İnsanlarla tanışmayı daha interaktif hale getiren bir uygulama Facebook ve Twitter'ın tahtına göz dikti.
Yeni bir akıllı telefon uygulaması dünyayı kasıp kavuruyor. Color adlı uygulama Facebook ve Twitter'ın tahtına göz dikebilecek özellikler barındırıyor. Color Twitter'ın gerçek zamanlı mesajlaşma özelliği ile Facebook'un video ve fotoğraf özelliklerini çarpıcı bir şekilde bir araya getiriyor.
41 milyon dolarlık yatırımla başlayan Color'un en büyük özelliği fotoğraf ve ortak mekan alanını kullanarak birbirini tanımayan insanları tanıştırması. Diyelim ki bir bardasınız ve fotoğrafınızı çekip Color profilinize yüklediniz. O an barda olan diğer Color üyeleri sizin yüklediğiniz fotoğrafı görürken siz de onların fotoğraflarını görüyorsunuz.
Dahası hangi Color üyeleri ile sıklıkla aynı mekanlarda bulunduğunuz da Color'un uyarı sistemi ile size bildiriliyor. Müdavimi olduğunuz mekanlara girdiğinizde, sıklıkla yakın olduğunuz, fotoğraf paylaştığınız kişilerin profillerini daha koyu renklerle görebiliyorsunuzu.
Color'un CEO'su Bill Nguyen yarattıkları uygulamayı "PC sonrası dünyanın başlangıcı" olarak nitelendiriyor. Çünkü Color diğer sosyal ağlarla da entegre durumda.
ÖZEL HAYATI GÖRÜNTÜLÜ PAYLAŞACAK
Ancak Color'un özel hayatı derinden etkileyeceği de tahmin ediliyor. Çünkü Color profili olan kişi bir resim girdiğinde onu herkes dünyanın her yerinden görebiliyor. Color'da profil oluşturmak için ise sadece ad ve cep telefonu numarası isteniyor. Color yayıldıkça patronunuzun ya da ailenizin, yakın arkadaşlarınızın nerede ne yaptığınızı görüntülü bir şekilde görmesi mümkün olacak.
ALINTIDIR.............
Phone ve Android mobil cihazlarda kullanılabilen Color, fotoğraflarınızı ve videolarınızı herkesle paylaşabildiğiniz bir uygulama. Ancak Facebook’taki gibi arkadaş ekleme ya da Twitter’daki gibi takip etme yok. Color sizin konumunuza bağlı olarak çevrenizdeki insanların fotoğraflarını size gösteriyor.
Uygulamayı başlattığınız zaman, bulunduğunuz noktadan 100 metreye kadar olan alan içerisinde bu uygulamayı kullananların içerik akışlarını görebiliyorsunuz, tıpkı sizin de başkasının alanında olmanız gibi. Uygulamada siz ağınızı seçemiyorsunuz. Onun yerine uygulama sizin takıldığınız kişilere göre sosyal ağınızı tespit ediyor. Mesela her seferinde birbirine yakın iki arkadaşın bu aplikasyonu kullanması halinde, Color algoritmaları bunu algılıyor ve sizin arkadaşlığınıza göre sıralamasını yapıyor. Bunun yanında sadece belirli kişileri görüntülemek için ‘daha fazla göster’ ya da beğenilen/yorum yapılan arkadaş resimlerine bakma seçeneğine sahipsiniz. Diyelim ki bir arkadaşınızı bir süreliğine görmek istemiyorsunuz onun resimleri, o kişi sonunda sizin ağınızdan kaybolana kadar rengini kaybetmeye başlıyor.
Uygulamanın diğer güzel bir yanı , arkadaşlarınızın geçmişteki aldığı fotoğrafları çekme yeteneğine sahip. Bu şekilde sizinle aynı konumda olduklarında geçmişe dönük olarak o fotoğraflara da bakabiliyorsunuz. Teknoloji ile dolu uygulama sizin yerinizi anlamak için sadece GPS kullanmıyor, bunun yanısıra aydınlatma ve ortam gürültüsünü bilemek için de kamera kullanıyor.
41 milyon $ yatırım alan uygulamanın, Bill Nguyen liderliğindeki kurucularla yürütülen ekibin teknolojik açıdan gelişmiş olması sürpriz değil esasında. Bill Nguyen ‘Lala’ nın kurucu. Bildiğiniz gibi Lala 2009 yılında 80 milyon $ Apple tarafından alınarak adını duyurmuştu. D.J. Patil, LinkedIn’in eski başmühendisi idi, şimdilerdeyse ürünün şirket başkanı olarak hizmet veriyor. Başka tanınabilir kuruculardan eski Photobucket, BillShrink ve Trinity Ventures’da yer alan Peter Pham.
Peki Color neden bu kadar dikkat çekti? Belki eşsiz konum tabanlı sosyal ağ özelliği nedeniyle belki de Nygugen ve ekibinin lansman öncesinde 41 milyon dolarlık yatırım alması nedeniyle. Muhakkak ki bunların etkisi var. Fakat uygulamanın bu kadar dillendirilmesinin ve bir çok insanın kaşlarını yükseltmesinin diğer bir nedeni Color üzerinde her şeyi herkesin görebiliyor olması ve bu durumun mahremiyeti ihlal etmesi. Tasarımı benzersiz olan bu uygulamayı kullanan kişilerin büyük bir heyecan duyacağı kesin ancak birçoğu da bunun etkisini düşünmeden kullanacak. Uygulamada gizlilik özellikleri yok ve kişileri engelleme opsiyonuna da sahip değilsiniz. Kaldı ki tanımadığınız ve sizin ne yaptığınızı gören birisini nasıl engellersiniz? Yani telefonların ‘dikkatlice’ kullanılmaması sonucu mahremiyeti gözler önüne sereceği için kişisel yaşantısını gizli tutmak isteyenlerin bu uygulamadan uzak durmasında fayda var.