Şimdi Ara

Amerikan mandasına girseydik n'olurdu? (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
126
Cevap
1
Favori
6.998
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Gennosuke

    yahu Allah aşkına bana büyükdoğu dergisinden mandacılığı savunduğuna dair ifadeler alıntıla lehrer hoca..bende üstadın adını dahi anmayayım bir daha..alıntı ile kayıt altına alınmış nüshayı kastediyorum..



    Burada bahse konu yazı Amerikancılık yapıyor. Neden Amerika ile işbirliği yapmamız gerektiğini kendince açıklıyor. Kitleler böyle güdülüyor. Konu El-Fuego'nun yazısıyla mandacılıktan bu boyuta geçti. Tabi sen bunun modern mandacılık olduğunda takılıp kalacaksın şimdi de. Bu konudaki ilk gönderime bak. Mandacılık, eski emperyalizmden yeni emperyalizme geçişte kullanılan sömürü sistemi olup 1950 lerde terkedilmiştir. Yeni emperyalizm yerel işbirlikçiyi işbaşına getirip onun marifeti ile kaynakları hortumluyor. Bizde ilk denemesi/uygulaması Menderes olup NFK bu yazısını tam da onun iktidarında yazmıştır.

    Aman diyeyim şimdi gidip NFK nın Menderes ve NATO hakkında yazdıklarını getirme. Konu iyice dallanıp budaklanır. Bu adamın eleştirmediği hiç bir şey yok. Dezenformasyon sanatının en usta elemanı çünkü.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: El-Cezeri


    quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35
    Siz değilmisiniz, "one minute" tezgahına kanıp mayınlı arazilerin peşkeş çekme denemesini uyanamayan?
    Siz değil misiniz, "katil İsrail" söylemlerine kanıp "Yahudi kalkanı"na evet diyenleri avuçları paralanıncaya kadar alkışlayan?
    Siz sadece bir kaç cümleye kanarak koyun gibi güdülürsünüz.


    Büyük demagoji ustası Lehrer yine iş başında.

    Yahu kardeş "siz" dediğin ben nerde ve ne zaman hangi forumda bu dediklerini alkışlamış yada onaylamışım.
    İspatsız iddia ile müfteriliğe devam ediyorsunuz.

    Bukadar slogan vari konuşan biri daha tanımadım ben hayatımda.
    Ve bu kadar alakasız, konu ile ilgisiz demagoji maksatlı konuşan başka biri daha görmedim.

    Konuya dönün yada "iddaya ispat gerek" presibini benimseyin.




    Demogoji ve yalancılıkta sizin üzerinize kimse yoktur. Biz kim sizin rekorunuzu egale etmek kim...

    Kast ettiğim mantalitedir. Milli irade yani. Capito?
    Uzayda yaşamıyorsanız biliyor olmalısınız. Bir Türkiye gerçeğidir de o bab da yani.




  • Önceki sayfada tahrif edilmiş ve sağından solundan kırpılan bir yazıyı tamamen doğruymuş gibi addeden, savunan sizsizsiniz ki bu yalancılığınızın bir nişanesidir sadece.

    Daha sonra ben bu tahrifatı ispat ile ikrar ettikten sonra özür erdemini göstermeyip akabinde kalabalığı kendi yanına çekmek adına yuvarlak, slogon vari cümleler ile hiç sarf etmediğim hiç bir zaman savunmadığım şeyleri sanki öyleymiş gibi gösteren sizin gibi büyük bir demagoji ve tahrifat ustası olabilir mi haşa!

    Konudan kopuk gidiyorsunuz.
    Bahsettiği mantaliteymiş. Hangi mantalite bu, kendince uydurup muhatabına yüklediğin bir mantalite mi? Şark kurnazlığının bu kadarına pes!
    Burada muhatabın benim. Eğer muhatabın ben isem DEMAGOJİYİ bırakıp mantık çerçevesinde iddialarını ispatlı yazmalısın.

    Aksi durumda yolun açık olsun...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35


    quote:

    Orijinalden alıntı: Gennosuke

    yahu Allah aşkına bana büyükdoğu dergisinden mandacılığı savunduğuna dair ifadeler alıntıla lehrer hoca..bende üstadın adını dahi anmayayım bir daha..alıntı ile kayıt altına alınmış nüshayı kastediyorum..



    Burada bahse konu yazı Amerikancılık yapıyor. Neden Amerika ile işbirliği yapmamız gerektiğini kendince açıklıyor. Kitleler böyle güdülüyor. Konu El-Fuego'nun yazısıyla mandacılıktan bu boyuta geçti. Tabi sen bunun modern mandacılık olduğunda takılıp kalacaksın şimdi de. Bu konudaki ilk gönderime bak. Mandacılık, eski emperyalizmden yeni emperyalizme geçişte kullanılan sömürü sistemi olup 1950 lerde terkedilmiştir. Yeni emperyalizm yerel işbirlikçiyi işbaşına getirip onun marifeti ile kaynakları hortumluyor. Bizde ilk denemesi/uygulaması Menderes olup NFK bu yazısını tam da onun iktidarında yazmıştır.

