Atatürk Heykeline Saldıran Çarşaflının İtlaf Edilmesi (5. sayfa)

Söyledigim gibi bak komutanların kimdi yıllar sonra geldin yine benden öğrendin.. Sivilde bile öğretmeye devam ediyorum. Iste nasıl adamları sectiklerini anla.. Senin gibi er oldugu halde, kendini subay sananları, subay yapmıyorlar.. Ha sınav falan diyeceksin geciniz.. Onlar hikaye.. Sen fullesen bile yine de seni yapmazlardı..  

Nedense bu akli dengesi bozuk olanları hükümeti eleştirirken göremiyoruz. Atatürk'e saldırabilecek kadar aklı varsa demek :)

Tamamen kılıf bence. Akli dengesi bozuk birinin yapabileceği milyon şey var bak gör ki hep bunlar aynı haltı yapıyor... bunu ancak kandırılma hobisi olanlar yer.

Ya ne hikmetse bu psikolojik rahatsızlığı olanlar hep de Atatürk'ün heykelini, büstünü buluyor saldırmak için. Burka giyecek kadar ideolojisinin farkında ama Atatürk'ün heykeline saldıracak kadar da psikolojisi bozuk yersen. Ne hikmetse bu psikolosiji bozuk arkadaşları camiye, türbeye saldırırken göremiyoruz, nedense delilikleri hep Atatürk büstünü, heykelini hedef haline getiriyor.

Sabah askere de söyledim zaten, heykele saldırıp temiz zopa yiyen hanımın bence psikolojik sorunu yoktur, dedim. Asker bana garip bir açıklama SS’i gönderdi. "Sen doktor musun, psikolog musun?" diye sordu. Ben de, "Açıklamayı yazan doktor muymuş?" diye başka bir soruyla yanıt verdim. Mesaj atmayı bıraktı, çok sinirlenmiş olmalı. Öğleden sonra birden benden alıntı yaparak, askerde yedek subay rütbesine hak kazanmıs kisilerden sikayet etmeye başladı. Bu kişinin düzgün tartışacak bir argümanı ne yazık ki yok..

Ayrıca, Atatürk düşmanları hep cahil oluyor ve her zaman kendilerince haklı oluyorlar.. Bu elbette bir tesadüf degil..

Geçmişteki darbeleri düşünerek hakkaniyet dışına çıkamayız. Şu an senin mesajına göre tüm Atatürkçüler potansiyel darbeci ya da destekçisi olarak görülür. Bu olay bazında darbeyi çağrıştıran bir durum var mı ona bakmak lazım. Görünen dışında başka bir gizli oluşumlar, deliller yoksa bu itham yanlıştır.

Bu arada Atatürkün demokrasi ile uzaktan yakından ilgisi yok sözüne sonuna kadar karşıyım. Bugün bile padişahlık isteyen, özleyen, birine kul olmak, biat etmek isteyen milyonlar varken, o devirde birden demokrasiye geçmek imkansızdır. Ama onun arzusu, isteği, söylemleri ileride çok partili demokratik bir rejimdir.

Atatürk heykeline 'put' diyerek saldıranlar nedense Tunceli'de 2010'dan beri dikili vaziyette olan Seyit Rıza heykeline saldırmaz.Ne hikmetse sadece Atatürk heykellerine karşı bir dini hassasiyetleri (!) var.

Öte yandan yine Atatürk heykellerine saldıranlar nedense hep psikolojik sorunlu olan tipler oluyor.Yani aslında kamuoyuna Atatürk ile derdi olanların psikolojik sorunları olan tipler mesajı verilmiş olunuyor ki bu aslında Atatürk heykellerine saldıranlar için oldukça rencide edici bir durum.Ama nedense bu saldırıyı yapanlarda daha sonra psikolojilerinin normal olmadığını açıklıyorlar.Yani nerden tutsan elde kalır bir durum.Atatürk heykellerine saldıracak kadar özgüvenleri oluyor ama daha sonra yaptıkları işi üstlenmek istemiyorlar.Neden?

Bazı şeylerde inceldiği yerden kopsun demek daha hayırlıdır fazla evham yapmaya gerek yok.

Yine mi mağdur oldunuz  

Arkadaşım, bir devrim yapılıyor, hem devlet hem toplum dönüşüyor, eskinin köhne yapısından ve zihniyetinden kurtulmaya çalışılıyor ve sen bunun meşrutiyet tarzı bir sistemle yapılabileceğine inanıyor musun? En yakınları bile Atatürkün yapmak istediklerine hazır değil. Zorunluluk her zaman arzu edilen değildir. Atatürk çok partili siyaseti denemiştir. Liberal bir parti kuruluyor, nerde padişahçı, hilafetçi, şeriatçı varsa ve de böyle olmadığı halde bunları kullanarak güç devşirmek isteyen varsa o partiye toplanıyor. O ana kadar yapılan ve tüm yapılmak istenenlerin tersine çevrilme tehlikesi var.

