Şimdi Ara

Alemdağ Jandarma Komando Tabur Komutanlığı istanbul (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
31
Cevap
3
Favori
16.252
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • üzdün hocam :D
  • Mart-15B celbinde oradayız, gitmeye gerek var miydi? Kesinlikle yoktu, işi gücü bırak git, hani telefon da serbest olsa en azından borsamızı takip edebilirdik eğitim arasında =) hem borsa da işlem yapamayacağız hem de işimizden olucaz, neyse buna da şükür, varsa 15b ci yeşillendirebilir =)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Beyler 22 Aralık 2018 celbinde gittim, bedelli hizmetimi yaptım, döndüm. Sorularınızı alabilirim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: canatasever

    Beyler 22 Aralık 2018 celbinde gittim, bedelli hizmetimi yaptım, döndüm. Sorularınızı alabilirim.
    Hocam mayıs ayında gideceğim bende. Genel olarak yaşadığın dikkat çekilesi, tedbir alınması gerekenleri genel bi bilgi mahiyetinde yazarsan müsait bi zamanında, özene özene okurum.:)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi emptiness -- 28 Şubat 2019; 21:3:0 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: canatasever

    Beyler 22 Aralık 2018 celbinde gittim, bedelli hizmetimi yaptım, döndüm. Sorularınızı alabilirim.
    Çayımı çekirdeğimi aldım şimdi seni dinleyebiliriz hocam

    Bahsedebilir misiniz nasıl ortam nasıl geçti.
  • Alisinasyon kullanıcısına yanıt
    5 Nisan 2019 tarihinde 18 günlük bedelli askerlik hizmetim sonrasında öğle saatlerinde terhis belgemi alarak ayrıldım buradan.
    İnternette yazılanlar ve çevreden duyulanlara istinaden; burası İstanbul olması sebebiyle kolay bir yer olarak görülüyor. Kütahya, Manisa ve diğer yerlerdeki birliklerle kıyaslanınca resmen yatıyormuşuz havası yaratılıyor; fakat tam anlamıyla doğru değil. Eğer çok fazla takan biri değilseniz ve rahatınıza da düşkün değilseniz 18 gün rahat bir şekilde geçer. Genel olarak iyi bir yer.
    Buradan ayrıldıktan sonra askerlik hizmetinin tanımı bende şu şekilde netleşti. Koskocaman bir pisliğin üstüne örtülmüş mükemmel bir disiplin.
    18 Mart’ta saat 15:30 civarında birliğe katıldım. 18 günlük bekleyiş orada başladı. Devamlı bekleyeceksiniz, ayakta bekleyeceksiniz, sebepsiz ve amaçsız olarak. Sabah, öğlen, akşam içtimasında. Eğitimlerde. Kayıt işlemlerinin ardından koğuşlara alındık. Yıkandığı söylenen çarşaflar, nevresim ve yastık kılıfları verildi. Sağında solunda pas ve diğer lekeler olan ve sararmış kılıflar. Mirzai komutan bizlere yatakları nasıl yağacağımızı gösterdi. Kendisinin takımında olmasak da arada muhabbet etme şansı bulduk. Mükemmel disiplinli, prensipleri olan, karakterli bir Uzman Çavuş. Kendisi sert görünse de çok iyi bir insan, ne yapıyorsa sizin için yaptığından emin olabilirsiniz.
    Eğer yanlış hatırlamıyorsam birliğe katıldıktan sonra 2. gün öğle saatlerinden sonra kamuflajlar dağıtıldı. Pantolon, gömlek, parka, kep, kemer ve bot veriliyor. Hepsi daha önceden kullanılmış, sadece pantolon ve gömlekler yıkanmış olarak veriliyor. Parka ve kep yıkanmadan veriliyor. Kepi yıkamak kırılacağı için mümkün değil, parkanın yıkanmama sebebini ise İsa Komutan ‘anneleriniz veya eşleriniz montlarınızı her hafta/ay yıkıyor mu’ diyerek açıkladı. Botların içine bir ilaç sıkılıp o şekilde bir sonraki birliğe veriliyor. Havlu, eşofman, atlet vb verilmeyecek, bu nedenle bunları yanınızda götürün kesinlikle.
    Adı geçmişken kendisinden bahsederek bir sonraki maddeye geçeceğim.
    İsa Yeşilyurt: Birlik Komutanı, Kıdemli Başçavuş -mükemmel bir insan, komutan, baba. Karşımızda Cem Yılmaz dursa bizi o kadar güldüremezdi. Genellikle sabah içtimalarında bizlere 10-20 dakikalık konuşmalar yapar, hal hatır sorar ve bir şeye ihtiyacımız olup olmadığını sorardı. İhtiyacı veya sıkıntısı olana yardımcı olmak için çırpınırdı.
