Şimdi Ara

Türkiye'deki seçilmişler kim? / Derin vakıflar ve Bilderberg

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
8
Cevap
3
Favori
14.674
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • 2009'da gazeteci Arslan Bulut'un ortaya çıkardığı bir gerçek vardı. Amerikan Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Eğitim ve Kültürel İşler Bürosu'nun (The Bureau of Educational and Cultural Affairs) resmi sitesinde Abdullah Gül'ün adı, International Visitor Leadership Program (Uluslararası Ziyaretçi Liderlik Programı) ile "yetiştirilen" dünya liderleri arasında gösteriliyordu. Yetiştirilen isimler,ECA ve Fulbright bursları altında listeleniyordu. Daha sonra ilgili içerik siteden kaldırılmış.

    Arslan Bulut bu durumu fark edene kadar Abdullah Gül'ün 1995'te 'Milli Kültür Vakfı' bursu ile ABD'ye gittiğini sanıyorduk. Bugün ortaya çıkıyor ki Gül ile birlikte Fehmi Koru da ABD burslarına tabi tutulmuş...

    CIA bağlantılı "düşünce kuruluşu" olan Rand Corporation'un yayın organı Ocak 1996'da Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan,Abdullah Gül'ün ise Dışişleri Bakanı yapılacağını açıkça yazdı. 1996'da ABD'nin Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz'le Erdoğan arasında bir yakınlaşma başlıyor. Erdoğan'ın yıldızı o dönemden sonra parlatılmaya başlıyor. Durumu fark eden Aydınlık, 20 Ekim 1996 tarihinde "Abramowitz, Tayyip'i Erbakan'ın yerine hazırlıyor" manşeti ile çıkıyor...

    İlerleyen süreçte Erdoğan ve Gül'ün ABD'li yetkililer ve çeşitli yahudi lobileriyle olan yakınlaşmalarını izliyoruz...

    ABD'nin ECA ve Fulbright'la yetiştirdiği dünya liderlerinden bazıları:
    Heinz Fischer (Avusturya Cumhurbaşkanı)
    Yves Leterme (Belçika 48. Başbakanı)
    Zeljko Komšic (Bosna-Hersek eski Cumhurbaşkanı)
    Lars Løkke Rasmussen (Danimarka eski Başbakanı, Liberal Parti Venstre lideri)
    Tarja Halonen (Finlandiya eski Cumhurbaşkanı)
    Matti Taneli Vanhanen (Finlandiya eski Başbakanı)
    Nicolas Sarkozy (Fransa eski Cumhurbaşkanı)
    François Fillon (Fransa eski Başbakanı)
    Mikheil Saakashvili (Gürcistan Cumhurbaşkanı)
    Fatmir Sejdiu (Kosava eski Devlet Başkanı)
    Dalia Grybauskaite (Litvanya Cumhurbaşkanı)
    Andrius Kubilius (Litvanya eski Başbakanı)
    Nikola Gruevski (Makedonya Başbakanı)
    Lawrence Gonzi (Malta Başbakanı)
    Jan Peter Balkenende (Hollanda Eski Başbakanı)
    Jens Stoltenberg (Norveç Başbakanı, İşçi Partisi Genel Başkanı)
    Donald Tusk (Polonya Başbakanı)
    Anibal Cavaco Silva (Portekiz Cumhurbaşkanı)
    Robert Fico (Slovakya Başbakanı)
    Fredrik Reinfeldt (İsveç Başbakanı)
    Gordon Brown (Birleşik Krallık eski Başbakanı)

    Bugün Türkiye'de kimsenin sevmediği adam Süleyman Demirel, Eski ABD Başkanı Dwight Eisenhower adına 1954'de kurulanEisenhower Vakfı'nın bursuyla gerekli "eğitim" ve "beyin yıkama" operasyonundan geçirildikten sonra Türk siyasetinde uzun soluklu bir dönem geçirmiştir.