    Aman diyeyim şimdi gidip NFK nın Menderes ve NATO hakkında yazdıklarını getirme. Konu iyice dallanıp budaklanır. Bu adamın eleştirmediği hiç bir şey yok. Dezenformasyon sanatının en usta elemanı çünkü.






    sondan başlayalım

    muhalifti yanlış gördüğü her şeyi eleştirirdi..erbakanı da menderesi de inönüyü de eleştirmiştir..

    mandacı olmak başka bir şeydir!! moskof tehlikesine karşı amerika ile birlikte rusyanın karşısında yer almak başka..

    arada epey fark var o dönemin şartlarına bakıldığında ..nasıl diyorsunuz siz siyasetçiler..konjöktür bunu gerektiriyordu..

    üstelik bu duruş..

    emperyalizme hayranlık ve mandacı olma hasreti noktasından değil.. din düşmanı komünizmle mücadeleyi amerikanın sürdürmesinden kaynaklanmaktadır.. yazının geneline bakıldığında bu durum rahatlıkla görülmektedir..

    alıntılamadan mesele çözülmeyecek

    quote:

    Bu ne boğucu, sıkıcı dünya! Yukarıya tükürsem bıyığım, aşağıya tükürsem sakalım...

    Nazariyede materyalist Rusyaya karşı Amerika, cihana öyle ablâk bir çehre vermiştir ki, ikisi arasında sıkışıp kalan Avrupa, evvelâ birincisine, sonra ikincisine karşı (spiritüalist) bünyesini koruyabilmek için ne yapacağını bilememektedir. Birinden korunmanın öbürüne sığınmak şeklinde tecelli eden çaresi, gerçek korunmayı ve şahsiyet müdafaasını büsbütün iflâs ettirici bir durum arzetmektedir.

    Bize gelince:

    Halk Partisi devrinden beri, mutlak ve mecburi Amerikan siyasetini tutmak, Türkiye hesabına biricik doğru yol... Buna şüphe yok... Cihanın ölüm ve dirim halinde iki yolundan dirim istikametini seçmek milli irade ibresi yalnız bu istikameti gösterdiğine göre, her halde Halk Partisi hesabına büyük bir keşif değil...



    quote:

    Zira Amerikalı, eski bir kök ve şahsiyet damarına bağlı olmaktan uzaktır.Garbın milletler katışığından öyle bir melezdir ki, o milletlere ait ruh uktelerini dibinden tıraş etmiş; ve meselesiz, dâvasız, dertsiz, ıztırapsız, yalnız madde hesaplarına bağlı ve beş hasse plânında yaşar bir yeni insan tipi getirmiştir.

    Bu yeni insan, elektriğin ne demek olduğunu düşünmez veya düşünmekte bir fayda görmez; onu bir ampul içinde zaptetmeği kâfi bulur. Bu yeni insanın hürriyet fikrinden, daha doğrusu insiyakından başka hiçbir ruhi sistemi yoktur. Başı boştur, ilcalarına tâbidir, her kayıttan ve ölçüden âzadedir, manevî sulta ve disiplin boyunduruklarından hiç birinin hükmü altına giremez; hasılı tam mânasiyle tabiat ve madde insanıdır.

    Tarih, şahsiyet, ruhî hayat ve mesele sahibi milletler için de böyle bir tip, ancak bozucu ve çürütücü olabilir. Hele yeni bir hayat ve tekevvün arayan ve henüz olamamış bulunan milletler Amerikalıyı örnek aldıkları gün, meydana, bütün lûgatçesi 10-15 kelimeden ibaret, her ân çiklet çiğneyen ve homurtu halinde konuşan ve anlaşan, hiçbir ruhî müeyyideye kıymet vermeyen başı boşlar topluluğundan başka birşey çıkamaz.

    Amerikalı tipi, kendi vatanında belki her türlü içtimaî emniyet ve murakabeye malik olabilir; fakat taklitçilerinin dünyasında sadece felâkettir. Amerikaya gidip Amerikalı olmak belki iyi; fakat milleti içinde Amerikalılaşmak mümkün olduğu kadar kötü...

    Başınızı kaldırıp büyük şehirlerde şöyle bir halimize bakacak olursanız, Amerikanizm denilen âfetin, kılığımızda, meşrebimizde, üslûbumuzda, edamızda bizi kendimizden ne kadar uzaklara götürdüğünü, yahut götürmek istediğini sezersiniz.

    Mekteplerimize, gençlerimize, züppelerimize, zevk-u safa hayatımıza; ve oradan müesseselerimize, evet bütün müesseselerimize dikkatle bakınız yeter!


    bumudur amerikancılık bumudur mandacılık..insan hazer eder yahu..utanır

    isterseniz biraz daha alıntı sunayım




  • quote:

    Orijinalden alıntı: El-Cezeri

    Önceki sayfada tahrif edilmiş ve sağından solundan kırpılan bir yazıyı tamamen doğruymuş gibi addeden, savunan sizsizsiniz ki bu yalancılığınızın bir nişanesidir sadece.