    Bu taburda geçireceğiniz günlerde, özellikle ilk hafta, en çok karşılaşacağınız soru ‘bir sıkıntısı, bir ihtiyacı olan var mı; sorusu olan var mı’ olacak. O kadar çok duyacaksınız ki bu soruyu artık gına gelecek. Bunu tabi ki iyi niyetle soruyorlar ve ihtiyaç sahiplerine yardımcı oluyorlar fakat bir süre sonra bu soruyu zaman geçirmek için sormadıklarından şüpheye düşüyorsunuz. İsa uzman sabah içtimasında soruyor, yarım saat bununla geçiyor, sonra diğer komutanlar soruyor. Takımlar ayrılıyor, takım komutanları soruyor, diğer takım komutanı geliyor o da soruyor. Yeter artık diyorsunuz. Hava soğuk, ayakta bekliyorsunuz ve gerçekten donuyorsunuz ve hep bu soruyu duyuyorsunuz.
    Telefon: Tuşlu, kamerasız (radyosu olan) telefon götürüp çok göze batmamak kaydı ile kullanabilirsiniz. Akıllı telefon yasak, en gizli yerde dahi kullansanız yakalanıyorsunuz ve elinizden alınıyor. Sayısız kişi yakalandı, askerliklerinin uzadığı söylendi; fakat hiçbirinin askerliği uzamadı. İsa Komutan’ın bu konuyu aydınlatması gerekiyor. İbo ve İyap (Karaoğlan) isimli şahısların askerliği neden uzamadı. İbo yakalandıktan 2 gün sonra telefonu neden ve nasıl kendisine geri verildi?
    Yanınıza kitap ve radyo dinlemek için kulaklık alın. Vakit geçirmek için bu ikisine çok ihtiyacınız olacak. Koğuş bir süre sonra kütüphane gibi oluyor, herkes elinde kitaplarla uzanırken siz boş boş etrafa bakmazsınız.
    Temizlik: İlk başta belirttiğim şekilde, askerlik pislik üstüne kurulu bir düzen, disiplin. Koğuşlar 34 kişilik. Muhtemelen 250 kişilik bir birlik olacaksınız ve size yanlış hatırlamıyorsam birinde 12 lavabo bulunan 2 tane hela düşecek. Biri alt katta, diğeri üst katta. Bir diğer hela genelde yaklaşık 40-45 kişi olan kısa dönemlere düşüyor. Onun da birini kullanmaya izin vermişti İsa Uzman. Bu tuvaletlerde sabunu birliğe katıldığımız gün ve birlikten ayrılmadan önceki 3. gün gördük. Onun dışında sabun yoktu. Sadece 1 defa deterjan/çamaşır suyu ile tuvaletler temizlendi. Her sabah tuvalet, koğuş vb temizliği o günün nöbetçileri tarafından yapılıyor. Fakat tuvalet ve banyolara sadece su tutuluyor, hiçbir deterjan verilmiyor. Bu nedenle bir süre sonra merdivenlerden başlamak üzere tuvalet kokusunu alabiliyorsunuz. Temizlik malzemeleri, moplar vb çok pis, deterjan kullanılmadığı için hijyen sıfır ve mikrop yayılmaya müsait. Durumu başlarda İsa uzmana bildirdik, tedarik sıkıntısı olduğunu fakat sorunu çözeceğini bildirdi. Yemekhanenin lavabosuna sabun tedarik ettirdi hemen. Sıcak su yemekhane lavabosunda devamlı akıyor. İşin ilginç yanı şu; özellikle yemekhane girişlerinde olmak üzere çoğu yerde ‘suya sabuna dokunun’ yazmasına rağmen bu kadar hijyen yoksunu olunması.
    Banyolara sıcak su akşam saatlerinde 18:30 ve 20:30 arasında/civarında veriliyor. Bu yönde sıkıntı yok. Sabah duş almanız zor, hem zaman yetmez hem de su olmaz zaten.
    Koğuşlar: Her gün koğuştaki 2 kişi koğuşu süpürmek, etrafı temizlemek ve yatak üstlerinde, pencere önlerinde kalan havlu, çöp vb toplamakla; yatakların düzenli olup olmadığını kontrol etmekten sorumlu. Her akşam 8 ile sabah 6 arasında 1er saatlik koğuş nöbetiniz olacak. Biz 2 saat olarak tuttuk nöbetleri, bu sayede hem 1 saat için uykudan uyanmamış, kamuflaj giymemiş oluyorsunuz hem de sıra daha az geliyor. Örneğin 1 saatlik nöbette 4 defa nöbet tutuyorsanız 2 saatlik nöbette 2 defa tutuyorsunuz. Koğuş nöbetçisi herkes uyurken kapıda oturup ara ara koğuşun kapısını, camını açıp havalandırmakla yükümlü. Üstü açılan, tuvalete gidip dönmeyen vb varsa bu tarz durumları takip etmesi gerekiyor. Üstü açılanın üstünü örtüyor, koğuşu havalandırıyor. Örneğin adam tuvalete gitti, uzun süre dönmedi, düşmüş bayılmış olabilir, intihara vb teşebbüs etmiş olabilir diye bunu da takip etmekle yükümlü. Çok dostane bir uygulama. Koğuş gece hamama dönüyor, sağdan soldan gelen osuruk sesleri, yükselen horlamalar derken tam bir senfoni orkestrası 😊 İlk gece uyuyamıyorsunuz fakat sonrasında vücut pes ediyor.