    Bilderberg katılımcılarından Enis Berberoğlu'nun eşi Oya Berberoğlu, Eisenhower'ı şu sözlerle övüyor:"...Bu tanış durumu ileriki dönem hayatlarında müthiş kolaylıklar sağlıyor. Gittikleri ülkelerde kapılar hemen açılıyor..."

    Rahmi Koç, Eisenhower Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi'dir. Vakfın Türkiye sorumlusu ise bir dönem yine vakıf tarafından burs verilen Radikal gazetesinden Murat Yetkin.

    Eisenhower Vakfı'nın bursiyerlerinden bazıları:
    Süleyman Demirel (Eski Cumhurbaşkanı)
    Yılmaz Argüden (Rothschild Bankası Türkiye Temsilcisi, KalDer Yönetim Kurulu Başkanı)
    İsmail Üstel (Kişisel Gelişim Uzmanı, Adalet Bakanlığı, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Başbakanlık, MEB, MSB, Türk Telekom gibi bir çok kamu/özel sektöre eğitim ve danışmanlık hizmetleri)
    Duran Taraklı (ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü. Emekli Öğretim Üyesi)
    Okan Karagözoğlu (Eski Bürokrat, Meka Beton Santralleri Satış ve Pazarlama Dep. Gen. Md. Yrd.)
    Akın İzmirlioğlu (Eski Enerji Bakanlığı Müsteşarı)
    Erdal Kabatepe (İşadamı, TURKAB Genel Başkanı)
    Yurdakul Yiğitgüden (Maden Yüksek Mühendisi, Uluslararası Enerji Danışmanı) Bkz 1 / Bkz 2
    Aydın Ayan (Ressam)
    Nilüfer Narlı (Sosyolog)
    Tuğraberk Usul (13 yaşında Eisenhower bursu kazanan genç, şu an 18 yaşında) Bkz
    Serbülent Bingöl (80 darbesi sonrası Bülend Ulusu hükümetinin TBMM dışından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı)
    İpek Cem Taha (İstanbul'daki Columbia Küresel Merkezi'nin Direktörü, İsmail Cem'in kızı)
    Murat Yetkin (Köşe yazarı/Radikal)
    Şaban Karataş (TRT Eski Genel Müdürü)
    Uzun yıllar CHP'de Genel Başkanlık koltuğuna oturan ve giderken "okyanus ötesine" selam gönderen Deniz Baykal, 1963-1965 yıllarında Rockefeller Foundation bursu ile ABD'de kaldı...

    Rockefeller Foundation'ın misyonuna bakalım:"Bu kuruluş tüm ülke öğrenci ve akademisyenlerine, geri kalmış ülkelerin iktisadlarınıi geliştirecek projelerin hazırlanması ve uygulanması programlarında çalışmak üzere eğitim, staj ve istihdam olanakları vermektedir."

    Solun unutulmaz lideri Bülent Ecevit 1957'de Rockefeller Vakfı'nın bursu ile ABD'ye gidiyor, Harvard Üniversitesi'nde Ortadoğu ile ilgili incelemeler yapıyor... O sırada, Henry Kissinger da Harvard'da rektör... Ayrıca Ecevit'in hocalarından biri...

    Peki Henry Kissinger kim? Nobel Barış Ödülü almış bir katil. Bilderberg'in Türkiye sorumlusu...

    Bilderberg ne ola ki?

    Bilderberg, gelişmemiş, gelişmekte olan ve bazı gelişmiş ülkelerin bile geleceğine karar veren oluşumun üçüncü ayağıdır.. Bu üç ayağın tepedeki karar mekanizması CFR (Dış İlişkiler Konseyi)'dir. Bir altında Trilateral Commission (Üçlü Komisyon) ve en altta Bilderberg vardır.

    Erol Bilbilik'ten de alıntı yapayım: "Bilderberg Amerikan sermayesinin ve CIA'in Avrupa ayağıdır."

