Şimdi Ara

Atatürk'ün Bursa Nutku (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
56
Cevap
0
Favori
1.610
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mr.respect

    @emure
    Gazinin kurduğu gözümün nuru cumhuriyette polis olabiliyormusun? Evet

    Asker olabiliyormusun? Evet

    Milletvekili, başbakan, cumhurbaşkanı olabiliyormusun? Evet.

    Bütün bunları olmaman için tek engel var oda adam gibi okumak, azmetmek ve çalışmak İşte bunları dötü yemeyen gençlere anarşist deniyor literatürde


    Not. Araştırdım bursa nutku diye adlandırılan bu metin atatürkün orjinal el yazması belgelerinin hiç birinde yok ki nutkun orjinali elimizde korunmaktadır.
    Bu Gaziye isnad edilen metin ilk defa 70 li yıllarda, yani sağ sol çatışmalarının başladığı yıllarda ortaya çıkmıştır. Dikkat ettinizmi? Sağ sol çatışmalarının başladığı yıllarda ortaya çıkıyor. Sanırım bundan sonrasını tartışmak boş laf ebeliği olacaktır



    sen anarşizmi sana verilen ideolojik tavırla yanlış algılamış olabilirsin. ama anarşist olmayıda herkesin yemez. kurulmuş bzuk dzene karşı çıkıcaksın ama yok işinizden gücünüzden olursunuz. zamlar olur olamadığımız milletvekilleri zamları yapar bizde kuş gibi izleriz




  • · Nutuk, 1935 yılı yayını bir dergide görünüyor.

    · Uzunca bir aradan sonra, ilk kez yeniden 1947 yılında Rıza Ruşen Yücer’in “Atatürk’e Ait Birkaç Fıkra ve Hatıra” adlı kitapta yer alıyor.

    · İki yıl sonra, bu kez 1949 yılında, “İzmir II. D.P. Büyük Kongresi”’nde Celal Bayar tarafından okutuluyor. Nutku okutarak verilmek istenen mesaj: “Gerici CHP’yi madem yargı durduramıyor, Gençlik durdursun…” mesajıdır.

    · 1958 yılında, CHP’nin resmî yayın organı olan Ulus Gazetesi Nutku yayınlar. Bununla CHP, “…Demokrat Parti’nin rejim için bir ‘tehdit’ oluşturduğu” fikrini işlemekte, “Gençlik, iktidara rağmen, kanun-nizam dinlemeden, rejimi korumak adına, idareye el koyacaktır” görüşüne yer vermektedir.

    Tartışma uzar. Cumhuriyet Savcısı Ulus Gazetesi için soruşturma açar. Sonunda “takipsizlik “ kararı verilir.

    Konu mahkemelik…

    · Bornova Asliye Hukuk Hakimliği, böyle bir nutkun var olup olmadığının tespiti için

    27 Eylül 1966 tarih ve 1966/338 sayılı yazı ve bu yazıya ekli Bursa Nutku metnini Türk Tarih Kurumu’na gönderip, görüş ister.

    Bunun üzerine toplanan TTK Yönetim Kurulu aşağıdaki kararı alıyor:

    “ Türk Tarih Kurumu Yönetim Kurulu’nun 24 Ekim 1966 tarihli toplantısında Bornova Asliye Hukuk Hakimliği’nin 27/9/1966 tarih ve 1966/338 sayılı yazısı ve bu yazıya ekli Atatürk’ün Bursa Nutku ile ilgili sözleri üzerine gerekli incelemeler yapılmıştır. Bu incelemeler sonucunda bu sözlerin Atatürk’ün 1933 Şubat’ında Bursa’da yaptığı konuşmadan mealen alınmak suretiyle çeşitli tarihlerde basılmış olduğu kanaatine oybirliğiyle varılmıştır.”

    Böylece, Nutkun varlığını, bu konuda yorum yapabilecek en yetkin kurum olan Türk Tarih Kurumu da onaylamış oluyor.

    Konu Ağır Ceza Mahkemesi’nde…

    · Nihayet konu Ağır Ceza Mahkemelik oluyor.

