Şimdi Ara

Zor Bir Kitabının yazılmasına yardım eder misiniz?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
0
Favori
1.299
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • İyi günler!
    "Dünyanın en zor kitabı"nı yazacağım.
    Yazacağım kitabı en anlaşılır hale getirmek için benimle görüşlerini paylaşacak anne ve baba adaylarına ihtiyacım var.

    Bana yardımcı olabilir misiniz?

    Zor ve ağır olan bir giriş şöyle



    "Ben insanların insanları, kiraya verdikleri akılları nedeniyle oluşturdukları düşünceler doğrultusunda aldattıkları insanlar, aldandıklarını anlasınlar diye bu kitabı yazmıyorum.

    Her bireyin, bulunduğu ortam ne olursa olsun, kendi bireysel çıkarları doğrultusunda hareket etmesi sonucu ortaya çıkmış bulunan düzeysizliğin nedenlerini de bu kitapta sorgulamayacağım.

    Geçmişten günümüze taşınmış bulunan yalanlarla dolu masalların mutlak üstünlüğünün hakimiyetinin kabul edildiği ortamda, yalanlarla dolu masalların masal olduğunun anlaşılmasını da sağlamayı amaçlamıyorum.

    Aslında 1995 ten itibaren hayatımıza kademe kademe giren internetin getirmiş olduğu geniş bilgi hazinesi ile hareket eden bir çok yazarımız, bu durumu kitabının konusu ne olursa olsun satır aralarında kısmen de olsa anlaşılsın diyerek kitaplarını yazmışlar, yazıyorlar.

    Girişte kurduğum cümlelerimin hedefini yazıları okuyan bir çok kişi din konusu olarak algılayacaktır.
    Hayır
    Kanaatimce, Din mensuplarının ileri gelenlerinin uydurmuş oldukları yalanlarla dolu masalların bir çoğu toplumları kötüleştirmiyor.
    İnsanlar, masal olduğunu bile bile bu masallara sarılıp da o masallar doğrultusunda hareket ettiklerini göstermeye çalışıyorlar. Aslında bu durum çok şaşırtıcı bir şey değil.
    Çünkü insanlar egoları doğrultusunda, doğrudan ilişkide bulundukları veya bulunma ihtimalleri olan diğer bireyleri kendi çıkarları doğrultusunda kullanma arzularıyla hareket ediyorlar.
    Özellikle Erkeklerin eşini rekabete açmamak uğruna uydurulmuş masallara bağlılığı tam anlamıyla bir çıkmaz sokak.
    Fakat temelde insan neslinin devam etmesini sağlayan ana olan kadın, dinsel masallardan çok, din dışı değişik adlar altında sunulan masallardan daha fazla zarar görüyor.
    Kendini “aydın” olarak tanıtan kitleler hep dinlerle mücadele edermiş görüntüsü altında kendi masallarını toplumlara yutturmuşlar.
    Benim bu kitabı yazmamda ki amaç;
    Toplumu oluşturan bireylerin var olan bütün masal , hikaye gibi olgulardan kurtulup, sadece çıplak gerçekleri görebilmeleri noktasında basitte olsa bir mum ışığı yakabilmektir.
    Dünyanın en zor kitabını yazıyorum. Bu kitabı yazmama kara verdiren olay şu cümle idi.
    -Laf! Laf! Laf! Madem bu kadar doğrusun, madem bu kadar iddialısın, hani kitabın hatta kitapların.
    Bu cümleleri çok ciddiye aldığım bir felsefe formunda; tanımadığım, bilmediğim belki prof., belki 10 yaşında bir çocuk olan 7 den 77 ye herkesin olabileceği konumda bir kişi yazmıştı.
    Bende o gün kitabımı, kitaplarımı yazmaya karar vermiştim.
    Ve kitabımın girişini oluşturması için peş peşe “22 ayda anladım ki;” başlıklı 4 tane makale yayınlamıştım. 5. makalemi yayınlayabilmem için en az bir kişinin okuduğu 4 makaleden sonra çıkıp benim adıma 5. makaleyi yazması gerekiyordu. Yazan olmadığı için bende 5. makalemin yazımını erteledim.
    Sonuçta aradan uzun yıllar geçti.
    Ben insanların cebi dolmadan, ekonomik özgürlüklerini kazanmadan doğru düşünemeyecekleri teziyle hareket ederek çok büyük zaman kaybettim. Şimdi ise kitap ile bir şeyler anlatmaya çalışacağım. Anlatabileceğimi de pek sanmıyorum. Ama deneyeceğim.
    Dünyanın en zor kitabının ana konusu şu:
    “…" "

    Kitabın ana konusunu şu an için yazmıyorum.
    Sizce "dünyanın en zor kitabı" na konu olabilecek konu ne olabilir.
    Yardımcı olursanız mutlu olurum.
    Saygılarımla