    Türkiye'den Bilderberg'e katılan isimler arasında geçmişte Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, Cem Boyner, İsmail Cem, Gazi Erçel, Emre Gönensay gibi isimler vardı.

    1995'te Bilderberg toplantısına katılan Cem Boyner, toplantıdan sonra parti kurar. İsmi bugünlerdeki bir hareketi anımsatıyor;Yeni Demokrasi Hareketi. Partinin katılımcıları arasında Kemal Derviş, Cengiz Çandar, Etyen Mahçupyan, Kemal Anadol, Mehmet Altan gibi "ilginç" isimler vardı. Seçimler hezimet oldu.

    Son yıllarda Türkiye'den Bilderberg'e katılan isimler şunlar:
    Ali Babacan (Başbakan Yardımcısı),
    Mustafa Koç (Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı),
    Faik Öztrak (CHP milletvekili),
    Fehmi Koru (Gazeteci),
    Ferit Şahenk (Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı, Garanti Bankası Yönetim Kurulu Başkanı)
    Enis Berberoğlu (Gazeteci),
    Hikmet Çetin (CHP eski Genel Başkanı, TDH üyelerinden),
    Kemal Derviş (Eski Bakan ve Milletvekili),
    Arzuhan Doğan Yalçındağ (Doğan TV Holding A.Ş. Yön. Kur. Bşk., TÜSİAD eski Başkanı),
    Muhtar Kent (Coca Cola Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı)
    Ümit Boyner (TÜSİAD Başkanı),
    Cem Duna (Bürokrat, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Bşk. Yrd.),
    Emre Gönensay (Işık Üniversitesi'nde Öğretim Üyesi, Eski Dışişleri Bakanı),
    Cengiz Çandar (Gazeteci),
    Mehmet Ali Birand (Gazeteci),
    Sami Kohen (Gazeteci),
    Suzan Sabancı Dinçer (Akbank Yönetim Kurulu Başkanı),
    Agah Uğur (Borusan Holding CEO'su),
    Serpil Timuray (Vodafone Türkiye CEO'su),
    Zeynep Damla Gürel (Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı, CHP eski Milletvekili),
    Ruşen Çakır (Gazeteci),
    Fuat Keyman (Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi),
    Süreyya Ciliv (Turkcell CEO'su),
    Tayyibe Gülek (Eski Devlet Bakanı ve eski Milletvekili),
    Şefika Pekin (Avukat),
    Zeynep Göğüş (Gazeteci)
    Bu isimlerle ilgili Wikipedia'dan ve başka kaynaklardan "biyografik" alıntılar yapacağım.

    Ali Babacan (Başbakan Yardımcısı):
    1990 yılında Fulbright bursu kazanarak, ABD'ye gitti.1990-1992 yılları arasında ABD Chicago'da bulunan Northwestern Üniversitesi Kellogg School of Management'da İşletme dalında yüksek lisans (MBA) yaptı. Şu meşhur Fulbright bursları... Ülkelere ajan yerleştirmek için kullanılan Fulbright'lar... Ülkemizdeki üniversitelere "ajan" öğretim görevlileri gönderen Fulbright'lar...

    Amacı misyonundan belli:
    "Komisyonumuz 60 yıldır Türk ve Amerikalı öğrenci, akademisyen, öğretmen ve profesyonellere kültürel değişime katkıda bulunmak amacıyla burslar sağlamaktadır. Ayrıca EducationUSA danışmanlarımız Amerika'daki eğitim olanakları hakkında öğrenci ve araştırmacılara bilgi vermekte, yol göstermektedir."

    Mustafa Koç (Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı):
    İsviçre'de Lyceum Alpinum Zuoz (1980) ve ABD'de George Washington University (1984) mezunu.