    1975 yılında, Cafer Tanrıverdi adlı vatandaş, kim bilir kime veya neden bozulmuş, Kayseri de Nutku bastırıp, dağıtıyor.

    Yapılan şikâyet üzerine, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kovuşturma yürütülürken, mahkeme bilirkişiye başvuruyor ve bunun üzerine, dönemin Türk tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Enver Ziya Karal ve Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sami N. Özerdim, mahkemeye bu metnin Atatürk’e ait olduğunu gösterir bilgi ve belge sunuyor.

    Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi bunun üzerine Bursa Nutku’nun Atatürk’e ait olduğunu onaylıyor. Bu mahkeme kararından sonradır ki, Bursa Nutku okunur, söylenir, dağıtılır ve asılır hale geliyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mr.respect

    @emure
    Gazinin kurduğu gözümün nuru cumhuriyette polis olabiliyormusun? Evet

    Asker olabiliyormusun? Evet

    Milletvekili, başbakan, cumhurbaşkanı olabiliyormusun? Evet.

    Bütün bunları olmaman için tek engel var oda adam gibi okumak, azmetmek ve çalışmak İşte bunları dötü yemeyen gençlere anarşist deniyor literatürde


    Not. Araştırdım bursa nutku diye adlandırılan bu metin atatürkün orjinal el yazması belgelerinin hiç birinde yok ki nutkun orjinali elimizde korunmaktadır.
    Bu Gaziye isnad edilen metin ilk defa 70 li yıllarda, yani sağ sol çatışmalarının başladığı yıllarda ortaya çıkmıştır. Dikkat ettinizmi? Sağ sol çatışmalarının başladığı yıllarda ortaya çıkıyor. Sanırım bundan sonrasını tartışmak boş laf ebeliği olacaktır





    insan, koyuya boyadığım yerde görüldüğü üzere, bilmeden konuştuğunu da böyle açık eder

    gerçi bana sıra gelmeden, bir arkadaşımız koymuş bursa nutku'nun tarihçesini.

    bilgisizlik değil, bilgisiz olduğunu kabullenmemek başa bela




  • Ya o mahkeme kararı doğru değildir. 2 tane şahit bulup onaylatmışlar. Bu butkun Atatürk'e ait olmadığı zaten ispatlanmıştı. Çetin Altan bizzat avrupaya gidip uzmanlara yazıyı inceletip bu yazının Atatürk'e ait olmadığını ispatlamıştır. Tarihçileri araştırın bu yazının Atatürk'e ait olmadığını onlarda söylüyor. Gözünüzü seveyim herşeye öyle balıklama atlamayın okuyun araştırın biraz.

    Mahkemede 1968 yılında kanıtlanmış. 2 tane şahit bulup onaylatmışlar. Çünkü öyle gerkeiyordu. Bunu anlayabilmek için o zamanın Türkiye'sini anlamanız lazım. "Komunizm görüldüğü yerde ezilmesi gerekir" lafı da Atatürk'ün ettiği bir laf değildir. Çünkü o zamanlar toplumsal ve siyasal olaylar bu lafı Atatürk'e mal etmeye çalışmışlardır. Tıpkı Bursa nutku yalancılığı olduğu gib

    inanmak istediğiniz şeye inanmayın hele ki tarih biliminde. Net büyük bir kaynak araştırın bu konuyu iyice. Bursa nutkunun palavradan ibaret olduğunu Atatürk'e ait olmadığını anlayacaksınız zaten.

    Daha önce bu forumda kaynaklarıyla bu nutkun yalan olduğunu kaynaklarlıyla ispatlamıştım zaten. Dönem dönem temcit pilavı gibi ısıtılıp tekrar ortaya koyuluyor. Ben de tarih araştırmaları yapmasını seven biri olarak böyle yanlışlara halkımızı inanamaması için elimden geldiğince düzeltmeye çalışıyorum




  • quote:

    Orijinalden alıntı: hashus1099


    quote:

    Orijinalden alıntı: mr.respect

    @emure
    Gazinin kurduğu gözümün nuru cumhuriyette polis olabiliyormusun? Evet

    Asker olabiliyormusun? Evet

    Milletvekili, başbakan, cumhurbaşkanı olabiliyormusun? Evet.

