Şimdi Ara

Yunus Emre

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
21
Cevap
0
Favori
530
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Yunus Emre

    Hayatı


    XIII. yüzyılın ikinci yarısı ile XIV. yüzyılın başlarında yaşamış olan Yunus Emre'nin hayatı hakkında elde kesin bilgiler yoktur. Eski bir mecmuadan elde edilen bilgiye göre, 1250-1320 yılları arasında yaşamıştır.Yunus Emre'nin Sakarya bölgesinde Taptuk Emre adlı bir şeyhin dervişi olduğu bilinmektedir. Ayrıca, Anadolu, Suriye ve Azerbaycan'da dolaştığı, Porsuk'un Sakarya ile birleştiği yerdeki Sarıköy'de doğup öldüğü ve orada gömülü olduğu kabul edilmektedir.Yunus Emre, halk arasında bir efsane kahramanı gibi anılmaktadır. Hayatı hakkında birçok menkıbe oluşmuştur. Taptuk Emre'nin kapısında kırk yıl odun topladığı veya Taptuk'un emriyle kırk yıl seyahat ettiği bu rivayetlerden ikisidir. Anadolu'nun birçok yerinde Yunus'a ait olduğu söylenen mezarlar vardır.Her ne kadar ümmî (okur yazar olmayan) olduğu söyleniyorsa da, şairin, Mevlânâ'yı okuyup anlayacak kadar Farsça bildiği sanılmaktadır. Tasavvuf anlayışı bakımından Mevlânâ'dan esinlenmiş olması bu ihtimali güçlendirmektedir.Yunus Emre'nin iki eseri vardır: Bunlardan biri Risâletü'n-Nushiyye adlı mesnevisi, diğeri de Divan'dır.







  • Yunus Emre ve Sevgi Felsefesi


    Türk halk şairlerinin tartışmasız öncüsü olan ve Türk'ün İslâm'a bakışını Türk dilinin tüm sadelik ve güzelliğiyle ortaya koyan Yunus Emre, sevgiyi felsefe haline getirmiş örnek bir insandır.
    Yaklaşık 700 yıldır Türk milleti tarafından dilden dile aktarılmış, türkü ve ilahilere söz olmuş, yer yer atasözü misali dilden dile dolaşmış mısralarıyla Yunus Emre, Türk kültür ve medeniyetinin oluşumuna büyük katkılar sağlamış bir gönül adamıdır.
    Bazı kaynaklarda Anadolu'ya gelen Türk boylarından birine bağlı olup, 1238 dolaylarında doğduğu rivayet edilirse de bu kesin değildir; tıpkı 1320 dolaylarında Eskişehir'de öldüğü yolundaki rivayetlerde olduğu gibi. Batı Anadolu'nun birkaç yöresinde "Yunus Emre" adını taşıyan ve onunla ilgili görüldüğünden "makam" adı verilen yer vardır.

    Bir garip öldü diyeler
    Üç gün sonra duyalar
    Soğuk su ile yuyalar
    Şöyle garip bencileyin