    Suzan Sabancı Dinçer (Akbank'ın Yönetim Kurulu Başkanı):
    Lisans öğrenimini İngiltere'deki Richmond College'da Finans ve Uluslararası Pazarlama üzerine yaptı. Sabancı Dinçer, ayrıca ABD’de Boston Üniversitesi'nden işletme dalında lisans üstü (MBA) dereceye sahiptir.National Bank of Kuwait Uluslararası Danışma Kurulu Üyesi,Blackstone Uluslararası Danışma Kurulu Üyesi,Chatham House Mütevelli Heyeti Üyesi,Institute of International Finance'in Yönetim Kurulu Üyesi,Gelişmekte Olan Ülkeler Danışma Kurulu Üyesi,Global İlişkiler Forumu Yönetim Kurulu Üyesi, Forum İstanbul Onursal Danışma Kurulu Üyesi,TÜSİAD Üyesi.

    Hikmet Çetin (CHP Eski Genel Başkanı):
    ABD'de Williams College'de kalkınma ekonomisi üzerine master yaptı. 1968 yılında ABD'de Kaliforniya eyaletinde Stanford Üniversitesi'nde planlama modelleri üzerine araştırma çalışması yaptı.2004 Ocak ayında NATO'nun Afganistan'daki Kıdemli Sivil Temsilcisi görevini üstlendi. Bu görevini 2006 Ağustos ayında tamamladı. CHP içinde Deniz Baykal'a karşı muhalefette yer alan Çetin, bir süre Mustafa Sarıgül'ün liderliğindeki Türkiye Değişim Hareketi (TDH) içinde yer aldı.

    Kemal Derviş (İktisatçı, Siyasetçi):
    İngiltere'de Londra Ekonomi Okulu'ndan ekonomi alanında lisans ve lisansüstü derecelerini aldıktan sonra ABD'nin Princeton Üniversitesi'nde doktorasını yaptı. 1973-77 yılları arasında ODTÜ ve Princeton Üniversitesi'nde ekonomi alanında ders verdikten sonra, 1977'de Dünya Bankası'na girdi. Bu kurumda 1996 yılında Ortadoğu ve Kuzey Afrika'dan sorumlu başkan yardımcılığına yükseldi.3 Kasım 2002 Seçimlerinde CHP'den İstanbul milletvekili seçildi. 9 Mayıs 2005’de milletvekilliğinden istifa ederek Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanlığı görevine atandı.

    Serpil Timuray (Vodafone Türkiye CEO'su):
    Üsküdar Amerikan Lisesi’ni bitirdi. ABD'de North Caroline Aswille High School’dan mezun oldu. İstanbul'a dönerek Boğaziçi Üniversitesi'nde işletme okudu. YASED ve TUSİAD üyesi.

    Süreyya Ciliv (Turkcell CEO'su):
    Ankara Fen Lisesi'nden 1976'da mezun olduktan sonra 1977'de eğitimini sürdürmek için ODTÜ'yü terk ederek ABD'ye gitti. University Of Michigan'da, endüstri mühendisliği ile birlikte bilgisayar mühendisliği eğitimi aldı. 3.5 yılda, University of Michigan'dan iki diploma ile mezun oldu. 1981 yılında üniversiteden mezun olduktan sonra, Harvard Business School'da iki yıl iş idaresi yüksek lisansı aldı. 4.5 sene Metagraphics'de çalıştı. Buradan ayrıldıktan 8 ay sonra, Metagraphics'in en büyük ortağı oldu. 1987 yılında ABD'li bir arkadaşı ile Novasoft'u kurdu. Daha sonra IBM'in de ortak olduğu firma, Gartner Group tarafından en vizyonel şirket seçildi. 1997 yılında Türkiye'ye dönerek Microsoft Türkiye'nin genel müdürlüğünü üstlendi. Bu görevi 3 yıl yürüttükten sonra şirketin ABD'deki merkezine transfer oldu. 2000 yılından sonra ABD'de Microsoft Global Satış, Pazarlama ve Hizmet Grubu'nda çeşitli yöneticilik pozisyonlarında bulundu. En son Microsoft Global Saha Hazırlık Stratejileri ve Sistemleri'nde Genel Müdür olarak görev yaptı. 9 Ocak 2007 tarihinden itibaren Turkcell'in Genel Müdürü oldu.