    Bütün bunları olmaman için tek engel var oda adam gibi okumak, azmetmek ve çalışmak İşte bunları dötü yemeyen gençlere anarşist deniyor literatürde


    Not. Araştırdım bursa nutku diye adlandırılan bu metin atatürkün orjinal el yazması belgelerinin hiç birinde yok ki nutkun orjinali elimizde korunmaktadır.
    Bu Gaziye isnad edilen metin ilk defa 70 li yıllarda, yani sağ sol çatışmalarının başladığı yıllarda ortaya çıkmıştır. Dikkat ettinizmi? Sağ sol çatışmalarının başladığı yıllarda ortaya çıkıyor. Sanırım bundan sonrasını tartışmak boş laf ebeliği olacaktır





    insan, koyuya boyadığım yerde görüldüğü üzere, bilmeden konuştuğunu da böyle açık eder

    gerçi bana sıra gelmeden, bir arkadaşımız koymuş bursa nutku'nun tarihçesini.

    bilgisizlik değil, bilgisiz olduğunu kabullenmemek başa bela

    O zaman niye burdasın? Atatürkün izinden git ve al eline kömürlükteki baltayı varsa babanın pompalı tüfeğini ve başla komşundan (gerçekten normal değilsin)

    Gelmişsiniz burada nutuk atıyorsunuz. Birkaç lira verip o nutkun basılmış halinide eminim evinize asmışsınızdır.

    büyük bir halk adamının bir sözü vardır.

    Jarjürüne boş kovanları dolduran adam en azından kendinden utanmalıdır. der

    O utanma sizdede yokki. Konuşmaktan öte gitmeyen bir pozisyondasınız. Burada eylemsizliğin masturbasyonunu yapmakla sınırlıdır ideolojik çapınız

    Dost söyler acı söyler



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mr.respect -- 4 Şubat 2010; 15:54:28 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mr.respect


    quote:

    Orijinalden alıntı: hashus1099


    quote:

    Orijinalden alıntı: mr.respect

    @emure
    Gazinin kurduğu gözümün nuru cumhuriyette polis olabiliyormusun? Evet

    Asker olabiliyormusun? Evet

    Milletvekili, başbakan, cumhurbaşkanı olabiliyormusun? Evet.

    Bütün bunları olmaman için tek engel var oda adam gibi okumak, azmetmek ve çalışmak İşte bunları dötü yemeyen gençlere anarşist deniyor literatürde


    Not. Araştırdım bursa nutku diye adlandırılan bu metin atatürkün orjinal el yazması belgelerinin hiç birinde yok ki nutkun orjinali elimizde korunmaktadır.
    Bu Gaziye isnad edilen metin ilk defa 70 li yıllarda, yani sağ sol çatışmalarının başladığı yıllarda ortaya çıkmıştır. Dikkat ettinizmi? Sağ sol çatışmalarının başladığı yıllarda ortaya çıkıyor. Sanırım bundan sonrasını tartışmak boş laf ebeliği olacaktır





    insan, koyuya boyadığım yerde görüldüğü üzere, bilmeden konuştuğunu da böyle açık eder

    gerçi bana sıra gelmeden, bir arkadaşımız koymuş bursa nutku'nun tarihçesini.

    bilgisizlik değil, bilgisiz olduğunu kabullenmemek başa bela

    O zaman niye burdasın? Atatürkün izinden git ve al eline kömürlükteki baltayı varsa babanın pompalı tüfeğini ve başla komşundan (gerçekten normal değilsin)

    Gelmişsiniz burada nutuk atıyorsunuz. Birkaç lira verip o nutkun basılmış halinide eminim evinize asmışsınızdır.

    büyük bir halk adamının bir sözü vardır.