    diyen Yunus, belki de doğduğu ve yaşadığı topraklardan çok uzaklarda bu dünyadan göçüp gittiğini anlatmak istemektedir.
    Türkiye'nin pek çok yerinde Yunus Emre'nin mezarı olduğu iddia edilen pek çok mezar ve türbe vardır. Bunlardan başlıcaları şöyle sıralanabilir: Eskişehir'in Mihalıççık ilçesine bağlı Sarıköy; Karaman'da Yunus Emre Camii avlusu; Bursa; Kula ile Salihli arasında Emre Sultan köyü; Erzurum, Duzcu köyü; Isparta'nın Keçiborlu ilçesi civarı; Aksaray; Afyon'un Sandıklı ilçesi; Ordu'nun Ünye ilçesi; Sivas yakınında bir yol üstü. Görüldüğü gibi sayı ve iddia hayli kabarıktır.
    Bazı belgeler, Yunus Emre'nin asıl mezarının Karaman veya Sarıköy'de olduğuna işaret etmektedir. Nitekim, 1970'li yılların başında Sarıköy'deki mezarın Yunus'a ait olduğuna kesin gözüyle bakılarak bu köye Yunus Emre adı verildi ve oradaki bir bahçe içine anıt dikildi. 1980'li yıllarda ise, 1350'de yapılmış olan Karaman'daki Yunus Emre Camii'nin yanındaki mezarın onun gerçek mezarı olduğu iddia edildi.
    Aslında bu durum, Yunus Emre'nin Türkler tarafından ne kadar sevildiği ve benimsendiğinin çarpıcı bir örneğidir. Gerçekten de halktan biri olan Yunus Emre, halkın değer, duygu ve düşüncelerini dile getirişi itibariyle tarihimizin en halkla barışık aydınlarından biri olma özelliğine sahiptir.
    Türk tasavvufunun dilde ve şiirde kurucusu olan Yunus Emre'nin şiirlerinde ahlak, hikmet, din, aşk gibi konuların hemen hepsi tasavvuftan çıkar ve tasavvuf görüşü çerçevesinde bir yere oturtulur.
    Mısralarında didaktik ahlak telkinlerinde bulunan Yunus Emre, "gönül kırmamak" konusuna ayrı bir önem verir ve "üstün bir değer" olarak şiirlerinde bu konuyu özenle işler.
    Bu arada Yunus Emre'yi öne çıkaran bir başka önemli özelliği de, şiirlerinde işlediği konuları ve telkinleri bizzat kendi hayatında uygulamasıdır. "Din tamam olunca doğar muhabbet" diyen Yunus, İslam'ın sabır, kanaat, hoşgörürlük, cömertlik, iyilik, fazilet değerlerini benimsemeyi telkin eder.
    Yunus'un sanat anlayışı, dini ve milli değerleri bağdaştırdığı mısralarında kendini gösterir; millileşen tasavvufa, Türkçe'nin en güzel ve en güçlü özelliklerini kullanarak tercüman olur. Gerçekten de 11,12 ve 13. asırlarda Türkistan ve Anadolu Türkleri arasında çok yayılan tasavvufun Türk şairleri arasında iki büyük sözcüsü vardır: Türkistan'da Ahmet Yesevi, Anadolu'da Yunus Emre...
    Yunus Emre'nin tasavvuf anlayışında dervişlik olgunluktur, aşktır; Allah katında kabul görmektir; nefsini yenmek, iradeyi eritmektir; kavgaya, nifaka, gösterişe, hamlığa, riyaya, düşmanlığa, şekilciliğe karşı çıkmaktır.
    Yunus Emre aynı zamanda bütün insanlığa hitap eden büyük şairlerdendir. Bu anlamda Mevlana'nın bir benzeridir. O'nun Mevlana kadar çok tanınmayışı ise, bir yandan kullandığı dil olan Türkçe'nin Batı'da Farsça kadar bilinmemesi, öte yandan da Türk aydınlarının O'nu ihmal etmesindendir. Yunus'taki insanlık sevgisi, neredeyse kendisiyle özdeşleşmiş "sevgi felsefesi"nin bir parçası ve hatta sonucudur. Nitekim Yunus'un insan sevgisini ilahi sevgi ile nasıl bağdaştırdığını gösteren en çarpıcı mısralarından birisi "Yaradılanı hoş gör / Yaradan'dan ötürü"dür.
    Yunus Emre'ye göre insanlar, din, mezhep, ırk, millet, renk, mevki, sınıf farkı gözetilmeksizin sevilmeyi hak etmektedirler. Madem ki insanoğlu ruh yönüyle Allah'tan gelmektedir; öyleyse insanlar hiçbir şekilde birbirlerinden bu anlamda ayrılamazlar.
    Yaşadığı çağın gerçekleri göz önünde bulundurulduğunda Yunus'un bir başka önemli tarafı ortaya çıkar: Yunus Emre, hükümetsizlik içinde çalkalanan ve Moğol istilaları ile mahvolan Anadolu topraklarında ortaya çıkan sapık batınî cereyanların hiçbirine kapılmadığı gibi, bu akımların Türklerin bütünlüğüne zarar vermesi tehlikesi karşısında da engelleyici bir rol üstlenmiştir. Bu bakımdan bakıldığında Yunus Emre, hem Türk şiirinin kurucusu, hem de milli birliğin önemli tutkallarından biridir. Yunus Emre, kelimenin tam anlamıyla "milli bir sanatçı"dır. Tıpkı, Nasrettin Hoca, Köroğlu, Dadaloğlu veya Karacaoğlan gibi...
    Yunun Emre'nin şiirlerinde en fazla işlenmiş temalar:İlahi aşk, Din, Ahlak, Gurbet, Tabiat, Ölüm ve faniliktir.