    Faik Öztrak (CHP milletvekili, Kemal Derviş politikalarının destekçisi):
    1973 yılında İstanbul Saint Joseph Lisesi'ni ve 1977 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Ekonomi Bölümü'nü bitirmiştir. İngiltere'de Birmingham Üniversitesi'nden kalkınma finansmanı konusunda master derecesi almıştır.Sami Kohen(Gazeteci):Sami Kohen 1928 yılında İstanbul'da doğdu. Yahudi bir aileden gelir. Gazeteci Albert Kohen'in oğludur. Milliyet gazetesindeki köşe yazarlığının yanı sıra ABD'de yayınlanan "Christian Science Monitor" ve New York Times gazetelerinde de makaleler yazmaktadır.1954 yılından bu yana aralıksız olarak Milliyet gazetesinde yazarlık yapmaktadır.

    Agah Uğur(Borusan Holding Genel Müdürlüğü):
    İngiliz Erkek Lisesi ve İngiltere'de Birmingham Üniversitesi üretim mühendisliğinden mezun olmuştur. 1987-1989 yılları arasında Emlak Bankası Mali İşler Grup Müdürü olarak çalışmıştır. TÜSİAD, KALDER, GYİAD üyesi...

    Fehmi Koru(Gazeteci):
    Gazeteciliğe Zaman gazetesinde başladı. Zaman'dan ayrıldıktan sonra bir müddet Turkish Daily News gazetesinde yazdı. ABD'nin önde gelen üniversitelerinden Harvard Üniversitesi'nde yüksek lisans ve doktora eğitimi almıştır. Harvard...

    Nedir bu Harvard? Her mezun olan bi' yerlere geliyor. Özenti piçler atlamasın şimdi "ismi yetiyor, prestij, bıdıbıdı" diye. Harvard, tıpkı Yale Üniversitesi gibi ABD'nin kendi çıkarlarına yönelik "lider" yetiştirme üniversitesidir. David Rockefeller, 2008 yılında bu yüzden Harvard Üniversitesi'ne 100 milyon dolar bağışta bulunmuştur.

    Harvard mezunu isimlerden bazıları:
    George W. Bush (ABD Eski Başkanı)
    John F. Kennedy (ABD Eski Başkanı)
    Theodore Roosevelt (ABD Eski Başkanı)
    David Rockefeller (İş adamı, petrol zengini, Yeni Dünya Düzeni ve Dünya İmparatorluğu ütopyasının mimarlarından)
    Ban Ki-mun (BM Genel Sekreteri)
    Morton I. Abramowitz (ABD'nin eski Türkiye Ankara Büyükelçisi, CFR üyesi) - (AKP'yi doğuran isim)
    Henry Kissinger (Bilderberg'in Türkiye sorumlusu)
    Dean Acheson (ABD eski Dışişleri Bakanı, 4 Başkan'ın danışmanlığını yapmış isim, Truman Doktrini ve Marshall planının mimarı)
    Abdiveli Muhammed Ali (Somali Eski Başbakanı)
    Kerim Ağa Han (Nizari İsmaili Tarikatının 49. İmamı)
    Tayyibe Gülek (Eski milletvekili, bakan, 2008'de Davos tarafından Geleceğin Genç Liderleri arasında gösterildi, 2011'de Bilderberg'e katıldı)







  • Yapay Zekanın Yanıtı

    Türkiye'de Seçkin Gruplar ve Küresel Ağlar

    Türkiye'de, siyasi, ekonomik ve sosyal yaşamda nüfuz sahibi çeşitli seçkin gruplar ve küresel ağlar bulunmaktadır. Bu gruplar, ülkenin geleceğini şekillendirmede önemli bir rol oynamaktadır.

