21. Yüzyılın izlerini taşıyan kolonlar! 'Goldenear Technology' (8. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: babiş62

Anlaşılan Definitive'nin yerini tutan yok. Ne kadar yan(kuruluş)dan yapsalarda..

quote:

Orijinalden alıntı: teknika

Bu Cumartesi satışa çıktığı ilk zamandan beri merak ettiğim ve geçen hafta kendimi feda ederek öncelikli sırada dinletiye aticus’u gönderip bu haftayı iple çektiğim Forum Audio’ya gitmek kısmet oldu.  Güzel bir tesadüfle aticus ikinci defa ve forumları uzaktan takip eden bir başka arkadaş da dinletideydi. Öncelikle bol ikramlı ve sıcak tavırlı dostane bir formatta geçen bu ağırlama için Forum Audio’ya gönülden teşekkür ederim.

Mekanda 2 dinleti odası vardı. Daha küçük olan dinleti odası nispeten uygun fiyatlı mini sinema ve mini Stereo sistemleri için, daha büyük olan alan da daha üst düzey sinema ve Stereo dinletileri için hazırlanmıştı. Mekanlarda Stereo dinletiye ve sinemaya hemen hazır halde pek çok seçenek vardı. Bu da güzel bir artı tabiki.

Neyse… Gelelim sadede.

İlk olarak dinletiye Tannoy’un sevilen ve başarılı modellerinden biri olan Definition kolonlarla başladık. Tannoy’un bu modelleri pek çoğunuzun bildiği gibi, 2 adet dev sürücü içeriyor. Üstteki sürücüsü, artık Tannoy’un klasik tasarımı sayılan eş eksenli yapıya sahip. Tannoy’un bu modelinde kabin yapılarının iri cüssesi, seslerine de tartışmasız olarak yansıyor. Gayet güzel, detaylı ve dolgun sahneleri var. Doyurucu alt frekansları, dengeli sesleri ve karakteristik Tannoy ses imzası, kendisini hemen hissettiriyor. Ancak kesinlikle sinemaya göre olmadıklarına hemen kanaat getiriyorsunuz. Nedendir bilinmez, kendiliğinde buna şartlanıyorsunuz zaten. Yani sinemada bana kıyma diyorlar sanki. Zaten sinema kolonu olarak kullanmaya tip olarak da tarz olarak da müsait değiller. Ortalama On beş bin Tl’lik fiyatlarıyla, bu kolonlar, bence olması gerektiği gibi çalıyorlar. Ancak tabi ki bu rakamlar Hi-Fi dünyası için bazı durumlarda komik gibi sayılsa da forumları takip ederek sistem kuracak pek çok kişi için tabi ki az değil. Alış fiyatınız, sizin sıkı pazarlığınıza bağlı olarak değişebilir mi? Bilmem. Ama en iyi ihtimalle bile forumları takip edenler için ciddi bir para sayılır. Dinletiye neden Tannoy’la başladığımıza gelince, özellikle iki katı fiyata satılan ve ciddi prestiji olan kolonlar arasında sayılan seçenekle başlamanın, iki marka kolon arasındaki farkları daha iyi algılamaya faydası olacağı düşüncesiyle böyle bir girişimde bulunuldu.

Tannoy’larla yapılan dinletinin ardından, Golden Ear’ın şu an için en üst modeli olan Triton Two model kolonları sahnedeki yerine bağlandı. Bu arada Triton Three daha küçük olan model ve o sinema sistemine bağlıydı. Yaratıcısının yani Sandy Gross’un yıllara ve onlarca modele imza atan ve özellikle Polk Audio ile Definitive Technology’e hayat veren biri olması sebebiyle, Golden Ear’lar her ne kadar yeni bir marka ve tasarım olsa da, yılların tecrübesi ve bileşimiyle oluşturulduğunun ve her iki markadan da izler taşıdığının zaten farkındayız. Ama gene de merakımızı gidermek için tabi ki ürünleri ilk bakışta yakından inceleme hevesiyle sıkıca süzerek gözlemliyoruz. Golden Ear’ların işçilik, malzeme ve sürücü kaliteleri, bağlantı terminalleri, kısacası tüm detayları, gerçekten takdire şayan ve bence 10 üzerinden 10’u rahatlıkla hak edecek kalitede yapılmış. Aynı şekilde demo da ön kapağı çıkarılmış ve sürücüleri açıkta duran Center da ve diğer tüm modellerinde bunu rahatlıkla görebiliyorsunuz.

Aynı albümler ve Plakları, Tannoy’lardan sonra sırayla tekrar Golden Ear’lar da dinlemeye başladık. İlk 10 saniye bir tuhaflık ve hafif bir şok yaşadık. Çünkü, Golden Ear’ları sisteme bağlayınca play’a ilk bastığımızda, gövde bir anda gitmiş. Cılız bir ses gelmişti. Detaylar iyiydi ama gövdeye ne olmuştu? Kalkıp kolonların arkasına ve ayarlara bakmaya başladık. Golden Ear’ların aktif yapıya sahip olduğu için, alt frekans seviye düğmesinin kapalı olduğunu gördük ve tabiki gülümseyerek derhal açtık. Ses anında değişti! Bir anda dev ve iri cüsseli bir ses içeriyi doldurmaya başladı. Sanki Tannoy’lar 4 tane olmuşlardı.  Güçlü ama bir o kadar da dengeli bir ses. Ara ara üst uç frekanslar’ın hafif parlaklığı dikkat çekici ama bir o kadar da detaylı bir çözünürlüğe sahipti. Bu hafif parlaklığın kolonların ve ona bağlı kabloların daha 50 saati bile doldurmadığını bildiğimizden normal olduğunun farkındayım. Ama gene de yanlış anlaşılma olmadan belirtmek isterim. Çünkü, pek çok kolon ve kablo yeniyken aynı karakteristik tepkileri veriyor. Golden Ear’lardan neredeyse her müzik türünde son derece tatmin edici sonuçlar ve etkileyici performanslar aldık. Önemli bir detaydan daha bahsetmek isterim. Çoğu kolonun fokus hissini en iyi şekilde aldığınız dinleme alanı dardır. Yani yanlara geçtikçe sesin güzelliğinde bozulma olduğu gibi, sahne derinliği de bozulur. Yani kısaca sesin dengesi bozulur. Ama inanılmaz bir şekilde Golden Ear’lar müthiş geniş fokus alanı sunuyor. Odanın neresinde durursanız durun, fokus hissi yani odaklanma hissini kaybetmiyorsunuz. Bu çok dikkat çekici diğer bir husustu, belirtmek istedim. Dinletiye giden arkadaşların bunu denemesini özellikle tavsiye ederim.