  • Tasavvuf


    Türkler, Müslüman olduktan sonra, İslâm dinini geniş kitlelere yaymak üzere bir düşünce sistemi oluşturmaya başlamışlardır. Eski inanışların İslâmlaşarak girdiği bu düşünce sistemi, tarikat adı verilen yollar vasıtasıyla halka ulaşır. Başlangıçta, sûfî adı verilen dervişlerin yaydığı bu din felsefesinin genel adı tasavvuftur. Mutasavvıf denen tasavvuf düşünürlerine göre, fizik ötesi evrenle, içinde yaşadığımız evren birdir (vahdet-i vücûd). Bu birlik, Tanrı'dır. Tanrı aynı zamanda hem vücud-ı mutlak yani salt varlık, hem de hüsn-i mutlak yani salt güzelliktir.

    Hava, su, toprak ve ateşten oluşan evren, geçici bir görüntüdür. Adem-i mutlak (mutlak yokluk) olan bu görüntüyü, Tanrı kendi güzelliğini görmek için yaratmıştır. İnsan varlık ve yokluk unsurlarıyla birlikte yaratılmıştır. İnsanın görevi, kendisinde bulunan yokluktan kurtularak varlığa, yani Tanrı'ya ulaşmaya çalışmaktır.

    Tanrı'ya ulaşmanın yolu aşktır. İnsan dünyanın zevk veren tutkularından uzaklaştıkça yokluktan da uzaklaşır; kendisinde var olan faziletleri geliştirdikçe varlığa yaklaşır. Tanrı'ya yaklaşan faziletli kişilere insan-ı kâmil (olgun insan) denir.

    Tasavvuf düşüncesi, insan ruhunu işlemeye yönelen bu yönüyle, kişiyi ikiyüzlülükten doğruluğa, kötülükten iyiliğe ve nefretten sevmeye götüren bir özellik taşır.

    Tasavvuf şiiri, bütün bu sözü edilen düşünce sistemini benimseyerek ilke hâline getirmiştir. İlâhî ve nefeslerde bütün canlılığıyla yaşayan bu ilkeler, bazı semboller aracılığı ile anlatılır. Buna göre; âşık, Tanrı aşkıyla O'nu arayan kişi; maşuk, âşık olunan, Tanrı; şarap, Tanrı aşkı; sâkî, yol gösteren; meyhane, dergâh veya tekke demektir. "Mazmun" (kalıplaşmış anlatım) adı verilen bu semboller Klâsik Türk Edebiyatı ve Tekke Edebiyatı'nın yanı sıra din-dışı şiirlerde de kullanılmıştır.




