Şimdi Ara

34 Yaşında Hayatımda Yaptığım Değişiklikler (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
106
Cevap
30
Favori
11.754
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
127 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • kadircitak kullanıcısına yanıt
    Yani

    Benimle acik konusurmusunuz?

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kanatlandırmayan_Redbull kullanıcısına yanıt
    kendi profilini kontrol et.
  • kadircitak kullanıcısına yanıt
    Dostum sorunun ne senin

    Yasimla ilgili birseylermi ima ediyorsun?

    Profilimde ne var

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kanatlandırmayan_Redbull kullanıcısına yanıt
    adam konu açıp içini dökmüş sen bodoslama dalmışsın.

    34 Yaşında Hayatımda Yaptığım Değişiklikler



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kadircitak -- 25 Mart 2018; 13:30:19 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: seymen84


    quote:

    Orijinalden alıntı: İstiklalElbetBizimdir

    Hocam yok mu hiç tavsiyeniz pişmanlığınız gençliğinize dair bunları da yazsanız güzel olur

    Akıl verebilecek kadar kamil bir insan olduğumu düşünmüyorum ama bence hayatta iki seçimi doğru yapmak gerekiyor bir eş, diğeri iş seçimi.İkisinden birini yanlış seçmeniz durumunda, bu kısa hayatın mutluluğunu tam yaşamanız çok zor.

    şu lafın altına imzamı atarım
  • Aynı yaştayız, bazı benzer şeyleri bende uygulamaya başladım. Ne yazık ki hayat çok kısa ve çabuk geçiyor, daha ne oluyor anlamadan tak 30 oluyoruz.Sonra başlıyor ufak tefek sağlık sorunları, insanı korkutuyor bunlar. Kanserin aşırı yaygınlaşması, kalp, şeker hastalıkları, böbrekler, sağlıksız gıdalar,şehir hayatı vs derken insan bir kaçış noktası, temizlenme arıyor.

    Ben bunu yürüyüşte buldum. Bugüne kadar neden yapmadığıma da hayıflandım. Geçen yaz 500kmye yakın yürüyüş yaptım. En kısası 10km olacak şekilde, en uzunu da 20km, aralıksız dinlenmesiz. Zaten daha fazlası zor 20km yürüyüş 4 saat demek. İlk başladığımda ksıa süre sonra ayaklarım su topladı. Sonra patladılar, büyüyüp yeniden su topladılar. Kocaman yaralara döndüler, 1 hafta yürüyemedim resmen acıdan. Haliyle zamanla iyileşiyor ayaklar alışıyor. Arabayı ilk sattığımda işe gidp gelirken 20 dakikalık mesafede belim ağrırken, 4 sat yürüdükten sonra yarım saatlik tatlı bir ağrı sonrası çıksam yine yürüyecek hallere gelmiştim.

    Yürümenin koşudan farkı kalbe fazla yük bindirmiyor ve çevrenize, insanlara, doğaya karşı farkındalığınız artıyor. Bir sürü şeyi düşünme fırsatı buluyor, aklınızı düşüncelerden temizliyor rahatlıyorsunuz. Günlük düzgün su içip, uygun saatte de yatarsanız kendinizi çok harika hissediyorsunuz. Ben çok vücut geliştirme de yaptım, diyetler de yaptım, bir ömür sürdürülemeyecek denemeler hep boşa çıkıyor bunu gördüm. En güzeli hayatınız boyunca uygulanabilecek metotlar uygulamak bunun gibi. Şimdi havalar ısınsın diye iple çekiyorum yine başlamak için. Malum eskişehirde kışın veya sonbaharda soğuktan pek yürünmüyor. Mesafelerim uzun olduğumdan kendime pek yürüyüş arkadaşı da bulamıyorum herkes kaçış derdinde ama yalnız da güzel oluyor kulağımda müzik, güneşin tadını çıkara çıkara, d vitamini ala ala dolanıyorum. Bu sene toplam hedefim 2bin km yürümek.