    Jarjürüne boş kovanları dolduran adam en azından kendinden utanmalıdır. der

    O utanma sizdede yokki. Konuşmaktan öte gitmeyen bir pozisyondasınız. Burada eylemsizliğin masturbasyonunu yapmakla sınırlıdır ideolojik çapınız.

    Dost söyle acı söyler



    gafını örtmek için "güya" aklını kullanarak bana cevap vermeye çalışmışsın.
    konuyu bilmeden ne güzel salladığını ispatladık.

    şimdi gelelim tanımadığın kişileri yorumlama şekline.

    komşum, sanki devrimleri yıkmaya yönelik hareketler içerisindeymiş gibi konuşmuşsun.
    babamın silahlarını bırak, ben 4 sene askeri okulda okudum. gerektiğinde vatan için ölebilmek adına.
    yarın bana ihtiyaç duysunlar, yarın da ölürüm.

    bizde ecdadından utanma var merak etme.

    ama sen ve senin gibilerde ne ecdadından ne de milletinden utanma yok.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Coder85

    Ya o mahkeme kararı doğru değildir. 2 tane şahit bulup onaylatmışlar. Bu butkun Atatürk'e ait olmadığı zaten ispatlanmıştı. Çetin Altan bizzat avrupaya gidip uzmanlara yazıyı inceletip bu yazının Atatürk'e ait olmadığını ispatlamıştır. Tarihçileri araştırın bu yazının Atatürk'e ait olmadığını onlarda söylüyor. Gözünüzü seveyim herşeye öyle balıklama atlamayın okuyun araştırın biraz.

    Mahkemede 1968 yılında kanıtlanmış. 2 tane şahit bulup onaylatmışlar. Çünkü öyle gerkeiyordu. Bunu anlayabilmek için o zamanın Türkiye'sini anlamanız lazım. "Komunizm görüldüğü yerde ezilmesi gerekir" lafı da Atatürk'ün ettiği bir laf değildir. Çünkü o zamanlar toplumsal ve siyasal olaylar bu lafı Atatürk'e mal etmeye çalışmışlardır. Tıpkı Bursa nutku yalancılığı olduğu gib

    inanmak istediğiniz şeye inanmayın hele ki tarih biliminde. Net büyük bir kaynak araştırın bu konuyu iyice. Bursa nutkunun palavradan ibaret olduğunu Atatürk'e ait olmadığını anlayacaksınız zaten.

    Daha önce bu forumda kaynaklarıyla bu nutkun yalan olduğunu kaynaklarlıyla ispatlamıştım zaten. Dönem dönem temcit pilavı gibi ısıtılıp tekrar ortaya koyuluyor. Ben de tarih araştırmaları yapmasını seven biri olarak böyle yanlışlara halkımızı inanamaması için elimden geldiğince düzeltmeye çalışıyorum

    Hocam bunun uydurma olduğunu anlamak için kaynağa bile gerek yok aslında. Kendi içinde bir değil birkaç kere çelişen bir yazı. Dediğin gibi biri birşey uyduruyor ve o uydurduğu şeyle ne çınarlar yıkıyor.

    Onun için romantizme Tarihte bu romantizim hep istismar edilmiştir.




  • Bursa olayı da yalan mıdır?

    Ve sizin dediğiniz gibi varsayalım ki bu nutuk Atatürk tarafından söylenmemiş.Bu durum bu metnin ulusal düşüncede olanlar için kıymetini sıfıra mı düşürecektir?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tubul -- 4 Şubat 2010; 18:38:15 >
  • Atatürk, Bursa Nutkuyla Türk Genci’ne ne zaman ve hangi durumda taşla, sopayla, elinde ne varsa onunla eyleme geçmesini söylüyor? O noktaya bir daha bakalım:

    Türk Genci devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı gördüğü an…” diyerek sınırı çiziyor.

    Demek ki Atatürk Türk Gencinin her vesileyle taşa sopaya sarılmasını istemiyor, onu bu yolda yönlendirmiyor. Sadece Cumhuriyetin ve devrimlerin tehlikeye düştüğü anda, bir başkalarının müdahalesini beklemeden devrimleri korumasını istiyor. Ne var bunda? Bu satırlar tam da devrimci Mustafa Kemal’in ruhunu, bu vatanın temeli olan “kuvva-i milliye” nin ruhunu yansıtıyor.