  • Bir Kez Gönül Yıktın İse

    Bir kez gönül yıktın ise
    Bu kıldığın namaz değil
    Yetmiş iki millet dahi
    Elin yüzün yumaz değil

    Bir gönülü yaptın ise
    Er eteğin tuttun ise
    Bir kez hayır ettin ise
    Binde bir ise az değil

    Yol odur ki doğru vara
    Göz odur ki Hak'kı göre
    Er odur alçakta dura
    Yüceden bakan göz değil

    Erden sana nazar ola
    İçin dışın pür nur ola
    Beli kurtulmuştan ola
    Şol kişi kim gammaz değil

    Yunus bu sözleri çatar
    Sanki balı yağa katar
    Halka matahların satar
    Yükü gevherdir tuz değil

    Yunus Emre
  • İlim İlim Bilmektir

    İlim ilim bilmektir
    İlim kendin bilmektir
    Sen kendini bilmezsin
    Ya nice okumaktır

    Okumaktan murat ne
    Kişi Hak'kı bilmektir
    Çün okudun bilmezsin
    Ha bir kuru emektir

    Okudum bildim deme
    Çok taat kıldım deme
    Eğer Hak bilmez isen
    Abes yere yelmektir

    Dört kitabın ma'nisi
    Bellidir bir elifte
    Sen elifi bilmezsin
    Bu nice okumaktır

    Yiğirmi dokuz hece
    Okursun uçtan uca
    Sen elif dersin hoca
    Ma'nisi ne demektir

    Yunus Emre der hoca
    Gerekse bin var hacca
    Hepisinden iyice
    Bir gönüle girmektir

    Yunus Emre



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest -- 28 Haziran 2006; 17:30:34 >
  • Bana Seni Gerek Seni

    Aşkın aldı benden beni
    Bana seni gerek seni
    Ben yanarım dünü günü
    Bana seni gerek seni

    Ne varlığa sevinirim
    Ne yokluğa yerinirim
    Aşkın ile avunurum
    Bana seni gerek seni

    Aşkın aşıklar öldürür
    Aşk denizine daldırır
    Tecelli ile doldurur
    Bana seni gerek seni

    Aşkın şarabından içem
    Mecnun olup dağa düşem
    Sensin gün be gün endişem
    Bana seni gerek seni

    Sufilere sohbet gerek
    Ahilere ahret gerek
    Mecnunlara Leyla gerek
    Bana seni gerek seni

    Eğer beni öldüreler
    Külüm göğe savuralar
    Toprağım anda çağıra
    Bana seni gerek seni

    Yunus'dürür benim adım
    Gün geçtikçe artar odum
    İki cihanda maksudum
    Bana seni gerek seni

    Yunus Emre




  • Şol Cennetin Irmakları

    Şol Cennetin ırmakları
    Akar Allah deyu deyu
    Çıkmış İslam bülbülleri
    Öter Allah deyu deyu

    Salınır Tüba dalları
    Kur'an okur hem dilleri
    Cennet bağının gülleri
    Kokar Allah deyu deyu

    Kimi yiyip kimi içer
    Hep melekler rahmet saçar
    İdris nebi hulle biçer
    Diker Allah deyu deyu

    Altındandır direkleri
    Gümüştendir yaprakları
    Uzandıkça budakları
    Biter Allah deyu deyu

    Aydan arıdır yüzleri
    Misk-ü amberdir sözleri
    Cennet'te huri kızları
    Gezer Allah deyu deyu

    Hakka aşık olan kişi
    Akar gözlerinin yaşı
    Pür nur olur içi dışı
    Söyler Allah deyu deyu

    Ne dilersen Hak'tan dile
    Kılavuzla gir bu yola
    Bülbül aşık olmuş güle
    Öter Allah deyu deyu

    Açıldı gökler kapısı
    Rahmetle dolu hepisi
    Sekiz Cennet'in kapısı
    Açar Allah deyu deyu

    Rıdvan-dürür kapı açan
    İdris-dürür hulle biçen
    Kevser şarabını içen
    Kanar Allah deyu deyu

    Miskin Yunus var dostuna
    Koma bu günü yarına
    Yarın Hakk'ın divanına
    Varam Allah deyu deyu

    Yunus Emre




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Necip Uysal
    10 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • Dosttan Haber Kim Getirir

    Dosttan haber kim getirir
    Sorun seher yellerine
    Vay bu ayrılık firakı
    Yetişmesin kullarına

    Bu ayrılık firakı
    Dünya kime kalır bâki
    Ol padişah olup sâki
    Kadeh sunar kullarına