    Bir şeylerin belli bir yaştan sonra bile geç olmadığını gösteren, insana şevk veren gaza getiren bir kanal olarak da Fatih Topçu'nun asla durma youtube kanalını öneririm. Bu arkadaş askerden gelince aldığı kilolara, vbücudunun geldiği hale artık dayanamıyor bu böyle olmaz diyor ve spora başlıyor. Yüzme, koşu, bisiklet derken kafayı kırıyor ve milli atlet oluyor. Pek çok da kürsü ödülü var.Bende ondaki azim olmasa da tembelleştiğim zamanlarda açıp yeniden feyz alıyorum kendisinden.

    https://www.youtube.com/channel/UC_aTJV1Wrjd78tntlVIrhKQ




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kara Komite

    Sağlık hayattaki en önemli şey ve onu kaybedince anlıyoruz. Böyle devam edin hocam. Beyaz ekmeği de bırakın tam buğday, kepekli ekmek falan tüketin. Pirinç bırakın bulgur tüketin. 1.5 litre su az, yükseltmeye çalışın. 1.75 yapın sonra 2 yapın sonra 2.25 yapın yavaş yavaş yükseltin. Spor yapın, ip atlamak iyi bir aktivitedir setler halinde yapın. Gün içinde 3-4 defa 10-15 dk boyunca ip atlayın. Yürümekten çekinmeyin of oraya mı yürüyeceğim demeyin, yürüyün. Ayakta gitmekten çekinmeyin, toplu taşıma kullanıyorsanız 2 oturun 3 ayakta gidin.

    ayakta durmak hariç hocam,
    statik uzun süreli duruş her zaman sıkıntılı.
  • Karıyı boşayın sorunların %90 çözülür....

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • seymen84 kullanıcısına yanıt
    Çaya şeker konusu eğer iyice alıştıysanız hemen bırakmak yerine yarılanma mantığını kullanın. yavaş yavaş azaltın ve kendinizi test edin. bir gün hiç şeker kullanmadan çay içmeyi test ettiğinizde şekersiz çayı içebilmiş olursunuz. Şahsen ince belli bardakta çayı iki kesme şekerle içen ben önce teke düşürdüm, 6 ay sonra yarıma ve ~1 yıl sonra da bir gün bırakacağım dedim ve bıraktım. çayı artık şekersiz içiyorum. şekersiz çay içiyorken şekerin ne kadar tat bozan bir şey olduğunu da fark ediyorsunuz. he bunun bana en büyük avantajı da kola fanta vb. içeceklerin de artık zehir gibi şekerli olduğunu fark edip tercih etmemeye başlıyorsunuz.
  • Şu ipe para verenleri anlamıyorum. Elinde ip var gibi düşün, zıpla. Niye ip alıyosun?
  • Abimin 34 yaşında olduğunu farkettim. Vay be zaman hızlı geçiyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: xxxcem

    hocam burdan yürü iyi iş kapısı olur benden demesi
    ben alırım şahsen hakikaten dogalsa
    bime a101 e gidiyorsun birsürü koruyucu madde var peynirin raf ömrü 2 sene olabilir mi ?
    hocam satmayı düşünürsen bana/buraya yumurta peynir ne varsa adet fiyatı toplu alımda vs fiyatları yazarmısın kargo indiriminide ayarlarız
    iş yerinde 75 kuruştan alıyorum ama bilemiyorum köy doğal yumurta diyor bide gezen tavuk yumurtası var bakalım

    Hocam 4 sene Gebze de Türkiye nin en büyük bisküvi fabrikasında çalıştım, ismi lazım değil tahmini çok kolay. Hijyen olarak eyvallah ama hazır gıda olarak satılan ürünler bana göre, değil Türkiye nin dünyanın sorunu. Koruyucu maddelerin bile koruyucuları var, varın hesabını siz yapın.

    Gelelim sizin sorununuza; peynir, yağ ve yoğurdu sadece evde yemek için yapıyoruz, sütleri sütçüye satıyoruz.

    20 kadar tavuğum var ortalama 10 yumurta alıyorum, günlük 2 ben 2, 3 de çocuklarım yiyor, artanı satıyorum ama yetiştiremiyorum, talep çok. Ben 20 tavuktan 20 yumurta almasını da bilirim ama hazır yem verip de hem tavukların hem kendimin, hemde insanların kimyasını bozmak istemem. Mesela cuma günü ineklerin gübrelerini attım sağa sola tavuklar solucanlarla bayram ettiler. Miden kaldırırsa buyur

    Genelde buğday, mısır ve yeşillik veriyorum, nadiren tadımlık olarak yumurta yemi veriyorum. Arada (çok soğuk günlerde) acı biberle soğan ve sarımsağı kepekle yoğurup veriyorum. Sularına arada limon sıkar veya sirke katarım. Normalde bu işi ticari olarak yapanlar belli aylarda aşı (suya ilaç katılması) yaparlar, ben bahsettiğim şekilde yaparım. Dışarıdan tavuk, yumurta ve hazır gıda ürünleri eve sokmam. Sadece çocuklara arada tadımlık ve misafir için bulundururuz.

