Şimdi Ara

Allah'ı Gerçekten Nasıl Sevebiliyorsunuz ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
24
Cevap
0
Favori
773
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bir müslüman olarak gerçekten Allah'ı gönülden seviyor musunuz yoksa korktuğunuzdan dolayı veya çıkar ilişkisi olduğundan seviyormuş gibi mi düşünmeye çalışıyorsunuz. Yani ne bileyim sırf çok güçlü ve yapabildiği için sizi böyle bir dünyaya getirip sizi ortada hiçbir neden yokken teste tabi tutup 70-80 yıl uğraştıran birisini neden çok seversinizki ?

    Yani ne bileyim tanımadığınız daha önce görmediğiniz iki sohbet bile etmediğiniz birisine sırf size sonsuza kadar azap çektirebilicek bir güçte olduğu için tapıyorsunuz, ha çok güçlü bir insana tapmışsınız ha bir yaratıcıya ne bileyim nasıl gururunuza yediriyorsunuz birde üstüne onu çok seviyorum ayakları çekiyorsunuz.

    Mesela sizi %100 ihtimalle cennetine ve hatta cennetinin en iyi yerine koycagını söylese yine ona tapmakla uğraşırmıydınız ama dediğim gibi %100 koyucak yani içinizden belkide beni deniyordur yada bana küser falan bir sorun çıkmasın gibi bir ihtimal düşünmeyeceksiniz çünkü öyle bir şey duymuştum hz.muhammed'in karısının mı ne bütün geçmiş gelecek günahları affedildiği halde hala ibadet etmeye devam etmiş artık ya çevresinden dolayı veya %100 emin olamadığı içindir bilemem o tür örnekler vermeyin. Hayır diyelim çokta güçlü değilsin canın egonu falan tatmin etmek istedi yarattın bizi e bari sonsuza kadar yanmak yada cennete yok en lezzetli meyvelerden şaraplardan içmek gibi basit bir sistem yapma ne bileyim daha akla gelmeyecek bir son yapki bizde diyelim vay iq gerçekten mantıklı bir şey bu, dünyada bu şekilde bir ödül veya ceza sistemi yok hatta direk böyle bir sistem yok diyelimde şaşıralım düşüne düşüne bu basit şeyi mi düşünmüş koskoca tanrı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Asus gl702 -- 2 Ekim 2018; 13:43:11 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • sorular sorular..

    cevabı belli sorular..
  • sohbetin sonu baştan belli de olsa hadi deneyelim

    önce insanı tanıyalım
    nedir insan
    neyi ve ne kadarını kendisi yapabiliyor.
    hayatının ne kadarında tamamen kendi isteğiyle hareket ediyor
    bedavadan kullandığı havayı suyu toprağı veren kim
  • Allah'a,bana böyle bir hayat verdiği için şükrediyorum.Dünyada çeşitli nimetler tadıyorum,manzaralar görüyorum,seviyorum,seviliyorum,su içmek bile büyük bir zevk,geçmiş hayatımda düşündüğüm zaman iyi hissetiğim zamanlar çok daha fazla.

    Başıma gelen zor zamanları ise Allah'a daha fazla yaklaşmak için bir araç olarak görüyorum.Biliyorum ki sıkıntılar ne kadar artarsa Allah'ın yardımı o kadar cabuk geliyor.Zor zamanları sabir ile de geçirdiğim için ahirette mukafatimin daha fazla olacağına(Allah'ın izniyle) inanıyorum.



    İbn Teymiyye diyor ki:"İki cennet vardır,ilkine giremeyen ikincisine kesinlikle giremez" yani iman eden ve Allah ile beraber takvalı olan birisi için de bu Dünya hayatı cennette dönüşebilir.Tabiî Müslümanlar bu dünyada kalmak istiyor gibi anlaşılmasın.Bence her Müslüman acele bir şekilde Allah'a kavuşmayı istemeli.Yani imanı sağlam ve günahkar olmamalı.



    Cennet konusuna gelirsek.

    Allah'a ibadet edip onun emirlerine uyma sebebimiz onun rızasını kazanmak,sadece cenneti değil.

    En büyük hazlardan birisi ise Allah'ın rızasını kazanmaktır.