    Ol kadehin içi dolu
    İçen ondan olur deli
    Ol şeyhimin tâlibleri
    Bel bağlamış yollarına

    Nefse karşı olan kişi
    Durmaz akar gozü yaşı
    Burda nefse uyan kişi
    Dalmaz kevser sularına

    Kevser hav'zuna dalanlar
    Ölmezden öndün ölenler
    Nefsini düşman bilenter
    Konar Tûbâ dallarına

    Tûba dalından uçanlar
    Cennet kapısın açanlar
    Şarabun tahur içenler
    Banmaz dünya ballarına

    Biçâre Yunus n'eylesin
    Derdini kime söylesin
    Bir dem tefekkür eylesin
    Bu dünyanın hallerine

    Yunus Emre




  • Bana Namaz Kılmaz Diyen

    Bana namaz kılmaz diyen
    Ben kılarım namazımı
    Kılarısam kılmazısam
    Ol Hak bilir niyazımı

    Hak'tan ayrı kimse bilmez
    Kafir müselman kimdürür
    Ben kılarım namazımı
    Hak geçirdiyse nazımı

    Ol nazı dergahtan geçer
    Ma'ni şarabından içer
    Hicabsız can gözüm açar
    Kendisi siler gözümü

    Gizli sözü şerheyleyip
    Türlü nükteler söyleyip
    Değme arif şerhetmeye
    Bu benim gizli razımı

    Sözüm ma'nisine erin
    Bi-nişandan haber verin
    Dertli aşıklara sorun
    Bu benim dertli sözümü

    Dost isteyen gelsin bana
    Göstereyim dostu ona
    Budur sözüm önden sona
    Ben bilirim kendözümü

    Yunus şimdi söyle sözün
    Münkir ister istemesin
    Pişir kurtar kendi özün
    Arifler tatsın tuzunu

    Yunus Emre




  • Çağırayım Mevlâm Seni

    Dağlar ile taşlar ile
    Çağırayım Mevlam seni
    Seherlerde kuşlar ile
    Çağırayım Mevlâm seni

    Su dibinde mahi ile
    Sahralarda ahü ile
    Abdal olup yahu ile
    Çağırayım Mevlâm seni

    Gökyüzünde İsa ile
    Tur dağında Musa ile
    Elimdeki asa ile
    Çağırayım Mevlâm seni

    Derdi öküş Eyyüb ile
    Gözü yaşlı Yakub ile
    Ol Muhammed mahbub ile
    Çağırayım Mevlâm seni

    Bilmişim dünya halini
    Terk ettim kıyl ü kalini
    Baş açık ayak yalını
    Çağırayım Mevlâm seni

    Yunus okur diller ile
    Ol kumru bülbüller ile
    Hakkı seven kullar ile
    Çağırayım Mevlam seni

    Yunus Emre
  • Gel Gidelim Dosta Gönül

    Bir karardan durmayalım
    Gel gidelim dosta gönül
    Hasretinden yanmayalım
    Gel gidelim dosta gönül

    Kılavuz ol gönül bana
    Gel gidelim yârdan yana
    Canım kurbandır canana
    Gel gidelim dosta gönül

    Kara haberin almadan
    Can bedenden ayrılmadan
    Azrail bizi bulmadan
    Gel gidelim dosta gönül

    Gerçek murada varalım
    Yârin hatırın soralım
    Yunus Emre'yi alalım
    Gel gidelim dosta gönül

    Yunus Emre
  • Canlar Canını Buldum


    Canlar canını buldum
    Bu canım yağma olsun
    Assı ziyandan geçtim
    Dükkanım yağma olsun

    Ben benliğimden geçtim
    Gözüm hicabın açtım
    Dost vaslına eriştim
    Günahım yağma olsun

    İkilikten usandım
    Birlik hanına kandım
    Derdi şarabın içtim
    Dermanım yağma olsun

    Varlık çün sefer kıldı
    Dost andan bize geldi
    Viran gönül nur doldu
    Cihanım yağma olsun