    Koğuşun havası ve içtima/eğitimlerde soğukta beklemekten dolayı kısa bir süre sonra hastalıklar başlıyor. Biri hastalanınca diğerleri de hastalanıyor zaten. 60 kişilik takımda 33 kişinin aynı gün revire gittiğini ve istirahat aldığını gördü bu gözler. İçtimada ve eğitimlerde genellikle boyunluk taktırmadıkları ve yakaları kaldırmanıza izin vermedikleri için soğuktan boğazlar gidiyor. En son birliğin doktoru (sanırım yarbay) ya istirahatlilere laf etmeyin ya da boyunluk takmalarına ve yakalarını kaldırmalarına izin verin de asker hastalanmasın dediğini duydum. Söylenti de olabilir.
    Yemekhane: Hayatınızın en düzenli ve en güzel yemeklerini burada yiyeceksiniz. Eğer vejeteryan veya vegansanız işiniz zor çünkü neredeyse hiçbir öğünde etsiz yemek çıkmıyor. Burada yediğim kavurma, yahni ve balığı uzun süre arayacağım. Özellikle akşam yemeğinde çıkan çorbalar nefisti.
    Askerliğiniz boyunca 1 defa 1 gün boyunca yemekhanede çalışacaksınız. Yemekhanenin temizlenmesi, bulaşık ve kazan. Kazan, sizi hayattan soğutacak ve bittikten sonra ‘işte askerliği burada yaptım ve bitirdim’ dedirtecek bir yer. Kazan aşamasını geçtiyseniz askerlik bitmiştir.
    Yemekhanedeki israfı hayatımda başka hiçbir yerde görmemiştim. Akşam yemeği sonrasında daha 1 saat önce ocaktan alınmış yaklaşık 40 litre mükemmel çorbayı logara, 4 tepsi dokunulmamış yumurtalı ıspanağı, yarım kova yoğurdu ve 2 büyük kap (yaklaşık 10 kg) peynirli makarnayı da çöpe döktük. Tüylerim ürperdi, neredeyse ağlayacaktım bu israf karşısında. Dehşet bir şeydi bu benim için. Sonraki süreçte yemekhane yetkilisi komutan ile görüştüm. Yemeklerin yetmemesi ve askerin aç kalması ihtimaline karşılık tam sayı için yemek çıkardıklarını (yaklaşık 300 kişi) ve bu şekilde önlem aldıklarını; askerin aç kalmasındansa bir kısım yemeği dökmenin daha makul olduğunu bildirdi. Ben halen daha bazı kurumlarla anlaşılıp artan yemeğin kullanılabileceğini düşünüyorum.
    Kantin: Askerlikte ihtiyacınız olacak çoğu şey kantinde çok uygun fiyatlara var. Çorap, içlik, tıraş bıçağı, köpüğü vb. Yan tarafta da çay ocağı var. Çay karton bardakta ve sallama olarak veriliyor. Bitmesi veya olmaması ihtimaline karşılık yanınızda kahve götürebilirsiniz. Çay 30 kuruş. Hiçbir yerde nakit geçmiyor, bu nedenle yanınızda banka kartınızı götürün. Evet ilginç fakat 30 kuruşu bile karttan çektireceksiniz. Mantık aramayın çünkü gidenler 18 günde bir mantığını bulamadı, hoş geldiniz 😊 Kantin sorumlusu komutan kasa açıklarına engel olmak için bir anlamda bu şekilde güvenlik önlemi aldığını bildirdi. Kantinde çay ocağı kısmında uzun kuyruk oluyor bedelli askerlerden dolayı. Uzman çavuşlar ve uzun dönem askerler sıra beklemeden kuyruğun önüne girip hemen alıp çıkma hakkına sahip. Adamlar 12 ay askerlik yapıyor bırakın da bir ayrıcalıkları olsun.
    Yeri gelmişken söyleyeyim, uzun dönemlerle çok fazla bir araya gelmiyorsunuz. Ancak kantinde karşılaşırsınız. Ama efendi, kendi hallerinde çocuklar onlar da. Herhangi bir sıkıntı çıkmadı. Siz de empati kurun biraz. Yanlarında özellikle şafak muhabbeti falan yapmayın.
