Şimdi Ara

Araba kullanmak neden bu kadar zor (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
28
Cevap
1
Favori
710
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Süre süre öğrenir insan kimse şöfor doğmuyor hocam yaparsınız yeterki pratik işini bırakmayın. İlk halimi hatırlıyorum arada dağlar kadar fark var. Araca alışıyorsunuz ne yapacağınızı biliyorsunuz gerisi geliyor artık tamam diyorsunuz oldu bu iş.

  • Brigid12 B kullanıcısına yanıt

    şu anlık öğrenciyim, yani metroların otobüslerin sürekli adamıyım ama ilerisi için bir şekilde alışırım diye düşünüyorum.

    Her ne kadar satılan otomobilleirn büyük bir çoğunluğu otomatik olsa da ilk arabam olsa ya da başka araba sürmem gerekse vs bir şekilde alışmam lazım Manuele de. Zaten gaz frenle ilgili bir sıkıntım yok da dediğim gibi dönüş zamanlamasını vs pek ayarlayamıyorum


    Onun dışında şu anlık Manuel kavramı oyunlarla sınırlı benim için 😅




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Leopard76 -- 3 Kasım 2024; 0:28:5 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ehliyeti alır almaz sevdası başladı direksiyonun.

    Ancak aile almıyordu arabayı.


    Bilgisayarımı satıp üzerine arkadaştan aldığım borcu da eklediğim parayla 32 yaşında bir hurda satın aldım.

    Hiç trafik deneyimim olmadığı için hurdayı amcam sürüp eve getirmişti, yol boyunca “Bu hurdayı sürerken sırtındam soğuk terler akıyor” deyip durmuştu.


    Araba problemliydi bu yüzden sık sık sanayiye giderdim, hatta parça bulabilmek için hasta olduğum halde Sefaköy Hurdalığı’ nda sağanak yağmur altında iliklerime kadar ıslanmış halde gezerdim.


    Komşular arabayı itmekten bıkmıştı “Son sahibi olacaksın” deyip dururlardı.

    Bir defasında evin önünde park halindeki bu hurdanın teybini çalmışlardı. Açıkta kalan kablo uçları birbirine değdikçe duman atıyordu önümü zor görüyordum, bu halde teypçiiye götürüp yenisini taktırmıştım.


    Bir defasında yolda giderken bir anda frenler tutmamaya başladı. Şehir içi trafiğinde vitesle yavaşlayıp 5 km mesafedeki sanayiye frensiz bir halde götürebilmiştim. Usta sistemde hiç hidrolik sıvının kalmadığını söylemişti.


    6 ay sonra satılamaz denilen bu hurdayı güç bela fazla zarar etmeden satıp kurtuldum ama sürmeyi de öğretti bana…


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Araba kullanmayı öğrenmek zor mu?

    Boş bir eğitim pistinde otomobili hareket ettirip temel manevraları yapmayı öğrenmek hiç zor bir şey değil. Manuel vitese, debriyaja alışmak belki biraz zorlayabilir. Yaklaşık 8-10 saatlik bir çalışma ile bunlar gayet güzel kavranabilir. Sürücü kurslarında verilen eğitimlerde zaten ancak bu kadarı öğretiliyor. Ehliyeti almak demek trafikte güvenle araba kullanacak bilgiye sahip olmak demek değil ne yazık ki. Sürücü kursunda ve ve ehliyet sınavında parkuru ezberleyip kusursuz bir şekilde tamamlamak ehliyeti almak için yeterli. Peki bu kadarı, arabayı trafikte kullanabilmek için yeterli mi? kesinlikle değil.


    Evet trafikte, trafiğin zorlu ve değişken koşullarında araba kullanabilmek gerçekten zor hem de çok zor bir şey. Bunu gözünüzü korkutmak için söylemiyorum. Bunun tek çaresi, kendinize ait müstakil bir araba sahibi olup önce tecrübeli birinin ve ya eğitmenin gözetiminde sonra kendi başınıza bol bol kullanmak, korkmadan çekinmeden bol bol kilometre yapmaktır. Öyle arada sırada başkasının arabasını kullanarak ve ya özel ders alıp kendinize ait olmayan bir aracı kısıtlı sürelerde kullanarak olmaz bu iş.


    Sürücü kurusuna yazıldığımda otomobilim yoktu. Sürücülük tecrübem sıfırdı. Orada öğrettikleri ile ilk sınavda ehliyetimi almayı başardım. Bir kaç ay sonra ikinci el ilk arabamı aldığımda, onu tek başıma eve getirmeye gözüm yemedi başkasından yardım istedim. Bir kaç gün arabayı yerinden oynatmaya bile korktum. Arabam var, ehliyetim var ve ben bunu kullanmaya korkuyorum. Baktım böyle olmayacak arabayı çalışma yapabileceğim uygun bir yere getirtip orda günlerce deneme yaptım. Karton kutular , bidonlar koyup her türlü manevrayı, parkları, dönüşleri, slalomları her şeyi çalıştım. benzinim bittikçe hemen yakınımdaki benzinlikten doldurup devam ettim. Sonra geceleri saat 03 ile 06 arası şehir içinde sayısız turlar attım. Gecenin sakinliğinde bütün caddeler sokaklar bana ait gibiydi. Bir kaç hafta da bu şekilde çalıştım. En zor en dik sokaklardan geçtim. Yokuşlu kavşaklardan kalkış denemeleri yaptım. Ona rağmen hala bir şeyler olmuyor gibiydi. Araba kullanırken herkesin aldığı o keyfi alamıyordum. Sanki araba beni taşımıyordu da ben arabayı sırtımda taşıyordum. Öyle yoruyor ve öyle geriyordu araba kullanmak beni, anlatamam. Bir yandan bu duruma üzülürken bir yandan da öğrenme hırsımdan vazgeçemiyordum.