Sıra Golden Ear’ların sabırsızlıkla beklediğimiz sinema performanslarına gelmişti. Bu sefer sol yanda kurulu olan sinema sistemini devreye almak için, aynı odada yan koltuğa geçtik. Projeksiyon ve sinema sistemine bağlı olan Triton 3 Kulelerle, Center ve duvara asılı olan Rear’larını devreye aldık. Sub.’ı ilk planda çalıştırmadık. Çünkü, tıpkı Definitive’nin aktif kulelerindeki gibi, Golden Ear’ların da aktif dahili bas sürücülerinin bu konudaki başarısını ayrıca denemek istiyorduk. Hulk’un meşhur yakalanma sahnesini başlattık. Sonuç daha ilk birkaç saniyede bile gerçekten ciddi şekilde iyiydi. Hiç Sub. kullanmadan, alt frekansların etkileyici performansı zaten hemen dikkati çekiyordu! Özellikle ayrı bir Sub. almaya bütçesi yetmeyen ya da işi abartmak istemeyen meraklılar için Golden Ear’ların aktif kuleleri tek başına bile fazlasıyla yeterli bir alt frekans performansı sunuyordu. Zaten LFE girişine de sahipler. Asıl daha da önemli olan başka bir hususa, unutmadan değinmek istiyorum. Tüm dinletiler boyunca beni en çok şaşırtan olay, sinemada dinleti koltuğunun duvara sıfıra sıfır dayalı olmasına ve arka Rear kolonları da koltuğa hiç dönük olmadan birer metre sağdan ve soldan öne doğru bakmalarına rağmen, arka Surround etkileri, bu güne kadar duyduğum açık ara farkla en iyi Rear performansıydı. Müthişti. Müthiş! Rear’lara bakıyorsunuz sizle hiç alakası yok. Size dönük bile değiller. Ama sanki kulağınızın dibine dayanmışlar gibi etkileyici bir performans, odaklanma ve müthiş detay hissi! Üstelik o kadar küçük ve ince bir gövde yapısına rağmen! Yani aslında psikolojik olarak bile, belki ilk bakışta insan bu Rear’lardan tatmin olmaz. Ama tüm samimiyetimle söylüyorum, performansları tam bir şaşkınlık sebebi. 10-15 dakikalık değişik film testlerinden sonra, aynı sahneleri bu sefer de Sub.’la kıyaslamak üzere Sub.’ı devreye alıyoruz. Golden Ear’ların Sub.’ları tıpkı, Def.’ler gibi, hava portsuz ve pasif radyatörlü. Ama pasif radyatörler altta ve oval yapıda. Tabiki boyutlarına rağmen etkileyici Class D ampli güçleri ve devasa körükleri her zamanki gibi farklı bir tasarım anlayışına sahip. Hemen söyleyeyim göz doldurmuyorlar. Ama Sandy amcanın tasarımı olduğunu bilmek zaten sürprize hazır olmak demek. Gerçektende öyle oluyor ve Sub. devreye girince, sanki takviye dev grayderler sisteme eklenmiş gibi bina kökünden sallanmaya başlıyor. Göz temasıyla beyin kıyaslaması birbirine hemen ters düşüyor. Çünkü, Sandy amcanın bu yeni sub.’larını dinlemeden sadece görseniz, belki yüz dolar vermezsiniz.  Çünkü mini minnacıklar. Ama bir de dinledikten sonra kaç bin dolar diye sormadan da kendinizi alı koyamazsınız. Bu Sub.’ların fiyatları şaşırtıcı derecede bin doların altında. Ama performansları emin olun bir kaç bin dolarlık.

Şu an için Golden Ear’ların en üst kulesi olan Triton 2’lerin çiftinin fiyatı 6.950.- TL. gibi bir fiyatla satışta. Diğer ürünleri de beklenilenin altında bir fiyatla satışta. Tabiki pazarlık da kaçınılmaz.

Tüm samimiyetimle açıkça söylüyorum ki, dünyaca meşhur ve yıllardır bilinen Polk Audio ve Definitive Technology’nin tasarımcısı olan ve altın kulak olarak tabir edilen, pek çok ödülün ve yenilikçi patentin sahibi olan Sandy Gross amcanın yeni cicileri Golden Ear’lar, kesinlikle değerlendirilmesi gereken öncelikli seçenekler arasında yer almalı.

Her şey bir yana, tasarımsal farklılıkları, üst düzey işçilik, sürücü teknolojileri, sürücü ve malzeme kaliteleri ile bile öncelikli seçenekler arasında bulunmayı kesinlikle hak ediyorlar.

Forum Audio’ya bu ürünleri Türkiye’ye getirdikleri ve bizi en iyi şekilde dostça sıcak bir yaklaşımla ağırladıkları için tekrar teşekkür ederim.

Fotoları birazdan ekliyorum.