    Komutanlar:
    Mustafa Komutan: Adam yürüyen karizma. Keskin nişancı, çok iyi bir insan. Doğuda terörle mücadele etmiş, çatışmalardan çıkmış biri. Komutanlardan çoğu terörle mücadeleden geliyor. Ben bu adamla tanıştıktan sonra vatan millet sevgisi nedir onu öğrendim. Şu an sorsalar tereddüt etmeden doğuya gidebilirim, o derece.
    Kaan Komutan: Yakışıklı genç biri, henüz 93lü ve henüz doğu görevinde bulunmamış. Onunla da eğitim dışında her konuyu konuşabilirsiniz fakat hal ve tavırlarınızda onun altı olduğunuzu hissettirmeniz gerekiyor. Ne kadar muhabbet derin olsa da bir hareketinize takıp size çömel/kalk, çömel/kalk veya şınav vaziyeti al diyebilir. İlginç biri. Bence egosunu tatmin etmek için askeri kullanıyor, o yüzden kendisine sorular sorduruyor ve devamlı yaptırım uyguluyor. Dün kendisine gidip soracaktım fakat zaman kaybetmek istemedim, buradan soracağım.
    Günlerce akıllı telefon yasak diye bağırıp durdunuz, akıllı telefon kullananları yakaladınız ve en az 7 gün askerliklerinin uzadığını bildirdiniz. İbo denen o şahsın telefonunu atış eğitimi esnasında fotoğraf çekerken yakaladınız, İbo’yu azarladınız ve onunla ve takımla olan samimiyetinizin bittiğini söylediniz. Bu şahıs 2 gün sonra nasıl oldu da telefonu geri aldı, sizinle o kadar samimi oldu ? Prensip sahibi olduğunuzu söylediniz, önce bu soruyu yanıtlamanız gerekir şahsınızda ve vicdanınızda. Bu arada İbo ve diğerleri de bizimle terhis oldu.
    Celal Komutan: Çok tatlı bir komutan, konuşmasını ve yaklaşımını çok seveceksiniz.
    Erkan komutan: Bir insana argo konuşmak bu kadar yakışabilir; çok iyi biri. Ağzını yaya yaya …. deyişi var, yere serilirsiniz.
    Çağdaş Komutan: Bu adam ya kafayı sıyırmış; ya da normal değil. Seviyor mu kızıyor mu anlamıyorsunuz. 1. Takımın ağzına sıçtı resmen, adamlar nefes almadan eğitim yaptı. Askere yaklaşımından dolayı eğer yanlış çıkarım yapmıyorsam son günlerde uyarı aldı Kaan Komutan ile birlikte.
    Son olarak da eğer içerde bir sorun yaşarsanız doğrudan gidip İsa Başçavuş ile konuşun. Dışardan birilerini devreye sokup adamı zor durumda bırakmayın. Baktınız sorun çözülmedi, bir daha gidin. Sonrasında CİMER’e yazmak veya birini devreye sokmak zaten sizin elinizde.
    Sonuç olarak rahat bir askerlik sizi bekliyor, alışmaya ve dostluklar kurmaya çalışın. Sorgulamayın ve mantık aramayın.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: earlyriser

    5 Nisan 2019 tarihinde 18 günlük bedelli askerlik hizmetim sonrasında öğle saatlerinde terhis belgemi alarak ayrıldım buradan.
    İnternette yazılanlar ve çevreden duyulanlara istinaden; burası İstanbul olması sebebiyle kolay bir yer olarak görülüyor. Kütahya, Manisa ve diğer yerlerdeki birliklerle kıyaslanınca resmen yatıyormuşuz havası yaratılıyor; fakat tam anlamıyla doğru değil. Eğer çok fazla takan biri değilseniz ve rahatınıza da düşkün değilseniz 18 gün rahat bir şekilde geçer. Genel olarak iyi bir yer.
    Buradan ayrıldıktan sonra askerlik hizmetinin tanımı bende şu şekilde netleşti. Koskocaman bir pisliğin üstüne örtülmüş mükemmel bir disiplin.
    18 Mart’ta saat 15:30 civarında birliğe katıldım. 18 günlük bekleyiş orada başladı. Devamlı bekleyeceksiniz, ayakta bekleyeceksiniz, sebepsiz ve amaçsız olarak. Sabah, öğlen, akşam içtimasında. Eğitimlerde. Kayıt işlemlerinin ardından koğuşlara alındık. Yıkandığı söylenen çarşaflar, nevresim ve yastık kılıfları verildi. Sağında solunda pas ve diğer lekeler olan ve sararmış kılıflar. Mirzai komutan bizlere yatakları nasıl yağacağımızı gösterdi. Kendisinin takımında olmasak da arada muhabbet etme şansı bulduk. Mükemmel disiplinli, prensipleri olan, karakterli bir Uzman Çavuş. Kendisi sert görünse de çok iyi bir insan, ne yapıyorsa sizin için yaptığından emin olabilirsiniz.