Bir seçim oluyor, Atatürk sonuçları soruyor, yaveri biz kazandık diyor, Atatürk, "hayır, jandarma, kaymakam, vali ve devlet erkanı kazandı" diyor.

O da farkında, istediğinin bu olmadığının ama çare yok. Türkiye için çok partili sistemi arzuladığını çok kez dile getiriyor.

Abdülhamid neden meclisi kapattı? Bir düşün bakalım.

Adama bak ideolojik olarak birebir şu anki hükümetle aynı kafada aynı ideolojide olan FETÖ'yü gitmiş Kemalistlerle, Atatürkçülerle aynı kefeye koymuş. Kafaya bak.

Sen olayı çok yanlış değerlendirmişsin. Yurtta Sulh Cihanda Sulh diyerek FETÖ taraf toplamak istedi sadece, darbeyi daha kesin hâle getirmek için, daha fazla güç. Senin iftiracı zihniyetinin aksine o kesim bu darbe teşebbüsüne destek çıkmadı, bilakis hata üstüne hata yapan meşru hükümetin yanında durdular. Dediğin gibi olsa o zaman o darbe amacına ulaşmıştı belki de ama işte çamur at izi kalsın.

Mustafa Kemal Atatürk'ten önce demokrasi mi varmış? Onu da bir açıklasaydın.

Tamamen duygusal "atam izindeyiz" generalleri...

www.ntv.com.tr

12 Eylül generalleri emlak zengini çıktı

https://www.ntv.com.tr/turkiye/12-eylul-generalleri-emlak-zengini-cikti,0kjDyMWd1kKTE1DxL6F0VQ

Raporda, 12 Eylül darbesini yapan komuta kademesinin yakınlarının gayrimenkul zengini olduğu ortaya çıktı.

TBMM Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nun talebi üzerine hazırlanan rapora göre, 12 Eylül darbesini gerçekleştiren Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’in kızı Miray ile evli Maksut Göksu’nun, Ankara Çankaya’da 3 adet betonarme kargir binası, Ankara Gölbaşı İncek’te imarlı 4 adet arsası, Erzurum Aziziye’de arsası, Hatay Belen Karapelit’te 10 adet arsası, İskenderun’da 7 arsası, Marmaris Turunç’ta arsası bulunuyor.

Evren’in kızı Şenay Gürvit ile evli Erkan Gürvit’in ise, İstanbul Sarıyer’de 41 daireli kargir apartman ve arsası, Şişli’de rezidansı var.

ŞAHİNKAYA AİLESİ’NİN 90 DUBLEKSİ

12 Eylül döneminin Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya’nın oğlu Serdar Şahinkaya’nın İstanbul Kadıköy’de dairesi, kızı Sema Şahinkaya’nın eşi Mustafa Cemil Kartal’ın Kocaeli Gebze’de kereste fabrikası olan tarlası, Yalova Çiftlikköy’de 90 adet betonarme dubleks blok binası, 3 adet betonarme tek katlı işyeri olduğu belirlendi.

ERSİN AİLESİ’NİN 169 YAZLIĞI

Raporda Nurettin Ersin’in oğlu Oktay Ersin ve kızı Yıldız Ülgenalp’in ise Çankaya Ayrancı’da kargir apartman, Bodrum Gökçebel’de 29 blok ve 169 bağımsız bölümden oluşan binaları bulunduğu belirtildi.

Oktay Ersin’in, Bodrum Karakaya’da avlulu kargir evi, gelini Gülten Jülide Ersin’in ise Ankara’nın Çayyolu semtinde 14 bloktan oluşan kargir apartmanı olduğu belirtildi.

Ersin’in eski gelininin ise Etiler’de 300 bin, 165 bin, 140 bin ve 156 bin liralık ayrı ayrı hesapları olduğu belirtiliyor.

OSMAN SEDAT CELASUN’UN ÇANKAYA’DA 224 DAİRESİ

12 Eylül 1980'de komuta kademesinde bulunan Milli Güvenlik Konseyi üyesi, Jandarma eski Genel Komutanı emekli Orgeneral Osman Sedat Celasun’un gelini Füsun Celasun’un Ankara Çankaya’da 224 daireli, 5 katlı, 28 bloktan oluşan kargir apartmanı olduğu bulunduğu belirtildi