    Ve en büyük hazlardan birisi de Allah'a bakmaktır.Bir taşa bakmak gibi değil.Keyfiyetsiz göreceğiz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mhmt042

    sohbetin sonu baştan belli de olsa hadi deneyelim

    önce insanı tanıyalım
    nedir insan
    neyi ve ne kadarını kendisi yapabiliyor.
    hayatının ne kadarında tamamen kendi isteğiyle hareket ediyor
    bedavadan kullandığı havayı suyu toprağı veren kim


    Hocam peki şu yönden baksak Allah bize gerçekten bedavadan hava ve su mu veriyor ? Yani bizi salsa kendi başımıza sonunda cehenneme atmayacak olsa o zaman verdiği nimetler asıl karşılıksız olmaz mı. Yani sizin dediğiniz şey diyelim ygs'ye giriyorsunuz size sınıfta sınav kağıdı, kalem ve silgi verdikleri için şükrediyorsunuz bunları vermeyebilirdi de diyorsunuz ama benim anlamadığım o kalem silgi vs. eşyaları vermese biz kalemsiz bir şekilde veya silgimiz olmadan sınava girmeyecektik ki ortada direk ygs diye bir şey olmayacaktı ve sınav stresimizde olmayacaktı. Yani hiç yaratılmamayı liseden sınavsız üniversiteye geçmek olarak düşünsek Ösym'nin 1-2 yıl boyunca boşu boşuna bizi yorup ve üzüp sınava hazırlatmasına bir şey demeyip yıl sonunda sınava girerken bize kağıt kalem vermesine şükredilmesi gereken bir şeymiş gibi bakıyorsunuz.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Şu dunyada bedava olan tek şey senin zamanın onu da dilediğin gibi heder edebilirsin.



    ................



    Bizler ana akım istemcileri olarak cennetten kovulmuş varlıklarız. Ben buna inanmıyorum ancak retorik öyle.



    Rasulun aleyhisselam hinduların cehennemi denen kata rasul geldiğini düşünüyorum. Yani kitap cehennemin 5 ya da hangisi ise onun katına inmiş.



    Bunun 4 3 2 ..... Veya cennetin katları veya rida makamı denen hepsi birbirinden ayrı mealleri mevcut.



    Ne kadar zorlarsan zorla bulunduğunuz katın dışında tecelli olmaması kafa karıştırıyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Eğer gerçekse kendisini böyle absürd bir kitap gönderip insanları zombi kıvamına getirdiği için takdir ediyorum .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Irishman -- 2 Ekim 2018; 19:36:4 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Asus gl702 kullanıcısına yanıt
    sınavsız yaşayan canlılar var. insan olmanın farkı cüzi iradedir. bir nimettir ve hakkı istenmektedir. üstelik o nimete binaen kainat insanın emrine verilmiştir

    direk Allahı sorgulamadan önce insan kendini sorgulamalı değil mi

    bunu vurgulamak istiyorum ama mesele isteyerek veya istemeyerek başka tarafa çekiliyor.

    gözünü açar açmaz insan ilk neyi düşünür.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mhmt042 -- 2 Ekim 2018; 20:35:32 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mhmt042

    sınavsız yaşayan canlılar var. insan olmanın farkı cüzi iradedir. bir nimettir ve hakkı istenmektedir. üstelik o nimete binaen kainat insanın emrine verilmiştir

    direk Allahı sorgulamadan önce insan kendini sorgulamalı değil mi

    bunu vurgulamak istiyorum ama mesele isteyerek veya istemeyerek başka tarafa çekiliyor.

    gözünü açar açmaz insan ilk neyi düşünür.
    Nimeti veren kişi sanki insanmış gibi konuşuyorsunuz hocam sonsuz kudreti olan hiçbir şeye ihtiyacı olmayan birisi neden birine istemediği bir borcu zorla verir üstüne ihtiyacı olmadığı halde onu geri ister (kendine ibadet ettirerek). Birde kendimizde tam olarak neyi sorgulamalıyız o kısmı anlamadım açıklarsanız sevinirim olayı gerçekten bir yere saptırmak istemedim farketmeden yapmış olabilirim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • mutlak eşitlikte yani kul denen kavramın insani olarak kabul edilişinde esas iki namaz olsa idi bunlardan biri müftera diğeri ecel namazı olurdu.


    tazim secdesi de denebilecek bu iki salahın mahiyeti bakımından kişinin mevcuttaki ahkamında kadının ve erilin mutlak eşitliği cinsellik denen yapının netleşmesi ile mana kazanır.

    ...........................

    kadın ve erkek denen bu iki varlık özünde ğayabe denen bir şeyde anlam kazanmış iki varlığa benziyor. anne baba evlat eş ilah melek felek arş kürsü nedir? bunların hiç birisinin tanımını yapamaz haldeyiz.

    kitabi manada onlar şehvetlerine uydular ve namazı bıraktılar onlara gayya denen yere yuvarlanacaktır denen bir belirteç var. bu ayetin doğruluğu yanlışlığı değil önemli olan.

    önemli olan bir şeyin bize yol gösterici olması. umut edebiliriz yollarımız kapalı değil bir şey bizi unutmamış şeklinde bir kısım insanı harekete geçirebilecek veriler mevcut.