    Aslında yapacak daha çok işim, projem var da vakit olarak imkanlarım yetmiyo, eve geldiğimde akşam oluyo.

    Köyde olduğumuzdan birde tavukları koruma işi var. Yırtıcı kuşlar kışın alıyo, vurmak yasak bişey yapamıyosun, tilki çakal da alıyo, onu da vurana kadar tavuğu alıp kaçıyo bide öyle bi dert var.

    Hatta şimdi de kümeste bişey öldürmeye başladı hayvanları, henüz göz teması kuramadık. Yani her istediğin de olmuyor.

    Gezen tavuk muhabbetlerine, 100 tavuğu olup da 80, 90 yumurta alana organik diye sakın inanma, yumurta yemi vermeden mümkün değil o kadar verim almak. Haa, belki organik yem vardır ama içeriğini bilmediğimden bişey de diyip günahlarını almak istemem, ben güvenmem sadece o kadar.

    Marketlerde organik diye aldığın zaman da etiketlerin de içeriğinde oku sertifikası varmı, bildiğim kadarıyla bu işi hakkıyla organik yapan 3, 5 firma var, onlara güvenilebilir çünkü o sertifikayı alabilmek için devletin belirlemiş olduğu ciddi ve zor kriterler var. Tabii sonrasında devletin denetimi varmı, sertifikayı aldıktan sonra üretici hâlâ o kriterlere sadık mı bilemem, fırıldak çok memlekette bilirsin.

    Bunları bu kadar yazdım diye de ciddi paralar kazandığımı düşünme, 3 inek 20 tavuk ayda giderler hariç toplasan 200, 300 lira kalıyor. Yediğimiz de yanımıza kâr kalıyor yani, babamla ben acayip yoğurt yeriz

    Toparlarsak; Kocaeli Kandıraya yolun düşer yada yolu düşen biri olursa birkaç gün önceden özelden haber verirsen süt ve yumurta istediğin kadar ayarlarım. Hemen hemen hergün siteye de giriş yaparım. Kargo işi sakat ilçede bile kargo şubesi yok, anca elden olur, bide tanışmış oluruz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: bayneo

    Çaya şeker konusu eğer iyice alıştıysanız hemen bırakmak yerine yarılanma mantığını kullanın. yavaş yavaş azaltın ve kendinizi test edin. bir gün hiç şeker kullanmadan çay içmeyi test ettiğinizde şekersiz çayı içebilmiş olursunuz. Şahsen ince belli bardakta çayı iki kesme şekerle içen ben önce teke düşürdüm, 6 ay sonra yarıma ve ~1 yıl sonra da bir gün bırakacağım dedim ve bıraktım. çayı artık şekersiz içiyorum. şekersiz çay içiyorken şekerin ne kadar tat bozan bir şey olduğunu da fark ediyorsunuz. he bunun bana en büyük avantajı da kola fanta vb. içeceklerin de artık zehir gibi şekerli olduğunu fark edip tercih etmemeye başlıyorsunuz.

    O dediğinizi eşimle o kadar denedik bi türlü şekersize alıştıramadık kendimizi.

    Eskiden 2 kaşık yada 2 kesme şeker atardık.