    O yazı hakkında ben ve El-Fuegonun yazdıklarının tümü gerçektir. Bir kaç kelimenin değişmiş olması yazının ruhunu ve amacını değiştirir mi?
    Hala bunu anlayamayıp konuda uzman ahkamı kesmenin adını siz koyun.
    Ya da salağa yatarak yapmaya çalıştığınız şark kurnazlığının...

    Anlayamıyor olabilrisiniz diye fontu büyütelim.
    NFK bahse konu yazısı ile Amerikancılık yapmaktadır.
  •  Amerikan mandasına girseydik n'olurdu?


    yazının orjinali burada ve sen hala amerikancı mandacı diyorsun lehrer..

    alıntıda yaptık üstelik

    şark kurnazlığı yapan insanları salak yerine koyanda kimdir okuyanlar karar versin

    ahhh ah
  • quote:

    Orijinalden alıntı: senefro

    sen kimlerdensin?




    Arkadasin millete damgalaya damgalaya kendisine "etiketi" kalmamis anlasilan.

    Toplum olarak ne zaman kurtulacagiz su yaftalama aliskanligindan? Bu kutuplasmak disinda hicbir ise yaramiyor. Bu kadar insan oturmus dis politikamiz hakkinda ahkam kesiyor. Farkinda misiniz bilmiyorum ama en buyuk problemimiz kendi icimizde. Yillardir bozuk kaset gibi tekrarlayan uc bes tane soruna millet olarak butun enerjimizi harciyoruz. Avrupa, Amerika yillarca almis basini gitmis, simdi Asya ayni sekilde. Adamlar secimler yapilirken ekonomik, sosyal politikalari falan oyluyor. Bizde ise bir "basortusu sorunu" veya "laiklik tartismasi" gibi sacma meseleler yuzunden iktidarlar belirleniyor. Su ufacik forumda bile hangi konu tartisilirsa tartisilsin konuyu ayni noktaya getirmeye calisan parazitler turedi.

    Baska bir konuda 1 Mart tezkeresi parti karari olmadan oylanmistir dedim. Demez olaydim, aninda Akp savunucusu ilan edildim. Bir arkadas "gonlunden "evet" gecen Akplerin medyadan etkilendikleri icin hayir dediklerini bir baska arkadas ise "gonlunden "hayir" gecen Akp lilerin parti baskisiyla "evet" dedigini iddia etti. Guler misin aglar misin. Camur atmak istedikten sonra bahane bulmakta ne var?

    Valla kendinizi hangi sinifa sokarsaniz sokun bana gore ulkenin yarisini "dusman kesim" olarak goren bir zihniyetten vatana millete fayda gelmez.




  • Necip Fazil'in "Amerika, Dunya ve Biz" yazisini ilk defa okudum. Amerikancilik veya Amerika dusmanligi yok, sadece millet cikarlari var.
    Amerika ile sahsiyetli bir politika nasil yurutulur gayet guzel anlatmis. Su anki politikayi elestirenler bu yazidan alintilar bile yapabilirler.

    Bu arada yazinin tahrif edilmesi Necip Fazil'a saldirmak icin yapilan bir numara. Ancak orjinalinin verilmesi sayesinde ters tepmis anlasilan.
    Surekli bahsi gecen "sark kurnazligi" deyimi ne anlama geliyor diye merak edenler varsa bu ornek uzerinden anlayabilirler.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate

    Necip Fazil'in "Amerika, Dunya ve Biz" yazisini ilk defa okudum. Amerikancilik veya Amerika dusmanligi yok, sadece millet cikarlari var.
    Amerika ile sahsiyetli bir politika nasil yurutulur gayet guzel anlatmis. Su anki politikayi elestirenler bu yazidan alintilar bile yapabilirler.

    Bu arada yazinin tahrif edilmesi Necip Fazil'a saldirmak icin yapilan bir numara. Ancak orjinalinin verilmesi sayesinde ters tepmis anlasilan.
    Surekli bahsi gecen "sark kurnazligi" deyimi ne anlama geliyor diye merak edenler varsa bu ornek uzerinden anlayabilirler.


    Doğru tespitler.
    Zaten tahrifatlı, makaslanmış karalama gayeli yazı ile beraber yazının orijinali mütalaa edildiğinde, Kısakürek'in yazdıkları hem daha çok kıymet kazanmakta hemde aslında mandacılığa karşı olan birisini mandacıymış gibi göstererek şark kurnazlığına tam bir örnek teşkil etmek çok ciddi bir iş.

    Heleki hiç utanmadan, makaslamayı bırakın sözcükleri değiştirerek bunu yapmaya çalışmak, nazarlara sunmak şark kurnazlığın hasıdır.
    Bunu göremeyip, tahrifatı savunan önyargılarla gözünü karartanları görünce hayret ediyorum.




