Askere götürülebilcek telefon önerisi

quote:

Orijinalden alıntı: Omisis046

quote:

Orijinalden alıntı: Guest-F5E52D18F

iPhone 11 pro hem 6 aya eskir gelmeden yenisini de sipariş verirsin

quote:

Orijinalden alıntı: Cazoria

Acemiliğe tuşlu götür, usta birliğine katılacağın zaman kendi telefonunu götürürsün. Çoğu yer sıkıntı etmiyor

quote:

Orijinalden alıntı: immabirdmf

Ben Asteğmen olarak yaptım askerliği 2 sene evvel.

Tavsiyem acemi birliğine tuşlu 50 liralık patates bir telefon götür, alo dese yeter. Eğer eş dost gelecekse seninle asıl telefonun da yanında olsun . Nizamiyede seni kontrol edecek olan Er mutlaka soracaktır "Telefon var mı?" diye. Gerçi torun dede muhabbetinden pek takmayabilir sorunu ama sor varsa geri dön teslim olmadan al öyle gir. Ama çok dikkatli ol kullanırsan da

Usta birliğinde de ilk tesliminde götürmemeni tavsiye ederim. Acemilikteki gibi seni teslim alanlar çantalarını talan edebilir, yanında getirdiğin yiyecek vsler zulalanabilir. Buna ben bile dandirikte olsa bir subay olarak engel olamıyordum. Ziyarete gelecek biri olursa beraberinde getirebilir. Sözde "el altından" alabilirsin. Yataklık etmişliğim vardır, sonuçta hasret çekiyor herkes. Ama yine dikkatli ol, Bl.K. ile papaz oldum bir er sayesinde Öyle 3 ay felan değil benim bildiğim. En azından bizim birliğimizde öyle değildi. 2 hafta uzatıyorlardı. Tk.K.'na ve Bl.Asb.'yı ile aranın iyi olmasına özen göster. Kurtaracak en mühim iki kişi bunlar. Bl.K.'ları çat diye yazar geçer durduk yere 14 gün daha askerlik yapmak durumunda kalırsın.

Hazır bu kadar anlatmışken (anılar debreşti) bir de telefon yakalama rekorumu kırdığım nizamiye nöbetini anlatabilirim

Hafta sonları nöbeti nizamiyede imanı gevriyor insanın cumartesi 9'dan pazar sabah 9'a kadar. Muhabbet bile bi yere kadar oluyor maalesef. Gece 2'de devriye nöbetimiz vardı nizamiye subayı olarak. Tüm askerler de biliyor bunu o yüzden o saatte çıkınca telefon görmek mümkün olmuyordu. Tabi ben deniz sıkılmış bir astek akşam 7 gibi çıktım. Tam yemek sonrası yani taşşak yayma saati. Sonuçta tüm komutanlar yemekte veya aynı şekilde taşşak yaymada oluyo... di mi? Tam olarak hatırlamıyorum ama 30'un üzerinde telefon yakaladım. Tabi ki almadım hiç birini, ben sadece uyarırdım ve yakalardım ki başkası yakalamasın başı yanmasın diye.

En komik yakaladığım da koğuş bölgesindeki tostçuda 5 kişi baş başa vermişler telefondan kelime oyunu oynuyorlar. Hepsi de çok sevdiğim benim takımımda olan askerlerdi (özledim ne yalan söyleyeyim). Bir tanesi gördü beni ama el kol yapamadan elimle durdurdum "şşş" diye. Gittim arkasına, attım kolumu omzuna eğildim ben de telefona bakıyorum. Mesut'tu adı çok iyi çocuktu. Beni gören herkes ufaktan toplanmaya başladı yakınlara. İlk susturduğum da Bahtiyar'dı, ben giderken ağlamıştı çok üzüldüydüm (Ego tatmini sanmayın çok yardım ettik birbirimize). Velhasıl kelam böyle bir kaç dakika can dostu gibi oyunu izledim. Kantinci kıkır kıkır gülüyo, muhabbet şu şekilde devam etti: "Ne gülüyosun olum?" *kantinci göz ve başla beni işaret etti* "Ne var olum yapamıyoruz işte (oyundan bahsediyor). Bahtiyar yardım etsene oğğll... (bu sırada omuzundaki eli Bahtiyar'ın sanıyor). Hazır ola geçip telefonu almadan "Komutanım?!" deyip şapka olmadan selam verdi. Telefon bir yana ben bir yana komple orda olan askerler bir yana dağıldık orda. İyi güldük o akşam. Arkamda 10-15 kişi ben en önde, bahsettiğim miktarda telefonu yakalamamı izledi. Bol bol güldük eğlendik sağolsun çocuklar çok iyiydi iyi anlaşırdık.

Bu kadar yazmışken bir anı/kanıt bırakmadan olmaz Soldaki ben, sağdaki Atğm ise alt devrem