    Alıntıdır
  • Çetin Altan'ın bu konuya dair yazısını buraya koyar mısınız?
  • GENÇLİĞE HİTABE

    Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
    Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
    Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

    Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK
    20 Ekim 1927




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tubul

    Çetin Altan'ın bu konuya dair yazısını buraya koyar mısınız?

    tabii. ama bu kadar zor değil bunu bulmak sizde araştırma yaparak bulabilirdiniz

    quote:


    Atatürk’ün el yazsıyla yazılı olduğu ileri sürülen bu uydurma sözü; ilk kez Münir Hayri ortaya atmış ve kullanmıştır. Daha sonra 1964 yılında Adalet Partili Senatör, Dr.Fethi Tevetoğlu “Toprak Dergisi”nde bu yazıyı kullanmıştır. Söz konusu dönemde gazeteci ve yazar olan Çetin Altan; “Bu el yazısı Atatürk’e Ait değil” diyerek, İsveç’te kaligrafi konusunda uzman ve uluslararası düzeyde bilirkişi niteliği taşıyan bir kuruluşa yaptırdığı inceleme sonucunda, bu yazı ile ilgili olarak “yazının Atatürk’e ait olduğunu söylemenin mümkün olmadığı, uydurma olduğu” gerçeği ortaya çıkarılmıştır…

    Ayrıca Çetin Altan, bu nedenle yazıyı yazan kişiyi de mahkemeye vermiştir… İsveç’e gönderilen söz konusu yazının “Atatürk’e ait olmadığına karar verilmiş” ve Mahkeme Çetin Altan’ı haklı bulmuştur.Yazıyı yazan Münir Hayri, olayı yurt dışı mahkemelere taşımıştır.Uluslararası mahkemede;“O yazının sonradan ekleme olduğuna ve Atatürk’e ait olmadığına” karar verilmiştir. Daha sonra Münir Hayri o yazıyı “Cam üzerinden kopya ettiğini itiraf etmiştir”. Konu ile ilgili belge ve bilgiler, ATATÜRK VE KOMÜNİZİM ( Rasih Nuri ileri TTK yayını ) , Prof. Dr. Alpaslan Işıklı ve eski milliyet gazetesi yazarı tarafından kamu oyuna duyurulmuştur.


    Bu nutkun uydurma olabileceğine dair iddialarsa şöyle:

    quote:


    MERHUM Metin Toker, ihtilal hazırlığının 1957'de başladığını yazar. Menderes'in CHP'yi kapatarak diktatör olmak amacıyla kurduğu iddia edilen ünlü Tahkikat Komisyonu'ndan üç yıl önce!

    Toker'e göre, 1958'in 19 Mayıs'ında CHP'nin resmi gazetesi Ulus'ta "Atatürk'ün Bursa Nutku"nun yayımlanması "sebepsiz değildi!" Bu nutukta Atatürk, güya "Memleketin polisi vardır, jandarması, ordusu, adliyesi vardır demeyeceksin" diyerek inkılapları kurtarmak için gençleri eyleme çağırıyordu!

    Atatürkçü Prof. Sina Akşin'e göre, 'Bursa Nutku' Atatürk'e ait değildir, uydurmadır.

    Yine Toker'e göre, "ihtilalin esası, Ordu+CHP unsuru" idi. Hatta DP'lileri idam etmek ve ağır cezalara çarptırmak amacıyla ihtilalciler, profesörlerin fetvasıyla, "geçmişe yürüyen ceza kanunları" çıkardıklarında, İnönü, bunun hukuku çiğnemek olduğunu bile bile susmuştur, ihtilali eleştirmemek için.

    ...