    Derin Vakıflar

    Derin vakıflar, kamu yararına çalıştığını iddia eden ancak genellikle gizli faaliyet gösteren kuruluşlardır. Bu vakıflar, genellikle elit kesimlere yakın kişiler tarafından yönetilir ve mali kaynaklarını çeşitli şekillerde elde ederler. Türkiye'de faaliyet gösteren bazı derin vakıflar şunlardır:

    • Rockefeller Vakfı: Rockefeller Vakfı, 1913'te kurulan uluslararası bir vakıftır. Türkiye'de eğitim, sağlık ve tarım alanlarında faaliyet göstermektedir.
    • Fulbright Vakfı: Fulbright Vakfı, 1946'da kurulan Amerika Birleşik Devletleri hükümetine bağlı bir vakıftır. Türkiye'de eğitim, araştırma ve değişim programları yürütmektedir.
    • Türkiye Eğitim Vakfı (TEV): TEV, 1967'de kurulan ve Türkiye'de eğitim alanında faaliyet gösteren bir vakıftır. Burs programları, okullar ve öğrenci yurtları yoluyla eğitim desteği sağlar.

    Bilderberg Grubu

    Bilderberg Grubu, 1954'te Hollanda Prensi Bernhard tarafından kurulan bir uluslararası tartışma grubu. Grup, siyasi, ekonomik ve finans alanlarından yaklaşık 120-150 elit üyeden oluşmaktadır. Her yıl düzenlenen gizli toplantılarıyla tanınmaktadır. Türkiye'den de bazı önemli isimler Bilderberg Grubu'na katılmıştır.

    Fulbright Bursu Alan Türkler

    Fulbright Bursu, Amerika Birleşik Devletleri hükümeti tarafından verilen bir burs programıdır. Bu burs, Türk öğrencilere ve akademisyenlere Amerika Birleşik Devletleri'nde eğitim veya araştırma yapma fırsatı sunmaktadır. Fulbright Bursu alan Türkler arasında birçok siyasetçi, akademisyen ve sanatçı bulunmaktadır.

    • Yılmaz Argüden: Eski dışişleri bakanı ve diplomat. Fulbright Bursu ile Princeton Üniversitesi'nde doktora yapmıştır.
    • Ali Babacan: Eski Maliye Bakanı ve Başbakan Yardımcısı. Fulbright Bursu ile Boston Üniversitesi'nde ekonomi masterı yapmıştır.

    Rockefeller Bursu Alan Türkler

    Rockefeller Bursu, Rockefeller Vakfı tarafından verilen bir burs programıdır. Bu burs, farklı alanlardaki Türk öğrencilere ve akademisyenlere araştırma veya eğitim desteği sağlar. Rockefeller Bursu alan Türkler arasında yine birçok siyasetçi, akademisyen ve sanatçı bulunmaktadır.

    • Ekmeleddin İhsanoğlu: Eski Dışişleri Bakanı ve İslam İşbirliği Teşkilatı eski Genel Sekreteri. Rockefeller Bursu ile Chicago Üniversitesi'nde tarih alanında doktora yapmıştır.
    • Filiz Akın: Sanatçı. Rockefeller Bursu ile New York'taki Lee Strasberg Tiyatro ve Film Enstitüsü'nde oyunculuk eğitimi almıştır.
    Yapay Zekanın Yanıtını Genişlet
  • Türkiye'deki seçilmişler kim? / Derin vakıflar ve Bilderberg
  • Ben diyorum her zaman. Baştakilere, Para akan şirket sahiplerine güvenmeyin diye. Kendi çıkarları için satışa çıkarırlar milleti. Dünyayı derinler yönetiyor şuan bunu hepiniz,hepimiz biliyoruz. Siyonizm,Masonluk vs vs bunlar boş şeyler değil. Bizler plan yapan insanlar değiliz. Ama kötüler plan yapar.

