1.4 motor egea deseniz neyse ama 1.6 atmosferik makine dediğiniz devirde 3 . vitese geçse 4500 altinda kalmaz. O devirde de 1.3 multijetin maksimum gücü olan 95hp den daha yüksek güç üretir. < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
Atmosferik benzin vs turbo dizel dik yokuş testi (50. sayfa)
-
-
Türkiye gibi dağı,taşı,rampası bol olan bir yerde hele bir de bagaj da yük 🆚 var ise düşük hacimli atmosferik motorun maximum tork aralığında vites atmadığınız sürece yoracaktır. Ben yıllarca turbo beslemeli benzinli ve dizel otomobil kullandım.
Şimdilerde ise günlük olarak sağa sola gitmeye Mitsubishi Colt 1.5 109 HP kullanıyorum. Kilo olarak 1000 kg hemen altındaki ağırlığı ile 2 yetişkin, 2 çocuk, 2 kabin bagajı olacak şekilde, bu ağırlık ile klima açık çok rahat başa çıkıyor.
Diğer otomobilim ise yine atmosferik 3.0LT 6 silindir. Bagaj tamamen dolu 2 yetişkin iki çocuk ne yokuşta zorlanıyor ne düzlükte gitmem diyor.
Ne yağ eksiltiyor ne de çok zorladığın zaman sağının solunun patlama riski var.
Günümüz 1.0, 1.2, 1,3 vb turbo beslemeli benzinli motorları ne kadar güvenli orası tartışılır.
Ancak günümüzdeki hayat pahalılığı göz önüne alındığında yakıt ekonomisi bakımından tercih sebebi haline geliyor.
Ben 1 senede en fazla 7.000 - 8.000 km yol yaptığım için turbo beslemeli bir otomobil tercih etmiyorum.
Atmosferik bir motor da Ayağının altında her zaman emrine amade bir güç var.
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
-
Aynen. Hele ki rampada gazdan ayağını çekmek zorunda kalırsan, tekrar gaza bastığında (Rampada önünüze araç çıkarak hızını düşürmeniz gereken bir durum düşünün) atmosferiğin toplaması turbo kadar hızlı olmuyor. Hatta aynı devri tutturamıyorsun. Turbo araç daha çabuk topluyor. Dolayısı ile daha rahat tırmanıyor.
-
Emeğine sağlık hocam, ciddi bir emek harcayarak veri dolu bir post hazırlamışsın. Tralles bu işin duayeniydi. Otomobil dinamiklerini, otomobil fiziğini bu forumda ve Türkiyedeki internette ondan iyi bilen birini tanımadım. Bir de vezir vardı, O.B.K vardı, Liontech vardı. Bunlar uzman düzeyinde bilgi sahibi üyelerdi, hele O.B.K müthiş bilgiliydi. Onlar da malesef kaçıp gittiler forumdan.
Bir de Karbon12 var hala yazıyor bildiğim kadarıyla ama onun değeri bilinmiyor. Yaşı gereği hem çok tecrübeli hem de çok bilgili ve otomativ endüstrisinin içinden gelen mühendis biri, çok bilgili ama çok doyurucu yazmadığı için gözlerden kaçıyor.
Ama sizin mesaj da trallesi aratmamış.
Maşallah diyorum. Fakat buradaki bilgilerden yararlanacak üye pek yok maalesef bu forumda. Kendi kısıtlı ve metot içermeyen deneyimlerini önceleyip, fizik bilimini geri itecek kadar da cahil cesareti almış başını gitmiş maalesef.
Yazdıklarında haklısın ama anlayan üye sayısı çok az çünkü çoğunda o kapasite yok. Zaten çoğu o yüzden okumamıştır bile yazdıklarını ve incelememiştir bile tablolarını çünkü biliyorlar ki anlamayacaklar.
Naçizane bir de ben bir şeyler eklemek isterim. Farklı marka ve model 2 aracın torkları, beygir güçleri, şanzıman oranları ve ağırlıkları aynı olsa bile sonuç farklı çıkabilir çünkü motordaki parazitik kayıplar, motorun enlemesine mi uzunlamasına mı yerleştirildiği, aks tipi, şanzıman tipi, diferansiyel tipi ve çekiş tekerlerinin ön veya arka olması gibi bir çok faktör motor gücünün tahrik tekerine ulaşana kadar farklı kayıplar vermesine yol açabiliyor. Mesela DCT Honda şanzımanı ilk 2 viteste %95,5 verimle çalışıyor ama aynı oranlara sahip başka tip bir şanzımanda verim %80 bile olabilir. Diferansiyelde ve aktarmada kullanılan dişli tipi, aksın üretim kalitesi dahi sonucu etkileyebilir. Hatta şanzıman yağının viskozitesi ve durumu bile...
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Torlak Kemal -- 16 Haziran 2022; 13:0:23 >
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X