    ............................

    taatin insana yönelik kısmı asıldır. anladığımız kadarı ile dişil olan öğeye ecel namazı kılınmalı, eril olana ise müftera adında olanı kılınmalı.

    buradaki tazim denilen yani meleğin secdesi namazı diğeri için kılınan şekilde ifade eder.

    yani ben eril olarak dişili ölüme mahkum ettiğim için ecel namazını onun için dişil de bana attığı iftira nedeni ile müftera namazını benim için kılarak, meleğin insana tazim secdesini hayata getirmeli denebilir.

    .............................

    ilahı sevmeye sebeb yoktur. tam tersidir. ilah beni sevmelidir. işte bu durum da farz denen haldir.

    farz namaz tazimden sonrakidir. ilahi kudretin insanla anlaşmaya varmayacağını ben biliyorum. asla farz olan bir ibadetle bizi kendisi ile ilişkiye sokmaz.

    ancak kişi ruh denen varyasyona vakıf olur bu şekilde farza yani muhattabiyete erişebilir.

    zaten rasule farz olan oruç ve namaza bakarsanız süreç bakımından saflaşma ve muhattap alınma zamanları çok çok kısıtlıdır.

    ...............................

    sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı denmesi ancak farz denen şeyin hayatının son evrelerinde ortaya çıkması insan denen şeyin ademi yapısından olmalı.

    nuzul anında da farzdı ancak sen o farz edilen kişi değildin rasul olsan bile.

    zira senin rasulluğunun kabulu gerekiyordu şeklinde düşünün.

    ...................................

    ilahi kudreti sevmenin en makul gerekçesi zatının makuliyet denen ölçü ile hareket ettiği zehabıdır. hayatta tanıyabileceğiniz en makul çözümü zatına rağmen üretir. istese idi zor kullanabilirdi. ama bunu yapmamış insanın yaratılışına saygı duymuş. açmazlarını çıkmazlarını olmazlarını dikkate almış.

    annemiz babamız bizi geri sayım denen hayatın ölümüne mahkum ederken o teala bize ölümden sonrasını bahşetmişe benziyor.

    ...................................

    yukarıdaki ifadeler sonuçta yanlışlanabilir ancak algısal ilahın sevilmesi denen sureta boşa değildir. insanın kendisini kainat gibi bir muazzamlıkta güçlü hissedebilmesi için böyle bir kudrete ihtiyacı da zahirdir.

    ölüm zulum açlık felaket vs. yüzlerce korkunç canavarın değişik yüzlerine karşı insan ilahi kudretin örtüsü ile örtünme ihtiyacı hissedecektir ve bu muhakkaktır. bu durumu kendini kandırma olarak niteleyen şey ise insan nazarında tırnak içinde o zulumun ölümün felaketin ta kendisi gibi olan kişi ya da varlıklar olarak adlandırılır.

    .....................................

    inkarın ve onun yanındaki zümrenin kişinin yalnızlığı karşısındaki korkunçluğu bulunduğu saftan, zümreden dolayıdır. münkir bir şekilde bacak kadar çocuğa kılınç çekmiş gibi bir haldedir. münkirin(münker denen melek de bu safta gibi gözüküyor) amacı ne olursa olsun insan hadiselerin oluşu karşısında o çocuğun çaresizliğinden öte bir şey olamaz.




  • Asus gl702 kullanıcısına yanıt
    bir insan sana bir hediye verse ve sen bunu niye verdin mi demen gerekir yoksa teşekkür etmen mi daha insani olur.

    insanı sorgularken yapabilecekleri ve yapamayacaklarını anlamak için sorgulayacağız.
    neye gücümüz yetiyor? neyi kendi isteğimizle yapıyoruz? neyi hiç düşünmeden almış kullanmış ihtiyacımızı karşılamışız onu belirlemek gerekmiyor mu yani
  • Merhaba, öncelikle "Allah bizi cehenneme atacak sonunda" diye bir cümleyi sürekli kullanıyorsun Konu sahibi. Ben bu aklımla biliyorum ki yanlışları yasakları çok yaparsam sonum cehennem. Tersi ise cennet.

    İnsanız, zayıf varlıklarız. En çok ta burda, bu forumun felsefe bölümünün din ile ilgili konularını okuyunca çok çok zayıf olduğumuzu anlıyorum. Biraz düşünün aklınızı kullanın. Tamam bazı kişiler isteseler de olumlu olamazlar. Ama okuyunca düşününce oluyor.



    Allah'ı sevmemizin sebebini alttaki ayetler açıklıyor;

    Fecr süresi;

    27. (Allah, şöyle der:) "Ey huzur içinde olan nefis!"