  • Cengiz Özakıncı denen zibidinin (fitnenin çıban başıdır) ifrazatında mavi boncuk bulmuş velet edasıyla ..ortalarda şişe şişe dolaşmasına vesile olan.. her fırsatta atıfta bulunduğu bu yazı..nasıl olur da şuna çakarım.. nasıl olur da şunun itibarını düşürürüm.. ne ederim de popüler olurum.. taklayı ne şekilde atarsam millet beni kaale alır..niyetinden hareketle piyasaya sürdüğü iftiradan ibarettir

    ama pek zeki değil ki ilgili yazının aslının ortaya çıkacağını hesap edememiş.. zaten işi gücü iftira safsata kopyala ekle yapıştır..


    senelerdir üstadı mandacı olarak afişe eden çevreler ne maksadla bu ucuzluğa tenezzül etmiş..ve gençleri vatansever bir türk milliyetçisinden nasıl sinsi ve adice bir yolla uzaklaştırmıştır..düşünmek gerekir..

    bu konu hakkında daha önce kültür bilimde izahda bulunmuştum..başka bir başlıkta ama daha öncede belirttiğim gibi şikayet edilmiş ve silinmiş...


    dikkatli olmak lazım



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sinuhe.s -- 12 Aralık 2010; 19:29:14 >




  • Ciddi ciddi bu forumda milli değerlerimizi kötülemek için parayla tutulmuş maaşlı üyeler olduğunu düşünmeye başladım
  • Sorularıma yanıt yok mu?
    Hebele hübele ile bu yazıdaki Amerikancılık aklanabilir mi?

    @nanaka9, NFK milli değerse ATATÜRK gayr-ı milli demektir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının seçeceği taraf bellidir. Esasen ne olduğu bile belli değildir bu adamın. Bilinen yönü, herkese (dinciler dahil!) çaktığıdır. Her iyi şair toplum önderi olmaz ki...
  • @gennosuke

    quote:

    din düşmanı komünizmle


    komünizm düşmanı din.

    oldu mu şimdi?

    ------------------------

    Necip Fazıl kumarhanede basıldığında da savunması bazıları için komikti, örtülü ödenekten de para almışlığı vardır.

    Ayrıca Necip Fazıl'ı tanıyan birisinden para için yazardı dediğini duydum.

    Belki de örtülü ödenekten para alması bu sözü destekliyordur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35

    Sorularıma yanıt yok mu?
    Hebele hübele ile bu yazıdaki Amerikancılık aklanabilir mi?

    @nanaka9, NFK milli değerse ATATÜRK gayr-ı milli demektir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının seçeceği taraf bellidir. Esasen ne olduğu bile belli değildir bu adamın. Bilinen yönü, herkese (dinciler dahil!) çaktığıdır. Her iyi şair toplum önderi olmaz ki...



    Yazida "Amerikancilik"a agir elestiriler var. Hatta sizin dusuncelerinizi destekleyecek fikirler de mevcut. Amerika ile ittifak yaparken sahsiyetimizi ve milli cikarlarimizi koruyalim diyor. Yazildigi donemin iki kutuplu dunyasinda gayet makul bir politkadan soz ediliyor. Yazida bashedilen yapilmamasi gereken hatalarin bazilari donem yoneticileri tarafindan da yapildi ustelik. Anladigim kadariyla size gore Amerikanci olmamak icin Amerikan dusmani olmak gerekiyor. O donem Amerikan dusmani olan ulkelerin halleri ortada.

    Amerikan "dusmani" olmak milli bir vazife midir? Ilkokul ogretmenimizin soyledigi "dort tarafimiz dusmanlarla cevrili" zirvalarina inanan kaldi mi?

    Amerika ile iyi gecinsek suc, Avrupa ile yakinlassak suc, Iranla gorussek suc, Arap ulkeleriyle ile diplomasi yapsak suc, Ermenistan cumhurbaskanini agirlasak suc, Israille aramiz iyi olsa suc, Israille aramiz kotu olsa da suc .

    Genel olaral elestirilerinizin hicbiri yapici degil. Fikir veya cozum onerisi ortaya koymuyor. Sadece camur at izi kalsin mantigi ile yaklasiyorsunuz. Haksizliginiz ortaya cikinca bir baska yere camur atiyorsunuz. (Demogoji) Bilgi sahibi olmaniza ragmen bu taviniz yuzunden benim gozumde inandiriciliginiz her gecen gun biraz daha azaliyor.

    NFK da, Necip Fazil da, Ataturk de birer milli degerdir. Neyin milli deger olup neyin olmadigina ise tanimi uzerine "millet" karar verir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35

    O yazı hakkında ben ve El-Fuegonun yazdıklarının tümü gerçektir. Bir kaç kelimenin değişmiş olması yazının ruhunu ve amacını değiştirir mi?
    Hala bunu anlayamayıp konuda uzman ahkamı kesmenin adını siz koyun.
    Ya da salağa yatarak yapmaya çalıştığınız şark kurnazlığının...

    Anlayamıyor olabilrisiniz diye fontu büyütelim.
    NFK bahse konu yazısı ile Amerikancılık yapmaktadır.