    Yaklaşık altı ay sonra bir gün yolda giderken, birden arabayı çok rahat kullanabildiğimi fark ettim. Bir anda oluştu bu duygu. Her şey otomatik her şey akıcı bir şekilde oluyordu. Artık ben arabayı değil, arabam beni taşıyordu. İşte o an araba kullanmaktan büyük keyif aldım. Arabadan inesim gelmedi ve sokaklarda bir zaman boş boş dolaştım durdum.


    Her akşam iş çıkışlarında arkadaşlarımı evlerine bıraktım. Hem de yolları uzatarak en sorunlu yolları tercih ederek. Maksat kilometre yapmak. Benzine acımadım. (Tabi o yıllarda benzin fiyatları böyle değildi.)


    Bir anda usta şoför mü oldum? elbette hayır. Ustalaşmak yıllar alıyor. Ama o gün "ben araba kullanamıyorum, zor geliyor, sanırım asla rahat bir şekilde kullanmayı öğrenemeyeceğim" hissi bir anda buhar olup gitti. İşte bu yüzden hemen vazgeçmemek lazım. Biraz gayret biraz sebat. Asla öğrenemeyeceğim korkusu yerini en keyifli şeylerden biri olan otomobil kullanabilme becerisine bıraktı.


    Eğer kendinize yeterince zaman vermezseniz evet araba kullanmayı öğrenmek zor.





  • Birlikte görev yaptığımız arkadaşıma araç aldık, kendisi yaşça bizden büyük ve iyi derecede araç kullanmaya hakim biri idi.


    "Hocam sen bayağı iyi hakimsin araç kullanmaya, sen heyecan duyuyor musun araç kullanırken, ya da ne bileyim keyif alıyor musun" diye sordum.


    Neden sordun demedi anladı araba sürmeye merakımın olduğunu.


    Kavramımı almak iyice pekiştirmek için , yoksa tam olarak ben de bir heyecan ile sürmüyorum şimdilik dedim, müsaade edersen bir kaç ay şoförün ben olayım ben süreyim aracı dedim.


    Önce tedirgin oldu, bir geç şoföre bakalım ne durumdasın dedi. Gayet dikkatli olduğumu görünce bir müddet müsade etti, 1-2-3 ay beraber gittik gideceğimiz yerlere, ve ben de kavramımı aldım.


    Bu şekilde veyahut benzer bir sebeb bulun, araç sürmeyi öğrenmek bol bol sürmeyi denemek ile gelişir


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • LokmanHekim kullanıcısına yanıt

    Teşekkür ederim güzel yorumunuz için :)


    Boş eğitim pistleri kaldırılmış maalesef, sadece akan trafikte çalışabiliyoruz artık. Eğitim pistleri olsaydı kendi aracımızla orada manevralara iyice alışmak için bol bol pratik yapardım ama öyle bir imkanım yok maalesef. Kurs dışında araba kullanamıyorum yani.


    Hocamdan da pek iyi enerji almadım, bir şey sorasım dahi gelmiyor. Bir an önce bitse de gitsem kafasındayım derslerde. Direksiyonda bile sürekli ellerim terliyor, bizim arabada bir tarla yolu vardı, orada direksiyona geçtim hiç el terlemesi problemi yaşamadım.


    Ehliyeti alabilirsem kesinlikle boş saatlerde boş yerlerde evdeki arabayla pratik yaparım bol bol. Gerekirse 100 saat.

  • zn_volkan Z kullanıcısına yanıt

    Denemek bence de çok önemli. Sonuçta insan bilmediği şeyden korkar, bildiği şeyden korkmaz ve keyif alır hale gelir. Öğrenme ve başarı hissi herkes için tatmin edici bir histir çünkü.


    Arabalara karşı özel bir ilgim yok maalesef, gerekli olabilecek bir beceri olduğu için öğrenmeye çalışıyorum tamamen. Bu da benim için bir dezavantaj, daha büyük bir hırsım ve motivasyonum olsaydı daha kolay ve zevkli olabilirdi.


    Bu arada bir üstteki yorumda da yazmıştım, hocamdan da çok iyi enerji almadım. Kendisine bir şey sormak dahi gelmiyor içimden. Derslerde de sürekli parkuru bitirsek de gitsek modundayım. Direksiyonda bile ellerim terliyor. Kötü bir şey de yaşamadık, bir kötülüğünü de görmedim. O yüzden acemilikten dolayı biraz fazla hassas olabildiğim için mi böyle düşünüyorum bilemiyorum ama ilk dersimizde de bu hissi almıştım. Tabii bu kimsenin suçu değil, çünkü her öğretici ile her öğrenci uyuşamaz.





  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.