  • Hocam konuyla alakası yok ama eski mesajlarına bakınca merak ettim, SCS işi ne oldu, bir sonuca vardı mı?
  • Aydınlık nasıl bir şey?
  • Renkli kişilikleri asla kaçırmam. PM atıldı.
  • Görüş yazan arkadaşlara teşekkür ederim.
    Konuyla ilgili buraya bir kaç not yazmak istiyorum. Daha sonrada kitap için hazırlamış bulunduğum 2. bir girişi yazacağım.
    Aslında burada konuyu sormam biraz abesle iştigal olmuş. Ama yazdıklarımı okuyan olursa sanırım konuyu daha iyi anlayacaktır.
    Aynı yazıyla 2 farklı foruma daha konu açtım.
    Forumlardan bir tanesine üyeliğim eski idi. Ama hiç yazı yazmamışım. Bu nedenle de benim fikirlerimden haberi olmayan üyeler ciddi eleştiriler getirmişler.
    2. forum ise hiç tanımadığım yeni üye olduğum ve ismimim nikimde yazmadığı bir forumdu.
    Orda gelen cevaplar olumlu. Aynı metinden konunun "İNSANLIK" olacağı tahminini yürütmüş bir kişi.
    Lafı uzatmayacağım.
    2. giriş aşağıdaki gibi olacak. Konunun bilinmesine ve eski yazışmalara rağmen sizlerden görüş bekliyorum. İlgilenen olursa memnun olurum.

    "Dünyanın en zor olan işini yapmaya soyundum.
    Dünyanın en zor olan kitabını yazıyorum.
    İnsanlar kendi hazları için insanları aldatıyorlar.
    (Burada ve bundan sonra kullanılacak olan aldatmak kelimesi sadece cinsellik veya eşlerin bir birini aldatması anlamında değildir.)
    Aldatan, aldatıldığının bile farkında değil.
    Öyle ki; hani şu gazetelerin 3. sayfalarında yer alan her anne ve babanın ürpererek okuduğu cinsten haberlerde ki:
    “7 yaşındaki çocuğa şeker vererek kandırıp inşaatın bodrumunda tecavüz etti” gibisinden aldatılıyoruz. Aldatıyorlar.
    Bu kitabın konusu aldatılmak değil.
    Ben bu kitabı aldatılan insanların, masum 7 yaşındaki çocuk gibi ne yapacağını bilmeyen halinden kurtulabilmesini sağlamak için yazmıyorum.
    Alacağı şeker sonucu, katlanacağı ömür boyu sürecek azabını önlemek içinde yazmıyorum.
    Basit örnekte tüyleri diken diken olan bizler, şu an oluşturulmuş bulunan yalanlarla dolu dünyada nasıl tecavüzlere uğradığımızın farkında bile değiliz.
    Doğa kanunu kabul edilen “Büyük balık küçük balığı yutar” sözü aynen insanlar içinde geçerlidir.
    Herkes ama herkes egosu, kişisel hazları için yakalanmadan aldatabilme hakkını kendinde gördüğü her noktada aldatıyor.
    Sözüm ona bu aldatılmaları önlemek için kurgulanan din, hukuk, görgü, anane v.s. gibi olguların çoğu daha kolay aldatmak için kullanılan bir araç haline gelmiş durumda.
    Oluşturulmuş bu kurallar öyle bir noktaya ulaşmış durumda ki;
    İnsanlar mutlak emin oldukları hallerde bile “Kral Çıplak” diyemiyorlar. Çünkü “Kral Çıplak” demeye kalkan olursa beynini kendince en iyi kullanacağına inandığı kişiye kiraya vermiş olanlar anında linç girişimine kalkıyorlar.
    Bu cümlelerimle din konusunu kast ettiğimi düşünenler olabilir.
    Hayır.
    Kanımca Dini inanç insanların insanları aldatmaları noktasında en az faktörü olan yapı olarak kalıyor.
    İnançlar noktasına gelene kadar yapılan aldatmaların boyutu o kadar büyük ki, insanlar maruz kaldıkları tecavüzlerin farkında bile değiller.
    Tüm bunlara karşın bu kitabın konusu bu yazdıklarım değil.
    Kitap bu konu için yazılmıyor da neden böyle bir giriş yapıyorum.
    Bu kitapta anlatılanların anlaşılabilmesi için insanların öncelikle ben dahil hiç kimsenin gerçekler konusunda kişisel çıkarlarını bırakarak doğru söylemeyeceğini bilmeleri gerektiğini anlatmaya çalıştım.
    Bu kitabın ana konusuna gelince:
    İnsan ne için yaratıldı veya İnsan ne için yaşar sorularına bir kısım TIP mensuplarınca verilen “İnsan beyni …….. programlanmış olarak yaratılmıştır.” Cümlesindeki, “……..” konusudur. "
    ...
    Saygılarımla




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.