Şimdi Ara

AHH O GÜNLER.......

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
2
Cevap
0
Favori
247
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • ÇOCUKLUĞUNA ÇAĞRI...


    Çocukluğunla randevun var bugün… Az gidip, uz gidip, dere tepe düz giderek ulaşacaksın buluşacağınız o masal diyarına… Hatırlarsın bu diyarı, hani her bahar ağaçları, anneciğine buketler yaptığın çiçeklerle dolardı, hani hanımeli kokularıyla baygın yaz akşamları, tozlu sokaklarında saklambaç oynanırdı. Saklandığın yerde, ebe önünü arkasını sağını solunu ebe söbelerken, kulaklarında ağustos böceklerinin bitmeyen yaz şarkısı, kalbin nasıl da heyecanla çarpardı. Çocuk yüreğine dolan sonbahar hüznünü hatırlıyor musun peki? Okulların açıldığı o ilk günü. Yıkanıp ütülenen beyaz yakalı kara önlüğünü, minik beslenme çantanı, su mataranı. Ya kışlar, kar üzerine dökülmüş külden patikalı sokak başına yaptığın kömür gözlü kardan adamı, mavi çamaşır leğeninden kızağını da unutmuş olamazsın. Tek bir ayakkabının, tek bir paltonun olduğu yıllardı. Anneciğin botunun üstüne kayıpta düşmeyesin diye çorap geçirirdi.Yoktu ki kar küreme araçları, kara kış caddelere kadar inerdi. Sizin öğretmeniniz izin vermez miydi, su geçirmiş botlarından minik ayakları ıslanan öğrencilerin, gürül gürül yanan sınıf sobasının yanına oturmasına? Soba başında, üşümüş ellerini ayaklarını ısıtırken, al al olmuş yüzündeki o çocuk gözlerine, nasıl da tatlı bir rehavet çökerdi değil mi? İlk ne zaman öğrendin okumayı? O kırmızı kurdeleyi göğsünü gere gere ne zaman taşıdın ilk? Amcalar teyzeler başını okşadı mı “aferin aferin, bak bizim ki daha sökemedi” diyerek? İlk yazılarını fasulyelerle yazmıştın mutlaka, ilk kitabın Cin Ali, ilk dergin de Milliyet Çocuk’tu… Değişmez... Oyuncakların… Hiç sakladığın olmadı mı onlardan? Kızının-oğlunun oyuncakları yanında son derece fakir, mütevazi ve gülünesi kalan ama, yüreğindeki izi derin, bez bebeğin, plastik topun, tahta araban, hatta belki bisikletin, hani bisikleti olmayan çocuklara sokak başından sırayla beşer dakika bindirdiğin…Yazık etmişsin saklamamışsan. Ama anıların vardır değil mi? O bitmek bilmeyen mahalle maçlarından, boru külah savaşlarından, ebelememelerden, dalyalardan… Sen de mutlaka çalmışsındır komşu teyzelerin kapılarını “su” diye, oyunlardan için yanmış, dilin damağın kurumuş… Şanslıysan harçlık diye üç beş kuruşun da olmuştur senin, hayatında hiç market görmemiş mahalle bakkalından gazoz alacak. Hatırlar mısın o bakkalın kokusunu? Peki ya kargacık burgacık yazılı veresiye defterini? Annen baban, kim bilir kaç sıkıntılı bekleyiş geçirmiştir bakkal amcanın önünde, deftere kara yazıyla yazılırken alacaklar verecekler… Şimdi televizyonda kanaldan kanala gezinerek izleyecek hiçbir şey bulamadan geçirdiğin akşamlarda senin için rengarenk, macera dolu bir dünyaya açılan o siyah-beyaz tek kanallı televizyonunu hatırlıyorsundur. Arı Maya’yı, Atom Karınca’yı, Clementine’i, Şeker Kız Candy’yi, Ton Ton Ailesini… İnsanın adı bir kere anılmaz mı onca Uykudan Önce’de Adile Teyze? Senin için de tüm zamanların en kötü adamı J.R. Ewing’miydi peki? Çok kanallı bir televizyonu düşünebilir miydin o zaman? Alamancı akrabaların bahsetmişlerdi oysa, sense aklın o mis kokulu bavullarındaki çikolatalarda, haribolarda sanki Uzay Yolu’nu izler gibi dinlemiştin onları… Şimdi komik geliyor… Mahallendeki aslan yelesi saçlı ağabeylerin-kelebek tokalı ablaların aşk mektuplarını taşırken dayanamayıp oturup okuduğun da olmuştur senin. Peki, o zamanlar anlayamadığın o ilk aşk ateşi senin ne zaman düştü içine? Ne zamandı o ilk öpücük?…Yoksa sizde, parlak ışıklar saçarak dönen disko topunun altında, terden sırılsıklam dans ederken, birden çalıveren Careless Whisper’da mı sokulmuştunuz birbirinize? Sizi hınzırlar sizi… Hadi artık hazırlan, geç kalma randevuna. Tornetine atla da gel, yanında bir iki arkadaş da getirirsen iki kale maç yaparız, vakit kalırsa boru külah savaşı... O yüzden sakın mekaplarını giymeyi unutma…Ben kim miyim? Belki ilkokuldaki küme arkadaşın beslenmeni paylaştığın, belki saklambaçtaki ebe, belki o hep kıskandığın barbie bebeği olan kız, belki tüpçünün oğlu ya da belki pahalı spor ayakkabılı Alamancı çocuk…Ya da sadece sararmış fotoğraflarda asılı çocukluğunu arayan senin gibi biri… Mahalle arkadaşın…







  • gerçekten insan eski günlerini özlüyor...
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.