    Geçtim bitmez sağınçtan
    Usandım yaz u kıştan
    Bustanlar başın buldum
    Bustanım yağma olsun

    Yunus ne hoş demişsin
    Bal u şeker yemişsin
    Ballar balını buldum
    Kovanım yağma olsun

    Yunus Emre
  • Dolap Niçin İnilersin

    Dolap niçin inilersin
    Derdim vardır inilerim
    Ben Mevlaya aşık oldum
    Anın için inilerim

    Benim adım dertli dolap
    Suyum akar yalap yalap
    Böyle emreylemiş Çalap
    Derdim vardır inilerim

    Beni bir dağda buldular
    Kolum kanadım yoldular
    Dolaba ıayık gördüler
    Derdim var inilerim

    Ben bir dağın ağacıyım
    Ne tatlıyım ne acıyım
    Ben mevlaya duacıyım
    Derdim vardır inilerim

    Dağdan kestiler hezenim
    Bozuldu türlü düzenim
    Ben bir usanmaz ozanım
    Derdim var inilerim

    Dülgerler her yanım yondu
    Her azam yerine kondu
    Bu iniltim Haktan geldi
    Derdim vardır inilerim

    Suyum alçaktan çekerim
    Dönüp yükseğe dökerim
    Görün ben neler çekerim
    Derdim vardır inilerim

    Yunus bunda gelen gülmez
    Kişi muradına ermez
    Bu fanide kimse kalmaz
    Derdim var inilerim

    Yunus Emre




  • Biz Kimseye Kin Tutmayız

    Biz kimseye kin tutmayız
    Ağyar dahi dosttur bize
    Kanda ıssızlık var ise
    Mahalle vü şardır bize

    Adımız miskindir bizim
    Düşmanımız kindir bizim
    Biz kimseye kin tutmayız
    Kamu âlem birdir bize

    Vatan bize cennetdürür
    Yoldaşımız Hak'dürür
    Haktan yana yönilecek
    Başka yollar dardır bize

    Dünya bir avrattır karı
    Yoldan iltir niceleri
    Sürün gitsin öyleleri
    Onu sevmek ardır bize

    Yunus aydur Allah deriz
    Allah ile kapılmışız
    Dergâhına yüz tutuban
    Hemen bir ikrardır bize

    Yunus Emre
  • Taştın Yine Deli Gönül

    Taştın yine deli gönül
    Sular gibi çağlar mısın
    Aktın yine kanlı yaşım
    Yollarımı bağlar mısın

    Nidem elim ermez yâre
    Bulunmaz, derdime çare
    Oldum ilimden avare
    Beni bunda eğler misin

    Yavi kıldım ben yoldaşı
    Onulmaz bağrımın başı
    Gözlerimin kanlı yaşı
    Irmak olup çağlar mısın

    Ben toprak oldum yoluna
    Sen aşırı gözedirsin
    Şu karşıma göğüs gerip
    Taş bağırlı dağlar mısın

    Harami gibi yoluma
    Aykuru inen karlı dağ
    Ben yârimden ayrı düştüm
    Sen yolumu bağlar mısın

    Karlı dağların başında
    Salkım salkım olan bulut
    Saçın çözüp benim içün
    Yaşın yaşın ağlar mısın

    Esridi Yunus’un canı
    Yoldayım, illerim hani
    Yunus düşte gördü seni
    Sayru musun, sağlar mısın

    Yunus Emre




  • Niçin Ağlarsın Hey Bülbül


    Sen burda garip mi geldin
    Niçin ağlarsın bülbül hey
    Yorulup iz mi yanıldın
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Karlı dağlardan mı aştın
    Derin ırmaklar mı geçtin
    Yârinden ayrı mı düştün
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Hey, ne yavuz inilersin
    Benim derdim yenilersin
    Dostu görmek mi dilersin
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Kal’alı şehir mi yıkıldı
    Ya nam-u arın mı kaldı
    Gurbette yârin mi kaldı
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Gulistanlarda yaylarsın
    Taze gülleri yıylarsın
    Yavlak zârılık eylersin
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Uykudan gözüm uyandı
    Uyandı kana boyandı
    Yandı şol yüreğim yandı
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    N’oldu şu Yunus’a n’oldu
    Aşkın deryasına daldı
    Yine baharistan oldu
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Yunus Emre