    Eğer yanlış hatırlamıyorsam birliğe katıldıktan sonra 2. gün öğle saatlerinden sonra kamuflajlar dağıtıldı. Pantolon, gömlek, parka, kep, kemer ve bot veriliyor. Hepsi daha önceden kullanılmış, sadece pantolon ve gömlekler yıkanmış olarak veriliyor. Parka ve kep yıkanmadan veriliyor. Kepi yıkamak kırılacağı için mümkün değil, parkanın yıkanmama sebebini ise İsa Komutan ‘anneleriniz veya eşleriniz montlarınızı her hafta/ay yıkıyor mu’ diyerek açıkladı. Botların içine bir ilaç sıkılıp o şekilde bir sonraki birliğe veriliyor. Havlu, eşofman, atlet vb verilmeyecek, bu nedenle bunları yanınızda götürün kesinlikle.
    Adı geçmişken kendisinden bahsederek bir sonraki maddeye geçeceğim.
    İsa Yeşilyurt: Birlik Komutanı, Kıdemli Başçavuş -mükemmel bir insan, komutan, baba. Karşımızda Cem Yılmaz dursa bizi o kadar güldüremezdi. Genellikle sabah içtimalarında bizlere 10-20 dakikalık konuşmalar yapar, hal hatır sorar ve bir şeye ihtiyacımız olup olmadığını sorardı. İhtiyacı veya sıkıntısı olana yardımcı olmak için çırpınırdı.
    Bu taburda geçireceğiniz günlerde, özellikle ilk hafta, en çok karşılaşacağınız soru ‘bir sıkıntısı, bir ihtiyacı olan var mı; sorusu olan var mı’ olacak. O kadar çok duyacaksınız ki bu soruyu artık gına gelecek. Bunu tabi ki iyi niyetle soruyorlar ve ihtiyaç sahiplerine yardımcı oluyorlar fakat bir süre sonra bu soruyu zaman geçirmek için sormadıklarından şüpheye düşüyorsunuz. İsa uzman sabah içtimasında soruyor, yarım saat bununla geçiyor, sonra diğer komutanlar soruyor. Takımlar ayrılıyor, takım komutanları soruyor, diğer takım komutanı geliyor o da soruyor. Yeter artık diyorsunuz. Hava soğuk, ayakta bekliyorsunuz ve gerçekten donuyorsunuz ve hep bu soruyu duyuyorsunuz.
    Telefon: Tuşlu, kamerasız (radyosu olan) telefon götürüp çok göze batmamak kaydı ile kullanabilirsiniz. Akıllı telefon yasak, en gizli yerde dahi kullansanız yakalanıyorsunuz ve elinizden alınıyor. Sayısız kişi yakalandı, askerliklerinin uzadığı söylendi; fakat hiçbirinin askerliği uzamadı. İsa Komutan’ın bu konuyu aydınlatması gerekiyor. İbo ve İyap (Karaoğlan) isimli şahısların askerliği neden uzamadı. İbo yakalandıktan 2 gün sonra telefonu neden ve nasıl kendisine geri verildi?
    Yanınıza kitap ve radyo dinlemek için kulaklık alın. Vakit geçirmek için bu ikisine çok ihtiyacınız olacak. Koğuş bir süre sonra kütüphane gibi oluyor, herkes elinde kitaplarla uzanırken siz boş boş etrafa bakmazsınız.
    Temizlik: İlk başta belirttiğim şekilde, askerlik pislik üstüne kurulu bir düzen, disiplin. Koğuşlar 34 kişilik. Muhtemelen 250 kişilik bir birlik olacaksınız ve size yanlış hatırlamıyorsam birinde 12 lavabo bulunan 2 tane hela düşecek. Biri alt katta, diğeri üst katta. Bir diğer hela genelde yaklaşık 40-45 kişi olan kısa dönemlere düşüyor. Onun da birini kullanmaya izin vermişti İsa Uzman. Bu tuvaletlerde sabunu birliğe katıldığımız gün ve birlikten ayrılmadan önceki 3. gün gördük. Onun dışında sabun yoktu. Sadece 1 defa deterjan/çamaşır suyu ile tuvaletler temizlendi. Her sabah tuvalet, koğuş vb temizliği o günün nöbetçileri tarafından yapılıyor. Fakat tuvalet ve banyolara sadece su tutuluyor, hiçbir deterjan verilmiyor. Bu nedenle bir süre sonra merdivenlerden başlamak üzere tuvalet kokusunu alabiliyorsunuz. Temizlik malzemeleri, moplar vb çok pis, deterjan kullanılmadığı için hijyen sıfır ve mikrop yayılmaya müsait. Durumu başlarda İsa uzmana bildirdik, tedarik sıkıntısı olduğunu fakat sorunu çözeceğini bildirdi. Yemekhanenin lavabosuna sabun tedarik ettirdi hemen. Sıcak su yemekhane lavabosunda devamlı akıyor. İşin ilginç yanı şu; özellikle yemekhane girişlerinde olmak üzere çoğu yerde ‘suya sabuna dokunun’ yazmasına rağmen bu kadar hijyen yoksunu olunması.