    Burada asıl hebele hübele konuşan, yazılan onca şeye ancak slogan vari biçimde naralar atarak ardından konuyla alakasız biçimde muhatabınızın ilgisi olmadığı halde "one minute" "israil mayınlı arazi" vs propagandaları atan sizsiniz.
    Kim hebele hübele konuşuyor kim demagoji yapıyor ortada.
    Bakın hele neler neler yazmışız. Anlamazsınız diye hece hece tahrifatınızın sonuçlarını önceki sayfada ispat ile ikrar ettim.

    Ardından hala aynı hezeyanınızı sürdürmeniz dolayısıyla arkadaşlar Kısakürekin Amerika üzerine farklı demeçlerini, makalelerini paylaştılar.
    Hala hebele hübele eden siz ve hala çocuk vari biçimde "ben anlamam mandacıdır da mandacı" deyip duruyorsunuz.

    Sizinle münazara edilmez pes...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi El-Cezeri -- 13 Aralık 2010; 1:00:21 >




  • Sevgili dostlarim,

    Karsit goruste olsaniz bile lutfen birbirinize karsi kullandiginiz ithamlara dikkat edin, konunun seviyesini koruyalim.

    Bu sebeple birkac mesajda ufak degisiklik yaptim ve bazilarini da silmek durumunda kaldim konunun selameti icin.

    Saygilarimla
  • destroyer

    genelleme yaptığım için özür ..ama devam eden sürece bakıldığında komünizm ile yönetilen ülkelerde din düşmanlığının had safhaya çıktığı lenin stalin mao ve pol pot 'unkatliamlara varan dindar kıyımlarının ardında yatan isimler olduğunuda görmek gerekir.

    sadece pol pot resmi rakamlara göre 3.500000 dan fazla insanı katletmiştir ekserisi dine mensup muhaliflerden oluşmaktadır ..dikkat edin üçbuçuk milyondan fazla insandan bahsediyoruz..ki bu resmi rakam ..komünizmi dolayısı ile ateizmi benimsemeyen din mensuplarının akibetleri iskelet tarlalarında rahatlıkla görülmektedir..

    stalinin yıktırdığı kilise öldürttüğü din adamları sürgüne gönderdiği milyonlar vss....halen türkistanda süren zülm ve dini hayatın yaşanmasına dair baskılar ..zihinlerde tazeliğini korumakta..

    komünizmin teorisyenlerinde ve idealist eylemcilerin tümünde bu türden davranışları görmek mümkün değil ama dine sıcak bakmadıkları ve her fırsatta engel olmaya çalıştıkları aşikar..troçki plekhanov martov hatta avatarındaki che ..istisnai örnekler dine karşı emsalleri ile kıyaslandığında ölçülü yaklaşım sergilemiş ve hatta kutsal sayılan yerlerin ziyaretlerinde gerçekleştirmişlerdir..(che nin emevi cami ziyareti)..

    şu meşhur kumarhane baskını..

    http://www.n-f-k.com/nfkforum/index.php?/topic/5290-kumarhane-baskini/

    bu adreste değinmiştik konuya üstadın Amerika, Dunya ve Bizyazısı ne kadar mandacı amerikancı ise..!!kumarhane baskını olayıda işte aynen öyledir..aynı zihniyetin tiksinti veren iğrenç tertibidir..

    üstelik üstadın "o ve ben adlı eserini okursanız ..bizzat kendi ağzından derleyip toplayıp çöpe attığı mazisine dair..çok daha ilginç itiraflar bulabilirsiniz..

    kendisi geçmişini ve geçmişinde yaptığı yanlışlıkları hiç bir zaman inkar etmemiş..terk edip uzaklaştığı dünyanın ısıtılıp sıtlılıp önüne konmasını ise nasıl ve neye benzeterek özetlemiştir ..bunuda sizin araştırmacı kimliğinize bırakayım..

    ha bu arada "o ve ben" 'i şiddetle tavsiye ederim




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Gennosuke

    bu adreste değinmiştik konuya üstadın Amerika, Dunya ve Bizyazısı ne kadar mandacı amerikancı ise..!!kumarhane baskını olayıda işte aynen öyledir..aynı zihniyetin tiksinti veren iğrenç tertibidir..



    Konu giderek özünden uzaklaşıp NFK ya dönüyor. Fakat madem bu yol sürdürülüyor o zaman devam edelim.