    Gülen yüzlerin altındaki kibri göremeyiz biz.Kalbi bilemeyiz.

    Bu yüzden herkeste tam otomatik silahlar ve el bombaları olmak zorunda. Zırhlı denilebilecek 4x4 Jip ve Arazi araçlarıda.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BlackGhost12 -- 4 Mayıs 2017; 4:37:2 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Gerçek ülke gündemi bu olmalı.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Siyaset para vakif egitim hepsini amerika ingilterenin elinde dunya derin devleti herseyimizi ele gecirmis isin tuhafi fransa gibi avrupa basbakanlarinida bunlar ayarlamis

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Mevzu bahis kral Henry Kissenger, Abd'nin 40-50 yıllık gerçek has devlet başkanıdır. Fakat bu makamı öyle musevi,yahudi kimliğinden ziyade siyasi,politik tecrübe ve gözlem/yorum kabiliyetlerinden kaynaklandığını düşünmekteyim. Zira bu işi musevi,yahudi olmasına bağlamak yersiz dünyada yüzbinlerce musevi/yahudi var.

    Öncelikle şunu unutmamak lazım ki devletlerin,imparatorlukların gerçek liderleri,yöneticileri esasında ülkeleri için verimli olarak bir şeyler gerçekleştiremezler. Zira devlet başkanlarının iç ve dış olmak üzere yığınla zaman tüketici bürokratik,medyatik toplantıları ve görüşmeleri vardır.

    İnsan en verimli şekilde yalnız ve rahat bir şekilde düşünebilir,plan ve gözlem yapabilir,çözüm üretebilir,bir şeyler okuyup-araştırıp öğrenebilir. Haliyle liderlerin strateji ve devlet ilişkileri açısından Henry Kissenger gibi danıştığı uzmanları vardır. Henry Kissenger Abd hükümetlerine, devlet ilişkilerinden tarıma, bilişimden sanayiye kadar bir çok alanda eminim ki araştırmalar ve tavsiye,yönlendirmelerde bulunmuştur ve bulunuyordur. 90'lardan sonra teknoloji en iyi Abd'de satılabilen bir ürün türü haline geldi. Kaldı ki gerçekten iyi ürünler,hizmetler ve çözümlerde Abd'de gelişmeye başladı. Yine teknoloji üretimi konusunda muhakkak ki başka ülkelerde de Abd'li şirketlerle aynı seviyede kalitede ürün,hizmet ve çözüm üretebilecek şirketler/bireyler vardır. Fakat görüldüğü gibi Abd sınırları dışarında kaldığınızda başarı ihtimaliniz çok düşüyor. Bu durumda bir miktar payı Abd toplumunun teknoloji endüstrisine olan yakınlığına, Abd iç ekonomisinin devasallığına bağlayalım fakat unutulmaması gereken bir pay var pazarlama-reklam kabiliyeti. Abd devleti üzerinde yetişen projelerin reklamı rakip olmadıkları sürece diğer Abd şirketleri tarafından gerçekleştiriliyor. Bu konuda birbirlerini destekleyen güçlü bir ekosistem var.

    İsrail ile çıkar ortaklıkları var mı yoksa İsrail ile birbirlerine rakipler mi bilmeden şöyleler böyleler demek doğru olmaz. Her ne kadar Nato ve İsrail ne yazık ki bizle ortaklıklarını bozmuş olsalarda bizim düşünmemiz gereken şey biz nasıl Yahudi iş adamlarını, İsrail'i, Nato'yu ikna edebiliriz nasıl bizi müttefik olarak görmelerini sağlayabiliriz bunu düşünmeliyiz.