    28. "Sen O'ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön!"



    29. "(İyi) kullarımın arasına gir."



    30. "Cennetime gir.



    Son olarak, kim Allah'tan razı olabiliyor? Örneğin, şu anda bir kaza geçirsen iki kolun ya da iki bacağın kopsa, buna razı olabilir misin. Ya da tüm mal varlığın çalındı ya da yandı, buna razı olabilir misin. Ya da engelli bir evlada. Allah'tan gelecek her şeye razı olabiliyor muyuz????

    Hep zengin olmayı başarılı, sağlıklı olmayı arzu ediyoruz ama tersi de olabilir. Herkes bir düşünsün şu an ki durumunu da şükretsin...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • fortuna1998 F kullanıcısına yanıt
    Hocam birincisi verdiğiniz ayette Allah'ı sevmemizi gerektiricek hiçbir şey göremedim belkide benim anlama kapasitem düşüktür, ikincisi verdiğiniz örneklerde bilerek en uç örnekleri vermişsiniz el ayak kopması, tüm malvarlığının kaybedilmesi vs. gibi ama bunlar bile olsa haline şükredip imtihan diyen bir sürü müslüman var ki zaten bir müslümanın başına gelen her olayı imtihan olarak düşünüp sabretmesi gerekir siz edemiyorsanız sorunu kendinizde aramalısınız.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ayetten anlatmak istediğim, sen Allah'tan razı olacaksın, Allah'ta senden razı olursa sonun güzel olur.

    Allah'ı ne kadar çokn seversen o kadar razı olursun demek istedim.

    Tamam herkes sabreder Çünkü başka çaresi yoktur, olanı engelleyemez. Ciddi bir hastalığı yakalanan ilk ne düşünür? Niye ben der. Zor durumdaki insanlara bir sor bakayım hepsi isyandadır çünkü iyi olanlar hep gözlerinin önündedir.

    Kur'anı okuyalım ve düşünelim, onu bir insan yazdı diyenler bile okumalı bence.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • fortuna1998 F kullanıcısına yanıt
    malesef islamı savunma adına söylüyor olsanız dahi yanlıştasınız.

    eğer bir müslüman ne yapayım başka çarem yok diye sabrederse imtihanı büyük ölçüde kaybeder. sonuç Allahın elinde olduğu için kesin yazamam. sabır dahil herşey Allah içindir. niye ben diyen kadere taş atar, başını örse vurur kırar.

    Zor durumdaki insanlara bir sor bakayım hepsi isyandadır çünkü iyi olanlar hep gözlerinin önündedir.

    işte imanı anlamamanın sonucu bir cümle daha

    iman bir pazarlık mıdır? hayatım kolay olursa iman etmeli, sıkıntılı olursa inkara mı sarılmalıyım? bu mudur iman?

    Rab olarak Allahı seçen ne olursa olsun iman eder.

    kuru bir laf olarak algılanmasın diye bir not düşeyim. otistik bir oğlum var. hayatımız alt üst olmuş durumda ama isyan etmek aklıma bile gelmedi gelmiyor. düşündüğüm tek sebep hangi günahım dolayısıyla çocuk bu kadar kendini perişan ediyor ve ben bunun hesabını verebilir miyim

    ve cevap kuranda

    biz insana kaldıramayacağı yükü vermeyiz.

    demek ki isyana bir sebep yok




  • Merhaba, Ben konu sahibine cevap veriyordum.

    Ben bu söylediklerimi kendim uygulamıyorum, çoğunluk bu şekilde demek istiyorum, yani çoğunluk hüsranda diyorum. Sadece adımız Müslüman ama yaptıklarımız değil. Aslında müslümanlıkla alakamız yok en azından biz Türkler için konuşuyorum.

    Siz peki niye "hangi günahımdan dolayı" diye düşünüyorsunuz? İlla bir günah mı işlemeniz gerekiyor? Allah'ın takdiri bu şekilde olamaz mı?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • fortuna1998 F kullanıcısına yanıt
    sabır aslında çare aramaktır. hangi günah düşüncesi bela ve musibetin insana Allahı hatırlattığını bilmenin sonucu. insanı Allahtan uzaklaştıran şeyin de ilkidir günah. islam büyükleri de ilk olarak bunu düşünmüştür çareyi bu minvalde aramıştır.

    günah işleyip işlememiş olmama bağlı değil ki takdir-i ilahi. benim için en iyi olandır o ve her ne olursa olsun razıyım. razı oldurana da sonsuz şükrümü sunsam da gereken şükrü yapamayacağımın da farkındayım.
  • gokuba kullanıcısına yanıt
    Mesajınız için teşekkürler içinde daha önceden bilmediğim önemli bilgiler var.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.