    Banyolara sıcak su akşam saatlerinde 18:30 ve 20:30 arasında/civarında veriliyor. Bu yönde sıkıntı yok. Sabah duş almanız zor, hem zaman yetmez hem de su olmaz zaten.
    Koğuşlar: Her gün koğuştaki 2 kişi koğuşu süpürmek, etrafı temizlemek ve yatak üstlerinde, pencere önlerinde kalan havlu, çöp vb toplamakla; yatakların düzenli olup olmadığını kontrol etmekten sorumlu. Her akşam 8 ile sabah 6 arasında 1er saatlik koğuş nöbetiniz olacak. Biz 2 saat olarak tuttuk nöbetleri, bu sayede hem 1 saat için uykudan uyanmamış, kamuflaj giymemiş oluyorsunuz hem de sıra daha az geliyor. Örneğin 1 saatlik nöbette 4 defa nöbet tutuyorsanız 2 saatlik nöbette 2 defa tutuyorsunuz. Koğuş nöbetçisi herkes uyurken kapıda oturup ara ara koğuşun kapısını, camını açıp havalandırmakla yükümlü. Üstü açılan, tuvalete gidip dönmeyen vb varsa bu tarz durumları takip etmesi gerekiyor. Üstü açılanın üstünü örtüyor, koğuşu havalandırıyor. Örneğin adam tuvalete gitti, uzun süre dönmedi, düşmüş bayılmış olabilir, intihara vb teşebbüs etmiş olabilir diye bunu da takip etmekle yükümlü. Çok dostane bir uygulama. Koğuş gece hamama dönüyor, sağdan soldan gelen osuruk sesleri, yükselen horlamalar derken tam bir senfoni orkestrası 😊 İlk gece uyuyamıyorsunuz fakat sonrasında vücut pes ediyor.
    Koğuşun havası ve içtima/eğitimlerde soğukta beklemekten dolayı kısa bir süre sonra hastalıklar başlıyor. Biri hastalanınca diğerleri de hastalanıyor zaten. 60 kişilik takımda 33 kişinin aynı gün revire gittiğini ve istirahat aldığını gördü bu gözler. İçtimada ve eğitimlerde genellikle boyunluk taktırmadıkları ve yakaları kaldırmanıza izin vermedikleri için soğuktan boğazlar gidiyor. En son birliğin doktoru (sanırım yarbay) ya istirahatlilere laf etmeyin ya da boyunluk takmalarına ve yakalarını kaldırmalarına izin verin de asker hastalanmasın dediğini duydum. Söylenti de olabilir.
    Yemekhane: Hayatınızın en düzenli ve en güzel yemeklerini burada yiyeceksiniz. Eğer vejeteryan veya vegansanız işiniz zor çünkü neredeyse hiçbir öğünde etsiz yemek çıkmıyor. Burada yediğim kavurma, yahni ve balığı uzun süre arayacağım. Özellikle akşam yemeğinde çıkan çorbalar nefisti.
    Askerliğiniz boyunca 1 defa 1 gün boyunca yemekhanede çalışacaksınız. Yemekhanenin temizlenmesi, bulaşık ve kazan. Kazan, sizi hayattan soğutacak ve bittikten sonra ‘işte askerliği burada yaptım ve bitirdim’ dedirtecek bir yer. Kazan aşamasını geçtiyseniz askerlik bitmiştir.
    Yemekhanedeki israfı hayatımda başka hiçbir yerde görmemiştim. Akşam yemeği sonrasında daha 1 saat önce ocaktan alınmış yaklaşık 40 litre mükemmel çorbayı logara, 4 tepsi dokunulmamış yumurtalı ıspanağı, yarım kova yoğurdu ve 2 büyük kap (yaklaşık 10 kg) peynirli makarnayı da çöpe döktük. Tüylerim ürperdi, neredeyse ağlayacaktım bu israf karşısında. Dehşet bir şeydi bu benim için. Sonraki süreçte yemekhane yetkilisi komutan ile görüştüm. Yemeklerin yetmemesi ve askerin aç kalması ihtimaline karşılık tam sayı için yemek çıkardıklarını (yaklaşık 300 kişi) ve bu şekilde önlem aldıklarını; askerin aç kalmasındansa bir kısım yemeği dökmenin daha makul olduğunu bildirdi. Ben halen daha bazı kurumlarla anlaşılıp artan yemeğin kullanılabileceğini düşünüyorum.