    Fakat yalan mı doğrumu bilmiyorum ama internette bir bilgiye denk gelmiştim zamanında Henry Kissenger, Bülent Ecevit'e Kıbrıs'ın iki bölgeli/eyaletli tanınan bir devlet olması için plan,imkan verdiği fakat koasliyon döneminde Bülent Ecevit'in Necmettin Erbakan'a bunu kabul ettiremediğini iddia eden bir yazı okumuştum. Necmettin Erbakan'ında mevzu bahis yazıda o dönem Kıbrıs'ı dini tabirle feth etme hayali olduğundan Bülent Ecevit'le ortaklık yapmadığı yazılmıştı.

    Şimdi doğru olmayan kanıtsız bir iddia da olabilir gerçekte olabilir. Desteksiz ve doğru olmayan bir iddia ise yazmadığımı varsayın.

    Gerçek olma durumunda eğer böyle bir sıkıntı ve hata mevcutsa burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var. Eğer biz ve KKTC'deki insanlarımız kendi hatalarımızdan dolayı gerek Ab gerek Nato ile ciddi sıkıntılar yaşıyorsak bundan ders çıkarmalıyız. Zira zaman geçiyor insanlar doğup büyüyüp ölüyor ölümüne düşmanlık,kavgalar ile bir şeyler gelişmez. Bugün Çin'den bile daha fazla gelir elde eden bir Almanya'dan bahsediyorsak bu 1. ve 2. dünya savaşında attıkları yedikleri mermiler ile olmadı. Ab ve Nato ile kurulan sağlam müttefiklik ile Almanya'da yaşayan toplumunun disiplini,ticari girişimleri ve hamleleriyle birlikte gerçekleşti.


    Şunu bilmek lazım ki elbetteki dünya çapında herkes (varlıklı iş adamları,devlet yöneticileri) kendisinin ve kendi şirket gruplarının,ülkesinin çıkarlarını korumaya çalışacak kendi çıkarları ile bilerek veya bilmeden kendisine fayda sağlayacak kişilerle çalışmak isteyecektir. Hayatını kaybetmiş bu geçmiş liderlerimizin arkasından futursuzca,öfkeyle kötü konuşmak doğru olmaz fakat eleştirmesini ihtimalleri çok yüceltmeden ve kontrolsüzce kötülemeden yapabilmeliyiz ihtimalleri sorgulayabilmeliyiz.

    Vakıfların faaliyetlerine gelince 1980 ve sonrasını bir gözardı edecek olursak (Zira Nato 1960'da olduğu gibi 1980'de de askerlerle ortaklık yaptı bu ilginç bir durum çok ünlü bir vakfın öğrencisi olup başbakan bile olsan demek ki uyuşulmayan konularda ve durumlarda sana eğitim ve kariyer konusunda destek veren vakıf ve insanlar seni görevinden bir süreliğine uzaklaştırabiliyorlar) . Varlıklı iş adamlarının ve devletlerin birlikte oluşturduğu vakıflarda başarılı öğrencilere burs vermeleri oldukça zeki ve kendileri açısından inanılmaz mantıklı bir hamledir.

    Bu Osmanlı'nın devşirme politikası ile kısmi benzerlik içerir. Şunu bir türlü kavramayadık en güçlü devlet,toplum en çok düşmanı olup onlarla mücadele edebilen devlet değildir. En güçlü devlet hiç düşmanı olmayan devletlerdir. Büyük devletlerce politik ve siyasi kapışmaların düelloların yaşanmadığı hiçbir devlet tarafından aman şu devlete karşı terörist silahlandıralım,yargılarına müdahale edelim demediği kendi halinde sistemini en stabil şekilde koruyabilen devletlerdir.

    İşte buna en iyi örnek küçük kendi halinde takılan iç politika olarak liberalliği ve kısmi sosyal hakları esas almış devletleri gösterebiliriz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bilgisayar Bağımlısı -- 17 Temmuz 2017; 17:28:58 >




  • Up

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yangından mal kaçırır gibi bop videosunu sildirmişler


    Akp=

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.