    Kaynak:27 Mayıs 2006/Taha Akyol'un Köşe Yazısı


    quote:


    Çıkan polemiğin özeti: Levent Göktem Osmanlı üzerine bir yazı yazar. Hakan Kaynar hasta yatağında bu yazıya cevap yetiştirmeye çalışır. Levent Göktem bu yazıya sinirlenir biraz. Senih Kavlak yemez-içmez yazılarda yer alan Bursa Nutku var mıydı, yok muydu, tartışmalarına açıklık getirmeye uğraşır. Buyrun...

    Tarih sadece 'gariplikleri, şaşaaları, katliamları, yanılgıları, kişisel tutumları' içermez; hepsini ve daha çoğunu kapsar. Herhangi bir tarihsel konu geniş perspektiften ele alınmazsa, 'bu iyiydi, şu kötüydü' gibi anlamsız bir tartışma ortamı doğar.

    Osmanlı'nın niteliği üzerine ayrıca yazmak mümkün. Ancak, ben, şimdilik Kaynar-Göktem polemiğinde yer alan, Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Bursa Nutku' konusunu ele alacağım.

    Levent Göktem 29 ocak 2001 tarihli 'Hakan Kaynar'a Soru: Karşısın Ama Neye' başlıklı yazısında, kaçımızın Atatürk'ün Bursa Nutku'ndan haberdar olduğunu sorar ve nutkun metnini aktarır ama kaynağı belirtmez ve sadece parantez içinde (Bursa Nutku) der. Bu kaynak aktarma geleneğinde yetersiz bir uygulamadır. Nerede, hangi kaynakta olduğunu bilemiyoruz Göktem'in aktardığının...

    İşin gerçeği, bir kaynakta "Atatürk'ün, 1933 yılında Bursa'da 13-14 kişilik bir sofrada yaptığı "iddia edilen" bir konuşma, siyasi edebiyatımızda 'Bursa Nutku' olarak zikredilir" (Popüler Siyasi Deyimler Sözlüğü, Alper Sedat Aslandaş-Baskın Bıçakçı, İletişim Yayınları, İstanbul, 1995, syf.51) denilmektedir.

    Bursa'da 1933 Şubat'ında yüz kadar kişinin Türkçe ezanı protesto etmek amacıyla yaptığı gösteriler, Ankara'ya 'gericiler ayaklandı' diye aktarılır ve olay Atatürk tarafından çok önemli bulunmaz. Resmi bir tebliğ yayınlar. Tebliğde özetle şöyle der:

    "Olay aslında önemli bir olay değildir... Olaya özel bir önemle eğilmemiz, dinin siyasete ya da herhangi bir kışkırtmaya vesile edilmesine hiç müsahama etmeyeceğimizin bir daha anlaşılması içindir."(a.g.e. syf.51)

    'Asıl Bursa Nutku' bu kadardır. Birkaç kişi tutuklanır, hakim, savcı, müftü görevden alınır ve olay kapanır...

    Ancak, 1947 yılında Bursa gazetecilerinden Rıza Ruşen Yücer'in 'Atatürk'e Ait Birkaç Fıkra ve Hatıra' adlı kitapçığında, Levent Göktem'in de yazısında aktarmış olduğu metin yer alır. Fakat Rıza Ruşen bu nutka "bizzat tanık olmadığı" gibi, 13-14 kişilik sofrada bulunanların adlarını da belirtmemiştir. Haliyle, konu 'şüpheli' kalır.

    Dönemin dilini aktarması açısından, yukarıda anılan kitapta yer alan 'Bursa Nutku'nun, Rıza Ruşen tarafından aktarılan metni şöyledir:

    "Türk genci, inkılâpların ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların luzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve inkılâpları benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve bir hareket duydu mu, bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır demiyecektir. Hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır.

    Polis gelecektir; asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalıyacaktır. Genç, "polis henüz inkılâp ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, , fakat asla yalvarmıyacaktır. Mahkeme onu mahkum edecektir. Yine düşünecek; "demek adliyeyi de ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lâzım!.."

    Onu hapse atacaklar. Kanun yolundan itirazlarını yapmakla beraber; bana, İsmet Paşa'ya, Meclis'e telgraflar yağdırıp haksız ve suçsuz olduğu için tahliyesine çalışılmasını kayırılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "Ben inan ve kanaatimin icabını yaptım. Müdahale ve hareketimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı meydana getiren sebep ve âmilleri düzeltmek de benim vazifemdir!.."