    Kantin: Askerlikte ihtiyacınız olacak çoğu şey kantinde çok uygun fiyatlara var. Çorap, içlik, tıraş bıçağı, köpüğü vb. Yan tarafta da çay ocağı var. Çay karton bardakta ve sallama olarak veriliyor. Bitmesi veya olmaması ihtimaline karşılık yanınızda kahve götürebilirsiniz. Çay 30 kuruş. Hiçbir yerde nakit geçmiyor, bu nedenle yanınızda banka kartınızı götürün. Evet ilginç fakat 30 kuruşu bile karttan çektireceksiniz. Mantık aramayın çünkü gidenler 18 günde bir mantığını bulamadı, hoş geldiniz 😊 Kantin sorumlusu komutan kasa açıklarına engel olmak için bir anlamda bu şekilde güvenlik önlemi aldığını bildirdi. Kantinde çay ocağı kısmında uzun kuyruk oluyor bedelli askerlerden dolayı. Uzman çavuşlar ve uzun dönem askerler sıra beklemeden kuyruğun önüne girip hemen alıp çıkma hakkına sahip. Adamlar 12 ay askerlik yapıyor bırakın da bir ayrıcalıkları olsun.
    Yeri gelmişken söyleyeyim, uzun dönemlerle çok fazla bir araya gelmiyorsunuz. Ancak kantinde karşılaşırsınız. Ama efendi, kendi hallerinde çocuklar onlar da. Herhangi bir sıkıntı çıkmadı. Siz de empati kurun biraz. Yanlarında özellikle şafak muhabbeti falan yapmayın.
    Komutanlar:
    Mustafa Komutan: Adam yürüyen karizma. Keskin nişancı, çok iyi bir insan. Doğuda terörle mücadele etmiş, çatışmalardan çıkmış biri. Komutanlardan çoğu terörle mücadeleden geliyor. Ben bu adamla tanıştıktan sonra vatan millet sevgisi nedir onu öğrendim. Şu an sorsalar tereddüt etmeden doğuya gidebilirim, o derece.
    Kaan Komutan: Yakışıklı genç biri, henüz 93lü ve henüz doğu görevinde bulunmamış. Onunla da eğitim dışında her konuyu konuşabilirsiniz fakat hal ve tavırlarınızda onun altı olduğunuzu hissettirmeniz gerekiyor. Ne kadar muhabbet derin olsa da bir hareketinize takıp size çömel/kalk, çömel/kalk veya şınav vaziyeti al diyebilir. İlginç biri. Bence egosunu tatmin etmek için askeri kullanıyor, o yüzden kendisine sorular sorduruyor ve devamlı yaptırım uyguluyor. Dün kendisine gidip soracaktım fakat zaman kaybetmek istemedim, buradan soracağım.
    Günlerce akıllı telefon yasak diye bağırıp durdunuz, akıllı telefon kullananları yakaladınız ve en az 7 gün askerliklerinin uzadığını bildirdiniz. İbo denen o şahsın telefonunu atış eğitimi esnasında fotoğraf çekerken yakaladınız, İbo’yu azarladınız ve onunla ve takımla olan samimiyetinizin bittiğini söylediniz. Bu şahıs 2 gün sonra nasıl oldu da telefonu geri aldı, sizinle o kadar samimi oldu ? Prensip sahibi olduğunuzu söylediniz, önce bu soruyu yanıtlamanız gerekir şahsınızda ve vicdanınızda. Bu arada İbo ve diğerleri de bizimle terhis oldu.
    Celal Komutan: Çok tatlı bir komutan, konuşmasını ve yaklaşımını çok seveceksiniz.
    Erkan komutan: Bir insana argo konuşmak bu kadar yakışabilir; çok iyi biri. Ağzını yaya yaya …. deyişi var, yere serilirsiniz.
    Çağdaş Komutan: Bu adam ya kafayı sıyırmış; ya da normal değil. Seviyor mu kızıyor mu anlamıyorsunuz. 1. Takımın ağzına sıçtı resmen, adamlar nefes almadan eğitim yaptı. Askere yaklaşımından dolayı eğer yanlış çıkarım yapmıyorsam son günlerde uyarı aldı Kaan Komutan ile birlikte.