  • Ah Nideyim Ömrüm Seni

    Yok yere geçirdim günü
    Ah nideyim ömrüm seni
    Seninle olmadım gani
    Ah nideyim ömrüm seni

    Geldim ve geçtim bilmedim
    Ağlayıp güssa yemedim
    Senden ayrılam demedim
    Ah nideyim ömrüm seni

    Hayrım şerim yazılacak
    Ömrüm ipi üzülecek
    Suret benden bozulacak
    Ah nideyim ömrüm seni

    Gidip geri gelmiyesin
    Gelip beni bulmayasın
    Bu benliğe sermayesin
    Ah nideyim ömrüm seni

    Hani sana güvendiğim
    Guveniben yuvandığım
    Kaldı külli kazandığım
    Ah nideyim ömrüm seni

    Miskin Yunus gideceksin
    Acep sefer edeceksin
    Hasret ile kalacaksın
    Ah nideyim ömrüm seni

    Yunus Emre
  • Çıktım Erik Dalına

    Çıktım erik dalına
    Anda yedim üzümü
    Bostan ıssı kakıyıp
    Der ne yesin kozumu

    Uğruluk yaptı bana
    Bühtan eyledim ona
    Çerçi de geldiaydur
    Hani aldın gözünü

    Kerpiç koydum kazana
    Poyraz ile kaynattım
    Nedir diye sorana
    Bandım verdim özümü

    İplik verdim cullaha
    Sarıp yumak etmemiş
    Becid becid ısmarlar
    Gelsin alsın bezini

    Bir serçenin kanadın
    Kırk katıra yükledim
    Çift dahi çekemedi
    Şöyle kaldı kazını

    Yunus bir söz söylemiş
    Hiç bir söze benzemez
    Münafıklar elinden
    Örter mana yüzünü

    Yunus Emre



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest -- 28 Haziran 2006; 19:39:00 >
  • Çeke Geldi Çeke Gider

    Aşkın odu ciğerimi
    Yaka geldi yaka gider
    Garip başım bu sevdayı
    Çeke geldi çeke gider

    Kâr etti firak canıma
    Aşık oldum cananıma
    As zencirin dost boynuma
    Taka geldi taka gider

    Sadıklar durur sözüne
    Gayri görünmez gözüne
    Bu gözlerim dost yüzüne
    Baka geldi baka gider

    Bülbül eder ah-ü figan
    Hasret ile yandı bu can
    Benim gönülcüğüm ey can
    Hakk'a geldi Hakk'a gider

    Arada olmasın asi
    Onulmaz bağrımın başı
    Gözlerimin kanlı yaşı
    Aka geldi aka gider

    Miskin Yunus'un sözleri
    Efgan eder bülbülleri
    Dost bahçesinin gülleri
    Koka geldi koka gider

    Yunus Emre
  • Aşksız Olmayayım

    İlahi bir aşk ver bana kandalığım bilmeyeyim
    Yavu kılayım ben beni isteyüben bulmayayım

    Söyle hayran eyle beni bilmeyiym dünlü günü
    Daim isteyeyim seni, ayruk nakşa kalmayayım

    Senin kokun duydu canım, terkini urdu cihanın
    Hergiz belirmez mekanın seni kanda isteyeyim

    Aşkın bir od urdu cana, uş yürürem yan yana
    Ciğerim gark oldu kana, nice zari kılmayayım.

    Ko ben yaanyım tüteyim, bülbül olayım öteyim.
    Dost bahçesinde biteyim, açıluben solmayayım

    Aşktır bu derdin dermanı, aşk yolunda verem canı
    Yunus Emre eydür bunu bir dem aşksız olmayayım.

    Yunus Emre
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.