yaşını doldurduğunda yakın çevreme de söylediğim gibi düşüncem yeni kasa C5 çıksaydı eğer yeni kasası ile değiştirmekti. Uzattım belki ama kısaca Citroen markasına bakışımı anlatmak istedim.

Gelelim günümüze.
Bir süredir araç değiştirmeyi düşünüyordum ve tercihim düşük yakıt tüketimi ve yüksek tork sebebi ile genel karterini sevdiğim Dizel motordan yana idi. otomatik vitesli araç almak istiyordum ve bu konuda da bir süredir en iyi otomatik vitesli aracı daha doğrusu en iyi otomatik vites teknolojisini araştırıyordum. Bu konuda kendi kıstaslarıma yada tercihlerime göre burada Tork Konvertörlü klasik otomatik şanzıman en sorunsuz güvenilir ve uzun ömürlü versyon olarak karşımıza çıkıyor. Bir kere debriyaj balatası değiştirme gibi bir derdiniz yok yada yarı otomatik (dsg, edc, dct gibi) şanzımanlarkai şanzıman ısınması yada balata sıyırma bitme gibi bir derdiniz yada korkunuz yok.

Tork konvertörlü bir şanzıman için 500.000-600.000 km tork konvertörü için ömür biçiyorlar. Hadi EAT6 yada dahada geliştirilmiş olan EAT8 şanzımanda Citroen in daha doğrusu PSA group için Japon AISIN firmasının geliştirdiği ve biraz daha hasaslaştırdığını varsayarsak en kötü şartlarda 300.000 km dayanacak bir şanzımandan yada sistemden bahsediyoruz.

Fakat büyük sınıf D segmenti bir sedan kullanıcısı olarak bir süredir donanımları ve malzeme kalitesi açısından Skoda Superb Prestige 1.6 TDI DSG almayı düşünüyordum. Şanzıman sisteminin DSG olması dışında kafama takılan hiçbir şey yoktu. Hatta buna rağmen kafamda kararımı vermiş ve makyajlı kasayı ekim başı gibi bekliyordum.


Hafta sonu eşim ve oğlumla araç bakmaya gittik.

Aklımda Skoda Superb i test etmek ve kararımı pekiştirmek vardı. Bu aracı test edecek, araba bayileri bölgesine gitmişken de bir süredir reklamlarda gördüğüm ve merak ettiğim C5 Aircross u yakından görüp incelemek istedim.

Eşim arabalardan çok anlamadığı için, daha konforlu, geniş ve daha rahat olduğunu düşündüğüm Skoda Superb i 2. sıraya bırakarak ilk önce Citroen C5 Aircross u test etmeye karar verdim. Superb in çıtayı yükselterek, Superb sonrası Aircross un Superb in gölgesinde kalacağı için Aircross a haksızlık yapmak istemedim.

Aircross da fikir edinmesini sonra Superb de daha konforlu ve geniş iç mekanla karşılaşınca daha iyi bir değerlendirme yapmasını bekliyordum.

C5 Aircross u test ettim. Konforuna ve verdiği hisse hayran kaldım. Kesinlikle çok sessizdi. Çok konforlu idi. İpek yumuşaklığında hareket ediyor şanzımanı da gayet canlı idi. Yumuşaklık derken jöle kıvamında da değil ama. Tam olması gerektiği gibi. C5 den (kendi aracım olan) konfor konusunda memnun olan bir kişi olarak C5 Aircorss da adeta büyülendim. Tam olarak şu şekilde yada bu şekilde etkilendim demekten çok bütünü ile beni etkiledi. Bir yemek gibi düşünün. Toplamının verdiği ağızda bıraktığı lezzet gibi. Test sırasında firma görevlisi beni bir boş araziye götürdü ve buraya girip burada sürmemi istedi. Yaklaşık 50-60 metrelik bir mesafe. Fakat geniş yaklaşık 1-1,5 metre genişliğinde ve 20-30 cm derinliğe kadar inen beton taş karışımı kısmen çakıllı çukurlar ve taşlık tümsekler. araç sarsıntı yapmadan trim sesi yada takırtı yapmadan süspansyonların çalıştığını hissetmekle birlikte en ufak bir rahatsızlık yada ses yapmadan bu şekilde 2 tane çukurdan bir kaç tane 30-40 cm çapında ve 8-15 cm derinliğinde 4-5 tane çukurdan ve irili ufaklı taşlarla 10-15 cm yükseklikteki taşların üzerinden geçtim ve hiç bir rahatsizlık duymadım. Bu alanda 3 tur attım.

Sonra yola ve 100km hıza kadar çıkabildiğim ana yola çıktım. 70 km hızla keskin sayılacak bir viraja girdim. Fazla yana yatma olmadı. Testi bitirip aracı yerine park ettim ve testi bitirdim.