    Şimdi küçük bardağa kaşığı sadece değdirip, kesme şekerse de yarıdan daha az kırıp atıyoruz. Öyle hassas ayarımız var ki az bişey fazla olsa şekerli, az bişey de az olsa şekersiz geliyo bize

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • gimmeluck kullanıcısına yanıt
    20-30dk den bir şey olmaz hocam. dünya sağlık örgütünün bile açıklaması var bu konuda. Yaşlılara yer vermeyin ayakta gitsinler daha sağlıklı diye

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • anaconda41 kullanıcısına yanıt
    güzel cevap icin saolun hocam , valla ciftlik bank gibi bisey yapıp hakkıyla yapmak lazım aslında
    marketten aldıgın üründe durum belli ,iş yerinden köylü arkadaşlara soruyorum fazla fiyat istiyorlar yumurta tane 1 lira olur mu yav, 75 kuruşa zor ikna ediyorum.Tavuk ne kadar 35 lira diyor 1.5kg tavuga biraz meşakkatli ve zordur anlıyorum aslında.

    güzel dileklerin icin cok saol hocam almıs kadar oldum ama olmaz demeyim kısmet tabi ama cok zor oralara gelmem
    bende Balıkesir deyim yazman yeter buralara gelirsen kal sağlıcakla...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: xxxcem

    güzel cevap icin saolun hocam , valla ciftlik bank gibi bisey yapıp hakkıyla yapmak lazım aslında
    marketten aldıgın üründe durum belli ,iş yerinden köylü arkadaşlara soruyorum fazla fiyat istiyorlar yumurta tane 1 lira olur mu yav, 75 kuruşa zor ikna ediyorum.Tavuk ne kadar 35 lira diyor 1.5kg tavuga biraz meşakkatli ve zordur anlıyorum aslında.

    güzel dileklerin icin cok saol hocam almıs kadar oldum ama olmaz demeyim kısmet tabi ama cok zor oralara gelmem
    bende Balıkesir deyim yazman yeter buralara gelirsen kal sağlıcakla...



    O işler (çiftlikbank) bizi bozar. Bu millet de hakediyo aslında. Herkes fırıldaklık, kolay yoldan para kazanma peşinde.

    Neyse; benim yumurtalar aslında 1 lira eder de senin aldığın yer tavuklara ne veriyo, tavukların ırkı ne bilmiyoruz o yüzden yorum yapmam yanlış olur. Ben 80 kuruşa veriyorum kardeşim, para kolay kazanılmıyo, milleti sömürmenin, fırsatçılığın anlamı yok.

    Ufak bi tüyo; koyu renk (kahverengi, kırmızıya çalan) renk yumurtalar Lohman Brown cins tavukların yumurtasıdır, bunlara ne verirsen ver renk değişmez, azıcık rengi açılır yada koyulaşır o kadar. Köyde yada şehirde bu işi ticaret olarak yapanlar genelde bu cinsi kullanırlar. Bende ilk bunlarla başladım ama hastalığa karşı çok hassas oldukları için zamanla has köy (melez, renk renk) tavuğuna çevirdim. Bu rengi gören (lohman yumurtası) tüketici bunun köy yumurtası olduğuna daha çabuk ikna olur, verdiği parayı gözü görmez.

    Aynı şey sütte de vardır mesela; yerli ve Holstein dediğimiz ırkların sütlerinin yağ oranı düşük, sütün rengi bembeyaz olur, bunların yoğurdu da beyaz ve biraz daha cıvık olur, bunu alan tüketici de süte su katıldığını zanneder, halbuki öyle bişey yok. Başka yöreleri bilmem de bizim oralarda ineklerin ırkları genelde bunlardır. Örneğin adam almış birinden "ya yoğurdu şöyle çıktı daha ondan almam, sen getir bana sütü" diyor. Bende "burdaki hemen herkesin inekleri aynı ırk, bende versem benim için de aynı şeyi düşüneceksin" diyip açıklamasını yapıp ikna ederim. Sütü en yağlı inek ırkı halk dilinde carse (jersey)dir. Yağ oranı %6, 7 dir ama çok sıcak ve çok soğuklara dayanıksız hayvan olduğu için Türkiye şartlarında pek tutulmaz. Ben çocukken bizde hep carse vardı, kendi kendilerine hep öldüler. İlerde dışarı satış için sadece safkan carse ırkı düşünüyorum.

    Bunları neden bu kadar uzun yazdım? Sadece size cevap amacıyla değil, arama araştırma yapan kişiler de okusun da bilgilensin, eksiğimiz varsa da vatandaş tamamlasın diye yazdım



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi anaconda41 -- 25 Mart 2018; 21:26:2 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • anaconda41 kullanıcısına yanıt
    hocam yazdıklarını link olarak mailime atıp arşivledim
    öyle kolay bulunmuyor bazı bilgiler, daha çok yazsan süper olur

    hele bi de ufaklık olunca artık daha da çok dikkat etmeye başladık biz.