    Demek siz inandınız bu savunmaya? İnanmakla da kalmayıp diğer insanların inanmasını da bekliyorsunuz. Yukarıdaki yazısında ilkokul talebelerinin bile rahatlıkla anlayacağı üzere, Amerikancılık yaptığı açık bir şekilde ortada iken inanmadığınız gibi buna da inanmamanız gayet doğal. Yahu hangi kumarbaz baskında yakalanınca ben kumarbazım der? Polis bürolarına girmiş te bazı mektuplar çalmış. O da bunun üzerine bitirimhaneye gidip külhanbeyi bekçi tutacakmış. Tam da bu esnada komplocu polis kumarhaneye baskın yapmış. Ba ba ba... Bitirimhaneye gidip külhanbeyi tutması için polis büroya baskın yapmış. Bu komploya sadece inanmak isteyen inanır. Büroyu arayan polis NFK nın buna önlem olmak üzere kumarhaneye gideceğini nereden bilsin? Kim diğerinin aklından geçecekleri bilebilir. O dönemde Tophane külhanbeyi kaynıyordu. Niye gidip gündüz gözü ile bir adam seçmemişte kumarhaneye gitmiş? Google a "kumarhane baskını" yazın gelecek yüzlerce sonuçtan basılanların uydurduğu hikayeleri okuyun. Bundan çok daha yaratıcı olanları var. İbrahim Sadri veya Zahid Akman ne kadar dindarsa NFK da o kadar dindardır. Hoş İbrahim Sadri ve Zahid Akman da komplo ile yakalanmıştır size göre.

    Allah akıl fikir ihsan eylesin.




  • yahu yeni yetme bi veled sizin itirazlarınızı dillendirse anlarım acemiliğine verir es geçerimde

    bakın size daha önce teklifte bulundum ilgili yazıdan bir tane cümle yada paragraf alıntılayın amerikancılık namına söz burada ilişiğimi kesecek yazdıklarımı silecek adını dahi anmıyacağım ..

    quote:

    Zira Amerikalı, eski bir kök ve şahsiyet damarına bağlı olmaktan uzaktır.Garbın milletler katışığından öyle bir melezdir ki, o milletlere ait ruh uktelerini dibinden tıraş etmiş; ve meselesiz, dâvasız, dertsiz, ıztırapsız, yalnız madde hesaplarına bağlı ve beş hasse plânında yaşar bir yeni insan tipi getirmiştir.


    dikkat edin lehrer ne diyor bu güya mandacı ve amerikacı ..soysuz köksüz davasız ıstırapsız yalnız madde hesabına yaşan sürü..

    yetmeyecek bilirim birazdaha ekleyelim

    quote:

    Amerikalı tipi, kendi vatanında belki her türlü içtimaî emniyet ve murakabeye malik olabilir; fakat taklitçilerinin dünyasında sadece felâkettir. Amerikaya gidip Amerikalı olmak belki iyi; fakat milleti içinde Amerikalılaşmak mümkün olduğu kadar kötü...

    Başınızı kaldırıp büyük şehirlerde şöyle bir halimize bakacak olursanız, Amerikanizm denilen âfetin, kılığımızda, meşrebimizde, üslûbumuzda, edamızda bizi kendimizden ne kadar uzaklara götürdüğünü, yahut götürmek istediğini sezersiniz.


    kendi milleti içinde amerkalı olmak kötüdür derken mi mandacı ve amerikalı oluyor..??

    "amerikanizm denen felaket" derken ..mandacılığımı övüyor yada abd ye övgüler mi diziyor..

    ortada apaçık şekilde görülen "abd uşaklığı" "taklitçiliği" yerilirken ve kendisinin ifadesiyle "köksüz" bu milleti mi övüyor üstad..

    resmen kör olmuşsunuz ama farkında değilsiniz..

    bakın dikkatinizi çekerim sizden başka kimse yok bu konuda anlamsız ısrarınızı sürdüren..farkına varın artık bazı şeylerin..sırf rejimi ve inklapları eleştirdi diye gerçek bir vatanseveri hain ve mandacı olarak yaftalamak..kime ne kazandırır..

    senelerdir aynı tezgah..baktın ki sana muhalif yapıştır hemen damgayı ..vatan haini mandacı vatanı sattıı mürteci

    tutsun tutmasın aslı olsun olmasın.. kaç kişiyi harcandı böyle ..insaf edin yeter artık..

    size resmi derginin orjinal nüshasını veriyor okuyun ve iddaa ettiğiniz kısımları bana aktarın diyorum

    bunu yapmıyor sadece amerikancıydı mandacıydı nakaratını tekrarlıyorsunuz..sabır taşı olsa çatlar ama

    gelelim baskına..tıpkı tartışmanın uzamasına sebeb olan makale gibi okumuşsunuz aktarılanları..ve ispat hükümdeki itirafları içeren mektup bölümünü es geçmişsiniz..

    onu alıntılayalım ama nolur dikkatle oku olur mu..

    quote:

    Vatan gazetesinde bu tertipli işi gazete planında tertipleyen, o gece sekreterlik nöbetindeki Cavit Yamaç isimli solcu bir yazar...

    Aradan yıllar geçecek bu adam “Vatan” gazetesinden atılacak ve o zaman Adnan Menderes’in himayesiyle çıkan üçüncü günlük Büyük Doğu’ya (9’uncu devre) gelip, derin bir vicdan azabı çektiğinden ve komplocuların sırrını fâşetmek ihtiyacını duyduğundan bahsedecektir.