    1949 yılında Demokrat Parti bu 'nutku' siyaset pazarına sürer. Daha sonra, 1958 yılında Cumhuriyet Halk Partisi'nin 'eline geçer' ve Ulus gazetesi 19 Mayıs günlü sayısında, metni 'Devrimci Genç' başlığı altında ve "üslubunu değiştirerek" yayınlar.

    1960'lı yıllarda da gençlik hareketlerinin meşruiyet kaynaklarından olan 'Bursa Nutku' daha çok 'simgesel' anlamdadır ve Mustafa Kemal Atatürk'ün etrafında oluşturulan 'efsane'lere atıf taşır. Tıpkı 'sağlam kafa sağlam vücutta bulunur' sözü gibi. Sözün aslı, "keşke sağlam kafada sağlam vücut da bulunsa" veya "sağlam vücutta sağlam kafa da bulunsa" şeklinde istek belirten bir cümledir.

    "Komünizm her görüldüğü yerde ezilmelidir" lâfının Atatürk'e maledilmesi de bu uygulamaların başka bir örneğidir... Çetin Altan, bu sözün Atatürk'e ait olmadığını, el yazısının taklit olduğunu, yurtdışındaki laboratuvarlarda inceleterek ispatlamıştı.

    "Bursa Nutku"na ilişkin perspektifin daha genişletilmesi, bu konuda kaynak belirtecek araştırmacılara, tarihçilere ulaşılması ve bunların bu konuda yazacakları çok önemlidir ve yazmalıdırlar. Nutkun tam 'anlamının' kavranması açısından her türlü katkı teşvike değerdir. Bu nutuk niye 1947'de ortaya çıkıyor, Atatürk gerçekten söylemiş mi, nerede ne zaman söylemiş, tanık veya başka kaynak var mı? Tüm bunların cevabı bulunmalı.

    Olumlu olumsuz bir çok söz, nutuk, Atatürk'e atfedilerek, kafalar karıştırılır veya kişiler, siyasetçiler tarafından işine geldiği gibi kullanılır. Gerçeği ayıklamak her zaman kolay olmaz.

    Tarih, biraz da, 'gerçeği bulma, yalanı ayıklama' bilimi değil midir?

    Kaynak:Senih KAVLAK - 5 Şubat 2001


    İnşallah fazla uzun gelmez hepsini okursun.




  • yahu biraz gelecegimizi ilgilendiren seyleri tartissak olmaz mi ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: oreilly

    yahu biraz gelecegimizi ilgilendiren seyleri tartissak olmaz mi ?

    aç bir başlık tartışalım
  • Sayı:2007/73Kod :32.07.060
    Konu:”Isparta Bld. Bşk. Sn. H. BALAMAN’A açık Mektup”
    05.12..2007
    Sn Başkan;05.12.2007 Çarşamba günü Isparta Belediyesi’ne ait işyerlerinin Kira sözleşmelerinin yenilenmesi ile ilgili Halı Sarayı Düğün Salonunda sizin de katıldığınız bir toplantı düzenlenmiştir. Toplantıda yaptığınız konuşmada, sözleriniz arasında Atatürk tarafından söylenmediği kanıtlanmış; “Türk Aleminin en büyük düşmanı komünistliktir. Her görüldüğü yerde başı ezilmelidir.” Sözüne ” masonizm” i de ekleyerek, Atatürk’ün “Türk Aleminin en büyük düşmanı masonluk ve komünistliktir. Her görüldüğü yerde başı ezilmelidir.” Şeklinde bir sözü olduğunu, katılımcılara hatırlatma amaçlı olarak kullandığınız, katılımcılarca bizlere iletilmiş, ayrıca TV çekimleri izlemesinde de görülmüştü. Sn. Balaman; Atatürk’ün el yazsıyla yazılı olduğu ileri sürülen bu uydurma sözü; ilk kez Münir HAYRİ Taha AKYOL “ ortaya atmış ve kullanmıştır. Daha sonra 1964 yılında Adalet Partili Senatör, Dr Fethi Tevetoğlu “Toprak Dergisi”nde bu yazıyı kullanmıştır. Söz konusu dönemde Gazeteci ve yazar olan Çetin ALTAN; “Bu El yazısı Atatürk’e Ait değil” diyerek, İsveç’te kaligrafi konusunda uzman ve uluslararası düzeyde bilirkişi niteliği taşıyan bir kuruluşa yaptırdığı inceleme sonucunda, Bu yazı ile ilgili olarak “yazının Atatürk’e ait olduğunu söylemenin mümkün olmadığı, uydurma olduğu” Gerçeği ortaya çıkarılmıştır…