    Son olarak da eğer içerde bir sorun yaşarsanız doğrudan gidip İsa Başçavuş ile konuşun. Dışardan birilerini devreye sokup adamı zor durumda bırakmayın. Baktınız sorun çözülmedi, bir daha gidin. Sonrasında CİMER’e yazmak veya birini devreye sokmak zaten sizin elinizde.
    Sonuç olarak rahat bir askerlik sizi bekliyor, alışmaya ve dostluklar kurmaya çalışın. Sorgulamayın ve mantık aramayın.
    Dostum bende oradaydım 8.Bedelli grubunda sen nerdeydin hangi takımdaydın acaba :)
    Ben 4.takımdaydım. Bizim takım güzeldi.




  • Merhaba arkadaşlar ben 11 haziranda teslim olacağım İstanbul Alemdağ Jandarma Komutanlığı na. Size bi sorum olacak benim askerliğim ayın 28 i mi? Yoksa 29 unda mı bitecek. Ona göre dönüş uçak biletmi alacağım. Askerlik şubesindeki memur 29 unda bitecek dedi takvime baktım 29 u Cumartesi gününe denk geliyor. Aynı tarihte gidecekler yada bilgisi olanlar bana ni yardımcı olsun şimdiden teşekkür ederim
  • Merhaba arkadaşlar ben 11 haziranda teslim olacağım İstanbul Alemdağ Jandarma Komutanlığı na. Size bi sorum olacak benim askerliğim ayın 28 i mi? Yoksa 29 unda mı bitecek. Ona göre dönüş uçak biletmi alacağım. Askerlik şubesindeki memur 29 unda bitecek dedi takvime baktım 29 u Cumartesi gününe denk geliyor. Aynı tarihte gidecekler yada bilgisi olanlar bana ni yardımcı olsun şimdiden teşekkür ederim :)
  • Alisinasyon kullanıcısına yanıt
    anladıkları tam olarak 3.takımın serüvenleri :)
    Evet 3.takım çok güzeldi, Özellikle ve Erkan ve Mustafa Uzmanlar harikaydı, arkadaşın dediği gibi ağzını yamulta yamulta bir insanın aminyum demesi bir insana bu kadar mı yakışır :) Mustafa uzman tam bir efsane, tam empati sahibi ve sizin usta asker olmayacağınızı bildiği için onun saatlerindeki eğitimler genelde rahat geçer, aynı durum erkan uzman içinde geçerli, ilk günlerde uğur uzman vardı o da baba adamdı ama o izne ayrıldı yaklaşık bi 10 gün ve sonrasında geldi, 93lü olan zadta iyi insan lakin biraz daha zamana ihtiyacı olduğunu düşünüyorum, daha toy ve eğer yalan, dolan ile karşınızdaki insanı etkileme kabileyetine sahipseniz kendisinin çocuksu ruhunu çok güzel kullanabilirsiniz ki kullananlar oldu, çok fazla adaletsizlik dağıtan bir tip, arkadaşın dediği gibi telefon yakalatan bir kaç kişi telefonlarını 2-3 güne kadar geri aldı ama bazıları gerçekten alamadı, ha askerlik uzadı mı uzamadı ama yine de askerler arasında ayrımcılık yapması henüz hayat tecrübesi almamış insanlara yakışır ki 93 lü uzmana yakışmıştı. ne diyelim daha önünde uzun uzun yıllar var elbet birgün pişecektir o da.
    Bir keresinde hiç unutmam çocuğun biri eğitim sırasında Uğur Uzmana aynen şu ifadeyi kullandı, komutanım siz bize hiç sert davranmıyorsunuz. Askerlik yaptığımı anlamıyorum dedi, evet bu soruyu soran kişi muhtemelen 28-30 yaşlarındaydı ve bu soru karşısında uğur uzmanın yerinde olmak istemezdim. yahu adam sana karşı ego tatmin etmiyor, biran evel şurda 20 gün duracaksın s.git demeye çalışıyor sen adamın sabrını zorluyorsun. tabi bu soru karşısında 3.takım olarak küfürlü gülüşler başladı :)
    Dip not düşmekte fayda var, gidecek olan arkadaşlar çoğu arkadaşım demiş ki yemekhane nöbeti bitince askerlik bitti sayın, hayır askerlik son hafta prova uygulamalarında başlıyor, bir tane 40 yaşından büyük bir uzman var ki prova da ödül alacak kişilere laf anlatmaya çalışıyor tabi siz de sırada bekleye bekleye bekleye orjinal küfürler geliştiriyorsunuz. :) iyisiyle kötüsüyle bitirdik çok şükür lakin burada askerlik yaptıktan sonra en az 1 ay vücudunuzdaki enfeksiyon çıkmayacak bilginize.




  • GGRY kullanıcısına yanıt
    2019 KASIM 36-B sınıflandırma 1 benimde 23 kasım sevk tarihi
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.