Aslında Hiçbir Şeyin Sanıldığı Kadar Kötü Olmaması

En son umut verici gelişmelerden sonra Başardık Tweeti sonrası ülke iyiye gidiyor gibi oldu sanki pek de kötüye yoracak bir şey yok gibi siz ne dersiniz?

İnsan biz niye girdik ki, gri listeye çıktığımıza seviniyoruz. Utanılacak birşey, gri listedeki ülkelere bir bakın anlarsınız.

Ayrıca, şimşek vergi ve faiz arttırmakta başka birşey yapmadı. Faiz arttırdı, zenginin cebi doluyor, kendi zenginlerimiz yetmedi, yabancılarıda fonluyoruz (carry trade). Ülke servetinin %70 ini elinde bulunduran %10 luk zengin tayfaya vergi beklerken, tabana yaygın vergi diye tabana bindirilen vergiler getiriliyor. Yıl başından buna yana mayıs ayına kadar enflasyona göre asgari ücreti reelize ettiğinde (ki bu enflasyon tüik enflasyonuna göre hesaplanırsa böyle, gerçeği daha fazla) şuanki asgari ücret 13.500-14.000 arasına tekabül ediyor. Haziran da açıklanınca göreceğiz bakalım 6 ayda asgari ücret ne kadar erimiş. Tahminin 13.000 seviyelerine yaklaşır, yıl sonunda 11-12binleri bulur şayet zam almazsa.

Aslında Hiçbir Şeyin Sanıldığı Kadar da İyi Olmaması

Yabancı sermaye de yatırım için biz gri listeden çıkalım diye kapıda bekliyordu zaten. Her zaman ki gibi gaz alma algı işleri hiç bir şey değişmez bu şekilde. Siz gri liste yerine önce milleti kara listeden nasıl çıkartırız onu düşünün insanların alım gücünü arttırmaya bakın.

Bu hangi hesabın yan charı?

Almanya bile boka batmış ekonomisi sürekli enflasyon yaşıyor :D adam gelmiş 1.5 yılda 1 trilyon liradan fazla para basmış ülkenin ekonomisi iyiye gidiyor diye :D

daha da kötüsü gelecek ...

Bu ülkenin hatta dünyanın düzelme ihtimali yok. İnsanlar hep bozmaya ve yok etmeye meyilli. Çoğunun kafa bile basmıyor; basanlar da sadece lafta, kendine gelince konuştuğuyla yaptığı ayrı oluyor. Düzenli olarak dibe vurma, müdahale, düzeltme olmasaydı insanlık çoktan naneyi yemişti. Zaten son bir kez daha filan düzeltme olacak sonra biter diye düşünüyorum!

Pahalılık ve düşük hakediş dönemi mi bitti, oley  

Market fiyatları turizm fiyatları yeme içme enerji ulaşım sağlık giyinme temizlik giderleri fiyatlarından haberin yok sanırsam. Asgari ücretli 17k, emekli maaşı en düşük 10k. Evet bunların hepsi hayal ülke cennet.

Dünyanın düzelme ihtimali konusundaki olumsuz görüşünüze katılıyorum ama bunu gerekçelendirme bakımından fikirlerimizin örtüştüğünden emin değilim. Bence temel sorun bozma ve yok etme eğilimi değil. Asıl sorun, "ortalama" insanın dünyadaki bütün musibetleri çok kötü insanların yarattığına inanıp, kendini kolayca aklaması.

Yılbaşlarında insanlara mikrofon uzatılınca hep "dünyada barış ve huzur olsun, açlık ve savaşlar son bulsun" derler. Dünyada nasıl bir insani, siyasi ve ekonomik düzen olursa o dediklerin gerçekleşir? Öyle bir düzenin oluşabilmesi için senin nasıl bir birey olman, kendinde neleri değiştirmen gerekiyor? Biyolojik olarak insan görünümünde olmak bugüne kadar olduğu gibi sana yetecek mi, yoksa insanın insanlaşması denilen kavram seni biraz da olsa ilgilendiriyor mu? Kişi ne bu soruları kendine sorar ne de birisi ona böyle sorular yöneltir.

"Masum siviller" sözündeki riyakârlık hep midemi bulandırmıştır. Zannediliyor ki, savaşlar mutlaka top-tüfekle yapılır; aile içinde, apartmanlarda, iş yerlerinde, okullarda, spor sahalarında, hatta çoçuk parklarında savaş yaşanmaz...

Savaşların kaynağı, öyle sanıldığı gibi devlet / hükûmet başkanlarının veya üç beş generalin içindeki değil; çoğu ortalama bireylerden oluşan kitlelerin içindeki (kolektif) bencillik, açgözlülük, hırslar, saplantılar, öfke ve kin, hak-hukuk tanımazlıktır.

Şöyle bir varsayımsal örnekle somutlaştırmaya çalışalım: ABD'de iki başkan adayı yarışıyor olsun... Biri, "dünya üzerindeki bütün emperyal, sömürücü ve zorba politikalarımızdan vazgeçeceğiz ama başta benzin olmak üzere birçok mal ve hizmetin fiyatı ikiye katlanacak" dese; diğeri ise, "aynı bugüne kadar olduğu gibi devam edeceğiz" dese... Sizce hangisi kazanır? Tabii ki ikincisi! İşte size masum siviller... ("Nereden biliyorsun?" diyenler, bana ABD'nin haydut devlet politikalarına karşı kendi halkı tarafından sergilenmiş bir tane kapsamlı-kitlesel protesto göstersinler!)

İşin özünü daha kolayca ortaya serebilmek için ABD'den örnek verdim. Yoksa, kitleler bakımından temelde çok da büyük farklar yok.

Daha da hazin ve umut kırıcı olan ise; kendine fikir adamı, kanaat önderi süsü vermiş birtakım şahsiyetlerin de savaşları üst düzey ve kötü karakterli kişilerin çıkardığını yazıp çiziyor, topluma bu sığ düşünceleri pompalamaya devam ediyor olmaları... Örneğin, köşe yazarı Memduh Bayraktaroğlu bunu sıkça yapar.

Kısacası, "ortalama insan" kendini sorgulamaya yanaşmadıkça, dünyanın ve insanlığın düzelme ihtimali yok.

Çok kayıplı geçen pandemi dönemi, dünyada böyle bir silkelenmeye ve sorgulamaya vesile olur umudu yaratmıştı ama görüldüğü gibi; o atlatılınca, her şey aynı tas, aynı hamam.