    İşte bize yazdığı mektuptan parçalar:

    “Necip Fazıl;

    Sözüne tam itimadım olan bir dostumun ikaziyle, senin kumarhanede basılmanın kökü derinlerde bir komplodan ibaret olduğunu keşfettim. Beni ziyarete gelen dostum, bana senin kumarhanede yakalanmandan bir hafta kadar önce, tek maddesi (Necip Fazıl’ı ortadan kaldırmak) olarak isimlendirilecek gündemin etrafında toplanan bir yığın maskeliden bahsetti. Tanırsın onları sen... Tefekkür sıkletleri yoktur, kitap ve bilgiden nefret etmişler, gövdelerinin üstündeki yuvarlağı miskin gayeler kovanı haline getirmişlerdir. İşleri karanlıktadır. Gün ışığında kimsenin karşısına geçip de şöyle erkekçe, kabadayıca, külhanca bir söz ettikleri varid değildir.

    Yaptığım tahkikattan anladım ki, biri senin bulunduğun yerlere pek yakın bir yerde, diğeri ise, biraz daha uzak mesafede iki toplantıda senin ortadan kaldırılman kararlaştırılmış ve sonra o (meşhur baskın) vuku bulmuştur.

    Seninle benim aramda, Pasifik Okyanusu’nu endazeleyecek kadar çok, milyarlarca zıt şey var. Sen kendine göre, aziz telakki ettiğin bir görüşün, ben de kendime göre, inandığım ve benimsediğim ölçülerin kişisiyim. Ama bu senin yok olmanı istemem için bir sebep değildir. Böylesi Bolşevik veya nazi doktrinlerinin hareket tarzıdır. Senin var olup da davanı inancın boyunca müdafaa etmen benim için mukaddestir. Çünkü ben o Frenk fikir adamının çizmiş olduğu hattan yürümeyi kendime şiar edindim. Diyorum ki: (Ben senin gibi düşünmüyorum. Ama senin düşündüklerini serbestçe söylemeni temin için canımı vermeye hazırım.)

    Yukarıda bahsini ettiğim toplantılara katılanlar, piyasa ölçülerine göre kuvvetliydiler. Paraları vardı, imkanları vardı, yüzbin iftirayı bir saatte basacak rotatifler emirlerini bekliyordu. Sadece en mühim şeylerden mahrumdular: Ortaya çıkacak bir suratları yoktu.

    Senin ortada dolaşıp onların bulaşık işlerini aydınlığa dökmen, “Meserret”te bir kahve içmen huzurlarını kaçırıyordu. Yetmiş şer dehasının bir araya gelip de kuramayacağı şeytani planlar bunlardan sadece birinin sermayesiydi.

    Bu (samimi) toplantılar yapılırken, hiç birinden haberi olmadan bu hadisede teknik olarak birinci sınıf bir rol oynayacak olan ben, (Vatan) gazetesinde ajans, radyo ve telefon haberleri içinde sabahlara kadar kafa yoruyordum.”

    Cavit Yamaç, esas olarak sezdiği, fakat elbette kendisine bütün çıplaklığıyle anlatılmayacak olan komploya nasıl alet olduğunu şöyle hikaye ediyor:

    “Malum gece, işimi bitirmiş, gazeteyi bağlamış, tam gitmek üzere çıkıyordum. Kapıda kılık kıyafeti düzgün, otuz beş yaşlarında bir zat yolumu kesti. Adımla hitap etmişti. Çok mühim bir havadisi olduğunu, bunu gazeteye koymamı söyledi. Ben, gazetenin işinin sona erdiğini, basılmak üzere verildiğini kendisine bildirdim. Israr etti, vereceği havadisin müthiş bir şey olduğunu ifade etti. Bir an evvel istirahate kavuşmak isteyen yorgun insanların ruh haleti içinde kendisine havadisin mahiyetini sordum. Senin Beyoğlu’nda bir kumarhanede basıldığını ve Taksim karakolunda ifade vermekte olduğunu söyledi. (Vatan) gazetesinin sana karşı olan hissiyatının aşinası olduğu belliydi.

    Beni otomobille Taksim karakoluna kadar götürmeyi, hadiseyi gözlerime arzetmeyi teklif etti. Bir an tereddütten sonra razı oldum: Yolda muhbire, adımı nereden bildiğini sordum. Kendisinin beni tanıdığını söyledi. Hadiseye nasıl muttali olduğunu sorunca da kendinin de basılanlar arasında olduğunu, fakat kolayını bulup kaçtığını bildirdi. Karakola beraber gittik. Sen ifade veriyordun. Bir polise ne olduğunu sorunca, o da bana muhbirin söylediklerini aynen tekrar etti. (Vatan) gazetesine döndüğüm zaman saat üçe geliyordu.

    Gazetenin kalıpları dökülmüş, basılmak üzere makineya verilmişti. İşleri durdurdum, civarda oturan bir dizgi operatörünü uyandırarak (Necip Fazıl, kumarhanede basıldı) başlıklı havadisi dizdirerek gazeteye koydum ve yeni kalıplar döktürerek gazeteyi baskıya verdim.