Skoda ya gittim ve Superb i test ettim.
Önce araç park yerinden hareket etmek istemedi. Klasik el freni varmış da tam indirmemiş el freni aracı tutuyormuş da gidemiyormuş-zorlanıyormuş gibi hissettim. Tabi ki böyle bir durum yok. Elektrikli park freni var. Sonra koltuklar ve genel karakter Aircross tan sonra acayip sert hissettirdi. Dışarıdan gelen motor ve yol sesi nispeten (%5-10) daha fazla geliyordu. -bu duruma şaşırdım açıkcası- (bu arada belki bu olumsuz görüşlerime sebep olan test aracının genel durumu yada yıpranmış olması olabilir bilemiyorum) Araç 50-60 km hızla giderken tuhaf bir motor titremesi ve sesle ilerliyordu. Hani 3. vitesle gitmeniz gerekirken 4. vitesle gidersiniz de araç devir aşırı düştüğü için titreme yaparak çekemediği için motor tuhaf bir ses çıkartır ya. O şekilde bir izlenim verdi. Gaza %20 bastığımı varsayalım. %30 a çıkardım tepki yok %40 a çıkardım gideyim bari diyor ama dermanım yok edasında, %40 dan sonra daha fazla basarak %60-70 seviyesine gelirken vites küçültüp birazda bağırarak hızlandı. Yani aracın sürüşü akıcılıktan uzak. Ya aşırı sakin giderim diyor. Yada sinirli bir şekilde devir çevirir taleplere cevap veririm diyor. Bu arada Skoda ve VW grubunun politikası imiş. Test güzargahı 1.km yi anca bulabilen bir mesafeydi ve daha fazlasına izin vermiyorlar. Bu mesafede de ben bu anlattıklarımı hissettim. Aircross da hemzemin geçitten geçtim. Viraj döndüm yan yolda 40-50 ile giderken 70 e çıkıp otobüs solladım. Ana yolda 100 km hıza çıkıp radar korkusu ile yavaşladım. Daha çok hissedebildim arabayı. Sonrasında dönüpte araçtan inip eşimle konuştuğumuzda; eşim Superb in arka koltuk genişliğinin inanılmaz olduğunu söyledi. Onun dışında dedim. Yol birleşiminde tüm yolu boydan boya dikine kesen 10cm genişliğinde yaklaşık 1 cm derinliğinde asvaltla yamanmış sanırım yoldan boru yada hat geçirmişler sonra üzeri sıcak asvalt ile tamir edilmiş fakat araçlar geçtikçe çökme yaparak 0,5cm-1cm arası bir derinlikte kalmış bir yama vardı. Buradan Süperb ile geçtiğimde ön fazla hissetmemekle birlikte aracın arka aksı ve tüm şasi resmen zangırdadı. (bu kadar titremesine de anlam veremedim,test aracının sorunu olabilir) Eşim heralde daha uzun olduğu için mi orada çok sarsıldı araç dedi. Ve Skoda daha ucuz değil mi öbürü daha lüks hissettirdi hemde Jeep dedi. (tabi bu genel bayanların garip değerlendirmeleri şeklinde yorumlanabilir ama o o şekilde hissetmiş )

Bende Aircross un 245.000-TL - Superb in 276.000-TL olduğunu söylediğimde şaşırdı.

Eşimin de benim de Aircross kalbimizi kazanmayı başardı.

Biraz uzun bir yazı oldu. Kusura bakmayın. Aklıma gelmeyen yazmadığım, daha sonra aklıma gelen bir ayrıntı olursa sonrasında eklerim.

Alıntıları Göster

quote:

Orijinalden alıntı: lodosunoglu

Benzinli bir araba kullanmayali epey olmuş sanırım. Araba motor sesini her daim alıyor. Sesli çalışan bir dizel motoru var.
Benzinlinin dizelle aynı fiyat olması da ilginç. Bütün markalar dizel üretimini yavaş yavaş durdurduklarıni açıklarken psa bizim gibi nox emisyonuna aldırış etmeyen ülkelere ne kadar dizel kaktirırsam kâr diyor anlaşılan.

quote:

Orijinalden alıntı: lodosunoglu

Yahu 250 bin liraya araba alıyorsunuz, nasıl düşük alım gücüyse...

quote:

Orijinalden alıntı: lodosunoglu

Benzinli bir araba kullanmayali epey olmuş sanırım. Araba motor sesini her daim alıyor. Sesli çalışan bir dizel motoru var.
Benzinlinin dizelle aynı fiyat olması da ilginç. Bütün markalar dizel üretimini yavaş yavaş durdurduklarıni açıklarken psa bizim gibi nox emisyonuna aldırış etmeyen ülkelere ne kadar dizel kaktirırsam kâr diyor anlaşılan.