    Ayrıca Çetin Altan, bu nedenle yazıyı yazan kişiyi de Mahkemeye vermiştir… İsveç’e Gönderilen söz konusu yazının “Atatürk’e ait olmadığına karar verilmiş” ve Mahkeme Çetin Altan’ı haklı bulmuştur..Yazıyı yazan Münir HAYRİ, olayı Yurt Dışı Mahkemelere Taşımıştır.Uluslararası Mahkemede;“O yazının sonradan ekleme olduğuna ve Atatürk’e ait olmadığına” karar verilmiştir. Daha sonra Münir Hayri o yazıyı “Cam üzerinden kopya ettiğini itiraf etmiştir”.. Konu ile ilgili belge ve bilgiler, ATATÜRK VE KOMÜNİZİM ( Rasih Nuri ileri TTK yayını ) , Prof. Dr. Alpaslan Işıklı ve eski milliyet gazetesi yazarı tarafından kamu oyuna duyurulmuştur.


    Sn. Başkan; Atatürk’e ait olmadığı kesin delillerle kanıtlanmış bir sözü, ona aitmiş gibi ulu orta, daha’da acı olanı bir toplantıda kullanması yadırgatıcıdır. Bu bilgisizlik kaynaklı değilse, (Sn.başkandan öğrenmek isteriz.) Kurtarıcımız ve kurucumuz yüce Atatürk’e değişik cepheden bir saldırıdır. Hatırlatırız‘ki; Atatürk’ü sevmeyebilirisiniz, fikirlerini benimsemeyebilirsiniz. Ama ona asla saldıramazsınız . Sn. Başkan sizi; Atatürk’e saldıranların safında görmek istemiyoruz. Çünkü o saflarda olanların taşıdıklarını sandıkları kanlarından kuşku duyuyoruz. Bilnmesini isteriz’ki; ülkemizin bu gün içine sürüklendiği durumdan birinci derecede, Atatürk’e ve kurduğu cumhuriyete her fırsatı değerlendirerek saldıranlar sorumludurlar. Bu düşüncelerimizi sizlerle de paylaşmak istedik.
    YÖNETİM KURULU ADINA:
    Mahmut ÖZYÜREK
    ADD ISPARTA ŞUBE BAŞKANI

    Coder senin yazdığn çizdiğin hiç bir şeye inanılmaz.Kesip biçip başka söz hakkındaki yazıyı getirip burada başka konuyla ilişkilendirmen çok komik olmuş.

    Kısacası Çetin Altan'ın ispatı diye koydugun kısım aslında Bursa Nutku ile alakalı değil.

    Sanıyorum ki bunu art niyetle yapıyorsunuz,siz de batın tarih araştırmanız da batsın




  • Yazının bir bölümünde ise kullandığın şu cümle asıl konuya yaklaşımını açığa veriyor:

    ''Bu nutkun uydurma olabileceğine dair iddialarsa şöyle:''


    Daha önceki yazdıklarında, bırakın bunları yalan bunlar,kanıtları var diyen kişinin daha sonra böyle bir cümleyle karşımıza çıkması da düşündürücü.

    Şu anki en ünlü ve en içi boş davanın savcıları gibisin vesselam.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tubul -- 5 Şubat 2010; 0:07:05 >
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.