    Haber, gazetenin politikası içinde birinci sınıf bir şeydi. Nitekim bunu ertesi günü, Yalman meşhur göz pırıltıları içinde ifade etti: (Güzel bir gazetecilik yaptınız, tebrik ederim.) Kılıç çarpışmasını arsenikten, yumruklaşmağı hasmının yatağının içine kobra yılanı koymaktan daha muteber sayanlardanım.

    Bu açıklamam, o zaman içine yer ettirilen yaranın üstüne en küçük, en hafif bir pansuman olursa, kendimi mesut addedeceğim.

    Cavit YAMAÇ”

    Cavit Yamaç, maddi tertibine alet olduğu hadiseyi anlatırken, tam matbaadan çıkacağı zaman yolunu kesen adamın bir polis olduğundan, ertesi gün kendisini tebrik eden Ahmet Emin Yalman’ın sanki önceden haberi yokmuş gibi davranışından gafildi. Her şey o surette tertiplenmiştir ki, öz adamları bile sadece vazifesini yapmaya terkedilmiş ve kendisine fazla ipucu verilmemiştir.

    Yahut... Yahut, bildiklerini tam söyleyememektedir Cavit Yamaç...

    İşte o kadardır ol hikâyet...


    cavit yamaç kimdir olay ertesi gerçeklerin dile getirlmesine mani olmak için dergi basımı neden durdurulmuştur..google dan ara istersen

    veya "yazanel" adlı üyenin konu devamındaki eklediği ayrıntılara bak

    şimdi..olayın perde arkasına dair kurulan tezgahı bir yana bırakalım tut ki kumar oynamaya gitti..ne olacak ..

    şair ne der "Dinime ta'neyleyen, bari müselman olsa"..yahu üstadı bu baskın ile kumpasa alıp akıllarınca üstadın şahsında bu işi müslümanların yüz karası ve alınlarındaki lekeymiş gibi göstermeye çalışanlar

    görende sanırki ..kumardan el etek çekmemiş ..kumar neviinde envai çeşit oyun türü ile meşgul olan hatta evropa yollarını aşındıran konken partilerinde hatunları masaya yapışan kılkuyruklar değil mi idda sahipleri ..bu çaba niye..

    quote:

    Büroyu arayan polis NFK nın buna önlem olmak üzere kumarhaneye gideceğini nereden bilsin?


    28 şubatta görmedik mi bu tür oyunları "müslüm gündüz" denen zibidi ile "pavyon artığı fadimeyi" aynı mekanda buluşturan

    sonrada polise bastırannnn kimlerdi acaba..nereden biliyordu poliss

    kalkmış sual ediyorsun polisin nereden haberi vardı diye

    sen keçi ile koyunun hikayesini bilirmisin lehrer hoca..

    dereden karşıya geçeklermiş..evvela koyun atlamış..

    haliyle kuyruğu havaya kalkmışda kıçı görünmüş..

    bizim arsız keçii..basmış kahkayayı..fırsat bulmuş koyuna giydirecek..yaa

    demişki koyun koyun kıçın gözüktü..

    koyun dönüp ona demiş ki.. senin ki her daim açıkta

    şimdi kısaadan hisse alamassan bu işin ucu nelere varır..tek tek olay olay keçiler nasıl sıraya dizilir..bunun tartışmasına gireriz ki..

    aman aman



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sinuhe.s -- 13 Aralık 2010; 15:43:17 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate

    Genel olaral elestirilerinizin hicbiri yapici degil. Fikir veya cozum onerisi ortaya koymuyor. Sadece camur at izi kalsin mantigi ile yaklasiyorsunuz. Haksizliginiz ortaya cikinca bir baska yere camur atiyorsunuz. (Demogoji) Bilgi sahibi olmaniza ragmen bu taviniz yuzunden benim gozumde inandiriciliginiz her gecen gun biraz daha azaliyor.






    quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35

    Yahu hangi kumarbaz baskında yakalanınca ben kumarbazım der? Polis bürolarına girmiş te bazı mektuplar çalmış. O da bunun üzerine bitirimhaneye gidip külhanbeyi bekçi tutacakmış. Tam da bu esnada komplocu polis kumarhaneye baskın yapmış. Ba ba ba... Bitirimhaneye gidip külhanbeyi tutması için polis büroya baskın yapmış. Bu komploya sadece inanmak isteyen inanır. Büroyu arayan polis NFK nın buna önlem olmak üzere kumarhaneye gideceğini nereden bilsin? Kim diğerinin aklından geçecekleri bilebilir. O dönemde Tophane külhanbeyi kaynıyordu. Niye gidip gündüz gözü ile bir adam seçmemişte kumarhaneye gitmiş? Google a "kumarhane baskını" yazın gelecek yüzlerce sonuçtan basılanların uydurduğu hikayeleri okuyun. Bundan çok daha yaratıcı olanları var. İbrahim Sadri veya Zahid Akman ne kadar dindarsa NFK da o kadar dindardır. Hoş İbrahim Sadri ve Zahid Akman da komplo ile yakalanmıştır size göre.

    Allah akıl fikir ihsan eylesin.




  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.