    Karatay gibi dogal yiyin doğal yiyin demeyi biz de biliriz, sorun onu nerde bulacağımız
    hatta daha büyük sorun, ekolojik dengenin bozulması nedneiyle "doğal" değil "organik" sertifikalı ürün yemek belki de.

    bu arada geçen Jersey pastorize sütü gördüm camda, MAcromediada. şu, migrosun yan mağazası,
    yanlışım olabilir gökçeada mı ne bi yerde üretiliyormuş. markayı unuttum.
    Ufaklığa Yoğurt yapmak için almıştım, sonra zaman olmadı direk içtik

    bizim dayımın yayladaki tavuklarının yumurtları sarısı hep , sarı oluyor ne kadar doğal beslense de..
    bazen kırmızı pul biber atıyor o zaman yumurta sarısı daha kırmızı oluyor daha doğal görünüyor



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi gimmeluck -- 25 Mart 2018; 22:8:26 >




  • anaconda41 kullanıcısına yanıt
    klavyene,eline sağlık hocam:
    işin icinde olmadıgımızdan kendimizce yorum yapıyoruz işte ögrenecegiz inşallah
    dedigin gibi hep kırmızı tonlarında olan yumurtalar denk geliyor bana,yoğurt ekşi oluyor 1 kere denedim köy sütüyle pek yiyemedim.Bimden kare kutu üstü kaymaklı olandan alıyorum bilmem ne kadar iyi kötü
    süt cok tüketmiyorum ama eski süt de calısmıs arkadasım özellikle market sütlerinden yani birşah,dost gibilerinden uzak durmamı söyledi ve pınar ı önerdi farklı yapıldığını anlattı alırken onlardan almaya calısıyorum,gene birinin tavsiyesiyle kaanlar alıyorum peynirimi,oraya gidince cok sasırmıslar (aletin birine bakmak icin gitmisler) uzay üssü gibi diyor ,kıyafetini giyiyorsun basınclı su gibi üstün steril ortamda geciyor dedi tavsiye etti işte. Ben genede pek almıyorum peyniri
    lava döküm tava aldım gene forum zarara soktu beni başka konuda görmüştüm arada tavuk(genelde) nadir kırmızı et alıp bunda yapıyorum tadları efsane olmasada bence iyi oluyor,mangal havasına geliyor yavaş yavaş gelişiyoruz bakalım nasıl olacak halimiz




  • gimmeluck kullanıcısına yanıt
    Az çok faydamız olduysa ne mutlu bize, kafana takılanı bildiğim ölçüde cevaplarım.

    Benim hayatta iki tane olmazsa olmazım var. Biri dürüstlük, diğeri adalet. Herkes bilinçli üretici ve tüketici olsun, emlak, arsa, araba, köy ürünleri vs ne satarsam satayım varsa kusuru, kusuruyla beraber söylerim, söyledim ve söylemeye de devam edecem, alıcı ona göre alsın. Aracı olduğum bişeyde alacağım komisyonu bile alıcıya söylerim, daha sonra başkasından duyacağına benden duy, alacaksan ona göre al derim.

    Adalet konusunda da babamın oğlunu tanımam, haksızsa haksızdır, bitti. Her haltı yerim ama bu ikisinden asla taviz vermem.

    Araştırmacı kişiliğim vardır, kafama takılan herşeyi netten bakar, insanlarla iletişime geçerim.
    Pul biber işini sadece çok soğukta sarımsakla beraber doğal antibiyotik olarak veriyorum arada, çok sık vermek de yumurtalığı yakabilir demişti bi arkadaş.

    Bunları da mailine yapıştır



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi anaconda41 -- 25 Mart 2018; 22:46:44 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • xxxcem kullanıcısına yanıt
    Hocam kurumsal gıda firmalarında hijyen konusunda şüpheniz olmasın, bu konuda firmalar çok ciddiler, bizzat bu işin içinden geçtim. HACCP (yazılışından tam emin değilim, unuttum) ve ISO nun bi dünya sertifikalarını alıp etiketlerine yapıştırmak için ciddi harcamalar ve acımasız kurallar gördüm.

    Doğal olan ürünler çabuk ekşir, bozulur veya meyve ise kurtlanır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.